Emsal Mahkeme Kararı İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/159 E. 2022/458 K. 06.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/159
KARAR NO : 2022/458

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23.03.2017
KARAR TARİHİ : 27.04.2022

Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı … Bank A.Ş vekilinin 23.03.2017 harç tarihli dava dilekçesi ile; Müvekkili bankanın … Teknoloji A.Ş. ile 25.01.2016 tarihinde 5.000.000,00 TL, 22.05.2015 tarihinde 5.000.000,00 TL, 14.02.2013 tarihli 2.000.000,00 TL ve 23.07.2012 tarihli 1.500.000,00 TL limitli kredi sözleşmelerinde diğer davalı … … Gıda A.Ş. …, … Mühendislik A.Ş., … Dış Ticaret A.Ş.’nin borçlu/müteselsil kefil olduğunu, kredi sözleşmelerinden kaynaklanana alacağın Maraş … Noterliğinin 04.08.2016 ve Maraş … Noterliğinin 09.03.2017 tarihli iki ayrı ihtarname ile kat edildiğini, kredi sözleşmesinden kaynaklanan borcun ödenmemesi üzerine borçlular hakkında İzmir 2. İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, davalı/borçlular vekilinin 20.03.2017 tarihli dilekçesiyle borca ve ferilerine itiraz ederek takibi durdurduğunu, davalı tarafın yetki itirazında bulunduğunu, sözleşmenin 31. maddesinde banka şubesinin bulunduğu (… Şubesinin) yerin yani İzmir mahkemelerinin yetkili olduğunun kabul edildiğini, yetki itirazının yersiz olduğunu, davalıların itirazlarının yersiz olması yönünde dava açmak durumunda kalındığını belirterek itirazın iptali, takibin 832.000,00 TL üzerinden devamı, %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı … Teknoloji Yatırım A.Ş., … Gıda A.Ş., … Dış Ticaret A.Ş., … Mühendislik A.Ş., … ve … vekilinin 14.04.2017 tarihli cevap dilekçesinde; Davacı bankanın kredi sözleşmelerini Maraş … Noterliğinin 04.08.2016 tarihli ihtarı ile kat ettiğini, kat ihtarnamesi ekindeki hesap özetinde 678.872,03 TL ana para ve 22.839,27 TL faiz borcunun bildirildiğini, müvekkillerinin faize itiraz ederek Karşıyaka … Noterliğinin 17.08.2016 tarihli ihtarnamesi ile davacı bankaya ihtarname gönderdiklerini, bankanın faiz işletebilmesi için öncelikle borçluya anapara borcunu kat ettiğini ihtar etmesi ve borçlunun cevabi ihtarı ile katın kesinleşmesi belirttiğini, bankanın kat ihtarından sonra faiz işletebileceğini, oysa bankanın müvekkillerini temerrüde düşürmeden faiz işlettiğini ve işlettiği faizi ilk kat ihtarnamesinde beyan ettiğini, fahiş faizlerin faize eklendiğini, bu nedenle itiraz edildiğini, takip öncesinde de kısmi ödemeler yapıldığını, yapılan ödemelerin takibe yansıtılmadığını, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini ve % 20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davacı vekilinin 24.04.2017 tarihli replik dilekçesinde; Davalıların cevaplarında yer alan faizin yasal olmadığını, iddialarının doğru olmadığını, 04.08.2016 tarihli ihtarnamede yer alan faiz alacağının temerrüt faizi olmayıp ihtar tarihine kadar işleyen akdi faiz olduğunu, temerrüt faizinin ihtardan sonra işlediğini ve uygulanan faiz oranının GKS, Bankacılık Mevzuatı ve Merkez Bankasınca bildirilen faiz oranına uygun olduğunu, kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın 09.03.2017 tarihli ihtarname ile kat edilmesinden sonra alacağı kredi sözleşmesiyle belirlenen temerrüt faiz oranının uygulandığını, davalının yapmış olduğu kısmi ödemelerin toplam borçtan düşüldüğünü, takip veya davadan sonra yapılan ödeme olmadığını belirterek talebini tekrar etmiştir.
Davalılar vekilinin 16.05.2017 tarihli düplik dilekçesinde; Davacının 04.08.2016 tarihli ihtarnamesinin ekindeki hesap özetinde … numaralı hesap için cari faiz, TL faizi, faiz ve BSMV adı altında talepte bulunulduğunu, itiraz edilen faizin devre faizi olmadığını, hesap özetinde açıkça 22.829,27 TL normal faiz işlendiğini, kredi sözleşmelerinde bankanın faiz işletebilmesi için öncelikle borçluya anapara borcunu kat ettiğini ihtar etmesi ve cevap ihtarı ile katın kesinleştirilmesi gerektiğini, kat ihtarından sonra faiz işletebileceğini, bu işlemiş faizin ikinci bir ihtarnamede borçluya ihtar edebileceğini, oysa bankanın müvekkillerini temerrüde düşürmeden faiz işlettiğini, icra takibindeki asıl alacağa fahiş faizlerin eklendiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Dava; genel ticari kredi sözleşmelerine istinaden yapılan takibe itirazın iptali davasıdır.
Tarafların delilleri toplanmış ve değerlendirilmiştir.
Genel kredi sözleşmeleri, İzmir 2. İcra Müdürlüğü’nün …/… Esas sayılı dosyası incelenmiş, bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Davalıların icra müdürlüğüne yapmış oldukları yetki itirazı incelendiğinde; Taraflar arasında yapılan kredi sözleşmeleri ve bu sözleşmelerin 31. maddesine göre yetkili mahkeme ve icra dairelerinin belirlendiği, sözleşmeyi imzalayan banka şubesinin bulunduğu yerin icra dairelerinin de yetkili olarak kabul edildiği, HMK m.17’ye göre tacirler ve diğer kamu tüzel kişilerinin aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlıkta bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşme ile yetkili kılabilmeleri mümkün olduğundan bu hüküm kapsamında davacı tarafın icra takibini sözleşmeyi imzalayan banka şubesinin bulunduğu (… Şubesi) İzmir İcra Müdürlüğünde yapmasında yasal bir engel olmadığı tespit edilmekle yetki itirazının reddine karar verilmiştir.
İzmir 2. İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı dosyasının incelenmesiyle; Takip alacaklısı … Bank A.Ş’nin takip borçlusu … Teknoloji Yatırım A.Ş., … Gıda A.Ş., … Dış Ticaret A.Ş., … Mühendislik A.Ş., … ve … aleyhine 10.03.2017 tarihinde 829.643,20 TL asıl alacak, işlemiş faiz, BSMV ve ihtar masrafı dahil toplam 833.830,08 TL üzerinden ilamsız icra takibine geçtiği, asıl alacağın %100 faiz ve %5 BSMV uygulanmasını talep ettiği, borçlulara ödeme emrinin gönderildiği, ancak 16.03.2017 tarihinde çıkarılan tebligatların (…, … ile diğer davalılar hakkında) yapıldığı ve davalıların 20.03.2017 tarihinde itiraz ederek takibi durdurdukları, itirazlarında faize, faizin başlangıç tarihine ve ferilerine aynı zamanda müvekkillerinin adresinin Manisa olması sebebiyle yetkiye itiraz ettikleri, takibin durdurulmasını talep ettiği, takibin 20.03.2017 tarihinde durduğu belirlenmiştir.
Dosya üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesinde bankacı bilirkişi …’den alınan 13.02.2018 havale tarihli raporda; Davacı bankanın … şubesinin davalı … Teknoloji AŞ ile genel kredi sözleşmesi yaptığı 13.500.000,00 TL’lik kredi kullanma konusunda anlaşıldığı, bu kredi sözleşmesine 23.07.2012 tarihinde 1.500.000,00 TL limit ile kefil davalı …, …, … Mühendislik AŞ, 14.02.2013 tarihinde 2.000.000,00 TL limit ile kefil …, …, … Mühendislik AŞ, 22.05.2015 tarihinde 5.000.000,00 TL limit ile kefil … Gıda AŞ, … Dış Ticaret AŞ, …, …, … Mühendislik AŞ, 25.01.2016 tarihinde 5.000.000,00 TL limit ile kefil … Gıda AŞ, … Dış Ticaret AŞ, …, …, … Mühendislik AŞ müteselsil kefil olarak imzaladıklarını, davalı şirkete tüzel kişi mevduat hesabından %24,24 aktif faiz oranı ile kredi kullandırıldığını, kredinin 04.08.2016 tarihindeki 45.865,55 TL borç bakiyesinin faizi ve ekleri ile birlikte 46.786,06 TL olarak kat edildiğini, yine diğer kredi hesabının da kat edildiğini, bu krediler için … Teknoloji AŞ, İzmir Karşıyaka … … ada … parseldeki taşınmazın 1.500.000,00 TL bedel ile ipotek edildiğini, ipotekli taşınmaz hakkında İzmir 11. İcra Müdürlüğünün
…/… Esas sayılı dosyası ile 28.03.2017 tarihinde 876.789,69 TL üzerinden takibe geçildiği, taşınmazın kıymetinin belirlendiğini, kredilerin muacceliyetinin 04.08.2016 tarihinde gerçekleştiğini, davalı borçlular ile banka arasında 13.10.2016 tarihinde kredi borcunu ödemesine dair protokol imzalandığını, bu protokolün GKS’nin ayrılmaz bir parçası olduğunun kabul edildiği, protokol kapsamında 820.000,00 TL olarak belirlenen borcun %16,80 faiz oranı ile yeniden yapılandırıldığını, ödemelerin 60 ay olarak bölündüğü ve toplam geri ödenecek tutarın 1.374.630,73 TL olarak tespit edildiği, her bir kefilin de bu sözleşmeyi imzaladığı, kredinin geri ödenmesi ile ilgili aksaklıklar bulunduğu bu nedenle 08.03.2017 tarihinde hesabın kat edilerek 09.03.2017 tarihl ihtarnamenin borçlu ve kefillere gönderildiği 13.03.2017 tarihinde yapılan tebligat ile borçlu ve kefillerin 15.03.2017 tarihinde temerrüde düştükleri, borcun ödenmemesi üzerine bankanın İzmir 2. İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı dosyasında 15.03.2017 tarihinde ilamsız icra takibine geçtiği, 829.643,20 TL asıl alacak 2.273,00 TL işlemiş faiz 113,65 TL %5 BSMV, 1.800,23 TL ihtarname gideri olmak üzere toplam 833.830,08 TL talep ettiği, borçluların takibe itiraz ederek takibi durdurduğu, kredi faiz ve faiz oranları incelendiğinde; alacağın kat tarihi itibarı ile 829.643,20 TL olduğu, işlemiş faiz talebinin taleple bağlı kalınarak 2.273,60 TL olarak belirlendiği ve %5 BSMV vergisinin de 113,65 TL olarak belirlendiği, toplam alacağın 832.029,85 TL olduğu, 1.800,23 TL ihtar giderinin bulunduğu, Davalı … Teknoloji AŞ’nin 1.500.000,00 TL taşınmaz ipoteğinin tespit edildiği, bu ipotek miktarının düşmesi ile alacağın tamamının teminat altına alındığı, müteselsil kefiller yönünden de kefalet limitinin altında kalan alacak bulunduğundan bu alacakla sorumlu oldukları, davacı bankanın dava dilekçesinde; 832.000,00 TL üzerinden takibin devamını talep ettiği, bu taleple bağlı kalınması ile 829.643,20 TL asıl alacak, 2.273,00 TL işlemiş faiz, 112,23 TL %5 BSMV olmak üzere toplam 832.000,00 TL olmak üzere ile 1.800,23 TL ihtar giderinin bulunduğu, asıl borçlu yönünden 1.500,00 TL ipoteğin bulunduğu, müteselsil kefiller yönünden ise tüm borçlardan sorumluluklarının bulunduğu, asıl alacağa yıllık %100 temerrüt faizi ve %5 BSMV ‘nin uygulanacağı belirtilmiştir.
Bu rapor taraflara tebliğ edilmiş ve davacı vekili 16.02.2018 tarihli beyan dilekçesi ile; davacı bankanın 15.03.2017 tarihi itibariyle asıl alacak işlemiş faiz ve BSMV miktarının belirlendiğini belirterek davanın kabulünü talep etmiştir.
Davalılar vekillerinin 26.03.2018 tarihli beyan dilekçelerinde; Faiz yönünden itirazların değerlendirilmediğini, kısmi ödemelerin yansıtılmadığını belirterek bilirkişiden ek rapor alınmasını talep etmiştir.
Toplanan deliller ve yapılan incelemelere göre;
Tarafların toplanan delilleri davacı bankanın İzmir … Şubesi ile Davalı asıl borçlu … Teknoloji AŞ arasında yapılan 13.500.000,00 TL kredi sözleşmesi, davacı banka ile asıl borçlu ve müteselsil kefiller arasında yapılan 13.10.2016 tarihli kredi borcunun ödenmesine dair protokol hükümleri değerlendirildiğinde, davacı bankanın davalı asıl borçluya kullandırmış olduğu krediye 23.07.2012 tarihinde 1.500.000,00 TL limit ile kefil davalı …, …, … Mühendislik AŞ, 14.02.2013 tarihinde 2.000.000,00 TL limit ile kefil …, …, … Mühendislik AŞ, 22.05.2015 tarihinde 5.000.000,00 TL limit ile kefil … Gıda AŞ, … Dış Ticaret AŞ, …, …, … Mühendislik AŞ, 25.01.2016 tarihinde 5.000.000,00 TL limit ile kefil … Gıda AŞ, … Dış Ticaret AŞ, …, …, … Mühendislik AŞ müteselsil kefil olduğu, kredi borcunun ödenmemesi üzerine asıl borçlu olan … Teknoloji AŞ aleyhine İzmir 11. İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı dosyası ile 876.789,69 TL üzerinden tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takibe geçildiği, takibin halen devam ettiği, diğer borçlular yönünden de hesabın 04.08.2016 tarihinde kat edilerek ihtarname gönderildiği, bilahare borçlu ile kefillerin banka ile 13.10.2016 tarihli protokol imzalayarak 820.000,00 TL borcu kabul ettikleri, kefillerin bu protokolü 1.374.630,73 TL kefalet limiti ile kabul ettikleri, kredi taksitlerinden birinin ödenmemesi halinde tüm borcun kendiliğinden muaccel olacağı ve en yüksek kredi faiz oranına %100 ilave edilerek temerrüd faizi uygulanacağının kararlaştırıldığı, asıl borçlu ve kefillerin bu sözleşmeyi kabul ettikleri, borcun taksitler halinde geri ödenmesi sırasında bankanın sözleşme hükümlerine dayanarak 08.03.2017 tarihinde hesabı kat ettiği, ödenmeyen alacakları belirlediği ve 820.000,00 TL ana para ile 9.184,00 TL işlemiş faiz 459,20 TL BSMV olmak üzere 829.643,20 TL üzerinden ihtarname gönderildiği, temerrüdün 15.03.2017 tarihinde gerçekleştiği, davalıların itirazlarının yerinde olmadığı 13.10.2016 tarihli protokol kapsamında borcu ve faiz oranlarını kabul ettikleri, buna göre bankanın alacağını taleple bağlı kalınarak 832.000,00 TL üzerinden hesaplanması ile, 829.643,20 TL asıl alacak, 2.244,57 TL işlemiş faiz ve 112,23 TL %5 BSMV toplamı 832.000,00 TL’yi asıl borçlu ve kefillerden talep edebileceği, ancak asıl borçlunun 1.500.000,00 TL’lik ipoteği bulunduğundan alacağın ipotek miktarını geçmemesi nedeniyle İİK m. 45 gereği asıl borçlu yönünden talebinin reddine karar vermek gerekmiştir. Takip talebinde belirtilen faiz oranının taraflar arasında yapılan 13.10.2016 tarihli protokol hükümlerine uygun olduğundan bu faiz oranının uygulanması gerektiği şeklinde karar verilmiştir.
Davacı vekili 12.06.2018 tarihli dilekçesiyle süresinde istinaf yoluna başvurarak, asıl borçlu ile ilgili ret kararına ve aleyhine verilen vekâlet ücretine ilişkin hükümlerin usul ve yasaya uygun olmadığını, tüm davalılar yönünden davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili 17.07.2018 tarihli dilekçesiyle istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi’nin …/… Esas – …/… Karar sayılı 31.12.2019 tarihli kararla “…İstinaf nedenleri resen incelenmesi gereken hususlar konusunda, dosya incelendiğinde, takibin genel kredi sözleşmesine dayanarak, asıl borçlu ve kefiller hakkında toplam 829.643,20 TL asıl alacak ve ferilere ile 833.830,00 TL üzerinden 27/03/2017 tarihinde başlatılmış olduğu, borçlular vekilinin 20/03/2017 tarihinde usulüne uygun olarak borca, ferilerine ve de yetkiye süresinde itiraz edildiği anlaşıldı. Müvekkillerinin adreslerinin Manisa olduğunu, dolayısıyla Manisa İcra Dairelerinin yetkili olduğunu belirtmiştir.
Sözleşmenin 31. Maddesinde sözleşmeyi yapan şubenin bulunduğu yer mahkemelerinin ve icra dairelerinin yetkisinin kabul edildiğini, asıl tarafların tacir olması sözleşmeyi yapan şubenin … şubesi olması sebebi ile İzmir icra dairelerinin yetkili olduğundan ötürü yetki itirazının 29/11/2017 tarihli celsede mahkemece tarafların huzurunda reddine karar verildiği, görüldü.
Mahkemece gerekçesi, dosya kapsamı, birlikte değerlendirildiğinde; istinafa konu kara da resen nazara alınması gereken konularda bir eksikliğin bulanmadığı istinaf nedeni konusunda denetleme yapıldığında da icra takip tarihi itibariyle davacı Bankanın lehine düzenlenmiş olan ipoteğin teminat altına alınan alacağa yetmediği rehin açığının söz konusu olduğuna dair herhangi bir bağlayıcı belgenin bulunmamış olması sebebe ile asıl borçlu hakkında mahkemece verilen İİK’nun 45. Maddesinin amir hükmüne uygun kararın kaldırılmasını gerektirir bir durumun olmadığı, ayrıca diğer davalılar yönünden verilen kabul kararının ve tüm davalılar yönünden verilen ücreti vekâletle ilgili istinafların da dosya kapsamına ve mahkeme gerekçesiyle yerinde olmadığı…” gerekçesiyle istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacı vekili 13.02.2020 tarihli dilekçesiyle istinaf gerekçelerini tekrarlayarak temyiz talebinde bulunmuştur.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin …/… Esas – …/… Karar sayılı 01.12.2021 tarihli kararıyla mahkememiz kararı bozulmuştur. Bozma gerekçesinde “…Dava, kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan genel haciz yoluyla icra takibine vaki itirazın iptali talebidir. İlk derece mahkemesince kefiller yönünden açılan davanın kabulüne, davalı-asıl borçlu … Teknoloji A.Ş. yönünden ise İİK 45. maddesi gereğince davanın esastan reddine karar verilmiş, davacı vekilinin istinaf talebi de Bölge Adliye Mahkemesince aynı gerekçeyle esastan reddedilmiştir.
Bilindiği üzere, İİK’nın 67. maddesinde düzenlenen itirazın iptali davaları icra takibi ile sıkı sıkıya bağlı olup bu davaların görülebilmesi, öncelikle, usulünce açılmış ve geçerli bir icra takibinin bulunmasına bağlıdır. Bir başka söyleyişle, itirazın iptali davaları bakımından, ortada geçerli bir icra takibinin bulunması, 6100 sayılı HMK’nın 114/2. maddesi çerçevesinde, İİK’dan kaynaklanan bir dava şartı olup HMK’nın 115/1. maddesi uyarınca davanın her aşamasında mahkemece gözetilmelidir. Öte yandan anılan nitelikteki dava şartının dava sırasında tamamlanabilir nitelikte olmadığı kuşkusuzdur. Bir başka deyişle, başlangıçta geçerli olarak başlatılmayan bir icra takibinin daha sonra, özellikle söylemek gerekirse itirazın iptali davası sırasında geçerli hale gelmesi yahut getirilmesi yasal olarak mümkün değildir.
İcra ve İflas Kanunu’nun 45/1. maddesi “Rehinle temin edilmiş bir alacağın borçlusu iflasa tabi şahıslardan olsa bile alacaklı yalnız rehinin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapabilir. Ancak rehinin tutarı borcu ödemeğe yetmezse alacaklı kalan alacağını iflas veya haciz yoluyla takip edebilir.” düzenlemesini içermektedir. Dava konusu icra takibi, ilk derece ve bölge adliye mahkemelerince de kabul olunduğu üzere, rehinle temin edilmiş bir alacağa ilişkin olup tesis edilen taşınmaz rehininin üst sınır ipoteği niteliğinde olduğu, tutarının ise 1.500.000,00 TL olarak belirlendiği, nitekim alacaklı tarafından aynı alacak için daha sonra başlatılan …/… sayılı ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibine konu edildiği anlaşılmaktadır. Dava konusu icra takibine konu alacağın rehin tutarının altındaki bir rakama dayalı olduğu açıktır. “Rehinli malın kıymetinin rehinli alacağı karşılamayacağı kuvvetle tahmin edilse dahi, alacağın rehinle karşılanamayacağı (açık kalacağı) tahmin edilen bölümü için, genel haciz yoluyla (veya iflas yoluyla) takip yapılamaz.” (bkz. Kuru, Baki, İİK C.III, sh. 2393). Alacaklı tarafından, işbu dava konusu icra takibinden sonra girişilen icra takibi sırasında, ipotekli taşınmazın satılarak paraya çevrildiği ve fakat elde olunan hasılanın borcu ödemeye yetmediği için rehin açığı belgesi düzenlendiği anlaşılmakta ise de, yukarda yapılan açıklamalar da gözetildiğinde, genel haciz yoluyla icra takibinden ve işbu davadan sonra düzenlenen rehin açığı belgesinin, yukarıda sözü edilen rehin tutarının altında kalan alacağın tamamı için girişilen işbu davaya konu icra takibine geçerlilik kazandırmayacağı için açılan itirazın iptali davası açısından dava şartının tamamlanması gibi bir etkisinin bulunması söz konusu değildir.
Şu halde, davacı vekilinin Bölge Adliye Mahkemesince verilen istinaf başvurusunun esastan reddine dair karara yönelik olarak aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Ancak, yukarıdaki açıklamalar ışığında, davalı asıl borçlu bakımından açılan itirazın iptali davasının dava şartı yokluğu nedeniyle reddi ve buna bağlı olarak davalılardan … Teknoloji A.Ş. yararına Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 7/2. maddesi uyarınca Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde yazılı miktarları geçmemek üzere üçüncü kısımda yazılı avukatlık ücretine hükmolunması gerekmekte iken davanın esastan reddi ile anılan davalı yararına fazla vekâlet ücretine hükmedilmesi doğru olmayıp davacı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddedilmesi yerinde bulunmadığından, davacı vekilinin anılan yöndeki temyiz itirazının kabulüyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir…” gerekçesi yer almıştır.
Bu karara uyularak Yargıtay bozma ilamında yer aldığı üzere istinaf eden davacı tarafın rehin ile ilgili talebinin Yargıtay bozma kararında reddedildiği ve böylece davacının alacağını ipotekle karşılandığı, belirlenmiş olduğundan bu kısım yönünden yeniden karar verilmemiştir. Ancak bozma kapsamında yer alan ve davalı … Teknoloji Anonim Şirketi yönünden vekâlet ücretinin Avukatlık Asgari ücret tarifesi m. 7/2 gereğince, 2. Kısmının 2. Bölümünde yer alan miktara hükmedilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Sebeplerle;
Davacı bankanın davasının KISMEN KABULÜ ile;
A)Davacı bankanın davalı borçlu kefiller; …, … Gıda AŞ, … Dış Ticaret AŞ, … ve … Mühendislik AŞ aleyhine İzmir 2. İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı dosyasında yaptığı ilamsız icra takibine itirazın kısmen iptali ile takibin taleple bağlı kalınarak 829.643,20 TL asıl alacak, 2.244,57 TL işlemiş akdi ve temerrüt faizi, 112,23 TL %5 BSMV olmak üzere toplam 832.000,00 TL nakit alacak üzerinden takibin devamına,
Takip konusu asıl alacak olan 829.643,20 TL’lik kısmına takip tarihinden itibaren yıllık %100 temerrüt faizi ve %5 BSMV uygulanmasına,
Alacak likit ve itiraz haksız olduğundan takip konusu alacak üzerinden %20 icra inkar tazminatı olan 166.400,00 TL’nin davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine
Fazlaya ilişkin talebin reddine,
B)Davacı bankanın davalı asıl borçlu … Teknoloji AŞ yönünden yaptığı takibe itirazın kabulü ile asıl borçlunun 1.500.000,00 TL’lik teminat ipoteğinin bulunduğundan ve alacağın bu miktarı geçmediğinden İİK m.45 gereğince talebinin reddine
C)Ödemelerin, icra giderlerinin, ihtarname giderlerinin ihtiyati haciz vekâlet ücretinin icra müdürlüğünce nazara alınmasına,
D)Tahsilde tekerrür edilmemesine,
E)Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 56.833,92 TL harcın dava açılışında alınan 10.039,33 TL ve icra dosyasına yatırılan 4.169,15 TL harç toplamı 14208,48 TL harçtan mahsubu ile eksik 42.625,44 TL harcın davalılardan …, …, … Mühendislik Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi, … Dış Ticaret Anonim Şirketi ve … Gıda Makine Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi’nden tahsili ile hazineye irat kaydına,
F)Davacı tarafından yargılama gideri olarak yapılan başvurma harcı 31,40 TL, peşin harç 10.039,33 TL, posta ve tebligat gideri 236,18 TL ve bilirkişi ücreti 400,00 TL olmak üzere toplam 10.706,91‬ TL’nin davalılardan …, …, … Mühendislik Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi, … Dış Ticaret Anonim Şirketi ve … Gıda Makine Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi’nden alınarak davacıya verilmesine,
G)Davacı kendini vekille temsil ettirdiğinden AÜTT’nin 13/1. maddesine göre belirlenen 47.230,00 TL vekâlet ücretinin davalılardan …, …, … Mühendislik Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi, … Dış Ticaret Anonim Şirketi ve … Gıda Makine Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi’nden alınarak tahsili ile vekili yararına davacıya verilmesine,
H)Davalı … Teknoloji Yatırımları Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi kendini vekille temsil ettirdiğinden AÜTT’nin 7/2. maddesine göre belirlenen 5.100,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak vekili lehine davalıya verilmesine,
I)HMK m. 333 gereği gider avansından artanın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Taraf vekillerinin yüzüne karşı ve gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 Haftalık yasal süresi içerisinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi. 27/04/2022

Başkan …
E-İmzalıdır

Üye …
E-İmzalıdır

Üye …
E-İmzalıdır

Katip …
E-İmzalıdır