Emsal Mahkeme Kararı İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/157 E. 2022/865 K. 06.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/157 Esas
KARAR NO : 2022/865

DAVA : 3. Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 09/03/2016
KARAR TARİHİ : 06/10/2022

Mahkememizde görülen …/… Esas …/… Karar sayılı kararının İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 18/01/2022 tarihli …/… Esas …/… Karar sayılı kararı ile Mahkememize gönderilen dosyanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin Mahkememize sunduğu 09/03/2016 tarihli dava dilekçesi ile;Davacı vekili tarafından mahkememize verilen 09/03/2016 tarihli dilekçesinde, Şırnak İcra Müdürlüğü’nün …/… esas sayılı takip dosyasında borçlu … A.Ş. ‘nin davacı nezdinde doğmuş ve doğması muhtemel hak ve alacaklarının haczi amacıyla tanzim edilmiş üçüncü haciz ihtarnamesinin davacıya 23/02/2016 tarihinde tebliğ edildiğini, borçlu … Madencilik Enerji İnşaat San. Ticaret Anonim Şirketinin 06/06/2009 tarihinde yaptığı olağan genel kurulda aldığı bir kararla … Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi şeklinde ünvan değişikliğine gittiğini, aynı toplantıda şirketin sermayesinin 500.000,00 TL kıymetinde olduğunu, bu sermayenin her biri 1000 TL kıymetinde 500 hisseye ayrıldığını, bundan 25 hisseye karşılık 25.000,00 TL’nin davacıya aidiyetinin tespit edildiğini, davacının yönetim kurulu üyesi olarak seçilmesine karar verildiğini, olayda davacının takip dosyasında borçlu şirketin ortağı olduğunu, ortaklık ilişkisi dışında başka bir ilişkisinin mevcut olmadığını, ortağı olduğu şirkete de her hangi bir borcunun olmadığını, açıklanan nedenlerle, davacının Şırnak İcra Müdürlüğü’nün …/… icra sayılı dosyasında borçlu şirkete ve dolayısı ile kötü niyetli dosya alacaklısına borçlu olmadığının tespiti maksadıyla iş bu davanın açıldığını, öncelikle Şırnak İcra Hukuk Mahkemesinde açılmış davanın huzurdaki davada bekletici mesele yapılmasına karar verilmesini, dava konusu üzerinden %20 kötü niyet tazminatına hükmedilerek davalılardan … üzerine yükletilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de davalılardan … üzerine yükletilmesine karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
Dava dilekçesi davalılara tebliğ edilmiş, davalı … SAN VE TİC A.Ş temsilcisi tarafından verilen 21/06/2017 tarihli dilekçesinde, davalı şirketin davacıdan hiç bir hak ve alacağının mevcut olmadığını, davalı şirkete ait ticari defter ve kayıtlar üzerinde bilirkişi marifeti ile yapılacak inceleme sonucu tanzim edilecek raporla davalı şirketin davacı …’dan alacaklı olmadığının ortaya çıkacağını, diğer yandan davacının takip dosyasında borçlu olan şirketin ortağı olduğunu, ortaklık ilişkisi dışında başka bir ilişkisinin mevcut olmadığını, ortağı olduğu şirkete de her hangi bir borcunun bulunmadığını, davacının Şırnak İcra Müdürlüğü’nün …/… icra sayılı dosyasında davalı şirkete ve kötü niyetli dosya alacaklısına borçlu olmadığının tespiti ile davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini, yargılamaya sebebiyet verdiğinden dolayı dava konusu üzerinden %20 kötü niyet tazminatına hükmedilerek davalılardan … üzerinde bırakılmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de davalılardan … üzerinde bırakılmasına karar verilmesinin istendiği görülmüştür.
Şırnak İcra Müdürlüğü’nün …/… esas sayılı takip dosyası uyap ortamından celp edilerek dosyamız içine alınmış, yapılan incelemede, alacaklının …, borçluların … Sanayi A.Ş. İle … Madencilik Enerji İnş.San.Tic A.Ş. Olduğu, takibin Şırnak Asliye Hukuk Mahkemesinin …/… esas sayılı dosyasından verilen …/… karar sayılı ilamına dayalı başlatıldığı, takibin kesinleştiği anlaşılmıştır.
Mahkememizde yapılan yargılama sonunda …/… Esas …/… Karar sayılı kararı ile; Davalı şirketin eski çalışanı tarafından davalı şirket aleyhine başlatıldığı beyan edilen (şirketin eski ünvanı adıyla) icra takibinde davacının davalı şirketin sermayedarı olması nedeniyle haciz ihbarnamelerinin gönderildiği, davacı tarafından bu ihbarnamelerden ilk ikisinin kendisine tebliğ edilmediğini iddia ettiği, üçüncü ihbarnamenin tebliği üzerine mahkememizde işbu davanın açıldığı, davacı tarafından davalıya herhangi bir borcunun bulunmadığının iddia edildiği, davalı şirket temsilcisi tarafından verilen dilekçe ile davacının borcunun olmadığı hususunun kabul edildiği, diğer davalı gerçek kişinin herhangi bir beyanda bulunmadığı, davacının davalı şirket defterlerine dayandığı ve şirket defterlerinin süresinde sunulmaması ve bulunduğu yerin bildirilmemesi nedeniyle HMK md.222/son uyarınca davacının iddiasının davalı şirket yönünden ispat edildiğinin kabulü gerektiği, ayrıca davacının davalı şirket olmasının tek başına 3. Kişi sıfatını kazanmasını sağlamayacağı, davalı gerçek kişinin, davacı ile davalı şirket arasında alacak borç ilişkisinin doğduğu ve davalı şirketin davacıdan alacaklı olduğu hususunu bu durumda ispatlaması gerektiği, bu hali ile davacının davalı gerçek kişi tarafından başlatılan icra takibinde davalı şirket yönünden sorumluluğunun doğumunu gerektiren bir hususun tespit edilemediği görülmekle davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği, davalı gerçek kişinin takip sırasında davacının zarara uğraması kastı ile hareket ettiğini gösterir herhangi bir delil elde edilmemekle ve bu nedenle kötüniyet tazminatı isteminin reddine dair hüküm kurulduğu görülmüştür.
Davalı vekilinin 19/07/2019 tarihli istinaf istemli dilekçesini dosyaya sunduğu Mahkememiz dosyasının istinaf incelemesi için İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesine gönderildiği görülmüştür.
İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 18/01/2022 tarihli …/… Esas …/… Karar sayılı bozma kararı ile; İlk Derece Mahkemesi’nce davanın kabulüne, yargılama masrafları ve harçtan davalı tarafın sorumlu tutulmasına karar verildiği görülmüştür.
Somut olayda icra takibine konu borcun dava tarihinden sonra 14.06.2018 tarihinde ödendiği, icra dosyasının infaz olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece davanın konusuz kalması nedeniyle davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesi gerekirken davanın esasına girilerek kabulüne karar verilmesi hatalı bulunmuştur.
Yine üçüncü haciz ihbarnamesine karşı menfi tespit davalarında yargı harçları ve vekalet ücretinin maktu yerine nispi tayin edilmesi doğru olmamıştır.
Davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında “karar verilmesine yer olmadığına” karar verilmesi halinde, yargılama giderleri ile bunun kapsamına dahil olan vekalet ücreti (HMK m. 323/1-ğ) hakkında, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumu nazara alınarak hüküm tesis edilmelidir.(HMK m. 331/1).Somut olayda üçüncü haciz ihbarnamesinin gönderildiği tarih itibariyle davacı tarafın alacaklı tarafa borcunun bulunup bulunmadığının araştırılarak haklılık durumunun tespit edilmesi, buna göre vekalet ücreti ve yargılama masraflarının takdir edilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi dairemizce usul ve yasaya aykırı bulunmuştur.
22/07/2020 tarihli ve 7251 Sayılı Yasa ile Değişik HMK’nın 353/(1)-a-6.maddesinde ise; “Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması ya da talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemiş olması” halinde HMK 353/(1)-a-6.bendi uyarınca bölge adliye mahkemesinin esası incelemeden kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine duruşma yapmadan kesin olarak karar vereceği yönünde düzenleme getirilmiştir.
İlk derece mahkemesince, yukarıda belirtilen yasal düzenlemelere aykırı olarak karar verilmiş olması nedeniyle, davalı … avukatının istinaf başvurusunun kabulü ile kararın kaldırılarak dosyanın dairemiz kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere mahkemesine gönderilmesi gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
Şeklinde karar verilerek dosyamızın Mahkememize iade edildiği, iş bu esas numarasını aldığı görülmüştür.
Bozma kararı uyarınca yargılama devam ederken davacı vekilinin 06/10/2022 tarihli celsede dava konusu icra takip dosyasındaki borcun ödendiğini, davanın açılmasına sebebiyet verildiğinden bahisle davanın kabulüne dair karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
Dosyada yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davacı adına tebliğ edilen haciz ihbarnameleri sonrası üçüncü haciz ihbarnamesi sonrası davacı tarafından mahkememize açılan dava ile İİK md 89/3 hükmü gereği borçlu olunmadığının tespiti isteminde bulunulduğu anlaşılmıştır.
Dava konusu icra takip dosyasında takibe konu edilen borcun Mahkememizde yargılama devam ederken 14/06/2018 tarihinde ödendiği ve dava konusunun ortadan kalktığı karar sonrası verilen İstinaf dilekçesi ile anlaşılmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama sırasında tarafların haklılık durumları yönünden araştırma yapıldığı ve davacı ile davalılar arasında doğrudan bir alacak borç ilişkisinin olmadığı, davacının icra takip dosyası borçlusu şirkete borçlu olduğunu gösterir kaydın tespit edilemediği, bu hali ile davacının davalı borçlu şirkete borçlu olmadığının tespit edildiği, davalı borçlu şirketin davacıdan alacaklı olduğunu gösterir bir kaydın tespit edilemediği, davalı şirket tarafından ödeme yapıldığı halde davalı taraflarca dosyaya herhangi bir bildirimde bulunulmadığı, bu durumun kararın istinaf edilmesi sırasında ileri sürüldüğü, davanın açılması ve devamı süresince bu hususların dosyaya yansıtılmamasının sorumlusunun da davacı olacağı yönündeki savunmanın mahkememizce kabulünün mümkün olmadığı, bu hali ile dava dosyasında yargılama giderlerinden davalıların sorumlu olduklarının kabulü gerektiği, davacı tarafça kötüniyet tazminatının reddine ilişkin hükmün istinaf edilmemesi nedeniyle bu hususun kesinleştiğinin kabulü gerektiği sonuç olarak davanın konusu kalmadığından esası hakkında karar verilmesine yer olmadığı anlaşılmış aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
Davanın konusu kalmadığından ESASI HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
Kötüniyet tazminatı isteminin REDDİNE,
Peşin alınan harcın red harcına mahsubu ile 51,50 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
Karar kesinleştiğinde kalan gider avansının yatıran taraflara iadesine,
Dair karar, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvuru yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 06/10/2022

Yazman …
e-imza

Yargıç …
e-imza