Emsal Mahkeme Kararı İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/1115 E. 2023/342 K. 13.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/1115
KARAR NO : 2023/342
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 30/12/2022
KARAR TARİHİ : 13/04/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Davacı vekili, dava dilekçesi ve duruşmalarda özetle; davalılardan … Ata Ekmek A.Ş.’nin ruhsat sahibi olduğu … plaka numaralı kamyonetin, diğer davalı … sevk ve idaresinde iken 03.07.2022 tarihinde müvekkiline ait … plakalı araca çarparak, aracın büyük oranda maddi hasara uğramasına ve dolasıyla araçta değer kaybı oluşmasına sebep olduğunu, söz konusu kazanın meydana gelmesinde %100 kusurun davalıya ait olduğunu, Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi’nin ekte yer alan raporu ile de tespit edildiğini, bu kazanın ardından müvekkile ait aracın yetkili servis olan … Borovalı Otomotiv’e çekildiğini ve kaza tarihinden 05.10.2022 tarihine kadar aracın tamirinin devam ettiğini, tamir süresini gösterir imzalı ve kaşeli belgenin dava dışı … Borovalı Otomotiv’den alındığını, bunun üzerine aracı büyük hasar alan ve uzun süre tamir görmek zorunda kalacağının yetkili servis tarafından kendisine bildirilen müvekkilinin mecburen araç kiralamak zorunda kaldığını, araç kira bedeli olarak toplam bedel 27.258,00-TL ödediğini, söz konusu zarardan sorumlu olan davalılar aleyhine İzmir … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, ancak davalıların takibe itiraz ederek durdurulduğunu belirterek, davanın kabulüne, davalıların itirazının iptaline ve takibin devamına, davalılar aleyhine alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de davalılara tahmiline karar verilmesini dava ve talep ettiği görülmüştür.
Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesi ve duruşmalarda özetle; davanın zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiğini, tarafların niteliği dikkate alındığında mahkemenin görevsiz olduğunu, dosyanın Asliye Hukuk Mahkemelerinde görülmesi gerektiğini, bu nedenle görevsizlik kararı verilmesi gerektiğini, müvekkili şirketin söz konusu icra dosyasında taraf sıfatının olmadığını, davacı tarafın müvekkili şirketi işleten sıfatı ile icra takibinde taraf gösterdiğini, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nda araç işleten ve işletenin hukuki sorumluğunun açıkça hüküm altına alındığını, davacı taraf, aracının 94 gün boyunca tamirde kaldığını ve bu sürede araç kiralamak zorunda kaldığını belirtmiş ise de, çarpışmasının etkisi gözönünde bulundurulduğunda aracın 94 gün boyunca tamirde kalmasını gerektirecek bir kaza meydana gelmediğini belirterek, davanın zamanaşımı ve husumet yönünden usulden reddine, davanın görevsizlik kararı verilerek asliye hukuk mahkemesine gönderilmesine, müvekkili hakkında kötüniyetli olarak takip başlatan davacı hakkında %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de davacıya tahmiline karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
Davalı …’e dava dilekçesi ve ekleri usulüne uygun olarak tebliğ edildiği halde davaya cevap vermediği, Mahkememizin 13/04/2023 tarihli duruşmasında meydana gelen kazada herhangi bir kusurunun bulunmadığını, davacı tarafın bu kaza sebebiyle aracının 3 ay tamirde kalmasının abartılı olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası incelendiğinde; alacaklı … tarafından borçlular … A.Ş, … Ve … Ekmek ve Unlu Mamüller Üretim… A.Ş aleyhine 03.07.2022 tarihinde meydana gelen kaza nedeniyle alacaklıya ait aracın tamirde kaldığı süre boyunca araç kiralandığından bahisle araç kiralama bedellerinin tahsili için toplam 27.258,00 TL alacağın tahsili için ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin borçlu … A.Ş’ye ve borçlu …’e 28.10.2022 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu …’in 01.11.2022 tarihinde, borçlu … A.Ş ise 31.10.2022 tarihinde borcun tamamına ve tüm ferilerine itiraz etmeleri üzerine takibin durduğu görülmüştür.
Davacının tacir araştırmasının yapılması için İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğüne, İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Odasına ve Vergi dairesine müzekkereye yazıldığı, İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğünün cevabi yazısında, davacının ticaret sicil kaydına rastlanılmadığının belirtildiği; Kemalpaşa Vergi Dairesi Müdürlüğünün cevabi yazısında davacı …’un işletme hesabı esasına göre defter tuttuğu ve ikinci sınıf tüccar sayıldığının belirtildiği; İzmir Esnaf ve Sanatkarlar odasından gelen yazıda ise davacının tavukçuluk-şarküteri esnaf kaydının olduğu belirtilmiştir.
Dava; trafik kazası nedeniyle davacıya ait aracın hasar gördüğü dönemde kiralanan araç bedelinin davalı sürücü ve davalı işletenden tahsili istemiyle başlatılan takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4. maddesinde, bu kanundan doğan hukuk davalarının ticari dava sayıldığı, aynı Kanunun 5. maddesinin ikinci fıkrasında, bir yerde ticaret mahkemesi varsa asliye hukuk mahkemesinin vazifesi içinde bulunan ve bu Kanunun 4. maddesi hükmünce ticari sayılan davalara ticaret mahkemesinde bakılacağı hususları düzenlenmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4/1. maddesinde her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı hüküm altına alınmıştır. Buna göre bir uyuşmazlığın ticari nitelikte olabilmesi için, her iki tarafın da ticari işletmesini ilgilendirmesi yahut aynı maddenin alt bentlerinde düzenlenen istisnalardan birine dahil olması gerekmektedir.
TTK’nın 14. maddesine göre “Bir ticari işletmeyi kısmen dahi olsa kendi adına işleten kimseye tacir denir.” Aynı Kanunun 17. maddesi hükmünce de; “iktisadi faaliyeti nakdi sermayesinden ziyade bedeni çalışmasına dayanan ve kazancı ancak geçimini sağlamaya yetecek derecede az olan sanat ve ticaret sahipleri tacir değildir.” düzenlemesi yer almaktadır.
Diğer taraftan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hâl böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca ticari davalar asliye ticaret mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Diğer taraftan aynı düzenleme gereğince, asliye ticaret mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’ndan ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemelerce re’sen incelenir.
Somut olayda, 03.07.2022 tarihinde davacıya ait araç ile davalıların işleteni ve sürücüsü olduğu aracın karıştığı trafik kazası nedeniyle davacı taraf aracının hasar gördüğünü ve tamir süresi boyunca araç kiraladığından bahisle kira bedelinin tahsili için davalı sürücü ve davalı işleten aleyhine başlattığı takibe yapılan itirazın iptali istemiyle iş bu davayı açtığı, tacir olmayan davacının davalı … A.Ş aleyhine işleten olarak KTK’nun 85. Maddesi gereğince ve davalı sürücü … aleyhine ise TBK 49 madde hükümlerine göre açtığı davanın, mutlak ticari dava olmadığı gibi, davanın niteliğine göre nisbi ticari dava da olmadığı anlaşıldığından davacı tarafından açılan iş bu davada Mahkememizin görevli olmadığı, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu anlaşılmakla, HMK’nun 115/2 maddesi uyarınca davanın usulden reddine, HMK’nun 20. maddesi uyarınca kararın kanun yoluna başvurulmadan kesinleşmesi halinde kesinleşme tarihinden itibaren 2 hafta içinde kanun yoluna başvurulursa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde gönderilme talebinde bulunulduğu takdirde dava dosyasının görevli İzmir Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi HMK 294/4 mad. gereğince bir ay içinde açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafından açılan iş bu davada Mahkememizin görevli olmadığı, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu anlaşılmakla, HMK’nun 115/2 maddesi uyarınca davanın usulden REDDİNE
2-HMK’nun 20. maddesi uyarınca kararın kanun yoluna başvurulmadan kesinleşmesi halinde kesinleşme tarihinden itibaren 2 hafta içinde kanun yoluna başvurulursa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde gönderilme talebinde bulunulduğu takdirde dava dosyasının görevli İZMİR ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK’nun 331/2 maddesi uyarınca harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
Dair, davacı vekilinin, davalı …’in ve davalı … vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde, istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.13/04/2023

Katip…
e-imzalı

Hakim…
e-imzalı