Emsal Mahkeme Kararı İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/105 E. 2022/469 K. 28.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/105
KARAR NO : 2022/469

DAVA : Alacak (Ticari Satıma Konu Malın İadesi)
DAVA TARİHİ : 04/02/2022
KARAR TARİHİ : 28/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satıma Konu Malın İadesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili, dava dilekçesi ve duruşmalarda özetle; müvekkilinin 09.04.2021 tarihinde … Otomotiv San. Tic. Ltd. Şti’ den Fiat Egea Marka 1.4 benzinli motor şasi Numarası … olan aracı ticari sarı taksi de kullanmak üzere satın aldığını, aldığı araca garantili olarak aracı aldığı servis olan … Otomotiv San. ve Tic. Ltd. şirketinde LPG taktırdığını, . müvekkilinin taksicilik yaparak geçimini sağladığını, sıfır araç almasının mantığı yaptığı işte boş gün geçirmemek, güvenli bir araçla müşterilerinin yolda kalmasının önüne geçmek aynı zamanda gelir kaybına uğramamak olduğunu, garantili diye güvenerek aldığı araçtan bugüne kadar birçok defa zarara uğradığını, sıfır km olarak aldığı aracına güveni kalmadığı gibi ayıplı aracın açtığı masrafları cebinden ödediğini, aracın 3 yıl 60.000 Km yasal garanti süresini takip eden 4.ve/veya 5. yıl veya toplam 100.000 km kullanım boyunca garantili olduğu için satın alındığını, satıcı firma ile çeşitli defalar görüşme yapıldığını, yasal süresi içinde ihtar çekildiğini, arabulucu başvurusu sonucunda satıcı firma ile anlaşamadıklarını, müvekkilinin çektiği noter ihtarnamesi ile seçimlik hakkını kullanarak aracın yeni 0 km bir araçla değiştirilmesini istediğini, yapılan yazışma ve görüşmelerde sorunun tamir ile düzeltilmesi yoluna gidildiği halde sorunlar giderilmediği gibi aracın sök tak işlemleri sonucunda orijinalliğinin kaybolduğunu, 20.07.2021 tarihinde ilk kez müvkkilinin … numaralı telefon numarasından … nolu … firmasının iletişim numarasını arayarak durumu bildirdiğini, görüşmelerin kayıt altına alındığını bu kayıtların celbini talep ettiklerini, müvekkilinin aracındaki yağ yakma probleminin günden güne arttığı için sorunun çözülmesi adına ivedilikle 22.09.2021 tarihinde … otomotiv servisine götürerek durumu tekrar izah ettiğinde, araç için gerekli incelemeler yapıldıktan sonra araçta yağ yakmayla/eksiltmeyle ilgili bir sorun olmadığı, LPG hava filtresini geç değiştirdiği için garanti kapsamına sokmadan 9.025,77 TL müvekkil tarafından ödenerek aracın serviste yapıldığını, ancak yapılan onarım işlemi aracın yağ eksiltme sorununa çözüm olmadığını, müvekkilinin yağ eksiltme sorunuyla ilgili telefon görüşmelerine devam ettiğini, 01.11.2021 tarihinde incelendiğinde görüleceği üzere … otomotiv ve … yetkilileriyle yapılan görüşmeler neticesinde aracın yağ eksiltme sorununa kanaat getirildiğini, araç motorunun conta silindir kapağının değiştirildiği, sekman-piston sökülüp takıldığı, kol yatakları değiştirildiğini, yani garanti kapsamında motor üzerinde yapılan onarımların hepsinin yağ eksiltme sorununun çözümüne yönelik olduğunu, arabulucu aşamasında yetkililerle yaptıkları görüşmelerde araçtaki sonradan ortaya çıkan ayıbı bir nevi kabul ettiklerinden dolayı 9.025,77 TL’nin müvekkiline iade edilebileceğini beyan ettiklerini, garanti kapsamında onarılan aracın yapılan onarım işlemleri değerlendirildiğinde araçta yağ eksiltme sorununun olmadığını savunmak hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, maalesef 0 km araç için sonradan meydana çıkan ayıp neticesinde olduğundan aracın misliyle 0 Km ile değiştirilmesini talep ettiklerini, 2010 yılında fiat albea marka aracını 0 KM olarak … Otomotiv San.Tic.Ltd. Şirketinden aldığını, müvekkilinin uzun yıllardır 0 km araç alarak … firmasıyla çalıştığını, 2010 model Fiat /albea markalı aracı da 30.000,00 TL bedelle İzmir ili Gaziemir ilçesi … Noter ‘de satış sözleşmesi ile yapıldığını, 125.000 TL
…’”ın hesabından “… araç alım bedeli” açıklamasıyla lehdar olan … otomotiv San. Tic.Ltd. Şirketine gönderildiğini, müvekkili tarafından elden ve nakden 2.500,00 TL kaparo maksadıyla verildiğini, yani müvekkilinin araç için … otomotive 157.500,00 TL ödeme yaptığını, yine müvekkilinin aracın çalışamadığı günler için taksimetre kayıtları üzerinden bir hesaplama yapılarak müvekkiline ticari kazanç kaybı ödemesi yapılabilmesi için şimdilik belirsiz alacak talepleri olduğunu, açıklanan nedenlerle müvekkiline ait 0 km alınan araçta sonradan meydana gelen ayıplar neticesinde yapılan onarımların araçtaki sorunları çözmediğinden, aracın misliyle 0 KM yeni ve ayıpsız bir mal ile değiştirilmesine, ayıplı mal için yapılan onarım masraflarının müvekkiline iadesine, müvekkiline ait aracın onarım için kapalı kaldığı ticari kazanç kaybının belirlenerek müvekkiline ödenmesine, dosyada mevcut zararımız bilirkişilerce yapılacak inceleme sonucu tespit edilince ıslah etmek kaydıyla ve fazlaya ilişkin hakları saklı tutarak, şimdilik tamirat ücreti için 9.025.77 TL, aracın onarım süresindeki ticari kazanç kaybı için şimdilik 1.000,00-TL’nin belirsiz alacak olarak davalılardan alınarak müvekkiline verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep ettiği görülmüştür.
CEVAP : Davalı … Otomobil Fabrikası A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davanın reddi gerektiğini, yağ eksiltme şikayetine istinaden yapılan inceleme ve ölçümler neticesinde, davaya konu araçta, sorun olarak değerlendirilebilecek standart dışı ve öngörülmeyen bir duruma rastlanmadığını, davaya konu araç motorunda herhangi bir ayıp söz konusu olmadığını, araçta belli miktara kadar eksilmenin üretici tarafından normal kabul edilmiş olduğu, her halükarda davaya konu araçta lpg sistemi olduğundan bunun kaçınılmaz olacağını, araç motorunda herhangi bir arıza olmamasına rağmen davacının talebiyle araca segman uygulaması yapıldığını, davaya konu araçta, tıpkı misli veya muadili sayılabilecek farklı (hatta yüksek) model ve marka araçlarda olduğu gibi kullanım sırasında belli miktara kadar yağ eksiltmesinin öngörüldüğünü, el klavuzlarında periyodik bakım beklenmeksizin yapılması uyarılarında bulunulduğunu, motor yağı eksilmesini, kullanım tarzından/ şeklinden -sakin kullanım, yüksek devir kullanımı gibi- tutun, araca lpg gibi harici uygulamaların yapılmasına, dönem itibariyle şehir içi veya şehir dışı kullanımdan tutun mevsimsel olarak sıcaklık farklarına kadar birden çok değişken belirleyebildiğini, yağ eksilmesi yönünden belirleyici olan ise lpg uygulaması olduğunu, davacı şikayetine istinaden yapılan ilk yağ eksiltme ölçümünde önce araçta 1000 km.de 270 gr. Eksildiğinin tespit edildiğini, bu değerin, öngörülen limitlerin altında olduğu ve motorda bir arıza-ayıbın zaten söz konusu olmadığının davacıya bildirildiğini buna karşın davacının talep ve onayı ile araca segman uygulaması yapıldığını, davacının motor için ödediği ve iade istediği bedelin bu talebi üzerine yapılan segman uygulaması için yaptığı ödeme olduğunu, araçta herhangi bir arıza veya ayıp olmaksızın davacının talebiyle işlem yapılmış olduğundan, işlem yetkili servisçe ücreti karşılığında yapıldığını, bu uygulama sonrası nihai ölçümde ise eksiltmenin 2000 km.de 450 gr. olarak tespit edildiğini, yağ eksiltme üst limitinin ise 400 gr. Olduğunu, üretim kaynaklı ayıp iddiasını ise asla kabul etmediklerini, aracın ticari olarak işletildiği ve üzerinden kazanç sağlandığı mevcut halde değişiminin talep edilmesi hak ve menfaatler dengesine uygun olmadığını, ticari olarak kullanılan aracın 10 ay boyunca 47008 km. den fazla km. kullanılmış ve bu kullanım süresince üzerinden gelir elde edilmiş olduğunu, bu nedenle aracın değişime konu edilmesinin hak ve menfaatler dengesine uygun olmadığını, davaya konu aracın gördüğü servis işlem sürelerinin kayıtlarıyla sabit olduğunu, bunların hiçbirinde makul tamir sürelerinin aşılmadığından, davacının ticari kazanç kayıp taleplerinin de hukuka aykırı olduğunu, dava dilekçesinde belirtilen 22.09.2021 diğeri de 01.11.2021 tarihli yetkili servis işlemlerinde sırasıyla 9 ve 5 İş günü kaldığını, diğer davalı yetkili bayi ve servis … Otom.’ den temin edildiğini, dolayısıyla bu her iki servis işleminin de bir hayli makul sürede tamamlandığını, yasanın belli hükümlerle korumayı amaçladığı tüketicinin taraf olduğu yargılamalarda bile tamirin 10 iş gününü aşması halinde tüketiciye ikame araç tahsis edileceğinin belirtildiğini, bu nedenle davacının yerinde olmayan ve mesnetsiz ticari kazanç kayıp talebinin reddi gerektiğini, açıklanan nedenlerle haksız ve mesnetsiz ikame edilmiş davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
Davalı … Otomotiv San. Tic. Ltd. Şti. vekili yasal süresinden sonra sunduğu cevap dilekçesinde özetle; Davanın esasına ilişkin açıklamalara girmeden önce, davacı tarafın “Arabulucu aşamasında yetkililerle yaptığımız görüşmelerde araçtaki sonradan ortaya çıkan ayıbı bir nevi kabul ettiklerinden dolayı 9.025,77-TL’nin müvekkilime iade edebileceğini beyan ettiler.” şeklindeki beyanını hiçbir şekilde kabul etmediklerini, tarafların arabuluculuk faaliyeti çerçevesinde kendisine sunulan veya diğer bir şekilde elde ettiği bilgi ve belgeler ile diğer kayıtları gizli tutmakla yükümlü olduğunu, kanuna aykırı olan bu beyan ile ilgili yasal hakları saklı tutularak, davacı tarafın bu konudaki beyanına itibar edilmemesini talep ettiklerini, davaya konu aracın ticari sarı taksi olarak kullanılan, benzinden LPG kullanımına dönüştürülmüş bir araç olduğunu, aracın olağandan fazla yağ eksilttiğinin iddia edildiğini, davacının kendi beyanında eksildiğini beyan ettiği miktar bile, üretici firma olan …’ın belirlediği olağan yağ eksilmesi miktarının çok altında olduğunu, buna ilişkin bilgi ve uyarılar, kullanıcı el kitabında yer aldığını, yağ kontrolü ve eksilme halinde ilavelerin periyodik bakım beklenmeksizin yapılması gerektiğini, yağ eksiltme sebebi ile müvekkili şirket servisine başvuran davacının aracı üzerinde gerekli kontroller ve incelemeler yapıldığını araçta ayıp olarak değerlendirilebilecek olağan dışı bir duruma rastlanılmadığını, LPG’li aracın benzinli araca göre daha çok yağ yakacağı davacı tarafça da bilinen bir gerçek olduğunu, bu hususum ayıp olarak öne sürülemeyeceğini, davacının onarım için ödemiş olduğu bedelin iadesini de talep ettiğini, bu talebinin de kabulünün mümkün olmadığını, zira garantili bir araç satın alınmış olmasının, kullanım hatalarından kaynaklanan zararı kapsamadığını, davacının belirli periyotlarla gerekli bakımları yaptırması gerektiğini, kullanıcı hatasından kaynaklanan zararın davalılara yükletilmesinin kabul edilemeyeceğini, davacının aracı taksi olarak kullanılan ve yaklaşık 50 bin kilometrede bir araç olduğunu, şuan dahi davacının aracı kullanarak gelir elde ettiğini, aracın bir an için ayıplı olduğu düşünülse dahi, ticari olarak kullanılan ve gelir elde edilen bu aracın yenisi ile değiştirilmesinin hakkaniyetli olmayacağını, açıklanan nedenlerle, davacının dava ve talepleri yerinde olmadığından davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
DELİLLER :Davacı iddiasını ispata yönelik olarak; servis raporları, faturalar, sunulu evraklar, … nolu … servis telefonuna ait ses kayıtları, araç fotoğrafları, yargıtay kararları, tüm resmi ve özel kurumlardan alınacak belgesel deliller, bilirkişi ve hazırlayacağı raporlar, taksimetre kayıtları, İzmir Gaziemir … Noter’de müvekkile ait albea marka aracın 30.000,00 TL satış sözleşmesinin celbi, tanık beyanları, yemin, gsm kayıtlarına dayandığı görülmüştür.
Davalı … Otomobil Fabrikası A.Ş vekili savunmasını ve iddialarını ispat yönünde; Araç ruhsat ve trafik kaydı, yağ eksiltme limitlerine dair kullanıcı el kitabı ve diğer markaların kullanıcı el kitapları ilgili kısımları, servis iş emirleri, keşif, bilirkişi incelemesi ve yemin delile dayandığı görülmüştür.
Davalı … Otomotiv San. Tic. Ltd. Şti. vekili savunmasını ve iddialarını ispat yönünde; servis kayıtları, iş-kabul formları, araç ruhsatı, bilirkişi incelemesi, araca ait kullanıcı el kitabı, gerektiğinde tanık delillerine dayandığı görülmüştür.
DEĞERLENDİRME :Dava; davalıdan satın alınan sıfır araçtaki ayıp iddiasına dayalı olarak aracın ayıpsız benzeri ile değiştirilmesi, ayıp nedeniyle yapılan onarım masrafları ve kazanç kaybı istemine ilişkindir.
Yapılan yargılama, toplanan kanıtlar ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde,
Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4. maddesinde, bu kanundan doğan hukuk davalarının ticari dava sayıldığı, aynı Kanunun 5. maddesinin ikinci fıkrasında, bir yerde ticaret mahkemesi varsa asliye hukuk mahkemesinin vazifesi içinde bulunan ve bu Kanunun 4. maddesi hükmünce ticari sayılan davalara ticaret mahkemesinde bakılacağı hususları düzenlenmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4/1. maddesinde her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı hüküm altına alınmıştır. Buna göre bir uyuşmazlığın ticari nitelikte olabilmesi için, her iki tarafın da ticari işletmesini ilgilendirmesi yahut aynı maddenin alt bentlerinde düzenlenen istisnalardan birine dahil olması gerekmektedir.
TTK’nın 14. maddesine göre “Bir ticari işletmeyi kısmen dahi olsa kendi adına işleten kimseye tacir denir.” Aynı Kanunun 17. maddesi hükmünce de; “iktisadi faaliyeti nakdi sermayesinden ziyade bedeni çalışmasına dayanan ve kazancı ancak geçimini sağlamaya yetecek derecede az olan sanat ve ticaret sahipleri tacir değildir.” düzenlemesi yer almaktadır.
Diğer taraftan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hâl böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca ticari davalar asliye ticaret mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Diğer taraftan aynı düzenleme gereğince, asliye ticaret mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’ndan ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemelerce re’sen incelenir.
Mahkememizce Ödemiş Ticaret Sicil Müdürlüğüne müzekkere yazılarak davacının ticaret sicil kaydı var ise gönderilmesi istenilmiş olup, dosyaya gelen 14.02.2022 tarihli cevabi yazıda davacının ticaret sicil kaydına rastlanmadığı bildirilmiştir.
İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği’nin 15.02.2022 tarihli yazı cevabına göre, davacının 18.04.1989 kayıt tarihli taksicilik mesleği nedeniyle oda kaydının devam ettiğinin bildirildiği görülmüştür.
Ödemiş Vergi Dairesi Başkanlığı ‘ndan gelen yazı cevabına göre davacının taksi ile yolcu taşımacılığı faaliyetinden dolayı basit usul gelir vergisi mükellefi olduğu ve defter tutma mecburiyetinin bulunmadığı, 2021 yılına ilişkin basit usul gelir vergi mükelleflerinin kazançlarının gelir vergisinden müstesna olduğu, 2020 yılına ilişkin olarak verilen gelir vergisi beyannamesine göre davacının gayri safi hasılatının 21.740,00 TL olduğunun bildirildiği, buna göre davacının gayri safi hasılat tutarlarının esnaf ve tacir ayrımında dikkate alınması gereken defter tutma hadlerinin altında kaldığı, davacının tacir değil, esnaf olarak faaliyetini sürdürdüğünün anlaşıldığı, buna göre uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olmadığı, bu haliyle davanın nispi ticari dava olarak da kabul edilemeyeceği, ayrıca davanın TTK’ nun 4. maddesinde düzenlenen mutlak ticari dava niteliğinde de olmadığı, TTK’nın 4. maddesindeki yasal düzenlenme karşısında uyuşmazlığın 6100 sayılı HMK’nın 2. maddesi uyarınca genel hükümlere göre asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği anlaşılmakla mahkememizin görevsizliğine,görevli mahkemenin İzmir Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu anlaşılmakla, HMK.nun 115/2.maddesi uyarınca davanın usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi HMK 294/4 mad. gereğince bir ay içinde açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafından açılan iş bu davada Mahkememizin görevli olmadığı, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu anlaşılmakla, HMK.nun 115/2.maddesi uyarınca davanın usulden REDDİNE,
2-Kararın kanun yoluna başvurulmadan kesinleşmesi halinde kesinleşme tarihinden itibaren iki hafta içinde, kanun yoluna başvurulursa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde gönderme talebinde bulunulduğu takdirde dava dosyasının görevli İzmir Asliye Hukuk Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK.nun 331/2.maddesi uyarınca harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
Dair, davacı ve davalı … Oto vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflar vekillerine tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde, mahkememize veya bulunduğu yerde varsa Asliye Ticaret Mahkemesi’ne, yoksa Asliye Hukuk Mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde, istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 28/04/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır

BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR.
“5070 Sayılı Yasanın 5.ve 22. Maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.