Emsal Mahkeme Kararı İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/1040 E. 2023/172 K. 28.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/1040 Esas
KARAR NO : 2023/172

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/05/2022
KARAR TARİHİ : 28/02/2023
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; davacıya ait … plakalı araç ile Bornova ilçesinde 06/03/2022 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle maddi hasar oluştuğunu, hasara neden olan trafik kazasının oluşumunda davalı …’e ait …. plakalı araç sürücüsü …’in tutulan kaza tespit tutanağı ile %100 kusurlu olduğunu, müvekkiline ait araçtaki hasarın tespitinin sigorta eksperi marifetiyle yapıldığını, eksper … tarafından hazırlanan ekspertiz raporuna göre müvekkiline ait araçta KDV hariç 87.475,29 TL hasar meydana geldiğini, belirlenen rakama KDV’nin de eklenmesi ile toplam zararın 103.220,84 TL olarak belirlendiğini, hasarın KDV dahil ödenmesi gerektiğini, aracın 2.el piyasasında satımını kolaylaştıran önemli bir avantajı kaybettiğini, müvekkilinin aracında yaşanan değer kaybı eksper tarafından incelenmiş ve müvekkilinin aracının bugünkü hali ile hasarsız hali arasındaki toplam farkın 39.789,00 TL olduğunu tespit ettiğini, ve davalının sorumluluğunda olduğu görüldüğünü, aracın kazası ile onarımının tamamlanması arasında geçen sürenin 15 iş günü olduğunu, hasar gören aracın onarım süresince kullanılamaması ya da işletilememesi sebebiyle ortaya çıkan zararın ticari araçlarda kazanç kaybı tazminatının konusunu oluşturduğun, müvekkilinin günlük kazancının 300,00 TL tutarında olduğu ve 15 günlük kazanç kaybı tutarının 4.500,00 TL tutarında olduğunu beyanla davalıların zararın giderilmesinde sorumlu olduklarını ileri sürerek fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100,00 TL değer kaybı, 100,00 TL hasar tazminatı, 100,00 TL kazanç kaybı tazminatı olmak üzere toplam 300,00 TL tazminat bedelinin kaza tarihinden işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini dava ve talep ettiği görülmüştür.
CEVAP: Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın aracının ticari taksi niteliğinde bir araç olduğunu, ticari taksi araçlarında TTK hükümlerinin geçerli olduğunu, görev hususunda Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğunu, görevsizlik kararı verilmesi gerektiğini, davacının arabuluculuk yoluna başvurmadan dava açtığını, davanın usulden reddi gerektiğini, davaya konu kazada müvekkilinin kusuru bulunmadığını, kazanın davacı karşı tarafın asli ve tam kusuru sonucu oluştuğunu, davacı tarafın maliki olduğu …. plakalı araçla çok hızlı şekilde seyrederek müvekkiline ait …. plakalı araca sağ arka taraftan vurmak suretiyle oluştuğunu, davacının çok hızlı şekilde müvekkiline ait araca vurduğunu ve vurmanın etkisiyle araç yolun diğer tarafındaki koruma demirlerine çarparak ancak durabildiğini ve müvekkiline ait aracın airbeglerinin açıldığını, kaza yerinde fren izine rastlanmadığını, Ayrıca davacı tarafça dosyaya herhangi bir servis faturası, onarım faturası sunulmamış, dosyaya sunulan ekspertiz raporunda araçtaki hasarlı fotoğraflar üzerinden inceleme yapıldığını, ancak bu şekilde inceleme yapılmasının hakkaniyete uygun olmadığını, araçtaki hasarın davacı tarafça sunulacak faturaların servis onarım fişi gibi somut deliller nezdinde ispat edilmesi gerektiğini, davacının bu konudaki taleplerinin ispat şartı yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiğini, kabul manasına gelmemek kaydıyla dava dosyasında … plaka sayılı araç üzerinde hasar bedeli yönünden yapılacak bilirkişi incelemesinde makul iskonto indirimi yapılarak KDV’nin hesaba dahil edilmemesi gerektiği ve müvekkiline yansıtılmaması gerektiğini, davacı dilekçesinde aracında oluşan kazanç kaybının 15 iş günü olduğunu, bunun toplam 4.500,00-TL olduğunu belirttiğini, ancak davacının 15 iş günü boyunca onarımda kaldığını gösteren herhangi bir evrak vesair bir belge sunmadığını, bu nedenle 4.500,00-TL kazanç kaybı oluştuğu yönündeki soyut iddiaları kabul etmediklerini, davacının ticari faiz talep edemeyeceklerini ancak yasal faiz talep edebileceklerini belirterek, öncelikle davanın görevsizlik nedeniyle usulden reddine, arabuluculuk yoluna gidilmeden dava açıldığından dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine, davanın neticeten esastan reddine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davacı karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
GÖREVSİZLİK KARARI : İzmir …Asliye Hukuk Mahkemesinin …. Esas, …. Karar ve 11/10/2022 tarihli ilamı ile tarafların ticari işletmesi ile ilgili olarak açılan iş bu davanın Asliye Ticaret Mahkemesinde görülmesi gerektiğinden bahisle davanın usulden reddine karar verildiği, kararın istinaf edilmeden 06/12/2022 tarihinde kesinleştiği ve davacının dosyanın gönderilmesini talep etmesi üzerine dosya Mahkememize tevzi edilmiş ve yukarıdaki esasa kaydı yapılmıştır.
DELİLLER :Davacı iddiasını ispata yönelik olarak; kaza tespit tutanağı, ehliyet, ruhsat, olay yeri ve hasar fotoğrafları, bilirkişi incelemesi ve tanık delillerine dayandığı görülmüştür.
Davalılar savunmasını ve iddialarını ispat yönünde; Davacı tarafa ait ruhsatname, kaza sonrası çekilen fotoğraflar, kazanın oluş şeklini gösteren fotoğraf, kaza tespit tutanağı, onarım yeri, servis faturası, soruşturma dosyası evrakları, kamera kayıtları, tramer kayıtları, trafik kayıtları, tanık, keşif , bilirkişi incelemesi ve yemin delillerine dayandığı görülmüştür.
…. plakalı aracın kullanım amacını gösterir şekilde kayıtların Türkiye Noterler Birliğinden istenildiğinde aracın davalı … adına kayıtlı olduğu, kullanım amacının hususi olduğu görülmüştür.
Davacı ve davalıların tacir araştırmalarının yapılması için ilgili ticaret sicil müdürlüğüne, vergi dairesine ve esnaf ve sanatkarlar odaları birliğine müzekkere yazılmıştır.
Esnaf ve sanatkarlar odasından gelen yazı cevabına göre davacının 2011 yılından bu yana taksicilik esnaf kaydının bulunduğu, …. Vergi Dairesinin 10/01/2023 tarihli yazısına göre davacının 07/10/2011 tarihinde taksi ile yolcu taşımacılığı işine başladığı, 01/01/2021 tarihinde ise kendine ait veya kiralanan gayrimenkullerin kiraya verilmesi veya leasingi nedeniyle gayrimenkul sermaye iradından dolayı mükellefiyet kaydı bulunduğu, basit usulde ticari kazanç nedeniyle vergiye tabi olması nedeniyle 2022 yılı ile ilgili olarak yıllık hasılatı alış ve satışlarını gösteren herhangi bir bilgi bulunmadığı belirtilmiştir.
… Vergi dairesinden gelen yazı cevabına göre davalı …’in bakkal ve marketlerde yapılan perakende ticaret işinden dolayı mükellefiyet tesis ettirdiği, 10.04.2022 tarihi itibariyle faaliyetini terk ettiği, işletme hesabına göre defter tuttuğu ve ikinci sınıf tüccar olduğunun belirtildiği, Esnaf ve sanatkarlar odasından gelen yazı cevabına göre davalı …’in bakkallık esnaf kaydının bulunduğu ancak 12.04.2022 tarihinde terk ettiğinin bildirildiği görülmüştür.
Gaziemir Vergi Dairesinden gelen yazı cevabına göre davalı …’in 12.08.2014 tarihi itibariyle döner, ciğer, kokoreç ve kebapçıların faaliyeti nedeniyle … ve …. ortaklığının ortağı olarak başlayan mükellefiyetinin ortaklıkla aynı 31.08.2014 tarihi itibariyle terk ettirildiği ve 2022 yılında herhangi bir vergi kaydına rastlanmadığı bildirilmiştir.
İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğünün yazısına göre tarafların tacir kaydına rastlanmadığının bildirildiği görülmüştür.
Davacıya ait … plaka sayılı aracın 06/03/2022 tarihi ve öncesinde karıştığı kaza veya kazalara ilişkin bilgi ve kayıtlar ile hasar dosyaları ile hasar dosyalarını oluşturan sigorta şirketlerinin bildirilmesi hususunda Sigorta Bilgi Ve Gözetim Merkezine müzekkere yazılmıştır.
Davacı vekili tarafından arabuluculuk tutanağı dosyaya sunulmuştur.
DEĞERLENDİRME:
Dava; trafik kazasından kaynaklanan hasar bedeli, değer kaybı bedeli ve kazanç kaybı bedeli maddi tazminat istemine ilişkindir.
Yapılan yargılama, toplanan kanıtlar ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde,
Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4. maddesinde, bu kanundan doğan hukuk davalarının ticari dava sayıldığı, aynı Kanunun 5. maddesinin ikinci fıkrasında, bir yerde ticaret mahkemesi varsa asliye hukuk mahkemesinin vazifesi içinde bulunan ve bu Kanunun 4. maddesi hükmünce ticari sayılan davalara ticaret mahkemesinde bakılacağı hususları düzenlenmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4/1. maddesinde her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı hüküm altına alınmıştır. Buna göre bir uyuşmazlığın ticari nitelikte olabilmesi için, her iki tarafın da ticari işletmesini ilgilendirmesi yahut aynı maddenin alt bentlerinde düzenlenen istisnalardan birine dahil olması gerekmektedir.
TTK’nın 14. maddesine göre “Bir ticari işletmeyi kısmen dahi olsa kendi adına işleten kimseye tacir denir.” Aynı Kanunun 17. maddesi hükmünce de; “iktisadi faaliyeti nakdi sermayesinden ziyade bedeni çalışmasına dayanan ve kazancı ancak geçimini sağlamaya yetecek derecede az olan sanat ve ticaret sahipleri tacir değildir.” düzenlemesi yer almaktadır.
Diğer taraftan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hâl böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca ticari davalar asliye ticaret mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Diğer taraftan aynı düzenleme gereğince, asliye ticaret mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’ndan ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemelerce re’sen incelenir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacının ve davalıların tacir olmadığı, tacir olmayan davacının karşı aracın tacir olmayan işleteni ve tacir olmayan sürücüsü aleyhine trafik kazası nedeniyle aracında meydana geldiğini idda ettiği hasar bedeli, değer kaybı bedeli ve kazanç kaybının tazmini istemiyle iş bu davayı açtığı, davanın TBK 49 maddesine göre haksız fiil ve 2918 sayılı yasanın 85.maddesine göre işletenin hukuki sorumluluğu hükümlerine tabi olduğu, dolayısıyla uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olmadığı, bu haliyle davanın nispi ticari dava olarak kabul edilemeyeceği, ayrıca davanın TTK’ nun 4. maddesinde düzenlenen mutlak ticari dava niteliğinde de olmadığı, TTK’nın 4. maddesindeki yasal düzenlenme karşısında uyuşmazlığın 6100 sayılı HMK’nın 2. maddesi uyarınca genel hükümlere göre asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği anlaşılmakla mahkememizin görevsizliğine,görevli mahkemenin İzmir Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu anlaşılmakla, HMK.nun 115/2.maddesi uyarınca davanın usulden reddine karar verilerek, Mahkememiz kararının istinaf yoluna başvurulmaksızın kesinleşmesi halinde Mahkememiz ile İzmir ….Asliye Ticaret Mahkemesi arasında olumsuz görev uyuşmazlığı çıktığından görevli mahkemenin tayini için HMK 21. Ve devamı maddeleri uyarınca yargı yeri belirlenmesi için dosyanın İzmir Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi HMK 294/4 mad. gereğince bir ay içinde açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafından açılan iş bu davada Mahkememizin görevli olmadığı, görevli mahkemenin İzmir 4.Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu anlaşılmakla, HMK.nun 115/2.maddesi uyarınca davanın usulden REDDİNE,
2-Mahkememiz kararının istinaf yoluna başvurulmaksızın kesinleşmesi halinde mahkememiz ile İzmir 4.Asliye Hukuk Mahkemesi arasında olumsuz görev uyuşmazlığı çıktığından görevli mahkemenin tayini için HMK’nun 21. ve devamı maddeleri uyarınca yargı yeri belirlenmesi için dosyanın İzmir Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK’nun 331. Maddesi uyarınca harç vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair davacı vekili ile davalılar ….-… vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı.
28/02/2023

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı