Emsal Mahkeme Kararı İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/1004 E. 2022/1132 K. 30.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/1004
KARAR NO : 2022/1132

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/07/2020
KARAR TARİHİ : 30/11/2022
KARARIN YAZILMA
TARİHİ : 09/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin ilkokul diploması dahi olmayan eğitimsiz biri olduğunu, sadece adını yazıp imza atmasını bildiğini, davalı tarafından … plaka sayılı aracın 10/08/2018 tarihinde müvekkiline 28.000,00 TL bedelli senet karşılığında satıldığını, satıştan kısa süre sonra davalıya 8.000,00 TL ödeme yapılarak senedin geri alındığını, 02/11/2018 tanzim 20.000,00 TL bedelli takip konusu senedin tanzim edildiğini, ancak söz konusu aracın ayıplı çıkması nedeniyle, görüşme sonucu aracın davalı tarafından geri alınmasına karar verildiğini, ancak davalının aracı 8.000,00 TL senede karşılık alacağını söylediğini, müvekkilinin de davalının bu teklifini kabul ettiğini ve 06/11/2018 tarihinde davalının aracı geri aldığını, ancak senedi geri vermediğini, senedi de icraya koyacağı tehdidiyle para ödemesini istediğini, müvekkilinin 18/12/2018 tarihinde banka yoluyla davalıya 5.000,00 TL daha para ödediğini, ancak bunlara rağmen davalının kötü niyetiyle icra takibine başladığını, İzmir 23.İcra Müdürlüğünün

… Esas sayılı dosyası ile dava konusu senet hakkında icra takibinde bulunduğunu, takip konusu senedin malen kaydıyla düzenlendiğini, aracın iadesine ilişkin satıştan da anlaşılacağı üzere ortada araçtan kaynaklı bir alacak kalmadığını, taraflar arasında başkaca mal alışverişi olmaması ve aracın iadesi sebebiyle de senedin hükümsüz kalacağını, takibe geçildikten sonra da müvekkilinden icraya gelineceği baskısıyla davalının avukatına 6.000,00 TL ödeme yaptığını, yapılan ödemelerin icra dosyasına dahi bildirilmediğini, dosyanın kapatılmadığını, arabuluculuğa başvurduklarını ancak görüşme sonunda anlaşamadıklarını, iadesi yapılmamış bir mal söz konusu olmadığını, yapılan ödemeler ile de senedin hükümsüz kaldığının ve fazladan ödenen 11.000,00 TL ‘nin istirdatı gerektiğini, bu sebeplerden müvekkilinin daha fazla mağdur olmaması için takibin tedbiren durdurulmasına, müvekkilinin söz konusu senetten dolayı borçlu olmadığının tespitine ve fazla yapılan ödemelerin istirdatına karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
CEVAP : Davalı vekili yasal süresinden sonra verdiği cevap dilekçesi konulu beyan dilekçesinde özetle; menfi tespit davasında hak düşürücü süre olan 1 yıllık sürenin gözetilmediğini, davanın senet tarihi olan 2.11.2018 tarihinden itibaren 1 yıl içinde, senet nedeniyle yapılan icra takibinden sonraki 1 yıl içinde ve davalıya hacze gidildiği tarihten sonraki yıl içinde de açılmadığını, davanın …isimli araç malikine yöneltilmesi gerektiğini, müvekkilinin komisyon karşılığı araç alıp satan bir kişi olduğunu, …adına 28.000 TL bedelle araç satığını, ancak bedelinin hiç ödenmediğini, aracın müvekkilinin aracı olmadığını, bu nedenle husumet yönünden davanın reddi gerektiğini, belgeye karşı belge ile ispat zorunluluğu gereği, şayet noterde müvekkile sattığı aracın ödemesini peşin yapmış olduğu için borca mahsup edilmesi gereken bir bedel var ise bunu belge ile ispat etmesinin zorunlu olduğunu,
…’e ait aracı davacıya sattığını, peşinatın …’e ödendiğini, kalanı için müvekkil araç malikine 20.000 TL. Daha ödeyerek davacıdan kalan için senet aldığını, davacının da aracın maliki olduğunu, aylar sonra aracı satmak istediğini, müvekkilini aradığını, müvekkilinin komisyoncu olduğu ve senet bedelinden tahsilat yapamadığı için pazarlıkla aracı geriye 15.000 TL. Bedel ödeyerek satın aldığını, noterde yapılan bu satış ile ve resmi makamlar önünde ödemenin yapıldığının beyanının aksini tanıkla veya başka deliller ile ispatlamanın mümkün olmadığını, davacının şayet 8.000 TL ödediği için senedini geri alıp 20.000 TL. Bedelli yeni senet düzenlemeyi bilebilecek kapasitede ise, 15.000 TL’yi düşürek yeni senedi de alması gerektiğini, oysa, bu satımın karlı olması nedeniyle peşin alış veriş yapıldığını, vadeli senedin müvekkil tarafından bekletildiğini, ticaret gereği müvekkilinin bu sayede 5.000 TL kar etmeyi ummuşda da, davacının 2 yıldır ödeme yapmaması ile zarar ettiğini belirterek, davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de davacıya tahmiline karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
DELİLLER :Davacı iddiasını ispata yönelik olarak;İzmir 23. İcra Müd.’nün … E. sayılı dosyası, İzmir Arabuluculuk Bürosu … numaralı arabuluculuk dosyası , Ödemiş 2.Not.’nin 10.08.2018 trh. … yev. no’lu araç satış sözl., Ödemiş 2.Not.’nin 06.11.2020 trh. … yev. no’lu araç satış sözl., … plakalı aracın trafik kayıtları,18.12.2018 trh.li
… davalıya yapılan 5.000,00 TL bedelli araba senet ödemesi yazılı banka dekontu, 26.07.2019 trh.li … Av….’a yapılan 6.000,00 TL bedelli dekont, tanık beyanları, müvekkilin eğitim durumuyla ilgili bilgi, belge ve yazışma delillerine dayandığı görülmüştür.
İzmir 23. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası incelendiğinde; alacaklı … tarafından, borçlu … aleyhine, 25/11/2018 ödeme tarihli ve 20.000,00 TL bedelli bonoya dayalı olarak 20.000,00 TL asıl alacak, 1.425,00 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 21.425,00 TL’nin tahsili için kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin borçluya 02/04/2019 tarihinde tebliğ edildiği görülmüştür.
… plakalı aracın 2018 yılından itibaren tüm malikleri gösterir şekilde trafik kayıtları ilgili trafik tescil şube müdürlüğünden talep edilmiş, İzmir Trafik Tescil Şube Müdürlüğü tarafından aracın tescil bilgilerini gösterir belge ve kayıtların Mahkememize gönderildiği görülmüştür.
Türk Ekonomi Bankasına, 18.12.2018 tarihinde davacı tarafından davalıya yapıldığı beyan edilen 5.000,00 TL bedelli ödemeye dair dekontun bir suretinin gönderilmesi için müzekkere yazılmış, gelen cevabi yazı ekinde ödeme dekontunun gönderildiği görülmüştür.
… bankasına 29.07.2019 tarihinde davacı tarafından davalının vekili Av….’a yapıldığı beyan edilen 6.000,00 TL bedelli ödemeye dair dekontun bir suretinin gönderilmesi için müzekkere yazılmış, gelen cevabi yazı ekinde ödeme dekontunun gönderildiği görülmüştür.
Mahkememizce yapılan yargılama neticesinde 17/06/2021 tarih, … Esas, … Karar sayılı kararla menfi tespit davasının kısmen kabulüne karar verildiği, istirdat davasının reddine karar verildiği, verilen kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dadiresinin … Esas … Karar sayılı karar ile “Davacı ile davalı arasındaki uyuşmazlık 6102 TTK’nın 4. maddesi gereğince mutlak ticari işlerden olan bonodan kaynaklanmakta ise de, taraflar arasında araç alım satımına yönelik temel ilişki bulunmaktadır. Davacı, menfi tespite konu bononun araç alımı nedeniyle verildiğini, davalı da araç alım satımından kaynaklanan akdi ilişki nedeniyle alacaklı olduğunu iddia etmektedir. Davacı, ticari ve mesleki amaçlarla hareket etmeyip tüketici, davalının ise ticari ve mesleki amaçla, araç alım satımı ile iştigal eden galerici olduğu, tarafların bu sıfatlarına ve dava konusu alacağın dayanağı araç alım satım işleminin 6502 sayılı Kanun’un 3. maddesi kapsamında bir tüketici işlemi olduğundan ve tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevli bulunduğundan eldeki davaya bakmakla görevli mahkeme tüketici mahkemeleridir. Hal böyle olunca, davayı yürütmekte Tüketici Mahkemelerin görevli olduğu belirgin olduğundan, HMK’nin 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca usul (görev) yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekmesine karşın, esasa girilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve esas yönlerden hukuka aykırı olup; sair istinaf başvuru gerekçeleri bu aşamada değerlendirilmeksizin aynı kanunun 353/1-a.3 maddesi uyarınca Tüketici Mahkemelerin görevli olduğuna dair görevsizlik kararı verilmesi için mahkeme kararının kaldırılmasına…” karar verildiği, dosyanın Mahkememizin yukarıdaki esasına kaydının yapıldığı görülmüştür.
DEĞERLENDİRME :Dava; icra takibinden sonra açılan menfi tespit ve ödenen bedelin istirdadı istemine ilişkindir.
28/05/2014 tarihi itibarı ile yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3/k bendinde “Ticari ve mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi” tüketici, 3/ı bendinde ise “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişiler de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık vb sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem” tüketici işlemi olarak tanımlanmıştır. Aynı yasanın 73/1 maddesinde, tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilmiş, 83/2 maddesinde ise, taraflardan birinin tüketicinin oluşturduğu işlemler ile diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve 6502 sayılı yasanın görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasının engellenemeyeceğine değinildiği,
6100 sayılı HMK’nun 1. Maddesinde ise, görev hususunun kamu düzenine ilişkin olduğu, mahkemece yargılamanın her aşamasında re’sen gözetileceği düzenlenmiş olup ve yine 6102 Sayılı Yasanın 4.maddesine göre de; “her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlarda doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın bu kanundan… doğan ” davaların ticari dava olduğu ve aynı yasanın 5.maddesine göre de, ticari davalar ve çekişmesiz yargı işlerinin görülmesinde, ticaret mahkemesinin görevli olduğunun düzenlendiği,
Somut olayda, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dadiresinin … Esas … Karar sayılı kaldırma kararında belirtildiği üzere, davacı ile davalı arasındaki uyuşmazlık 6102 TTK’nın 4. maddesi gereğince mutlak ticari işlerden olan bonodan kaynaklanmakta ise de, taraflar arasında araç alım satımına yönelik temel ilişki bulunduğu, davacı menfi tespite konu bononun araç alımı nedeniyle verildiğini, davalı da araç alım satımından kaynaklanan akdi ilişki nedeniyle alacaklı olduğunu iddia ettiği, davacı ticari ve mesleki amaçlarla hareket etmeyip tüketici, davalının ise ticari ve mesleki amaçla araç alım satımı ile iştigal eden galerici olduğu, tarafların bu sıfatlarına ve dava konusu alacağın dayanağı araç alım satım işleminin 6502 sayılı Kanun’un 3. maddesi kapsamında bir tüketici işlemi olduğundan ve tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevli bulunduğundan eldeki davaya bakmakla görevli mahkeme tüketici mahkemesi olduğu 6100 sayılı yasanın 114/1/c maddesi uyarınca Mahkememizin görevsizliğine ve bu çerçevede davanın gerçekleşmeyecek dava şartı nedeniyle HMK m.115/2. f. gereği davanın usulden reddine, kararın kesinleşmesiyle ve talep halinde dosyanın görevli İzmir Tüketici Mahkemesine gönderilmesine karar verilerek aşağıda yazılı hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi HMK 294/4 mad. gereğince bir ay içinde açıklandığı üzere;
Davacının davasının taraflar arasındaki ilişkinin ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket etmesi nedeniyle ticari iş olmayıp ticari dava niteliği taşımaması, tüketici hukukundan kaynaklanıp tüketici mahkemesinin görev alanına girdiğinden (HMK m. 114/1/c) Mahkememizin görevsizliğine ve bu çerçevede davanın gerçekleşmeyecek dava şartı nedeniyle HMK m.115/2. F. Gereği davanın usulden REDDİNE,
Kararın kesinleşmesiyle ve talep halinde dosyanın görevli İzmir Tüketici Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
Yargılama giderlerinin HMK m. 331/2 bent gereği davanın yetkili mahkemeye gönderilmesi halinde bu mahkemede karar verilmesine, aksi halde; (HMK m. 20/1-son cümle’ye göre) davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
Dosyanın ilgili mahkemeye gönderilmemesi halinde Mahkememizce verilecek hükümle; gönderilmesi halinde ise; bu mahkemece verilecek hükmün kesinleşmesiyle (HMK m. 333 gereği) yatırılan avansın kullanılmayan kısmının yatıran taraflara iadesine,
İş bu kararın taraflara tebliğine,
Dair, tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 30/11/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır

BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR.
“5070 Sayılı Yasanın 5.ve 22. Maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.