Emsal Mahkeme Kararı İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/97 E. 2022/42 K. 19.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/97
KARAR NO : 2022/42

DAVA : Ticari Şirket (Şirket Ortaklık Payı Alacağının Tahsili Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 22/07/2019
KARAR TARİHİ : 19/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı … vekilinin … Asliye Hukuk Mahkemesine açmış olduğu harç 22.07.2019 tarihli ihtiyati tedbir / tespit talepli dava dilekçesiyle; müvekkilinin davalı … Ltd. Şti.’nin faaliyet gösterdiği çiftliğin mülkiyet sahibi olduğunu, çiftliğin taşınmaz ve 12 dönümden ibaret üzerinde iki adet prefabrik ev, iki adet betonarme ev, bir adet konteyner bulunduğunu, demirbaş olarak traktör, yem karma makinası, süt tankı, süt sağım makinası, jeneratör, buzağı yatakları, tarım araç ve gerekçeleri, zirai araçlar, süt paketleme tesisi ve malzemeleri bulunduğunu, müvekkilinin çiftliği yatırım ve üretim gayesiyle satın aldığını, ancak hayvancılık ve süt üretim işini bilmediğinden davalıyla adi ortaklık ilişkisi kurduklarını, müvekkilinin %80, davalı …’ın %20 olduğunu, adi ortaklık için … Bankası … Şubesinde ortak hesap açtıklarını, müvekkilinin 05.10.2017-14.04.2018 tarihleri arasında 15 ayrı tarihte toplam 960.000,00 TL nakit parayı bu hesaba gönderdiğini ve proje yapılması, canlı hayvan alımı, konteyner alınması gibi masrafların dekontlarda ye aldığını, müvekkilinin çiftliği ipotek ettirmek için 400.000,00 TL banka kredisi kullandığını ve tamamını davalıya verdiğini, davalının akde aykırı davranarak gönderilen paralarla büyükbaş canlı hayvan alımı yaparak İlçe Tarım Müdürlüğünde kendi adına tescil ettirdiğini, yine adi işletme çiftlik belgesini kendi şahsı adına aldığını, hayvanların bir kısmını müvekkilinden habersiz sattığını, piyasadan elde ettiği günlük 2000 kg sütü müvekkilinden habersizce satarak gelir elde ettiğini, müvekkilini ortaklık dışına ittiğini, adi ortaklık ilişkisini ağır şekilde suiistimal ettiğini, davalı şirketin kurucusu ve yetkilisinin davalı … olması ve davalı … ile şirket arasındaki organik bağın bulunması nedeniyle adi ortaklığın açıkça belli olduğunu, bu durumun ispatlanacağını, … Ltd. Şti.’nin 3. kişilere devrinin önlenmesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesini, adi ortaklığın ve daha sonra kurulan şirketteki bağlı işletme haline dönüştürülen işletmedeki ortaklığın tespitine ve tasfiyesine, ayrıca 09.11.2011 tarihinden itibaren kar payı ödenmesini talep etmiştir.
… Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas – … Karar sayılı 22.07.2019 tarihli kararla davanın ticari şirketin ortaklık payına ilişkin olduğundan ve görev ilişkisi olduğu belirtilerek görevli mahkemenin İzmir Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi olduğundan bahisle dava şartı yokluğu gerekçesiyle HMK m. 114/1-c ve 115/2 gereğince davanın usulden reddine ve kararın kesinleşmesiyle dosyanın İzmir Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verildiği, kararın davalılar tarafından istinaf edilmesiyle İzmir BAM … HD’nin … Esas … Karar sayılı 12.03.2020 tarihli kararıyla görevsizlik kararı verilerek dosyanın İzmir BAM … HD’ne gönderildiği, İzmir BAM … HD’nin … Esas … Karar sayılı 27.05.2020 tarihli kararıyla davanın adi ortaklığın ve daha sonra davalı tarafından kurulan feshi ve tasfiyesine, kar paylarının ödenmesine ilişkin olduğu, 6102 sayılı TTK m. 4 gereğince davanın ticaret mahkemesinde görülmesi gerektiğinden bahisle mahkeme kararının yerinde görüldüğü ve istinaf talebinin reddedildiği, bunun üzerine … Asliye Hukuk Mahkemesince verilen kararın 27.05.2020 tarihinde kesinleşmesiyle davacının 11.06.2020 tarihli tahrik dilekçesi ile dosyanın mahkememize gönderildiği, bu arada davacının arabuluculuğa başvurarak 21.01.2021 tarihli tutanakla arabuluculuktan sonuç elde edilemediğine dair tutanağı dosyaya ibraz ettiği görülmüştür.
Davacının tedbir talebi mahkememizce değerlendirilerek yaklaşık ispat kurallarına göre iddiasını ispatlayacak delillerin henüz bulunmadığı, yargılama aşamasının da toplanacak delillere göre değerlendirilmesi gerektiği ve mevcut durumda dava konusu olan adi şirket dışında diğer şirket (Ltd Şti) ortağı da bulunmadığı, mevcut delillere göre verilecek tedbir kararının yaklaşık ispat kurallarına göre ispatlanamadığı tespit edildiğinden talebin reddine karar verilmiştir.
Davalılar … ve … Ltd. Şti. vekili 12.04.2021 tarihli cevap dilekçesiyle; Davalı … Ltd Şti ile davacı arasında herhangi bir hukuki ve/veya ticari ilişki bulunmadığını, davanın, Davalı … Ltd Şti yönünden husumet nedeniyle reddinin gerektiğini; davalı … Ltd Şti.’nin 13.12.2018 tarihinde … … Mahallesi … N:… adresinde …-… Kooperatifinden kiralanarak faaliyetine başladığını, bu yerin davacıya ait olmadığını, davalılar … ile davacı arasında hukuki ilişkinin … Noterliği’nin 09.11.2017 tarihli … yevmiye numaralı “Kira Sözleşmesi” ile oluştuğunu, davalılardan …’ın ortaklık sözleşmesi yapmaktan kaçınmadığını, %50 ortaklık teklif edildiğini, ancak davacının canlı hayvan alımı işiyle uğraşan ortaklıkla uğraşmak istemediği, davalı …’ın … Noterliği’nin 09.11.2017 tarihli kira sözleşmesiyle çiftliği davacıdan kiraladığını, ortaklığın kira sözleşmesi yapıldığı tarihte tasfiye edildiğini, ortaklık bittikten sonra kira sözleşmesinin yapıldığını, davacı tarafın gönderdiği paraların tamamının çiftliğim bakım, onarım, demirbaş alım ve tadilatıyla davacının aynı köyde bulunan taşınmazlarına yapılan yapıların bedeli olduğunu, davacının çiftliğinin kullanılmaz bir halde olduğunu, müvekkili …’dan bu işleri takip etmesinin istenmesi, sağımhane, süt makinası, yem karma makinası, tekli süt sağım makinası ve diğer işlerin davacı nam ve hesabına alınıp yapıldığı, demirbaş olarak alınan makine ve aletlerin yanı sıra inşaat işlerinin de yapıldığını, hayvan damlarının onarıldığını, 30 metreküplük foseptik çukur yapıldığını, yine davacı adına kayıtlı İzmir … … Mahallesi … Ada …-… parselde bulunan taşınmazlara iki adet prefabrik ev yapıldığını, davalı … imara aykırı imalatların yasal hale getirilmesi için 3194 sayılı Kanun m. 16’dan imar barışı kapsamında yararlandığını, harçlarını ve giderlerini ödediğini, tüm bu işlemlerin davacının talebiyle yapıldığını, müvekkilinin iş takipçisi olarak çalıştığını, kira bedeli düşük bulunması nedeniyle bu davaların açıldığını, davacı tarafa ödenmesi gereken bir kay payının ve ortaklığın bulunmadığını belirterek davanın … Ltd. Şti. yönünden husumet yokluğu ve her iki davalı yönünden de esas yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava; Davacının ortak olduğunu belirttiği ve daha sonra “… Ltd. Şti.” adına ve bu şirkete bağlı olarak faaliyet gösteren işletmede adi ortak olduğunun tespiti ve şirketin fesih ve tasfiyesiyle kar payının tahsiline ve ödenmesine ilişkin davadır.
Tarafların delilleri toplanmış ve değerlendirilmiştir.
… Ltd. Şti.’ne ait ticaret sicil kayıtları, incelenmiştir.
Davacı … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas – … Karar sayılı 30.07.2019 tarihli kararın kesinleşmesiyle birlikte mahkememizce esasa girilmeden önce İzmir Arabuluculuk Bürosuna başvurarak arabuluculuk müzakereleri yapmış ve 21.01.2021 tarihli arabuluculuk tutanağı düzenlenmiştir. Tutanakla tarafların anlaşamadıkları belirlenmiştir. Yargıtay … HD’nin … Esas – … Karar sayılı ve 04.02.2021 tarihli kararında görevsiz mahkemede arabuluculuk dava şartının tamamlanmamış olduğu hallerde bu dava şartının davanın esasına girilmeden tamamlandığı anlaşıldığı belirtilerek davanın dava şartı yokluğundan ret kararı verilemeyeceği kararını verdiği tespit edilmekle mahkememizce bu uyuşmazlığa ilişkin arabuluculuk dava şartı gerçekleşmiş olduğundan usul yönünden davanın reddi gerekmediği belirlenmiştir.
Her ne kadar davacıyla davalı arasındaki ilişkinin ticari nitelikten olduğundan bahisle İzmir BAM … HD tarafından ticari dava olarak nitelendirilmiş ise de, davacının davalı şirkette pay sahibi olmadığı, davalı şirketin ortaklarının … ve … olduğu, davacının davalı …’a karşı doğrudan açtığı davada ise tarafların tacir olmadığı ve bu halde taraflar arasındaki davanın yerleşmiş Yargıtay kararları gereğince genel görevli olan Asliye Hukuk Mahkemesince değerlendirilmesi ve 6101 sayılı TBK Yürürlük Kanunu m. 1’e göre TBK’nın m. 642 ve devamı hükümlerinin uygulanmasını, TTK m. 4’te yer alan şartların gerçekleşmediği, ayrıca TTK m.19/2’ye göre taraflardan biri için ticari ilişki niteliği bulunan bir işin diğeri içinde ticari iş sayılması gerektiği, ancak somut olayda her iki tarafında tacir olduğuna ilişkin herhangi bir kayıt bulunmadığı ve her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olmadığı, bu halde adi ortaklık sözleşmesinden kaynaklanan davanın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiği belirlenmiş ise de, istinaf dairesinin vermiş olduğu kararın mahkememiz içinde bağlayıcı olması nedeniyle davanın mahkememizde görülmesi gerekmiştir.
Mahkememizde yapılan yargılama sırasında davacı ile davalı tarafın Avukatlık Kanunu m. 35/A gereğince uzlaştığına dair 06.11.2021 tarihli tutanak ibraz etmeleriyle bu tutanağın incelenmesiyle; davacı …’a davada kiralamaya konu olan … … Mahallesi … Mevkii … Ada … Parseldeki taşınmazı ve üzerinde bulunan tüm menkul ve yapıların mevcut halleriyle davacıya teslimiyle davacının bu menkul ve yapılar üzerinde herhangi bir hak ve alacağının olmadığını kabul ettiğini, davalının da taşınmaza yaptığı masrafları davacıdan talep edemeyeceği ve davacının davalıdan kira bedeli talep edemeyeceği, İzmir .. ATM’nin … Esas sayılı dosyasından davacının feragat edeceği, karşılıklı olarak vekâlet ücreti ve yargılama gideri talep etmeyecekleri konusunda sulh olduklarını belirttikleri ve teslim edilen menkul ve yapıların listesinin tutanakta yer aldığı belirlenmiştir.
Bu tutanağa istinaden 19.01.2022 tarihli celsede davacı vekili; davalılarla 06.11.2021 tarihli uzlaşma tutanağı düzenlendiğini, edimler yerine getirildiğini, bu nedenle davadan feragat ettiklerini, karşılıklı olarak yargılama gideri ve vekalet ücret taleplerinin bulunmadığını; davalılar vekili; 06.11.2021 tarihli uzlaşma protokolü doğrultusunda feragata bir diyeceklerinin olmadığını, karşılıklı olarak yargılama gideri ve vekalet ücret taleplerinin bulunmadığını beyan etmişlerdir.
Buna göre; tarafların yargılama sırasındaki iradeleri ve 06.11.2021 tarihli sulh protokolü kapsamında tarafların anlaşmaları ile davacı tarafın davadan feragat ettiğini beyan etmesi nedeniyle aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Sebeplerle;
Davacı ve davalının 06.11.2021 tarihli sulh protokolü kapsamında anlaştıkları ve bu anlaşma kapsamında davacı taraf davasından feragat ettiğinden davanın reddine,
Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 80,70 TL harçtan dava açılışında alınan 170,78 TL peşin harcın mahsubu ile fazla alınan 90,08 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Davacı ve davalı tarafın sulh protokolü ve beyanları gözetilerek birbirlerinden yargılama gideri ve vekâlet ücreti talepleri bulunmadığından davacı ve davalı vekilleri lehine ayrı ayrı yargılama gideri ve vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına, yapılan yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
HMK m. 333 gereği gider avansından artanın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı ve gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 19/01/2022

Başkan …
E-İmzalıdır

Üye …
E-İmzalıdır

Üye …
E-İmzalıdır

Katip …
E-İmzalıdır