Emsal Mahkeme Kararı İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/820 E. 2022/18 K. 13.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/820 Esas
KARAR NO : 2022/18

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 25.05.2021
KARAR TARİHİ : 13.01.2022

Mahkememizde görülen İtrazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkil banka ile davalı … ŞİRKETİ arasında akdedilen sözleşmeler gereği kredi kullandırılmış olduğunu, davalı …’ın borçtan müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla sorumlu olduğunu, kredi sözleşmelerine istinaden davalı borçlu şirkete bir kısmı Kredi Garanti Fonu teminatlı olmak üzere birden fazla kredi kullandırılmış olduğunu, kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacak, Kahramanmaraş … Noterliği’nin 31.10.2018 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile kat edilerek borcun ödenmesi ihtar olunmuş olduğunu, borcun ödenmemesi üzerine, davalı hakkında Bergama İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatılmış olduğunu, davalı borçlunun 22.04.2021 tarihli dilekçe ile borcun tamamına, borcun tüm ferilerine, asıl alacaklara, işlemiş faize, faiz oranına, BSMW tutar ve oranına ve ihtarname masrafına itiraz etmiş olduğunu, davalının itirazlarının mesnetsiz olduğunu, bu nedenlerle davanın kabulüne, davalı borçlunun itirazının iptali ile takibin devamına, takibe haksız olarak itiraz eden davalı borçlunun %20’den aşağı olmamak üzere tazminata mahkûm edilmesine, masraf ve vekâlet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davanın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, borca dayanak yapılan kefalet ilişkisinin geçerli bir şekilde kurulmamış olduğunu, davalı müvekkilin söz konusu borç nedeniyle herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, kefalet borcunun kural olarak ikincil (tali) bir borç olduğunu, bu ilke uyarınca alacaklının borçluya başvurmadan kefile başvuramayacağını, fakat buna rağmen davacı tarafın konkordatoda olan şirketten olan alacağını, dolaylı yoldan ve müvekkil … üzerinden tahsil etmeye çalışmakta olduğunu, asıl borçlunun …. Ltd. Şti. olduğunu, şirket hakkında konkordato ilan edildiğini, bu nedenlerle davanın reddine takibinde haksız ve kötü niyetli olan alacaklı hakkında takip konusu alacağın yüzde 20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, arabuluculuk, vekalet ücreti ile yargılama gideri ve dava vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
Davacı vekili cevaba cevap dilekçesinde özetle: Ticari işletme sahibi, şirket ortak ya da yönetici tarafından verilecek kefaletlerde eşin rızasının aranmamakta olduğunu, kredi sözleşmesinin akdedildiği sırada ve halihazırda kefil …’ın şirketin ortaklarından olduğunu, bu sebeple eş muvafakatine gerek bulunmadığını, müvekkil bankanın borçluya başvurmadan kefile başvuramayacağı yönündeki iddialarının geçerliliğinin bulunmadığını, TBK M.586 gereğince kefilin sorumluluğunun bulunduğunu, asıl borçlu şirket olan …. Ltd. Şti.’nin konkordato sürecinde olmasının da kefil hakkında icra takibine engel olmadığını arz ve talep etmiştir.
Davalı vekili ikinci cevap dilekçesinde özetle: Cevap dilekçesindeki itirazlarını aynen tekrar ettiklerini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Bergama …. Asliye Hukuk Mahkemesince … Esas – … Karar sayılı 27.10.2021 tarihli kararla HSYK’nın 07.07.2021 tarihli 608 numaralı kararını dikkate alarak İzmir Asliye Ticaret Mahkemesi’nin yargı çevresinin, İzmir ili sınırları olduğu belirlendiğinden bahisle görevsizlik kararı vererek dosyanın mahkememize gönderilmesine karar vermiş, dosya İzmir Hukuk Mahkemeleri tevzi bürosunca mahkememizin 2021/820 Esas sırasına kaydı yapılmıştır.
Davanın konusunun Genel Kredi Sözleşmesine dayalı olarak davacı bankanın yapmış olduğu takibe itirazın iptali davası olduğu belirlenmiştir.
Tarafların delilleri toplanmış ve değerlendirilmiştir.
Bergama …. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen karar kesin olduğundan bahisle mahkememize gönderilmiş ise de; dava ve kararın niteliği itibariyle kesin olmadığı ve bu kararın istinaf yolunun açık olduğu belirlenmiştir. Ancak verilen karar istinaf edilmediğinden kesinleşme şerhi verilerek mahkememize gönderilmiş olmakla, mahkememizce incelenmiştir.
Bergama …. Asliye Hukuk Mahkemesinin gerekçesinde yer alan HSK’nun 07.07.2021 tarihli 608 sayılı kararında “İzmir Asliye Ticaret Mahkemesi yargı çevresinin İzmir ilinin mülki sınırları (Karşıyaka Ağır Ceza Mahkemesi yargı çevresi hariç), ……..Olarak belirlenmesine, İş bu kararın 01.09.2021 tarihinden itibaren uygulanmasına, 07.07.2021 tarihinde karar verildi.” Kararı ile mahkememizin yetki alanının İzmir ili sınırlarına genişlemesi sağlanmıştır. Ancak kararın uygulama tarihi itibariyle 01.09.2021 tarihi kararda yer almış olup, bu tarihten önce açılmış olan davalarda görevli ve yetkili olan mahkemenin yetkisinin ve görevinin devam ettiği, derdest olan bu davada da ticaret mahkemesiyle bakan ilgili mahkemenin yargılama, tahkikat aşamasını bitirerek sonuçlandırmasını gerektirdiği anlaşılmaktadır. Zira; HSK’nın bu kararı mahkemenin (İzmir Asliye Ticaret Mahkemesi’nin) yetki alanının 01.09.2021 tarihinden itibaren genişletilmesine ilişkin olup, bu tarihten önce açılan davalarda mahkemenin yetki alanı İzmir ili sınırları içerisinde değil, sadece Büyükşehir Belediye sınırları içerisinde bulunduğundan (Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu 24.03.2005 tarih ve 188 sayılı kararı ile belirlendiğinden) bu yetki alanı içerisinde kalmayan davalara bakması mümkün değildir.
Görev konusu kamu düzenine ilişkin olmakla birlikte kesin yetki konusu da kamu düzenine ilişkin olarak değerlendirilmektedir.
Büyükşehir Belediye sınırları içerisinde kalmayıp il mülki sınırları içerisinde kalan diğer ilçelerdeki mahkemelerin görevsizlik kararlarında ilçe mahkemesinin görevinin ortadan kalktığı gerekçesi bildirilmekle birlikte; bu durumun Anayasa’nın 37. Maddesinde yer alan Kanuni Hakim Güvencesine aykırı olduğu, yargılamanın doğal olarak açıldığı ve görülen mahkemeden ayrılarak başka bir mahkemeye gönderilmesinin doğal hakim ilkesini zedelediği de belirlenmektedir.
Dava açıldıktan sonra meydana gelen değişiklikler görevi ve yetkiyi etkilemeyecektir. Davanın açıldığı mahkemenin dava tarihi itibariyle görevli ve yetkili olması (veya kesin yetki olmayan hallerde yetkisiz mahkemede açılsa bile davalının yetki itirazında bulunmamış olması) durumunda bu mahkemenin artık davaya bakması gerekmektedir. Yasa hükmünde açık bir düzenleme bulunmadığından artık yasaya aykırı olarak İzmir İl sınırları içerisinde kalan diğer mahkemelerin HSYK’nın 07.07.2021 tarihli 608 sayılı kararına dayanarak görevsizlik / yetkisizlik kararları vermesi mümkün değildir.
Bu tip kararların verilebilmesi için öncelikle yasal bir düzenleme gereklidir. Ayrı ve açık bir geçiş hükmü bulunmadığından bu mahkemelerin görevsizlik kararı vererek ellerindeki derdest dosyaları doğal hakim ilkesine aykırı olarak göndermeleri mümkün olamayacaktır.
Mahkemenin yargı çevresinin hangi coğrafi alandaki davalara bakacağını düzenlemekte olup, görev kuralı niteliğinde olmadığından verilen görevsizlik kararı hem niteliği itibariyle kesin olmaması ve hem de HSK’nın 07.07.2021 tarihli 608 sayılı kararında yer almayan hükmün yanlış değerlendirilerek mahkememize görevsizlik kararı verilerek gönderilmesi nedeniyle hukuka aykırıdır.
Bu nedenle mahkememizce de karşı görevsizlik kararı verilerek dosyanın davaya bakmakla görevli ve yetkili Bergama …. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne (Ticaret Mahkemesi sıfatıyla ) gönderilmesi gerekmektedir. (HMK m. 114/1/c). Bu kapsamda mahkememizin görevsizliğine ve bu çerçevede talebin gerçekleşmeyecek dava şartı nedeniyle HMK m.115/2f gereği talebin usulden reddine karar vermek gerekmiştir. Bu nedenle mahkememizce verilen karar istinaf edilmeksizin kesinleşmesi halinde uyuşmazlığın çözülmesi için dosyanın İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesine merci tayini için gönderilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Sebeplerle;
Davacının davasının Mahkememizin görev alanına girmediğinden; (HMK m. 114/1/c) Mahkememizin görevsizliğine ve bu çerçevede davanın gerçekleşmeyecek dava şartı nedeniyle HMK m.115/2. f. gereği davanın usulden REDDİNE,
HMK m.21/1-c gereği kararın istinaf edilmeksizin kesinleşmesi halinde dosyanın görevli ve yetkili yargı yerinin belirlenmesi için merci tayini için İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi’ne gönderilmesine,
Yargılama giderlerinin HMK m. 331/2b gereği davanın yetkili mahkemeye gönderilmesi halinde bu mahkemede karar verilmesine, aksi halde; (HMK m. 20/1-son cümle’ye göre) davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
Dosyanın ilgili mahkemeye gönderilmemesi halinde Mahkememizce verilecek hükümle; gönderilmesi halinde ise; bu mahkemece verilecek hükmün kesinleşmesiyle (HMK m. 333 gereği) yatırılan avansın kullanılmayan kısmının yatıran taraflara iadesine,
Dair, tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 13/01/2022

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …