Emsal Mahkeme Kararı İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/809 E. 2022/46 K. 19.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/809
KARAR NO : 2022/46

DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 08/11/2021
KARAR TARİHİ : 19/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı … vekili 08.11.2021 harç tarihli ve tedbir talepli dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı … A.Ş. ‘den 2388,169 adet a grubu ve 1.981.731,785 adet b grubu payın sahibi ve yönetim kurulu üyesi olduğu davalı şirketin 26.10.2021 tarihinde saat 14:30 a grubu özel imtiyazlı toplantısı aynı gün saat 15:30 da ise olağan genel kurul toplantısı yaptığını bu toplantıda alan kararları TTK esas sözleşme hükümlerine aykırı olduğu TTK m. 363 gereğince yönetim kurulu üyesi atamaları ve bu kapsamda a grubu imtiyazlı özel genel kurulu toplantısında alınan 2 nolu karar ve olağan genel kurul toplantısında alınan 2 nolu kararın TTK, esas sözleşme ve iç ticaret genel müdürlüğünün kararlarına aykırı olduğu 26.10.2021 tarihli a grubu imtiyazlı özel genel kurul toplantısı ile olağan genel kurul toplantısında alınan 2 nolu kararda TTk m. 408 hükmünün yok sayılarak şirketlerin organsız kalmaması için TTK m. 363 ile getirilen kooptasyon müessesi amacına aykırı olarak kullanılarak 17.08.2021 tarihinde boşalan yönetim kurulu üyeliklerine yerine yeni üyenin atanmasına karar verildiği 17.08.2021 tarihinde davalı şirketin eski pay sahiplerinde …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …’nin şirkette sahip oldukları B grubu paylar ile A grubu imtiyazlı payların tamamını .. A.Ş’ye Devrettiğini, bu devrin hemen ardından davalı şirketin yönetim kurulunda bulunan satıcılar/devredenlerin tamamını görevlerinde istifa ettiğini ve yerlerine muvazaalı şekilde yeni yönetim kurulu üyesinin davalı şirkete TTK m. 363’e dayanarak genel kurulun yetkisini gasp eder şekilde atama yapıldığını, davalı şirketteki yönetim kurulu üyelerinin (11 üyeden 7 tanesinin ) çoğunluğunun … tarafından kontrol ve ilişkili kişilerden seçildiğini A grubu pay sahipleri genel kurulu ve genel kurul kararı olmaksızın yönetim kurulu saf çoğunluğunun bu yönde arka arkaya muvazaalı şekilde yönetim kurulu kararı alarak yetki gaspıyla …’a devredilmesi A grubu pay sahiplerine ve azınlık pay sahiplerine zarar verildiğini birden fazla yönetim kurulu üyelerinin boşalması ve birden fazla yeni yönetim kurulu üyelerinin atanmasının genel kurulun yönetim kuruluna üye atamak yetkisini hukuka ve usule aykırı olarak elinden almak anlamına geleceğini Gümrük ve Ticaret Bakanlığı İç Ticaret Genel Müdürlüğü’nün bu düzenlemeyi kabul etmediğini davalı şirketin A grubu pay sahiplerin özel genel kurul toplantısında alınan 3 numaralı kararın genel kurulun yönetim kurulu seçme ve azletme yetkisini gasp ettiğini davalı şirketin 26.10.2021 tarihli A grubu imtiyazlı pay sahipleri toplantısında olağan genel kurulu toplantısına sunulmak üzere yönetim kurulunun belirlendiğini, 2013’ ten bu yana şirkette önemli katkıları olan müvekkilin aday dahi gösterilmediğini aday olarak belirlenen kişilerin tamamının …’ın önerdiği adaylar arasından seçildiğini olağan genel kurul toplantısı ile yönetim kurulu üye sayısı henüz karara bağlanmadan A grubu pay sahipleri tarafından bu sayı sanki karara bağlanmış gibi tamamının belirlenmesi şirket esas sözleşmesine aykırı olduğunu, olağan genel kurul toplantısıyla yönetim kurul üye sayısı belirlendikten sonra A grubu pay sahiplerinin özel genel kurul toplantısı yapılabileceği bu yapılmadan A grubu pay sahipleri tarafından belirlenen adayların seçiminin mümkün olmadığını, mevcut usul ve A grubu pay sahipleri özel genel kurulunda alınan aday belirleme kararının olağan genel kurul iradesinin ve azınlık haklarını kısıtladığını ayrıca olağan genel kurul toplantısı ile yönetim kurulu üyelerinin fiili olarak azletme hakkı verildiğini, esas sözleşme uyarınca azletme hakkının sadece olağan genel kuruluna ait olduğunu belirterek 26.10.2021 tarihli A grubu pay sahipleri özel genel kurul toplantısında alınan 2 ve 3 numaralı kararların ve olağan genel kurul toplantısında alınan 2 numaralı kararı TTK esas sözleşmeye ilgili hükümlere ve dürüstlük kuralına aykırı olmasından ve hakkın kötüye kullanılmasından dolayı iptaline bu ataması yapılan yeni yönetim kurulu üyelerinin yetki ve görevlerinin tedbiren durdurulmasına, şirketin söz konusu genel kurul toplantısından evvel geçerli son yönetim kurulu üyelerinin görev ve yetkilerinin devamına aksi halde şirkete Kayyum tayin edilmesine karar verilmesine talep etmiştir.
Davalı … AŞ’nin 16.11.2021 tarihli cevap dilekçesinde; müvekkili şirketin BİST’te kote olan bir şirket olduğu ve işlem gördüğünü halka açık paylarının bulunduğu şirketin paylarının A ve B gruba olmak üzere 2 gruba ayrıldığını, esas sözleşmenin 7 maddesine gereği A grubu pay sahipleri olanların yönetim kuruluna üye seçileceklerin tamamının genel kurul onayına sunma imtiyazına sahip olduğu şirket yönetim kurulunu oluşturan üyelerin bir kısmını sahip oldukları A ve B grubu hisseleri … A.Ş’ye sattıkları 11 yönetim kurulu üyesinden önce dördünün, istifa eden üyelerin yerine yeni üyeler atandıktan sonra üçünün istifa ettiğini, ve yine istifa eden üyelerin yerine TTK m. 363’e göre yeni üye seçiminin yapıldığı müvekkil şirketin yönetim kurulu üyesi olan davacı … ve Diğer yönetim kurul üyesi olan …’ın paylarını satmayarak yönetim kurulunda bulunan bağımsız 2 üye ile birlikte yönetim kurulunda üyeliklerini sürdürdüklerini, yönetim kurulu üyelerinin atanmasına ilişkin kararın alınmasında hem …’ın hem de …’ın imzaların ve onaylarının bulunduğunu TTK m. 363’e göre A.Ş’lerde bir yönetim kurulu üyeliği herhangi bir sebepten boşalacak olucak olursa yönetim kurulu ilk genel kurulun onayına sunmak şartıyla kanuni şartlara haiz birinin geçici olarak yönetim kuruluna seçilebileceğini düzenlediğini, yönetim kurulunda bu doğrultuda ilk genel kurul onayına sunulmak üzere 17.08.2021 tarihinde istifa eden …, …, …, … yerine yeni yönetim kurulu üyesii olarak …, …, … ve …’yı seçtiğini 17.08.2021 tarihli diğer bir kararla da istifa eden …, …, … yerine …, … VE … seçildiğini ilk kararda 7 kişi olarak oy birliğiyle ikinci kararda 8 kişi olarak yine oy birliğiyle karar alındığını kooptasyon adı verilen bu yöntemle seçilen yeni yönetim üyelerinin davacı tarafından da onaylandığını, şirket esas sözleşmesinin 7. Maddesiyle “ şirketin işleri ve idaresi genel kurul tarafından TTK hükümleri uyarınca Sermaye piyasası mevzuatına uygun olarak seçilecek en az 5 en çok 11 üyeden oluşacak yönetim kurulu tarafından yürütülür. Yönetim kurulu üyelerinin tamamı A grubu hamiline muharrer hisse sahibi hissedarların çoğunluğun belirleyici adaylar arasından seçilir. TTK 363 maddesi uyarınca açılacak yönetim kurulu üyelerine seçilecek üye A grubu hamiline muharrer hisse sahipleri çoğunluğunca da tasvip edilir.” Hükmüne göre yönetim kurulu üyelerinin tamamı TTK m. 363 uygun olarak 26.10.2021 tarihli imtiyazlı pay sahipleri özel kurulunda ve aynı tarihli şirketin en yetkili idaresi olan genel kurulda onaylandığını bu onaylama kararıyla divan oluşumu dışındaki gündem maddelerin görüşülmesi davacı tarafın bilanço kar zarar hesaplarının görüşülmesi erteleme istemi 1 ay sonraya ertelendiğini 26.10.2021 olağan genel kurulunun aynı zamanda seçim gündemli olması nedeniyle 26.10.2021 tarihinde imtiyazlı pay sahiplerinin özel kurulun toplandığını şirket esas sözleşmesinin 7/3 maddesi gereğince gündemin 2. Maddesi ile TTK m. 363 ile belirlenen yönetim kurulu üyelerinin onaylandığını ve akabinde gündemin 3. Maddesinde yeni dönem için belirlenen üye adaylarının farklı olasılıklara göre tespit edildiğini, 26.10.2021 tarihli imtiyazlı pay sahipleri özel kurulunda kabul edilen önerge tamamen genel kurulun takdirine göre belirlenecek yönetim kurulu üye sayısına göre olasılıklar değerlendirilerek yönetim kurulu üyelerinin aday gösterildiğini, örneğin; yönetim kurulu üyesi 7 olacaksa 7 aday 9 olacaksa 9 adayın belirlenerek genel kurulun onayına sunulduğunu, bu şekilde 5 kişiden 11 kişiye karar tüm olasılıklara göre adayların belirlendiğini, genel kurul tarafından belirlenecek yönetim kurulu üye tam sayısı esas sözleşmeye göre ne olursa olsun bu sayı önceden sınırlandırılmaksızın genel kurulun iradesine bırakıldığını imtiyazlı pay sahipleri özel kurulunda yönetim kurulu üye sayısı belirlenmemiş olup aksine üye sayısının genel kurulda belirleneceğinden tamamen genel kurulun iradesine sunulup aday gösterme sisteminin benimsendiğini, davacının … ATM’de … E sayılı dosyası ile aynı davayı açtığını ancak bu davadan feragat ettiğini davanın öncelikle HMK m. 114/1- i gereğince kesin hüküm mevcudiyeti sebebiyle dava şartı yokluğunda reddi gerektiğini TTK m. 363 gereği istifa eden üyelerin yerine kooptasyon yöntemiyle genel kurul tarafından devredilmez yetkilerin ihlal edilerek kullanılması gerekirken yönetim kurulunun seçmesinin kabul edilemeyeceğini, bu nedenle genel kurulun m.2 iptalini istendiğini, ancak bu hukuki işlemin genel kurul kararı ile yönetim kurulu kararı ile ilgili olduğu yönetim kurulu kararların iptalinin olduğu TTK ‘ da düzenlenmediği batıl olan kararların tespitin istenebileceğini, ancak davacının talebinin yönetim kurulu kararı değil genel kurul kararının iptalini istediğini, ancak genel kurulda imtiyazlı pay sahipleri özel kurulu kararıyla zaten yapılmış olan seçimin onaylanmasına karar verildiğini, onaylanan yönetim kurulu kararların hükümsüzlüğünün, dava ve tespit edilmeden onaylamaya ilişkin genel kurul kararının iptalini de talep edilmesi de menfaat eksikliği sebebiyle kabul edilemeyeceğini, genel kurul kararının yönetim kurul üyelerinin onaylanmasına ilişkin olup TTK m. 363 gereği genel kurul kararlarının, konu üyelerinin seçimindeki aykırılığın konusunun ancak yönetim kurulu kararları olabileceği Yargıtay … Hukuk dairesinin kararlarında da yönetim kurulu kararlarının uyuşmazlık konusu edinmesi gerektiği imtiyazlı pay sahipleri özel kurulunun bir A.Ş organı olmayıp davacı ve davalı olamayacağı ve bu nedenle bunlar aleyhinde dava açılamayacağı TTK m. 454/7 gereğince imtiyazlı pay sahipleri özel genel kurulu kararlarına karşı açılacak davalara da yönetim kurulu, özel kurulun imtiyazlarına ihlal eden esas sözleşme değişikliklerini onaylamama kararı aleyhine karar tarihinde itibaren 1 ay içinde, genel kurulun söz konusu kararların pay sahiplerin haklarına ihlal etmediği gerekçesiyle bu kararın iptaliyle genel kurul kararının tescili davasını şirketin merkezinin bulunduğu yerdeki Asliye Ticaret Mahkemesinde açabileceğini düzenlediğini, yine TTK m. 454/8 e göre iptal davasının genel kurul kararının onaylanmasına olumsuz oy kullananlara karşı açılması gerektiğini belirttiğini buna göre imtiyazlı pay sahiplerinin özel kurulunun aldığı kararların şirketi temsil etmediğini şirket tüzel kişiliği ile ilgili olarak açılacak davalarda husumetin yönlendirildiği tarafta tüzel kişilik olarak değil olumsuz oy kullanan kişilerin yer alacağını belirttiğini buna göre imtiyazlı pay sahipleri özel kurulu kararlarına karşı açılacak davalarda şirket tüzel kişiliğinin değil olumsuz oy kullananlara karşı davanın açılması gerektiğini, buna göre imtiyazlı pay sahipleri özel kurulu kararlarına karşı hukuken sakat olduğunu ileri sürülemeyeceği şirket tüzel kişiliği adına onun organı olarak olmadığından özel kurul kararı ancak alınacak kararlarda bir teklif niteliği taşıdığı müvekkili şirketin taraf olamayacağı TTK m. 360 kapsamındaki imtiyazlı pay sahipleri özel kurulun kararlarının iptaline sürecinin kanunda düzenlenmediğini TTK m. 454’teki imtiyazlı pay sahipleri özel kurulun kararının iptalinin kime karşı açabileceğini gösterildiğini TTK m. 454 düzenlemesi gereğince imtiyazlı pay sahipleri özel kurulu tarafından alınmış bir karar da mevcut olmadığını, TTK m. 454 hükmünde öngörülen imtiyazlı pay sahipleri özel kurulunun işler kılınabilmesi için, şirket esas sözleşmesinin değiştirilmesine yönelik bir genel kurul kararı bulunması gerektiğini, bu yönde bir genel kurul kararı mevcut olmadan yapılan toplantıda alınan kararların korporatif bir etkisi de olmadığını, bu kararların iptali için açılan bu davanın kabulünün mümkün olmadığını, Ana genel kurul toplantısı yapılmadan imtiyazlı pay sahipleri özel kurulu kararlarının iptali istenemeyeceğini, yine davacının, 26.10.2021 tarihli imtiyazlı pay sahipleri özel kurulunda ve genel kurulda henüz oylamaya başlanmadan önce muhalefet şerhinde bulunulması da yine usule ve yasaya aykırı olduğundan, henüz karar alınmadan muhalefetin sunulmuş olması karşısında, peşinen verilen bu muhalefet davacı tarafa hem özel kurulda hem de pay sahipleri genel kurulunda alınan kararlara karşı iptal davası açma hakkı sağlamayacağını, Yargıtay’ın yerleşmiş kararlarında da bu yönde olduğunu, davacı vekilinin, şirket hisselerinin el değiştirdiğini ve bu gelişme ile hisselerini devrederek şirketle pay sahipliği ilişkisini koparan yönetim kurulu üyelerinin görevlerinden zorla istifa ettirildiğini ve giderek istifa eden bu üyelerin yerine TTK m. 363 uyarınca yapılan atamaların genel kurulun yönetim kurulu üyelerini seçme yetkisini ihlal ettiğini ileri sürerek 26.10.2021 tarihli genel kurul toplantısında alınan iki numaralı kararın iptalini talep etmesinin, somut gerekçesi bulunmadığı gibi TTK m. 363 mucibince yapılan atama kararlarına onay verdikten sonra bu davayı açmasının kötü niyet taşıdığını, İkinci olarak davacı vekili, yönetim kurulu üyelerinin zorla istifa ettirildiğini iddia ettiğini, ancak bu iddianın muhatabının bu iddianın kabulü ve anlamlandırılabilmesi mümkün olmadığını, diğer yönetim kurulu üyelerinin istifa ederek görevden ayrılırken olumlu oy kullandıklarını, Üçüncü olarak, TTK m. 363 uyarınca yapılan atamaların, yetki gaspı anlamı taşıdığına ilişkin değerlendirmeleri bu atamalar ile genel kurul kararının iptali veyahut imtiyazlı pay sahipleri özel kurulu kararlarının iptali arasında hiçbir bağ olmadığından atamalar tamamen hukuka uygun olduğunu, Yargıtay, kararında, kooptasyon hükmünün uygulanabilmesi için toplantı yeter sayısını değil, karar yeter sayısını esas alındığını, Karar yeter sayısına uyulduğu müddetçe alınan kooptasyon kararlarını da geçerli olduğunu, ihtilafa konu somut olayda kooptasyon kararı, hemen arkasından toplanan bir genel kurulca tasvip edilmiş bulunduğunu usulüne uygun olarak toplanmamış olsa da, bir genel kurulun toplanmış olması ve kooptasyon kararını onaylamış bulunması önceki “sakat” kooptasyon kararını da iyileştirdiğini, yani Yargıtay, obiter dictum, toplantı (ve hatta karar) yeter sayısına ulaşılamadığı hallerde dahi, kalan üye veya üyelerin genel kurulu toplantıya davet edebileceği anlamına da gelebilecek bir hüküm kurmuş bulunduğunu, usulüne uygun olarak toplanmamış olsa da, genel kurulun vereceği bir onayın ise, “sakat” kooptasyon kararını da iyileştirdiğini, ayrıca yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde müvekkil şirketçe alınan 17.08.2021 tarihli … sayılı ve 17.08.2022 tarihli … sayılı Yönetim Kurulu kararları (EK-) ile yapılan istifa kabulü ve TTK 363. madde kapsamında yönetim kurulu üye seçimi hukuka uygun atamaları olduğunu, davacının yönetim kurulun kararlarının hükümsüzlüğüne ilişkin bir talepte bulunmadığını, davacının yönetim kuruluna aday gösterilmemesi kötü niyet göstergesi olamayacağını kendisini aday dahi göstermediği, şirket Esas Sözleşmesi’nin 7. maddesi imtiyazlı pay sahiplerine TTK 363. maddesi gereği yapılan atamaları onaylama yetkisi verdiğini, esas sözleşmeden kaynaklı bu yetki özel kurul toplantısının 2. gündem maddesinin kabulü ile kullanılmış olup, hukuka aykırı hiçbir durum bulunmadığını, yine Şirket Esas Sözleşmesi’nin 7. maddesi imtiyazlı pay sahiplerine yönetim kuruluna aday gösterme hakkı verdiğini, Özel kurulun gündemini belirleyen Yönetim kurulu olduğunu, Davacı tarafın da imzası ile oluşturulan gündem gereği şirket A Grubu imtiyazlı hissedarlardan aday belirlemesini istendiğini, imtiyazlı pay sahipleri tarafından alınan kararlar ancak kanunun çizdiği sınırlar dahilinde etki doğurabileceğini, özel Kurul, sadece yönetim kurulu üye adaylarını, Genel Kurul’un iradesine herhangi bir halel gelmeyecek şekilde, her bir üye sayısı için ayrı adaylar göstererek, belirlendiğini, genel Kurul’un 5 ila 11 arasında spesifik bir sayıda yönetim kurulu üye sayısı belirleme hakkı bulunduğunu, genel Kurul’un bu yetkisinin kullanılması engellenmediğini, Genel Kurul’un tercihine bağlı olarak adaylar esas sözleşmeye uygun olarak belirlendiğini, davacı vekilinin dava dilekçesinde 26.10.2021 tarihli Genel Kurul Toplantısı’ndan önceki yönetim kurulu yapısının korunmasını, bu talebin kabul edilmemesi halinde “olağan genel kurul için bilgi ve belge temini, işlemleri yapmak üzere” şirkete kayyum atanmasını talep ettiğini, yönetim kurulu üyelerinin görevleri devam ettiğinden kayyum atanmasına gerek olmadığını halen üyelik sıfatları devam eden 7 üyenin görevlerinin durdurulmasına yönelik talebin kabul edilebilmesinin mümkün olmadığını, organ yokluğunun bulunmadığı bir ortamda bir halka açık anonim şirket için kayyum atanmasının talep edilmesinin, davacı tarafın kötü niyetli olduğunu gösterdiğini, genel kurul kararlarının iptaline ilişkin bölümde yer verilen TTK m. 448/3 hükmü mucibince, muhtemel zararlarına karşı davacının teminat göstermesi istediklerini, davacının 1.000.000-TL’den aşağı değerde olmamak üzere teminat göstermesine karar verilmesini talep ettiklerini, HMK m. 114/1-(i) hükmü uyarınca, aynı davada daha önce verilmiş kesin hükmün mevcudiyeti sebebiyle davanın evvelemirde dava şartı yokluğundan reddine, atanan yönetim kurulu üyelerinin yetki ve görevlerinin durdurulmasına ve önceki yönetim kurulunun korunmasına ilişkin tedbir taleplerinin reddine, TTK m. 449 uyarınca yönetim kurulunun görüşüne başvurulmasına, Genel kurul kararının iptali talebi ile imtiyazlı pay sahipleri özel kurulu kararlarının iptali talepli davaların ayrılmasına, İmtiyazlı pay sahipleri özel kurulu kararlarının iptali talebinin evvela husumet yokluğundan reddine, Pay sahipleri genel kurul kararının iptali talebini içeren davanın da öncelikle davacının kanuna uygun muhalefet şerhi vermemesi sebebiyle davacı sıfatı eksikliğinden reddine, TTK m. 448/3 uyarınca davacının 1.000.000-TL’den aşağıda değerde olmamak üzere teminat göstermesine, Kayyım atanması talebinin reddine, hukuki ve maddi dayanaktan yoksun, haksız ve hukuka aykırı talepler içeren davanın reddine, Dava giderlerinin ve vekâlet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava; 26.10.2021 tarihli olağan genel kurul toplantısında alınan 2 ve 3 nolu kararların iptali ile yürütmesinin geri bırakılması ve kayyım tayin edilmesine ilişkin davadır.
Tarafların delilleri toplanmış ve değerlendirilmiştir.
İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğü kayıtları, İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası, bilirkişi incelemesi ve raporları incelenmiş ve değerlendirilmiştir.
İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası incelendiğinde; davacı …’IN tedbir talepli 29.10.2021 harç tarihli dava dilekçesi ile davalı … AŞ’ye karşı açtığı davada 1562 adet A grubu ve 181.002 adet B grubu hisse sahibi ve A grubu imtiyazlı pay sahibi yönetim kurulu üyesi ve şirket ortağı olan müvekkilinin 2013 yılından bu tarihe kadar yönetim kurulu üyeliği yaptığını şirket pay sahiplerini değişikliğe gittiğini, 26.10.2021 tarihli A grubu pay sahipleri genel kurulunda alınan kararın hukuka ana sözleşmeye ve usule aykırı olarak alındığını, yönetim kurulundaki 7 üyenin istifa ettirilerek … A.Ş’nin istediği şahısların yönetim kuruluna atandığını TTK m. 363 ‘nün uygulanması sırasında TTK m. 408’in göz önünde bulundurulması gerektiği yeni yönetim kurulu tarafından atanması ve neredeyse tüm yönetim kurulu değiştirilmesi genel kurulu yetkilerine gasp anlamına geldiği TTK’da pay sahiplerine kişisel menfaatlerine ihlali halinde yönetim kurulu kararlarını iptal edilebileceğini Yargıtay tarafından kabul edildiğini, belirterek 26.10.2021 tarihli A grubu pay sahipleri özel genel kurulu toplantısında alınan 2 ve 3 nolu kararların ve olağan genel kurulu toplantısında kanuna ana sözleşme aykırı olmasından dolayı iptaline olağan genel kurul toplantısında alınan kararla atanan yeni yönetim kurulu üyelerinin yetki ve görevlerinin tedbiren durdurulmasına, genel kurul toplantısından evvel geçerli son yönetim kurulunun üyelerinin görevlerinin ve yetkilerinin devamına ve genel kurul için bilgi ve belgeleri temin etmek ve işlemleri yapmak üzere şirkete kayyum tayin edilmesine karar verilmesini talep ettiği, ancak dava dilekçesinden bir süre sonra 04.11.2021 tarihli dilekçeyle davadan vazgeçtiğine ilişkin beyanda bulundukları, bunun üzerine mahkememizce davadan feragat nedeniyle 14.12.2021 tarihinde davanın reddine karar verildiği ve bu kararın henüz taraflara tebliğ edilmediği, kararın kesinleşmediği dolayısıyla verilen kararın kesin hüküm oluşturmadığı ancak TTK m. 114/1-ı gereğince davanın daha önce açılmış ve halen görülmekte olduğu tespit edilmiştir.
Davacının tarafların konusu ve sebebi aynı olan bu dava kesinleşmeden (İzmir … ATM … E … K sayılı karar) mevcut derdest davayı açtığı derdest davanın konusunu tarafların … E sayılı dosya ile aynı olduğu, bu halde HMK m. 115/2 gereğince gerçekleşmeyecek dava şartı gözeterek davanın usulden reddine karar vermek gerektiği belirlenmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Sebeplerle;
Davacının davasının HMK m. 114/1-ı bendinde yer alan derdestlik dava şartının bulunmaması nedeniyle HMK m. 115/2 gereğince davanın usulden reddine,
Davacı tarafın tedbir ve kayyım atanması taleplerinin reddine,
Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 80,70 TL harçtan dava açılışında alınan 59,30 TL peşin harcın mahsubu ile eksik alınan 21,40 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Davalı taraf kendisini vekiller temsil ettirdiğinden AÜTT 13/1. maddesi gereğince 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
HMK m. 333 gereği gider avansından artanın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı ve gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 19/01/2022

Başkan …
E-İmzalıdır

Üye …
E-İmzalıdır

Üye …
E-İmzalıdır

Katip …
E-İmzalıdır