Emsal Mahkeme Kararı İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/808 E. 2022/240 K. 28.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/808
KARAR NO : 2022/240

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20.11.2020
KARAR TARİHİ : 28.02.2022

Mahkememizde görülen İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı … vekili İzmir 20. Asliye Hukuk Mahkemesinin …/…Esas sayılı dosyasına sunmuş olduğu 20.11.2020 harç tarihli dava dilekçesiyle; müvekkilinin davalılardan ağabeyi olan … ile unlu mamüller üretim ve satış işi yapmak üzere adi ortaklık ilişkisi kurduklarını, … Cd. No:… Karabağlar /İZMİR adresinde …Pastanesi ünvanlı işyerinde ortak sermaye ve eşit hisse ile ortaklık kurduklarını, müvekkili …’in unlu mamül yapımında aktif rol aldığını, mali işlerin diğer ortak … tarafından yürütüldüğünü, …’in piyasaya olan borçları nedeniyle ticari işlerin müvekkili adına yapıldığını, müvekkilinin … Plaka sayılı 2002 Model Transit kamyoneti, … Plaka sayılı aracı ve 2004 model Ford Marka minübüs ile … Bankası Gaziemir Şubesi … numaralı hesabındaki birikimi ortaklığa sermaye olarak kullandıklarını, müvekkilinin 2007 yılında Fransa’ya gitmek zorunda kaldığını, müvekkilinin Fransa’da kaldığı dönemde işletmenin ihtiyacı nedeniyle 15.000,00 TL’nin müvekkilinin talimatıyla kız kardeşi tarafından müvekkili hesabından çekilerek …’e verildiğini, yine 10.000,00 Euro nakit paranın müvekkili tarafından işletmenin ihtiyaçlarında kullanmak üzere “Western Union” aracılığıyla gönderdiğini, müvekkilinin gönderdiği 10.000 Euro ile … Cd. No:…Karabağlar /İZMİR adresinde bulunan taşınmazın satın alındığını ve zaman içinde bu taşınmaz üzerine 5 katlı bina inşa edildiğini, bu taşınmazın tapu devrinin müvekkili adına yapıldığını, müvekkilinin 2008 yılında Fransa’dan döndüğünü ve yeniden ortak olunan pastanesinde usta olarak çalışmaya devam ettiğini, ortaklık ilişkisinin 2010 yılına kadar sorunsuz şekilde devam ettiğini, müvekkilinin ailevi sorunları nedeniyle hakkında icra takipleri başlamasından dolayı … Cd. No:…Karabağlar /İZMİR adresindeki taşınmazı yeğeni …’e devrettiğini, işletmede üretilen mamüllerin dağıtımı için kullanılan ve ortaklığa ait olan ancak dava dışı … …adına kayıtlı aracın müvekkilinin bilgisi olmadan diğer ortak …’in sattığını, müvekkilinin Türkiye’ye döndükten sonra bu aracı tekrar satın aldığını ve aracın işletme için kullanıldığını, davalı …’in % 50 hissesini çocukları ile paylaşmak zorunda kaldığını, müvekkili ve davalı …’in … Gıd. İnş. Oto Tur. San. Ve Tic. Ltd. Şti isimli şirketi kurduklarını, şirketin hissedarlarının …, … ve … …olarak göründüğünü, ancak hak sahiplerinin müvekkili ve … olduğunu, müvekkilinin şirketin kurulduğu günden bu yana maaşı dışında hiçbir ödeme almadığını, müvekkilinin işletmenin faaliyetleriyle ilgili bilgi istediği ve karın paylaştırılmasının talep ettiğinde davalılar tarafından kabul edilmediğini, İzmir ili, Karabağlar ilçesi, … Mah. … Ada, … parselde kayıtlı taşınmazın 490.000,00 TL’ye satın alınarak taşınmazın davalılardan …’in kayınpederi … ile … adına % 50 – % 50 hisseli şekilde tapuya kaydedildiğini, müvekkilinin İzmir Menderes İlçesinde bulunan, tapuda kuzeni … adına kayıtlı paylı taşınmazdaki hissesini 125.000,00 TL karşılığında sattığını ve İzmir ili, Karabağlar ilçesi, … Mah. … Ada, … parselde kayıtlı taşınmazın alımında kullanıldığını, bu taşınmazın alımında ortaklığa ait olan, … …adına kayıtlı 2012 model aracın da taşınmazın alımı için satıldığını, taşınmazın 1.200.000 TL’ye satıldığını ve müvekkilinin bu satıştan hiçbir pay almadığını, İzmir ili, Buca ilçesi, …Mahallesinde daire satın alınarak davalılardan …’in oğlu … adına tescil ettirildiğini, İzmir ili, Menderes ilçesi, … Mahallesinde hayvancılık faaliyeti ve süt üretimi için 10 dönüm genişliğinde çiftliğin … adına kaydedilmek suretiyle satın alındığını, bu çiftliğin satın alınmasında müvekkilinin… A.Ş. Konak Şubesi’nden 275.000,00 TL çiftçi kredisinin kullandırılmasını sağlanarak büyükbaş hayvan alımı yapıldığını, ayrıca araziye işletme ortaklarının ve ailelerinin kalabilmelerini teminen her iki ortak için ayrı ayrı iki ev inşa edildiğini, …’tan temin edilen kredi sebebi ile İzmir, Buca, .. Mevkiindeki 341 dairenin tapu kaydına ipotek tesis edildiğini, işletme faaliyetlerinde kullanılan ve işletme geliriyle alınan … Ltd. Şti. adına kayıtlı 2011 model BMW markalı otomobilin çiftliğin satın alınabilmesi için satiş bedeline mahsuben satıcıya devredildiğini, alındığı dönemde tarla vasfında olan bu yerin zamanla tarafların ortak desteği ile geliştirilerek büyük bir üretim tesisine dönüştürüldüğünü, 80 civarında süt ineği, 70-80 ‘adet buzağı ve 60 adet kurbanlık hayvan bulunan tesiste besicilik ve süt üretimi yapıldığını, pek çok mandıra ve fabrikaya süt satışı yapıldığını, Çiftliğin aylık gelirinin 100.000,00-TL olduğunu, çiftliğin piyasa değerinin 5.000.000,00-TL olduğunu, müvekkilinin, işletmenin kazancı ile edinilen malvarlığından elde edilen gelirden ve malvarlığından kendisine pay verilmemiş olması sebebiyle kendi payına düşen % 50 oranı talep ettiğinde kovulduğunu ve işletmeye alınmadığını, davalı …’in oğlu …’in evlenmesi ile oğlunun kayınpederi olan …’in ortaklığa müdahale etmesi, davalı …’in de bu duruma sessiz kalması, davalı …’in ortaklık adına değil kendi çocukları yararına haksız edinimlere yönelmesiyle taraflar arasındaki huzurlu … birliğinin sona erdiğini, müvekkilinin uzlaşmaya dair çabalarının karşılıksız kalması sebebiyle İzmir 15.İcra Müdürlüğü’nün …/… sayılı dosyasıyla fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 750.000,00-TL bedelle açmış olduğu icra takibi davalıların haksız itirazları sebebiyle durdurulduğunu ve bu davanın açıldığını, müvekkilinin ağabeyi olan davalı … ile birlikte % 50 eşit hisse oranı ile adi ortaklık kurulduğunu, müvekkilinin ortaklık paylarının ödenmemesi, müvekkilinin zarara uğraması ve … yerinden kovulması nedeniyle şirketin fiilen sona erdiğini, davalı … tarafından ortaklık adına edinilen malların diğer davalılar ile 3. Kişilere devredildiğini, Menderes Tapu Müdürlüğü’nde davalı … adına kayıtlı İzmir, Menderes, … Mah., … Mevkii, … Ada, … Parsel, Karabağlar Tapu Müdürlüğü’nde davalı … adına kayıtlı İzmir, Karabağlar, … Mah., … Ada, … Parsel, Zemin, … Nolu Bağımsız Bölüm, Karabağlar Tapu Müdürlüğü’nde davalı … adına kayıtlı İzmir, Karabağlar, … Mah., … Ada, … Parsel, … Nolu Bağımsız Bölüm, Buca Tapu Müdürlüğü’nde davalı … adına kayıtlı İzmir, Buca, …Mah., … Ada, … Parsel, … Blok, … nolu bağımsız bölüm’de kayıtlı taşınmazların tapu kayıtlarına karar kesinleşinceye kadar HMK m. 392/1.maddesi uyarınca ihtiyati tedbir konulmasını, müvekkilinin adi ortaklığa sağlamış olduğu sermaye değerinin adi ortaklığın kurulduğu tarih itibariyle ve gelinen tarih itibariyle tespitine, adi ortaklığın kazanmış olduğu ortaklık payına ilişkin alacağının bugüne kadar olan kısmının tespitine, adi ortaklığın faaliyetleri ve müvekkilinin ortaklığa sunduğu kişisel mal varlığı ile edinilen taşınır ve taşınmazların tespitine, müvekkilinin bu malvarlığındaki haklarının tespitine, İzmir 15. İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, % 20 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili 18.02.2021 tarihli cevap dilekçesinde; davacının iddialarının soyut beyan ve ifadeler olduğunu, somut herhangi belge ve beyana dayanmadığını, davacının müvekkilleri …’in kardeşi, … ve …’in de amcası olduğunu, …Pastahanesi isimli işyerinin 01.07.2005 tarihinde müvekkili …’in maddi destekte bulunmasıyla … Caddesi No:…/… adresinde unlu mamuller işi ile iştigal edecek şekilde … tarafından kurulduğunu, Müvekkili …’in kardeşine maddi destek sağladığını, 2013 Şubat ayında …’in maliki bulunduğu … Caddesi No:…/… adresinde …’in işletmesi altında şube açılışı yapıldığını, bu işyerinde müvekkili …’in fiilen çalıştığını, ancak tüm hesaplar, alım ve satımların davacı … tarafından gerçekleştirildiğini, tüm işletme faaliyetlerinde …’in yanında gerek …’in, gerek …’in gerekse …’in fiilen çalıştıklarını, 2016 yılında işlerin genişlemesi ile beraber Limited şirket kuruluşu yoluna gidilerek … Gıda İnşaat Oto Turz. San ve Tic. Ltd Şti’nin kurulduğunu, şirketin daha sonra şubeler vasıtası ile üretim ve satışı devam ettiğini, tüm bu süreçlerde ustalık belgesi ve işletme sahibi olması sebebi ile tüm alım, satım, muhasebe işlemlerininin davacı … tarafından yapıldığını, çalıştıkları oranda ve şube faaliyetleri kapsamında …, … ve …’e pay verildiğini, davacının işletmenin kurulmasından sonra 2006 yılında Fransa’ya gittiğini ve 2,5 sene Fransada kaldığını,bu süreçte işlerin tamamının müvekkili … ve … eli gerçekleştirildiğini, …’in Fransa’dan dönüşünden sonra evvelki çalışma usullerinde çalışmaya devam ettiğini, davacının ustalık belgesi sahibi olması sebebi ile mal alımları ve satımları ile dağıtımı konusunda her zaman öncelikli söz sahibi olduğunu, bunun yanında tüm borçlanmaları gerçekleştirdiğini, ancak ödemeler konusunda aynı hassasiyeti göstermediğini, Limited Şirket kuruluşundan sonra da davacının hesapsız harcamaları, borçların ödenmesindeki vurdumduymazlığı ve sadakatsizliği sebebi ile şirketin zora girdiğini, müvekkilleri …, … ve … …’in her seferinde gerek borçlanarak, gerek kredi çekerek, gerekse kendi taşınmazlarını ipotek ettirerek banka kredisi çekmek sureti ile işletmenin borçlarını ödediklerini, davacı …’in 2018 yılında işletmeden tamamen ayrıldığını ve geride devasa bir borç yükü bıraktığını, müvekkillerinin kendilerinin haberi olmadığı, davacının yarattığı pek çok borcu , ticaret yaptıkları yerlerle zor duruma girmemek, hammadde alımlarına devam edebilmek için kendi gayretleri ve imkanları ile ödemek zorunda kaldıklarını ve senetleri iade aldıklarını, Bankalara olan pek çok borcun müvekkilleri tarafından ödendiğini, bu ödemelerde davacının hiçbir katkısı olmadığını, Karabağlar … Ada … Parsel sayılı yerdeki taşınmazın, ortaklık sermayesi ile satın alınan bir yer olmayıp, müvekkili …’in bu yerde %50 hissesi bulunduğunu, bu taşınmazın daha sonra borca karşılık hisse devri yapılarak elden çıkarılmak zorunda kalındığını, taşınmaz’ın davacı ile hiçbir ilgisinin bulunmadığını, Buca …’ de ki dairenin şirket borçlarının ödenebilmesi için kredi kullanabilmek amaçlı olarak alındığını, … adına kayıtlı Wolksvagen Jetta aracın ortaklık ile bir ilgisi bulunmadığını, davacının müvekkili …’e Fransa’dan para gönderdiği iddialarının ise doğru olmadığını, davacının müvekkili … yahut diğer davalılara herhangi bir para göndermediğini müvekkiline bir havale gönderiminin söz konusu olmadığını, davacının kendi insiyatifleri ile borçlandığı pek çok borcu ödemediğini, bu borçların müvekkilleri tarafından ödendiğini, Menderes İlçesi …’de yer alan taşınmazın tamamının müvekkillerine ait olmadığını, müvekkilli …’in hissesi olduğunu, müvekkiline isabet eden taşınmaz pay değerinin 390.000,00 TL olarak belirlendiğini, taşınmazın …’tan kullanılan kredi ile alındığını, tamamının müvekkilleri tarafından ödendiğini, müvekkili …’in dünürü ve …’in kayınpederi olan aynı zamanda krediye kefil olan … ‘in maddi desteği ile bu borcun ödendiğini, davacının iddialarının tamamen gerçek dışı olduğunu, işletmenin devamlılığı için;
…’ya 40.000,00 TL … bankasından kredi çektirildiğini, …’ye … bankasından 12.000,00 TL çektirildiğini, …’ye
… bankasından 7.000,00 TL çektiriltiğini, …’e …’tan 36.000,00 TL çektirildiğini, … …’e … 40.000,00 çektirildiğini, … …’den 15.000,00 TL elden alındığını, …’den 35.000,00 TL değerinde altın ziynet alındığını, …’den 35.000,00 TL elden alındığını, işletmenin çalıştığı … fırınından 50.000,00 TL avans alındığını, …’ten 220.000,00 TL ve 18.000,00 ayrı tarihlerde elden alındığını ve müvekkilleri tarafından ödendiğini, …Fırınından 35.000,00 TL avans alındığını ve ödendiğini, …. Unlu Mamuller’den 15.000,00 avans için çek alındığını ve ödendiğini, … Ticaret’ 80.000,00 TL borç ödendiğini, … Gıda’ya olan 17.000,00 TL borcun,… Gıda’ya 25.000,00 TL borcun, … Gıda’ya 25.000,00 TL borcun, … Gıda’ya 40.000,00 TL borcun, … gıdaya 18.000,00 TL borcun, Citroen marka aracın 16.000,00 TL lik icra borcunun, …’a olan borçların müvekkilleri tarafından ödendiğini, davacının haksız talepleri karşısında müvekkillerinin tepki göstermesi normal olduğunu, davacının taleplerinin soyut iddia ve isnatlara dayandığını, tamamen haksız kazanç elde etmek için kötü niyetli ve haksız talepler olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 22.03.2021 tarihli cevaba cevap dilekçesinde; önceki talep ve beyanlarını tekrar etmiştir.
İzmir 20. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından 11.12.2020 tarihli ara kararla davacı vekilinin dava konusu davalılar adına kayıtlı taşınmazlar üzerine ihtiyati tedbir konulmasına ilişkin talebi reddedilmiştir.
İzmir 20. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından yapılan yargılamada 23.09.2021 tarihli celsede dava yetki yönünden reddedilmiş, dosyanın yetkili Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilerek verilen karar 04.11.2021 tarihinde kesinleştirilmiş ve İzmir Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosunca dosya mahkememize tevzi edilerek mahkememizin 2021/808 esas sırasına kaydı yapılmıştır.
Davacının dava dilekçesinde fesih ve tasfiyesini talep ettiği ortaklığın 2005 tarihinde kurulduğu, davacının talebinin adi ortaklık sözleşmesinin feshi ile bu ortaklığa ilişkin sermaye payının istenmesi olduğu, adi ortaklığa ilişkin fesih ve tasfiye usülünün 6101 sayılı TBK Yürürlülük Kanunu m. 1’e göre TBK.nun 642 ve devamı hükümlerinin uygulanmasını gerektirdiği belirlenmiştir.
Diğer yandan, Yüksek Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 2014/21652 E. — 2015/18316 K. sayılı ve 18.11.2015 tarihli kararında;
“Adi ortaklık sözleşmesi iki yada daha fazla kişinin emek/erini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir. «TBK 620/1 m) Adi ortaklık ilişkisi. TBKnın 639 maddesinde sayılan sona erme sebeplerinden birinin gerçekleşmesi ile sona erer. Bu şekilde ortaklığın sona ermesinin başlıca iki sonucu ortaya çıkar- Bunlardan ilki, yönetici/erin görevlerinin sona ermesi, diğeri de ortaklığın tasfiyesidir
Tasfiye, ortaklığın bütün malvarlığının belirlenip, ortakların birbirleri ile alacak verecek ve ortaklıktan doğan tüm ilişkilerinin kesilmesi yoluyla ortaklığın sonlandırılması, malların paylaşılması ya da satış yoluyla elden çıkarılmasıdır Diğer bir anlatımla tasfiye, ilgili tasfiye memuru tarafından yapılacak olan bir arıtma işlemi olup; hesap ve işlemlerin incelenip, bir bilanço düzenlenerek ortaklığın aktif ve pasifi arasındaki farkı ortaya koymaktır.
Bir ortak tarafından adi ortaklığa ilişkin olan sermaye payının istenmesi, ortaklığın faaliyeilerindeır dolayı uğradığı zararın veya kar payının talep edilmesi, aynı zamanda ortaklığın feshini ve tasfiyeyi de kapsar.
Bu durumda, mahkemece: 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 620 ve devamı maddelerinde düzenlenen adi ortaklık hükümleri dikkate alınmalı, Türk Borçlar Kanınunun 642.madde ve devamı hükümlerine göre tasfiye işlemi gerçekleştirilmelidir.
6101 sayılı Türk Borçlar Kanunu½un Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun I maddesine göre; Türk Borçlar Kanununun yürürlüğe girdiği tarihten önceki fiil ve işlemlere, bunların hukuken bağlayıcı olup olmadıklarına ve sonuçlarına bu iş ve işlemler hangi kanun yürürlükte iken gerçekleşmişse, kural olarak o kanun hükümleri uygulanır. Ancak, Türk Borçlar Kanununun yürürlüğe girmesinden sonra bu fiil ve işlemlere ilişkin olarak gerçekleşecek temerrüt, sona erme ve tasfiye Türk Borçlar kanunu hükümlerine tabidir”
ifadelerine yer verilmek suretiyle, bir ortak tarafından adi ortak1ığa ilişkin olan sermaye payının istenmesi. ortaklık faaliyetlerinden dolayı uğradığı zararın veya kısmının talep edilmesinin. aynı zamanda ortaklığın feshi ve tasfiyesi istemini de içerdiği ve bu durumda, 6101 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 1.maddesine göre, anılan Kanunun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden sonra gerçekleşen tasfiye işlemlerine TBK m. 642 vd. hükümlerinin uygulanması gerektiği hususları belirtilmiştir.
Somut olayda davacının talebi dava dilekçesinden adi ortaklığın feshine ilişkin olduğu belirlenmiştir.
Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4. maddesinde, bu kanundan doğan hukuk davalarının ticari dava sayıldığı, aynı Kanunun 5. maddesinin ikinci fıkrasında, bir yerde ticaret mahkemesi varsa Asliye Hukuk Mahkemesinin vazifesi içinde bulunan ve bu Kanunun 4. maddesi hükmünce ticari sayılan davalara Ticaret Mahkemesinde bakılacağı hususları düzenlenmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4/1. maddesinde her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı hüküm altına alınmıştır. Buna göre bir uyuşmazlığın ticari nitelikte olabilmesi için, her iki tarafın da ticari işletmesini ilgilendirmesi yahut aynı maddenin alt bentlerinde düzenlenen istisnalardan birine dâhil olması gerekmektedir.
TTK’nın 14. maddesine göre “Bir ticari işletmeyi kısmen dahi olsa kendi adına işleten kimseye tacir denir.” Aynı Kanunun 17. maddesi hükmünce de; “iktisadi faaliyeti nakdi sermayesinden ziyade bedeni çalışmasına dayanan ve kazancı ancak geçimini sağlamaya yetecek derecede az olan sanat ve ticaret sahipleri tacir değildir.” düzenlemesi yer almaktadır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hâl böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmeyecektir. 6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca ticari davalar asliye ticaret mahkemelerince görülerek karara bağlanması gerekmektedir. Bu düzenleme gereğince, asliye ticaret mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemelerce re’sen dikkate alınması gerekmektedir.
Somut olayda davacının gerçek kişi olduğu ve tacir kaydının bulunmadığı, (İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğü’nden gelen 09.02.2022 tarihli yazı cevabına göre tacir kaydının olmadığı) belirlenmiştir. Buna göre TTK.’na göre davalının tacir sıfatına sahip olmadığı, taraflardan birinin tacir sıfatına sahip olmaması sebebiyle davanın ticari dava olarak kabul edilemeyeceği anlaşıldığından, TTK’nın 4. maddesindeki yasal düzenlenme karşısında uyuşmazlığın 6100 sayılı HMK’nın 2. maddesi uyarınca genel hükümlere göre asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiğinden davada Mahkememizin görevli olmadığı, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu anlaşılmakla HMK.nun 115/2.maddesi uyarınca davanın usulden reddine, HMK’.nun 20.maddesi uyarınca kararın kanun yoluna başvurulmadan kesinleşmesi halinde, İzmir 20. Asliye Hukuk Mahkemesi ile mahkememiz arasındaki olumsuz görev uyuşmazlığının çözümlenmesi için dosyanın İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi’ne gönderilmesine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
Diğer davalı olan … Gıda İnş. Otomotiv Turz. San. Ve Tic. Ltd. Şti’nin ise davacı ortak değildir. Bu şirketin feshi ile ilgili bir talebi de bulunmamaktadır.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan sebeplerle;
Davacının davasının taraflara arasındaki ilişkinin ticari iş olmayıp ticari dava niteliği taşımaması, adi ortaklık ilişkisinden kaynaklanıp Asliye Hukuk mahkemesinin görev alanına girdiğinden (HMK m. 114/1/c) Mahkememizin görevsizliğine ve bu çerçevede davanın gerçekleşmeyecek dava şartı nedeniyle HMK m.115/2. F. Gereği davanın usulden reddine
HMK m.21/1-c gereği kararın istinaf edilmeksizin kesinleşmesi halinde dosyanın görevli ve yetkili yargı yerinin belirlenmesi için merci tayini için İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi’ne gönderilmesine,
Yargılama giderlerinin HMK m. 331/2b gereği davanın yetkili mahkemeye gönderilmesi halinde bu mahkemede karar verilmesine, aksi halde; (HMK m. 20/1-son cümle’ye göre) davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
Dosyanın ilgili mahkemeye gönderilmemesi halinde Mahkememizce verilecek hükümle; gönderilmesi halinde ise; bu mahkemece verilecek hükmün kesinleşmesiyle (HMK m. 333 gereği) yatırılan avansın kullanılmayan kısmının yatıran taraflara iadesine,
Dair, tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.28/02/2022

Başkan …
(e-imzalıdır)

Üye …
(e-imzalıdır)

Üye …
(e-imzalıdır)

Katip …
(e-imzalıdır)

Bu belge, 5070 sayılı yasa uyarınca e-imza ile imzalanmıştır.