Emsal Mahkeme Kararı İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/696 E. 2023/98 K. 09.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/182
KARAR NO : 2023/130

DAVA : Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/12/2017
KARAR TARİHİ : 16/02/2023

Mahkememizde görülmekte bulunan Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
İDDİA:
Davacı vekili İzmir 12. Asliye Hukuk Mahkemesine verdiği 29/12/2017 tevzi tarihli dava dilekçesinde özetle; davalı alacaklının İzmir 19. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine özgü takip başlattığını, müvekkillerine 10 örnek ödeme emri gönderildiğini, ödeme emrinde dayanak gösterilen senette yazılı afaki miktarların malen yada nakden davalıdan alınmasının mümkün olmadığını, sonradan doldurularak düzenlenen senette borçlunun …, lehdarın … yazıldığını, müvekkillerinden …’in ev hanımı olduğunu ve ticari faaliyetinin bulunmadığını, söz konusu senedin kanunda aranan vasıflara haiz olmadığını, senedin ön yüzünde bulunan … yazısının ve isim yanında ki imzanın da müvekkiline ait olmadığını, bu sebeple senedin geçerli olmadığını, İzmir 1. İcra Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı dosyası ile imzaya itiraz edilerek dava açıldığını, söz konusu takipte alacaklı görünen …’nın başkalarını da bu yolla mağdur etmeye çalıştığını, alacaklı olmadığı halde kötü niyet ile takip başlattığını, müvekkillerinden …’in sanayi sitesinde ticaret yaptığını ancak …’nın müvekkili gibi zora düşmüş kişilere mal ve para yardımı bahanesi ile kendilerinden boş senetler aldığını ve sonrasında üzerini çok afaki rakamlar ile doldurduğunu, senette …’in eşine borçlu gibi gösterildiğini ve sonrasında … tarafından ciro edilerek …’ya verilmiş gibi gösterildiğini, buradaki asıl durumun 4 yıl önce boş olarak imzalanan ve davalı ile aynı sanayi sitesinde yapmış olduğu cüzi bir miktar yardıma karşı aldığı senet üzerine afaki bir miktarın yazıldığı olduğunu, davacı … ile davalı arasında 300.000,00 TL borç olabilecek adar bir ticari ilişki bulunmadığını, ortada satılan bir mal ya da fatura olmadığını, müvekkillerinin takipte belirtilen borçlarının bulunmadığını belirterek, borcu kabul anlamına gelmemekle birlikte öncelikle kambiyo vasfına haiz olmayan bono ile takip yapıldığının tespiti ile takibin iptaline, davalının tamamen haksız ve kötü niyetli olarak açmış olduğu İzmir 19. İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasında takibe konu edilen bono nedeni ile davacı müvekkillerinin borçlu olmadığının tespiti ile takibin iptaline, davalı aleyhine %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili İzmir 12. Asliye Hukuk Mahkemesine verdiği cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin alacaklısı olduğu senedin ödenmemesi üzerine İzmir 19. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile takip başlattığını, senedin keşidecisinin …, lehtar cirantasının … olduğunu, davacının takibin iptaline yönelik taleplerinin takip hukukunu ilgilendirdiğini ve görevli Mahkemenin İcra Hukuk Mahkemesi olduğunu bu sebeple davanın öncelikle hukuki yarar yokluğu nedeni ile reddinin gerektiğini, davacıların birlikte açmış oldukları davanın ihtiyari ve zorunlu dava arkadaşlığı bulunmadığının ayrılması gerektiğini, dava konusu senedin müvekkiline ciro yolu ile geçmiş olduğundan iyi niyetli meşru hamil konumunda olduğunu, senedin ciro silsilesinde bir kopukluk bulunmadığını, bu nedenle davalının kötü niyetli olduğu yönündeki iddianın haksız ve yersiz olduğunu, keşideci ve lehtar arasındaki ilişkilere dayalı defilerin, senedi iktisap ederken borçlunun zararına hareket etmemiş, iyi niyetli yasal yetkili hamile karşı ileri sürülemeyeceğini, müvekkili hakkında talep edildiği gibi icra inkar tazminatına hükmedilmesinin mümkün olamayacağını, davacılardan …’in senet üzerinde mevcut yazı ve imzayı inkar etmediğini ancak davalıya 4 yıl önce boş olarak imzalayarak cüzi bir yardım karşılığında verdiğini ileri sürmüş ise de, senette nakden kaydının mevcut olduğunu, bu nedenle ileri sürülen hususların tanıkla ispatlanmasının mümkün olmadığını, senede karşı senetle ispat zorunluluğu bulunduğunu, davacıların karı koca oldukları da göz önüne alındığında birlikte açılan bu davanın kötü niyetli açıldığının ortada olduğunu, bu nedenle davacıların her ikisinin de soyut ve kötü niyetli iddiaları nedeni ile %20 den az olmamak üzere tazminata mahkum edilmelerinin gerektiğini belirterek, davanın öncelikle hukuki yarar yokluğu nedeni ile reddine, davacılar arasında dava arkadaşlığı şartları bulunmadığından davacıların davasının ayrılmasına, esas yönünden ise her iki davacı yönünden de davanın reddi ile ayrı ayrı %20 den az olmamak üzere tazminata mahkum edilmelerine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Davacı vekili İzmir 12. Asliye Hukuk Mahkemesine verdiği dava dilekçesinde; İzmir 19.İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası, İzmir 1.İcra Hukuk Mahkemesinin … E. Sayılı dosyası, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı Dosyası, Ticari Defter, Belge ve kayıtları, Banka kayıtları, Bilirkişi incelemesi ve sair hususları delil olarak bildirmiştir.
Davalı vekili İzmir 12. Asliye Hukuk Mahkemesine verdiği cevap dilekçesinde; 19.İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası, 10/11/2017 vadeli keşidecisi …, lehtarı Cirantası … olan 300.000 TL’lik bono, İzmir 1. İcra Hukuk Mahkemesinin … E. Sayılı dosyası, Yargıtay Kararları, Bilirkişi incelemesi ve sair hususları delil olarak bildirmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
İzmir 12. Asliye Hukuk Mahkemesi 07/01/2021 tarih, … Esas – … sayılı görevsizlik kararı ile dosya mahkememize gönderilmiş, mahkememizin … Esasını alarak yargılamaya devam olunmuştur.
Delillerin toplanmasından sonra mahkememizin 13/10/2022 tarihli ara kararında bilirkişi incelemesine karar verilmiş, İstanbul ATK Fizik İhtisas Dairesinin 09/11/2022 tarihli raporunda dosya kapsamı hakkında beyanda bulunduktan sonra sonuç olarak, İnceleme konusu senette atılı borçlu imzalar ile …’in mukayese imzaları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından uygunluk ve benzerlikler saptanmadığından söz konusu imzaların mevcut mukayese imzalarına kıyasla …’in eli ürünü olmadığı hususlarını bildirmiştir.
Davacı vekilinin rapora karşı beyan vermediği görülmüştür.
Davalı vekili 16/11/2022 tarihli rapora karşı beyan dilekçesi verdiği görülmüştür.
Toplanan deliller, bütün dosya kapsamı ve alınan bilirkişi raporuna göre; davalı alacaklının İzmir 19. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine özgü takip başlattığını, müvekkillerine 10 örnek ödeme emri gönderildiğini, ödeme emrinde dayanak gösterilen senette yazılı afaki miktarların malen yada nakden davalıdan alınmasının mümkün olmadığını, sonradan doldurularak düzenlenen senette borçlunun …, lehdarın … yazıldığını, müvekkillerinden …’in ev hanımı olduğunu ve ticari faaliyetinin bulunmadığını, söz konusu senedin kanunda aranan vasıflara haiz olmadığını, senedin ön yüzünde bulunan … yazısının ve isim yanında ki imzanın da müvekkiline ait olmadığını, bu sebeple senedin geçerli olmadığını, İzmir 1. İcra Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı dosyası ile imzaya itiraz edilerek dava açıldığını, söz konusu takipte alacaklı görünen …’nın başkalarını da bu yolla mağdur etmeye çalıştığını, alacaklı olmadığı halde kötü niyet ile takip başlattığını, müvekkillerinden …’in sanayi sitesinde ticaret yaptığını ancak …’nın müvekkili gibi zora düşmüş kişilere mal ve para yardımı bahanesi ile kendilerinden boş senetler aldığını ve sonrasında üzerini çok afaki rakamlar ile doldurduğunu, senette …’in eşine borçlu gibi gösterildiğini ve sonrasında … tarafından ciro edilerek …’ya verilmiş gibi gösterildiğini, buradaki asıl durumun 4 yıl önce boş olarak imzalanan ve davalı ile aynı sanayi sitesinde yapmış olduğu cüzi bir miktar yardıma karşı aldığı senet üzerine afaki bir miktarın yazıldığı olduğunu, davacı … ile davalı arasında 300.000,00 TL borç olabilecek adar bir ticari ilişki bulunmadığını, ortada satılan bir mal ya da fatura olmadığını, müvekkillerinin takipte belirtilen borçlarının bulunmadığını belirterek, borcu kabul anlamına gelmemekle birlikte öncelikle kambiyo vasfına haiz olmayan bono ile takip yapıldığının tespiti ile takibin iptaline, davalının tamamen haksız ve kötü niyetli olarak açmış olduğu İzmir 19. İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasında takibe konu edilen bono nedeni ile davacı müvekkillerinin borçlu olmadığının tespiti ile takibin iptaline, davalı aleyhine %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesinin talep edildiği, alınan İstanbul ATK Fizik İhtisas Dairesinin 09/11/2022 tarihli raporuna göre, dava konusu senette keşideci olarak görünen davacı …’in ismi altındaki imzanın …’in eli ürünü olmadığı, bu sebeple bono sebebiyle davacı …’in sorumluluğunun olmadığı, davacı vekili kötü niyet tazminat isteminde bulunmuş ise de, bononun davalıya ciro yoluyla intikal ettiği, keşideci …’e ait imzanın …’e ait olup olmadığının bilmesinin mümkün olmadığı bu sebeple kötü niyet tazminat isteminin yerinde olmadığı, davacı vekili …’i borçlu olmadığını belirtmiş ise de, takibin bonoya dayalı olarak yapıldığı, davacı …’in bonoda lehtar ve ciranta sıfatında olduğu, bono da nakden kaydının bulunduğu, davacıların karı koca eş oldukları ve verilen senetten haberdar olmalarının mümkün olduğu ve ayrıca 6100 Sayılı yasanın madde 200 ‘e göre davacı alacağının senede bağlı olduğu, bu senede karşı borçlu olunmadığı iddiasının senetle ispatının gerektiği, davalı …’in bono sebebiyle sorumluluğunun devam ettiği anlaşıldığından;
Davacı … yönünden davanın kabulü ile, İzmir 19. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında takibe konulan 10/11/2017 vade tarihli, 300.000 TL bedelli, keşidecisi …, Lehtarı ve cirantası … olan bono sebebiyle …’in davalı …’ya borçlu olmadığının tespitine, Davacı …’in kötü niyet tazminatı isteminin reddine, Davacı … yönünden açılan davanın reddine, Davalının kötü niyet tazminat isteminin reddine, dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçeye göre;
1-Davacı … yönünden davanın kabulü ile, İzmir 19. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında takibe konulan 10/11/2017 vade tarihli, 300.000 TL bedelli, keşidecisi …, lehtarı ve cirantası … olan bono sebebiyle …’in davalı …’ya borçlu olmadığının tespitine,
Davacı …’in kötü niyet tazminatı isteminin reddine,
2-Davacı … yönünden açılan davanın reddine,
Davalının kötü niyet tazminat isteminin reddine,
2-Alınması lazım gelen 20.493-TL harçtan, peşin alınan 3.415,50 TL harcın mahsubu ile bakiye 17.077,50-TL’nin davalı …’dan alınarak hazineye irad kaydına,
3- Red edilen kısım yönünden 179,90 TL’nin davacı …’ten alınarak hazineye irad kaydına
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre kabul edilen kısım üzerinden hesaplanan 45.000-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı …’e verilmesine,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre red edilen kısım üzerinden hesaplanan 45.000-TL vekalet ücretinin davacı …’ten alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacılar tarafından yapılan ilk masraf 3.451,50-TL, ATK rapor ücreti 2.150-TL, posta ve müzekkere gideri 268-TL olmak üzere toplam 5.869,50-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacı …’e verilmesine,
7-HMK 333 md gereğince davacı tarafça peşin yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/02/2023

Katip …
E-İMZALI

Hakim …
E-İMZALI