Emsal Mahkeme Kararı İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/664 E. 2022/11 K. 11.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/664
KARAR NO : 2022/11

DAVA : Tazminat (İşçi ile İşveren İlişkisinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/10/2020
KARAR TARİHİ : 11/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (İşçi ile İşveren İlişkisinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; davalı …’nın davacının sahibi olduğu … Güzellik Merkezi’nde çalışmakta iken 14/08/2020 tarihinde tek taraflı fesih ihtarnamesi ile işi bıraktığını, davacı ile davalı arasında taraflarca imzalanmış iş sözleşmesi, gizlilik sözleşmesi ve rekabet yasağı sözleşmelerinin olduğunu, davalının işten ayrılacağı zamana yakın davacının verdiği görevleri kasıtlı olarak yerine getirmemeye, davacı tepki versin diye davacıya karşı sesini yükseltmeye başladığını, davalının bu süreçte birkaç kez davacının diğer çalışanları tarafından rakip bir güzellik merkezinde görüldüğünü, en son 14/08/2020 tarihinde tekrar rakip salonda görülen davalının görüldüğünü fark ederek uzaklaştığını, davalının imzaladığı rekabet yasağı sözleşmesinde rakip bir iş yerinde çalışmamayı, rakip bir iş yeri ile alakadar dahi olmamayı kabul ve taahhüt ettiği halde gerek iş sözleşmesi devam ederken gerekse de iş akdini tek taraflı olarak feshettikten sonra bu yasağı ihlal ettiğini, davalı işten ayrıldıktan hemen sonra … …/İzmir’de bulunan davacı ile husumetli ve eski ortağı olan slimfit güzellik salonunda işe başladığını ve halihazırda orada çalışmaya devam etmekte olduğunu, taraflar arasında imzalanan rekabet yasağı sözleşmesinde cezai şart olarak da tazminat bedelinin öngörüldüğünü, davalının ihlal nedeni ile talep edilen bedeli ödemesi gerektiğini, TBK madde 348’e göre işçinin, işverenle rekabet oluşturacak şekilde kendi namına iş yapmaması, rakip bir firmada ortak olamaması ya da iş sözleşmesiyle çalışmaması şeklinde şart içeren sözleşmeler yapılması mümkün olduğunu, TBK madde 349’a göre rekabet yasağının işçinin iktisadi geleceğini tehlikeye düşürmemesi için süre ve yer bakımından duruma göre sınırlandırılması gerektiği ifade edilmiş olduğunu, somut olayda taraflar arasındaki sözleşmede başka bir iş yeri ile olan bağlantı ve çalışma yasağının … ve … ilçeleri için geçerli olduğu ve sözleşmenin belirli bir süre ile geçerli olduğu açıkça görüleceğini, bu nedenle rekabet yasağı sözleşmesi Borçlar Kanunu ve yargıtay kararlarına uygun bir sözleşme olduğunu, davalının bağlantı kurduğu ve davacının iş yerinden ayrıldıktan sonra çalışmaya başladığı ve halihazırda çalıştığı iş yeri … ilçesinde yer aldığından rekabet yasağı ihlali gerçekleştiğini, dava konusu olayın günlük hayatın olağan akışı doğrultusunda incelendiğinde davalının rakip iş yeri ile bağlantı kurduğu orada çalışmaya başlamak istediği bu sebeple davacının iş yerinde görevlerini yapmayarak ve davacı ile gerek whatsapp gerekse yüz yüze tartışarak yeni işine ortam sağlamaya çalıştığı açık olduğunu, davacının bir güzellik merkezi sahibi oduğunu, bu sektördeki rekabetin korunmasının gerekmekte olduğunu, tüm bu nedenlerle rekabet yasağını ihlal eden davalıdan fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 5000 TL tazminta bedeinib dav tarihinden itibaren faizi ile birlikte davalıdan tahsiline ve vekalet ücreti ve yargılama giderinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalının davacının iş yerinden 1408/2020 tarihinde iş akdi feshedilerek ayrıldığını, davanın iş akdinin feshinden sonra açıldığından görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, davanın dayanağı olarak gösterilen rekabet yasağı sözleşmesi incelendiğinde cezai şart olan 100.000 TL tazminat hükmü yer aldığını, dava şayet bu hükme dayalı olarak açılmışsa dava değerinin 100.000 TL olarak açılıp harcının tamamlanması gerektiğini, miktar belirli olduğu için belirsiz alacak davası olarak açılmasının mümkün olmadığını, davalı 17/09/2018 tarihinden itibaren bilfiil ve kesintisiz olarak çalışmakta iken işverenin davalının müşterilerin ve diğer çalışanların yanında aşağılaması ve hakaret etmesi üzerine davalının tansiyonunun düştüğünü ve doktora gitmek için izin istediğinde davacının izin vermediğini, davacı işveren tarafından gerek mesaj gerekse sözlü olarak davalıya hareket edildiğini, aralarındaki sözleşme gereği haklı prim alacağı ve fazla çalışma alacağı da ödenmediğini, rekabet yasağı sözleşmesi incelendiğinde davacı işveren tarafından imzalanmadığı sadece davalı tarafından imzalandığını, taraflardan birinin imzalamadığı sözleşme geçerli bir sözleşme olarak kabul edilemeyeceğini, sunulan sözleşmede süreye ilişkin iki yıl ve cezai şartlara ilişkin olan 100.00 TL kısmı el yazısı ile doldurulmuş olup sonradan doldurulan kısımların imzanın atıldığı tarihte yazılı olup olmadığının incelenmesini talep ettikleri, davacının ifadeleri soyut iddialardan ibaret olduğunu, davalının rekabet yasağını nasıl ne şekilde ihlal ettiğini, ne suretle ne kadar zarara verdiği belirsiz olduğunu, zarara uğradığını iddia eden davacı ne şekilde ve ne kadar zarara uğradığını somut olarak ispatlaması gerektiğini, tamamen haksız ve kötü niyetli açılan davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER : Davacı iddiasını ispata yönelik olarak; iş sözleşmesi, gizlilik sözleşmesi, rekabet yasağı sözleşmesi, ihtarname, tanık, mesaj kayıtları, arabuluculuk tutanağı ve bilirkişi deliline dayandığı görülmüştür.
Davalı vekili savunmasını ve iddialarını ispat yönünde; iş yeri sicil dosyası, SGK kayıtları, mesajlar, tanık anlatımları, bilirkişi incelemesi, dosyaya sunulu rekabet yasağı sözleşmesinde el ile doldurulan kısımlarla imzanın aynı zamanda yazılıp yazılmadığının Adli Tıp Kurumunca incelenmesi, müvekkilinin telefon numarası değiştirdiğine ilişkin kayıtlar, Yargıtay içtihatlarına dayandığı görülmüştür.
DEĞERLENDİRME :Dava; davacı işveren tarafından davalı işçi aleyhine açılan rekabet yasağının ihlalinden doğduğu ileri sürülen cezai şartın tahsili istemine ilişkindir. İzmir ….İş Mahkemesi’nin … Esas ve … Karar sayılı kararı ile iş bu davanın mutlak ticari dava niteliğinde olduğundan bahisle görevsizlik kararı verildiği ve dosyanın Mahkememize tevzi edildiği görülmüştür.
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 01/06/2021 tarih 2021/3076 Esas 2021/9789 Karar sayılı emsal kararında ; ” Gerek mülga 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda, gerekse 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda, Türk Borçlar Kanunu’nun rekabet yasağına ilişkin hükümlerinde öngörülen hususlardan doğan hukuk davalarının ticari dava olduğu belirtilmiş ise de, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesinde yer alan: “Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir” hükmü, bu konuda ayrı bir düzenleme bulunup bulunmadığının göz önünde bulundurulmasını gerektirmektedir.
İşçinin haklarını adalet mercilerinde çabuk, kolay ve ucuz bir surette almasını temin etmek amacıyla özel İş Mahkemeleri Kanunu çıkarılmıştır. Ayrı bir iş yargılaması ve bu yargılamayı uygulayan özel mahkemelerin kuruluşu, esasen iş hukukunun işçiyi koruma hukuki niteliğinden kaynaklanmaktadır. Şu halde, İş Mahkemeleri Kanunu ile işçi ve işveren arasında iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden doğan uyuşmazlıkları çözme görevinin iş mahkemesine verilmiş olması, Türk Ticaret Kanunu’nun 5.maddesinde yer alan “aksine hüküm bulunmadıkça” ibaresinin karşılığıdır. Başka bir anlatımla, İş Mahkemeleri Kanunu’nun 5.maddesi, Türk Ticaret Kanununun 4.maddesinde belirtilen ticari davalara bakma görevinin ticaret mahkemelerine ait olduğunu belirten 5.maddedeki ‘aksine hükmü’ öngören bir düzenlemedir.
Rekabet yasağına ilişkin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 444–447.maddeleri hizmet sözleşmesine ilişkin hükümler içinde düzenlenmiştir. Her iki kanunda da rekabet yasağına ilişkin sözleşmenin kurulması ve sınırları özellikle işçinin korunması ilkesi dikkate alınarak düzenlenmiştir. Gerçekten, işçinin çalışma hakkı, rekabet yasağına ilişkin sözleşmelerin yer, süre ve konu itibariyle sınırlandırılmasını gerektirmektedir.
İşçi ile işveren arasında sözleşmenin sona ermesinden sonraki dönem için rekabet yasağına ilişkin bir anlaşma olmadıkça, Borçlar Kanunu’ndaki hükümler tek başına işverene talep hakkı vermez. Başka bir anlatımla, taraflarca rekabet yasağı konusunda anlaşma yapılmışsa işveren, sözleşmeye aykırı davranıldığını ileri sürerek cezai şart ya da tazminat talebinde bulunabilecektir. Bu nedenle, burada borcun kaynağı kanun değil, iş sözleşmesidir. İş sözleşmesi devam ederken işçinin sadakat borcu gereği zaten rekabet yasağı bulunduğundan bu konuda ayrı bir anlaşmanın varlığına gerek yoktur. Rekabet yasağının ihlali halinde işveren, iş sözleşmesine aykırı davranıştan ötürü sözleşmeyi haklı nedenle feshedebileceği gibi, varsa zararının tazminini de isteyebilecektir.
Türk Borçlar Kanunu’nun rekabet yasağının sona ermesini düzenleyen 447.maddesinde iş sözleşmesinin işveren tarafından haksız olarak ya da işçi tarafından haklı nedenle feshedilmiş olması halinde rekabet yasağının sona ereceği düzenlenmiş olup, haklı fesih müessesesinin iş hukuku ilkeleri çerçevesinde ticaret mahkemesince değerlendirilmesinin güçlüğü ortadadır.
Uyuşmazlığın kaynağı iş sözleşmesi olduğundan Türk Borçlar Kanununun 444 ve devamı maddelerine dayalı olarak İş Kanunu kapsamında işçi sayılan kişinin, rekabet yasağı sözleşmesinin ihlali nedeniyle açılan cezai şartın tahsiline ilişkin davalarda iş mahkemeleri görevlidir. Dairemizin önceki kararlarında işçinin iş sözleşmesi sona erdikten sonrası dönem bakımından rekabet yasağına ilişkin olarak cezai şart ve tazminat davaları bakımından ticari dava olduğu belirtilmiş ise de; konunun yeniden değerlendirilmesi gerektiği anlaşılmakla,yukarıda belirtilen açıklamalar uyarınca görevli mahkemenin iş mahkemesi olduğu belirlendiğinden bu karardan dönülmesi gerektiği anlaşılmıştır…. davacı işveren ile davalı işçi arasında rekabet yasağına ilişkin düzenlenmiş olan sözleşme maddesi uyarınca tarafların talep edebilecekleri cezai şart ve tazminata ilişkin davaların görülme yeri iş mahkemeleri olduğu” belirtilmiştir.
Somut olayda uyuşmazlığın kaynağı iş sözleşmesi olduğundan Türk Borçlar Kanununun 444 ve devamı maddelerine dayalı olarak İş Kanunu kapsamında işçi sayılan davalının rekabet yasağı sözleşmesinin ihlali nedeniyle açılan cezai şartın tahsiline ilişkin davada ve rekabet yasağından kaynaklanan tazminat davası bakımından görevli mahkemenin iş mahkemesi olduğu, Mahkememizin görevli olmadığı,
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 01/06/2021 tarih 2021/3076 Esas 2021/9789 Karar sayılı emsal kararının da bu doğrultuda olduğu anlaşılmakla, HMK’nun 115/2.maddesi uyarınca davanın usulden reddine, kararın kanun yoluna başvurulmadan kesinleşmesi halinde kesinleşme tarihinden itibaren iki hafta içinde, kanun yoluna başvurulursa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde gönderme talebinde bulunulduğu takdirde dava dosyasının görevli İzmir İş Mahkemesine gönderilmesine karar verilerek aşağıda yazılı hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi HMK 294/4 mad. gereğince bir ay içinde açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafından açılan iş bu davada Mahkememizin görevli olmadığı, görevli mahkemenin İş Mahkemeleri olduğu anlaşılmakla, HMK’nın 114/1-c ve 115/2.maddeleri uyarınca davanın usulden REDDİNE,
2-Mahkememiz kararının istinaf yoluna başvurulmaksızın kesinleşmesi halinde Mahkememiz ile İzmir ….İş Mahkemesi arasında olumsuz görev uyuşmazlığı çıktığından görevli mahkemenin tayini için HMK’nun 21. ve devamı maddeleri uyarınca yargı yeri belirlenmesi için dosyanın İzmir Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK’nun 331. Maddesi uyarınca harç vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair ,davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde, mahkememize veya bulunduğu yerde varsa Asliye Ticaret Mahkemesi’ne, yoksa Asliye Hukuk Mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde, istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 11/01/2022

Katip …

Hakim …