Emsal Mahkeme Kararı İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/63 E. 2021/800 K. 02.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/63
KARAR NO : 2021/800

DAVA : Alacak (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/03/2013
KARAR TARİHİ : 02/11/2021

Mahkememizde görülmekte bulunan Alacak (Acentalık Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
DAVA: Davacı vekili mahkememize verdiği 22/03/2013 tevzi tarihli dava dilekçesinde özetle; davacıların murisi …’in … Bankası … şubesinden tüketici kredisi kullanması sebebiyle bu kredinin teminatı olarak oluşturulan hayat sigortası poliçesi gereğince muris …’in vefatı sebebiyle hayat sigortası kapsamında olan 24.000-TL’nin tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 29/05/2013 havale tarihli replik dilekçesinde özetle; her ne kadar dava dilekçelerinde poliçe bedeli olarak 24.000-TL istenmiş ise de poliçe suretinin davalı yanca sonradan ibrazı üzerine HMK 141. Maddesi uyarınca dava konusu ettikleri tutarı 20.381,22-TL olarak düzelttiklerini, bu tutarın 15/11/2012 tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi ile birlikte tahsilini talep ettiklerini beyan etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili mahkememize verdiği 13/05/2013 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacıların hayat sigortası poliçesinin lehdarı olmadıklarını, bu sebeple husumet ehliyetinin bulunmadığını, dava açamayacaklarını, esasa ilişkin olarak da sigorta sözleşmelerinin yıllık olarak düzenlenip düzenlendiği tarihler itibariyle öğleyin saat 12:00’de başlayıp öğleyin saat 12:00’de sona erdiğini, son günün resmi tatile denk gelmesinin poliçenin süresini uzatmayacağı, sigorta poliçesinin sona erme tarihini beklemek zorunda olmaksızın yenileme talebinde bulunulması gerektiğini, buna göre davanın usulden reddine, olmadığı taktirde esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER;
Davacı vekili dava dilekçesinde veraset ilamı, hayat sigortası poliçeleri, muris …’in kullandığı tüketici kredisine ilişkin sözleşme ve geri ödeme planı, davalı sigorta şirketinin sigorta bedelinin tazmin edilmeyeceğine ilişkin cevabi yazısı, tanık, bilirkişi incelemesi ve sair hususları delil olarak bildirmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde hayat sigortası hayat sigortası poliçe suretleri, sigortalı ödeme makbuzu, ölüm belgesi, ölüm raporu, …. Bankası … Şubesine yazılan tazminat ödemesinin yapılamaycağına dair yazı, şirket kayıtları, bilirkişi incelemesi ve sair hususları delil olarak bildirmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Mahkememizce …. … Bankası … şubesinden muris …’ın kullanmış olduğu kredi sebebiyle davacıların açmış olduğu hayat sigortası poliçesi ile ilgili sigorta bedelinin tazminine ilişkin davaya muvafakat edip etmedikleri sorulmuş, banka şubesi cevabında … A.Ş tarafından yapılan hayat sigortasından ….. bankasının dain-i mürtehin ve dönülemez şekilde lehdar sıfatını taşımakta olan bankalarına ödenmesi kaydıyla muvafakat ettiklerini bildirmişlerdir.
Davacılar vekili replik layihasında hayat sigortası tazminatının bir kısmının …. … Bankası … Şubesinin kredi borcunun ödenmesine bakiye kaldığı takdirde bakiyesinin müvekkillerine ödenmesini talep etmiştir.
Mahkememizin (İzmir Kapatılan … Asliye Ticaret Mahkemesi) 07/10/2013 tarihli …/… E-…/… K sayılı kararı ile açılan davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmiş, karar davacı vekilince temyiz edilmekle Yargıtay … Hukuk Dairesinin …/… E-…/… K sayılı ilamı “Mahkeme tarafından poliçenin lehtarı (dain mürtehin) tarafından davanın açılması gerektiği gerekçesiyle husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. Mahkemenin kararı, temyiz incelemesi sonucunda daire tarafından davacılar murisinin bakiye borç miktarının sorulması için geri çevrilmiş ve dosya içinde bulunan davacılar tarafından sunulmuş olan belgeler ve kredi veren banka tarafından mahkemeye yazılan cevabi yazıda, bakiye borcun 20/10/2015 tarihi itibariyle ödenmiş olduğu ve ilgili krediden bankanın alacağının kalmadığı belirtilmiş olması karşısında mahkemece davanın esasına girilerek toplanan ve toplanacak deliller birlikte değerlendirilerek karar verilmesi gerekir.” gerekçesi ile bozulmakla yeniden mahkememiz esasını almış, mahkememizin 19/04/2018 tarihli oturumunda bozma ilamına uyularak yargılamaya devam olunmuştur.
Deliller toplandıktan sonra bilirkişi incelemesine karar verilmiş, bankacı bilirkişi ve sigorta uzmanı bilirkişiden oluşan bilirkişi heyeti ibraz ettikleri 06/09/2018 tarihli raporlarında dosya kapsamı hakkında beyanda bulunmuş olup sonuç olarak; davacılar murisi …’ın ölüm tarihi itibariyle dava dışı …. … Bankası A.Ş … Şubesinden çekmiş olduğu 24.000-TL ana paralı krediden 17.386,95-TL bakiye borcunun olduğu, yargılama aşamasında kredi borcunun davacılar tarafından ödenerek kapandığı, dava dışı-acente banka şubesi kredinin verilmesi ve devamı sırasında kredi bağlantılı sigortalarda 28/10/2007 tarihli ve 26684 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan sigorta sözleşmelerinde bilgilendirmeye ilişkin yönetmelik kapsamında gereği gibi davacılar murisi …’ı bilgilendirmediği, bu suretle kusurlu olduğu ve bu kusurun davalı sigorta şirketini bağladığı için davalı sigorta şirketinin davacılara karşın sorumlu tutulması gerektiği, eğer poliçe dava dışı banka veya davalı sigorta şirketince yenilenmiş olması halinde verilecek poliçe teminatının bakiye kredi anaparası üzerinden yani (20/10/2012 tarihi itibariyle) 16.297,39-TL üzerinden kesilmesi gerekeceği için ölüm teminatın 16.297,39-TL ile sınırlı olabileceği, kredi borcunun davacılar tarafından yargılama aşamasında dava dışı banka şubesine ödendiği için davacıların 16.297,39-TL için davalı sigorta şirketine yönelebileceği, davalı sigorta şirketinin 26/12/2012 tarihinde temerrüde düştüğü tespit olunmuştur.
Davalı vekili 03/10/2018 tarihli dilekçesi ile rapora itirazlarını bildirmiş olup sonuç olarak; itirazları doğrultusunda hayat sigortaları alanında uzman yeni bir bilirkişiye tevdi edilerek uyuşmazlık konusu ürünün yıllık yenilemeli bir ürün olup olmadığı,. Sigortalının 1 yıl süreli olarak akdetmiş olduğu sözleşmeye ilişkin yenileme talimatının bulunup bulunmadığı hususlarının açığa kavuşturulmasını müteakip davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacılar vekili 02/10/2018 havale tarihli dilekçesi ile rapora beyanlarını bildirmiş olup davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Dosya kapsamı itibariyle alınan rapor yeterli görüldüğünden yeni bilirkişi raporu alınmasına gerek görülmemiştir.
Mahkememizin 12.03.2019 tarih, …/… Esas – …/… sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verildiği, karar davacılar vekilince temyiz edilmekle Yargıtay … Hukuk Dairesinin 17.11.2020 tarih, …/… Esas – …/… Karar sayılı ilamı “Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 1487/1. maddesi “Hayat sigortası ile sigortacı, belli bir prim karşılığında, sigorta ettirene veya onun belirlediği kişiye, sigortalının ölümü veya hayatta kalması hâlinde, sigorta bedelini ödemeyi üstlenir.” düzenlemesini içermektedir.”
Somut olayda, her ne kadar mahkemece davalının poliçenin yenilenmemesinde kusurlu olduğu kabul edilerek bakiye kredi anaparası üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de, poliçenin yenilenmesi halinde davacılar murisince ödenmesi gereken poliçe prim tutarının belirlenerek poliçe teminat miktarından mahsubu ile karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.” gerekçesi ile bozulmakla yeniden mahkememiz esasını almış, mahkememizin 22.04.2021 tarihli oturumunda bozma ilamına uyularak yargılamaya devam olunmuştur.
Toplanan deliller, bütün dosya kapsamı ve alınan bilirkişi raporları ve Yargıtay bozma ilamına göre; davacıların murisi …’in … Bankası … şubesinden tüketici kredisi kullanması sebebiyle bu kredinin teminatı olarak oluşturulan hayat sigortası poliçesi gereğince muris …’in vefatı sebebiyle hayat sigortası kapsamında olan 24.000-TL’nin tahsilini talep etttiği, davacı taraf 24.000-TL istemiş ise de poliçe suretinin davalı yanca sonradan ibrazı üzerine HMK 141. Maddesi uyarınca dava konusu ettikleri tutarı 20.381,22-TL olarak düzelttiklerini, bu tutarın 15/11/2012 tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi ile birlikte tahsilini talep ettiği, hayat sigortası murisin kullandığı kredinin teminatı kapsamında düzenlendiğinden, bakiye kredi borcu davacılar tarafından kapatılmış olup kredi teminatı üzerindeki daini mürtehim kaydı kaldırılmış, davacıların aktif husumet ehliyeti mevcut olmuştur. Rapor kapsamına göre, raporun 4. ve 5. sayfasında belirtildiği şekilde sigorta şirketi ve sigorta şirketinin acentası olarak hareket eden banka şubesinin muris …’ı mevzuat kapsamına göre bilgilendirmediği, bu sebeple hayat sigortasının yenilenmemesinde sigorta şirketinin sorumlu olduğu, Yargıtay … H.D’nin ilgili bozma ilamı gereğince davalı sigorta şirketine 28.10.2012 – 28.10.2013 tarihi dönemi için poliçe düzenlenmiş olması halinde poliçe prim tutarının bildirilmesi istenmiş, sigorta şirketi ilgili dönem için 183,43-TL prim ödemesi gerektiğini belirtmiş olduğundan belirtilen bu primden sigorta şirketinin sorumlu olduğu, 16.297,39-TL’den mahsubu ile bakiye 16.113,96-TL bakiye kredi borcunun tazmininden sorumlu olduğu anlaşıldığından;
Davanın kısmen kabulü ile, 16.113,96-TL’nin 26.12.2012 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı … AŞ’den alınarak (davacıların sunmuş olduğu izmir … Noterliğinin … yevmiye nolu, 02.11.2012 tarihli veraset ilamına göre 3 payının …’a, 3 payının … …’a, 2 payının …’a ait olmak üzere 8 pay üzerinden) davacılara verilmesine, fazlaya ait istemin reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçeye göre;
1-Davanın kısmen kabulü ile, 16.113,96-TL’nin 26.12.2012 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı … AŞ’den alınarak (davacıların sunmuş olduğu izmir … Noterliğinin … yevmiye nolu, 02.11.2012 tarihli veraset ilamına göre 3 payının …’a, 3 payının … …’a, 2 payının …’a ait olmak üzere 8 pay üzerinden) davacılara verilmesine,
Fazlaya ait istemin reddine,
2-Alınması lazım gelen harç peşin ve ilk karar ile alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre kabul edilen kısım üzerinden hesaplanan 4.080-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre red edilen kısım üzerinden hesaplanan 4.080-TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından bozmadan önce 1.267,25-TL, bozmadan sonra 121,90-TL olmak üzere toplam 1.389,15-TL yargılama giderinin davanın red ve kabul oranına göre taktiren 932,69-TL’nin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
6-HMK 333 md gereğince davacı tarafça peşin yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde yargıtay yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 02/11/2021

Katip…
(E-İMZA)

Hakim …
(E-İMZA)