Emsal Mahkeme Kararı İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/586 E. 2021/831 K. 11.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/586 Esas
KARAR NO : 2021/831

DAVA TARİHİ : 20.09.2013
—————————————————————————————————————–

BİRLEŞEN İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN … ESAS – … KARAR SAYILI DOSYASI :

DAVA TARİHİ : 14.12.2012
—————————————————————————————————————–

BİRLEŞEN İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN … ESAS – … KARAR SAYILI DOSYASI :

DAVA TARİHİ : 02.12.2013
—————————————————————————————————————–

ASIL VE BİRLEŞEN
DAVA : Sigorta sözleşmesine dayalı rücuen tazminat

KARAR TARİHİ : 11.11.2021

Mahkememizde görülen olan dava ve birleşen davaların yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
A-) ASIL DAVA DOSYASINDA :
Davacı … Sigorta AŞ vekili İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesi’ne açmış olduğu 20.09.2013 harç tarihli dava dilekçesiyle; müvekkili şirketin … poliçe numaralı gezinti tekneleri rizikolarına karşı sigortalı …’a ait “…” isimli teknenin davalıya ait olan tekneden çıkan yangın sonucunda hasarlandığını, yangın raporuna göre “…” isimli gezi yat teknesinin makine dairesinde bulunan akü ve enerji sistemine bağlı kablolardan meydana gelen kısa devre sonucu yangın çıktığı, sigortalı tekneye sirayet ederek hasara neden olduğu, yapılan ekspertiz incelenmesinde hasar bedelinin 100.000,00.-TL olarak tespit edildiğini, 22.02.2013 tarihinde bu bedelin …’ın mirasçılarına ödendiğini ve TTK m. 1472’ye göre sigortalının haklarına halef olduğunu, davalıya ait teknenin sigortacısı olan … Sigorta AŞ’den 17.000,00.-TL tahsil edildiğini, bakiye 83.000,00.-TL’nin ise; davalıdan ihtarname ile talep edilmesine rağmen kusurlu olmadığını beyan ederek ödeme talebini reddettiğini, bu nedenle; 83.000,00.-TL rücu tazminatının ödeme tarihi olan 22.02.2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. – … K. sayılı 24.09.2013 tarihli görevsizlik kararı ile dosyanın Deniz İhtisas Mahkemesi sıfatıyla görevli İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmiş, karar 11.11.2013 tarihinde kesinleşmiş, davacı vekilince 30.09.2013 tarihinde tahrik dilekçesi verilerek dosya Mahkememizin … E. (İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesi esası … E.) sırasına kayıtlanmıştır.
Davalı … vekili 10.12.2013 tarihli cevap dilekçesinde; davacı tarafın iddia ettiği şekilde elektrik aksamından yangın çıkmadığını, müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, 6762 sayılı TTK m. 947 ve devamı ile TTK m. 1061, TTK m. 1062 ve devamına göre donatanın sorumluğunun gemi ve navlunla sınırlı olduğunu ve kusura bağlı bir sorumluluk olduğunu, buna göre; donatanın gemi adamlarının hizmet akitlerinden dolayı meydana gelen zarardan şahsi mal varlığıyla sorumlu olduğunu, donatanın üçüncü kişilere karşı sorumluluğunun TTK’da yer almadığını ve haksız fiil hükümlerine göre sorumlu olabileceğini, somut olayda da; gemi adamlarının veya donatanın herhangi bir kusurları olmadığını, özellikle elektrik kontağından çıktığı belirtilen yangında müvekkilinin geminin elektrik aksamını yaklaşık olaydan bir yıl önce sigortadan ödenen bedel karşılığında tamir ettirdiğini ve yenilediğini, bu nedenle; müvekkilinin kusursuz sorumlu olamayacağını, yangının müvekkilinin yani donatanın veya gemi adamlarının kusurundan kaynaklanmadığını, ayrıca; … isimli teknenin de balıkçı barınağında diğer tekneler arasında fiber glass niteliği itibariyle yangının artmasına sebebiyet verdiğinden; müterafik kusurlu olduğunu, balıkçı barınağında yangın söndürme tertibatının olmadığını, bekçinin bulunmadığını, meydana gelen bir yangında kaçmanın mümkün olmadığını belirterek; davayı kabul etmediğini, ayrıca; davacının ancak yasal faiz talep edebileceğini, müvekkilinin “…” isimli teknesinin sigorta poliçesinden davacının bir miktar ödeme aldığını, “…” teknesinin donatan veya kaptanının yangın sırasında denize sintine ederek yakıtını deniz yüzeyine yaydığını ve yangının diğer teknelere sıçramasına sebebiyet verdiğini, hasar bedeli ödenen tekneni hurda bedelinin hesaplanmadan sigortalıya tam ödeme yapıldığını, oysa; teknenin motorunun denizden sağlam çıkarıldığını ve bunun değerinin 15.000,00 Euro olduğunu belirterek; davanın reddi ile birlikte; … ve …’a davanın ihbar edilmesini talep etmiştir.
Davalı vekilinin bu talebi gereğince dava … ve …’e ihbar edilmiştir.
B-) BİRLEŞEN İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN … E. SAYILI DOSYASINDA:
Davacı … Sigorta A.Ş. vekilinin İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesi’ne açtığı davada ihtiyati tedbir talepli 14.12.2012 tarihli dava dilekçesi ile; davalı … Yat İşletmeciliği-…’in malik olduğu … tescil numaralı … teknesinin … balıkçı barınağına demirlediği 01.11.2012 tarihinde, yangın raporunda belirtildiği üzere teknenin makine dairesinde bulunan akü ve enerji sistemine bağlı kabloların kısa devre yapması sonucu yangın çıktığını, bu yangının kısa sürede yayılması ile müvekkili sigorta şirketine sigortalı olan …’na ait … adlı yatın tamamen yanarak hasarlandığını, 22.11.2012 tarihli ekspertiz raporu ile … adına ait bu yatın yangının sirayet etmesi sebebiyle yanarak battığı, sigorta bedenlinin 100.000-EURO olduğunu, bu bedelin 233.670,00.-TL olarak 06.12.2012 tarihinde ödendiğini, … teknesinin diğer davalı … sigorta A.Ş’ye sigortalı olduğunu, TTK m.1472 gereğince sigortalısına ödediği bedeli rücu etmek için dava açtıklarını belirterek; 233.670,00.-TL’nin davalı … sigorta A.Ş yönünden ödemekle zorunlu olduğu miktarla sınırlı olmak üzere davalılardan müteselsilen tahsiline ve davalıya ait mal varlıklarına tedbir konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesi’nce 18.12.2012 tarihinde … E.-… K. sayılı kararla davanın görevsizlik nedeniyle usulden reddine karar verildiği, 15.01.2013 tarihinde kararın kesinleştiği, davacının süresi içerisinde verdiği tahrik dilekçesi ile dosyanın mahkememize gönderilmesini talep ettiği ve dosyanın mahkememizin gelerek … Esasına kayıtladığı belirlenmiştir.
Davacının tedbir talebi değerlendirilmiş, davalıya ait taşınmazlar üzerine 27.02.2013 tarihinde ihtiyati haciz konulmuş, buna karşılık davalıya ait tekneler yönünden ise ihtiyati haciz şartları gerçekleşmediğinden talep reddedilmiştir.
Davalı … sigorta A.Ş. vekilinin 13.03.2013 tarihli cevap dilekçesi ile; davacının zarar talebinin diğer zarar görenlerle birlikte poliçe kapsamı içinde değerlendirildiği ve proporsiyonel olarak … nolu hasar dosyası ile 22.02.2013 tarihinde 17.000,00.-TL ödeme yapıldığını, müvekkilinin sorumluluğunun poliçe limiti ile sorumlu olduğunu, 3. kişi mali sorumluluk teminatının kişi başına tekne bedelinin %10’nu aşamayacağını ve somut olayda davacı tarafa tüm sorumluluk miktarının ödendiğini ve teminatının kalmadığını, davacının hasarını ispat etmek zorunda olduğunu belirterek teminat ödenmiş olduğundan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Yat İşletmeciliği-… vekilinin 20.03.2013 tarihli cevap dilekçesi ile; davanın müvekkiline ait teknenin elektrik aksamından çıkan yangın nedeniyle davacının sigortalısı olan teknenin hasara uğradığı iddiasına dayandığını, oysa müvekkilinin yangının çıkışı ile ilgili bir sorumluluğunun bulunmadığı, müvekkilinin tüm sorumluluğunun gemi ve navlun ile sınırlı olduğunu, milletler arası deniz hukukunda sınırlı sorumluluk ilkesinin geçerli olduğunu, somut olayda müvekkilinin ve adamlarının hiçbir kusurunun bulunmadığını, limana demirlenmesinden sonra henüz belirlenemeyen bir nedenle gemide yangın çıktığını, donatanın kusursuz sorumluluğunun olmadığını, ayrıca müvekkilinin kusurunun da bulunmadığını, müvekkili hakkında Menderes Sulh Ceza Mahkemesinde … E. sayılı dosyasında yangına sebebiyet verme suçundan dava açıldığını, bu davanın bekletici mesele yapılması gerektiğini belirterek; davanın reddini talep etmiştir.
Davacı vekilinin 10.04.2013 tarihli replik dilekçesi ile; donatanın kendi fiil ve eylemleri nedeniyle sorumlu olduğu gibi gemi adamlarının görevlerini yerine getirirken işledikleri kusura bağlı olarak 3. kişilere verdikleri zarardan sınırsız sorumlu olduklarının düzenlediğini (TTK m.1062), davalının sınırlı sorumluluk iddiasının ortadan kalktığını, donatan için sorumluluğun objektif kusur sorumluluğu olduğunu ve kurtuluş beyyinesinin bulunmadığını, davalının sınırsız şahsi sorumluluğunun bulunduğunu belirtmiştir.
Davalı …’in vekilinin 04.06.2013 tarihli düplik dilekçesinde; TTK m. 1062’ye göre donatanın sorumluluğunun kusura bağlı bir sorumluluk olduğunu, sözleşme dışında bir sorumluluk olup şahsi mal varlığı sorumluluğunun olmadığı, …’nin Milletlerarası Deniz Hukukunda geçerli anlaşmalara imza koyarak bunları uyguladığını, 1924 Brüksel Konvansiyonu, 1957 Brüksel Konvansiyonu, 1976 Londra Konvansiyonunun bunlardan bazılarının olduğunu, bu sistemde hiçbirinde sınırsız sorumluluğunun olmadığını, donatanın sorumluluğunun hükümlerine göre olduğunu, akdi ve akit dışı olabileceğini, ancak somut olayda donatanın herhangi bir kusurunun bulunmadığını, yangının herhangi bir kusur olmaksızın ortaya çıktığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
C-) BİRLEŞEN İZMİR 5 ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN … E. SAYILI DOSYASI:
Davacı … Sigorta AŞ vekilinin 02.12.2013 harç tarihli dava dilekçesiyle; müvekkili şirketin … poliçe numaralı sigortalı …’e ait “…” isimli teknenin davalıya ait olan tekneden çıkan yangın sonucunda hasarlandığını, yangın raporuna göre “…” isimli tur teknesinde çıkan yangının sigortalı tekneye sirayet ederek hasara neden olduğu, yapılan ekspertiz incelenmesinde teknenin tamamen yanmasıyla “tam ziya” olduğu ve hasar bedelinin 60.000,00.-TL olarak tespit edildiğini, 14.01.2013 tarihinde bu bedelin sigortalı …’e ödendiğini, TTK m. 1472’ye göre sigortalının haklarına halef olduğunu, davalıya ait teknenin sigortacısı olan … Sigorta AŞ’den 17.000,00.-TL tahsil edildiğini, bakiye 43.000,00.-TL üzerinden davalı aleyhine Karşıyaka … İcra Müdürlüğü’nün … takip nolu dosyası ile icra takibi başlattıklarını, ödeme emrine davalının itirazı ile takibin durduğunu belirterek; itirazın iptali, takibin devamı ve %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekilinin 05.02.2014 tarihli cevap dilekçesinde; davacı tarafın iddia ettiği şekilde elektrik aksamından yangın çıkmadığı, müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, donatanın eTTK m. 947 ve devamına yTTK m. 1061, 1062 ve devamına göre donatının sorumluğunun gemi ve navlunla sınırlı olup, kusura bağlı bir sorumluluk olduğunu, buna göre donatanın gemi adamlarının hizmet akitlerinden dolayı meydana gelen zarardan şahsi mal varlığıyla sorumlu olduğunu, donatanın üçüncü kişilere karşı sorumluluğunun TTK da yer almadığını ve haksız fiil hükümlerine göre sorumlu olabileceğini, somut olayda da gemi adamlarının ve ya donatanın herhangi bir kusuru olmadığını, özellikle elektrik kontağından çıktığı belirtilen yangında müvekkilinin geminin elektrik aksamını yaklaşık olaydan bir yıl önce sigortadan ödenen bedel karşılığında tamir ettirdiğini ve yenilediğini, bu nedenle müvekkilinin kusursuz sorumlu olamayacağını, yangının müvekkilinin yani donatanın veya gemi adamlarının kusurundan kaynaklanmadığını, ayrıca “…” isimli teknenin de balıkçı barınağında bulunan davacı şirket tarafından sigortalı … isimli tekne ile müvekkile ait … isimli tekne arasında bulunduğunu ve bu teknenin fiber glass niteliği itibariyle yangının artmasına sebebiyet verdiğinden müterafik kusurlu olduğunu, balıkçı barınağında yangın söndürme tertibatının olmadığını, bekçinin bulunmadığını, meydana gelen bir yangında kaçmanın mümkün olmadığını belirterek; davayı kabul etmediğini, ayrıca davacının ancak yasal faiz talep edebileceğini, müvekkili hakkında Menderes Sulh Ceza Mahkemesi’nde … E. sayılı dosyasında yangına sebebiyet verme suçundan dava açıldığını, bu dosyanın bekletici mesele yapılması gerektiğini, müvekkilinin “…” isimli teknesinin sigorta poliçesinden davacının bir miktar ödeme aldığını, “…” teknesinin donatan veya kaptanının yangın sırasında denize sintine ederek yakıtını deniz yüzeyine yaydığını ve yangının diğer teknelere sıçramasına sebebiyet verdiğini, hasar bedeli ödenen teknenin hurda bedelinin hesaplanmadan sigortalıya tam ödeme yapıldığını, oysa teknenin kuyruk kısmı ve motorunun denizden sağlam çıkarıldığını ve bu parçaların asgari değerinin 7.000,00 Euro olduğunu belirterek davanın reddi ile birlikte …, … Sigorta AŞ, … ve …’a davanın ihbar edilmesini talep etmiştir.
Davalı vekilinin bu talebi gereğince dava …, … Sigorta AŞ, … ve …’e ihbar edilmiştir.
Davacı vekilinin 21.03.2013 tarihli replik dilekçesi ile; davalı tarafın donatanın sınırlı sorumlu olduğuna ilişkin talebinin TTK m. 1328’de düzenlendiğini, buna göre; yTTK m. 1342 ile de kişisel sorumlulukta fon kurulması hükmünün yer aldığını, yTTK’nın Yürürlüğü Hakkındaki 6103 Sayılı Kanun m. 37 ile de bu sözleşmenin (1976 tarihli sözleşmenin) uygulanır olduğunun tespit edildiğini, davalının böyle bir fon oluşturduğuna ilişkin bir kayıt öne sürmediğini, TBK m. 69 (BK m. 58) gereğince yapı malikinin kusursuz sorumluluğu gereğince sorumlu olduğu, ceza dosyasının bekletici mesele olmaması gerektiğini, yine Mahkememizin … E. sayılı dosyasında inceleme yapıldığı iddiasının da müvekkilini etkilemediğini, davalı tarafın hasar tutarlarına itiraz ederek teknenin hurdasının mahsup edilmediğini iddia etmesinin de doğru olmayıp, ekspertiz raporunda sovtaj değeri olmadığının açıklandığını, müvekkilinin sigortalısına ait teknenin davalıya ait … isimli tekneden çıkan yangın nedeniyle yandığını, … isimli teknenin makine dairesinde bulunan akü ve enerji sistemlerine bağlı kabloların kısa devre yapması nedeniyle yangının başladığını belirterek; itirazın iptali, takibin devamı ve %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı …’in vekilinin 18.04.2014 tarihli düplik dilekçesinde; 1976 Londra Konvansiyonunda 2. maddesi 1. fıkrası a bendinde; donatanın sorumluluğunun sınırlandığını, TTK m. 1342’de yer alan fon tesisinin zorunlu olmadığını, sınırlı sorumluluğun TTK hükümlerine göre uygulanması gerektiğini, TBK m. 69’un bu olayla ne ilgisi olduğunu, bu hükmün yapı malikinin kusursuz sorumluluğunu düzenlediğini, TTK m. 1062’ye göre müvekkilinin sorumluluğunun kusur sorumluluğunda olup, müvekkili veya gemi adamları kusurlu olmadığından sorumluluğunun bulunmadığını, ayrıca teknenin elektrik aksamının bir süre önce yenilendiğini, fiilin gemi adamlarının görevlerini ifa ettikleri sırada işlenmediğini, yangının meydana geldiği tarihte turizm sezonu sona erdiğinden gemi adamları ve donatanın herhangi bir kusuru bulunmadığını, TTK m. 1358 ve TTK m. 1062/2’ye göre müvekkilinin sorumluluğunun sınırlı olduğunu, TTK m. 1332’ye göre sözleşmenin 6. maddesi 1. fıkrasının b bendi uyarınca; sorumluluk sınırının 83.500 ÖÇH ile sınırlı olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Asıl ve Birleşen dosyalarda dava konusunun ; sigorta sözleşmesine dayalı olarak açılan rücuen tazminat davasında davalının teknesine meydana gelen yangında davalının donatan olarak sorumlu olup olmadığı ve rücuen tazminata ilişkin olduğu belirlenmiştir.
Tarafların delilleri toplanmış ve değerlendirilmiştir.
Ekspertiz raporu, keşif sırasındaki tanık beyanları, davalıya ait teknedeki elektrik aksamının tamirine ilişkin beyan ve buna dair … Sigorta AŞ’den tahsil edilen hasara ilişkin hasar dosyası, … isimli tekneye ait sicil kayıtları, ödeme makbuzları ve ibranameler, yangın raporu, Menderes Sulh Ceza Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyası, CD kayıtları ve … dosyasına ait hasar dosyası incelenmiş, Karşıyaka … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası, keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Karşıyaka … İcra Müdürlüğü’nün … takip numaralı dosyası incelendiğinde; takip alacaklısı … Sigorta AŞ’nin takip borçlusu … aleyhine 43.000,00 .-TL asıl alacak ve işlemiş faizle birlikte 46.200,00 .-TL üzerinden 01.11.2013 tarihinde ilamsız takibe geçtiği, borçluya ödeme emrinin 06.11.2013 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 12.11.2013 tarihinde borca itiraz ettiği ve takibin durduğu belirlenmiştir.
Menderes Sulh Ceza Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyası incelendiğinde; Müşteki …’ın şikâyeti üzerine … Jandarma Komutanlığı tarafından yapılan soruşturmada; şüpheli …’e ait teknenin … Balıkçı Barınağı’nda yanması nedeniyle mağdur 20 kişiye ait 22 adet teknenin yanmasına sebebiyet verdiği ve kusuru dolayısıyla (… isimli yat teknesinin makine dairesinde bulunan akü ve enerji sistemine bağlı kabloların elektrik kısa devre yaparak yangın çıkmasında) hakkında soruşturma başlatıldığı, müştekilerin ifadelerinin alındığı ve Menderes Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … Soruşturma–… E. nolu 27.12.2012 tarihli iddianame ile şikayetçiler …, …, …, …, … ve …’nun şikayeti üzerine … hakkında taksirle yangına sebebiyet vermek TCK m. 171/1-a fiilinden cezalandırılması için kamu davası açıldığı, … hakkında 26.12.2012 tarihinde kasten yangın çıkarma suçundan dolayı kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin karar verildiği, mahkemece yapılan yargılama, toplanan deliller kapsamında yangının çıkış sebebinin teknenin ön kısmında bulunan mutfakta elektrik aksamından doğduğunun sabit olduğu, teknenin yanmasıyla diğer teknelerin alev aldığı, halatı kopunca diğer tekneleri de yaktığı, yangının kısa sürede diğer teknelere sıçradığının belirlendiği, yargılamasının devam ettiği belirlenmiştir.
Mahkememizce davalının teknesinde daha önceden meydana geldiği ve elektrik aksamından kaynaklandığı belirtilen hasara ilişkin ekspertiz raporunun incelenmesinde; 17.01.2012 tarihli ekspertiz raporunda hasarın kaynağının … isimli teknede makine dairesinde çıkan yangından kaynaklandığı, yanan … isimli teknedeki hasar miktarının 15.538,00.-TL olduğu ve elektrik devrelerindeki kablolardan yangının meydana geldiğinin belirlendiği, bu miktarın …’e sigorta şirketi tarafından ödendiği belirlenmiştir.
Mahkememizce yapılan keşif ve bilirkişi incelemesinde tanıklar dinlenmiş, yangının çıkış sebebi, ne şekilde meydana geldiği, yanan … isimli teknenin donatanının, Liman İdaresi ve diğer zarar gören teknelerin kusurlu olup-olmadığı konularında bilirkişi raporu alınmıştır.
Bu konuda öncelikle 17.12.2013 tarihinde yapılan keşif ve 06.01.2014 tarihinde bilirkişiler … ve …’dan alınan ilk raporda; … isimli teknede meydana gelen hasarın ve zarar bedelinin 100.000,00-EURO olarak belirlenmesinin teknenin sigorta değeri ile uygun olduğu, teknenin donatanının %80, sigortalı teknenin donatanın %20 kusurlu olduğunun bildirildiği tespit edilmiştir.
Ancak bu rapora karşı tarafların itirazları gözetilerek; yeniden keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş, toplanan delillerle 26.06.2014 tarihinde yapılan ikinci keşifte bilirkişiler ile inceleme yapılarak ikinci ve en son bilirkişi raporu alınmıştır
Elektrik Mühendisi …, Gemi İnşaa Mühendisi … ve Deniz Hukukçusu …’den oluşan heyetten 26.12.2014 tarihli rapor alınmıştır. Bu raporda; davalı … Yat İşletmeciliği-…’in maliki olduğu gezinti gemisinin TTK m. 965 gereğince sicilden silinmesine karar verildiği ve 07.12.2012 tarihinde sicil kayıtlarından silindiği, zarar gören sigortalı … isimli teknenin de bağlama kütüğünde … adına kayıtlı olduğu, … Ekspertiz Bürosu’nun hazırladığı 01.12.2012 tarihli … sayılı raporunda; …’a ait … isimli teknenin hasar bedelinin 100.000,00.-TL olduğu ve yangın nedeniyle tamamen yandığı, tam zıyaın oluştuğu, yangının … isimli teknenin kusuru ile meydana geldiği, bu teknenin herhangi bir hurda değerinin de bulunmadığının belirlendiği, 100.000,00.-TL hasar bedelinin …’a (sigortalının mirasçısı) 15.03.2013 tarihinde ödendiği, İBB İtfaiye Dairesi Başkanlığı’nın 01.11.2012 tarihli … sayılı yazısında; … isimli teknenin makine dairesinde bulunan akü ve enerji sistemine bağlı kabloların kısa devre yaparak yangının çıktığı, … isimli teknenin denize elverişlilik belgesinde bir adet yangın pompası, sabit yangın söndürme tertibatı, üç adet portatif yangın söndürme cihazının bulunduğu, … isimli teknenin 01.12.2012 tarihinde meydana gelen yangından önceki sezonda da elektrik aksamında yangın meydana geldiği ve … tarafından tamir edildiği, buna ilişkin olarak 27.12.2011 tarihinde makine dairesinde … isimli teknede yangının çıktığı, söndürüldüğü, yangın sebebinin kabloların kısa devre yapması sonucu ortaya çıktığının belirlendiği, … Balıkçı Barınağı’nda yangın söndürme ekipmanlarının bulunmadığı, 01.11.2012 tarihinde meydana gelen yangına … isimli teknenin sebebiyet verdiği, tanık beyanlarından da bu teknede birçok balıkçı personelinin gece-gündüz yatılı olarak kaldığı, tüm tanık beyanları ve yangının CD görüntülerine göre; teknede yemek pişirilmesi ve birçok kişinin teknede kaldığı gözetilerek; bu sebepten kaynaklanmış olabileceği, Limanlar Yönetmeliği’ne göre balıkçı barınağında yangının söndürülmesine ilişkin gerekli tertibatın bulunması gerektiği, ancak; yangın söndürme tertibatının balıkçı barınağında bulunmadığı ve yangına müdahale edilemediği, … isimli teknenin hurda değeri bulunmaksızın tümünün yandığı, bu değerin 100.000,00.-TL olmasının rayice uygun olduğu, sonuç olarak; …’in olayda %75, SS … Balıkçı Barınağı’nın da %25 oranında kusurlu olduğu, yangının 01.11.2012 tarihinde meydana gelmesi nedeniyle 6102 Sayılı Kanun hükümlerinin uygulanması gerektiği, ayrıca; TTK m. 1062 atfıyla 1996 tarihli Londra Protokolü ile tadil edilen 19.11.1976 tarihli Deniz Alacaklarına Karşı Mesuliyetin Sınırlandırılması Hakkında Milletlerarası Sözleşme hükümlerinin uygulanması gerektiği (TTK m. 1328 ve 6103 Sayılı Yürürlük Kanunu m. 37), bu halde; donatanın sorumluluğunun sınırlandırılması hakkında sınırlı şahsi sorumluluk sistemi’nin uygulanacağı, TTK m. 1329’a göre; bu sözleşmenin yabancılık unsuru bulunmayan hallerde dahi; uygulanması gerektiği, …’in gemi maliki ve donatan sıfatının TTK m. 1061/1f’ye göre bulunduğu, TTK m. 1062’ye göre gemi adamlarının kusurundan doğan sorumluluğun deniz ticaretine özgü bir sorumluluk şekli olup; adam çalıştıranın sorumluluğundan daha farklı hükümler ifade ettiği, TBK m. 66 (eBK m. 55) hükümlerinin uygulanamayacağını, bu halde; donatanın sorumluluğunu doğuran kusurlu bir gemi adamının davranışının bulunması gerektiği, TTK m. 934’e göre; gemi adamı, kaptan, gemi zabitleri, tayfalar ve gemide çalıştırılan diğer kişiler (örneğin; istifçiler ya da donatanla istihdam ilişkisi bulunmasa bile; gemide çalışan diğer kişiler) olabileceği, aynı donatana ait … isimli teknenin … isimli tekne ile yan yana bağlandığı, … teknesinin tadilatta olması nedeniyle; … teknesinde işçilerin kaldığı, yangının da teknenin mutfak-bar bölümünde çıktığı, ilk görünüş olarak gemi adamlarının kusurlu eyleminden yangının çıktığının ispat edildiği, … isimli teknenin elektrik donanımının tamirini yapan, bunların hizmetlerinden yararlanan kişilerin de TTK m. 1062 anlamında gemi adamı niteliğinde olduğunu, donatanın yanında balıkçı barınağının da kusurunun mevcut olduğu, zarar görenin herhangi bir kusurunun bulunmadığı, davacı sigorta şirketinin zararının 17.000,00.-TL’lik kısmının … Sigorta AŞ tarafından karşılandığı, geri kalan 83.000,00.-TL’lik zararının karşılanmadığı, davalı-donatanın sorumluluğunun sınırlandırılması gerektiği, dava konusu alacağın deniz alacağı niteliği taşıdığı, sınırlı sorumluluk hakkının kullanılmasının donatanın bu sorumluluğunun sınırlanmasının iki şekilde mümkün olduğu, bunlardan birincisinin fon kurulması, ikincisinin ise; sorumluluğun def’i olarak ileri sürülmesi olduğu (TTK m. 1335), donatanın cevap dilekçesinde; sınırlı ayni sorumluluğu ileri sürdüğü, sorumluluk sınırının … teknesinin 33,01 gross tonilato olması nedeniyle TTK m. 1332’ye göre; 300 tonilatodan küçük gemiler için 83.500 ÖÇH olduğu, aynı olayda birden fazla deniz alacağı doğduğu ve alacaklılar arasında garame uygulanması gerektiği, Londra Sözleşmesi m. 6’ya göre; bütün deniz alacaklıları için garame esasının uygulanması gerektiğini, Londra Sözleşmesi m. 10/2 uyarınca; fonun paylaştırılması hakkında m. 9 ve 12’de yer alan esasların uygulanması gerektiği, derdest dosyada deniz alacağı miktarının 83.000,00.-TL, bunun yüzdelik karşılığının %21,08 olup; 83.500 ÖÇH karşılığındaki değerinin 17.601,8 ÖÇH olduğunu, bu miktarla sınırlı olarak Türk Lirası’na ödeme/tahsil anında çevrileceğini belirtmişlerdir.
Bu rapora karşı davacı ve davalı vekilleri ayrı ayrı beyanda bulunmuşlardır.
Davalı … vekilinin 12.01.2015 tarihli beyanında; teknik bilirkişilerin değerlendirmelerinin yerinde olmadığını, diğer teknelerin kusura kaçınmada etkilerinin bulunup-bulunmadığının incelenmediğini, … isimli geminin donatanının da limandaki demirlemede usturmaçaların yanak yanağa demirlemeyi kabul etmesi nedeniyle müterafik kusurlu olduğunu, bu teknenin hurda değerinin hesaplanmadığını belirterek; kusur dağılımına itiraz etmiştir.
Davacı … Sigorta AŞ vekilinin 12.01.2015 tarihli beyan dilekçesinde; davalının şahsi sorumluluğuna herhangi bir itirazının bulunmadığını, 83.500-ÖÇH karşılığının 11.01.2015 tarihi itibarı ile 273.815,38.-TL olduğunu, yeni bir rapor alınması gerektiğini belirtmiştir.
Davalı … Yat İşletmeciliği – … vekilinin 12.01.2015 tarihli beyanında; teknik bilirkişilerin değerlendirmelerinin yerinde olmadığını, diğer teknelerin kusura kaçınmada etkilerinin bulunup-bulunmadığının incelenmediğini, … isimli geminin donatanının da limandaki demirlemede usturmaçaların yanak yanağa demirlemeyi kabul etmesi nedeniyle müterafik kusurlu olduğunu, … isimli teknenin yangının yayılmasında 2/8 oranında kusurlu olduğunun tespit edildiğini, bu teknenin hurda değerinin bulunduğunu ve hurda değerinin hesaplanmadığını belirterek; kusur dağılımına itiraz etmiştir. Davacı … Sigorta AŞ vekilinin 23.01.2015 tarihli beyanında; bilirkişilerin davalıların cevap dilekçesini şahsi sorumluluk def’i olarak kabul etmesinin mümkün olmadığını, bu nedenle; bu def’inin gözetilmeksizin davalının sınırsız sorumlu olması gerektiği belirtilmiştir.
Davalı … vekilinin 12.01.2015 tarihli beyanında; teknik bilirkişilerin değerlendirmelerinin yerinde olmadığını, diğer teknelerin kusura kaçınmada etkilerinin bulunup-bulunmadığının incelenmediğini, … isimli geminin donatanının da limandaki demirlemede usturmaçaların yanak yanağa demirlemeyi kabul etmesi nedeniyle müterafik kusurlu olduğunu, bu teknenin hurda değerinin hesaplanmadığını belirterek; kusur dağılımına itiraz etmiştir
Mahkememizce bilirkişi raporu, ceza dosyasındaki tanık beyanları ile mevcut derdest dosyamızda yapılan keşif ve tanık beyanlarının tümünü değerlendirdiği, ayrıca; meydana gelen yangın olayında donatanın sorumluluğunun sadece derdest dosyamız açısından değil; ceza dosyası ile de belirlendiği, ayrıca … isimli teknenin personelinin teknede yatılı olarak kaldığı, yemek pişirdiği, limandan çekilen elektrik kablosu ile elektrik kullanıldığı, İzmir Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığının 01.11.2012 tarihli … sayılı yazısında da; makine dairesinde bulunan akü ve enerji sistemi kablolarının kısa devre yaparak yangının çıktığını belirtildiği, tanık beyanlarının da bu kanaati güçlendirici nitelikte olduğu, böylece; gemi adamlarının kusurunun olayda gerçekleştiği ve TTK m. 1062’ye göre donatanın sorumluluğunun doğduğu tespit edilmekle; davalının kusura ilişkin itirazın reddi gerekmiştir.
Davalının dosyamıza ibraz etmiş olduğu 14.04.2014 tarihli hukuki uzman görüşünde de donatanın sorumluluğunun deniz alacaklarına karşı mesuliyetin sınırlandırılmasına ilişkin 1976 tarihli Milletlerarası Sözleşme hükümlerinin uygulanması gerektiği ve donatanın tüm sorumluluğunun 83.500 ÖÇH ile sınırlı olduğu görüşüne de dayandığı ve bu görüşünün yaptırılan bilirkişi incelemesince de aynı yönde değerlendirme yapılarak davalı-donatanın sorumluluğunun 83.500 ÖÇH ile sınırlı olduğu tespit edilmekle; bu yöndeki itirazı kabul edilmemiştir.
Bu nedenle asıl davada davalı-donatanın sorumluluğunun 1976 tarihli Londra Sözleşmesi m. 6 uyarınca; toplam 83.500 ÖÇH ile sınırlı olduğu, ÖÇH’nin Merkez Bankası’nın günlük olarak belirlediği ve kurlara dayalı bir ölçü birimi olması nedeniyle ancak alacağın tahsili anında (taleple bağlı kalınarak bu miktarı geçmemek kaydıyla) Türk Lirası’na çevrilerek tahsil edilebileceği tespit edilmekle; donatanın sorumluluğunun davacı-sigorta şirketi açısından bilirkişilerin 26.12.2014 tarihli raporlarında da belirttiği 17.601,80 ÖÇH’nin (alacağın tahsili anındaki) karşılığı Türk Lirası’nın ibraname tarihi olan 22.02.2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Bu nedenle birleşen İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. Sayılı dosyasında; Davalı-donatanın sorumluluğunun 1976 tarihli Londra Sözleşmesi m. 6 uyarınca; toplam 83.500-ÖÇH ile sınırlı olduğu, ÖÇH’nin Merkez Bankası’nın günlük olarak belirlediği ve kurlara dayalı bir ölçü birimi olması nedeniyle ancak alacağın tahsili anında (taleple bağlı kalınarak bu miktarı geçmemek kaydıyla) Türk Lirası’na çevrilerek tahsil edilebileceği tespit edilmekle; donatanın sorumluluğunun davacı-sigorta şirketi açısından bilirkişilerin 26.12.2014 tarihli raporlarında da belirttiği 45.958,40-ÖÇH’nin (alacağın tahsili anındaki) karşılığının .-TL’nin taleple bağlı kalınarak dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile davalı …’den tahsiline karar vermek gerekmiş, diğer davalı … Sigorta A.Ş’ye karşı açılan davada ise; bu sigortacının … nolu poliçe kapsamında 22.02.2013 tarihinde proporsiyonel ödeme yoluyla sigortacıya ödeme yaptığı belirlenmekle; bu davalı yönünden davanın konusu kalmadığından; karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir. Ancak; davalı sigorta şirketi bütün zarar gören teknelere belli bir hesaplama tablosu sonucunda sigorta kapsamında sırasıyla 18 adet hasar gören tekne için ödeme yaptığından, dava tarihi itibarı ile henüz ödeme yapılmamış olmakla birlikte davacıya da ödeme yapıldığı belirlenmekle; bu davalının dava açılmasına sebebiyet vermediği belirlenmekle; aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücreti hükmedilmemiştir. Buna göre; A) Davacı-sigorta şirketinin sigortalısının teknesinin tam zayi olmasında davalı donatana ait … isimli teknenin gemi adamlarının kusurlu olduğu tespit edilmekle; davacının sigortalısına ödediği ve TTK m. 1472’ye göre halef sıfatına sahip olduğu ve kalan alacağı olan donatanın 1976 tarihli Londra Sözleşmesi m.6 uyarınca sorumlu olduğu 83.500-ÖÇH’den payına düşen 45.958,40-ÖÇH alacağın tahsili anındaki karşılığı .-TL’nin (talep miktarı olan 216.670,00.-TL ‘yi geçmemek kaydıyla) taleple bağlı kalınarak dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile davalı donatan …’den tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebinin reddine ve B) Diğer davalı … Sigorta AŞ’ye karşı açılan davada bu sigortacının … nolu poliçe kapsamında 22.02.2013 tarihinde sigortalıya hissesine düşen 17.000,00.-TL ödeme yapmış olduğundan; bu davalı yönünden davanın konusu kalmadığından KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA, karar verilmiştir.
Bu nedenle birleşen İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. sayılı dosyasında; Davalı-donatanın sorumluluğunun 1976 tarihli Londra Sözleşmesi m. 6 uyarınca; toplam 83.500 ÖÇH ile sınırlı olduğu, ÖÇH’nin Merkez Bankası’nın günlük olarak belirlediği ve kurlara dayalı bir ölçü birimi olması nedeniyle ancak alacağın tahsili anında (taleple bağlı kalınarak bu miktarı geçmemek kaydıyla) Türk Lirası’na çevrilerek tahsil edilebileceği tespit edilmekle; donatanın sorumluluğunun davacı-sigorta şirketi açısından bilirkişilerin 26.12.2014 tarihli raporlarında da belirttiği 9.126,55 ÖÇH karşılığı .-TL’nin ibraname tarihi olan 14.01.2013 tarihinden takip tarihine kadar işlemiş avans faizi ve takipten sonra işleyecek avans faizi ile takibin devamına, davacı-sigorta şirketinin sigortalısının teknesinin tam zayi olmasında davalı donatana ait … isimli teknenin gemi adamlarının kusurlu olduğu tespit edilmekle; davacının sigortalıya ödediği ve TTK m. 1472’ye göre halef sıfatına sahip olduğu ve kalan alacağının tahsili için Karşıyaka … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasında yapmış olduğu takibe itirazın kısmen iptali ile; donatanın 1976 tarihli Londra Sözleşmesi m. 6 uyarınca sorumlu olduğu 83.500 ÖÇH den payına düşen 9.126,55 ÖÇH asıl alacağının takip tarihindeki karşılığı olan (1 ÖÇH=3.0773 TL) 28.085,13-TL ve sigortalıya yapılan ödeme tarihinden takip tarihine kadar işlemiş 3.200,00-TL (taleple bağlı kalınarak) faiz toplamı olan 31.285,13.-TL üzerinden takibin devamına, bunlardan asıl alacak olan 9.126,55 ÖÇH nin Merkez Bankası’nca belirlenen karşılığı 28.085,13 .-TL ye takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi uygulanmasına, asıl alacak likit olup itiraz haksız olmakla %20 icra inkar tazminatı tutarı olan 6.257,03.-TL nin davalıdan alınıp davacıya ödenmesine Karar verilmiştir.
Mahkememizce verilen bu kararlar tarafların temyizi üzerine Yargıtay … Hukuk Dairesinin … Esas … Karar sayılı 16.06.2016 tarihli kararıyla, Yargıtay … Hukuk Dairesinin … E. – … K. 28.04.2016 tarihli kararıyla ve Yargıtay … Hukuk Dairesinin … E. – … K sayılı 28.04.2016 kararıyla mahkememiz kararları bozulmuştur.
Bozma gerekçesinde “..Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı … vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Dava, Yat Sigorta Poliçesine dayalı rücuen alacak istemine ilişkindir. Davalı …’in donatanı olduğu … adlı teknenin … Balıkçı Barınağı’nda demirlediği sırada 01.11.2012 tarihinde yangın çıktığı, yangının barınakta demirlemiş 22 adet tekneye sirayet ettiği ve zarara sebebiyet verdiği uyuşmalık konusu değildir.
Yukarıda yapılan özetten de anlaşılacağı üzere mahkemece, 26.12.2014 tarihli bilirkişi raporu ve davalı tarafça dosyaya ibraz edilen 14.04.2014 tarihli hukuki mütalaya göre yazılı şekilde karar verilmiştir. Ancak mahkemece hükme esas alınan 26.12.2014 tarihli bilirkişi heyet raporunda haklı olarak somut uyuşmazlığa neden olan yangın olayının 01.11.2012 tarihinde meydana gelmesinden dolayı 01.07.2012 tarihinde yürürlüğü giren 6102 sayılı TTK hükümlerinin uygulanması gerektiği, buna bağlı olarak 6102 sayılı TTK’nın “Gemi adamlarının kusurlarından doğan sorumluluğu” başlıklı 1062. maddesinin 2. fıkrasında “Donatanın, … Cumhuriyetinin taraf olduğu sorumluluğun sınırlandırılmasına ilişkin milletlerarası sözleşmelerden doğan sorumluluğunu sınırlandırma hakkı saklıdır” hükmü ile yapılan atıf uyarınca 6102 sayılı TTK’nun 1328. maddesi ve 1329 maddesi hükümleri nazara alındığında donatanın sorumluluğunun sınırlandırılması hakkında sınırlı şahsi sorumluluk sistemini kabul eden ve kısaca 1976 tarihli Londra Konvansiyonu” olarak anılan sözleşme hükümlerinin somut olaya uygulanması gerektiği kabul edilmiştir. Hükme esas alınan 26.12.2014 tarihli bilirkişi raporunda ve hukuki mütalada “1976 tarihli Londra Konvansiyonu”nun 2/1,b.a maddesi uyarınca sorumluluğun temeli ne olursa olsun “gemide veya geminin işletilmesi “….” ile doğrudan doğruya ilgili olarak vukubulan “…..” her türlü eşya ziya ve hasarı ve sair bütün zararlardan doğan alacakların…” sınırlamaya tabi deniz alacağı niteliğinde olduğu, somut olaya dayalı donatanın sorumluluğu ve deniz alacağının da 1976 tarihli Londra Konvansiyonu uyarınca sınırlı sorumluluğun kapsamında bulunduğu, aynı olay sebebiyle ve 1976 tarihli Londra Konvansiyonu’nun 6. maddesi uyarınca birden fazla deniz alacağı doğduğu taktirde belirlenen sınırlamanın “bütün” deniz alacakları için “garame esasına” göre uygulanacağı (1976 tarihli Londra Konvansiyonu m.9), bu sebeple fon kurulmadan sınırlı sorumluluk ileri sürülse dahi, konvansiyonun 12. maddesi hükmünün uygulanması suretiyle alacaklılara karşı sınırlı sorumluluğun ileri sürülebileceği, Konvansiyonun 10/2. maddesi uyarınca, fonun paylaştırılması hakkındaki 12. madde, 9. maddede yer alan garameten sınırlama için esas alınacağı, buna göre aynı olay çerçevesinde farklı dosyalar üzerinden bilirkişi tayin edildikleri için davalı donatana karşı ileri sürülen diğer deniz alacaklarını tespit edebildiklerini, usul hukuku açısından sınırlı sorumluluğun ileri sürülmesi ve paylaştırmanın yapılması ve devamında icra açısından ilgili dosyaların birleştirilmesinin uygun olacağı, somut olayda da deniz alacağının kaynağının teknelerde meydana gelen eşya zararı olduğu ve bu alacakların hepsi 1976 tarihli Londra Konvansiyonu’nun 6. maddesinden kaynaklandığı için TTK’nın 1332. maddesinde yer alan 83.500 TL’lik ÖÇH sınırı tayin edilirken, davalıların aynı yangın sebebiyle doğan “bütün” ödemelerinin de tespit edilmesi gerektiği, dosya içerisinde davalı sigorta şirketinin kısmi ödemelerde bulunduğunun görüldüğü, ancak dosyalar birleştirilmeden ve bütün ödemeler tespit edilmeden her bir deniz alacağı için sınır tespit etmenin afaki olabileceği, hesap tarzının somutlaştırılması adına kendilerine rapor tanzimi için tevdi edilen 3 dosyadan bilgi sahibi oldukları alacak ve ödeme miktarı dikkate alınarak yapacakları oranlama ile işbu dosyadaki sorumluluk sınırının tespit edilebileceğini bildirerek, 83.000,00 TL için geçerli olacak sınırın 17.601,8 ÖÇH olacağı….” bildirilmiş ise de; anılan rapora davalı … vekili itiraz etmiştir.
Bu durumda mahkemece, anılan bilirkişi raporu ve hukuki mütala benimsendiği halde raporda ve mütalada işaret edilen ve gerekliliği bildirilen dava konusu yangında zarar gören tüm teknelerle ilgili zarar miktarı ve yapılan ödemeler tespit edilip, bu tespitin yapılması için gerektiğinde dosyaların birleştirilmesi yoluna gidilerek bilirkişi raporunda işaret edilen eksiklikler giderilmeden “sadece” bilirkişilerin bilgi sahibi olduğu 3 dosyaya ilişkin rakamların ortalaması esas alınarak yapılan garame hesabına itibar edilerek yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.”
Mahkememizce bozma kararına uyularak her üç dosyanın ayrı ayrı birleştirilmesi yoluna gidilmiş ve bilirkişi raporunda yer verildiği üzere yapılan ödemeler tespit edilmiştir.
Bilirkişi … den alınan 14.02.2019 tarihli raporda; Yargıtay bozma kapsamında kök rapordaki hukuki gerekçelere atıf yapıldığı ve davalının maliki olduğu … teknesinin 33,01 gros tonilato ağırlığında olduğu, 1976 Londra sözleşmesi M. 15 gereğince TTK m. 1332 gereğince 300 tonilatodan küçük gemiler için özel bir sınır tayin edildiği, bu sınırın 83.500 ÖÇH olduğu, sözleşmenin 6. m. gereğince birden fazla deniz alacağı bulunduğu takdirde bütün deniz alacakları için garame esası uygulanacağı, fon kurulmadan sınırlı sorumluluk ileri sürülse dahi 1976 Londra sözleşmesi m. 12 gereğince alacaklılara karşı sınırlı sorumluluğun ileri sürülebileceği, sözleşme m.10/2 uyarınca fonun paylaştırılması hakkında m. 12 de 9. madde de yer alan garameden sınırlamanın esas alınacağı, buna göre … E. sayılı dosyada deniz alacağı miktarının 83.000 TL, … E. sayılı dosyada 216.670,00 TL … E. sayılı dosyada 43.000 TL olduğu, diğer hak sahiplerine yapılan ödemeyle birlikte toplam deniz alacaklarının 495.337,91 TL olduğu, bu alacaklıların paylaştırılmasında … E. sayılı dosyada %16,75, … E. sayılı dosyada %43,74 ve … E. sayılı dosyada %8,68 olduğu, asıl ve birleşen dosyalardaki deniz alacaklılarının 83.500 ÖÇH lik sınırın her bir deniz alacağı için dağılımında … E. sayılı dosya yönünden 13.986,25 ÖÇH … E. sayılı dosyada 36.522,9 ÖÇH ve … E. sayılı dosyada 7.247,8 ÖÇH olduğu, buna göre … E. sayılı asıl dava yönünden davalının bu deniz alacağından ötürü 13.986,25 ÖÇH ile sınırlı sorumlu olduğu, … E. sayılı birleşen dava yönünden ise davalı donatanın 36.522,9 ÖÇH ile sınırlı sorumlu olduğu ve birleşen … dosya yönünden ise 7.247,8 ÖÇH ile sınırlı sorumlu olduğu belirtilmiştir.
Mahkememizce bilirkişi raporu taraflara tebliğe çıkarılmış, bu rapora karşı Birleşen İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası yönünden 3. kişilere yapılan ödemeleri kabul etmediklerini, dosyada bulunmayan bu belgelere ilişkin ödemelerin dikkate alınmamasını talep etmiştir.
Davalı … vekili 28.02.2019 tarihli bilirkişi raporuna karşı beyan dilekçesinde; … ve … hakkında ibranamenin bulunmamasına rağmen bu kişilerin ceza dosyasındaki alacaklarını aldıklarını beyan ettiklerinden hesaplamada dikkate alınmasını talep etmiştir.
Mahkememizce alınan bilirkişi raporu ve tarafların itirazı gözetilerek Yargıtay bozma karırında yer aldığı üzere davalıların aynı yangın sebebiyle doğan bütün ödemelerini tespit edilmesi gerektiğinden bu konuda davalı tarafın yapmış olduğu ödemeler ve bilirkişi raporu dikkate alınmış, ayrıca … ve …’e yapılan 1.000,00 TL ve 5.000,00 TL Menderes … Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında kabul edildiği ve zararların karşılandığı tespit edildiğinden bu kişilere yapılan ödemelerde hesaplamaya katılmıştır. Böylece bozma kapsamında dava konusu yangında zarar gören tüm teknelerle ilgili zarar miktarları ve yapılan ödemeler tespit edilip her davacının hissesine düşen ve 1976 tarihli Londra Sözleşmesi m. 10/2 uyarınca fonun paylaştırılması hakkındaki 12. madde ve 9. maddeki garameten sınırlama esasları da dikkate alınarak hüküm kurulmuş, mahkememiz hükmü asıl ve birleşen dosyalarda davalı … vekili ile İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyasında davacı … Sigorta A.Ş. vekili tarafından temyizi üzerine, Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin … Esas – … Karar sayılı 23.06.2021 tarihli kararıyla mahkememiz kararı bozulmuştur. Bozma gerekçesinde; “……..1- Birleşen İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi … Esas sayılı dosyasında mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, davacı vekilince karar süresinde katılma yoluyla temyiz edilmiş ise, dosyada bulunan vekaletname ile feragate yetkili olduğu anlaşılan davacı vekilinin 06.05.2021 tarihli dilekçesi ile temyiz isteminden feragat ettiği anlaşıldığından, davacı vekilinin temyiz isteminin usulüne uygun bulunan feragat nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, davacı … Sigorta A.Ş. vekilince dosyaya sunulmuş olan 21.001.2021 tarihli protokolde davalı …’in temyizden feragat ettiğine dair ifadeler yer alsa da, Dairemizin 31.05.2021 tarihli yazısına verilen cevaba göre, davalı tarafça mahkemeye temyizden feragat edildiğine dair herhangi bir dilekçe sunulmadığı anlaşıldığından; davalı …’in Birleşen İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi … Esas sayılı dosyaya ve asıl davaya yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine geçilmiş ve davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun bulunan Birleşen İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi … Esas sayılı dosyada ve asıl davada mahkemece verilen hükmün onanması gerekmiştir.
3- Davalı … vekilinin Birleşen İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi … Esas sayılı dosyasına yönelik temyiz itirazlarına gelince; dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki (4) numaralı bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
4- Birleşen İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi … Esas sayılı dava, sigorta poliçesine dayalı rücuen tazminat istemiyle başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkin olup, davacı vekili, sigortalısının zararını giderdikten sonra yangında kusuru bulunan davalıya karşı icra takibi başlatmıştır. Dairemizin 16.06.2016 tarihli bozma ilamında da ifade edildiği üzere, birden fazla deniz alacağı doğduğu takdirde bütün deniz alacakları için garame hesabı yapılması söz konusu olacağından, davacı alacağının likit olmadığı bu sebeple de icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceği anlaşılmakla, işbu davada davalı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmesi doğru olmamış, davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile kararın davalı yararına bozulması gerekmiştir. ” hükmü gereğince mahkememiz kararı bozulmuştur.
Bozmaya mahkememiz tarafından 11.11.2021 tarihli celsede uyulmuştur.
Bozma kararı kapsamında yapılan incelemede;
Mahkememizce verilen karar davalı … vekili ve birleşen İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyasında davacı olan … Sigorta A.Ş vekilinin temyiz etmesiyle Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin … Esas – … Karar sayılı ve 23.06.2021 tarihli kararında incelenmiş ve birleşen İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında davacı vekilinin temyiz isteminden feragat etmesi ve davalı tarafın tüm temyiz itirazlarının reddi ile nedeniyle bu dosya yönünden kararın kesinleştiği belirlenmiştir.
Davalı … vekilinin birleşen İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosya yönünden temyiz itirazları incelendiğinde; davalı vekilinin bu dosyadaki temyiz talebinin kısmen kabulü ile; alacağın likit olmadığı ve icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceği belirtilmiş olup, mahkememizce bozmaya uyularak icra inkar tazminatına hükmedilmemiştir.
Asıl dava yönünden davalının temyiz itirazları da reddedilmiş olduğundan asıl dava yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
Buna göre; asıl dava dosyası … E. ve birleşen İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası yönünden verilen kararlar kesinleşmiş olduğundan yeniden karar verilmesine yer olmadığına, birleşen İzmir … Esas sayılı dosyası yönünden de bozma kararı doğrultusunda icra inkar tazminatı çıkarılarak mahkememizce verilen önceki hüküm bozulmadığından bu yönde hüküm kurularak karar verilmiştir.
Hüküm; Yukarıda Açıklanan Sebeplerle;
1-Mahkememizce karar verilen asıl dosya davacısı … Sigorta AŞ (… Sigorta AŞ) … Esas sayılı ve birleşen davacısı … Sigorta AŞ olan … Esas sayılı dosyalarında mahkememizce verilen kararın Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin … Esas – … Karar sayılı ve 23.06.2021 tarihli kararla temyiz taleplerinin reddi suretiyle onanmasıyla bu dosyalar kesinleşmiş olmakla, haklarında yeniden karar verilmesine yer olmadığına,
2-Mahkememizce karar verilen Birleşen İzmir 5. ATM’nin … E. sayılı dosyasında verilen kararın Yargıtay … HD’nin bozma kararı doğrultusunda;
Davacının davasının KISMEN KABULÜ ile;
Davacı-sigorta şirketinin sigortalısının teknesinin tam zayi olmasında davalı donatana ait … isimli teknenin gemi adamlarının kusurlu olduğu tespit edilmekle; davacının sigortalıya ödediği ve TTK m. 1472’ye göre halef sıfatına sahip olduğu ve kalan alacağının tahsili için Karşıyaka … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasında yapmış olduğu takibe itirazın kısmen iptali ile; donatanın 1976 tarihli Londra Sözleşmesi m. 6 uyarınca sorumlu olduğu 83.500-ÖÇH den payına düşen 7.247,8 ÖÇH asıl alacağının takip tarihindeki karşılığı olan (1 ÖÇH=3.0773 TL) 22.303,66 TL ve sigortalıya yapılan ödeme tarihinden takip tarihine kadar işlemiş 2.221,51 TL (taleple bağlı kalınarak) faiz toplamı olan 24.525,17 TL üzerinden takibin devamına,
Bunlardan asıl alacak olan 7.247,8 ÖÇH’nin Merkez Bankası’nca belirlenen karşılığı 22.303,66.-TL ye takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi uygulanmasına,
Ödemelerin, icra giderlerinin ihtarname giderlerinin icra müdürlüğünce nazara alınmasına,
Fazlaya ilişkin talebin reddine,
Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 1.675,31 TL harçtan dava açılırken alınan 558,00 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 1.117,31 TL harcın davalı …’den alınarak hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından bozma öncesi yapılan 2.309,25 TL ile bozma sonrası yapılan 69,10 TL yargılama gideri toplamı 2.378,35 TL’nin davanın kabul – red oranı göre 1.356,50 TL’nin davalı …’den tahsili ile davacıya verilmesine, kalan miktarın davacı üzerinde bırakılmasına,
Davacı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden yürürlükte bulunan A.A.Ü.T 13/1. Maddesine göre hesaplanan 3.678,78 TL vekalet ücretinin davalı …’den alınarak vekili yararına davacıya verilmesine,
Davalı taraf kendi vekille temsil ettirdiğinden reddedilen miktar üzerinden yürürlükte bulunan A.A.Ü.T 13/1-2 maddesine göre hesaplanan 2.771,22 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak vekili lehine davalıya verilmesine,
HMK m. 333 gereği gider avansından artanın kararın kesinleşmesiyle yatırana iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, birleşen İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasındaki davacı vekilinin yokluğunda ve gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 15 günlük temyiz süresi içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 11/11/2021

Katip …

Hakim …