Emsal Mahkeme Kararı İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/475 E. 2022/478 K. 09.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/475
KARAR NO : 2022/478

DAVA : Sıra Cetveline İtiraz (İcra Yoluyla Takipten Kaynaklanan Sıra Cetveline İtiraz)
DAVA TARİHİ : 16/12/2014
KARAR TARİHİ : 09/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı … vekilinin İzmir 1. İcra Hukuk Mahkemesine açtığı 16.12.2014 harç tarihli dava dilekçesinde; Müflis … Değirmencilik AŞ’ nin İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin …/… Esas …/… Karar sayılı 19.12.2013 tarihli kararla iflasına karar verildiğini halen tasfiyenin İzmir İflas Müdürlüğünün …/… İflas sayılı dosyasında devam ettiğini, 25.11.2014 tarihli sıra cetvelinin 09.12.2014 tarihinde tebliğ edildiğini, davalı Gümrük ve Ticaret Bakanlığının 16.04.2014 tarihli dilekçesi ile 483.798,30 TL ve 14.04.2014 tarihli dilekçesi ile de 63.948,45 TL olmak üzere toplam 547.746,75 TL borçlu olduğunu belirterek alacağın masaya kayıt ve kabulünü talep ettiğini, 25.11.2014 tarihinde sıra cetvelinde toplam 547.746,75 TL alacağın üçüncü sırada şarta bağlı alacak olarak 6183 sayılı Kanun uyarınca masaya kayıt edildiğini, ancak bu alacağın “şartlı” ve üçüncü sırada kayıt ve kabulünün mümkün olmadığını, bu alacağın İzmir 3. Vergi Mahkemesinde davası derdest olup nizalı alacak olarak kaydedilmesi gerektiğini, Gümrük Müdürlüğünün İflas Müdürlüğüne talep ettiği alacakla ilgili olarak İzmir 3. vergi Mahkemesinde …/… Esas ve …/… Esas sayılı dosyalarıyla iptal davası açıldığını bu alacağın davaların sonucunda belli olacağını, alacak sonuçları beklenmeksizin sıra cetvelinin düzenlendiği, sıra cetvelinde şarta bağlı alacaklar ve nizalı olarak kayıt ve kabul edilen alacakların birbirinden farklı özellikler taşıdığını, şarta bağlı alacakların İİK m.197 e göre geciktirici şarta veya belirsiz vadeye ilişkin olan alacaklar olduğu, bu şartın gerçekleşmesi veya vadenin dolmasıyla alacağın kayıt edilebileceğini, oysa Gümrük Müdürlüğünün alacağının şarta bağlı olmadığını belirterek İflas Müdürlüğünün 3. sırada kesin bir alacak varmış gibi kayıt ettiği bu alacağın sıra cetvelinde nizalı olarak yer alması gerektiğini belirterek talepte bulunmuştur.
İzmir 1. icra Hukuk Mahkemesi dosya üzerinde yaptırdığı bilirkişi incelemesi ile bilirkişi …’ den 05.01.2015 tarihli rapor almıştır. Bu raporda; bu alacağın şarta bağlı alacak olmadığını, belirtilen alacağın sıra cetvelinde vergi alacağı olarak nizalı alacak olarak kabul ve sırası belirtilmeden kayıtlanması gerektiği belirtilmiştir.
İzmir 1. İcra Hukuk Mahkemesince …/… Esas …/… karar sayılı 03.02.2015 tarihli kararla yaptırılan bilirkişi incelemesi de gözetilerek alacağın nizalı alacak olarak kabul edilmesi gerektiğinden bahisle 25.12.2014 tarihli sıra cetvelinin iptaline karar verilmiştir.
Bu karar Gümrük ve Ticaret Bakanlığınca 06.03.2015 tarihinde temyiz edilmekle Yargıtay 23. Hukuk Dairesince …/… Esas …/… Karar sayılı 27.01.2016 tarihli kararla bozulmuştur. Bozma gerekçesinde “…1-İtiraz, iflas sıra cetvelinde şikayet olunanın sırasına ilişkindir.
İflas idaresinin, sıra cetvelini düzenlerken uyması gereken iflas hukuku kurallarına aykırı hareket ettiği veya yaptığı bir işlemin hadiseye uygun olmadığı iddia edilirse, bu halde sıra cetveline karşı şikayet yoluna başvurulur (İİK’nın m.227; m.16). Şikayet sebeplerinden en önemlisi, bir alacaklının kendisine verilen sıraya itiraz etmesidir (m. 235, IV). Buna göre, alacağı sıra cetveline kabul edilen bir alacaklı, alacağının esas ve miktarına değil de, yalnız alacağına verilen sıraya itiraz ediyorsa, bunu şikayet yolu ile icra mahkemesine bildirir. Diğer şikayet sebeplerine örnek olarak; sıra cetvelinin açık olmaması, bu husustaki kanun hükümlerine (İİK’nın m.233-234) uyulmamış olması, sıra cetvelinin ilan edilmemiş olması, masaya yazdırılmış olan bir alacağın unutulmuş olması, masa alacaklarının da sıra cetvelinde gösterilmiş olması, reddedilen bir alacağın neden dolayı reddedildiğinin, yani red sebeplerinin gösterilmemiş olması gösterilebilir. (Prof. Dr. Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku, El Kitabı, 2. Baskı, 2013, Ankara, sh 1329)
Bir alacaklı, kendi sırasına veya iflâs hukuku kurallarının yanlış uygulandığına (şikayet) değil, kendi alacağı hakkında nedenleri gösterilerek verilen red veya kısmen kabul kararının esasına (kayıt ve kabul davası açarak) veya bir başka alacaklının alacağına veya onun sırasına (kayıt terkin davası açarak) itiraz ediyorsa ticaret mahkemesine dava açmalıdır. İİK’nın 233. maddesine göre sıra cetvelinde, kabul edilmeyen alacaklar red sebepleri ile birlikte gösterilir. İİK’nın 235/1. maddesi uyarınca iflas sıra cetveline yönelik itirazlar (kayıt kabul ve kayıt terkin davaları) kural olarak genel mahkemelerde (Asliye Ticaret Mahkemesinde) görülür. Şikayetçi sadece kendi sırasına yönelik itirazlarını, husumet iflas idaresine yöneltilerek İİK’nın 235/son maddeleri uyarınca icra mahkemesinde ileri sürmelidir. İflas sıra cetvelinde başka bir alacaklının kabul edilen miktar kadar alacağı bulunmadığına ya da sırasına yönelik itiraz, o alacağın sıradan terkin edilmesi talebini içerdiğinden, şikayet olarak icra mahkemesinde değil, İİK’nın 235/2. maddesi uyarınca sırasına itiraz edilen alacaklıya husumet yöneltilerek dava yolu ile genel mahkemede (Asliye Ticaret Mahkemesinde) ileri sürülmelidir.
Somut olayda şikayetçi, şikayet olunanın iflas sıra cetvelinde yer alan alacağına ve alacağın sırasına yönelik bir itirazda bulunduğundan, kayıt terkin davası niteliğinde olan bu dosyada İcra mahkemesinin görevli olmadığı, İİK’nın 235/2. maddesince Ticaret Mahkemesi’nin görevli olduğu gözetilerek HMK’nın 114/1-c ve 115/2. maddesi uyarınca şikayetin usulden reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
2-Bozma nedenine göre, şikayet olunan vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.” davaya konu alacağın şikayet konusu olmadığını, başka bir alacaklının alacağına ve onun sırasına itiraza konu olduğundan davanın ticaret mahkemesinde görülmesi gerektiği, bu davanın İİK m.235/1 e göre husumetinin alacağına itiraz edilen ilgiliye karşı yöneltilerek açılması gerektiği, somut olayda da alacağına itiraz edilen ilgiliye karşı dava açıldığını ve bu nedenle davanın İİK m.235/2 e göre ticaret mahkemesinde görülmesi gerektiğini, görevsizlik kararı verilmesi gerektiğini belirterek Mahkeme kararını bozmuştur.
Bozma kapsamında İzmir 1. İcra Hukuk Mahkemesi …/… Esas …/…. Karar sayılı kararla 29.09.2016 tarihinde görevsizlik kararı vererek dosyanın İzmir Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir. Bu kararın taraflarca temyiz edilmemesiyle 11.10.2016 tarihinde kesinleştiği ve davacının 13.10.2016 tarihinde yani süresinde tahrik dilekçesi vererek dosyanın mahkememize gönderilmesini talep etmiştir.
Dosya heyet dosyası olduğu gerekçesiyle 16.01.2017 tarihli celsede mahkeme hakimi tarafından heyete tevdii edilmiştir.
İzmir İflas Müdürlüğü ‘nün …/… İflas sayılı dosyası incelendiğinde; Dava dışı … Değirmencilik A.Ş ‘nin İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin …/… Esas …/… Karar sayılı karar ile, 19.12.2013 tarihinde iflasının açılmasına karar verildiği, bu kararın 18.04.2014 tarihinde kesinleştiği, İflas Müdürlüğünce kesinleşen karara istinaden 24.12.2013 tarihinde şirketin İflas Müdürlüğüne kaydının yapıldığı, tasfiye işlemlerine başlandığı, mal varlığının tespit edildiği, kararın kesinleşmesi ile de menkul ve gayrimenkullerin satışına karar verildiği, alacaklılardan … vekilinin 19.11.2014 tarihli dilekçesi ile sıra cetveli tanzim edilmesini talep ettiği, buna istinaden İflas Müdürlüğünün 25.11.2014 tarihinde sıra cetveli yaptığı, sıra cetvelinin davacıya İflas Müdürlüğünce avans yatırılmaksızın 09.12.2014 tarihinde tebliğ edildiği, aynı zamanda 13-15.12.2014 tarihlerinde yerel ve ulusal gazete ile ticaret sicil gazetesinde ilan edildiği belirlenmiştir.
Mahkememizce yapılan incelemede dava konusu olan ve sıra cetvelinde üçüncü sırada gösterilen Gümrük ve Ticaret Bakanlığının toplam 547.746,75 TL alacağının 6183 sayılı Kanuna bağlı olarak şarta bağlı ve nizalı olarak gösterilmesinin usul ve yasaya uygun olmadığı, gerek bilirkişi incelemesi ve gerekse yapılan değerlendirmelere göre bu alacağın İzmir 3. vergi Mahkemesinin …/… ve …/… Esas sayılı dosyalarında yargılama konusu olup, halen nizalı olduğu ayrıca talep edenin/davacının dilekçesinde belirtildiği üzere bu alacağın 3. sırada yer alamayacağı, alacağın 4949 sayılı Kanunla İİK 206. maddesinde yapılan değişiklik gereğince bu alacaklar imtiyazlı olduğu halde 17.07.2003 tarihinden itibaren, bu alacakların imtiyazlı olmaktan çıkarıldığı, imtiyazlı olduğu belirtilen alacakların 3. sıraya kaydırıldığı, vergi alacakları için özel bir imtiyaz öngörülmediği için bu alacaklarda 4. sırada işlem görmesi gerektiği tespit edilerek İzmir İflas Müdürlüğünün …/… İflas sayılı dosyasında ki sıra cetvelinin usulüne uygun düzenlenmediği, davacının İİK m.235 e göre Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin bozma kararında yer aldığı üzere husumetin doğru yöneltilerek süresi içerisinde dava açıldığı (Davacıya sıra cetvelinin avans yatırmaksızın İflas Müdürlüğünce resen 09.12.2014 tarihinde tebliğ olunduğu, ilanların ise 13-15.12.2014 tarihinde yerel ve ulusal gazete ile ticaret sicil gazetesinde yapıldığı, davanın 16.12.2014 tarihinde süresinde açıldığı) Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin bozması kapsamında sıra cetvelinin iptaline karar verilmiştir.
Mahkememizce verilen bu karar Yargıtay 15. HD …/… Esas …/… karar sayılı 07.04.2021 tarihli kararla bozulmuştur. Bozma kararında “Dava, iflas sıra cetvelinde yer alan davalının alacağına ve sırasına yönelik itiraza ilişkindir. İİK’nun 206. maddesi, üçüncü sırada “özel kanunlarında imtiyazlı olduğu belirtilen alacaklar” hükmünü, 6183 sayılı Yasanın 21/3. maddesi ise, “borçlunun iflası, mirasın reddi ve terekenin resmi tasfiyeye tabi tutulması hallerinde amme alacakları imtiyazlı alacak olarak 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 206. maddesinin üçüncü sırasında, bu sıranın önceliğini alan alacaklar da dahil olmak üzere tüm imtiyazlı alacaklar ile birlikte işleme tabi tutulur” hükmünü içermektedir.
Bu durumda, mahkemece, davalı Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın vergi alacağının yukarıda anılan yasa maddelerine göre imtiyazlı ve 3. sırada bulunan alacaklardan olduğu, davalı alacağının 17.07.2003 tarih ve 4949 sayılı Kanunla İİK 206. maddesinde yapılan değişiklikten etkilenmediği, davalı alacağının varlığı ile ilgili İzmir 3. Vergi Mahkemesinde dava açıldığı da nazara alınarak nizalı alacak olarak 3. sırada kaydı gerekirken, yanılgılı gerekçeyle davalı alacağının 4. Sıraya kaydına karar verilmesi doğru olmamıştır.
Öte yandan iflas sıra cetvelindeki sıraya yönelik itirazlar üzerine iflas sıra cetvelinin iptaline değil, cetvelin düzeltilmesine karar verilir. Böylelikle gerek alacaklıların ve gerek borçlunun menfaatlerini gözetmek zorunda olan iflas idaresinin huzuruyla yargılama yapılarak kesinleşmiş hususlar için yeni bir sıra cetveli düzenlenmesi ve buna ilişkin tebliğ ve ilan işlemlerinin tekrarlanması ihtimalinin önüne geçilmiş olur. Açıklanan nedenle sıra cetvelinin düzeltilmesine karar vermek gerekirken, iptaline karar verilmesi de hatalı olmuştur.” gerekçesiyle mahkememiz hükmü bozulmuştur.
Taraflara duruşma gün ve saatinin tebliğ edildiği, davacı tarafın duruşma gün ve saatini bildiği halde 20.10.2022 tarihli celseye iştirak etmediği, mazeret dilekçesi de göndermediği, aynı celse davalı vekili de davayı takip ettiğini beyan etmiş olup, bozma konusunda herhangi bir karar verilmemiştir.
29.12.2021 tarihli celseye davacı vekilinin duruşma gün ve saatini bildiği halde iştirak etmediği, bozma konusunda beyanda bulunmadığı, davalı vekilinin ise Yargıtay ilamına uyulmasını talep etmiş ise de, davacı tarafın davayı takip etmemesi nedeniyle dosyanın işlemden kaldırılmasını talep etmiştir.
HMK 150/1. maddesi gereğince taraflarınca yasal süre içinde yenileninceye kadar taraflarca takip edilmeyen dosyanın 29.12.2021 tarihinde işlemden kaldırılmasına, dosyanın müracaata kaldığı tarihten itibaren üç ay içinde taraflarca yenilenmediğinden HMK 150/5. maddesi gereği açılmamış sayılmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan sebeplerle;
Mahkememize ait iş bu dava dosyası müracaata kaldığı tarihten itibaren üç ay içinde taraflarca yenilenmediğinden ve herhangi bir başvuru yapılmadığından; HMK 150/5. maddesi uyarınca DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
Mahkememiz esasının bu şekilde kapatılmasına ,
Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 80,70 TL harçtan dava açılışında alınan 25,20 TL peşin harcın mahsubu ile eksik alınan 55,50 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yargılama gideri olarak yapılan yazışma ve tebligat gideri 192,68‬ TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
HMK 333. maddesi gereğince gider avansından artanın karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair, tarafların yokluğunda ve gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/05/2022

Başkan …
E-İmzalıdır

Üye…
E-İmzalıdır

Üye…
E-İmzalıdır

Katip …
E-İmzalıdır