Emsal Mahkeme Kararı İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/470 E. 2022/348 K. 31.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/470
KARAR NO : 2022/348

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 12/07/2021
KARAR TARİHİ : 31/03/2022

Mahkememizde görülen İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından Mahkememize verilen 12/07/2021 tarihli dilekçe ile, davacı şirket ile davalı şirket arasında ticari iş ilişkisinin mevcut olduğunu, davacı şirket tarafından alacağının tahsili için davalı aleyhine İzmir 20. İcra Müdürlüğü’nün …/… Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, başlatılan takibe davalı tarafından itiraz edildiğini ve takibin durdurulmasına karar verildiğini, davacı ile davalı arasındaki takip dayanağı borcun cari hesap ve fatura alacağına ilişkin olduğunu, davalının itirazlarında haksız ve kötü niyetli olduğunu, açıklanan nedenlerle fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydı ile davanın kabulüne, davalının tüm itirazlarının iptaline, takibin devamına, davalının kötü niyetli olmasından kaynaklı %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesi talep ve dava edilmiştir.
Dava dilekçesi davalıya tebliğ edilmiş, davalı vekili tarafından verilen yanıt dilekçesi ile, davalının tacir olmadığını, davaya bakmakta görevli Mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu, davalının davacı şirketi tanımadığını, bizzat davalı şirketin görevlendirdiği Bölge Satış Sorumlusu …’i şirketin bölge satış sorumlusu olması ve şirket adına satış, pazarlama yaptığını bildiği için tanıdığını, …’in pazarladığı ürünleri ve fiyatları tanıttığını ve davalının da ihtiyacı olan malzemeleri sipariş ettiğini, bu sipariş üzerine ürünlerin davacı şirket tarafından gönderildiğini, ürünlerin gelmesinden sonra …’in bizzat kendisinin davalının yanına gelerek şirket adına tahsilatı yaptığını, karşılığında ödeme dekontu hazırladığını ve davalıya tevdi ettiğini, davalının dava konusu aldığı ürünlerin ödemesini yaptığını ve herhangi bir borcunun bulunmadığını, kabul anlamına gelmemek kaydı ile alacağın likit olmadığını, davalının itirazında haklı olduğunu ve kötü niyetli olmadığını, açıklanan nedenlerle davanın öncelikle görev yönünden reddine, esasa girilmesi halinde esastan reddine karar verilmesini istedikleri görülmüştür.
İzmir 20. İcra Müdürlüğü’nün …/… Esas sayılı dosyası celp edilerek dosyamız içine alınmış, yapılan incelemesinde alacaklının dosyamız davacısı şirket olduğu, borçlunun dosyamız davalısı olduğu, davacı tarafından davalı aleyhine 12.052,99 TL bedelli faturaya dayalı olarak fatura bedeli üzerinden icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalıya tebliğ edildiği, davalı tarafından takibe süresinde itiraz edildiği ve takibin durdurulmasına karar verildiği görülmüştür.
TTK mad. 4 ile ticari davaların tanımı yapılmış her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davalarında görevli Mahkemenin Ticaret Mahkemeleri olduğu, tarafların tacir olup olmadığına bakılmaksızın hangi uyuşmazlıkların ticari dava olduğu hususu ayrıntılı olarak açıklanmıştır. Dava konusu uyuşmazlığın ise her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili olmadığı, bu açıklamaya göre satış sözleşmesine ilişkin uyuşmazlıkların doğrudan doğruya ticari dava niteliğinde kabul edilmediği madde metninden açıkça anlaşılmaktadır.
Bu durumda davalının tacir olup olmadığının tespiti yönünden Mahkememizce araştırma yapılmış gerek davalının bulunduğu yer Ticaret ve Sanayi Odası, gerek Esnaf Odası ve Vergi Dairesi nezdinde yapılan yazışmalarda davalı …’in ticaret kaydının bulunmadığı, Gaziemir Vergi Dairesi’nden gelen yanıtında yıllık vergi beyannamesinde elde edilen hasılatın 37.324,03 TL olduğu görülmüştür.
TTK md 5 uyarınca, Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu hususların açıklandığı ve buna göre Asliye Ticaret Mahkemesi ve Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu bu durumda göreve ilişkin hükümlerin uygulanacağı belirtilmiştir. HMK md 2 de Asliye Hukuk Mahkemelerinin genel görevli mahkeme olduğu, hüküm altına alınmıştır.
Somut olayımızda ise, davalı …’in tacir olmadığı ve ticari herhangi bir faaliyette bulunmadığı, taraflar arasında varlığı kabul edilen uyuşmazlığa konu iş içeriğine göre TBK hükümlerine tabi olduğu, yapılan yazışmalar ve dosyada yapılan inceleme ile tespit edilmiştir.
Buna göre, davalı …’in tacir olmadığı, bu haliyle genel görevli mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesinin söz konusu uyuşmazlıkta görevli olduğu, HMK md 114/1-c hükmüne göre, görev hususunun dava şartları içinde sayıldığı, görevin, yargılamanın her aşamasında gerek taraflarca ileri sürülebileceği gibi gerekse mahkemece resen dikkate alınması gerektiği, bu haliyle mahkememizin görevli olmadığı, davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmış aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
Davanın mahkememizin görevsizliği nedeni ile usulden REDDİNE, görevli mahkemenin İzmir Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna,
Karar kesinleştiğinde ve yasal süresi içinde başvuru olduğu taktirde, dosyanın görevli İzmir Asliye Hukuk Mahkemesine Gönderilmesine,
Harç ve yargılama giderlerinin HMK md.331 uyarınca görevli/yetkili mahkeme tarafından ele alınmasına,
HMK 20. Md. Uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra başvuru olmadığı takdirde dosyanın mahkememizce ele alınarak davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği hususunun dikkate alınmasına,
Dair karar, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvuru yolu açık olmak üzere davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 31/03/2022

Yazman …
e-imzalıdır

Yargıç …
e-imzalıdır