Emsal Mahkeme Kararı İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/39 E. 2022/560 K. 01.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/39
KARAR NO : 2022/560

DAVA : İtrazın İptali (Genel Kredi Sözleşmesine Dayalı)
DAVA TARİHİ : 18/01/2021
KARAR TARİHİ : 01/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı … A.Ş. vekili 18.01.2021 tarihli dava dilekçesiyle; Davalıların, müvekkili banka … Şubesiyle dava dışı … İhr. San. Ve Tic. Ltd. Şti. arasında imzalanan 12.12.2013 ve 08.08.2018 tarihli kredi genel sözleşmelerini müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, borçluların ödeme taahhüdünü yerine getirmediklerini, Beşiktaş Noterliğinin 09.01.2019 tarih …. yevmiye numarası ihtarnamesi keşide edilerek muaccel hale gelen borcun ödenmesinin istenildiğini, borcun ödenmemesi üzerine İzmir 22. İcra Müdürlüğünün .. Esas sayılı dosyasından icra takibine başlanıldığını, davalı borçluların borca haksız itirazda bulunduklarını, kredi sözleşmesinde asıl borcun ve ferilerden kefillerinde sorumlu olduklarının belirtildiği, yine TBK m. 587 gereğince müteselsil borçluluk söz konusu olduğunu, bankalara uygulanan en yüksek faiz oranına %50 ilave ile temerrüt faizi uygulanabileceğine ilişkin sözleşmede hüküm bulunduğunu, bu nedenle itirazların haksız olup, haksız itiraz nedeniyle icra takibinin durduğunu, arabuluculuğa başvurduklarını anlaşmaya varılamadığını, davalı borçlular, müvekkili banka ile imzaladıkları kredi genel sözleşmesi gereği asıl borcu ve tüm ferilerini, kefil olduğu miktarla sınırlı olmak üzere üstlendiklerini belirterek itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini ve 696 sayılı KHK’nin 11. maddesi ile 6219 sayılı … Türk Anonim Ortaklığı Kanunu’na eklenen Geçici 5.madde gereğince müvekkil Bankadan harç alınmamasını talep etmiştir.
Davalılar … ve … vekili 18.02.2021 tarihli cevap dilekçesinde; Davacı bankanın yerleşim yerinin İstanbul, müvekkillerin ikametgahlarının Karşıyaka olduğunu yetkili mahkemede seçimlik olarak İstanbul veya Karşıyaka mahkemelerinin yetkili olduğunu, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, davacı bankanın 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde dava açmadığından davanın hak düşürücü süre yönüyle usulden reddinin gerektiğini, davacı tarafça yatırılması gereken harç ikmal edilmediğinden davanın usulden reddinin gerektiğini, ilgili kanun değişikliğinin bu yargılamayı kapsamadığını, müvekkilleri … ile …’ın dava dışı … Elektrik Ltd. Şti.’nin yetkilileri olduklarını, ilgili şirketin 2013 yılında çekmiş oldukları genel kredi sözleşmesine müvekkillerinin kefil olduklarını, borcun peyder pey ödenerek sona erdiğini, 08.08.2018 tarihinde yeni bir kredi çekildiğini, ancak ilgili kredi için yeni bir kefalet ilişkisi kurulmadığını, ödenerek sona eren 2013 yılındaki kredi sözleşmesine istinaden kefalet ilişkisi hukuka aykırı olarak sürdürüldüğünü (Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 11.04.2019 T. 2017/2920 E. 2019/2483 K. ilamı), müvekkillerinin müşterek müteselsil kefil olduklarından bahisle haklarında icra takibi başlatılmışsa da ilgili kefalet kanunun aradığı şartlarının sağlanmadığı ve hukuka uygun kurulmadığından geçersiz olduğunu, davacı bankanın, ilgili krediye istinaden taşınmaza ipotek tesis edildiğini, ancak; rehinin paraya çevrilmesi usulü uygulanmaksızın müteselsil kefile takip başlatılmasının hukuka aykırı olduğunu, kat ihtarnamesinde yer alan alacak kalemlerinden … ve … referans numaralı çek sorumluluk tutarlarının alacağın neyden kaynaklandığının belirtilmediğini, davacı tarafın çek sorumluluk bedelleri bankanın ilgili çeklerin sorumluluk tazminini yerine getirene kadar gayri nakdi alacak niteliğinde olduğunu, hangi çeklerin hangi tarihlerde ibraz edilip sorumluluk bedeline ilişkin alacağın nakde dönüştüğünün ispatı gerektiğini, gayrinakdi nitelikte olan alacağın icra takibine veya itirazın iptaline konu edilmesi hukuken mümkün olmadığını, sözleşmede açıkça belirtilmeyen alacak kalemlerinin talep edilmesi hukuka aykırı olduğunu (Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 14.10.2019 T. 2018/1513 E. 2019/4737 K. ilamı), faiz talebinin fahiş ve sözleşme şartına aykırı olduğunu, hesap kat ihtarını belirtir bir neden bulunmadığını, kat ihtarı için verilen sürenin hakkaniyet kurallarına aykırı olduğunu, müvekkillerin yetkilisi olduğu … Ltd. Şti.’nin İzmir 1 ATM’nin … E. sayılı konkordato dosyası ile geçici ve kesin mühlet kararlarının akabinde konkordato projesinin tasdik edildiğini, alacaklılar toplantısı gerçekleştirilerek ödeme planı oluşturulduğunu, konkordato dosyasının tasdik edilerek kesinleştiğini, konkordato dosyası ve bu kapsamda yapılan protokol doğrultusunda ödemelerin devam ettiğini, davacı bankanın tahsil etmiş olduğu paraları icra ve dava dosyalarında bildirmediğini, davacı bankanın kötü niyetli olarak tekerrüre sebebiyet verdiğini, ödeme emrinde de tahsilde tekerrür olmamak kaydına yer verilmediğini, davacı banka ile davaya konu borcun yapılandırılması konusunda bir protokol yapılmadığını, protokol kapsamında asıl alacak ve faizden bir takım indirimler yapıldığını, faiz oranlarının daha düşük belirlendiğini, bu protokolün işbu dosyada mutlak surette değerlendirilmesi ve hesaplamaların buna göre yapılması gerektiğini (Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 27.03.2019 T. 2017/2559 E. 2019/2079 K. İlamı), protokol kapsamında işbu dava açılmadan önce borcun yeniden yapılandırıldığını, yapılandırma sözleşmesi kapsamında borç zamanında ve eksiksiz ödendiğini, davalıların davacı bankaya muaccel borcu bulunmadığından davanın reddini ve %40’dan aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, Mahkeme aksi kanaatte ise de protokol ödemelerinin bekletici mesele yapılmasını talep etmiştir.
Dava; Genel Kredi Sözleşmesine dayalı olarak davacı bankanın yapmış olduğu takibe itirazın iptali davasıdır.
Tarafların delilleri toplanmış ve değerlendirilmiştir
İzmir 22. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası, İzmir 1 ATM’nin … Esas sayılı dosyası, Genel Kredi Sözleşmeleri, Bilirkişi incelemesi, davalı bankanın kayıtları incelenmiş ve değerlendirilmiştir.
İzmir 22. İcra Müdürlüğü’nün .. Esas sayılı dosyası incelenmesiyle; Takip alacaklısı … A.Ş., takip borçluları … ev … hakkında 07.05.2019 tarihinde (1.083.268,13 TL asıl alacak + 140.629,79 işlemiş %30 akdi faiz + 84.645,37 TL işlemiş %39 temerrüt faizi + 8.676,29 TL %5 BSMV =) 1.317.219,61‬ TL alacak üzerinden ilamsız icra takibine geçtiği, borçlulara ödeme emrinin 24.05.2019 tarihinde tebliğ olduğu, borçluların 28.05.2019 tarihinde borca, faize ve ferilerine itiraz ederek takibi durdurduğu belirlenmiştir.
Taraflar arasında arabuluculuk müzakeresinin 11.01.2021 tarihinde yapıldığı ve arabuluculuk görüşmelerinde banka ile borçlunun anlaşamadığına ilişkin tutanak düzenlendiği belirlenmiştir.
Davalı tarafın yetki itirazı incelendiğinde; taraflar arasında yapılan kredi sözleşmesine göre aralarında çıkacak uyuşmazlık nedeniyle İzmir Mahkeme ve İcra Mahkemelerinin yetkili kılındığı ve akdin ifa yerinin de İzmir … Şubesiyle yapılan sözleşme gereğince HMK m. 14 gereğince şubenin bulunduğu yer mahkemesinin de yetkili olduğu tespit edilmekle HMK m. 10 ve TBK m. 89 gereğince davalının yetki itirazının reddine karar vermek gerekmiştir.

Davalının davacının bir yıllık süre içerisinde İİK m. 67/1’e göre dava açmadığı gerekçesiyle hak düşürücü süre geçtiğinden bahisle davanın reddinin gerektiğini belirtmiş ise de, davalı tarafın itirazının davacıya tebliğ edilmediği ve bu nedenle davacının bu süre geçtikten sonra dava açtığı ispatlanamadığından ve davacının itirazı öğrendiği tarihten itibaren bir yıllık süre içerisinde dava açtığı karinesi doğduğundan bu yöndeki talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalının diğer itirazları olan borca karşı ipotek tesis edilmesi ve bu nedenle rehinin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapılması gerektiği itirazı incelendiğinde ise İİK m. 45/1 gereğince “Rehinle temin edilmiş bir alacağın borçlusu iflasa tabi şahıslardan olsa bile alacaklı yalnız rehinin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapabilir.” hükmü bulunmakla birlikte bu hüküm gereğince asıl borçlu şirket yönünden ve onun lehine ipotek verilmiş olduğundan bu şirket açısından rehinin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapılması gerekli olup, kefil / davalılar yönünden ise lehlerine verilmiş bir ipotek bulunmadığından bu yöndeki talepleri reddedilmiştir.

Yine davalı tarafın çek bedellerinden sorumlu olmadığı konuları ise bilirkişi incelemesiyle değerlendirilmiş ve gayri nakdi alacaklardan dolayı sözleşme gereğince kefillerin de sorumlu olduğu tespit edilmekle bu yöndeki talebi reddedilmiştir.
İzmir 1 ATM’nin … Esas sayılı dosyasında asıl borçlu … Ltd. Şti.’nin konkordato kararı verilmiş olup, bu karar sadece asıl borçluyu etkilemekte olup, davalıların konkordatodan yararlanması söz konusu olmadığından bu konudaki talepleri de kabul edilmemiştir.
Davacının 696 sayılı KHK’nin 11. maddesi ile 6219 sayılı … Türk Anonim Ortaklığı Kanunu’na eklenen Geçici 5.madde gereğince açtığı davaların ve tedbir taleplerinin harçtan muaf olduğu belirtilmiş olduğundan davalının bu yöndeki itirazı da reddedilmiştir.
Mahkememizce toplanan dosyalarla birlikte davalının defterleri ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Bilirkişi … ve …’dan alınan 04.10.2021 tarihli raporda; davacı bankanın … Şubesi ile asıl borçlu … Elektrik Ltd. Şti.’nin arasında kredi genel sözleşmesi yapıldığı, sözleşme kapsamında 12.12.2013 tarihli 1.750.000 TL GKS’ye davalı … ve …’ın 12.12.2013 tarihinde müteselsil kefil oldukları, sözleşmenin 29.09.2015 tarihinde 1.750.000 TL den 3.000.000 TL ye çıkarıldığı ve müteselsil ibarelerinin yazıldığı, yine 08.08.2018 tarihinde 2.000.000 TL bedelli yeni bir GKS ‘nin düzenlendiği ve davalıların bu sözleşmeye aynı limitle kefil oldukları, davacı bankanın davalı asıl borçluya kullandırdığı krediler, karşılıksız çek sorumluluk bedelleri, ticari kredi kartından dolayı alacağının 27.12.2018 tarihinde hesabı kat ettiği, davalıların 14.01.2019 tarihinde temerrüde düştüğü, bankanın talep ettiği % 30 akdi ve % 39 temerrüd faizinin usul ve yasaya uygun olduğu, bankanın talep edebileceği alacak tutarının 1083.518,16 TL asıl alacak, 137.708,55 TL akdi faiz, 141.040,09 TL temerrüd faizi ve 18.189,99 TL % 5 BSMV olmak üzere toplam 1.380.456,79‬ TL olduğu, ayrıca 563,94 TL ihtarname masrafı talep edebileceği, bankanın takip talebinde 1.083.268,16 TL asıl alacak, 84.645,37 TL işlemiş % 39 temerrüd faizi ve 8.676,29 TL BSMV talep ettiğinden bu miktarla bağlı kalınması gerektiği, aynı zamanda 137.708,55 TL akdi faiz talep edebileceği, yine asıl alacağın 1.067.585,57 TL lik kısmına % 39, bakiye 15.682,59 TL lik kısmına ise % 31,80 değişken faiz talep edebileceği, ayrıca dava tarihinden önce yapılan ödemeler (47.392,54 TL lik ödeme nedeniyle) gözetilerek davacının kalan alacağının 1.083.268,16 TL asıl alacak, 890.605,72 TL faiz alacağı ve 44.458,51 TL BSMV olmak üzere toplam 2.018.332,39‬ TL alacağın olduğu, bu değerin banka alacağının dava değerinden yüksek olması nedeniyle taleple bağlı kalınarak 1.083.268,16 TL asıl alacak, 137.708,55 TL akdi faiz, 84.645,37 TL işlemiş % 39 temerrüd faizi ve 8.676,29 TL BSMV olmak üzere toplam 1.314.298,37‬ TL üzerinden takibin devamı gerektiği belirtilmiştir.
Bu rapora karşı davalı vekili 25.10.2021 havale tarihli dilekçesinde; davanın usul yönünden reddinin gerektiğini, rapor yönünden ise; sözleşmede açıkça belirtilmeyen alacak kalemlerinin talep edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, konkordato projesine aykırı olarak ödeme planının ihlal edildiğini, ödemelerin devam ettiğini, raporun plan yokmuş gibi düzenlendiğini belirterek, ek rapor alınmasını, olmadığı takdirde davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı bankanın davalı ile arasında yapmış olduğu, yapılandırma sözleşmesi bulunduğunu bildirmesi üzerine bu yapılandırma sözleşmesi kapsamında davalının ödeme yapıp yapmadığı ve ödeme yaptığı takdirde sözleşmenin 1. Paragrafında yer alan şartların geçerli olacağı bu durumun gerçekleşip gerçekleşmediği aksi takdirde sözleşmenin son paragrafında yer alan protokolün ortadan kalkacağına ilişkin şart gereğince protokolün ortadan kalkıp kalkmadığını, değerlendirilmesi gerektiğinden bilirkişiden ek rapor alınmıştır.
27.04.2022 tarihli ek raporda; yapılandırma sözleşmesi ve planı gereğince davalıların ödeme yapıp yapmadığı, bu planın şartlarının devam edip etmediği, değerlendirilmiş ve davalı tarafından dosyaya ibraz edilen 5 ayrı dekont incelendiğinde, ödeme dekontlarının ödeme tarihi, ödenen tutar ve ödeyen kişinin davalılar ile ilgisi olmadığı ve ödeme planı dahilinde yapılmış herhangi bir ödeme bulunmadığı davalıların borçtan sorumluluğu devam ettiği belirtilmiştir. Toplanan tüm deliller ve yapılan incelemelere göre;

Davacı bankanın … Şubesi ile asıl borçlu … Elektrik Ltd. Şti.’nin arasında 12.12.2013 tarihli 1.750.000 TL bedelli GKS yapıldığı, bu GKS’ye davalı … ve …’ın 12.12.2013 tarihinde müteselsil kefil oldukları, sözleşmenin 29.09.2015 tarihinde 1.750.000 TL den 3.000.000 TL ye çıkarıldığı ve müteselsil ibarelerinin yazıldığı, yine 08.08.2018 tarihinde 2.000.000 TL bedelli yeni bir GKS ‘nin düzenlendiği ve davalıların bu sözleşmeye aynı limitle kefil oldukları, davacı bankanın davalı asıl borçluya kullandırdığı krediler, karşılıksız çek sorumluluk bedelleri, ticari kredi kartından dolayı alacağının 27.12.2018 tarihinde hesabı kat ettiği, davalıların 14.01.2019 tarihinde temerrüde düştüğü, bankanın talep ettiği % 30 akdi ve % 39 temerrüd faizinin usul ve yasaya uygun olduğu, bankanın talep edebileceği alacak tutarının 1083.518,16 TL asıl alacak, 137.708,55 TL akdi faiz, 141.040,09 TL temerrüd faizi ve 18.189,99 TL % 5 BSMV olmak üzere toplam 1.380.456,79‬ TL olduğu, ayrıca 563,94 TL ihtarname masrafı talep edebileceği, bankanın takip talebinde 1.083.268,16 TL asıl alacak, 84.645,37 TL işlemiş % 39 temerrüd faizi ve 8.676,29 TL BSMV talep ettiğinden bu miktarla bağlı kalınması gerektiği, aynı zamanda raporda belirtilen 137.708,55 TL akdi faizi de talep edebileceği, ayrıca dava tarihinden önce yapılan ödemeler (47.392,54 TL lik ödeme nedeniyle) gözetilerek davacının kalan alacağının 1.083.268,16 TL asıl alacak, 890.605,72 TL faiz alacağı ve 44.458,51 TL BSMV olmak üzere toplam 2.018.332,39‬ TL alacağın olduğu, bu değerin banka alacağının dava değerinden yüksek olması nedeniyle taleple bağlı kalınarak 1.083.268,16 TL asıl alacak, 137.708,55 TL akdi faiz, 84.645,37 TL işlemiş % 39 temerrüd faizi ve 8.676,29 TL BSMV olmak üzere toplam 1.314.298,37‬ TL üzerinden takibin devamı gerektiği, yine asıl alacağın 1.067.585,57 TL lik kısmına % 39, bakiye 15.682,59 TL lik kısmına ise % 31,80 değişken faiz uygulanması gerektiği belirlenmiştir.
Davalı tarafın asıl borçlu … Ltd Şti’nin konkordato kapsamında ödeme protokolünün bulunduğu ve ödeme planının ihlal edildiğini belirtmiş ise de; kefiller yönünden bu protokolün uygulanmadığı ve kefillerin asıl borçludan ayrı olarak bu sözleşmeden dolayı sorumlu olduğu tespit edilmiştir.
Ayrıca davalıların davacı banka ile yaptıkları belirttikleri ödeme planına ilişkin olarak yaptıkları bir ödeme olup olmadığı, incelenmiş ve bilirkişiden alınan rapora göre davalıların ödeme planına uygun olarak herhangi bir ödeme yapmadığı ve borçlarının devam ettiği ödeme makbuzlarının ise banka ilgisinin olmadığı tespit edilmiştir.
Yargılamanın devamı sırasında davacı vekili 01.06.2022 tarihli dilekçesiyle; davadan karşı taraftan herhangi bir vekâlet ücreti ve yargılama gideri talepleri bulunmaksızın tüm talep ve sonuçları ile beraber feragat ettiklerini beyan etmiştir.
Davalı vekili 31.05.2022 tarihli dilekçesiyle; feragate ilişkin itirazları olmadığını, herhangi bir yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin de bulunmadığını beyan etmiştir.
Taraf vekilleri 01.06.2022 tarihli celsede de bu beyanlarını tekrar etmişlerdir.
Mahkememizce davacının feragat beyanı gereğince HMK m. 307’ye göre davanın feragat nedeniyle davanın reddine ve davalı lehine talep olmadığından yargılama gideri ve vekâlet ücretine hükmedilmemesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Sebeplerle;
Davacı tarafın davasından feragatı nedeniyle HMK m. 307 vd. Göre davanın reddine,
Davalı banka harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
Davalı tarafın yargılama gideri ve vekalet ücreti talebi olmadığından davalı lehine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesine yer olmadığına,
Davacı tarafın yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerine bırakılmasına,
Dava şartı arabuluculuk ücreti olan ve 6325 sy Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13 maddesi uyarınca tarafların anlaşamamaları nedeniyle Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.360,00 TL’nin feragat eden davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
HMK m. 333 gereği gider avansından artanın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı ve gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 01/06/2022

Başkan …
E-imza

Üye …
E-imza

Üye …
E-imza

Katip …
E-imza