Emsal Mahkeme Kararı İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/378 E. 2022/873 K. 11.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/378 Esas
KARAR NO : 2022/873

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 07/06/2021
KARAR TARİHİ : 11/10/2022

Mahkememizde görülen Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından Mahkememize verilen 07/06/2021 tarihli dava dilekçesi ile, davacının su sondaj kuyusu yaptığını, davalı şirketin dava dışı … San. ve Tic. A.Ş.’ne ait işletmede su sondaj kuyusu işini üstlendiğini ve bu iş için davacı ile anlaştığını, davacının taşeron olduğunu, davalının üzerine düşen yükümlülükleri vaktinde yerine getirmemesi nedeniyle davacının iş kazası geçirdiğini, davalının talebi doğrultusunda kuyuya beton basıldığını, bunun sonucunda boruların yer altında sıkıştığını, tüm bu olumsuzluklara rağmen sözleşme gereği talep edilen su sondaj kuyusunu yaptığını, taraflar arasında düzenlenen sözleşmeye göre ödemelerin 30-60-90 günlük vadeli çekler ile yapılacağını, ödenmediği halde cari hesaba intikal eden alacaklar için aylık %12 faiz hesaplanacağını, davalı tarafından ödemelerin geciktiğini, davacının 436.000,00 TL iş bedeli, 1.000,00 TL TİJ bedeli, 1.000,00 TL bekleme bedeli olmak üzere toplam 438.000,000 TL alacağından 287.000,00 TL davalı tarafından ödendiğini, bakiye 151.000,00 TL alacağının kaldığını, açıklanan nedenlerle fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile bakiye 151.000,00 TL alacağın 30/09/2019 tarihinden itibaren hesaplanacak ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
Dava dilekçesi davalıya tebliğ edilmiş, davalı vekili tarafından verilen yanıt dilekçesi ile, davalı ile davacı arasında 05/04/2019 tarihinde Metre Bazında Sondaj Hizmet Sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşme gereği davacının yaklaşık 400 m sondaj kazarak spiral muhafaza borusu ile kaynaklı derinlikten yüzeye kadar teçhiz edilmesini ve çimentolanmasını yapacağını, yerin tesliminden itibaren 60 gün içinde sözleşmeye uygun şekilde yeri teslim edeceğini, davacının dava dilekçesinde davalının talebi üzerine kuyuya beton basıldığını belirttiğini ancak bu durumun sözleşmede açık bir şekilde yazılı olduğunu, davacının bu durumu kabul edip sözleşmeyi imzaladığını, beton basılmasının amacının formasyonun sağlamlaştırılmasına yönelik olduğunu, davacının sözleşmeye uygun davranmadığını, işi yaparken geç kaldığı için işin ne aşamada olduğu ile ilgili davalıya bilgi ve rapor vermediğini, işi de 30/09/2019 tarihinde teslim ettiğini, işin yaklaşık 114 gün geciktiğini, sözleşmenin 7. Maddesinde açıkça metre başına 550,00 TL olan birim fiyatın 400,00 TL’ye cezai şart olarak düşeceğinin belirtildiğini, yani bu durumda davacıya fazla ödenen bedeller olduğunu, davacı tarafından davalıya toplam 347.333,00 TL fatura kesildiğini ve bu bedelin davalı tarafından ödendiğini, davalının herhangi bir borcunun kalmadığını, davacının işten zarar ettiğini, çalışamayacağını beyan ederek sözleşme bedelinden fazla fatura kestiğini, davalının iş durmasın diye bu fatura bedeli olan 89.680,00 TL’yi de iyi niyet çerçevesinde ödendiğini, dava dilekçesine ekli olan 17/09/2019 tarihli 75.240,00 TL+%18 KDV=88.783,20 TL faturadan kaynaklı davacının bir hizmetinin olmadığını, böyle bir alacağının da bulunmadığını, bu faturanın BA formunda işlenmediğini, 2019 Eylül ayına ilişkin 80.250,00 TL + KDV şeklinde tek fatura mevcut olduğunu, davacının hangi faturaları toplayarak 438.000,00 TL gibi bir rakam bulduğunun anlaşılamadığını, davalının gönderdiği 343.33,000 TL’yi 287.000,00 TL olarak göstermesinin kötü niyetinin açık göstergesi olduğunu, açıklanan nedenlerle davanın reddine karar verilmesinin istendiği görülmüştür.
Dava, davacı ile davalı şirket arasında imzalandığı kabul edilen Metre Bazında Sondaj Hizmetleri Sözleşmesi uyarınca davacının yüklenici sıfatını üstlendiği edimi yerine getirdiği ancak sözleşme uyarınca davalı şirket tarafından ödenmesi gereken bakiye bedelin ödenmediği iddiası ile açılan alacak davasıdır.
Davacının tacir araştırması için müzekkerelerin yazıldığı, gelen yazı yanıtlarının dosya içine alındığı, gelen yazı yanıtlarına göre davacının tacir olduğunun kabulü gerektiği, dava konusu uyuşmazlık ve taraflar dikkate alındığında davanın ticari dava niteliğinde olduğunun kabulü gerektiği ve Mahkememizin görevli olduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekili tarafından taraflar arasında imzalanan 05/04/2019 tarihli Metre Bazında Sondaj Hizmet Sözleşmesi’nin dava dilekçesi ekinde sunulduğu, davalı vekili tarafından bankadan resmi ödeme dekontlarını ve davacı tarafından kesilen 4 adet faturayı yanıt dilekçesi ekinde sunduğu görülmüştür.
Taraf vekillerine, uyuşmazlık konusu edilen dönemi içerir ticari defter ve kayıtları dosyaya sunmaları veya bulunduğu adresleri bildirmeleri için kesin süre verildiği, davalı vekilinin 2018-2019 yılına ait yevmiye kayıtları, defter-i kebir ve envanter defterini Mahkememize sunduğu, davacı tarafça verilen süreye rağmen herhangi bir beyanda bulunulmadığı ve ticari defter ve kayıtların da sunulmadığı görülmüştür.
Tüm belge ve deliller toplandıktan sonra dosya, davacı tarafça sözleşme gereği iddia edilen iş bedellerine karşılık düzenlenen faturaların taraf defterlerinde kayıtlı olup olmadığı, fatura bedellerine karşılık ödemelerin mevcut olup olmadığı ve bakiye alacak bedelinin bulunup bulunmadığı hususlarında rapor düzenlemesi için SMMM bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından düzenlenen 07/07/2022 havale tarihli raporun dosyaya sunulduğu görülmüştür.
Raporun yapılan incelemesinde ; davacı tarafından herhangi defter ve belgenin sunulmadığı, bu nedenle raporun davalı kayıtları incelenerek hazırlandığı, davalı tarafından ibraz edilen defterlerin zorunlu noter açılış ve kapanış tasdiklerinin yapıldığı olduğu, davalı ticari defterlerinde davacının 320.01.082 … alt hesabında takip edildiği ve davalı taraf ticari defterlerine göre taraflar arasında borç alacak kalmadığı, hesabın sıfırlandığı, taraflar arasında 05.04.2019 tarihli sözleşme yapıldığı, fakat dosya içeriğinde sondaj derinliğinin ne kadar olduğuna dair Jeoloji uzmanı tarafından hazırlanıp Devlet Su İşlerine sunulan sondaj raporunun olmadığından yapılan sondajın kaç metre olduğunun bilinmediği, taraflar arasındaki sözleşmeye istinaden uzlaşılan birim fiyattan davacının davalıya fatura düzenlediği, davalının da bu faturaları kendi ticari defterlerini kayıt ettiği, davalı tarafından davacıya kesilmiş fiyat farkı veya iade fatura kaydının bulunmadığı, davalı tarafından davacıya keşide edilen faturaların sözleşmede yazılı olduğu üzere cezai şart olan 400 TL /metre olarak değil 500 TL / metre veya 550 TL / metre üzerinden fatura düzenlediği, davacı tarafından davalıya keşide edilmiş 17/09/2019 tarihli KDV tahakkuk toplamı 88.783,20 TL faturanın davalı ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, ayrıca davacı dava dilekçesinde 1.000 TL TİJ bedeli ve 1.000,00 TL bekleme bedeli olarak olmak üzere 2.000,00 TL tutarında ki faturayı keşide etmediği, bu faturanın davalı tarafından teslim alındığına dair faturada yer alan davalı taraf teslim alan imzası olmadığı ve iş bu faturanın davalıya posta ve ya kargo yolu ile davalıya tebliğ edildiğine dair bir belge bulunmadığını, bu tutarların hesaplamaya dahil edilmeden yapılması halinde tarafların birbirinden borç-alacak kalmadığı hesabın sıfırlandığı, davacı tarafından davalıya keşide edilen faturalarda tek faturada metre bilgisi olmadan yazıldığı, dığer faturalarda ise toplam 575,71 metreye ulaşıldığı tespit edilmiş olsa da dosya içeriğinde davacı tarafından yüklenilen sondaj işinin kaç metre gerçekleştiği konusunda dosya içeriğine sunulu sondaj raporu olmadığından hesaplamaların eksik olduğu yönünde kanaat bildirildiği görülmüştür.
Raporun taraflara tebliğ edildiği, davalı vekilinin rapora karşı beyan dilekçesi sunduğu, davacı tarafça rapora karşı herhangi bir beyanda bulunulmadığı görülmüştür.
Dosyada yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, davacı ile davalı şirket arasında 05/04/2019 tarihli Metre Bazında Sondaj Hizmetleri Sözleşmesi uyarınca davacının yüklenici sıfatını üstlendiği edimi yerine getirdiği ancak sözleşme uyarınca davalı şirket tarafından ödenmesi gereken bakiye bedelin ödenmediği iddiası ile iş bu davanın açıldığı görülmüştür.
Taraflar arasındaki hukuki ilişkinin eser ve hizmet sözleşmesinden kaynaklı sözleşme olduğu ve tarafların sözleşmenin varlığına ilişkin herhangi bir ihtilafın bulunmadığı anlaşılmıştır.
Davacı tarafça davalı adına düzenlenen faturaların gerek davacı gerekse davalı defterlerinde kayıtlı olup olmadığı hususunun denetlenmesi gerektiği, buna ilişkin olarak davacı defterlerinin dosyaya sunulmadığı ve kayıtların karşılıklı olarak denetlenmesini sağlayacak şekilde delillerin davacı tarafından dosyaya ibraz edilmediği görülmüştür.
Bilirkişi tarafından düzenlenen raporda, dava dosyası içindeki kayıtlar ve davalı defterleri üzerinde yapılan incelemeye ilişkin hususların gösterildiği, davalı tarafından yapılan ödemelerin liste halinde belirlendiği, buna göre davacı tarafça davalı için düzenlenen faturalara göre 5 adet faturanın kayıtlarda mevcut olduğu, davalı tarafından davacıya 347.33,00 TL ödeme yapıldığı, ödemeye ilişkin kayıtların dosyada da mevcut olduğu, buna göre davacı tarafından iddia edilen şekilde eksik ödeme yapıldığını gösterir bir kaydın tespit edilemediği, davalının TİJ bedeli ve bekleme bedeli talebi var ise de buna ilişkin olarak belirtilen bedelleri gösterir faturaların dosyada tespit edilemediği ve buna ilişkin edimin yerine getirildiğini ispatlar herhangi bir kaydın da mevcut olmadığı görülmüştür.
Davacı tarafça üstlenilen edimin yerine getirildiği ve talep edilen bedellerin ödenmediği iddiasında bulunulmuştur. Davalı tarafça yüklenilen işin karşılığı olarak düzenlenen ve davalıya teslim edilen fatura bedellerinin davacıya ödendiği ve bu faturalara karşılık eksik ödemenin tespit edilemediği anlaşılmıştır.
Davacı tarafın sözleşme gereği yapılmadığını iddia ettiği ödemeler yönünden kendi edimini de yerine getirdiğini gösterir delillerin dosyaya sunması gerektiği gibi bu bedelin hakedildiğini gösterir kayıtlarında tespitini sağlar açıklamaların dosyada bulunmadığı anlaşılmıştır.
Tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde, davacı tarafça davalının eksik ödeme yaptığına ilişkin iddiasının dosyada ki mevcut delil durumuna göre ispatlanamadığı, davalı kayıtlarında gösterilen fazla ödemenin başka bir hukuki ilişki ve edime ilişkin olduğunu gösterir herhangi bir kaydın da dosyada tespit edilemediği, yapılan ödemenin iş bu sözleşmeye istinaden davacıya yapıldığının kabulü gerektiği, bu haliyle davanın reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmış, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
Davanın REDDİNE,
Peşin alınan harcın red harcına mahsubu ile bakiye 2.498,01 TL’nin karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Davalı kendisini vekille ile temsil ettirdiğinden vekilin harcadığı emek ve mesaiye karşılık 23.650,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunun mad.18/A-13 hükmü uyarınca dava şartı arabuluculuk ücreti olan ve tarafların anlaşamamaları nedeni ile Adalet Bakanlığı Bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL’nin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
Karar kesinleştiğinde kalan gider avansının yatıran taraflara iadesine,
Dair karar, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvuru yolu açık olmak üzere davalı vekilinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 11/10/2022

Yazman …
e-imza

Yargıç…
e-imza