Emsal Mahkeme Kararı İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/367 E. 2022/260 K. 10.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/367
KARAR NO : 2022/260

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 02.12.2016
KARAR TARİHİ : 10.03.2022

Mahkememizde görülen Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı … vekilinin 02.02.2016 harç tarihili İzmir 2. Tüketici Mahkemesinde açmış olduğu davada dava dilekçesiyle; Davalı …’nin maliki olduğu dava dışı ehliyetsiz …’nın sevk ve idaresindeki ……. plakalı aracın 22.07.2015 tarihinde …’in sevkindeki motosiklet ile karıştığı trafik kazasında …’in vefat ettiği, …’in mirasçıları tarafından müvekkili şirkete başvurulması ile destekten yoksun kalma tazminatı olarak 140.748,55 TL ödemenin 16.09.2015 tarihinde yapıldığı, müvekkili şirketin ZMMS genel şartlar B.4.b maddesi kapsamında sigortalı aleyhine rücu hakkına sahip olduğunu aracın ehliyetsiz sürücü tarafından kullanılması kaynaklı olması nedeniyle davanın açılmak zorunda kaldığını belirterek 140.748,55 TL nin 16.09.2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Vekillerinin 20.01.2017 tarihli cevap dilekçesinde; davanın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu müvekkilin maliki olduğu ………….. plakalı aracın 22.07.2015 tarihinde ölümlü trafik kazasına karıştığı, ancak müvekkilin herhangi bir kusuru olmadığını, aracın sürücüsünün salt ehliyetsiz olmasının tek başına kazaya sebebiyet vermediğini, Menderes 3. Asliye Ceza Mahkemesinin ……..Esas ……. Karar sayılı dosyasında vefat eden …’in aşırı hızlı seyretmesi ve kask kullanmamasının ölüme sebebiyet vermesinin belirlendiği, illiyet bağının kesildiğini davacı … şirketinin sigortalısı olan davalı müvekkile rücu edebileceği tazminat miktarı belirlenirken, sigortalı araç sürücüsünün kusur oranının da dikkate alınması gerektiği, sigorta şirketinin sürücünün kusuru oranı ile sınırlı olarak rücu hakkını kullanabileceğini belirterek davanın reddini istemiştir.
Davacı vekilinin 20.03.2017 tarihli replik dilekçesinde; Davalı tarafın kusur miktarına itiraz etmiş olmasının haksız olduğunu, kaza sonrasında düzenlenen tespit tutanağında sürücü dava dışı …’nın 2918 sayılı kanunun m.84 yazılı asli kusurlarda “kavşaklarda geçiş önceliğine uymamak” ve diğer kusurlardan olan m.53/1-B deki “sola dönüş kuralına riayet etmeme” kurallarını ihlal ettiğinden birinci dereceden kusurlu olduğunu, diğer araç sürücüsünün ise m.52/1-a gereği ikinci dereceden kusurlu olduğu, dava dışı sürücünün asli kusuru nedeniyle karşı araç sürücüsünün vefat ettiğini, bu nedenle mirasçılarına DYK tazminatı ödendiğini ve bu ödeme yapılırken sürücülerin kusurlarının dikkate alındığını ZMMS genel şartlar 4/b maddesine göre ehliyetnameye sahip olmayan kimselerin araç sevk etmesi halinde doğan zararın sigorta ettirenden tazminine ilişkin olduğu, dosyada ehliyetsiz araç kullanma nedeniyle rücu hakkının gerçekleştiği, ancak aracı ehliyetsiz kullanan kişinin kusuru nedeniyle rücu hakkının kullanıldığı belirterek davanın kabulünü talep etmiştir.
Dava; Sigorta sözleşmesine dayalı olarak açılan rücuen tazminat davasıdır
Tarafların delilleri toplanmış ve değerlendirilmiştir.
Ekspertiz raporları, sigorta poliçesi, fotoğraflar, ibraname, Menderes 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/516 Esas 2016/322 Karar sayılı dosyası, ZMMS poliçesi trafik kaza tespit tutanağı ödeme dekontu incelenmiş ve değerlendirilmiştir.
İzmir 2. Tüketici Mahkemesi ………Esas sayılı …….. Karar sayılı dosyasında yaptığı yargılamada keşif ve bilirkişi incelemesi ile, bilirkişi ……….’ndan aldığı 16.06.2017 tarihli raporda; ehliyetsiz davalı sürücü …’nın idaresindeki …….. plakalı traktörün kontrolsüz kavşağa hızla girdiği ve kavşakta seyretmekte olan …’in idaresindeki Mondial marka tescilsiz motosiklete geçiş üstünlüğü tanımayarak önüne çıktığı, önünü kapatarak hareket alanını daralttığı ve 2918 sayılı kanun m.53/b, 84/h ve yönetmeliğin 109/b-8 hükümlerini ihlal ettiğinden %65, motosiklet kullanan yetersiz sürücü belgesi bulunan …’in de kask takmadan hareket etmesi ve hızla kavşağa girmesi nedeniyle 2918 sayılı kanun m.78/b, m.52/a gereğince %35 oranında tali kusurlu olduğu, … mirasçılarına davacı … şirketinin 16.09.2015 tarihinde destekten yoksun kalma tazminatı olarak 140.748,55 TL ödediği yapılan hesaplamaya göre hak sahipleri ve destekten yoksun kalma süreleri nazara alındığında, mirasçıların toplam destekten yoksun kalma tazminat alacağının 246.106,96 TL olarak tespit edildiği, müteveffanın %35 oranında kusur indirimi yapılması ile, ……… plakalı traktör sürücüsünün kusuruna mütenasip olarak sorumluluğunun 159.969,52 TL olduğu, 2918 sayılı Kara Yolları Trafik Kanunu m.91 gereği ZMMS’nin zorunlu olması nedeniyle, sigortacının ödemekle yükümlü olduğu yaralanmalarda, sürekli/geçici işgörememezlik zararları, tedavi giderleri, maddi hasarlar ve ölümlerde DYK ile cenaze giderlerinin sigorta şirketi tarafından trafik sigortası kapsamında ödendiği, sigortanın 2015 yılında teminat limitinin 290.000,00 TL olduğu, yine Kara Yolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlar …4’de yer aldığı üzere ehliyetnameye sahip olmayan kimseler tarafından araçların sevk edilmesi halinde, sigortacının sigorta ettirene ödemiş olduğu zararı rücu edebileceğinin yer aldığı, ………. plakalı aracın sürücüsü …’nın sürücü belgesinin bulunmadığı bu nedenle, sigorta şirketinin kendi akidi olan sigorta ettirene rücu edebileceği, yapılan ödemenin de sigorta limiti içerisinde usulüne uygun olduğundan 140.748,55 TL’nin 16.09.2015 tarihinden itibaren avans faizi ile tahsiline karar verilebileceğini belirttikleri, bu rapora karşı davalı vekilinin 14.07.2017 tarihinde kusur oranına itiraz ederek itirazda bulunduğu, mahkemenin rapor aldıktan sonra 19.10.2017 tarihli kararı ile davanın traktörün mesleki amaç dışında kullanılmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu belirterek, davacının aracını meslek amaçlı kullandığını bahisle, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında kalmadığı gerekçesi ile HMK m.114/1-c ve 115/2 gereğince görevsizlik kararı ile davanın usulden reddine karar verdiği, bu kararın 21.12.2017 tarihinde kesinleştiği, davacının süresi içerisinde tahrik dilekçesi vererek dosyanın mahkememize gönderilmesini talep ettiği belirlenmiştir.
Davacı tarafın Mahkememize gönderilen dosyadaki bilirkişi raporuna itirazı yerinde görülmemiş olup yeniden rapor alınması yoluna gidilmemiştir.
Usül ve yasaya uygun bilirkişi raporu kabul edilerek davacının sigorta ettireni ve sigortalısı olan …’ye ait ……..plakalı traktörün olay tarihi olan 22.07.2015 tarihinde bilirkişi raporunda da yer aldığı üzere Kuşadası istikametinden Menderes istikametine giden yol üzerinde kavşağa kontrolsüz olarak çıktığı, böylece 2918 sayılı Kanun m.53/b, 84/h ve Yönetmeliğin 109/b-8 hükümlerini ihlal ettiği %65 kusurlu olduğu, diğer kazaya karışan ve kontrolsüz ve hızlı olarak kavşağa giren kaskı bulunmayan sürücü, müteveffa …’in ise %35 oranında kusurlu olduğu, belirlenen kusur oranının yapılan tespite ve daha önce yapılan aktüerya incelemesine uygun olduğu, Menderes Asliye Ceza Mahkemesinden alınan tarihli raporda da, sürücülerin kusurlarının belirlendiği, mahkememizce bu kusur oranının yerinde olduğu tespit edilmekle yeniden bilirkişi raporu alınmamıştır. Davacı … şirketinin yapmış olduğu ödemenin de destekten yoksun kalma tazminatı olarak mirasçılara bilirkişi raporunda belirlendiği üzere davalının kusur oranı kapsamında ve bunun içerisinde kaldığı (159.969,52 TL olarak tespit edilen destekten yoksun kalma tazminatı) ve ZMMS Genel şartlar b.4’e göre aracın kendi rızası ile ehliyetsiz sürücü …’na veren sigorta ettiren ve sigortalı olan …’nin sigorta şirketinin ödemek zorunda kaldığı destekten yoksun kalma tazminatından sorumlu olduğu tespit edilerek bu ödeme tarihi olan, 16.09.2015 tarihinden itibaren davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Bu karar davalı … tarafından istinaf edilmekle İzmir BAM 20 HD’nin 29.04.2021 tarihli kararıyla kaldırılmıştır. Kaldırma gerekçesinde “…Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle, kaza tespit tutanağında davalı …’ ye ait römorklu ……. plakalı traktör sürücü belgesiz ………….’ın, sola dönüş kurallarına riayet etmemek ve kavşaklarda geçiş önceliğine uymamaktan asli kusurlu, motorsiklet sürücüsü yetersiz sürücü belgeli müteveffa …’in kavşaklara yaklaşırken hızını azaltmamaktan tali kusurlu olduğu ve müteveffa …’in kask takmadığının belirtilmesine, mahkemece kusur oranının belirlenmesi yönünden aldırılan ve hükme esas alınan kusur bilirkişi raporunda davalı …’ ye ait römorklu ………. plakalı traktör sürücü belgesiz …’ ın, sola dönüş kurallarına riayet etmemek, kavşaklarda geçiş önceliğine uymamaktan % 65 oranında asli kusurlu, motorsiklet kullanmaya yetersiz belgeli müteveffa sürücü …’in, motorsiklet sürücülerinin koruma başlığı ve gözlüğü kullanma ve bulundurma zorunluluğuna uymamak ve kavşaklara yaklaşırken hızlarını azaltmak zorunluluğuna uymamaktan %35 oranında tali kusurlu belirtilmesine göre kaza tespit tutanağı ile mahkemece alınan kusur bilirkişi raporu birbirini teyit ettiği ve dosya kapsamına uygun olduğunun anlaşılmasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışında kalan sair istinaf tirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 52. (818 sayılı BK 44.) maddesine göre zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hakim, tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir.
Müterafik kusur indiriminde her somut olayın özelliğine göre olayın meydana geliş tarzı ve zararın artmasında zarar görenin kusurlu davranışının sonuca etkisi değerlendirilerek uygun oranda bir indirim yapılmasını gerektirir ve zarar görenin müterafik kusurunun tespiti halinde TBK.nun 52.maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır.
2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve trafik mevzuatı uyarınca sürücü ve yolcuların araçların kullanılması sırasında koruyucu tertibatları kullanması zorunludur. Araçlarla gerek sürücü gerekse de yolcu olarak seyir halinde iken zorunlu olan koruyucu ekipmanların kullanılmaması zararın doğmasına veya artmasına sebebiyet veren etkenlerdendir. Özellikle de motorsiklet gibi bir araçla seyir halinde iken mevzuata göre sürücülerin takmak zorunda olduğu koruma başlığı (kask) hayati öneme sahiptir. Bu nedenle ilgili şahsın kaza anında kasksız olduğunun anlaşılması halinde müterafik kusuru bulunduğundan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 52. maddesi gereğince tazminattan indirim yapılıp yapılmaması gerektiği hususu değerlendirilmelidir.
Somut olayda; desteğin davaya konu kaza neticesinde, genel beden travmasına bağlı kafatası kubbe ve kaide kemik kırıkları, travmatik beyin kanaması, her iki akciğer, karaciğer ve sağ böbrek yaralanması sonucu vefat ettiği dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 52. (818 sayılı BK 44.) maddesi gereğince motorsiklette sürücü konumunda olan murisin kask takmadığından zararın ağırlaşmasına neden olduğundan dolayı zarar görenin müterafik kusuru sebebiyle Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’ nin yerleşik uygulamalarına göre %20 oranında indirim yapılması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Ayrıca, ”…Gerçek zarar miktarı; hak sahiplerinin ve desteğin olay tarihindeki bakiye ömrü esas alınarak aktif ve pasif dönemde elde edeceği kazançlar toplamından oluşmaktadır. Desteğin veya hak sahiplerinin bakiye ömürleri daha önceki yıllarda Fransa’dan alınan 1931 tarihli “PMF” cetvelleri ile saptanmakta ise de; Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölümü, BNB Danışmanlık, Marmara Üniversitesi ve Başkent Üniversitesi’nin çalışmalarıyla “TRH 2010” adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” hazırlanmış olup, Sosyal Güvenlik Kurumu’nca da ilk peşin sermaye değerlerinin hesabında anılan tabloların uygulanmasına geçilmiştir. Gerçek zarar hesabı özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Bu durumda diğer kurumlar ile Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve yine bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içermesi de göz önüne alındığında, Dairemizce de tazminat hesaplarında bakiye ömrün belirlenmesinde TRH 2010 tablosunun esas alınmasının güncellenen ülke gerçeklerine daha uygun olacağına karar verilmiştir…” yönündeki Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’ nin 14.01.2021 tarih ve …….. Esas …….. Karar sayılı İlamı da dikkate alınarak aktüer bilirkişiden TRH 2010 yaşam tablosu ve %1,8 teknik faiz uygulanarak tarafların kazanılmış hakları da göz önünde bulundurularak taraf ve yargı denetimine elverişli, açık ve ayrıntılı hesap bilirkişi raporu alınarak sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken mahkemece PMF 931 yaşam tablosu esas alınarak ve kaza tarihi olan 22.07.2015 tarihinde müteveffa sürücünün geride sağ ve yasal mirasçı olarak eşi ………..r adında 3 çocuğunu bırakmasına rağmen müteveffanın kazadan ve vefatından önce 09.05.2014 tarihinde vefat eden oğlu Baran’ ın sağ olarak hesaplamaya dahil edilmesi ile Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarına göre, sağ kalan eşin olay (haksız fiil) tarihindeki yaşı, çocuk sayısı, sosyal yaşantısı ve ekonomik durumu göz önünde bulundurularak olay tarihinde 35 yaşında olan müteveffanın eşi Zübeyde için AYİM tablosuna göre kaza (ölüm) tarihindeki evlenme ihtimali %17 olarak belirlenerek evlenme oranının her bir çocuk için 5 birim olmak üzere toplam 3 çocuk için 15 birim indirim yapılması gerekirken toplam 4 çocuk üzerinden indirim yapılarak düzenlenen eksik ve hatalı hesap bilirkişi raporuna dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf itirazlarının kısmen kabulü ile 6100 sayılı HMK’nın 353/(1).a.6 maddesi gereğince kararın kaldırılmasına, davalı vekilinin yerinde görülmeyen sair istinaf itirazlarının reddine karar verilmiştir.…” gerekçesiyle mahkememiz kararı kaldırılmıştır. Kaldırma kararı kapsamında müteveffa sürücü …’in motorsiklete binerken kask takmaması neticesinde zararın ağırlaştırılmasına sebebiyet verdiği ve bu fiili nedeniyle %35 oranında kusurlu olduğu tespit edilmekle müterafik kusurlu olduğu kabul edilerek tazminat miktarında %20 indirim yapılması gerektiği tespit edilmiştir. Yine kaldırma kararı kapsamında gerçek zararın tespiti açısından PMF cetvellerinin Yargıtay 17. HD’nin 14.01.2021 tarih 2020/2598 E – 2021/34 K sayılı kararıyla artık uygulanması mümkün olmadığı ve TRH2010 yaşam tablosu ve 1.8 teknik faiz uygulanarak tarafların kazanılmış hakları da göz önünde bulundurularak (davalı tarafın kararı istinaf etmesi, davacının ise istinaf etmediği gözetilerek) bilirkişilerden yeniden rapor alınmasına karar verilmiş ve bu rapora göre sağ kalan eşin yaşı, çocuk sayısı, sosyal yaşantısı, ekonomik durumu göz önüne alınarak ölüm tarihinde 35 yaş olan Zübeyde’nin AYİM tablosuna göre kazada evlenme ihtimalinin %17 olarak belirlendiği, her bir çocuk için 5 pirim olmak üzere toplam 3 çocuk için 15 pirim indirim yapılması gerekirken 4 çocuk üzerinden indirim yapılmasının da hatalı olduğundan bilirkişiler Saim Narin ve …………’dan yeniden rapor alınmıştır.
Bilirkişilerden alınan 25.11.2021 tarihli raporda İzmir BAM 20. HD nin ………..K sayılı 29.04.2021 tarihli kararı dikkate alınarak davacının müterafik kusurlu olduğu belirlenen tazminatta %20 indirim yapılması gerektiği ayrıca müteveffa sürücü geride kalan eşi Zübeyde ile çocukları …….. hesaba dahil edilerek yapılan incelemede davalı … Cevizlinin adına bulunan ……….plakalı aracın ……………… Sigorta tarafından 09.12.2014/2015 döneminde sigortalandığı, ölüm teminatının kaza tarihi itibari ile 290.000 TL olduğu, zarar görenlerin sigorta şirketlerine başvurması ile 16.09.2015 tarihinde hak sahiplerinden Zübeyde Tekeşe 98.516,13 TL, ……….’e 10.506,90 TL … 14.230,77 TL, Yağmur Tekeşe 17.494,75 TL toplam 140.748,55 TL ödendiği, BAM kararına göre %65 haklılık oranı üzerinden davacılar zararından %20 müterafik kusur indirimi yapıldığını, hesaplamanın Anayasa Mahkemesinin 2019/40 Esas – 2019/40 Karar sayılı kararına göre TBK m. 55 hükümleri ve yerleşik Yargıtay kararları dikkate alınarak ulusal TRH2010 yaşam tablosu kullanılarak %10 artış %10 iskonto esasına dayanan prograsif rant yöntemine göre hesaplama yapılması gerektiği sigortacının TRH2010 yaşam tablosu ve 1.8 teknik faiz hesabına göre devrebaşı ödemeli süreli rant yöntemine göre ödeme yaptığı, Muris ……….’in vefat etmeme halinde eşine ve hayatta olan ……….isimli 3 kız çocuğuna destek olacağı ayrıca annesi … ve babası Muhittin Tekeşe de destek olacağını, bunlara da destek payı ayrıldığını destek süresinin TRH2010 +/- %10 hesabına göre murisin yaşam süresi ve mirasçıların yaşam süresi ve destek payları dikkate alındığında eşin (Zübeyde Tekeş) destekten yoksun kalma zararın hesaplandığında %35 kusur indirimi ve %20 müterafik kusur indirimi yapıldığında 99.917,96 TL, küçük … yönünden destekten yoksun kalma zararının %35 kusur indirimi ve %20 müterafik kusur indirimi yapıldığında 17.483,09 TL, küçük … yönünden destekten yoksun kalma zararının %35 kusur indirimi ve %20 müterafik kusur indirimi yapıldığında 12.747,19 TL, küçük …yönünden destekten yoksun kalma zararının %35 kusur indirimi ve %20 müterafik kusur indirimi yapıldığında 19.602,44 TL olduğu, böylece toplam alacağın 141.376,79 TL olarak hesaplandığı, sigorta şirketi de kendilerine 140.748,55 TL ödediğinden gerçek zararla uyumlu olduğu, TRH2010 yaşam tablosu ve 1.8 teknik faiz hesabına göre ise destekten yoksun kalma hesabı yapıldığında eşin (………….) destekten yoksun kalma zararın hesaplandığında %35 kusur indirimi ve %20 müterafik kusur indirimi yapıldığında 61.313,60 TL, küçük … yönünden destekten yoksun kalma zararının %35 kusur indirimi ve %20 müterafik kusur indirimi yapıldığında 8.281,47 TL, küçük … yönünden destekten yoksun kalma zararının %35 kusur indirimi ve %20 müterafik kusur indirimi yapıldığında 11.836,95 TL, küçük …yönünden destekten yoksun kalma zararının %35 kusur indirimi ve %20 müterafik kusur indirimi yapıldığında 15.608,25 TL olduğu, böylece toplam alacağın 98.040,27 TL olarak hesaplandığı, sigorta şirketinin DYK tazminatı olarak zarar görenlere 140.748,55 TL ödediğinden ödemenin gerçek zarardan fazla olduğu, sigorta şirketinin yapmış olduğu ödemede aktüerya bilirkişisinin aynı yöntemi kullanmakla birlikte araç sürücüsünün %65 değil %75 kusurlu olarak kabul edildiği ve %20 müterafik kusur indirim yapılmadığından farkın ortaya çıktığı, belirtilmiştir.
Bu rapora karşı davacı vekilinin 20.01.2022 tarihli beyan dilekçesinde müterafik kusur indiriminin trafik bilirkişisi tarafından incelenmesi, bilirkişi incelemesi yapılarak belirlenmesi gerektiğini, talep etmiştir.
Bu rapora karşı davalı vekilinin 17.01.2022 tarihli beyan dilekçesinin İzmir BAM 20. HD nin bozma kararına istinaden yapılan bilirkişi incelemesinde raporda tavan zarar hesabının yapılmadığı, …’in aşırı hız yapması ve kask takmamasının ölüm meydana getirdiğini, bu nedenle davacı … şirketinin davalı kayıt malikine rücu hakkına bulunmadığına davanın reddi gerektiği, aynı zamanda fazla ödenen bedel (43.708,28TL nin) yönünden davanın reddini gerekmiştir.
Mahkememizce İzmir BAM 20. HD’nin kaldırma kararı doğrultusunda muris …’in ölümü ile geriye kalan ………in muristen önce öldüğü dikkate alınarak eşi Zübeyde kızları Berivan, Sudenaz ve Yağmur için hesaplanan destekten yoksun kalma tazminatının Yargıtayın yerleşmiş içtihatları ve TBK m. 55e göre Ulusal TRH2010 yaşam tablosu +/- iskonto esasına dayanan prograsif rant yöntemiyle yapılan hesaplamada, yine İzmir BAM 20. HD kaldırma kararı dikkate alınarak %20 müterafik kusur indirimi yapıldığında davacı şirketinin alacağının yapmış olduğu ödeme miktarı olan 140.748,55 TL nın üstünde olduğu, yani sigortalının alması gereken tazminatın 141.376,79 TL olarak hesaplandığı, buna göre davacı … şirketinin yapmış olduğu ödemenin Yargıtayın yerleşmiş içtihatlarına uygun olarak TRH2010 yaşam tablosu +/- iskonto esasına dayanan prograsif rant yöntemine göre yapılması gerekli ödemeyi karşıladığı tespit edildiğinden, bu miktarın davalıdan tazminine karar vermek gerekmiştir.
Davalı tarafın yeniden bilirkişi incelemesi yapılması ve %20 müterafik kusurun değerlendirilmesi talebi dosyadaki mevcut delillere göre yapılması gerekli olmadığı, ölüm sebebinin ve meydana gelen sonuca göre ölenin kask takmamasının bu sonucu doğurduğu belirlendiğinden DYK tazminatında %20 indirim yapılması gerektiği tespit edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan sebeplerle;
Davacının davasının kabulü ile,
140.748,55 TL tazminatın 16.09.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davacının diğer taleplerinin reddine,
Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 9.614,53 TL harcın davacı tarafça yatırılan 2.403,64-TL harçtan mahsubu ile bakiye kalan 7.210,89-TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
Davacı tarafça yapılan 29,90-TL başvurma harcı, 2.403,64-TL peşin harç, 230,00-TL posta/tebligat masrafı, 1.850,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 4.513,54‬-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı kendini bir vekil ile temsil etmiş olduğundan kabul edilen miktar üzerinden AAÜT m.13/1 gereği hesaplanan 17.321,11-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak vekili lehine davacıya verilmesine,
HMK m. 333 gereği gider avansından artanın kararın kesinleşmesi ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı ve gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 10/03/2022

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza