Emsal Mahkeme Kararı İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/328 E. 2022/178 K. 18.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/328
KARAR NO : 2022/178

DAVA : Tespit
DAVA TARİHİ : 18/05/2021
KARAR TARİHİ : 18/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin Mahkememize sunduğu 18/05/2021 tarihli dava dilekçesi ile;
Davacının rent a car işi yaptığını, davacıya ait … plakalı aracın kazaya karışmasından önce davacıya ait tüm araçlar da davalı sigorta şirketi nezdinde sigortalandığını, dava konusu kazada sigorta şirketinin personelleri tarafından yapılan inceleme neticesinde meydana gelen kazanın sürücülerinin beyan edilenden farklı olduğuna dair bir subjektif görüş oluştuğunu ve sıgorta şirketi de iş bu subjekif görüş yüzünden hasar tazminatı ödemesini reddettiğini, konu ile alakalı olarak davacı tarafça dava açılmış olup hasar tazminatının ödenmesi konulu davanın İzmir 2. Asliye Ticaret Mah. …/… Esas numarası ile derdest olduğunu, yine söz konusu kazadan sonra davalı sigorta şirketinin davacıya ait tüm araçlardaki kasko poliçelerini tek taraflı olarak feshettiğini, bu noktaya kadar olayda bir sorun yokken, davalının davacının bilgilerini SİSBİS sistemine girmesi neticesinde davacıya ait tüm sigorta şirketleri nezdinde kara İisteye alındığının görüldüğünü, başka bir anlatımla, henüz yargılaması davacı lehine devam eden davaya konu bir olay sebebi ile davacının SİSBİS denilen sisteme kaydedildiğini ve hiçbir aracına kasko poliçesi kestiremeyecek pozisyona düştüğünü, davacının sigorta poliçesi kestirmek üzere … Sigorta Aracılık Hizmetleri Ltd. Şti.’den teklif almak istediğini, gelecek teklifleri bekleyen davacıya acente tarafından 12/02/2021 tarihinde verilen cevapta SİSBİS kaydı bulunduğu gerekçesi ile hiçbir aracına kasko poliçesi teklifi verilemediği beyan edildiğini, bu cevap ile ortadaki keyfiyet davacı tarafından öğrenildiğini, 17/02/2021 tarihinde SİSBİS kaydının kaldırılması için Karşıyaka … Noterliği’nin … yevmiye numaralı ihtarnamesi keşide edildiğini, ihtarname davalı şirkete tebliğ edilmiş ise de davalı tarafından herhangi bir cevap verilmediği gibi ihtarnamedeki taleplerin hiçbirinin yerine getirilmediğini, Sigorta Suistimalleri Bilgi Paylaşım Sistemi’ne müsaade eden yönetmelik, Yanlış Sigorta Uygulamalarının Tespiti, Bildirimi; Kaydı Ve Bu Uygulamalarla Mücadele Usul Ve Esasları Hakkında Yönetmelik’tir. Bu yonetmelıge göre; “Bildirim yükümlülüğü Madde 11 (1) Sigorta şirketleri yanlış sigorta uygulaması şüphesi nedeniyle tazminat talebini reddettiklerinde durumu ilgiliye yazılı olarak bildirmek ve Merkezde bu amaçla hazırlanan veri tabanına işlemek zorundadırlar.” hükmünün olduğunu, Sigorta şirketinin kuvvetle muhtemel SİSBİS kaydını bu sebeple işlediğini iddia edecekse de, bu maddenin kişilerin, kurumların keyfe keder SİSBİS kaydı işlemesine olanak tanıdığı düşünülmemesi gerektiğini, zira, hukukumuzun temel ilkeleri dürüstlük kuralı ve iyi niyet karinesi çerçevesinde düşünüldüğünde davacının herhangi bir suistimale sebebiyet verip vermediğinin ispat yükü yine bu kaydı işleyen üzerinde durduğunu, davacının rent a car işi yaptığından ötürü araçlarını an itibari ile kaskosuz kullandırmakta olup bu durumun, davacının işini düzgün bir şekilde sürdürebilme hakkını elinden aldığını, şayet Mahkememizce de bu yönetmelik hükmünün lafzi “yorumlanacağına kanaat getirilirse, mülkiyet hakkı ve çalışma hürriyetinin ihlali gerekçesi ile Anayasa’ya aykırılık iddiası ile Anayasa Mahkemesi’ne başvuru yapılmasını talep ettiklerini, öte yandan, davalı sigorta şirketi tarafından, olayda sürücü değişikliği bulunduğu iddia edilmekteyse de davacının Rent A Car işi yapmakta olduğunu, kesilen kasko poliçesi de Rent A Car Kasko Poliçesi olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydı ile sigorta şirketinin iddiasını göre suistimal aracı kiralayan kişinin yine 3. Bir kişiyle değiştirilmesi suretiyle olduğunu, bu noktada davacının sigorta suistimali yaptığından bahsedilemeyeceğini, zira bu durumda suistimali gerçekleştiren dava dışı sürücü/aracı kiralayan “kişiler olduğunu, sigorta şirketinin bu iddiasının davacı ile alakalı olmadığını, sürücü değişikliğinin iddiası bir suistimali olmadığını, suistimal, salt sigorta bedelini alabilmek için yapılan işlem olduğunu, ancak bu noktada sigorta şirketinin de kabulünde olduğu üzere kazanın: olup olmadığı gerçekliği hususlarında ihtilaf olmadığını, bir diğer hususun şayet davalı tarafından kati suretle sürücü değişikliği yapıldığı tespit edildi ise TCK 158/K gereği suç duyurusunda bulunulup bulunulmadığının, zira yönetmelik ile getirilen suistimal bildirme yükümlülüğü aynı şekilde Türk Ceza Kanunu’nda da bir vatandaşlık görevi olarak düzenlendiğini ve TCK 278 – Suçu Bildirmeme Suçu olarak kendisinde yer bulduğunu, sigorta şirketinin yönetmeliğe uyup, Türk Ceza Kanunu’na uymaması düşünülemeyeceğinden ötürü bu şekilde bir suç duyurusunda bulunulup bulunulmadığının araştırılmasının gerektiğini, Bu hususun sigorta şirketinin keyfi uygulamasının davacının hakları için yasal işlem başlatabılmek adına zorunlu dava şartı Arabulucuğa başvurulduğunu, anlaşmaya varılamadığını, davalı sigorta şirketi tarafından haksız şekilde işlenen SİSBİS kaydından kaynaklı mağduriyetin büyümemesi – için yargılama sürecinde tedbiren sisbis kaydının kaldırılmasına, davanın kabulü ile Sigorta Suistimalleri Bilgi Paylaşım Sistemi’ne işlenen kaydın kaldırılması gerektiğinin tespitine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasını talep ve dava ettiği görülmüştür.
Dava dilekçesinin davalı şirkete tebliğ edildiği, davalı vekili tarafından dosyaya sunulan 26/07/2021 tarihli dilekçe ile davanın reddinin istendiği davacı tarafın doğru ihbar yükümlülüğünü yerine getirmediği, yanlış sigorta uygulamalarının tespiti, bildirimi, kaydı ve bu uygulamalarla mücadele usul ve esasları hakkında yönetmeliğe göre davacının eyleminin yanlış sigorta uygulamaları durumu içinde kaldığı, yönetmelik hükümleri gereğince sigorta şirketinin şüpheli gördüğü tüm kayıtları Merkez Veri Tabanına işlemek zorunda olduğunu, iddianın aksine keyfi bir uygulama olmadığını, sigorta şirketlerinin sözleşme serbestisi gereği poliçe düzenleyebileceklerini beyan ettiği görülmüştür.
Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezine müzekkere yazılarak davacıya ait aracın Tramer kaydı ve kazaya ilişkin kayıtlar ile davalı sigorta şirketi nezdinde düzenlenen poliçe ve hasar dosyasının celp edilerek dosyamız içine alındığı görülmüştür.
İzmir 2 Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …/… Esas sayılı dosyasının Uyap üzerinden celp edilerek dosyamız içine alındığı görülmüştür.
Dosyanın yapılan incelemesinde ; Dosyamız davacısı … olduğu, davalının dosyamız davalısı Sigorta Kooperatifi olduğu, davacı adına kayıtlı … plakalı aracın 04/06/2020 tarihinde karıştığı trafik kazasından kaynaklı olarak meydana gelen hasar tazminatının Kasko poliçesini düzenleyen davalı Sigorta şirketinden tazmini isteminde bulunulduğu, yargılamanın devam ettiği anlaşılmıştır.
Yargılama devam ederken, davacı vekili tarafından 07/02/2022 tarihli feragat beyanı içerir dilekçenin dosyaya sunulduğu, vekaletnamenin yapılan incelemesinde davadan feragat yetkisinin olduğu görülmüştür.
Dosyada yapılan yargılama ve toplanan delilere göre; her ne kadar davacı tarafça davacıya ait aracın karıştığı kaza sonrası bildirim yükümlülüğünün yanlış kullanıldığı iddiası ile davalı kooperatif tarafından SİSBİS kaydının işlendiği ve bu işlem sonrası oluşan kaydın kaldırılması istemi ile Mahkememiz nezdinde iş bu davanın açıldığı görülmüş ise de davacı tarafça yargılama sırasında verilen dilekçe ile davadan feragat beyanında bulunulduğu, feragat beyanının davayı sona erdiren sebeplerden olduğu, bu hali ile davanın feragat nedeni ile reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmış aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
Davanın FERAGAT NEDENİ İLE REDDİNE,
Peşin alınan harcın red harcına mahsubu ile 21,40 TL red harcının davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden vekilin harcadığı emek ve mesaiye karşılık karar tarihi itibari ile yürürlükte bulunun A.A.Ü.T.’ne göre 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunun mad.18/A-13 hükmü uyarınca dava şartı arabuluculuk ücreti olan ve tarafların anlaşamamaları nedeni ile Adalet Bakanlığı Bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL’nin davada haksız çıkan davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
Davalı Arabuluculuk faaliyeti sırasında kendisini vekille temsil ettirdiğinden vekilin harcadığı emek ve mesaiye karşılık A.A.Ü.T mad. 16/2-c hükmü uyarınca 9.00,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Karar kesinleştiğinde artan gider avansının davacıya iadesine,
Dair karar, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvuru yolu açık olmak üzere tarafların yokluğunda usulen anlatıldı.18/02/2022

Yazman …
(e-imza)

Yargıç …
(e-imza)