Emsal Mahkeme Kararı İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/324 E. 2021/609 K. 14.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/324 Esas
KARAR NO : 2021/609

DAVA : Tazminat (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/05/2021
KARAR TARİHİ : 14/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı şirket arasında 21/07/2016 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere Acentelik Sözleşmesi akdedildiğini, müvekkili şirketin 21/07/2016 – 17/10/2019 tarihleri arasında davalı … şirketinin yetkili acentesi olarak faaliyet gösterdiğini, müvekkilinin bu güne kadar düzenli bir çalışma gösterdiğini, basiretli tacir sıfatına uygun çalışmalarını sürdürdüğünü, davalının yükselişine katkı sağladığını, geniş bir portföye hitap ettiğini, davalı tarafından müvekkili şirkete kesmiş olduğu poliçe türüne göre komisyon ödendiğini,
performansı yerinde olan müvekkili şirkete davalının acentelik sözleşmesini 3 ay önceden bildirerek hiç bir açıklama yapmadan ekranlarını kısıtladığını ve 3 aylık süre sonunda da sözleşmenin haksız ve hakkaniyete aykırı olarak feshedildiğini, bu fesihi Üsküdar … Noterliği’nin 17/10/2019 Tarihli, … yevmiye no’lu ihtarname göndererek yaptığını, Türkiye’de sigorta aracısının/acentesinin sigortalı arasındaki ilişki ana firmaların tüm olumsuzluklarına rağmen son derece sıkı olduğunu, davalının davacının feshinden kaynaklanan zararlarını karşılamak zorunda olduğunu, davalının müvekkilinin elektronik ekranını kapatması basiretli tacir sıfatı ile bağdaşmadığını müvekkili şirketin yaptığı üretimlerin yıllarına ilişkin üretim listesi ve aldığı komisyonun müvekkili şirket kayıtlarında mevcut olduğunu, müvekkilinin davalıya da hiçbir borcu bulunmadığını, davacı ile davalı arasında akdedilen acentelik sözleşmesinin haksız sebebe dayalı olarak tek taraflı fesih edilmesi sebebiyle; H.M.K.’nun 107. maddesi gereğince; fazlaya ilişkin talep, artırım, dava ve tazminat hakkı saklı kalmak kaydıyla, 100,00-TL denkleştirme tazminatının 17/10/2019 haksız fesih tarihinden itibaren işletilecek ticari faizi ile avukatlık ücretinin ve yargılama giderlerinin davalıdan tahsiline karar verilmesini dava ve talep ettiği görülmüştür.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, İstanbul (merkez) Mahkemelerinin yetkili olduğunu, mahkemece yetkisizlik kararı verilmesi gerektiğini, davacının dava dilekçesinde müvekkili şirketin adresinin Konak/İzmir olarak gösterildiği ve davalı müvekkil şirketin yerleşim yeri adresi olduğundan bahisle davanın İzmir’de ikame edildiği ancak müvekkili şirketin adresi olarak belirtilen adresin, İzmir Kuzey Ege Bölge Müdürlüğünün adresi olduğunu, müvekkili şirketin … kayıtlarındaki adresinin Ümraniye/İstanbul olduğunu, ayrıca taraflar arasında imzalanan acentelik sözleşmesinin 26. maddesi uyarınca acentelik sözleşmesinden doğabilecek uyuşmazlıkların halli için İstanbul (Çağlayan) Mahkemeleri yetkili kılındığını, bu durumda, acentelik sözleşmesinin feshinden doğan davaya bakma yetkisinin, tacir sıfatını haiz iki şirket arasında yapılan sözleşmede yer alan geçerli yetki şartı uyarınca İstanbul Merkez (Çağlayan) Mahkemelerine ait olduğunu, taraflar arasında imzalanan 25.11.2016 tarihli acentelik sözleşmesinin belirsiz süreli sözleşme olduğunu, Üsküdar … Noterliğinin 17.10.2019 tarihli ve … yevmiye numaralı ihbarnamesi ile, üç ay önceden ihbarda bulunularak müvekkili şirket tarafından feshedildiğini, ihbarnamenin 19.10.2019 tarihinde davacıya tebliğ edildiğini, taraflar arasındaki acentelik sözleşmesinin, 19.01.2020 tarihi itibariyle sona erdiğini, yetki itirazı saklı kalmak kaydıyla denkleştirme istemi talepli davanın, öncelikle hak düşürücü süre içerisinde açılmaması sebebiyle reddi gerektiğini, TTK. m.122/4 uyarınca denkleştirme istem hakkının sözleşme ilişkisinin sona ermesinden itibaren bir yıl içinde ileri sürülmesi gerektiğini, davacı … Sigorta, acentelik sözleşmesi kapsamında denkleştirme istemi talebinden feragat ettiğini, davacının … Sigorta’nın acentelik faaliyetleri sebebiyle müvekkili şirketin önemli bir menfaat elde etmediğini, acentenin portföyünde yer alan sigortalılar ve bu sigortalılar sayesinde elde edilen gelirlerin, müvekkili şirketin tanınırlığı ve marka değerine bağlı olarak her ilde ve bölgede kazanılması olağan görülen bir boyutta ve hatta asgari düzeyde olduğunu, davacının kazandırdığı portföy sebebiyle müvekkili şirketin önemli menfaat elde etmeye devam ettiğinden söz edilemeyeceğini, davacı tarafından, müvekkili şirketin kendisi sayesinde önemli bir menfaat elde ettiğini gösterir hiçbir delil de sunulmadığını, acentelik sözleşmesinin 25/I maddesi uyarınca, acente … Sigorta’nın sözleşme hükümleri ve ilgili mevzuata, müvekkili şirketin usul ve düzenlemelerine ve verilecek talimatlara uygun hareket etmemesi, çalışma bölgesi içinde tatminkar bir faaliyet göstermemesi, portföyünün zarar vermesi ve diğer birtakım hallerin müvekkili şirket açısından haklı nedenle fesih hakkı doğuran durumlar olarak düzenlendiğini, davacı … Sigorta’nın gerek çalışma bölgesi içerisinde tatminkar bir faaliyet ve iyi bir performans göstermemesi gerekse de davacının portföyünün müvekkili şirkete zarar vermesi sebebiyle müvekkili şirketin haklı fesih hakkı doğduğunu, davacı … Sigorta’nın faaliyet bölgesinde oldukça başarısız bir performans sergilediğinin tespit edildiğini, bu inceleme kapsamında, davacı acente ile Antalya ilinde faaliyette bulunan diğer acentelerin yıl bazında üretim ortalamalarının karşılaştırıldığını, 2016 yılında Anltaya ili acentelerinin ortalama karlılığı +43.026 TL olmasına karşın, davacının karlılığı -2.072 TL , 2017 yılında Anltaya ili acentelerinin ortalama karlılığı +44.496 TL olmasına karşın, davacının karlılığı -46.664 TL , 2018 yılında Anltaya ili acentelerinin ortalama karlılığı +4.370 TL olmasına karşın, davacının karlılığı -47.517 TL şeklinde olduğunu, 3-4 yıllık süreç içerisinde istikrarlı bir şekilde düşük performans sergileyen ve zarara yol açan acentelerin sözleşmesinin feshi kararı, yönetim seviyesinde toplu bir şekilde alındığını, Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi kayıtları incelendiğinde, davacı … Sigorta’nın … Sigorta, … Kooperatifi, … Sigorta A.Ş., … Sigorta A.Ş., … Sigorta A.Ş., … Sigorta A.Ş., … Sigorta A.Ş. ve … Sigorta A.Ş. olmak üzere 8 sigorta şirketinin de acenteliğini yaptığını, bu nedenle, 8 başka sigorta şirketinin acenteliğini yapan davacının lehine denkleştirme alacağına hükmedilmesi hakkaniyet kriterine de aykırılık teşkil edeceğini, açıklanan nedenlerle davanın yetkisiz mahkemede açılmış olması ve taraflar arasında kararlaştırılan geçerli yetki şartı uyarınca İstanbul Merkez (Çağlayan) Mahkemelerinin yetkili olduğu gözetilerek, yetki itirazları doğrultusunda yetkisizlik kararı verilmesine, mahkeme aksi kanaatte ise sözleşmenin açık hükmü uyarınca 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde ileri sürülmeyen denkleştirme isteminden ibaret davanın bu nedenle reddine, mahkeme aksi kanaatte ise denkleştirme isteminin koşullarının oluşmaması sebebiyle huzurdaki haksız davanın esastan reddine, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
DELİLLER :Davacı iddiasını ispata yönelik olarak;Acentelik Sözleşmesi, Üsküdar … Noterliği’nin 17/10/2019 Tarihli, … yevmiye no’lu ihtarnamesi, arabuluculuk son tutanağı komisyon gider belgeleri, müvekkil defter ve kayıtları, bilirkişi incelemesi vesair her türlü yasal delile dayandığı görülmüştür.
Davalı vekili savunmasını ve iddialarını ispat yönünde;
Müvekkili şirketin adresini gösterir mersıs ekran görüntüsü, 25/11/2016 tarihli acentelik sözleşmesi, Üsküdar … Noterliğinin 17/10/2019 tarihli … yevmiye nolu ihbarnamesi, ihbarname tebliğ mazbatası, acentenin 2016-2017-2018 karlılık raporları, müvekkili şirket tarafından alınan fesih kararı, Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi kayıtları, bilirkişi inelemesi, tanık,yemin, isticvap, keşif, ticari defter ve kayıt incelemesi, müvekkili şirket kayıtları, acentenin portföyünün zarar verdiğine dair tüm deliller, sistem kayıtları, dökümler, taraflar arasındaki yazışmalar, her türlü kamu kurumu ve özel kuruluşa yazılacak müzekkereler, uzman görüşleri ve her türlü yasal delile
dayandığı görülmüştür.
DEĞERLENDİRME : Dava; acentelik sözleşmesinin feshi nedeniyle denkleştirme tazminatı istemine ilişkindir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun yetki sözleşmesini düzenleyen 17. maddesinde; “Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır” düzenlemesine yer verilmiştir. Söz konusu düzenleme ile yetki sözleşmesi yapılmasında, tarafların tacir veya kamu tüzel kişisi olması aranmıştır.
Taraflar arasında uyuşmazlık konusu olan Acentelik Sözleşmesinin 26. Maddesinde “ işbu sözleşmenin uygulamasından veya uygulamadan sonra şirket ile acente arasında çıkabilecek uyuşmazlıkların halli için İstanbul (Çağlayan) Mahkemeleri ile İcra Daireleri’nin yetkili kılındığı..” hükmünün bulunduğu anlaşılmıştır.
HMK’nun 17. maddesi gereğince taraflar arasında yapılan yetki sözleşmesinin geçerli olduğu , davalının cevap dilekçesinde yetki itirazında bulunarak, yetkili Mahkemenin İstanbul Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu beyan edip dosyanın yetkili ve görevli İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesini talep ettiği, 6100 Sayılı HMK.nın 17. maddesine göre taraflara arasında yapılan yetki sözleşmesi nedeniyle İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi’nin yetkili mahkeme olduğu, mahkememizin yetkisiz olduğu anlaşılmakla yetki yönünden davanın usulden reddine, mahkememizin yetkisizliğine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi HMK 294/4 mad. gereğince bir ay içinde açıklandığı üzere;
1- Davacı tarafından açılan iş bu davada Mahkememizin yetkili olmadığı, yetkili Mahkemenin İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu anlaşılmakla HMK.nun 116. maddesi uyarınca davanın usulden REDDİNE,
2- HMK.nun 20.maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden itibaren iki hafta içinde istemde bulunulduğu takdirde dava dosyasının yetkili İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi’ne GÖNDERİLMESİNE,
3- HMK.nun 331/2. maddesi uyarınca harç ve yargılama giderlerinin yetkili mahkemece hüküm altına alınmasına,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde, mahkememize veya bulunduğu yerde varsa Asliye Ticaret Mahkemesi’ne, yoksa Asliye Hukuk Mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde, istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 14/09/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır