Emsal Mahkeme Kararı İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/260 E. 2021/473 K. 10.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/260
KARAR NO : 2021/473

DAVA : Tazminat (Kooperatif ortaklığından kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/08/2012
KARAR TARİHİ : 10/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat(Kooperatif ortaklığından kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
DAVA : Davacı vekili, dava dilekçesi ve duruşmalarda özetle; müvekkilinin davacının ortağı olduğunu, üretilen villa tipi konutun tesliminin yapıldığını, tapusunun da 11/06/2008 tarihinde verildiğini, teslimden sonra müvekkilinin konutta ancak 2 ay yaşayabildiğini, hatalı ve eksik imalatlar bulunduğunu, kullanılamaması nedeniyle taşınmak zorunda kaldığını, zira yapılan müdahalelerin sorunları gidermediğini, İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … D.İş dosyası ile tespit yaptırdığını, eksik ve ayıpların belirlendiğini, genel sorunun yine giderilememesi nedeniyle müvekkili konutunun ve kooperatifin diğer konutlarının imajının kötü duruma düştüğünü, oldukça değer kaybettiğini, müvekkilinin konutunu 22/05/2012 tarihinde oldukça düşük bir bedelle başkasına sattığını ileri sürerek ve ıslah isteminde bulunarak, hatalı ve eksik imalattan dolayı 57.529,00-TL maddi tazminat, 67.500,00-TL yararlanamamadan dolayı kira kaybı ve 30.000,00-TL konutun imajının kötüleşmesi nedeniyle oluşan değer kaybı zararının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 11.04.2016 tarihli ıslah dilekçesi ile hatalı ve eksik imalata sebebiyle talep ettikleri 40.000 TL’yi 17.529,00 TL artırarak 57.529,00TL ‘ye çıkardıklarını böylece kira ve konuttaki değer kaybı ile birlikte toplam 155.029,00 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesi ve duruşmalarda özetle; davacının aktif dava ehliyetinin olmadığını, konutunu üçüncü kişiye sattığını, bu nedenle de söz konusu taşınmazın malikinin üçüncü kişi olması nedeniyle, işbu taşınmaz üzerindeki tasarrufta bulunma yetkisinin taşınmazın yeni malikinin olduğunu, bu nedenle de davanın husumet yönünden reddine, 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 10/B maddesinin son fıkrasında “konut yapı kooperatiflerinin gerçek kişi ortaklarının tüketici olarak kabul edileceği” hükmü gereğince yetkili mahkemenin İzmir Tüketici Mahkemeleri olduğunu, bu nedenle de davanın görev yönünden reddine, davanın, işbu dava açılmadan önce yaptırılan bilirkişi raporuyla belirlenebilir hale geldiğinden ve bu belli bedel üzerinden dava ikame edildiğinden, davanın, dava değeri bakımından reddine, konutlardaki tamirat ve tadilatın dava dışı yüklenici tarafından giderildiğini, kira kaybının talep edilemeyeceğini, konutun davacı tarafından fiilen kullanıldığını, değer kaybı zararı koşullarının oluşmadığını savunarak, davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
DELİLLER :Davacı iddiasını ispata yönelik olarak; kooperatif kayıtları, tapu kayıtları, İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … D.İş sayılı tespit dosyası, davalı kooperatif tarafından yaptırılan bağımsız bilirkişi incelemesi, mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi, İzmir .. Asliye Ticaret Mahkemes’nin … Esas sayılı dosyası , tanık ve her türlü yasal delile dayandığı görülmüştür.
Davalı vekili savunmasını ve iddialarını ispat yönünde; kooperatif anasözleşmesi, davacıya ait kooperatif kayıtları, dava konusu gayrimenkullere ilişkin yapım projeleri, teknik projeler, İzmir … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası, İzmir … ATM’nin … Esas sayılı dosyası, tadilatların yapıldığına dair tutanaklar, keşif, bilirkişi, tanık ve sair delillere dayandığı görülmüştür.

İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesinin … D.İş sayılı dosyası incelendiğinde davacı tarafından davalı aleyhine konutundaki eksiklik ve ayıpların belirlenmesi amacıyla tespit yaptırıldığı, Mahkeme tarafından yapılan keşif neticesinde inşaat ve elektrik mühendislerinden oluşturulan bilirkişi kurulunun 09.08.2010 tarihli raporu düzenlendiği anlaşılmıştır.
Davalıya ait genel kurul tutanakları getirtilmiştir.
Davalının, davacı aleyhine başlattığı aidat ve gecikme faizinin tahsili yönündeki icra takibinin itirazla durduğu, davalının açtığı itirazın iptali davasının mahkememizin heyetle görülen… E. sayılı dosyasında derdest olduğu anlaşılmıştır.
Davalı ile ihbar olunan dava dışı yüklenici arasındaki sözleşmeler ibraz edilmiştir.
Mahallinde inşaat mühendisi, gayrımenkul değerlendirme uzmanı, makine mühendisi ve hukukçu bilirkişi kurulu vasıtası ile keşif yapılmış, düzenlenen kök ve ek raporda; davacının, davalının ortağı olduğu, bu ortaklığa bağlı olarak davalının imal edip teslimini yaptığı konutun villa tipi konut niteliğinde bulunduğu, tapusunun 11/06/2008 tarihinde davacıya devredildiği, davacının da 22/05/2012 tarihinde dava dışı şahsa satışını yaptığı, davanın açıldığı tarih itibariyle üyeliğinin bulunmadığı, yapılan inceleme sonrasında konutun gizli ayıplar içerdiği, bu yönde önceden tespit yapıldığı, başka ortakların da kendilerine teslim edilen konutlarla ilgili davalar açtığı, bodrum kat su yalıtımı, ısı izolasyon problemi, yapılmayan oluklar, çatı tenekecilik işleri, boya badana işleri, bina dışı tretuar oturmasından kaynaklı sorunlar dikkate alındığından toplam 57.529,00-TL eksik imalat ve gizli ayıptan kaynaklı davacı zararının olduğu, bu ayıpların ve eksikliğin 45 gün içerisinde giderilebileceği, kooperatif ortağı olmadığından kira kaybı zararı talep edemeyeceği, aylık kirasının 1.000,00-TL civarında olduğu, değerinin devir tarihi itibari ile 560.000,00-TL tutarında bulunduğu, değer kaybının gizli ayıp nedeni ile tazminat hem de kira bedelinin tahsili talebi karşısında istenemeyeceği yönünde görüş bildirmişlerdir.
Mahkememizce yapılan yargılama neticesinde 12/07/2016 tarihinde … Esas, … Karar sayılı karar ile, davacının davasının kısmen kabulüne, ayıp ve eksik imalat bedeli 57.529,00TL ile kira kaybı tazminatı 1.500,00TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, diğer istemlerin reddine karar verildiği, verilen kararın taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay … HD’nin (kapatılan) … Esas, … Karar sayılı ilamı ile “HMK’nun 107. maddesi uyarınca belirsiz alacak davası açıldığı takdirde bu hususun dava dilekçesinde açıkca belirtilmiş olması ve talep edilen alacağın belirsiz olması gerekir. Somut olayda davacı eksik ve ayıplı imalat talebinde bulunmuş ancak davanın dava dilekçesinde belirsiz alacak davası olarak açıldığı belirtilmemiştir ayrıca eksik ve ayıplı imalat bedelinin tespiti dava açılmadan önce davacı tarafından belirlenemeyecek nitelikte yani belirsiz alacak davasına konu olabilecek nitelikte de değildir. Bu durumda belirsiz alacak davası olarak açılması mümkün olmayan eldeki davada mahkemece davacının ıslah talebine karşı davalının zaman aşımı def’i değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken yanılgılı gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş” gerekçesiyle bozulmasına karar verildiği, davacı vekili tarafından 11/01/2020 tarihli dilekçe ile karar düzeltme talebinde bulunulduğu, Yargıtay … HD’nin … Esas, … Karar ve 15/03/2021 tarihli ilamı ile “HMK’nın 440.maddesinde sayılan nedenlerden hiç birisine uymayan karar düzeltme isteğinin reddine” karar verildiği ve dosyanın Mahkememizin yukarıdaki esasına kaydı yapıldığı görülmüştür.
DEĞERLENDİRME :Dava; kooperatif ortaklığından kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
Yapılan yargılama, toplanan kanıtlar ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;
Davacının davalı kooperatifin ortağı olduğu, davalı kooperatifin üretmiş olduğu villa niteliğindeki konutları tamamlayıp ortaklarına teslim ettiği, hatta ferdi mülkiyete geçerek tapularının devrini yaptığı, davacıya da ortaklığına bağlı olarak tahsis edilen konutun teslim edildiği, 11/06/2008 tarihinde tapusunun devrinin yapıldığı, davacının konutuna yaşamak için girdiği, konutta eksik ve ayıplı imalat bulunduğu, bu nedenle konutun değerinin düştüğünü ve ayrıca kira kaybı zararının oluştuğunu ileri sürerek iş bu tazminat davasını açtığı hususları uyuşmazlık konusu değildir. Ayrıca, dava tarihinden önce ortaklığını başkasına devrettiği de sabittir.
Taraflar arasındaki çekişme, davacıya ortak olduğu dönemde teslim edilen konutun ayıp ve eksik içerip içermediği, ayıplı ve eksik imalat söz konusu ise bunun tutarı, ayrıca, davacının kira kaybı ile değer kaybı zararının oluşup oluşmadığı, bu kalem zararlardan davalının sorumluluğunun bulunup bulunmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Yapı kooperatiflerindeki temel edim, ortaklar bakımından genel kurul kararlarında belirlenen akçalı yükümlülüklerini yerine getirmek, yapı kooperatifi bakımından ise bunun karşılığı kullanıma mahsus konut üretip ortağa teslim etme şeklinde ifade edilebilir. Başka bir ifade ile ortaklar, akçalı sorumluluklarını ifa etmeli, yapı kooperatifi de ortağın yaşamasına uygun konut teslim etmelidir. Bu genel yükümlülüklerin yerine getirilmesi zorunludur.
Dava konusu olayda, davacının dava tarihine kadar davalının ortağı olduğu, öncesinde konutların imal edilerek davacı ve diğer ortaklara 2008 yılı içerisinde teslimlerinin yapıldığı ve hatta ferdi mülkiyete geçerek tapu kayıtlarının devrinin gerçekleştirildiği anlaşılmaktadır. Yine toplanan kanıtlardan ve özellikle tanık beyanlarından, davacının ortaklığının devam ettiği sırada konuta yerleştiği ve ileri sürdüğü ayıp ile eksiklikler nedeni ile konutundan ayrıldığı da belirlenmiştir. Gerek mahkememiz vasıtası ile yapılan keşifteki gözlemler, gerekse denetime uygun olarak düzenlenen bilirkişi raporu, tanık beyanları ve başka ortakların açtığı dava sonucu düzenlenen bilirkişi raporu ile tespit raporundan davacıya teslim edilen konutun ayıplar ve eksiklikler içerdiği anlaşılmaktadır. Genel proje bakımından başka konutlarda da bu yönde eksiklik ve ayıplar tespit edilmiştir. Dolayısıyla, davalı, davacıya teslim ettiği konutun eksikliğinden ve ayıbından dolayı sorumludur. Her ne kadar davacı, dava tarihi itibari ile taşınmazı başkasına satmış ve ortaklık sıfatını yitirmiş ise de satıma konu taşınmaz ayıplı ve eksik hali ile satıldığı için davacının ayıp ve eksikliğe dayalı tazminat talep edebileceği mahkememizce kabul edilmiştir. Zira, anılan zarar, davacının doğrudan zararıdır. Ayrıca, diğer ortaklar gibi davacıya konut teslim edildikten sonra, bu konutun oturulabilir hale getirilmesi için, başka bir ifadeyle ayıp ve eksikliğin giderilebilmesi için gerekli 45 günlük makul süre bakımından da kira kaybı zararının doğduğu da kabul edilmiştir. Davacının, konutun eksik ve ayıplı olması nedeniyle genel değerinin düştüğü iddiası kanıtlanmadığı gibi, davacının zaten ayıplı ve eksik imalat dolayısıyla talepte bulunduğu için bu yöndeki zararı talep etmesi mümkün görülmemiştir. Ayıplı ve eksik imalattan dolayı talep edilebilecek tazminat, kök ve ek raporda denetime uygun olarak açıklanmış, ayrıca kira kaybı zararı da makul süre esas alınarak ve yine rayiç kira bedeli gözetilerek belirlenmiş, 45 gün itibari ile 1.500,00-TL davacının kira kaybı zararı olacağı kabul edilmiştir.
Ayıp ve eksik imalat bedeli bakımından davalı tarafın yapılan ıslah istemine karşı zaman aşımı def’inde bulunduğu,Yargıtay … HD’nin (kapatılan) … Esas,… Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere HMK’nun 107. maddesi uyarınca belirsiz alacak davası açıldığı takdirde bu hususun dava dilekçesinde açıkca belirtilmiş olması ve talep edilen alacağın belirsiz olması gerektiği, somut olayda davacı eksik ve ayıplı imalat talebinde bulunduğu ancak davanın dava dilekçesinde belirsiz alacak davası olarak açıldığı belirtilmediği, ayrıca eksik ve ayıplı imalat bedelinin tespiti dava açılmadan önce davacı tarafından belirlenemeyecek nitelikte yani belirsiz alacak davasına konu olabilecek nitelikte de olmadığından davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasının mümkün olmadığından davacının ıslah talebine karşı davalının zaman aşımı def’i değerlendirilmesi gerektiği, Yargıtay …HD’nin … Esas ve … Karar sayılı emsal kararında da belirtildiği üzere uyuşmazlık, tarafları ve konusu itibariyle kooperatifler hukukundan kaynaklanmakta olup, kooperatif ile üyesi arasındaki uyuşmazlıklarda uygulanması gereken ve dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK’nın 147/4. maddesinde öngörülmüş 5 yıllık süreye göre değerlendirilmesi gerektiği, 6098 sayılı TBK’nın 149. maddesi uyarınca zamanaşımı süresi kural olarak alacağın muaccel olduğu tarihten işlemeye başlayacağı, somut olayda, taraflar arasındaki hukuki ilişki kooperatif üyelik ilişkisi olduğundan, ayıbın açık veya gizli olup olmadığına bakılmaksızın zamanaşımı konutun davacıya teslimi tarihinden itibaren başlayacağından, uygulanması gereken 5 yıllık zamanaşımı süresinin başladığı tarihin saptanması uyuşmazlığın çözümü bakımından zorunlu bulunduğu, somut olayda, davacının 11.06.2008 yılında konutunu teslim aldığı, ayıplı imalat nedeniyle 11.04.2016 tarihinde ıslahla arttırdığı 17.529,00TL tazminat isteminin BK’nın 147/4. maddesinde öngörülen, 5 yıllık zamanaşımı süresinin dolduktan sonra yaptığı anlaşılmakla, davacının davasının kısmen kabulüne, ayıp ve eksik imalat bedeli 40.000,00TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,fazlaya ilişkin istemin zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş, davalı taraf, açmış olduğu aidat alacağı davası yönüyle süresinde takas def’inde bulunmamış, sonradan yapılan bu def’e karşı davacı karşı koymuş, mahsup açısından ise henüz kesinleşmiş bir alacak olmadığından, derdest davanın mahsubu istemi de dikkate alınmamış,yine kira kaybı tazminatı 1.500,00TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,fazlaya ilişkin istemin reddine, değer kaybı zararına ilişkin istemin reddine, talep gibi davalının dava tarihinde temerrüde düştüğü kabul edilerek yasal oranda temerrüt faizine hükmedilmiş aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi HMK 294/4 mad. gereğince bir ay içinde açıklandığı üzere;
Davacının davasının KISMEN KABULÜNE,
Ayıp ve eksik imalat bedeli 40.000,00TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,fazlaya ilişkin istemin zamanaşımı nedeniyle reddine,
Kira kaybı tazminatı 1.500,00TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,fazlaya ilişkin istemin reddine,
Değer kaybı zararına ilişkin istemin reddine,
Alınması gereken 2.834,86-TL karar ve ilam harcından davacı tarafça peşin yatırılan 2.042,00 TL ve ıslah harcı olan 299,35 TL’nin mahsubu ile bakiye 493,51-TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafça yapılan 21,15 TL başvurma harcı, 2.042,00 TL peşin harç, 299,35 TL ıslah harcı, 3,30 TL vekalet harcı, 1.334,00- TL tebligat ve posta masrafı, 1.600,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 5.299,70 TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre 1.418,19 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, kalanın davacı üzerinde bırakılmasına,
Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap edilen 6.195,00TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/3 maddesine göre hesap edilen 6.195,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Taraflarca peşin yatırılan gider avansından arta kalan kısmının karar kesinleştiğinde yatıran taraflara iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 10/06/2021

Katip …
e -imzalıdır

Hakim …
e -imzalıdır

Bu evrak 5070 sayılı Yasa gereğince elektronik olarak imzalanmıştır.