Emsal Mahkeme Kararı İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/209 E. 2023/123 K. 16.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/209
KARAR NO : 2023/123

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 25/02/2021
KARAR TARİHİ : 16/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı … Deniz Taşımacılık A.Ş. vekilinin İzmir 2 ATM’de açtığı 25.02.2021 harç tarihli davada dava dilekçesiyle; müvekkilinin liman içi ve limanlar arası toplu deniz ulaşım hizmeti verdiğini, davalı … Ltd. Şti. arasında –Küçükkuyu – … – Bodrum … arası seferlerde davalı şirket adına yolcu taşımacılığı anlaşması yapıldığını, davalının turist yolcuları müvekkili adına taşıdığını, 30.04.2018 tarihli … nolu 380,45 TL bedelli fatura, 31.05.2018 tarihli … nolu 1.557,75 TL bedelli fatura, 30.06.2018 tarihli … nolu 1.693,53 TL bedelli fatura, 31.07.2018 tarihli … nolu 2.356,19 TL bedelli fatura, 01.08.2018 tarihli … nolu 1.109,27 TL bedelli fatura, 31.08.2018 tarihli … nolu 1.754,40 TL bedelli fatura, 30.09.2018 tarihli … nolu 93,95 TL bedelli fatura, 31.10.2018 tarihli … nolu 301,45 TL bedelli fatura, 31.12.2018 tarihli … nolu 85,16 TL bedelli fatura, 31.05.2019 tarihli … nolu 1.111,24 TL bedelli fatura, 30.06.2019 tarihli … nolu 1.582,92 TL bedelli fatura, 31.07.2019 tarihli … nolu 284,84 TL bedelli fatura ve 31.08.2019 tarihli … nolu 536,85 TL bedelli faturaların tanzim edildiğini, toplam 12.848,00 TL bedelli faturalara ilişkin 7.855,03 TL ödeme yapıldığını, Bodrum … seferlerine ilişkin olarak 4.992,97 TL borç kaldığını, müvekkili tarafından davalı şirket adına Küçükkuyu – … arasında yapılan seferlere ilişkin 30.06.2018 tarihli … nolu 1.109,27 TL bedelli fatura, 31.07.2018 tarihli … nolu 4.393,90 TL bedelli fatura, 31.08.2018 tarihli … nolu 1.367,65 TL bedelli fatura, 30.09.2018 tarihli kur farkından kaynaklı … nolu 865,06 TL bedelli fatura, 31.05.2019 tarihli … nolu 325,92 TL bedelli fatura, 31.08.2019 tarihli … nolu 464,57 TL bedelli fatura ve 30.09.2019 tarihli … nolu 148,28 TL bedelli faturaların tanzim edildiğini, toplam 8.674,65 TL bedelli faturalara ilişkin olarak 1.109,27 TL ödeme yapıldığını, bakiye 7.565,38 TL borç kaldığını, davalının toplam 12.558,35 TL borcu kaldığını, faturaların davalıya tebliğ edildiğini, iade edilmediğini ve itiraz edilmediğini, İzmir 19. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında icra takibi başlatılmışsa da ilamsız takibe ilişkin ödeme emrine davalı borçlu şirket tarafından itiraz edilerek icra takibinin haksız ve kötü niyetli olarak durdurulduğunu, arabuluculuk tutanak metninin davalı tarafından arabuluculuk sürecinin anlaşmadan geri verildiğini, davalının haksız ve kötü niyetli itirazının iptali olan takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı tarafın İzmir 2 ATM’ne açtığı davada Mahkemenin … E – … K sayılı 08.03.2021 tarihli kararla görevsizlik kararı vererek dosyanın İzmir 5 ATM’ne gönderilmesine karar verdiği ve bu karar gereğince dosyayı mahkememize gönderdiği belirlenmiştir.
Davalı … Ltd. Şti. vekili 11.05.2021 tarihli cevap dilekçesiyle; taraflar arasında cari hesap sözleşmesi bulunmadığını, muaccel, likit ve talep edilebilir bir borcun bulunmadığını, davacının tek taraflı olarak düzenlediği hesap listesinin cari hesap sözleşmesiyle ya da başka bir delille desteklenmediğini, faturaların açık fatura olup, davacı tarafından tek taraflı düzenlenmiş belge olduğundan ispata yeterli olmadığını, müvekkiline gönderilen belgelerin içeriğinde ne olduğunun belirtilmediğini belirterek itirazın iptali talebinin reddine ve kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Dava; itirazın iptali davasıdır.
Tarafların delilleri toplanmış ve değerlendirilmiştir.
İzmir 19. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası, tarafların defter ve kayıtları ve arabuluculuk tutanağı incelenmiş ve bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
İzmir 19. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası incelendiğinde; takip alacaklısı … Deniz Taşımacılık A.Ş. takip borçlusu … Ltd. Şti. aleyhine 16.03.2020 tarihinde yapmış olduğu ilamsız icra takibinde 12.558,35 TL asıl alacak ve işlemiş faiz ile birlikte 13.162,18 TL üzerinden takibe geçtiği, borçluya ödeme emrinin e-posta yoluyla 16.03.2020-21.03.2020 tarihleri arasında tebliğ edildiği ve borçlunun 18.03.2020 tarihinde ödeme emrine, borca ve tüm ferilerine birlikte tamamına itiraz ederek takibi durdurdukları belirlenmiştir.
Davacı tarafın defter ve kayıtları incelenmesi için İstanbul Anadolu 7 ATM’ye yazılan talimat ile alınan bilirkişi …’tan alınan 18.02.2022 tarihli raporda; 2018-2019 yıllarına ait defterlerinin incelendiği, davacının liman içi ve limanlar arası toplu taşıma faaliyetinde bulunduğu, davalı şirket adına Küçükkuyu/… ve Bodrum/… hakkında yolcu taşıdığı, davalıya ait hesapların 2 farklı hesapta takip edildiği, Bodrum/… hattına ilişkin olarak 31.12.2019 tarihi itibari ile 4.992,97 TL borç bakiyesi verdiği, bu miktar davacının davalıdan alacaklı olduğunu, davacının davalı aleyhine 16.03.2020 tarihinde takibe geçtiği takip miktarının 12.558,35 TL olduğu, Küçükkuyu/… hattına ilişkin olarak için ise 31.12.2019 tarihi itibari ile 7.565,38 TL borç bakiyesi verdiği, davacının bu miktar davalıdan alacaklı olduğu, her iki alacağın birleştirilerek 16.03.2020 tarihinde 12.558,35 TL üzerinden takibe geçildiği, takibin itirazla durduğu, taraflar arasında bir sözleşme veya vadenin bulunmadığı belirtilmiştir.
Bu rapora karşı davacı vekili 03.03.2022 tarihli beyan dilekçesinde; taraflar arasındaki ticari ilişkinin ve alacağın belirlendiğini faize ilişkin tespitin yerinde olmadığını, TTK m. 1530/2 f göre ödeme günü veya süresi sözleşme ve kararlaştırılmış olan durumlarda 30 günlük sürenin sonunda ihtara gerek olmaksızın borçlunun temerrüde düşeceğini, mal ve hizmet tedariğini yapılan işlemlerde fatura, para borcunun ifa edileceği tarihli belirli olsun olmasın ihtarsız temerrüt doğduğunu ve bu nedenle borcun temerrüdün gerçekleştiğini, belirterek davanın kabulünü talep etmiştir.
Bu rapora karşı davalı vekili 01.03.2022 tarihinde rapora karşı beyan dilekçesinde; taraflar arasında cari hesap bakiyesine ilişkin takip yapıldığı, cari hesap sözleşmesinin bulunmadığı, davacı tarafın tek taraflı düzenlediği belgelerin davaya ispata yeterli olmayacağını, defterlerin incelenmesini istediklerini belirtmiştir.
Davalı tarafın defter ve kayıtların incelenmesi için SMMM bilirkişi …’den 26.04.2022 tarihli rapor alınmıştır. Bu raporda; davalı şirket ticari defterleri üzerinde yapılan incelemede 2018-2019 yılında davacı … AŞ ile yolcu taşıması yapıldığı, anlaşma kapsamında davalıya yolcu taşıma hizmeti verildiği, davacının düzenlemiş olduğu faturaların davalının cari hesabına kaydedilmediği, ancak toplam 3415,48 TL ödeme bulunduğu, yılsonunda herhangi bir hesap mutabakatı yapılmadığı davacının gönderdiği faturaların … / … / … isimli kişilere teslim edildiği, davalı tarafın ödemelerin EFT yoluyla yapıldığı, davacının gönderdiği faturaların davalı tarafça alındığı fakat deftere kaydedilmediğinden davacı kayıtlarına göre 12.558,35 TL alacağının bulunduğu, belirtilmiştir.
Bu rapora karşı davacı vekili 20.05.2022 tarihli beyan dilekçesinde; davanın taraflar arasında sözleşme olmadığı davanın temerrüt konusundaki tespitin hatalı olduğu, ancak ticari ilişkinin bulunduğu, bu nedenle faturaların teslim edilmesi ile alacağın doğduğunu, TTK m. 1530’daki hükmün de bunu içerdiğini, belirterek takibin devamını %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Bu rapora karşı davalı vekilinin 25.05.2022 tarihli beyan dilekçesinde; alınan bilirkişi raporlarında davacının faturalarının müvekkilin defterinde kayıtlı olmadığının belirlendiğini, davacının müvekkilden alacaklı olabilmesi için faturaların müvekkilden tebliğ edilmesini gerektiğini, müvekkiline gönderilen belgelerin tereddütte yer vermeyecek derecede açık olarak belirlenmesi gerektiğini, davacının Yunan Adalarına tur düzenlediğini ve dergi broşür vs. gönderdiğini, bu postaların fatura değil bu belgeleri kapsayabileceğini, belirterek davacının ispatını ispatlaması gerektiğinden davanın reddini gerekmiştir.
Mahkememizce 02.06.2022 tarihli ara kararla davacının dava konusu faturaları davalıya gönderdiğini ispatlaması için 2 haftalık kesin süre verilmiş ve bu süre sonunda bilirkişiden ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
Davacı vekili 16.06.2022 tarihli beyan dilekçesiyle; dava konusu faturaların davalı şirkete gönderildiğine dair olarak müvekkilinin davalıya kargo yoluyla tebliğ yaptığı, davalının faturalara itiraz etmediği, 2018 ve 2019 yılları Bodrum … ve Küçükkuyu … Seferleri bakımından şirket iç yazışmalarının bulunduğunu, davalı şirket tarafından bakiye borcun söz konusu olduğuna dair e-posta kaydının yer aldığını belirterek takibin 13.162,18 TL üzerinden devamına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce ibraz edilen kayıtlarla birlikte dosyada bilirkişiden 18.10.2022 tarihli birinci ek rapor alınmıştır. SMMM …’in bu raporunda; tarafların itirazları değerlendirilerek yapılan incelemede; davacı şirket ticari defter kayıtlarında kasa hesabı kaydı olarak yapılan ödeme kayıtlarının davacı şirketin faturalarıyla örtüştüğünün tespit edildiği, faturaların davalı şirkete teslim edildiğinin eposta kayıtlarına göre değerlendirilebileceği, bu faturaların teslimi halinde davacının kayıtlarına göre takip tarihi itibariyle 12.558,35 TL alacaklı olduğunun kabul edilebileceği bildirilmiştir.
Bu rapora karşı davacı vekili 01.11.2022 tarihli beyan dilekçesiyle; kargoyla gönderilen faturaların davalı şirket çalışanı … tarafından teslim alındığı, davalı şirketin fatura ve cari hesap dökümünün e-posta ve kargoyla gönderildiğini, davalı şirketin ticari defterlerinde eksik kayıt içeriğinin bulunduğunun tespit edildiğini, bilirkişi ek raporunda yer alan cari hesap dökümünün hem e-posta hem de kargoyla gönderildiğinin isabetle tespit edildiğini, Bodrum … Seferlerine ilişkin bakiye 4.992,97 TL borç kaldığını, ayrıca Küçükkuyu … Seferlerine ait 7.565,38 TL alacaklarının bulunduğunu, davalı şirkete kargoların tebliğ edildiği, iade edilmediği, itiraz edilmediği, temerrüt faizinin bilirkişi tarafından hesaplanması gerektiğini, ihtarsız temerrüdün TTK m. 1530’da kabul edildiğini belirterek davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Bu rapora karşı davalı vekili 07.11.2022 tarihli beyan dilekçesiyle; davacı tarafın dosyaya sunduğu belgelerin yeni delil niteliğinde olup, talebin genişletilmesini kabul etmediklerini, davacıların sunduğu belgeleri bilirkişi raporundan sonra verdiklerini, müvekkilinin gönderdiği e-postalarda davacı tarafından muhasebesiyle mutabık kılınmadığı, faturaların yanlış kesildiği, doğru faturaların kendilerine gönderilmediğini, ödenen faturalara bile zaman içinde tekrar ödeme talep edildiğini, talep edilen ücretin faturaların kendilerine gönderilmediğinin açıkça bildirildiği, cari hesapta mutabakatta bulunulmadığı, bilirkişi ek raporunda sunulan belgelerin uyuşmazlığın çözümünde yetersiz kaldığını, 14.12.2019 tarihinde davalı şirket çalışanı … tarafından teslim alınan kargoların faturaları içermediği, buna rağmen bilirkişinin fatura ve eklerinin teslim edilmiş sayılacağı konusunda takdirin mahkemeye ait olduğunu beyan ettiğini, davacı tarafın iddia ettiği faturalara karşılık müvekkiline e-posta yoluyla e-postanın ekinde olduğu belirtilen faturaların incelenmesiyle tarihsiz ve 2.802,80 TL bedelli faturanın geçersiz olduğu, kaldı ki bu faturanın alacağın dayandığı bir fatura olmadığı, dava dilekçesinde ödenmediği belirtilen 30.06.2018 tarihli 1.693,53 TL bedelli, 01.08.2018 tarihli 1.109,27 TL bedelli, 31.12.2018 tarihli 85,16 TL bedelli, 30.06.2018 tarihli 1.109,27 TL bedelli, 30.09.2018 tarihli 865,06 TL bedelli faturaların e-postada ek olarak gönderilmediği, bu faturaların müvekkile tebliğ edildiğine dair dosyada hiçbir delil bulunmadığı, ek raporda müvekkilinin defterlerinden 30.09.2018 tarihli 93,95 TL bedelli, 31.10.2018 tarihli 301,45 TL bedelli, 31.05.2019 tarihli 325,92 TL bedelli, 31.05.2019 tarihli 1.111,24 TL bedelli, 30.06.2018 tarihli 1.582,92 TL bedelli faturaların ödendiğinin tespit edildiğini ve bu faturaların davacı tarafın şirket kayıtlarıyla da örtüştüğü, bilirkişinin bu tespitine katılmadıklarını, müvekkiline herhangi bir fatura tebliğ edilmediğini, davacı tarafın muhasebe kayıtlarına güvenmenin mümkün olmadığını, ödenen faturaların zaman içerisinde tekrar talep edildiğini belirterek itirazlar doğrultusunda ek rapor alınmasını talep etmiştir.
Mahkememizce bilirkişiden 24.01.2023 tarihli ikinci ek rapor alınmıştır. Bu raporda; davalı tarafın kayıtları üzerinde yapılan incelemede 12.12.2019 tarihinde e-posta kaydının yanlış kesilen faturaların doğrusunun gönderilmediğinin davacıya gönderildiğini, 11.12.2019 tarihli e-posta kaydında da bu durumun bildirildiği, taraflar arasında süregelen bir hizmet alımı ve ticari ilişkinin bulunduğu, ödenmeyen ve hatalı kesilen faturaların tespit edildiği, hatalı tanzim edilen faturaların cari hesap ekstresinin dosyaya ibraz edilmediği, davacı tarafın dosyaya sunduğu tarihsiz 2.802,80 TL bedelli faturanın davacının alacağında yer almadığını, bu fatura bedelinin zaten ödenmiş olduğunu, davacının ileri sürdüğü bazı faturaların daha önce ödendiği, bazıların ise davacı şirket kayıtlarında yer almadığını, sonuç olarak mahkemenin kanaati oluştuğu takdirde faturaların davalıya gönderildiğinin kabul edileceğini belirtmiştir.
Bu rapora karşı davacı vekili 10.02.2023 tarihli beyan dilekçesiyle; dava konusu faturaların davalı şirkete gönderildiğine dair bilirkişi raporunun kabul edilmesi gerektiğini, müvekkilinin kalan alacağını talep ettiğini, kargo yoluyla faturaların gönderildiğini, faizinde kabul edilmesi gerektiğini belirterek davanın kabulünü talep etmiştir.
Bu rapora karşı davalı vekili 13.02.2023 tarihli beyan dilekçesiyle; davada ispat yükünün davacıda olduğunu, davacı şirket kayıtlarına göre yapılan değerlendirmenin gerçekçi olmadığını, kargo yoluyla gönderilen faturaların ispatlanamadığını, ek raporda itirazlarının değerlendirilmediğini, rapordaki aleyhe hususları kabul etmediklerini, dosyanın mali ve hukuki açıdan yetkin öğretim görevlisi bilirkişiye tevdiini talep etmiştir.
Toplanan deliller ve yapılan incelemelere göre;
Davacının dava konusu alacak olarak belirttiği ve İzmir 19. İcra müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasıyla takibe konu yaptığı cari hesaba dayalı alacağa konu olarak davacı ve davalı tarafın defter ve kayıtlarının incelenmesiyle davacının defter ve kayıtlarında bilirkişi …’un verdiği 04.02.2022 tarihli raporunda davacının cari hesabına göre 16.03.2020 tarihinde 12.558,35 TL alacaklı olarak görüldüğü, buna karşılık davalı tarafın defter ve kayıtlarının incelenmesiyle alınan 08.04.2022 tarihli ön rapor, 26.04.2022 tarihli asıl raporda davacının dava konusu yapmış olduğu faturaların davalı tarafça kabul edilmediği, yılsonunda herhangi bir hesap mutabakatının yapılmadığı, davacının gönderdiğini iddia ettiği kargoların davalı taraf çalışanları …, … ve … isimli kişilere teslim edildiğinin belirtildiği, ancak bu kişilerden … dışındaki diğer kişilerin davalı şirkette çalışmadığı, davacı tarafından bunun aksinin ispat edilemediği, davacının göndermiş olduğu kargoların içeriğin de faturaların bulunduğunun ispatlanamadığı belirlenmiştir.
Alınan birinci ve ikinci ek raporlarda da davalının iddialarının aksi olarak davacının bu faturaları davalıya tebliğ ettiğini ispatlayacak herhangi bir kaydın bulunmadığı, davacının zaman zaman broşürleri de kargo yoluyla gönderdiği, kargo içeriğinde de bu faturaların belirtilmediği, sadece iddia olarak yer aldığı, ayrıca davacının düzenlediği bazı faturaların yanlış ve eksik olması nedeniyle davalı tarafından iade edildiği, dava dilekçesinde ödenmediği belirtilen faturaların e-posta ekinde de yer almadığı, davalı tarafın defter ve kayıtlarında alınan bilirkişi raporunda davacının bu faturaların bulunmadığı, davalının defterlerine kayıtlı olan faturaların ise ödendiği ve bu kayıtların davacı kayıtlarıyla örtüştüğü belirlenmiştir.
Her ne kadar bilirkişi tarafından takdire dayalı olarak bu faturaların davalıya gönderildiğinin kabul edilmesi halinde davacının alacağının 12.558,35 TL olarak kabul edilebileceği belirtilmiş ise de, takdire dayalı olarak ibraz edilen delillerin takdir için yeterli olmadığı, tacir olan tarafın gönderdiğini belirttiği faturaları ispatlaması gerektiği ve bu alacağın doğduğunu belirtilen alacak kalemlerinin her iki tarafın defter ve kayıtlarında yer almadığı, davalıya gönderilmediği ve bu nedenle de iade edilmediği, iade faturası düzenlenmediği anlaşıldığından davacının davasının reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı taraf davanın reddi ile birlikte %20 kötü niyet tazminatı talep etmiş ise de, davacı haksız olmakla birlikte kötü niyetli olduğu ispatlanamadığından kötü niyet tazminatına hükmedilmemiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Sebeplerle;
Davacının davasının reddine,
Davalı tarafın kötü niyet tazminat şartları oluşmadığından reddine,
Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL harcın dava açılışında alınan 224,78TL harcın mahsubu ile fazla alınan 44,88 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Yargılama giderlerinin davacının üzerine bırakılmasına,
Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden ret edilen miktar üzerinden AAÜT’nin 13/1. maddesine göre belirlenen 9.200,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan tahsili ile vekili yararına davalıya verilmesine,
Dava şartı arabuluculuk ücreti olan ve 6325 sy Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13 maddesi uyarınca tarafların anlaşamamaları nedeniyle Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL’nin davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
HMK m. 333 gereği gider avansından artanın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, KESİN olarak verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/02/2023

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza