Emsal Mahkeme Kararı İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/194 E. 2023/23 K. 12.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/626
KARAR NO : 2023/13
DAVA : Menfi Tespit (Abone Sözleşmesi)

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Abone Sözleşmesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin… Bornova-İZMİR adresinde … işi ile uğraştığını ve esnaf olduğunu, … günü davalı kurum çalışanlarınca müvekkilinin işlettiği … dükkanına geldiklerini ve Kaçak-Usulsüz elektrik kullanıldığı iddiası ile Kaçak-Usulsüz Elektrik Kullanım Tespit Tutanağı düzenlendiğini, tutanak “Kullanıcının buat kutusundan 3 farklı hat çekilerek kaçak elektrik kullanıldığı tespit edildi” şeklinde düzenlendiği ve elektrik enerjisinin kesildiğini, düzenlenen işbu kaçak-usulsüz elektrik kullanım tespit tutanağı esas alınarak yine kurumca … numaralı, … düzenlenme tarihli, … son ödeme tarihli 119.384,60-TL bedelli fatura tahakkuk ettirildiğini, işbu fatura bedeli ödenmediği takdirde elektrik arzına devam edilmeyeceğinin bildirildiğini, faturanın müvekkili tarafından ödenmemesi üzerine davalı şirketçe müvekkili aleyhine İzmir … İcra Müdürlüğünün …E. Sayılı dosyasıyla haksız ve kötü niyetli icra takibine başlandığını, işbu takibe süresince itiraz edildiğini ve icra müdürlüğünce icra takibinin durdurulmasına karar verildiğini, elektrik arzının kesilmesi üzerine … tarihinde İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …D.iş numaralı dosyası ile ihtiyati tedbir talebinde bulunularak müvekkilinin işletmesinde elektrik kesme işlemine son verilmesi ve elektrik arzına devam edilmesinin talep edildiğini, talep üzerine Mahkemece, … tarihli kararı ile uyuşmazlık konusunun %15’i oranının karşılığı olan 17.907,69-TL miktarın teminat olarak yatırılması ile ihtiyati tedbir talebinin kabulüne ve elektrik enerjisinin kesilmesi işleminin sonlandırılması ile elektrik enerjisinin bu fatura konusu borç nedeniyle kesilmemesi yönünde ihtiyati tedbir uygulanmasına karar verildiğini, davalı şirket tarafından düzenlenen kaçak elektrik kullanım tutanağının gerçeklikten uzak ve asılsız olduğunu, müvekkilinin işyerini … yılında kiraladığını, o tarihten bu yana müvekkili tarafından kullanılan iş yerinin tesisat sisteminde herhangi bir değişiklik yapılmadığını, iş yerinde … yılının Mayıs ayından bu yana faaliyet gösterdiğini ve elektrik faturalarını düzenli bir şekilde ödediğini, müvekkilinin hiçbir suretle elektrik dağıtım sistemine müdahale etmeksizin tarafı olduğu abonelik sözleşmesi kurallarına riayet ederek elektrik hizmetinden yararlandığını ve faturalarını zamanında ödediğini, bu nedenle tutanakta belirtildiği gibi müvekkilinin buat kutusuna müdahale ederek hat çekmek suretiyle kaçak elektrik kullandığı iddiasının gerçeği yansıtmadığını, müvekkilin kaçak elektrik kullanımı gerçekleştirdiğinin iddia edildiği dönem olan … tarihi arasında müvekkilin tükettiğinin sabit olduğu elektrik miktarı ve fatura bedelleriyle, elektrik kesintisinin gerçekleştiği tarihten sonra ihtiyati tedbir kararıyla tekrar elektrik arzının sağlandığı dönemde tüketilen elektrik miktarı ve fatura bedellerinin aynı olduğunu, aynı miktarda faturalar ödemeye devam ettiğini, faturalar arasındaki Temmuz dönemindeki düşüşün ise 2022 Temmuz ayında 9 gün süren bayram tatili nedeniyle işletmenin faal olmamasından dolayı olduğunu, bu hususta dosyanın bilirkişilere tevdi edilerek aylar içerisinde müvekkilin işletmesinde elektrik kullanan makineler de göz önünde bulundurularak sözde kaçak kullanımın tespit edildiği tarihten bu yana kullanılan elektrik miktarının, elektriğin yeniden bağlandığı dönemde kullanılan elektrikle karşılaştırılması gerektiğini, ayrıca müvekkilinin işletmesinin sayaçlarında gerçekleştirilen işlemlere ilişkin davalı şirketçe hiçbir bilgi verilmediğini, hakları kendisine anlatılmadığını, sayaçta gerçekleştirildiği iddia olunan hat çekme işleminin kendisine gösterilerek tarif edilmediğini, davalı şirketin “işlemlerin gerçekleştirilmesi sırasında fotoğraflama yapmak zorunluluğu” karşısında, tüm taleplerine rağmen tespit anına veya tespit sırasında gerçekleştirilen işlemlere ilişkin hiçbir görüntü taraflarına gösterilmediğini, bu nedenle fotoğraflama ve tespit işlemine ilişkin Kurum yetkililerince çekilmesi gereken fotoğrafların da dosyaya getirilmesini talep ettiklerini, müvekkilin kaçak kullanımının gerçekleştiği iddia olunan 6 aylık dönemdeki kullanımı karşısında davalı şirket tarafından müvekkile tahakkuk ettirilen borcun 119.384,60-TL’ olduğunu bu borcun iddia olunan 6 aya bölündüğünde tahakkuk edilen borcun aylık yaklaşık 20 bin TL’ye denk geldiğini, bu miktarın ise fahiş olduğunu belirterek, müvekkilinin kaçak elektrik kullanmadığının, davalı şirketçe müvekkili aleyhine tahakkuk ettirilen fatura uyarınca 119.384,60-TL tutarında borçlu olmadığının tespiti ile müvekkilin İzmir … İcra Dairesi …Esas sayılı dosyasında uyarınca borçlu olmadığının tespitine, haksız ve kötüniyetli bir şekilde ikame edilen icra takibinden ötürü takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak kaydıyla tazminatın davalıdan alınarak müvekkilimize ödenmesine karar verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini dava ve talep ettiği görülmüştür.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının esnaf mı yoksa gerçek kişi tacir mi olduğunun belirlenmesi gerektiği, davacının tacir olması halinde asliye ticaret mahkemesinin görevli olduğu, aksi takdirde asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu, davacının belirttiği gibi önceki faturalarını düzenli surette ödeyip ödememesiyle bu davanın hiçbir ilgisi bulunmadığını, zira normal elektrik tüketim faturalarının dava dışı …Elektrik Perakende Satış Anonim Şirketi’ne ödendiğini, abonelik sözleşmelerinin de bahse konu şirketle kişiler arasında akdedildiğini, davacı yanca her ne kadar kesilen faturanın fahiş olduğu iddia edilmişse de söz konusu iddianın kabulünün mümkün olmadığını, müvekkil şirket tarafından kaçak elektrik enerjisi tükettiği tespit edilen kişinin kaçak enerji tüketim bedelinin hesaplanarak kaçak elektrik enerjisi tüketiminin faturalandırıldığını, … tarihinde yapılan kontrolde buat kutusundan üç faz harici hat çekildiğinin tespit edildiğini ve … seri numaralı kaçak tutanağı tutulduğunu, sayaca girmeden harici hattın beslediği elektrikli cihazların kurulu güç toplamı 29,30kWh olup harici hat gün sayısı 180 gün; kullanma saati 8 saat tek vardiya; güç 29,30 kWh x 180 gün x 8 saat = 42,192 kWh = 119.384,60-TL olarak hesaplandığını, yapılan işlemlerin Yönetmeliğe uygun olarak yapıldığını, davacı tarafından mezbur faturanın müvekkili şirkete ödenmesi gerektiğini, müvekkili şirketin yıl içinde kaçak elektrik tüketiminden dolayı yaptığı milyonlarca işlem olduğunu ve davacı özelinde kötü niyetli hareket etmeyeceğini, davacının borcundan kurtulmak ve yasayı atlatmak için her yolu denediğini, aynı zamanda davacının kaçak tespiti sırasında fotoğraflama yapılmadığını müvekkillerinin kaçak tespitinden sonradan haberdar olduğunu iddia ettiğini, ancak tespit sırasında çekilen fotoğraflar ile birlikte tespit sırasında tutulan Kaçak Elektrik Tespit Tutanağı incelendiğinde davacının ilgili tutanağı imzalandığının görüleceğini belirterek öncelikle davacının tacir araştırılmasının yapılarak tacir olmaması halinde görevsizlik kararı verilmesi, Mahkeme aksi kanaatte ise esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
DELİLLER :Davacı iddiasını ispata yönelik olarak; İzmir … İcra Dairesi …Esas sayılı takip dosyası, İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …D.iş numaralı dosyası, davalı şirket çalışanları tarafından düzenlenen kaçak elektrik kullanım tespit tutanağı, davalı şirket tarafından uyuşmazlığı konu döneme ilişkin kesilen … tarihli ve … tutarlı fatura, İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği yahut İstanbul Kuru Temizlemeciler Odasına müzekkere yazılarak temin edilecek rayiç işletme elektrik tüketim sorgusu, kurumdan elde edilebilecek, aboneliğe ilişkin tüm elektrik faturaları, tanık anlatımları, bilirkişi incelemesi, keşif, yemin delillerine dayandığı görülmüştür.
Davalı vekili savunmasını ve iddialarını ispat yönünde; EPDK Kurul Kararları, davacıya ait abonelik sözleşmesi, kaçak kullanım faturası, fotoğraflar, Cumhuriyet Başsavcılığı’na bulunulan suç duyurusuna ilişkin dilekçe, kaçak kayıt dökümü, tesisat cari hesap borç dökümü, Kaçak Elektrik Tüketim tespit tutanağı, bilirkişi incelemesi delillerine
dayandığı görülmüştür.
DEĞERLENDİRME :Dava; kaçak elektrik kullanımı nedeniyle düzenlenen faturadan dolayı borçlu olunmadığının tespiti istemiyle icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır.
Yapılan yargılama, toplanan kanıtlar ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde,
Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4. maddesinde, bu kanundan doğan hukuk davalarının ticari dava sayıldığı, aynı Kanunun 5. maddesinin ikinci fıkrasında, bir yerde ticaret mahkemesi varsa asliye hukuk mahkemesinin vazifesi içinde bulunan ve bu Kanunun 4. maddesi hükmünce ticari sayılan davalara ticaret mahkemesinde bakılacağı hususları düzenlenmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4/1. maddesinde her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı hüküm altına alınmıştır. Buna göre bir uyuşmazlığın ticari nitelikte olabilmesi için, her iki tarafın da ticari işletmesini ilgilendirmesi yahut aynı maddenin alt bentlerinde düzenlenen istisnalardan birine dahil olması gerekmektedir.
TTK’nın 14. maddesine göre “Bir ticari işletmeyi kısmen dahi olsa kendi adına işleten kimseye tacir denir.” Aynı Kanunun 17. maddesi hükmünce de; “iktisadi faaliyeti nakdi sermayesinden ziyade bedeni çalışmasına dayanan ve kazancı ancak geçimini sağlamaya yetecek derecede az olan sanat ve ticaret sahipleri tacir değildir.” düzenlemesi yer almaktadır.
Diğer taraftan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hâl böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca ticari davalar asliye ticaret mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Diğer taraftan aynı düzenleme gereğince, asliye ticaret mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’ndan ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemelerce re’sen incelenir.
Dosya kapsamında, gerçek kişi olan davacının İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğü’nden gelen yazı cevabına göre adına kayıtlı ticari işletme kaydına rastlanmadığı, Hasan Tahsin Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün … tarihli yazısına göre davacının … tarihi itibariyle Bornova Vergi Dairesinden nakil olarak geldiği, … itibariyle terk olduğu, daireleri mükellefiyeti bulunduğu dönemlerde ikinci sınıf tacir olarak işletme hesabına göre defter tuttuğunun belirtildiği, davacının yıllık vergisi beyannamelerine göre gayri safi hasılatının esnaf sınırında kaldığı, buna göre davacının tacir sıfatının bulunmadığından uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olmadığı, bu haliyle davanın nispi ticari dava olarak da kabul edilemeyeceği, ayrıca davanın TTK’ nun 4. maddesinde düzenlenen mutlak ticari dava niteliğinde de olmadığı, TTK’nın 4. maddesindeki yasal düzenlenme karşısında uyuşmazlığın 6100 sayılı HMK’nın 2. maddesi uyarınca genel hükümlere göre asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği, taraflar arasındaki abonelik sözleşmesinde davacının abone grubu “ticarethane” olarak belirtilmiş ise de, gerçek kişi olan davacının TTK hükümlerine göre tacir sıfatını haiz olmadığından Yargıtay 3.HD’nin 2016/20355 Esas ve 2018/6970 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere uyuşmazlığın çözümünün 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında kalmadığından Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından görülmesi gerektiği anlaşılmakla mahkememizin görevsizliğine,görevli mahkemenin İzmir Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu anlaşılmakla, HMK.nun 115/2.maddesi uyarınca davanın usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi HMK 294/4 mad. gereğince bir ay içinde açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafından açılan iş bu davada Mahkememizin görevli olmadığı, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu anlaşılmakla, HMK.nun 115/2.maddesi uyarınca davanın usulden REDDİNE,
2- Kararın kanun yoluna başvurulmadan kesinleşmesi halinde kesinleşme tarihinden itibaren iki hafta içinde, kanun yoluna başvurulursa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde gönderme talebinde bulunulduğu takdirde dava dosyasının görevli İzmir Asliye Hukuk Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK.nun 331/2.maddesi uyarınca harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflar vekillerine tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde, mahkememize veya bulunduğu yerde varsa Asliye Ticaret Mahkemesi’ne, yoksa Asliye Hukuk Mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde, istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. …

Katip …

Hakim …

BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR.