Emsal Mahkeme Kararı İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/19 E. 2022/192 K. 22.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/19
KARAR NO : 2022/192

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 11/01/2021
KARAR TARİHİ : 22/02/2022

Mahkememizde görülen Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin Mahkememize sunduğu 11/01/2021 tarihli dava dilekçesi ile; davacı şirketin İzmir Büyükşehir Belediyesi iştiraklerinden olduğunu, kamu hizmeti sunmakta olduğunu, kamu hizmeti olarak toplu ulaşım hizmeti verdiğini, bu hizmeti yerine getirirken, bünyesinde bulunan merkezlerin güvenlik hizmetlerinin yapılması için İhale yoluyla bu hizmetleri almak için mevzuatlara uygun şekilde ihaleler açtığını, Bu bağlamda, 4734 Sayılı Kamu İhale Kanunu ve 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu ve Hizmet İşleri Genel Şartnamesi kapsamında ihale açmak suretiyle “Birim fiyat/Götürü Bedel Hizmet Alımı Sözleşmesi” ile hizmeti aldığını, bu ihaleler 4734 sayılı ve 4735 sayılı yasa kapsamında gerçekleşmiş olduğunu, bu süreç eksiksiz ve mevzuata uygun olarak sonuçlandığını, bu ihaleler, “açık ihale” olarak 01.01.2017-31.12.2017 tarihinde … Özel Güvenlik Hizmetleri Ltd. Şti. ile gerçekleştiğini, yapılan bu ihaleler sonucunda ihaleye en uygun fiyatı veren davalı şirket ile davacı şirketin her bir ihale dönemi için ayrı ve sözleşme kapsamında çalışmaya başladığını, sözleşmelerin temeli güvenlik ve koruma işleri hizmeti satın almak olduğundan, davalıdan istenen hizmet kalitesi ve şartları sözleşme ile maddeler halinde düzenlendiğini, bu doğrultuda davalı şirketin sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirmek için kendi kadrosunu kurduğunu ve sözleşme konusu işi yerine getirdiğini, anılı güvenlik hizmetinin yerine getirilmesi sürecinde davacı şirketin davalının kendi kadrosunu kurmasına ve en önemlisi bu kapsamda sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirmesi sırasında çalışma şekil ve yöntemlerine müdahale etmediğini, bu bağlamda davalının, davacı şirket nezdinde çalışmalarını sözleşmenin gerektirdiği kural ve yükümlülükler kapsamında kendisinin belirlediğini, diğer bir değişle, davacı şirketin davalının hangi işçi ile çalışacağına, işçilerinin hangi şartlarda çalıştığına müdahale etmediğini, ihale dönemlerinde yapılan her bir ihale kendi başına ayrı bir hukuki durum yarattığından, her bir ihale kapsamında ticari şartları yeniden belirlendiğini, belirlenen ticari şartlara uygun olarak da davalının yeniden yapılanarak ve sözleşme kapsamında yükümlülüklerini yerine getirdiğini, tüm bu süreçte, ihaleden doğan ücret ödeme yükümlülüğünü davacı şirketin eksiksiz ve tam olarak Kamu İhale Kanunu kapsamında mevzuata uygun bir şekilde yerine getirdiğini, davacı şirketin ihale dönemlerinin sona ermesine müteakip davalı şirket ile arasındaki ticari ilişkiyi sona erdirdiğini, bu nedenle de davalının kendi işçileri ile arasındaki hukuki ilişki davacı şirketi bağlamadığını, keza, ihale dönemi sona erdiğinde, Birim Fiyat/Götürü Bedel Hizmet Alımı Sözleşmesi de sona erdiğini, bu nedenle davalı şirketin çalışanlarının işçilik haklarından davacı şirketin sorumlu olmadığını, taraflar arasında 4734 Sayılı Kamu İhale Kanunu ve 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu ve Hizmet İşleri Genel Şartnamesi kapsamında, *01.01.2017-31.12.2017 tarihleri arasında imzalanan Hizmet Alım Sözleşmesinin Güvenlik Hizmet Teknik Şartnamesi 8.21. Maddesi; “Yüklenicinin yanında çalıştırdığı personelin tüm sigorta primleri, işveren hissesi, iş yasası, SGK ve Sosyal Güvenlik mevzuatından doğan ve benzeri ödemeleri yüklenici tarafından ödenecektir.” hükmü yer aldığını, sözleşmenin ilgili maddesinde yer alan düzenleme uyarınca da dava dışı işçilerin tüm işçilik alacaklarından davalı yüklenici şirketin sorumlu olduğu atılan imzalarla da sabitlendiğini, davalı şirketin işçisi olan …’ın da bu ihale sözleşmeleri kapsamında davacı şirkette güvenlik işçisi olarak çalıştığını, dava dışı işçi, işçilik alacaklarının tahsili talebiyle davacı şirkete dava ikame ettiğini, aşağıda belirtilen mahkeme ilamları doğrultusunda davacı şirket asıl işveren sıfatıyla tek başına sorumlu tutulduğunu ve ödeme yapma durumunda kaldığını, davalı şirketin işçisi olan … da bu ihale sözleşmeleri kapsamında davacı şirkette güvenlik işçisi olarak çalıştığını, dava dışı işçi …’ın, işçilik alacaklarının tahsili talebiyle davacı şirket aleyhine dava ikame ettiğini, İzmir 8. İş Mahkemesinin …/… Esas …/… Karar sayılı ilamı ile davanın kabulüne karar verildiğini, İşbu karara karşı davacı tarafından yapılan istinaf başvurusu İzmir Bölge Adliye Mahkemesinin 3. Hukuk Dairesinin …/… Esas …/… Karar sayılı kararı ile kesin olarak reddedildiğini, Yerel mahkeme kararının tebliği üzerine işçilik alacaklarının tahsili talebiyle İzmir 5. İcra Müdürlüğünün…/… Esas sayılı dosyasıyla davacı şirket aleyhine icra takibi başlatıldığını, davacı şirket tarafından 17.969,66-TL icra dosyasına ödeme yapıldığını, ayrıca İzmir 5. İcra Müdürlüğü …/… dosyası üzerinden de vekalet ücreti ve yargılama gideri talebiyle takip başlatıldığını, davacı şirket tarafından 3.457,32-TL ödeme yapıldığını, bu bedelin 17.969,66-TL ve 3.457,32-TLnin yarısı olan 3.457,32-TL olmak üzere toplam 21.426,98-TLnin davalı şirketten rücuen tahsilini talep ettiklerini, davacı şirket ile davalı şirket arasında imzalanan hizmet alım sözleşmesi gereği, yüklenicinin çalıştırdığı işçilerin tüm işçilik alacaklarını ödeme sorumluluğu altında olduğu, işbu hizmet alım sözleşmesi tarafların serbest iradeleri ile imzalanmış olduğundan taraflar için bağlayıcı nitelikte olduklarını, bu durumda davalı şirket dava dışı işçi … yapılan ödemelerin tamamından sorumlu olduklarını, bu ödemelere yargılama gideri, vekalet ücreti ve diğer giderler de dahil olduğunu, işbu uyuşmazlıkla ilgili İzmir Arabuluculuk Bürosunda ticari uyuşmazlıklarda dava şartı arabuluculuk alternatif ihtilaf çözüm yoluna başvurulduğunu, …/… sayılı arabuluculuk dosyası üzerinden davalı şirket ile anlaşmaya varılamadığını, belirtilen dönemlerde davalı şirket işçisi olarak çalışmakta iken iş akdi sona eren …’a davacı şirket tarafından toplamda 21.426,98-TL tutarındaki işçilik alacağı ödemesinden, dava dışı işçinin alt işvereni olması sebebiyle aradaki sözleşme hükümleri ve bu konudaki Yargıtay içtihatları doğrultusunda davalı şirket sorumlu olduğundan yapılacak bilirkişi incelmesi belli olacağını, bu sebeple davalı … Özel Güvenlik Hizmetleri Ltd. Şti. işçiye davacı şirket tarafından yapılan ödemeye dayanarak rücuen işbu davayı ikame ettiklerini, yukarıda açıklanan sebeplerle fazlaya ilişkin talep ve dava haklarının saklı kalmak kaydıyla, davacı şirket tarafından dava dışı işçi … yapılan 17.969,66-TL’nin ödemenin yapıldığını 25.07.2019 tarihinden ve 3.457,32-TLnin ödemenin yapıldığını 12.07.2019 tarihlerinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalı şirketten tahsili ile davacı şirkete ödenmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin de davalı şirkete yükletilmesini talep ve dava ettikleri görülmüştür.
Dava dilekçesinin davalı şirkete tebliğ edildiği, davacı şirket vekilinin 01/03/2021 tarihli yanıt dilekçesi ile; Davacı şirketin davalı şirketten rücu ile talep etmiş olduğu işçilik alacakları ve rücu davası açma süresi dolduğundan davanın zamanaşımına uğradığını, Dava dışı işçiye en son 25.07.2019 tarihinde işçilik alacaklarının davacı tarafından ödendiğini, davacının ise Mahkeme nezdinde ki davayı 11.01.2021 tarihinde ikame ettiklerini, her ne kadar 10 yıllık genel zamanaşımı süresi bulunsa da; davacı rücu talep edeceği taşeron firmaları ödeme zamanında bilecek durumda olduğundan, 1 yıllık zamanaşımı süresi geçmiş bulunduğunu, işbu sebeple öncelikle davanın zamanaşımı yönünden reddini talep ettiklerini, dava dışı işçi …’ın, davalı şirkette belirli süreli iş sözleşmesine istinaden, çalıştığını, davacının iş akdi, davalı şirketin asıl işveren ile olan alt işverenlik sözleşmesinin sonlanması neticesinde sona erdiğini, davalı şirketin kıdem tazminatından sorumlu olabilmesi için dava dışı işçinin işveren bünyesinde çalışma süresinin en az 1 yıl olması gerektiğini, bu sebeple davalı aleyhine bu davanın açılma şartının gerçekleşmediğini, asıl işveren olan davacı yönünden hizmet akdi belirsiz süreli , taşeron firmalar yönünden ise hizmet akdinin belirli süreli kabul edilmesi gerektiğini, asıl işveren nezdinde çalışan işçilerin her ihale döneminde farklı taşeron firmalarda sigorta girişi yapılmakta, işin sona ermesinde ise çıkışı yapılıp, ihaleye alan yeni taşeron firmada sigorta girişi yapıldığını, işbu sebeple, asıl işveren olan davacı yönünden hizmet akdi belirsiz süreli, ihaleyi alan firmalar yönünden ise belirli süreli hizmet akdi söz konusu olduğunu, Kamu kurumlarınca yapılan personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alımlarında, işçilerin kıdem tazminatlarının sözleşme gideri kapsamından çıkarılması, kıdem tazminatı ödeme yükümlüğünün yegane sorumlusunun kamu kurumları olduğunu açıkça görüldüğünü, davacının sevk ve idaresi davacı yanca sağlandığından davalı şirketin sair alacaklardan sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, davalı şirket, davacıya ihale ve sözleşme gereği çalışan temin ettiğini, davalı şirketin burada yaptığı şey sadece çalışan temin etmek olduğunu, temin ettiği çalışan üzerinde herhangi bir sevk ve idare yetkisi bulunmadığını, dolayısıyla dava dışı işçinin yıllık izin, fazla mesai, UBGT alacağı gibi sair alacak kalemlerinden davalı şirketin sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, kabul anlamına gelmemekle beraber, kıdem tazminatından kamu kurumları yarı yarıya sorumlu olduklarını,davanın süresi içinde açılmadığından usulden reddine, vekaletin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ettikleri görülmüştür.
Dava, davalı şirket ile davacı arasında imzalanan Güvenlik Hizmeti Alımına ilişkin sözleşme uyarınca davalı şirket nezdinde çalışan dava dışı üçüncü kişinin işçi alacakları olduğu iddiası ile davacı aleyhine açılan dava da, dava dışı kişi lehine hükmedilen alacak bedellerinden davalı yüklenicinin sorumlu olduğu gerekçesi ile davacı tarafından dava dışı kişiye ödenen bedellerinin rücuen tahsili istemine ilişkin alacak davasıdır.
Davalı tarafça her ne kadar zamanaşımı itirazında bulunulmuş ise de, taraflar arasında mevcut sözleşme ilişkisi dikkate alındığında TBK Md. 146 uyarınca 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu anlaşılmış, davanın süresinde olduğunun kabulü gerektiği görülmüştür.
İzmir 5. İcra Müdürlüğü’nün…/… ve …/… Esas sayılı takip dosyalarının, İzmir İş Mahkemesi’nin …/… Esas Sayılı dosyasının celp edilerek dosya içine alındığı görülmüştür.
İzmir 8. İş Mahkemesi’nin …/… Esas …/… Karar sayılı dosyası uyap üzerinden istenmiş, yapılan incelemesinde davacının dava dışı … olduğu, davalıların dosyamız davacısı şirket ile dosyamız davalısı şirket olduğu, yapılan yargılama sonunda davacının davasının kabulü ile iş akdinin feshinin geçersizliğine, davacının davalı … Özel Güvenlik Hizmetleri Ltd. Şti’de işe iadesine, ayrıca 1 aylık brüt çıplak ücretin 4 ay karşılığı olan 8.866,00 TL tazminat miktarının tespiti ile bu bedelin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verildiği, kararın istinaf edilmesi üzerine İzmir BAM 3. Hukuk Dairesi’nin …/… Esas …/… Karar sayılı ilamı ile istinaf isteminin reddine, kararın resen yapılan inceleme ile kaldırılmasına, davanın kabulüne, fesih işleminin geçersizliğine ve davacının … Özel Güvenlik Hizmetleri Ltd. Şti’de işe iadesine, davacının kıdemi, fesih nedeni dikkate alınarak tazminat miktarının davacının 4 aylık brüt ücreti üzerinden belirlenmesine, davacının işe iade için işverene süresi içinde başvurması halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşmesine kadar doğmuş olan en çok 4 aylık ücret ve diğer haklarını davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilinin gerektiğine karar verildiği, kararın kesin olduğu anlaşılmıştır.
İzmir 5. İcra Müdürlüğü’nün…/… Esas sayılı takip dosyasında; alacaklının dava dışı … olduğu, borçluların dosyamız davalısı şirket ile dosyamız davacısı şirket olduğu, boşta gezen 4 aylık ücret, işe başlamama tazminatı olarak 4 aylık ücret ve bu ücretlere işlemiş faizlerle birlikte toplam 15.237,24 TL alacak isteminde bulunduğu, dosyamız davacısı şirket tarafından ödemenin yapıldığı anlaşılmıştır.
İzmir 5. İcra Müdürlüğü’nün …/… Esas sayılı takip dosyasının yapılan incelemesinde; alacaklının dava dışı … olduğu, borçluların dosyamız davalısı şirket ile dosyamız davacısı şirket olduğu, İzmir BAM 3. Hukuk Dairesi’nin …/… Esas …/… Karar sayılı ilamı dayanak gösterilmek sureti ile toplam 2.925,86 TL tutarında vekalet ücreti, yargılama gideri ve işlemiş faizlerin istendiği, dosyamız davalısı şirket tarafından ödeme yapılarak dosyanın kapatıldığı anlaşılmıştır.
Davacı şirket ile davalı arasında imzalanan ve davaya dayanak gösterilen Özel Güvenlik Hizmeti Satın Alınması hizmet alımına ilişkin 03/11/2016 tarihli sözleşme ile 20 kişilik Özel Güvenlik Hizmeti Alımına ait 09/09/2015 tarihli sözleşmeler celp edilerek dosyamız içine konmuştur. Ayrıca davacı vekili tarafından özel güvenlik hizmeti alımı teknik şartnamesinin dosyaya sunulduğu anlaşılmıştır.
Şartnamenin 8.21 no’lu bendinde “Yüklenicinin yanında çalıştırdığı personelin tüm sigorta primleri, iş veren hissesi, iş yasası, SGK ve Sosyal Güvenlik Mevzuatından doğan vb. Ödemeleri yüklenici tarafından ödenecektir.” hükmünün yer aldığı görülmüştür.
Davacı şirket nezdinde davalı şirket ile yapılan sözleşme süresince yapılan ödemeler ve işlemlere ilişkin kayıtların CD ortamında dosyaya sunulduğu anlaşılmıştır.
Mahkememiz nezdinde açılan dava da dava konusu alacak istemi yönünden incelemenin yapılması, taraflar arasında mevcut sözleşmeler birlikte incelenmek sureti ile dava dışı işçiye yapılan ödemenin davalıdan rücu hususunun belirlenmesi ve davalıdan talep edilebilecek bedelin hesaplanması için dosyanın uzman bilirkişiye tevdi edildiği, 08/09/2021 tarihli bilirkişi raporunun dosyaya sunulduğu görülmüştür.
Raporun yapılan incelemesinde; Hukuki yön ve delillerin değerlendirilmesi, İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesine ait olmak üzere, Yargıtay 23.H.D. ile Yargıtay 15.H.D. sinin güncel kararları uyarınca, davacı asıl işveren tarafından icra takibi sonrasında ödenen boşta geçen süre ücreti, işe başlatmama tazminatı ile bu alacakların işlemiş faizi ile yargılama ve icra giderlerinden davalı alt işveren ile davacının yarı oranda sorumlu olacakları kabul edilerek gerekli hesaplamaların yapıldığı ve Mahkememizin takdirine sunulduğu, Yargıtay kararlarına göre, dava ve uyuşmazlığın iş hukuku değil, borçlar hukuku hükümlerine “İş hukukunda geçerli olan mevzuat ve içtihatlara göre yapılan değerlendirmelerin iş bu davada esas alınamayacağını, davacının İş Kanunu’ndan kaynaklanan müteselsil sorumluluğunun gereği olarak icra takibi sonrasında 29.07.2019 tarihinde ödemek zorunda kaldığı toplam 17.969,66b nin, 8.984,834 TL’sinin 30.07.2019 tarihinde ödemek zorunda kaldığı 3.457,32 TL’nin, 1.728,66 TL’sini davalı alt işverenden rücuen talep edebileceği, analiz ve hesap edildiğini, yukarıda yer alan Analiz ve hesaplamaların, Yargıtay 23.H.D., Yargıtay 15.H.D. İle İzmir BAM 13.H.D.’sinin ilke kararları ve güncel içtihatlarına göre yapılmış olmakla birlikte; Davacının ödediği ve talepte bulunduğu toplam 17.969,66 TL’den davalının sorumlu olabileceği tutar ile Mahkemece belirlenecek bu tutarın ödeme veya dava tarihinden (29.07.2019 – tarihli Reddiyat makbuzu ile17.969,66 TL’nin 30.07.2019 tarihli Reddiyat makbuzu ile 3.457,32 TL &, ödeme yapıldığı/ İş Mahkemesinde görülen davada, davalı alt işverenin davalı konumunda olduğunun görüldüğü tarihten itibaren işleyecek yasal faizinin takdirinin Mahkemenize ait olacağı görüş ve kanaatini bildirdiği görülmüştür.
Dava dışı kişi tarafından dosyamız davacısı ve davalısı aleyhine açılan davada talebin işe iade ve dava dışı işçinin yasal süre içinde başvurusuna rağmen davalı iş veren tarafından süresinde işe başlatılmaması halinde dava dışı işçinin 4 aylık brüt ücretinin, ayrıca işe iade için başvurması halinde hak kazanılacak olan kararın kesinleşmesine kadar doğmuş olan en çok 4 aylık ücret ve hakların tahsiline karar verildiği ve dava dışı işçi tarafından gerek davacı ve gerekse davalı şirket aleyhine icra takiplerinin başlatıldığı, dosyamız davacısı şirket tarafından icra takip dosyalarında ki hesaplanan bedellerin icra dosyasına yatırıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasında imzalanan hizmet alım sözleşmesi ve bu sözleşmeye bağlı olarak taraflarca imzalanan şartname birlikte değerlendirildiğinde, davacı tarafından güvenlik hizmeti alımı için davalı şirketin yüklenici olarak bu işi üstlendiği, tarafların tacir olduğu dikkate alındığında taraflar arasında imzalanan sözleşmenin de sözleşme serbestisi kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, davacının sözleşmede açık hüküm olması nedeni ile üçüncü kişiye yaptığı ödeme yönünden sözleşmeye bağlı şartnamenin 8.21 no’lu bendi dikkate alındığında yüklenici nezdinde çalışan olduğu kabul edilen üçüncü şahıs işçinin işçilik alacaklarının muhatabının da yüklenici olması gerektiği anlaşılmıştır. Her ne kadar bilirkişi raporunda tarafların eşit yüklenmesi gerektiği yönünde görüş bildirilmiş ise de, açıklanan gerekçelerle bu hususa itibar edilemeyeceği görülmüştür.
Dosyada yapılan yargılama ve toplanan delillere göre: davacının açtığı ihale sonrası davalı ile yapılan sözleşme uyarınca bu sözleşmeye bağlı şartname hükümleri birlikte değerlendirildiğinde dava dışı işçiye yapılan ödeme yönünden davacının davalıya rücu hakkının doğduğunun kabulü gerektiği, davacı tarafından İzmir 5. İcra Müdürlüğü’nün…/… Esas sayılı takip dosyasında 29/07/2019 tarihinde yapılan toplam 17.969,60 TL ödeme ile İzmir 5. İcra Müdürlüğü’nün …/… Esas sayılı takip dosyasında 30/07/2019 tarihinde yapılan toplam 3.457,32 TL ödemenin varlığının tespit edildiği, bu bedellerden davalının iş veren sıfatı ile sorumlu olması gerektiği, sözleşme hükümlerine göre dava dışı çalışanlar ile yüklenici arasında ki ilişkinin işçi-işveren ilişkisi olduğu, davacı şirket ile doğrudan herhangi bir bağlantılarının bulunmadığı, bu hususun sözleşmede de belirtildiği, bu haliyle davacı tarafından yapılan ödemeler yönünden rücu hakkının doğduğunun kabulü gerektiği, sonuç itibariyle davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği anlaşılmış aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
Davanın KABULÜNE,
17.969,60 TL alacağın 29/07/2019 tarihinden itibaren 3.457,32 TL alacağın 30/07/2019 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Kabul edilen bedel üzerinden hesaplanan 1.463,70 TL harçtan, peşin alınan 365,92 TL harcın mahsubu ile 1.097,78 TL karar ve ilam harcının davacıya iadesine,
Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden vekilin harcadığı emek ve mesaiye karşılık yürürlükte bulunan AAÜT ne göre 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Davacı tarafından yapılan 433,72 TL başvuru harcı, 550,00 TL Bilirkişi ücreti, 41,00 TL tebligat ve yazışma gideri olmak üzere toplam 1.024,72 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Karar kesinleştiğinde artan gider avansının taraflara ödenmesine,
6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunun mad.18/A-13 hükmü uyarınca dava şartı arabuluculuk ücreti olan ve tarafların anlaşamamaları nedeni ile Adalet Bakanlığı Bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL’nin davada haksız çıkan davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
Davalı Arabuluculuk faaliyeti sırasında kendisini vekille temsil ettirdiğinden vekilin harcadığı emek ve mesaiye karşılık A.A.Ü.T mad. 16/2-c hükmü uyarınca 900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Dair karar, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvuru yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı.22/02/2022

Yazman …
e-imza

Yargıç …
e-imza