Emsal Mahkeme Kararı İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/169 E. 2021/559 K. 06.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/169 Esas
KARAR NO : 2021/559

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 10/03/2021
KARAR TARİHİ : 06/07/2021

Mahkememizde görülen İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından Mahkememize verilen 10/03/2021 tarihli dava dilekçesi ile, …/01/2019 tarihinde davacı şirkete kasko sigortalı … plakalı araca davalı … … sevk ve idaresindeki … plakalı iş makinesi ile çarpması neticesinde maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiğini, kazanın oluşumunda davalı araç sürücüsü … …’ın 2918 sayılı Karayolları Trafik kanunun 84-j maddesi uyarınca asli ve tam kusurlu olduğunun tespit edildiğini, kaza neticesinde … PLAKALI ARAÇTA 5.016,15 TL’lik hasar meydana geldiğini, bu bedelin davacı şirket tarafından ödendiğini, ödenen bedelden, kazada kusurlu durumda bulunanlara kusur oranında rücu etme zorunluluğunun doğduğunu, davalı tarafın kusur oranının %100 olduğundan, rücu bedeli olan 5.016,15 TL den davalı tarafların sorumlu olacağının davacı tarafından sigortalısına yapılan ödeme neticesinde, Türk Ticaret Kanunun halefiyete ilişkin hükümleri uygulama alanı bulduğunu, kazaya sebebiyet veren davalılar araç sürücüsü/maliki hakkında İzmir …. İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, borçlulara ödeme emri gönderildiğini, borçlunun haksız olarak itiraz ederek takibi durdurduğunu, itirazın iptalini, takibin devamına karar verilmesini yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı borçlulara yüklenmesini talep ve dava etmiştir.
Dava dilekçesi davalı … Başkanlığına tebliğ edilmiş, davalı … vekili tarafından mahkememize verilen 22/04/2021 tarihli cevap dilekçesi ile, kazanın meydana gelmesinde davalı …’ye atfedilebilecek bir kusur ve sorumluluğun bulunmadığını, davalı Belediyeye ait … plakalı iş makinesinin kazaya karıştığı yerin, trafik kazası tespit tutanağında da belirtildiği üzere Şantiye alanı olduğunu, … Sigorta A.Ş ye sigortalı … plakalı aracın şantiye alanında park halinde bulunmaması gerekirken, park etmenin yasak olduğu bir noktada bulunduğunu, kazanın oluşumunda davalı …’ye ait araca ilişkin sorumluluktan bahsedilmeyeceğini, düzenlenen kaza tespit tutanağında tüm sorumluluğun … plakalı aracın sürücüsü olan diğer davalı … …’a yüklendiğini, tek taraflı düzenlenen raporun kabulünün mümkün olmadığını, kazanın oluş şekli ve kaza sonrası olay yerinde çekilen fotğraflardan da anlaşılacağı üzere tüm sorumluluğun tek bir tarafa yükletilmesinin haksız olup hakkaniyet içermediğini, kaza mahalinde yapılacak keşif neticesinde dinlenecek tanıklarla da bu durumun ortaya çıkacağını, davanın reddini, davacının haksız takip ve dava nedeniyle %20 den aşağı olmamak üzere icra-inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
Davalı …’ın dava dilekçesinin tebliğine rağmen yanıt vermediği ve herhangi bir beyanda bulunmadığı anlaşılmıştır.
İzmir …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası celp edilerek dosyamız içerisine alınmış yapılan incelemesinde, alacaklının dosyamız davacı şirket olduğu, borçluların dosyamız davalıları olan … Belediye ve … olduğu, her bir borçlu yönünden asıl alacak ve faizin gösterildiği, … Belediyesi yönünden 4.250,98 TL, davalı … yönünden ise 765,17 TL asıl alacak üzerinden genel haciz yoluyla icra takibi başlatıldığı, takibe davalılar tarafından süresinde itiraz edilmesi üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Dava dilekçesine ekli olarak davacı şirket tarafından sigortalanan … plakalı araca ilişkin düzenlenen ve kaza tarihini kapsayan … nolu Genişletilmiş Kasko Sigorta Poliçesi ile kazaya ilişkin düzenlenen hasar dosyası, aracın tamirine ilişkin kayıtların bulunduğu görülmüştür.
Dava davacı şirket tarafından kasko sigortası ile sigortalı … plakalı araçta oluşan hasarın tazmini sonrasında kazaya karışan karşı taraf iş makinesi maliki Büyükşehir Belediyesi ve sürücüsü aleyhine açılan rucüen tazminat davasıdır. Davacı … kendi sigortalısına ait araçtaki hasarın tazmini sonrası sigorta ettirenin halefi olduğu gerekçesiyle, davalılar aleyhine icra takibi başlatmıştır.
Davacı … ile davalılar arasındaki hukuki ilişki TBK 49 vd hükümlerine göre, haksız fiilden kaynaklıdır.
Taraflar arasında haksız fiilden kaynaklı uyuşmazlık olup davacı şirket kendi sigorta ettirenine halef olması nedeniyle, sigorta ettirenin yerine geçerek istemde bulunmuş, TBK mad. 49 ve devamı maddelerde hüküm altına alınan ilkelere göre değerlendirmenin bu hükümler çerçevesinde yapılması gerektiği Mahkememizce tespit edilmiştir.
TTK md 16/2 hükmüne göre, Belediye Başkanlıklarının herhalükarda tacir olmadığı hüküm altına alınmıştır.
TTK mad. 4 ile ticari davaların tanımı yapılmış her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davalarında görevli Mahkemenin Ticaret Mahkemeleri olduğu, tarafların tacir olup olmadığına bakılmaksızın hangi uyuşmazlıkların ticari dava olduğu hususu ayrıntılı olarak açıklanmıştır. Bu açıklamaya göre TBK mad. 49 ve devamında belirtilen haksız fiile ilişkin uyuşmazlıkların doğrudan doğruya ticari dava niteliğinde kabul edilmediği madde metninden açıkça anlaşılmaktadır.
TTK md 5 uyarınca, Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu hususların açıklandığı ve buna göre Asliye Ticaret Mahkemesi ve Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu bu durumda göreve ilişkin hükümlerin uygulanacağı belirtilmiştir. HMK md 2 de Asliye Hukuk Mahkemelerinin genel görevli mahkeme olduğu hüküm altına alınmıştır.
Gerek davalı … Başkanlığının, gerekse davalı … …’ın tacir olmadıkları, taraflar arasındaki uyuşmazlığın haksız fiilden kaynaklandığı ve bu uyuşmazlığın genel hükümler uygulanmak suretiyle çözümü gerektiği, bu haliyle genel görevli mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesinin söz konusu uyuşmazlıkta görevli olduğu, HMK md 114/1-c hükmüne göre, görev hususunun dava şartları içinde sayıldığı, görevin, yargılamanın her aşamasında gerek taraflarca ileri sürülebileceği gibi gerekse mahkemece resen dikkate alınması gerektiği, bu haliyle mahkememizin görevli olmadığı, davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmış aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle,
Davanın mahkememizin görevsizliği nedeni ile usulden REDDİNE, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna,
Karar kesinleştiğinde ve yasal süresi içinde başvuru olduğu taktirde, dosyanın görevli İzmir Asliye Hukuk Mahkemesine Gönderilmesine,
Harç ve yargılama giderlerinin HMK md.331 uyarınca görevli/yetkili mahkeme tarafından ele alınmasına,
HMK 20. Md. Uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra başvuru olmadığı takdirde dosyanın mahkememizce ele alınarak davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği hususunun dikkate alınmasına,
Dair karar, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvuru yolu açık olmak üzere davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 06/07/2021

Yazman …
e -imzalıdır

Yargıç …
e -imzalıdır