Emsal Mahkeme Kararı İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/164 E. 2021/668 K. 30.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/164
KARAR NO : 2021/668

DAVA : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/05/2016
KARAR TARİHİ : 30/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
DAVA : Davacı vekili, dava dilekçesi ve duruşmalarda özetle; Müvekkili şirket ve davalı şirketler arasında … (… tesisat numaralı ) -… ve … abone nolu elektrik abonelerinin sözleşmesi bulunduğunu, şirketten haksız olarak elektrik tüketim sarfiyatı bedeli dışında kayıp-kaçak bedeli, perakende satış hizmet bedeli, iletim bedeli, dağıtım bedeli, okuma bedeli trafo kaybı adı altında tahsilatlar yapıldığını, Bu düzenlemeyi yapan Enerji piyasası düzenleme kuruluna tüketicilere yapılacak elektrik satışlarında uygulanacak fiyatlandırmaya esas unsurları tespit etme görevi verilmiştir. Bu maddede anlatılmak istenen husun 1.kW elektrik enerjisinin tüketicilere ulaşıncaya kadarki maliyet ve kar payı olup yoksa enerji piyasası düzenleme kuruluna sınırsız bir fiyatlandırma unsuru belirleme yetkisi ve görevi vermediği, bu kesintilerin Anayasa, kanun, yönetmelik ve içtihatlara aykırı olduğu, 21.05.2014 tarihli Yargıtay genel kurulunun kararı gereği T.C Yargıtay … Hukuk dairesinin Esas 2014 /7090 Karar 2014/13588 ve 20.10.2014 tarihli kararı ile hizmet karşılığı olmaksızın tahsil edilen tüm bedellerin haksız tahsil edildiği ve iadesi gerektiğini karara bağladığını bildirerek belirsiz alacak talebi niteliğinde olmak üzere şimdilik 15.000TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek reskont avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesi ve duruşmalarda özetle; müvekkili şirketin mevzuat gereğince kısmi bölünme yöntemi ile 13.12.2012 tarihinde ticari sicile tescil edilerek kuruluş işlemlerinin tamamlandığını, müvekkili şirketin 01.01.2013 tarihi itibariyle İzmir ve Manisa illerinde perakende satış faaliyetlerini sürdürdüğünü, buna göre dava konusu taleplerin muhataplarının EPDK ve … a.ş GN md ye karşı açılması gerektiğini, davada müvekkiline husumet düşmediğini, alacağın zaman aşımına uğradığını davacı alacağının tamamını bildiği halde belirsiz alacak niteliğinde dava açmasının bu yönden dava şartı gerçekleşmediği için dava açılmasının usule aykırı olduğunu, davanın usulden reddi gerektiğini, esas yönünden ise kayıp kaçak bedeli gibi iddia konusu hususların mevzuat gereği zorunlu olduğunu, elektrik şirketlerinin gelir giderlerinin kamu otoriteleri tarafından belirlendiğini, mevcut tarife yapısı içerisinde tahsil edilen bedeller müvekkil şirket uhdesinde kalmadığını, 4628 sayılı Kanun’un 5/6-c maddesinde; “tüketicilere elektrik enerjisi hizmeti verilmesini teminin gerekli düzenlemeleri yapmak.” görevi EPDK’ya verildiğini, davacı elektriğini esasen muhatabı olmadığını beyan ettiği … A.Ş perakende satış şirketinden aldığını müvekkil şirketinin elektrik satışı yapmadığını, iş bu davada inceleme konusu yapılması gereken Yargıtay kararları değil mevzuat ve düzenleyici işlemler olduğunu, mevzuatı yok sayarak Yargıtay kararına göre karar vermek yargı kararlarının ikinci kaynak olduğu ilkesiyle bağdaşmadığını, davacının tacir olması nedeni ile Yargıtay genel kurulunun içtihadının dava konusu olarak uygulanamayacağını bildirerek Hal böyle iken açılan davanın usul yasa hakkaniyet ilkelerine aykırı olup red edilmesinin gerektiğini talep ettiği görülmüştür.
DELİLLER : Davacı taraf iddilarında ispata yönelik aboneliklere ait faturalar, Yargıtay ilamları, bilirkişi incelemesi vesair her türlü delillere dayandığı görülmüştür.
Davalı tarafın savunmalarını ispata yönelik EPDK kurul kararları, abone sozleşmesi ve kayıtları ile bilirkişi incelemesi vs. her türlü yasal delile dayandığı görülmüştür.
Tarafların dilekçeleri ekinde sundukları belgeler ile dosyaya temini istenen belge kayıtların temiine mütakiben, dava dosyası bilirkişi …’e tevdi olunmuş, yapmış olduğu inceleme sonunda düzenlemiş olduğu 12/07/2017 tarihli rapor ile davacıya ait aboneliklerden dolayı 6719 sayılı yasanın yürürlüğe girmesinden önce yürürlükte olan mevzuata göre toplam davalı şirketçe 48.479,00 TL haksız tahsilat yapıldığı, 6719 sayılı yasayla değişik 6446 sayılı kanunun 17. maddesi uyarınca yapılan kesintilerin EPDK tarafından düzenlenerek onaylanan elektrik tarifelerine uygun olduğu, tarife dışı tahsil edilen bir bedelin bulunmadığını beyan ettikleri görülmüştür.
Mahkememizce yapılan yargılama neticesinde 14/09/2017 tarihinde … Esas ve … Karar sayılı ilam ile davanın reddine karar verildiği, verilen kararın davacı vekili tarafından istinaf edildiği, İzmir BAM … HD’nin … esas, … Karar ve 22/06/2018 tarihli ilamı ile yerel mahkemenin kararının kaldırılmasına karar verildiği, davalı şirket vekili tarafından 17/10/2018 tarihli dilekçe ile İzmir BAM tarafından verilen kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay … HD’nin … Esas, … Karar ve 24/06/2020 tarihli ilamı ile “davacı şirketin ilgili KHK’da yer aldığı ve kapatıldığı anlaşıldığından, dava hakkında 675 sayılı KHK’nın 16.maddesi kapsamında değerlendirme yapılabilmesi için kararın bozulması gerekmiştir” gerekçesiyle bozma kararı verildiği ve dava dosyasının Mahkememizin yukarıdaki esasına kaydı yapıldığı anlaşılmıştır.
DEĞERLENDİRME : Dava; elektrik abonelik sözleşmesinden kaynaklanan ve fazladan ödendiği ileri sürülen bedelin istirdatı istemine ilişkindir.
Yapılan yargılama, toplanan kanıtlar ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;
Davacı ile davalı arasında elektrik tüketimine ilişkin abonelik sözleşmesinin bulunduğu, davalının normal tüketim bedelinin yanısıra davaya konu kayıp-kaçak v.s bedeller adı altında bir takım miktarları da davacı adına düzenlenen faturaya eklediği ve bu bedellerin davacıdan tahsil edildiği, davacının tahsil edilen bu bedellerin istirdatı istemiyle iş bu davayı açtığı, ancak dava açıldıktan sonra 17.06.2016 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı yasanın 21.maddesi ile 6446 sayılı yasanın 17,19 ve 20.maddeleri değiştirilerek davaya konu kesintiler hakkında dava açılamayacağının belirtildiği, söz konusu bu değişikliğin Anayasa Mahkemesi’nin 15.02.2018 tarih … sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 28.12.2017 gün … Esas ve … Karar sayılı kararı ile sadece açılan davalarda denetimin, yapılan kesintilerin EPDK karar ve ilkelerine uygun olup olmayacağı ile sınırlı olduğuna dair hükmün iptaline karar verildiği, diğer kanun maddelerine ilişkin itiraz ve iptal taleplerinin reddedildiği, bu kapsamda elektrik abonelerinden kayıp kaçak v.s adlar altında tahsil edilen bedellerin iadesi hususunda dava açılamayacağına dair kanun hükmünün halen yürürlükte olduğu, bu durumda aboneden yapılan kesintilerin sözleşmeye ve yasal mevzuata uygun olup olmadığının incelenmesi gerekmekte ise de 6446 sayılı yasanın ilgili hükümleri uyarınca yapılan kesinti haksız olsa dahi dava açılamayacağı anlaşıldığından bu hususta inceleme yapılması olanağı bulunmadığı, bu itibarla yapılan kesintinin EPDK’nın tarifelerine ilke ve kararlarına uygun bulunduğu müddetçe kesintilerin dava yoluyla istenmesi olanağının bulunmadığı, dosyada mevcut bilirkişi raporuna göre, davacıdan yapılan kesintilerin EPDK’nın düzenleyici işlemlerine uygun olduğu, EPDK’nın belirlediği oran ve miktarların dışında kesinti yapılmadığının saptandığı, bu nedenle davacının davanın açılmasından sonra 6719 sayılı yasa yürürlüğe girmesi nedeniyle davanın konusu kalmadığından açılmış bulunan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, davacı taraf dava açıldığı tarihte dava açmakta haklı bulunduğundan dava açıldıktan sonra yürürlüğe giren geçmişe etkili yasa gereği davanın kabul edilmemesi nedeniyle haksız çıkmasına rağmen yargılama giderlerinden sorumlu tutulmamasına ve davacı lehine maktu vekalet ücreti verilmesine, davalı lehine vekalet ücreti verilmemesine karar verilmiş, her ne kadar Yargıtay … HD’nin … Esas, … Karar ve 24/06/2020 tarihli ilamı ile “davacı şirketin ilgili KHK’da yer aldığı ve kapatıldığı anlaşıldığından, dava hakkında 675 sayılı KHK’nın 16.maddesi kapsamında değerlendirme yapılabilmesi için kararın bozulmasına karar verilmiş ise de, 675 sayılı KHK’nın kapatılan şirketlerin davalı olarak yer aldığı davalara ilişkin olduğu, somut olayda ise 674 sayılı KHK ile kapatılan şirketin davacı olarak yer aldığı anlaşıldığından somut olayda 675 sayılı KHK hükümleri uygulanmamış ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi HMK 294/4 mad. gereğince bir ay içinde açıklandığı üzere;
6719 sayılı Yasa gereği karar verilmesine yer olmadığına,
Alınması gereken 59,30-TL karar ve ilam harcının davacı tarafça peşin olarak yatırılan 256,17-TL’den mahsubu ile bakiye 196,87-TL’nin karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Davacı kendisini avukat ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafından sarf olunan 767,50 TL yargılama masraflarının yasal değişiklik gözönüne alınarak davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davalı kendisini vekille temsil ettirmesine karşın yasal değişiklik gözönüne alınarak davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Davalı tarafından sarf olunan mahkeme masraflarının yasal değişiklik gözönüne alınarak kendi üzerinde bırakılmasına,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı.30/09/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır