Emsal Mahkeme Kararı İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/137 E. 2022/876 K. 11.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/137 Esas
KARAR NO : 2022/876
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 26/02/2021
KARAR TARİHİ : 11/10/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 07/11/2022
Mahkememizde görülen İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin Mahkememize sunduğu 26/02/2021 tarihli dava dilekçesi ile; Davacı şirket ile davalı şirket arasındaki taşıma sözleşmesine ve davalının talimatlarına istinaden taşıma işleri organizasyonu hizmeti verildiğini, davacı şirketin, davalının ihtiyacına yönelik araç ve taşıma hizmeti teminini akdi taşıyıcı sıfatıyla üstlendiğini ve alt taşıyıcılarla bu faaliyeti gerçekleştirdiğini, bu hizmetler dolayısıyla hak ettiği ücretleri de faturalandırarak davalıya gönderdiğini, cari hesap şeklinde tutulan kayıtlara göre de alacak/borç takibinin sağlandığını, taraflar arasında verilen taşıma hizmetine ilişkin uyuşmazlık bulunmadığını; uyuşmazlığın temelinin davalı tarafça verilen onay ve gerektiği takdirde düzeltmeler neticesinde davacı şirketçe tanzim edilen ve davalı tarafça itiraz edilmeksizin kayıt altına alınan faturalar karşısında, davalı tarafça ne şekilde hesaplandığı belli olmayan fiyat farkından kaynaklandığını, davacı şirketin davalı tarafa esasen iki şekilde taşıma hizmeti sunduğunu, davalı … taşıma işleri için özgülenmiş “dedike” araçların davalı firmaya tahsis edilmesi olduğunu, bu hizmette, taşıma bedelleri tespit edilirken araçların haftalık olarak yaptıkları km’ler esas alınmakta olduğunu, ikinci hizmet ise; davalı tarafın Dalaman ve Kemalpaşa’daki fabrikalarından çıkışı yapılan yüklerinin nakliyesi ve hurda girişleri oluşturmakta olduğunu, her iki şekilde de sunulan taşıma hizmetinde davalı şirketin ödeme yükümlülüğü davacı şirketçe oluşturulan haftalık taşıma çizelgelerinin davalı şirket sevkiyat sorumlusunca onaylanması neticesinde tanzim edilen faturalardan kaynaklandığını, davacı şirketin sunmuş olduğu hizmetlere istinaden kestiği …, … ve … no’lu faturalarda yer alan bedellerin şirket muhasebe kayıtlarında hala ödenmemiş gözüktüğünü, davalı borçlu hakkında tutulan cari hesaba göre, takip tarihinde, davacı şirketin bu faturalardan kaynaklanan 252.799,35 TL alacağının bulunduğunu, tüm hatırlatmalara rağmen borcun vadesinde ödenmediğini, taraflar arasında cari hesap ilişkisi bulunması ve 17.09.2019 tarihinde mutabakata varılmış olduğundan her ne kadar cari hesapla birlikte açıkta kalan faturalar sunulmuşsa da cari hesap mutabakatından önceki dönemin ve bu döneme dair faturaların davalı tarafça ihtilaf konusu haline getirilmesinin mümkün olmadığını, davalı tarafça alınan hizmete karşılık bedellerin vadesinde ödenmemesi üzerine Küçükçekmece 2. İcra Dairesi’nin
… E. Sayılı dosyası ile davalı firma aleyhine icra takibi başlatıldığı ancak borçlu/davalı tarafça sunulan kısmi itiraz dilekçesinde yetki itirazı da bulunduğundan, dosya yetkili İzmir Adliyesi’ne gönderildiğini, asıl alacağın 13.104,01 TL’lik kısmı kabul edilerek borçlu tarafından yetkisiz icra dairesine ödendiğini, taraflar arasında 01.06.2018 tarihinde akdedilen ve 31.12.2019 tarihinde feshedilen Nakliye Sözleşmesinin 4’üncü maddesine göre, davacı şirketin ödemeleri, malların eksiksiz ve evsafına uygun olarak alıcıya teslim edildiği takdirde yapılacağını, ayrıca, yukarıda da belirttiği üzere davalı şirketin sevkiyat sorumlusunun teyit verdiği çizelgeler üzerinden faturalandırma yapıldığından, ödenecek tutarların tekrardan ihtilaf haline getirilmesinin ticari hayatta kabul edilebilir olmadığını, davacı şirketçe 60 günlük ödeme süreleri beklenilmesine karşılık ödeme yapılmadığından, gecikmede olan fatura bedellerinin tahsili amacıyla takibe geçildiğini, Davalı firmanın 23.06.2019 ve 14.08.2019 tarihli itiraz dilekçelerinde, taşımaya konu araçlarda fazla km’lerde hesaplama yapıldığını ve aynı mesafeli yerler için farklı km hesapları yapılarak davacı şirketçe fatura düzenlediğini ve bu nedenle düzenledikleri iade faturasına istinaden alacaklarının doğduğunu ve davacı şirketçe kabul edilmeyen iade faturasından kaynaklanan takas mahsup hakkına dayanılarak takibe itiraz edildiğinin beyan edildiğini, davalı firmanın kestiği … numaralı ve 29/07/2019 tarihli iade faturası incelendiğinde; “Geçmiş aylarda yapılan fazla faturalandırmaya istinaden düzenlenen iade fiyat farkı faturasıdır” açıklaması dışında herhangi bir bilgiye yer verilmediğini, taraflar arasında taşıma hizmetinin verilip verilmediği hususunda ihtilaf bulunmamakla birlikte davalı taraf, üzerinden bir sene geçmesine rağmen geriye dönerek, onay verdiği ve ödemelerini yaptığı faturaları ihtilaf konusu haline getirerek davacı şirketin alacağını ödemekten kaçınmakta olduğunu, iddia edilen km farklılıklarının davalı tarafça tespiti, hizmetler alındıktan ve haftalık çizelgeler davalı şirket sevkiyat sorumlusunun teyidine sunulduktan hemen sonra da rahatlıkla mümkünken, basiretli bir tacirden bekleneceği üzere kanunlarca öngörülen sürelerde hizmette kusurun olduğunu düşündüğü bu hususları davacı şirkete bildirilmediğini, üstelik taraflar arasında yapılan, karşı tarafça 17/07/2019 imzalanan cari hesap mutabakatı dahi bulunmadığını, sözleşmeye uygun olarak ve müşteri onayına istinaden düzenlenen faturalar sebep gösterilerek, haksız şekilde geriye dönük fiyat farkı iade faturası kesilmesi suretiyle davacı şirketin borçlandırılmaya çalışıldığından kesilen iade faturasının kabul edilmediğini, ve faturanın davalı firmaya iade edildiğini, taraflar arasındaki uygulamaya göre; davacı şirketin araç takip sistemi üzerinden tespit edilip alt taşıyıcılar tarafından davacı şirkete iletilen KM ve rota bilgilerini davalı firmanın onayına sunup fatura kesildiğini, davalı firma onay verirse, davacı şirketin de kendi alt yüklenicisine ödemelerini yaptığını, davalı firmanın da kendilerine ait şifre ile araç takip sistemlerini erişimi bulunduğunu, ancak bu takip sistemi ile ilgili herhangi bir km itirazı ya da raporlamasının da yapılmadığını, davalının davacı kayıtlarına alınmayan iade faturasında ve borca itiraz dilekçesinde iddia etmiş olduğu üzere davalı bilgisi dışında fazla faturalandırma yapılmasının mümkün olmadığını, yapılan taşımalarda kullanılan araçların hepsinde araç takip sisteminin mevcut olduğunu, işbu araç takip sistemine davalı erişimine de açık durumda olduğunu, davalının araç takip sistemi üzerinden her an aracın rotasını izleme imkanı olduğu gibi rotalar da davalı tarafından belirlendiğini, ayrıca haftalık çizelgelerin davalı şirket tarafından onaylanması sonrasında davalı şirketin onayına göre fatura düzenlenmesinin yapıldığını, davalı tacir araç takip sistemi ile denetiminde olan ve onayına istinaden düzenlenen faturalarda kmlerin fazla yansıtıldığı iddiasında bulunduğunu, 17.09.2019 tarihinde davacı şirketle cari hesap bakiyesi üzerinde mutabakata varıldığını, mutabakat verdikten 2 gün sonra ise 217.955,95 TL zararı olduğu ve kısmı kabul ettiğini iddia ettiğini, davalı şirketin faturalara itirazı olmaması, davacı şirketle cari hesap mutabakatı imzalaması, itirazını bildirdiği tarihten sonra dahi ticari ilişkisine devam etmesi karşısında zararı olduğu ve bu zararına istinaden davacı şirketçe kayıt altına dahi alınmadığını, 29.07.2019 tarihli iade faturası düzenlendiği ve meçhul alacağını takas edebileceği iddiasının ticari hayatın olağan akışına aykırı olduğu gibi hukuken de kabul edilemeyeceğini, davalının tazmin edilebilir zararının olduğu hiçbir şekilde kabul edilmemekle birlikte TBK madde 52 uyarınca “Zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hâkim, tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir. ” hükmüne göre davalı şirketin iddia ettiği şekilde bir zarara uğramışsa buna zamanında müdahale yetkisi, denetim yetkisi ve itiraz yetkisi olmasına rağmen basiretli bir iş adamı gibi hareket etme yükümlülüğüne aykırı şekilde müdahalede bulunmadığı gibi onay verdiği işlemlerle sebebiyet verdiğinden davacının tazmin edilebilir zararı olmadığı her türlü şüpheden uzak olduğunu, dava konusu uyuşmazlık taraflar arasındaki taşıma sözleşmesi ilişkisinden doğan ve davalı tarafından ödenmesi gereken bedellerin ödenmemesinden kaynaklanmakta olduğu, davacı şirket tarafından bu alacakların tahsili maksadıyla başlatılan icra takibine davalı şirketin itiraz etmesinin haksız olduğunu, bu nedenle davalı şirketin takip konusu borca, tüm fer’ilerine ve icra dairesinin yetkisine olan tüm haksız itirazlarının iptal edilerek takibin devamına karar verilmesini talep ettikleri anlaşılmıştır.
Dava dilekçesinin davalı şirkete tebliğ edildiği, davalı şirket vekilinin dosyaya sunduğu 26/04/2021 tarihli yanıt dilekçesi ile; Taraflar arasında sevkiyat işinin sözleşme kapsamında yapıldığı, 01.06.2018 tarihinde yapılan Nakliye Sözleşmesi ile 31.12.2019 tarihleri arasında 1,5 yıl nakliye işlerinin

… firması tarafından yapıldığını, sözleşmeye göre fiyatların 1,5 yıl sabitlendiğini, 2019 yılı Temmuz ayında …’nin faturalarda gerçek dışı yüksek km. üzerinden hesaplama yaptığının fark edildiğini, 29.07.2019 tarihinde fazladan yapılan ödeme tutarı olan 206.131,64 TL * KDV’nin iadesi için fatura düzenlendiğini, …’nin bu faturayı Noter kanalı ile iade ettiğini, … tarafından kesilen iade faturasının taraflar arasında sözleşme ile belirtilen fiyatlar ile … tarafından kesilen hiçbir temeli olmayan fiyatlar üzerinden kesilen faturalar arasındaki farkın faturası olduğunu ve sözleşmeye göre hazırlandığını, sözleşmeye aykırı olarak hazırlanan faturalara … tarafından itirazda bulunulduğunu, kesilen iade faturasında zaman aşımı olmadığını, sözleşme ekinde fiyat tablosunda belirtilip sabitlenen km. ‘lerin üzerinde km yapıldığı belirtilerek düzenlenen faturaların tarafların belirtilen km.’lerin altında veya üzerinde km yapıldığı ileri sürülemeyeceğini, davacı …’nin sözleşmeyi açık şekilde ihlal ettiğini, bu nedenlerle davanın reddine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ettikleri görülmüştür.
İzmir 6 İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasının Uyap üzerinden dosyamız içine celp edildiği görülmüştür.
Dosyanın yapılan incelemesinde; Alacaklısının dosyamız davacısı şirket olduğu, borçlusunun dosyamız davalısı şirket olduğu, 252.799,35 Asıl alacak üzerinden genel haciz yolu ile icra takibinin başlatıldığı, davacı şirket vekili tarafından 14/08/2020 tarihli itiraz dilekçesini dosyaya sunduğu, 18/08/2020 tarihli karar ile takibin durdurulmasına karar verildiği görülmüştür.
Dava, taraflar arasında imzalanan sözleşme uyarınca davacı şirketçe düzenlenen fiyat fatura bedellerinin davalı şirket tarafından düzenlenen iade faturalarına dayalı olarak ödenmemesi üzerine davalı şirket aleyhine İzmir 6 İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası ile başlatılan icra takibine itirazın iptali davasıdır.
Dava dilekçesine ekli olarak dosyaya sunulan ve taraflar arasında imzalandığı kabul edilen, 01/06/2018 tarihli nakliye sözleşmesinin yapılan incelemesinde sözleşmenin taraflarının dava dosyamızdaki davacı ve davalı taraflar olduğu, sözleşme konusunun …’a ait veya …’ın müşterilerine ait bobin ve ebat kağıt, karton selüloz, hurda kağıt, diğer mamullerin, ham maddelerin, yardımcı maddelesin, yedek parçaların, taşınması özel izne tabi olan yanıcı ve tehlikeli madde sınıfındaki ürünler vs. Emtianın – Dalaman Fabrikasından …’ın talebi doğrultusunda nakliyeci tarafından sağlanan kamyonlara … tarafından yüklenmesine müteakip nakliyeci tarafından her türlü güvenlik önlemlerinin alınarak Türkiye içindeki alıcı firmaya nakli ve teslim edilmesi, tüm Türkiye’den Dalaman’a hurda kağıt nakliyesi söz konusu olursa bunlar için de gerekli aracın sözleşme kapsamında tedariki işi ile – Kemalpaşa Fabrikasından …’ın talebi doğrultusunda nakliyeci tarafından sağlanan kamyonlara … tarafından yüklenmesini müteakip nakliyeci tarafından her türlü güvenlik önlemlerinin alınarak, Türkiye içindeki alıcı firmaya nakli ve teslim edilmesi işi olduğu anlaşılmıştır.
Taraflara ait ticari defter ve kayıtlar, yaptırılan taşıma işine ilişkin kayıtların dosyaya sunulması veya bulunduğu adresin bildirilmesi konusunda taraflara süre verildiği, davacı şirkete ait ticari defterlerin elektronik ortamda tutulması nedeni ile harici bellek ile dosyaya sunulduğu, davalı şirkete ait ticari defter ve kayıtların bulunduğu adresin Mahkememize bildirildiği görülmekle, gerek davacı gerekse davalı defterleri üzerinde inceleme yapılması ve ayrıntılı rapor düzenlenmesi hususunda dosyanın bir Mali Müşavir bilirkişi ile bir taşıma konusunda uzman bilirkişiye tevdi edildiği görülmüş, bilirkişiler tarafından düzenlenen 26/11/2021 tarihli raporun dosyaya sunulduğu görülmüştür.
Raporun yapılan incelemesinde; Davalı tarafın inceleme yapılan 2019/2020 yılı hesap döneminde E- Defter mükellefi olduğu, sunulu ticari e- defterlerin defter berat kayıtlarının V.U.K. uygun olarak zamanında yapıldığı, defter kayıtları, muhasebe fişleri Ve ekli müsbit evrakın, fatura ve irsaliyelerin (VU.K. M.229- 232) hükümlerine uygun şekilde tanzim edildiği, defterler gerek TTK ve VUK kanunu hükümlerine göre Uygun tutulduğu, defter kayıtlarının birbirini doğruladığı, 6100 sayılı HUMK un 222 maddesi gereğince ticari defterlerin ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş defter kayıtlarının birbirini doğruladığı, davacı … Taşımacılık Ve Lojistik Hizmetleri A.Ş. tarafından İzmir 6. İcra Dairesinde başlatılan takibe davalı tarafından kısmi itirazda bulunulduğu, dosya içeriğinde sunulu 01.06.2018 tarihli 11 maddelik sözleşme ile taraflar arasındaki ticaretin başladığı, davalı tarafın ticari defterlerinde davacının 320- Satıcılar hesabında takip edildiği, davalı tarafından davacıya keşide edilen ve taraflar arasında bakiye uyumsuzluğuna sebep olan 29.07.2019 tarihli 239.695,34 TL faturanın davalının kendi kayıtlarında işli olduğu ve takip tarihi itibari ile davacı tarafa 13.104,01 TL borç bakiyesinin olduğu ve iş bu borcu davacı tarafından başlatılan Küçükçekmece 2 İcra Dairesi … esas sayılı takip doyasına 23.06.2020 tarihinde dosya masrafları ile birlikte toplam 16.179,95 TL ödeme yaptığı ve netice olarak davalı taraf ticari defterlerinde davalının davacıya borcunun olmadığı, davacı defterlerinin, gerek TTK ve VUK kanunu hükümlerine göre uygun tutulduğu, defter kayıtların birbirini doğruladığı, 6100 sayılı HUMK un 222 maddesi gereğince ticari defterlerin ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş defter kayıtlarının birbirini doğruladığı, taraflar arasında imzalanmış sözleşmenin 3. Maddesinde “Tüm taşımalar için … veya müşterisi tarafından ödenecek nakliye ücreti ilişikteki Ek.1 fiyat tablosunda belirtildiği’nin ifade edildiği, taşıma işine ilişkin sözleşmenin tetkikinde, sözleşme süresi boyunca fiyatların sabit olduğunun hükme bağlandığı, davalı tarafından sunulan fiyat farkı hesaplamasında KDV hariç 217.955,95 TL olarak hesaplandığı ancak davalı tarafından keşide edilen fiyat farkı fatura matrahının 203.131,64 TL olduğu, KDV dahil toplam tutarının ise 239.695,34 TL olarak tespit edildiği kanaatini bildirdiği görülmüştür.
Raporun taraflara tebliğ edildiği, taraf vekillerinin itirazları doğrultusunda yeniden değerlendirilmek üzere ve dava konusu edilen bedellerde özellikle taşıma mesafelerinin değiştirilmesine ilişkin olarak gerekli incelemenin yapılması ve yapılan taşımalarda belirtilen mesafelerdeki artışlara ilişkin olarak davacı kayıtlarında hangi gerekçelerin gösterildiği ve söz konusu mesafe artışlarının lojistik açıdan makul ve kabul edilebilir olmasını sağlayacak etkenler olup olmadığının tespiti hususunda rapor düzenlenmek üzere dosyanın bilirkişilere yeniden tevdi edildiği, 28/06/2022 tarihli ek raporun dosyaya sunulduğu görülmüştür.
Raporun yapılan incelemesinde; Kök raporda, taraflara (davacı ve Davalı) ait ticari defterlerin, 6100 Sayılı HMK’nun 222. Maddesi gereğince eksiksiz ve kanuna uygun olarak tutulduğu, defter kayıtlarının birbirini doğruladığının vurgulandığı, bu durum hem davacı hem de davalı taraf için geçerli olup, genel kabul görmüş muhasebe ilke ve standartlarına göre ve kanunda belirtilen şartlarda kayıtların tutulmasıyla sahibi lehine delil teşkil etme özelliğini belirttiği, taraflara ait defter, kayıt ve belgelerin sahibi lehine delil olması konusunun hukuki bir yorum değil, kanunla öngörülen şartları taşıdığı manasını taşıdığı, davacı tarafından Davalıya kesilen nakliye faturalarında belirtilen km ile taraflar arasında akdedilen sözleşmede belirtilen km.ler arasında farklar oluştuğu, araç başına oluşan bu farklar ile ait olduğu dönemdeki dedike (özgülenmiş araç) birim fiyatı çarpıldığında, sözleşme harici fatura edilen tutarın ortaya çıktığı, davacı tarafından davalıya sunulan 01/06/2018-28/06/2019 dönemlerindeki nakliye hizmetinde ortaya çıkan km farkları ve bu farkların parasal karşılığının 203.131,64 TL + KDV olmak üzere 39.695,34 TL olduğu, bu tutarın da, davalı şirket tarafından davacı … Taşımacılık ve Lojistik Hizmetleri A.Ş.’ye 29/07/2019 tarih, … no.lu nakliye fiyat farkı faturası ile fatura edildiği, iş bu faturanın Davacının kabulünde olmadığı, Km farkları ile ilgili olarak; Davalının öne sürdüğü yukarıda belirtilen hususlarda takdirin Mahkememizde olduğu, profesyonel lojistik ve taşıma hizmeti yapan davacının, sözleşme aşamasında, belirtilen güzergahlardaki koşulları öngörmesi, sözleşmede buna dair esneklik sağlanması, yine güzergah km.lerinin daha kesin ve doğru bir şekilde bilmesi gerektiği konusundaki görüşlerinin bildirildiği görülmüştür.
Raporun taraflara tebliğ edildiği, davacı vekili tarafından rapora itiraz edildiği, davalı vekilinin rapora karşı beyanlarını ve esas hakkında beyanlarını dosyaya sunduğu anlaşılmıştır.
Taraflar arasında 01/06/2018 tarihli nakliye sözleşmesinin imzalandığı, her iki tarafın da kabulündedir. Sözleşmenin 2/2.22 maddesinde ürünleri teslim alarak çıkan şoför’ün kendisine verilen yazılı seyahat programı çerçevesinde güzergahı takip ederek teslim işlerini yerine getireceği hükme bağlanmış, aynı hükümde düzenlenecek evrak ve irsaliyelerin seyahat esnasında nasıl taşınacağı araç içinde başkaca malların bulunmayacağı hususlarının da düzenlendiği görülmüştür.
Yine sözleşmenin 2/2.25 nolu bendinde tahliye yeri olarak bildirilen ilin her noktası için nakliye fiyatının listede belirtilen fiyat olduğu, aynı il içinde iki ayrı depoya mal boşaltılması söz konusu ise ikinci yer farkının 40 TL / uğrak olarak faturaya ilave edileceği, aynı güzergahta olan iki ayrı il de tahliye söz konusu olduğunda KM farkı kesileceği ve hesaplamanın nasıl yapılacağı hususunun düzenlendiği ve bu şekilde listedeki fiyatların sabitlendiği, anlaşılmıştır. Sözleşmenin 2/9. Maddesinde azami taşıma süresinin taşıma sırasında oluşabilecek gecikme, arıza ve engeller hususunun ayrıntılı olarak belirtildiği görülmüştür.
Yine sözleşmenin 2.13 bendinde ayrıca … A.Ş veya müşterisi tarafından nakliyeciye ücret anlaşmasından farklı bir ücret ödenmiş ise ve bu fark da yasal faturaya itiraz süresi içinde belirlenip talep edilmiş ise nakliyeci tarafından … A.Ş’ne veya fazla ödemeyi yapan müşterisine 3 gün içinde itirazsız olarak ödeneceğinin kararlaştırıldığı anlaşılmıştır.
Sözleşmenin 2/22. Maddesinde ürünleri teslim alan şoförün kendisine verilen seyahat programı çerçevesinde güzergahı takip ederek teslim işlemini yerine getireceği hususunun diğer ayrıntıları ile birlikte açıklandığı ve taraflarca kabul edildiği görülmüştür.
Yine sözleşmenin 2.28. Bendinde nakliyeci tarafından tahsis edilecek araçların vasfının belirlendiği ve arıza nedeni ile olabilecek aksaklıklar ile buna ilişkin yapılacak hesaplamaların gösterildiği, anlaşılmıştır.
Sözleşmenin 3 nolu bendinde nakliye ücretinin gösterildiği, yakıt bedelinin sabitlendiği, buna ilişkin artış olması halinde revize işleminin nasıl yapılacağının belirlendiği yine ödemelerin nasıl yapılacağı hususunun ise 4 nolu bent de gösterildiği anlaşılmıştır.
Sözleşmedeki tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde davacı ile davalı arasında nakliye ücretlerinin sabitlendiği, sözleşmeye ekli listeye göre nakliye yapılacak yerlerin mesafelerinin belirlendiği görülmüştür. Bu mesafelerin hangi hallerde aşılabileceğinin ve aşım bedellerinin sözleşmedeki tabiri ile …’tan istenebilmesi için bu hususun her taşımaya ilişkin olarak gerekçesinin belgelendirilmesi gerektiği, aksi takdirde belirlenen mesafeden daha uzun bir mesafenin karalaştırılan güzergahlar için istenebilmesinin mümkün olmadığı anlaşılmıştır.
Davacı şirket tarafından yapılan taşımalara ilişkin olarak düzenlenen faturalarda sözleşmede ve ekindeki listede belirlenen mesafelerden daha uzak mesafeler yazılmak sureti ile faturalandırma yapıldığı anlaşılmıştır.
Davacı tarafça her ne kadar yapılan taşımaya ilişkin olarak KM farklılıklarının haftalık çizelgeler … sevkiyat sorumlusunun teyidine sunulduktan hemen sonra mümkün olduğu halde bu hususun davacı şirkete bildirilmediği beyan edilmiş ise de taraflar arasında mevcut sözleşme hükümlerinin öncelikli olarak uygulanması gerektiği, sözleşmede gösterilen mesafeden daha uzun mesafeli bir taşımanın gerçekleşmesi halinde bu taşımanın gerekçesinin de davalı tarafa bildirilmesi ve bu şekilde onay alındıktan sonra faturalandırmanın yapılması gerektiği anlaşılmıştır. Her ne kadar davacı tarafça yapılan taşımalara ilişkin makbuz ve belgeler davalı şirketin sevkiyat sorumlusunun onayına sunulup onaylandıktan sonra faturalandırıldığı görülmekte ise de taraflarca imzalanan ve gerek mesafe gerekse fiyat olarak taşıma işine ilişkin yükümlülüklerin belirlenmesi sonrasında bu yükümlülüklerin farklılaşmasına ilişkin işlem ve edimlerin sözleşmedeki edimin değişeceği dikkate alınarak usulüne uygun şekilde karşı tarafa bildirilmesi ve bu bildirim sonrası faturalandırmanın yapılması gerektiği anlaşılmıştır. Davacı tarafından sözleşme ve eki listede belirtilen mesafelerin her bir taşıma yönünden hangi gerekçe ile aşıldığı konusunda davalı tarafı bilgilendirmediği, sadece yapıldığı iddia edilen taşımaya ilişkin belgenin gönderildiği ve bu şekilde davalı şirket sevkiyat sorumlusundan onay alındığı anlaşılmıştır.
Sözleşme hükümlerinin taraflar arasında öncelikli olarak uygulanması zorunlu olduğu ve sözleşmeye aykırı herhangi bir işlemin hangi sebeple yapıldığı hususunun da taraflarca karşı tarafa açıklanması gerektiği zorunluluğu dikkate alınarak davacının bu zorunluluğu yerine getirmediği rutin ve sözleşmedeki mesafeler üzerinden taşıma yapıldığının kabulünü gerektirir şekilde hareket edilerek belgelerin düzenlendiği ve bu şekilde davalı şirketin onayına sunulduğu anlaşılmıştır.
Davalı şirketin davacı tarafça düzenlenen ve sözleşmede belirlenen mesafelerden daha uzun mesafeleri içerir taşımalara ilişkin faturaları defterlerine işleyerek ödeme yapmış olmasının sözleşmedeki belirlenen edimler yönünden aykırılığı ileri sürmesine engel bir durum taşımadığı, bu konuda davalı şirketin sözleşmeye aykırı hareket edildiğinden bahisle yine sözleşmeye dayalı uyuşmazlıkların ileri sürülebileceği süre içinde ileri sürmek sureti ile yaptığı ödemelerin iadesini dahi isteyebileceğinin kabulü gerektiği, Mahkememizce yapılan incelemeye göre bilirkişiler tarafından düzenlenen son raporda buna ilişkin belirtilen hususların hükme esas alınabilir nitelikte olduğu anlaşılmıştır.
Davacı tarafından sözleşmede gösterilen mesafelerin aşıldığı ve bu aşım nedeni ile yapılan faturalandırma sonucunda fazladan istenen bedeller yönünden davalının icra takibine konu edilen her iki fatura bedeli ile karşılaştırıldığında davalının iade talep hakkı doğduğu kabul edilmekle icra takibine konu fatura bedellerini ödememe hakkının doğduğunun kabulü gerektiği, bu hali ile davalının itirazında haklı olduğunun kabulü gerektiği görülmüştür. Davalı tarafça her ne kadar kötü niyet tazminatı isteminde bulunulmuş ise de kötü niyet tazminatı isteminin kabulünü gerektirir herhangi bir hususun tespit edilemediği anlaşılmış, bu istemin reddi gerektiği ve sonuçta davanın reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmış aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
Davanın REDDİNE,
Kötüniyet tazminatı isteminin mevcut delil durumuna göre REDDİNE,
Peşin alınan harcın red harcına mahsubu ile 2.748,70 TL harcın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden vekilin harcadığı emek ve mesaiye karşılık yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre 36.557,35 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunun mad.18/A-13 hükmü uyarınca dava şartı arabuluculuk ücreti olan ve tarafların anlaşamamaları nedeni ile Adalet Bakanlığı Bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL’nin davada haksız çıkan davacıdan Hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
Karar kesinleştiğinde artan gider avansının taraflara ödenmesine,
Dair karar, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvuru yolu açık olmak üzere davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 11/10/2022

Yazman
e-imza

Yargıç
e-imza