Emsal Mahkeme Kararı İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/779 E. 2022/82 K. 01.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/779
KARAR NO : 2022/82

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 29/12/2020
KARAR TARİHİ : 01/02/2022

Mahkememizde görülen İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından Mahkememize verilen 29/12/2020 tarihli dilekçe ile, davacı ile davalı arasında zemin etüdü sondaj işlemlerinin yapılmasına dair bir iş ilişkisi olduğunu, tarafların davacıya bildirilecek adreslerde davalı adına sondaj işlemlerini gerçekleştirmek, sondaj işlemine ilişkin etüt raporu düzenlenmesi ve bu işlerin karşılığı olarak da her işlem için ayrı ayrı ücretlendirme yapılması konusunda anlaşıldığını, bu anlaşma sonucunda davalı tarafından davacıya sondaj işlemlerinin gerçekleştirileceği 40 ayrı çalışma mevki bilgisinin ayrı ayrı zamanlarda verildiğini, bu mevkilerde gerçekleştirilen toplam sondaj işleminin 75 adet olduğunu, davalının bu işlemler sonucu etüt raporlarını hazırlarıdı ve bu raporların altına jeoloji mühendisi ile imzasını attığını, bu işlere ilişkin asgari ücretlendirmelerin TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası tarafından belirlendiğini, tarafların açık hesap usulü çalıştığını, davalının davacıya muhtelif zamanlanda ve parça parça 12.250,00 TL’si kart, 6.750,00 TL si elden olmak üzere toplam 19.000,00 TL ödeme yaptığını, yapılan işlere ilişkin ücretlerin bir kısmının ödendiğini, davacının ödenmeyen 10.000,00 TL bakiye alacağı için davalı aleyhine İzmir 9. İcra Müdürlüğü’nün …/… Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının takibe itiraz ettiğini ve takibin durdurulmasına karar verildiğini, arabuluculuğa başvuru yapıldığını ancak anlaşmaya varılamadığını, açıklanan nedenlerle davanın kabulü ile davalının itirazının iptaline, hükmolunan alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminata hükmedilmesine karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
Dava dilekçesi davalıya tebliğ edilmiş, davalı vekili tarafından verilen yanıt dilekçesi ile, davaya konu takibin 2017 yılında olduğu, icra Müdürlüğüne itiraz üzerine verilen durma kararının üzerinden 1 yılı aşkın süre geçtiğini, bu sürenin tebliğden itibaren 1 yıl olarak belirlendiğini ancak tebliğ edilmeden dava açılmasının usulen eksiklik olduğunu ve zamanaşımı itirazında bulunduklarını, davalının jeoloji mühendisi olduğunu, bir inşaatın yapılması için inşaata konu yere göre inşaatın zemin değerlerini belgelemek üzere zemin etüt raporu almasının zorunluluk olduğunu, davalının denemek için bir kaç ay davacı ile çalıştığını, ancak davacının odaya makinesi varmış gibi kayıt olmasına rağmen kendisine ait sondaj makinesi olmadığının anlaşıldığını, davacının işini düzgün yapmadığını, fazladan yapmadığı işlerin parasını istediğini, fatura vermediği için davalının kendisiyle çalışmayı bıraktığını, yaptığı işlere mukabil bedellerin fazlasıyla davacıya ödendiğini, davacının 40 adet iş siparişinden 75 adet sondaj yaptığını beyan etmesinin söz konusu olmadığını, davalının bu süre zarfında bu kadar iş sipariş etmesinin mümkün olmadığını, TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası tarafından yapılan işler için asgari ücretlendirme yapıldığı iddiasının doğru olmadığını, davalının taraflar arasında anlaşılan rakamları kendisinin ödediğini, davalının davacıya hiçbir borcunun kalmadığını, taraflar arasında yazılı bir sözleşme olmadığını, davacı tarafın yaptığı ve parasını aldığı işlerin faturalarını kesmediğini, kestiyse bile davalıya ibraz etmediğini, davalının tacir olarak değil şahıs olarak çalıştığını ve ticari defter ve kaydının bulunmadığını, açıklanan nedenlerle haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesi, davacı aleyhine %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesinin istendiği görülmüştür.
İzmir 9. İcra Müdürlüğü’nün …/… Esas sayılı dosyası celp edilerek dosyamız içine alınmış, dosyanın yapılan incelemesinde alacaklının dosyamız davacısı olduğu, borçlunun dosyamız davalısı olduğu, davacı tarafından davalı aleyhine 10.00,000 TL asıl alacak 2,47 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 10.002,47 TL üzerinden icra takibi başlatıldığı, davalı tarafından icra takibine itiraz edildiği ve takibin durdurulmasına karar verildiği görülmüştür.
Dava, davacı tarafından davalı adına sondaj işi yapıldığı ve bu yapılan bakiye iş bedellerinin ödenmediği iddiası ile davalı aleyhine başlatılan icra takibine itirazın iptali davasıdır.
TTK mad. 4 ile ticari davaların tanımı yapılmış her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davalarında görevli Mahkemenin Ticaret Mahkemeleri olduğu, tarafların tacir olup olmadığına bakılmaksızın hangi uyuşmazlıkların ticari dava olduğu hususu ayrıntılı olarak açıklanmıştır. Bu açıklamaya göre TBK mad. 207 ve devamında belirtilen satım ve hizmet sözleşmesine ilişkin uyuşmazlıkların doğrudan doğruya ticari dava niteliğinde kabul edilmediği madde metninden açıkça anlaşılmaktadır.
Bu durumda davacı ve davalının tacir olup olmadığının tespiti yönünden Mahkememizce araştırma yapılmış gerek davalının bulunduğu yer Ticaret ve Sanayi Odası, gerek Esnaf Odası ve Vergi Dairesi nezdinde yapılan yazışmalarda davalı …’ın Konak Vergi Dairesi nezdinde mühendislik faaliyeti nedeniyle ticari kazanç mükellefiyetinin bulunmadığı, serbest meslek kazancı yönünden vergilendirildiği ve serbest meslek kazanç defteri tuttuğu anlaşılmıştır.
Davalının yapılan yazışmalar sonucunda tacir olmadığı belirlenmiş, taraflar arasında ki hukuki ilişkinin hizmet sözleşmesi niteliğinde olup olmadığının öncelikli olarak belirlenmesi gerektiği görüldüğünden uyuşmazlığın buna göre ele alınması gerektiği tespit edilmiştir.
Yine davacının tacir olup olmadığı yönünden yapılan incelemeye göre de, davacının da ikinci sınıf tacir olduğu ve ticaret sicil kaydının bulunmadığı anlaşılmıştır.
6102 Sayılı TTK md 4 hükmünde bir davanın ticari dava olması koşullarının açıklandığı, buna göre uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğması veya TTK’nın ilgili maddesinde sayılan mutlak ticari davalardan sayılması gerektiği belirlenmiştir.
TTK md 12 hükmüne göre, tacirin tanımlandığı ve bir ticari işletmeyi kısmen dahi olsa kendi adına işletenin tacir olarak kabul edildiği belirlenmiştir.
TTK md 5 uyarınca, Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu hususların açıklandığı ve buna göre Asliye Ticaret Mahkemesi ve Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu bu durumda göreve ilişkin hükümlerin uygulanacağı belirtilmiştir. HMK md 2 de Asliye Hukuk Mahkemelerinin genel görevli mahkeme olduğu hüküm altına alınmıştır.
Somut olayımızda ise, davalı …’ın serbest meslek makbuzu kesen bir iş yerine sahip olduğu, Ticaret Sicil Müdürlüğü nezdinde herhangi bir kaydının bulunmadığı, tacir olmadığı ve ticari herhangi bir faaliyette bulunmadığı, taraflar arasında varlığı kabul edilen uyuşmazlığa konu iş içeriğine göre TBK hükümlerine tabi olduğu, yapılan yazışmalar ve dosyada yapılan inceleme ile tespit edilmiştir.
Buna göre, taraflar arasında hizmet sözleşmesine dayalı ilişkinin olduğu, uyuşmazlığın genel hükümler uygulanmak suretiyle çözümü gerektiği zira davacının tacir olmadığı, bu haliyle genel görevli mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesinin söz konusu uyuşmazlıkta görevli olduğu, HMK md 114/1-c hükmüne göre, görev hususunun dava şartları içinde sayıldığı, görevin, yargılamanın her aşamasında gerek taraflarca ileri sürülebileceği gibi gerekse mahkemece resen dikkate alınması gerektiği, bu haliyle mahkememizin görevli olmadığı, davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmış aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
Davanın mahkememizin görevsizliği nedeni ile usulden REDDİNE, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna,
Karar kesinleştiğinde ve yasal süresi içinde başvuru olduğu taktirde, dosyanın görevli İzmir Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
Harç ve yargılama giderlerinin HMK md.331 uyarınca görevli/yetkili mahkeme tarafından ele alınmasına,
HMK 20. Md. Uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra başvuru olmadığı takdirde dosyanın mahkememizce ele alınarak davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği hususunun dikkate alınmasına,
Dair karar, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvuru yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 01/02/2022

Yazman …
e-imzalıdır

Yargıç …
e-imzalıdır