Emsal Mahkeme Kararı İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/721 E. 2021/198 K. 10.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/721
KARAR NO : 2021/198

DAVA : Kayyım Tayini
DAVA TARİHİ : 08/12/2020
KARAR TARİHİ : 10/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı … vekili 08.12.2020 harç tarihli dava dilekçesiyle; davalı şirketin %50 %50 hisse dağılımına sahip iki ortaklı bir AŞ olduğu, ortaklardan … ve … arasında bir süredir hisse devri ve şirketten ayrılma olasılığına ilişkin müzakerelerin devam ettiği, ancak, diğer davalı …’nin hukuka aykırı ve kötüniyetli olarak – müzakere ve hisse devir süreçlerini etkilediği ve müvekkili …’a ait hisselerin değerinin çok daha altında satılmasını sağlamaya yönelik tehdit edildiğini, 21.05.2020 tarihinde şirket içi güvenlik kameralarına da yansıyan şekilde davalı …, şirket müdür sıfatını taşıdığı kendi üretim fabrikasının idari kısmına gelerek, davacının maliki bulunduğu ofislerden birini sopa ile dağıtıp paramparça ettiği, bunun üzerine Menderes … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … D. İş sayılı ve 27.05.2020 tarihli koruma kararı ile 6 ay süre ile …. A.Ş. firmasından ve tespite konu ürünlerin yer aldığı fabrika binasından uzaklaştırılmasına karar verildiği, davacının banka hesaplarına ve davalı şirkete ait erişiminin www….com.tr / www….com web siteleri ve bağlantılı hesapları kullanımı ile e-posta trafiğine ve facebook hesabına girişinin engellendiğini, davalı …’nin davalı şirketin %50 hissedarı ve aynı zamanda yönetim kurulu üyesi ve karar ve münferiden imza yetkilisi olduğunu, davacının mağduriyetinin, hesapların askıya alınması, şifrelerin sıfırlanması veya e-mail yönlendirmelerinin iptalinin sağlanması gibi adımların atılarak giderilmesi talep edilse de yetkili hesap sahibi davalı taraf olduğundan devamlı olarak davacı adına alınan alt hesaplar engellendiği ve sonuç alınamadığını, davalı tarafın şirkete zarar veren ve malvarlığını eksiltmeye yönelik işlemleri nedeniyle TMK m. 396 ve 403/2 ile TTK m. 235 uyarınca www…com.tr / www…com web adreslerine tanımlı e-posta yönetim panellerinin ve https://www…com/ …./ ve https://m.f….com/ …./ sosyal medya hesaplarının kullanımına özgü olarak kayyım tayinine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili 22.01.2021 tarihli cevap dilekçesiyle; davacının İzmir … ATM’nin …. Esas – … Karar sayılı dosyasında derdest davasının bulunduğunu, davacının müvekkilinin yetkilerini kaldırarak şirketin tek yetkilisi olmak için kayyım talebinde bulunduğunu, … Asliye Ticaret Mahkemesince verilen karar davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verildiği, davanın halen İzmir BAM’da istinaf incelemesinde olduğunu, davacının can güvenliğini tehdit edici eylemler nedeniyle Menderes … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin …. D.İş sayılı dosyasında koruma kararı aldığını iddia ettiğini, bu kararın Menderes … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 29.06.2020 ve … D.İş – …. D.İş Karar sayılı kararıyla kaldırıldığını, tarafların ortağı olduğu şirketin dava dışı bir başka 3. Kişi ile birlikte … Ltd. Şti. unvanıyla 2005 yılında kurulduğunu, davacının 2011 yılında diğer ortağın hissesini satın almak suretiyle ortak olduğunu, şirketin 2016 yılında unvan değiştirerek “AŞ” olduğunu, 11.03.2020 tarihli genel kurul kararı ve 2020/3 yönetim kurulu genel kurul kararı gereği %50 pay sahibi davalı müvekkilin şirketin münferiden temsile yetkili yönetim kurulu başkanı ve davacı …’ın münferiden yetkili başkan yardımcısı seçildiğini, müvekkil ile davacı arasında bir takım ihtilaflar ortaya çıktığını, davacının yurtdışında yapılacak fuar için havaalanına gittiğinde soruşturma nedeniyle pasaportuna el konulduğunu, yurt dışı fuarına katılamadıklarını, Şubat 2020 tarihinden 1,5 ay sonra ortadan kaybolduğunu, davacının babası …’ın FETÖ / PDY silahlı terör örgütü suçlaması nedeniyle tutuklandığını, yine abisinin de aynı suçtan yargılandığını, bu nedenle müvekkilinin itibar kaybı gözetilerek ortaklığa son vermek istediğini, davacıya e-posta yoluyla bildirdiğini, davacının 18.03.2020 tarihinde ….bank …. Şubesinden 1.000.000,00 TL işletme kredisi çektiğini ve bu parayı zimmetine geçirdiğini, davacının bu parayı kendisi için kullandığını beyan ettiği, her iki ortağın %50 pay sahibi olup, 11.03.2023 tarihine kadar şirketin yönetim kurulu başkan ve başkan yardımcısı sıfatıyla temsile yetkili olduklarını, TTK m. 334/2 gereği yönetim kurulu üyelerinin her zaman görevden alınabileceğini, bu yetkinin TTK m. 408/2 gereğince genel kurulun devredilemez yetkileri arasında bulunduğunu, TTK m. 334/2 gereğince ortakların yöneticilerin azli ve yetkilerinin sınırlandırılması amacıyla mahkemeye başvuramayacağını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Diğer davalı şirket davaya cevap vermemiştir.
Davacı vekili 13.02.2021 tarihli beyan dilekçesiyle; İzmir … ATM’nin …. Esas –…. Karar sayılı dosyasında yargılamanın konusunun derdest davadan farklı olduğunu, bu davanın şirket yönetiminin kayyıma devredilmesine ilişkin olduğunu, derdestlik bulunmadığını, müvekkilinin FETÖ / PDY soruşturmasından beraat ettiğini, İzmir …. Ağır Ceza Mahkemesi’nin … Esas, davalının kötü niyetli hareket ettiğini, müvekkil hakkında karalama kampanyası yaptığını, İzmir CBS’ne davalı hakkında suç duyurusunda bulunduklarını, münferit temsil yetkisinin kötüye kullanıldığını, müvekkilinin e-posta hesabına erişiminin kapatıldığını, imza yetkisi olmasına rağmen işlem yapamadığını, www…com ve www….com linklerine erişim sağlayamadığını, şirketin mahkeme kararıyla bir kayyıma devredilmesi gerektiğini, şirket yönetiminin kilitlendiğini belirterek taleplerini tekrar etmiştir.
Dava; kayyım tayini istemi ile açılmış bir davadır.
Tarafların delilleri toplanmış ve değerlendirilmiştir.
Ticaret sicil kayıtları, şirkete ait sicil kaydı, ana sözleşme, İzmir …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. Esas – …. Karar sayılı dosyası incelenmiştir.
İzmir …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas – … Karar sayılı dosyası incelendiğinde; davacı …’ın davalı … ve …. A.Ş. aleyhine davalı …’nin münferit imza yetkisinin kaldırılması ve şirkete kayyım atanması talepli olarak 09.06.2020 tarihinde dava açtığı, talebinde davalı …’nin müvekkilini tehdit ettiğini, şirket mal varlığını kaçırmaya çalıştığını, şirkete ait araçları 3. kişilere devrettiği, müvekkiline ait tüm kredi kartlarını kapattığı, şirket yönetim kurulu ve genel kurulunun toplanmasının imkânsız hale geldiğinden bahisle şirkete geçici bir kayyım atanmasına ve davalının zilyetliğinde olan çeklerin müvekkiline veya mahkemeye tevdi edilmesi, diğer zararlara ilişkin hakların tespitini tedbir talepli olarak talep ettiği, mahkemece 11.06.2020 tarihinde tedbir talebi değerlendirilerek ihtiyati tedbir talebinin yaklaşık ispat kuralları kapsamında ispatlanamadığından reddine karar verildiği, davalı tarafın cevap dilekçesinde davanın reddini talep ettiği, yapılan yargılamada davacının yeniden ihtiyati tedbir talep etmesi neticesinde 26.06.2020 tarihinde bu talebin reddedildiği, bu kararın ve 11.06.2020 tarihli kararın istinaf edilmesiyle İzmir BAM …. HD’nin … Esas – …. Karar sayılı kararıyla “istinaf taleplerinin reddine” karar verildiği, davacının 19.08.2020 tarihinde yeniden ihtiyati tedbir talebinde bulunması üzerine davalı şirket ortağının temsil yetkisinin kaldırılması isteminin yeniden 01.09.2020 tarihinde reddedildiği, 17.07.2020 tarihinde ön inceleme duruşmasının yapıldığı, mahkemenin 02.09.2020 tarihinde ise davacının davasının tarafların genel kurul toplantısı yapabilme yetkilerinin bulunduğu, TTK m. 334/2 dışında anonim şirketlerde şirket ortaklarının yöneticilerin azli veya yetkilerinin sınırlandırılması amacıyla mahkemeye başvuru hakkı sağlayan bir hüküm bulunmadığı, şirketin organsız olmadığı, yine kayyım atanması şartları bulunmadığından davalı … hakkındaki davanın esastan, diğer davalı şirket hakkındaki davanın ise pasif sıfat yokluğu nedeniyle reddine karar verildiği belirlenmiştir.
Şirketin münferit temsilcisi ve yöneticisi davacı ve davalıdır. Ayrıca dava dilekçesinde yer alan ancak gelen Ticaret Sicil kayıtlarıyla aksi belirlenen şirket ortaklarının %50 şer hisseyle ortak olduğu, şirketin müşterek imzayla temsil edilmediği / yönetilmediği, her bir temsilcinin münferit temsil yetkisinin bulunduğu tespit edilmiştir.
Davacı dava dilekçesinde davalı olarak şirketin ortağı …’yi ve şirketi göstermiştir.
Ayrıca davanın şirket yöneticisinin sorumluluğu davası olması halinde dahi davacının şirket veya ortak davalının ise şirketin yöneticisi olup ancak doğrudan zararlar halinde şirket ortağının dava açması mümkündür. Somut olayda davacı yöneticinin sorumluluğu davası açmamıştır. Yöneticinin yetkilerinin kısıtlanarak şirkete kayyım atanmasına ilişkin talepte bulunmuştur.
Davacının dilekçesinde yer alan şirkete kayyum atanmasına ilişkin talebinde davalının şirketin web sitelerinde müvekkilinin bu siteleri kullanmasına ilişkin olarak hesaplara ve e-postaya erişiminin engellendiğini ve e-post kayıtlarını göremediğini belirtmiş ise de, bu iddiasını ispatlayacak delilleri de dosyaya ibraz etmemiştir. Buna göre tedbiren kayyım görevden alınmasına ilişkin yaklaşık ispat kurallarına göre delillerin dosyada mevcut olmadığı anlaşılmıştır.
Davacı dava dilekçesinde, netice ve talep kısmında talebini belirtmemiş sadece şirketin müdürünün yetkilerinin kısıtlanarak şirketin sosyal medya hesaplarının kullanımına özgü olacak bir kayyım tayinini atanmasını talep etmiştir. Davacının talep konusunun / sonucunun sadece tedbire ilişkin olduğu (tedbiren yöneticinin yetkisinin durdurulması ve esasa ilişkin bir talebinin bulunmadığı, bu talebin kabulü halinde dahi şirketin yönetiminin devamlı olarak dava dışı bir kayyım tarafından yönetilmesi mümkün olmadığı, yani şirketin ilelebet (davada bir talep sonucu bulunmadığından) kayyım tarafından yönetilmesinin söz konusu olmadığı belirlenmiştir.
Bu eksikliğin HMK hükümlerine göre giderilmesi mümkün değildir. Ayrıca mevcut talep üzerinden yapılan değerlendirmelerde talebin tedbire ilişkin olması, esas yönünden herhangi bir talebinin bulunmaması ve talebini ispatlayacak delillerin de mevcut olmadığı tespit edilmekle davacının gerek 11.12.2020 tarihli ihtiyati tedbire red kararında belirtildiği üzere ve gerekse mevcut durumda şirketin feshinin / tasfiyesinin / ortaklıktan çıkarılmaya ilişkin talebi bulunmadığından ilanihaye devam edecek bir tedbir kararı da verilemeyeceğinden davanın reddi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Sebeplerle;
Davacının davasında talep sonucunun bulunmadığı, tedbir konusundaki taleplerinin de dayanaklarına ilişkin ispat edici delillerin mevcut olmadığı belirlendiğinden davanın usulden REDDİNE,
Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 59,30 TL harçtan dava açılışında alınan 54,40 TL peşin harcın mahsubu ile eksik alınan 4,90 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Davalı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden AAÜT’ne göre belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile vekili yararına davalıya verilmesine,
HMK m. 333 gereği gider avansından artanın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,

Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı ve gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 10/03/2021

Başkan …
E-İmzalıdır

Üye …
E-İmzalıdır

Üye …
E-İmzalıdır

Katip …
E-İmzalıdır