Emsal Mahkeme Kararı İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/717 E. 2022/660 K. 23.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/788 Esas
KARAR NO : 2022/683

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 09/12/2016
KARAR TARİHİ : 28/06/2022

Mahkememizde görülen Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından Mahkememize verilen 09/12/2016 tarihli dava dilekçesi ile, davacının Dokuz Eylül Universitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Tekstil ve Moda Tasarımı Bölümü’nde Araştırma Görevlisi olarak görev yaptığını, davacının tarafına ait bir sanat eserinin sergilenmesi amacıyla, 30/06/2014 tarihinde Avusturya’nın Graz kentinde, Steiermarkhof Kültür Merkezi tarafından düzenlenen Uluslararası Tekstil Sanat Sergisi Yönetiminden teklif aldığını, davacıya gönderilen 07/05/2014 tarihli mailde jüri değerlendirmesi sonucunda “…” adlı sanat çalışmasının sergilenmek üzere seçildiğinin bildirildiğini, davacının eseri ile birlikte sergiye iştirak ettiğini, 30/06/2014 tarihinde açılışı yapılan serginin 1 ay süre ile açık kaldığını, davacıya ait eserin 2012 yılında da Honkong’da düzenlenen İnternational ……..’da gümüş madalya ve Barbara Shapiro Özle ödülüne layık görüldüğünü, gerçekleştirilen serginin organizasyon ekibinin 28/07/2014 tarihinde davacıya yazılı olarak sergi bitimi itibariyle eseri geri göndereceklerini bildirdiklerini, sonrasında eseri paketleyerek kargolanmak üzere davalı şirket yetkililerine teslim ettiklerini, gönderinin üzerine alıcı bilgileri olarak davacının isim ve adresinin yazıldığını, ancak davalı şirket yetkililerinin konşimento belgesini davacı ile aynı üniversitede bulunan mesai arkadaşı dava dışı … adına düzenlediklerini ve sürecin bu kişi adına ilerlediğini, paketin ülkeye ulaştığına dair hiç bir bilginin davacıya iletilmediğini, davacının eserinin ne zaman gönderileceğine ilişkin yaptığı görüşmeler sonucu eserinin gümrükte beklediği bilgisini aldığını, davacının Adnan Menderes Havalimanı Müdürlüğü ile temasa geçtiğini ve CİF ücreti, Ardiye ücreti, Hamaliye ücreti ve vergiler olmak üzere toplam 350.12 TL bedel ödeyerek sanat eserini teslim aldığını, sanat eserinin tamamen zayi olduğunu, davacının 23/12/2014 tarihinde davalı şirket İzmir sorumlusu dava dışı …’e durumu izah eden bir başvuruda bulunduğunu ve sorunun çözümünü istediğini, davalı şirketi sorunun çözümü için yardımcı olacaklarını belirttiğini ancak 27/02/2015 tarihli yazılarıyla olayda kusurlarının bulunmaması sebebiyle soruna ve mevcut zarara çözüm getiremeyeceklerini bildirdiklerini, davacıya ait sanat eserinin davalı tarafından kusurlu ve kasti tutum ile bir süre rutubetli olan depoda bekletildiğini ve üzerine başkaca paketler atıldığını, bu nedenle davacının sanat eserinin ziyaa uğradığını ve eserin tamamen telef olduğunu, bu eserin davacıya ait 6 parçadan oluşan bir serinin parçasını oluşturduğunu bu nedenle bu olayın 6 parçalık serinin de zayi sonucunu doğurduğunu, davacının uzun yıllardır üzerinde çalıştığı, emek harcadığı, bir kez daha orjinalini yapmasının mümkün olmadığı, yurt içi ve yurt dışında önemli sempozyumlarda ödül alan, dönemin Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından tebrik ve taktirle karşılanan bu sanat eserinin tamamen zayi olması sebebiyle manen büyük üzüntü hissettiğini, bu eseri dolayısıyla üniversite adına katılmayı kabul ettiği bir çok sergiye eserin zayi olması sebebiyle katılamadığını ve kariyeri anlamında büyük bir olumsuzluk yaşadığını, açıklanan nedenlerle zayi edilen sanatı eseri nedeniyle davacının maddi olarak zarar uğradığının kabulüne, şimdilik geçici talep sonucu olarak 1.000,00 TL. maddi tazminatın zararın meydana geldiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, davacının sanat eserinin tamamen zayi olması ve bu sebeple davet aldığı sergilere katılamamış bulunması sebebiyle duyduğu manevi üzüntüsünü bir nebze olsun hafifletebilmek amacıyla 15.000,00 TL manevi tazminatın zararın meydana geldiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
Dava dilekçesinin Mahkememizin …… Esas sırasına kaydının yapıldığı görülmüştür.
Dava dilekçesi davalı şirkete tebliğ edilmiş, davalı şirket vekili tarafından verilen yanıt dilekçesi ile, davanın yetkisiz Mahkemede açıldığını, davalı şirketin adresinin İstanbul olduğunu, yetkili Mahkemenin de İstanbul Anadolu Mahkemeleri olduğunu, bu nedenle öncelikle yetkisizlik kararı verilmesini talep ettiklerini, dava konusu olayda hak düşürücü sürelerde ihbarda bulunulmadığını ve davanın süresinde açılmadığını, Monteral Sözleşmesi Md. 35/1 uyarınca davanın varış yerine ulaşma tarihinden ya da hava aracından ulaşmış olması gereken ya da taşımanın durdurulduğu tarihten itibaren hesaplanan 2 yıllık süre içinde dava açılmaz ise hasara dair hakların geçersiz olacağı”‘nın düzenlendiğini, gönderinini depolama işleminin 01/09/2014 tarihinde yapıldığını, taşımanın en kötü ihtimalle 01/09/2014 tarihinde durdurulduğunun sabit olduğunu, davanın 01/09/2016 tarihinde açılması gerektiğini, zamanaşımı nedeniyle davanın reddinin gerektiğini, davalı şirket tarafından davacı tarafından talep edilene gönderilinin sergilenmek üzere Steiermarkhof Kültür Merkezi’ne sorunsuz olarak teslim edildiğini, davacının da eserini 1 ay boyunca sorunsuz sergilediğini, ancak sergi sonunda Steiermarkhof Kültür Merkezi tarafından gönderinin dava dışı … adına gönderildiğini, davalı şirketin gönderici tarafından kendisine verilen bilgilerle bağlı olduğunu, gönderinin paketlenmesinin ve etiketlenmesinin taşıyıcının sorumluluğunda olmadığını, davacının zarar ispatını ispata yarar hiçbir belge sunmadığını, davacının taleplerinin afaki ve dayanaksız olduğunu, ispatsız davanın reddinin gerektiğini, kabul anlamına gelmemek kaydı ile davalı şirketin sorumluluğundan bahsedilecek olsa dahil şirketin sorumluluğunun gönderi bedelini aşmamak kaydı ile gönderinin ağırlığının 19 SDR ile çarpılması sureti ile bulunacak rakamla sınırlı olduğunu, aşan bedelin kabulünün mümkün olmayacağını, davacının manevi tazminat istemini kabul etmediklerini, manevi tazminat talebi bedelinin çok fahiş olduğunu, açıklanan nedenlerle davanın reddine karar verilmesinin istendiği görülmüştür.
Dava, davacıya ait sanat eserinin Avusturya’da sergilenmesi için davalı şirket tarafından serginin bulunduğu şehre taşınması konusunda taraflar arasında anlaşma yapıldığı, ancak eserin Avusturya’dan Türkiye’ye gönderimi sırasında taşınma sırasında zarar görmesi ve ziyaa uğradığı iddiası ile oluşan maddi ve manevi zararın davalıdan tazmini istemi ile açılan tazminat davasıdır.
Mahkememizce 18/07/2017 tarih ……. Esas…….Karar sayılı kararı ile ” davacının tacir olmadığı, davacı ile davalı arasında taşıma ilişkisi olmakla birlikte ticari nitelikte olmadığı, taraflar arasındaki ilişki dikkate alındığında taraflar arasındaki uyuşmazlığın 6502 sayılı Tüketicinin Korunması hakkındaki kanunun Md. 3/1-l hükmü uyarınca çözülmesi gerektiği, yine aynı kanun uyarınca bu nevi uyuşmazlıklarda görevli mahkemenin Tüketici Mahkemesi olduğu” gerekçesi ile görevsilik kararı verildiği, dosyanın kesinleştiği ve talep üzerine Tüketici Mahkemelerine gönderildiği görülmüştür.
Dava dosyasının İzmir 8. Tüketici Mahkemesi’nin …… Esas sayısını aldığı, Mahkemece “davanın taşıma sözleşmesinden kaynaklanan maddi manevi tazminat istemine ilişkin olduğu ve ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın TTK’da düzenlenen hususlardan doğan dava ve işlerin ticari dava olduğu” gerekçesi ile görevsizlik kararı verildiği ve olumsuz görev uyuşmazlığı çıktığından yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın İzmir BAM 6. Hukuk Dairesi’ne gönderildiği görülmüştür.
İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi’nin 04/04/2018 tarih ……. Esas…… Karar sayılı kararı ile, “davacı ile davalılar arasında ki uyumazlık da mutlak ticari işlerden olan taşıma sözleşmesinden kaynaklandığı” gerekçesi ile yargı yeri olarak Mahkememizin belirlendiği ve dosyanın Mahkememizin …….. Esas sırasına kaydının yapıldığı görülmüştür.
Taraf vekillerine taşımaya ilişkin belge ve kayıtların dosyaya sunmaları için süre verilmiş, davacı tanığı …’in duruşmada dinlendiği görülmüştür.
Dava konusu eserin Mahkememize getirildiği görülmüş, eser üzerinde inceleme yapılarak, dava dosyasında dava konusu edilen eserin Türkiye’ye gönderilmesi aşamalarının tam olarak tespiti ile buna göre tarafların sorumluluklarının açıklanması ile eserin bu haliyle eser niteliğinin kaybedip etmediği gerek kullanılan malzeme gerekse yapılan işçilik ve estetik açıdan değerinin dava tarihi itibariyle hasar görmediği takdirde ne olabileceği, hasar görmüş haliyle bir değerinin olup olmadığının ayrıca kullanılan materyallerin daha sonrasında değerlendirmeye konu edilip edilemeyeceğinin değerlendirilebilecek durumda ise bedellerinin dava tarihi itibariyle tespiti ve sonuç itibariyle davalı şirketin taşıma ve teslim yönünden kusur ve sorumluluğunun davacının bu konuda varsa kusur ve sorumluluğunun belirlenmesi için dosyanın güzel sanatlar fakültesinde ve edimler konusunda uzman ve akademisyen bilirkişiye tevdi edildiği, bilirkişi tarafından söz konusu eserin Mahkeme kaleminde incelendiği ve düzenlenen 07/04/2021 tarihli raporun dosyaya sunulduğu görülmüştür.
Raporun yapılan incelemesinde ; dava konusu eserin üzerinde ki parçaların dökülmesinin, renk kaybının ve zeminde lekelerin oluşmasının eser niteliğinin kaybına neden olduğu, zemin üzerinde ki parçaların çürümeden dolayı yeniden dikilemeyeceği, zemin üzerinde ki lekelerin giderilemeyeceği ve renk kaybının yeniden boyama ile sağlanamayacağını, eserin bu hali ile bir daha sergilenemeyecek durumda olduğunu, eserin tahmini 70-80 metre ham ipek kumaş kullanılarak üretildiğini, ancak sanat eserlerinin oluşumu esnasında renk denemeleri, ön hazırlıklar gerektireceğinden dolayı, daha fazla ham ipek ve boyar madde kullanıldığı, bu durum eserin işçiliğini ve maliyetini arttıran bir faktör olduğu, Shibori tekniği ile yapılan eser üzerinde ve içinde bulunduğu kutuda lekeler görüldüğü, üzerine konulan ağılık yüzünden ezildiği ve nemli ortamda bekletilerek hasar gördüğü, hasarların restore edilemeyecek ve yeniden yapılandırılamayacak düzeyde olduğunu, açıklanan nedenlerle dava konusu eserin “Sanat Eseri” niteliğini tamamen kaybettiği bu nedenle sergilenemez ve satılamaz hale geldiği yönünde kanaat bildirildiği görülmüştür.
Raporun taraflara tebliğ edildiği, dosyan eserin dava tarihi itibari ile hasarsız ve hasarlı halinin değerinin tespiti için yeniden kök rapor düzenleyen bilirşiye ek rapor düzenlenmek üzere tevdi edildiği, bilirkişi tarafından düzenlenen 26/05/2021 tarihli ek raporun dosyaya sunulduğu görülmüştür.
Ek raporun yapılan incelemesinde ; dava konu olan eserin tamamının ipek malzemesinden oluştuğu, eserin 5 parçadan oluştuğu, her birinin üzerinde katlama /sıkıştırma yöntemiyle şekil verildiği, küçük parçaların tek tek elde dikilerek yerleştirildiği, eserin oluşumunda yaklaşık 70-80 metre ipek kullanıldığı, eseri oluşturan ipek kumaşların her bir parçası tek tek elde boyandığı, yaklaşık 10-11 renkten oluşan eserin boyar maddesinin ipek boyası olduğu, İpek boyaların da ipek kadar değerli olduğu, küçük parçaların boyanması için küçük paketlerin de satışa sunulduğu, kullanılan renklerin ara ton denilen; çeşitli renklerin karıştırılmasıyla elde edildiği, bu renklerin de uzun araştırmalar ve denemelerle elde edilebildiği, hazırlanan boya karışımının 2. kez kullanılamadığı, boyar maddenin içerisinde bulunan pigmentlerin ilk kumaş tarafından emildiği, 2. Kumaş için karışımda pigment kalmadığı, bu nedenle eserin renklendirilmesinde boyar madde olarak ipek boyalarından çokça kullanıldığının anlaşıldığı, eser tamamen el yapımı olduğu, bu verilere dayanılarak kullanılan kumaş, boyar madde, harcanan emek, tasarım ve benzersiz oluşu ele alındığında, söz konusu eserin herhangi bir sanat organizasyonunda ki satış değerinin sanat galerisi komisyonu hariç yaklaşık 40.000-42.000 TL aralığında olabileceği, ancak bir eser çeşitli Jürili organizasyonlarda yer almışsa, Uluslararası sergilerde sergilenmişse, tanınırlığı çok ise değerinin artacağını, söz konusu eserin; uluslararası jürinin onayını alması, Uluslararası sergide sergilenmesi ve Türkiye’yi temsil etmesi göz önünde bulundurulduğunuda eser bedelinin 60.000-65.000 TL aralığında değerlendirilebileceği yönünde kanaat bildirildiği görülmüştür.
Ek raporun taraflara tebliğ edildiği, dosyanın bu kez uluslararası kargo taşıması konusunda uzman bilirkişi ile edimler konusunda uzman akademisyen bilirkişilerden oluşan heyete tevdine karar verilmiş, bilirkişiler tarafından düzenlenen 04/04/2022 havale tarihli raporun dosyaya sunulduğu görülmüştür.
Raporun yapılan incelemesinde ; somut uyuşmazlıkta taraflar arasında bulunan taşıma sözleşmesindeki düzenlemeler yanında Montreal Sözleşmesinde bulunan hükümlerin uygulanması gerektiği, 2 yıllık dava açma süresinin hukuki niteliği hakkında; iki yıllık dava açma süresinin hak düşürücü süre olarak kabul edilmesi durumunda; kargonun hasarından kaynaklı tazminat davasının, taşımanın durdurulduğu tarih olan 04 .09.2014 tarihinden itibaren hesaplanan iki (2) yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılması gerektiği, davanın 09.12.2016 tarihinde açılmış olduğu ve bu nedenle davanın hak düşürücü süresi içinde açılmadığı, iki yıllık dava açma süresinin zamanaşımı süresi olarak kabul edilmesi durumunda; kargonun hasarından kaynaklı tazminat davası açma süresinin, taşımanın durdurulduğu tarih olan 04/09/2014 tarihinde başlayacağı ancak davacının 23.12.2014 tarihinde davalıya yazılı olarak hasar ihbarında bulunması nedeniyle bu tarihten itibaren iki yıl geçmeden 09.12.2016 tarihinde açılan davanın zamanaşımı süresi içerisinde açıldığı, gönderinin hasara uğramasına neden olan davranış taşıyıcının kusurlu ve sözleşmeye aykırı davranışından meydana geldiği, meydana gelen zarar ile taşıyıcının davranışı arasında uygun illiyet bağı bulunduğu, bu nedenle de taşıyıcının meydana gelen hasar nedeniyle ortaya çıkan zararı tazıminle yükümlü olduğu, sektör bilirkişisi tarafından hazırlanan raporlardaki tespitler dikkate alındığında meydana gelen gerçek zarar miktarının, Sektör bilirkişisi tarafından belirtilmiş değer aralığının ortalamasının kabul edilmesiyle 62.500.000 TL olduğu, davalının sorumluluk sınırının bulunmamasının davacının taşıyıcıya özel fayda bildiriminde bulunup bulunmadığına göre belirlenmesi gerektiği ve davacı tarafından gönderinin … olduğu belirtilmiş olduğu ancak bu bildirimin özel fayda bildirimi olarak kabul edilip edilmeyeceği hususunun takdirinin Mahkemeye bırakıldığı, davacı taratfindan özel fayda bildiriminde bulunulmadığı kabul edildiğinde davalının meydana gelen zarardan kg başına 17 SDR ile sorumlu olacağı, dolayısıyla dosyada mevcut delillerden gönderinin 5,00 kg olduğunun anlaşıldığı, taşıyıcının 17 SDR x 5 – 85 SDR ile sorumlu olacağı, zararın meydana geldiği tarih tam olarak tespit edilememekle birlikte gönderinin hasarlı olduğunun ilk tespit edildiği tarih olan 16.12.2014 teslim tarihinin zararın meydana geldiği tarih olarak kabul edilebileceği ve 16.12.2014 tarihinde 1 SDR = 3,4758-TL olduğundan taşıyıcının meydana gelen zararın 85 SDR’si dolayısıyla 295,44 TL’sini tazminle yükümlü olduğu, davacı tarafından özel fayda bildiriminde bulunduğu kabul edildiğinde, davalının meydana gelen zararın tamamını tazminle yükümlü olacağı, sektör bilirkişi tarafından tespit edilmiş değerin ortalamasının sanat eserinin değeri olarak kabul edilmesi halinde davalının meydana gelen 62.500.000, TL’lik zararı tazminle yükümlü olduğu, davacının maddi ve manevi tazminat taleplerinin gönderinin davacı tarafından teslim alındığı tarih olan 16.12.2014 tarihinden itibaren işlemiş faizliyle zararın tazminini talep edebileceği yönünde kanaat bildirildiği görülmüştür.
Raporun taraflara tebliğ edildiği, davacı vekili tarafından ıslah dilekçesinin sunulduğu, harcın tamamlandığı ve dilekçenin davalıya tebliğ edildiği görülmüştür.
Dosyada yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, davacıya ait olduğu tarafların da kabulünde olan sanat eserinin Avusturya Ülkesinde yapılacak olan Uluslararası Tekstil Sanat Sergisinde sergilenmek üzere 30/06/2014 tarihinde davalı şirket aracılığı ile gönderildiği ve yine aynı şirket aracılığı ile eserin davacıya gönderileceği konusunda taraflar arasında herhangi bir ihtilafın bulunmadığı anlaşılmıştır. Eserin bir ay süre ile sergilenmesinden sonra davalı şirket tarafından eserin Türkiye’ye getirilmesi ve davacıya teslimi gerektiği tarafların kabulündedir. Davalı şirketin üstlendiği taşıma nedeni ile taraflar için uygulanabilecek mevzuat içinde Montreal Sözleşmesi hükümlerinin dikkate alınması gerektiği anlaşılmıştır.
Davacıya ait eserin dava dışı Adnan Menderes Havalimanı’nın Kargo Bölümünde olduğunun tespiti üzerine davacı tarafından eserin 16/12/2014 tarihinde teslim alındığı, teslim alınırken CIF ücreti, Ardiye ücreti, Hamaliye ücreti ve Vergiler olmak üzere toplam 350,12 TL’nin ödendiği anlaşılmıştır. Bu tarihten öncesinde davacı tarafından organizasyonu gerçekleştiren kuruluş ile bağlantıda olduğu ve 28/07/2014 tarihinde eserin davacıya geri gönderileceğinin bildirildiği anlaşılmıştır. Organizasyonu düzenleyen kuruluş tarafından alıcı bilgilerinin doğru olarak bildirildiği ve davacının adı ile adresinin davalı firmaya bildirildiği kayıtlardan anlaşılmıştır. Ancak davalı şirket tarafından davacı ile aynı Üniversitede görev yapan dava dışı … adına konşimentonun düzenlendiği, bu şekilde bir düzenlemenin hangi gerekçe ile olduğu hususunun davalı tarafından gerekçelendirilmediği görülmüştür. Kaldı ki dava dışı … adına oluşturulan konşimentoda herhangi bir şekilde davalı tarafa bildirilmeyen bir Elektronik posta adresinin yazılı olduğu ve bu şekilde davacının esere ulaşmasının daha da zorlaşmasına neden olduğu anlaşılmıştır.
Eserin bulunduğu paket üzerinde davacının adının açıkça adres ile birlikte yazılı olduğu, Organizasyonu düzenleyen kuruluş tarafından bu hususların ayrıntılı olarak yazıldığı, gerek kutunun Mahkememizce yapılan incelemesinde gerekse bilirkişiler tarafından yapılan incelemede anlaşılmıştır.
Bu hali ile davacı tarafından esere ulaşmak için yapılan yazışma ve işlemler dikkate alındığında davacının esere ulaştığı tarihin zararın varlığını öğrenme tarihi olarak tespiti gerektiği anlaşılmıştır.
Her ne kadar davalı tarafça Montreal Sözleşmesi dayanak gösterilerek taşımanın durdurulduğu tarihin 04/09/2019 olması gerektiği belirtilmiş ise de davacının esere ulaşması ile hasardan haberdar olduğunun kabulü gerektiği ve davacının kendi eserine ulaşmak için yaptığı işlemler ve yazışmalar birlikte değerlendirildiğinde hasardan haberdar olunan tarihin 2 yıllık dava süresinin başlangıç tarihi olması gerektiği ve buna göre 23/12/2014 tarihinde hasar ihbarında bulunması nedeni ile 2 yıllık sürenin bu tarihten itibaren başladığının kabulü gerektiği anlaşılmıştır. Davacının esere ulaşmak için yapabileceği yazışmaları yapamadığı anlaşılmakta, hasardan haberdar olunan tarihin taşımanın durdurulduğu tarih olarak kabul edilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
Davacının dava konusu 16/12/2014 tarihinde eseri teslim alıp, eserdeki hasarı ve zararı belirledikten sonra davalı şirkete 23/12/2014 tarihinde başvuruda bulunduğu ve davanın 09/12/2016 tarihinde açıldığı dikkate alındığında 2 yıllık süre içinde davanın açıldığının kabulü gerektiği ve talebin incelenebileceği görülmüştür.
Gönderimin üzerinde … yazısının olduğu ve bu ibarenin özel fayda bildirimi olarak kabul edilmesi gerektiği Mahkememizce kabul edilmiştir. Zira sanat eseri olduğu hususu bu şekilde gösterilmiş olmakla davalı taşıyanın taşıma yükümlülüğünün ayrıca dikkatle takibi gereken hale geldiği ve eserin hava limanına ulaşması ve daha sonrasında hangi koşullarda saklanması ve taşınması gerektiği hususunu da açıklamaktadır. Bu durumda davalı şirketin taşımanın başından itibaren davacıya teslimine kadar ki süre içinde esere özel koşulları sağlaması gerekmektedir. Bu yükümlülüğün yerine getirilmemesi nedeni ile eserde oluşabilecek zararın da bu durumda davalıdan talep edilebilmesi mümkün olacaktır.
Davacıya ait eserin bir eşinin daha olmayışı, bu konuda bilirkişiler tarafından düzenlenen raporlarda hangi teknik ile ve hangi materyaller ile yapıldığı konusunda ayrıntılı olarak açıklandığı dikkate alındığında sektör bilirkişisi tarafından belirlenen değer aralığı olan 62.500,00 TL zararın doğduğunun kabulü gerektiği anlaşılmıştır.
Davacının dava konusu sanat eserinin ödüller almış olması, başka organizasyonlarda da sergilenmesi için davacıdan talepte bulunulması, meydana getirdiği eserin niteliği ve bu eseri oluştururken harcadığı emek ve mesai birlikte değerlendirildiğinde davacının gerek eserini kaybetmiş olması, gerek sanatsal açıdan büyük bir kayba uğramış olması nedeni ile manevi açıdan da zarar gördüğünün kabulü gerektiği, takdir olunacak manevi tazminatın bir tarafın zenginleşme aracı olmaması gerektiği gibi bir tarafında mahvına neden olmaması gerektiği ve manevi tazminat isteminin de kısmen kabulüne karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
Davacı tarafından eserin teslim alınması sırasında dava dışı hava limanına ödediği belgelendirilen 350,12 TL bedelin de davalıdan tahsili gerektiği, zira davacı tarafından dava konusu eseri teslim alabilmesi için bu bedelin ödenmesi gerektiği, ancak davacının bu bedelden sorumlu olması gerektiğini gösterir herhangi bir kaydın belirlenemediği anlaşılmıştır.
Sonuç itibari ile davacının Uluslararası Kargo Taşıması yolu ile yabancı ülkeye gönderdiği eserin davalı şirket tarafından eserin bulunduğu paket üzerinde sanat eseri yazılı olmasına rağmen gereken özen ve dikkat gösterilmeden alıcı adı ve adres bilgileri açık olmasına rağmen hangi gerekçe ile olduğu tespit edilemeyen üçüncü bir kişi adına konşimento düzenlemek sureti ile eserin taşımasını gerçekleştirdiği ve teslim konusunda üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirmeksizin işlemi sonuçlandırmadığı, davacıya ait eserin bu şekilde hasar gördüğü, davacının hasardan haberdar olduğu tarihin taşımanın durduğu tarih olarak kabul edilmesi gerektiği, zira taşımanın teslimine ilişkin herhangi bir işlemin yapılmadığı, teslimi gereken tarihin de Mahkememizce tespitinin mümkün olmadığı, kayıtlarda gerekli iletişim bilgilerinin tam olarak yazılı olmadığı, bu durumda sorumluluğun taşıyanda olduğunun kabulü gerektiği, taşıyan davalının dikkat ve özen yükümlülüğünü yerine getirmediği, davalının sorumluluğunu kısıtlayıcı herhangi bir hususun bulunmadığı, sanat eseri olduğu açıkça belli olan gönderinin özel fayda bildirimi ile gönderildiğinin kabulü gerektiği, bu nedenle hasarın tamamından sorumlu olacağı, davacının dava konusu sanat eserinin kendisine ulaştırılması konusunda eksik veya yanlış bilgi verdiğini gösterir herhangi bir delil veya kaydın bulunmadığı, davacıya yüklenilebilecek herhangi kusurun tespit edilemediği bu hali ile maddi tazminat isteminin kabulüne, manevi tazminat isteminin ise kısmen kabulüne karar verilmesi gerektiği anlaşılmış aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
Davanın maddi tazminat istemi yönünden KABULÜNE,
62.850,00 TL maddi tazminatın 16.12.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Davanın manevi tazminat istemi yönünden KISMEN KABULÜNE,
10.000,00 TL manevi tazminatın 16.12.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Kabul edilen bedel üzerinden hesaplanan 4.976,38 TL harçtan, peşin alınan 1.329,49 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.646,89 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden vekilin harcadığı emek ve mesaiye karşılık yürürlükte bulunan AAÜT ne göre 10.270,50 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Manevi tazminat isteminin kısmen reddine karar verilmiş olmakla, davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden vekilin harcadığı emek ve mesaiye karşılık yürürlükte bulunan AAÜT ne göre 5.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Davacı tarafından yapılan 306,74 TL başvuru harcı, 1.056,25 TL tamamlama harcı, 2.100,00 TL Bilirkişi ücreti, 645,00 TL tebligat ve yazışma gideri olmak üzere toplam 4.107,99 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Karar kesinleştiğinde artan gider avansının taraflara ödenmesine,
Dair karar, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvuru yolu açık olmak üzere davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 28/06/2022

Yazman …
e-imzalıdır

Yargıç…
e-imzalıdır.