Emsal Mahkeme Kararı İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/659 E. 2022/346 K. 31.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/659
KARAR NO : 2022/346

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 21/02/2018
KARAR TARİHİ : 31/03/2022

Mahkememizde görülen İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından Mahkememize verilen 21/02/2018 tarihli dilekçe ile davacı şirket ile davalı şirket arasında, dört adet Then marka kullanılmış kumaş boyama makinalarının satın alınması hususunda şifahi olarak anlaşma yapıldığı, davacı şirket tarafından makinalar teslim alınmamasına rağmen, 24/10/2017 tarihinde kaparo bedeli olarak 50.000 Euro davalı şirketin banka hesabına gönderdiği, davacı ayrıca davalı firmanın talebi üzerine davalıya ait Monforts marka kullanılmış ram makinasının 3. Kişilere satışı için gayret gösterdiği, servis yaptığı, söz konusu makinanın müşterisi tarafından incelenmesini organize ettiği, davalı şirket, davacıya taahhütte bulunmuş olmasına rağmen makinayı davacıdan habersiz şekilde satarak, davacı firmayı devre dışı bırakarak sarf ettiği emekleri göz ardı ettiği ve bu nedenle davacı firmanın mağduriyetine neden olduğunu, her ne kadar davalı şirket yetkilileri ile görüşülmüş ise de mağduriyetin giderilmediği ve hakaret ve tehdite varan sözler sarf edildiği, davalı şirkete Kuşadası … Noterliği’nin 23.11.2017 tarih, … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile ödenen 50.000 Euro kaparo bedelinin davacıya iade edilmesi, aksi halde yasal yollara başvurulacağının ihtar edildiği, davalı şirket tarafından İzmir … Noterliği’nin 13/12/2017 tarih ve … yevmiye numaralı cevabi ihtarnamesinde, dört adet Then marka kullanılmış kumaş boyama makinalarının kapora bedeli olarak davacı tarafından 50.000 Euro ödeme yapıldığının açıkça kabul edildiği, davanın kabulünü davalı borçlu şirketin Torbalı İcra Müdürlügünün …/… esas sayılı icra takibine yaptığı itirazının iptalini, takibin devamını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı borçlu şirkete yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava dilekçesinin Mahkememizin …/… Esas sırasına kaydının yapıldığı görülmüştür.
Dava dilekçesinin davalı şirkete tebliğ edildiği, davalı şirket vekilinin 27/03/2018 tarihli yanıt dilekçesi ile, davacının davalı ile yaptığı makine alım anlaşmasının feshi nedeniyle, ödediği kaporanın iadesine yönelik başlattığı, Torbalı İcra Müdürlüğünün …/… esas sayılı icra takibine yapılan itirazın iptalini istediği, davacının isteminin ve iddialarının kabulünün mümkün olmadığı, dava dilekçesinde de belirtildiği gibi mail yoluyla ve sözlü olarak yapılan görüşmelerin ardından davalı firmaya ait 4 adet THEN marka kullanılmış kumaş boyama makinasi alış satışı ile ilgili anlaşıldığı, bu anlaşmayı geçerli kılmak adına davalıya 50.000 Euro kaparo verdiği davalı da anlaşılmayı kabul ettiği ve makinaları davacının istediği biçimde teslim etmeye hazır hale getirdiği, ancak davacının kendi beyanıyla ortaya koyduğu gibi haksız ve kötü niyetli biçimde satış sözleşmesinden caydığı, sözleşmenin sona ermesinin nedeninin davacının tek taraflı iradesi olduğu, davacı ve davalı arasında 4 adet THEN marka, kullanılmış kumaş boyama makinasının 180.000 USD karşılığında alınması konusunda anlaşma yapıldığı, davalı firmanın da bu satışı onaylaması ve kesinleşmesi için davacıya 50.000 Euro gönderdiği, davacı ile davalı arasında başka herhangi bir konuda anlaşma yapılmadığı ve davaya konu anlaşma da davacı tarafından haksız fesih edildiği, bundan dolayıda davacının ödediği bedelin iadesini talep hakkı doğmadığı, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonunda, 07/11/2019 tarih …/… Esas …/… Karar sayılı kararı ile ” davacı tarafından temin edilen müşterinin davalıya ait makineleri satın aldığı, bedelini davalıya ödediği, davacının yapmış olduğu aracılık işlemi nedeni ile bu bedeli davalı taraftan talep ettiği, davalı tarafça bu bedelin ödendiğine dair herhangi bir kayıt ve belgeyi dosyaya sunmadığı, ayrıca davalı tarafça tanık beyanlarının aksini gösterir başkaca bir delilin dosyaya sunulmadığı, davacı tarafından satın alınacak olan makinaların satın alınmasında davacı tarafça vaz geçildiği, alınan bedelin kapora olarak kabulünün mümkün olmadığı, TBK mad. 177 hükmüne göre sözleşme yapılırken bir kimsenin vermiş olduğu bir miktar paranın cayma parası olarak değil sözleşmenin yapıldığına kanıt olarak verilmiş sayılacağı, TBK mad. 178 uyarınca cayma tazminatı olarak bu bedelin davacıya iadesinin gerekmediği hususunu gösterir herhangi bir delilin dosyada bulunmadığı, bu nedenle davacının ödediği bedelin iadesini istemekte haklı olduğu, davalı aleyhine başlatılan icra takibinde davalının kendisine ödenen bedel yönünden haksız olduğu, davalı tarafça icra takibinde gösterilen faiz isteminde feragat edildiği” gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verildiği görülmüştür.
Davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulduğu, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi’nin 22/10/2020 tarih …/… Esas …/… Karar sayılı kararı ile “… yargılama aşamasında icra dosyası ile ilgili inceleme yapılmadığı, gerekçeli kararda incelenmiş ise de, dava şartları yönünden mahkemenin yargılama süresinde bir tespit ve kanaatinin delilleri ile ortaya konulmadığı, gerekçede icra dosyası ile açıklamaya yer verilmiş ise de, genel ifadelere yer verilerek somutlaştırılmadığı, dava şartı yönünden yapması gereken inceleme açısından icra dosyasındaki itirazların süresinde olup olmadığı, uygun itiraz bulunup bulunmadığı, itirazların neye ilişkin olduğu ve davanın süresinde açılıp açılmadığı yönünden bir tespite yer verilmeden işin esasına girilmesi usuli olmadığı, bu açıklamalar ışığında sair istinaf nedenleri incelenmeksizin, HMK nun 353/1-a-4 maddesi gereğince kararın kaldırılarak, öncelikle yetki itirazı hakkında karar verildikten sonra sonucuna göre işlem yapılmak üzere Mahkemesine iadesine” şeklinde kararın kaldırılmasına karar verildiği görülmüştür.
Kaldırma kararından sonra dosyanın Mahkememizin 2020/659 Esas sırasına kaydının yapıldığı görülmüştür.
Davanın ilk açıldığı tarihten sonra dava konusu Torbalı İcra Müdürlüğü’nün …/… Esas sayılı dosyasının istenerek dosya içine konduğu, ancak Mahkememizce verilen karar sonrasında istem üzerine iade edildiği, bu esnada icra dosyasının bir örneğinin dosya içine alınmadığı, kaldırma kararında belirtilen hususun bu nedenle dosyada mevcut olduğu anlaşılmıştır. Kaldırma kararı sonrasında bu kez Mahkememizce dava konusu Torbalı İcra Müdürlüğü’nün …/… Esas sayılı dosyası bu kez gerek fiziken gerekse sistem üzerinden istenerek dosyamız içine alınmış, yapılan incelemesinde, alacaklının dosyamız davacısı şirket olduğu, borçlunun dosyamız davalısı şirket olduğu, davacı tarafından davalı aleyhine 50.000,00 Euro (4 adet THEN marka boya makinesine ait 24/10/2017 tarihinde ödenmiş kapora bedeli) alacak ve 254,11 TL işlemiş faiz üzerinden icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin 31/01/2018 tarihinde tebliğ edildiği, tebliğ sonrası davalı vekili tarafından 01/02/2018 tarihli dilekçe ile, alacak ferilerine itiraz edildiği, alacaklı görülen firmanın davalı firma ile arasında gerçekleştirilen anlaşmanın gereklerini yerine getirmediğini, davalı firmanın davacıdan alacaklı olduğu yönünde beyanda bulunulduğu, icra müdürlüğü tarafından 05/02/2018 tarihide takibin durdurulmasına karar verildiği görülmüştür. Mahkememiz nezdinde açılan davanın ise 21/02/2018 tarihinde olduğu, bu haliyle davanın süresinde açıldığının kabulü gerektiği anlaşılmıştır.
Davalı şirketin konkordato ilan ettiği görülmüş, İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …/… Esas sayılı dava dosyasında davacı şirketin davalı şirket alacaklısı olarak kayıtlı olup olmadığı ve buna ilişkin herhangi bir kabul veya beyan olup olmadığının Mahkememize bildirilmesi, ayrıca alacaklıları gösterir liste ve raporun Mahkememize gönderilmesinin istendiği, gelen yanıtta davacı şirketin müdahale dilekçesine ilişkin olarak yapılan işlemin açıklandığı ve 20/08/2020 havale tarihli raporda konkordato komiser raporunda ki listede … Sırada davacı şirketin alacaklı olarak gösterildiği ve 219.523,05 TL alacağın listeye kaydedildiği görülmüştür.
İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi’nin mevcut ilamı uyarınca icra müdürlüğünün yetkisine ilişkin hususun değerlendirilmesi gerektiği görülmüş, yapılan incelemede, davalı şirket tarafından gerek icra takibine itiraz dilekçesinde gerekse davaya yanıt dilekçesinde herhangi bir şekilde yetki itirazına ilişkin bir hususun bulunmadığı ancak kaldırma kararına karşı herhangi bir şekilde Mahkememizce uyma veya direnme kararı verilemeyeceği dikkate alındığında karar doğrultusunda icra müdürlüğü yetkisine ilişkin itiraz olduğu düşünülmek sureti ile itirazın değerlendirilmesi gerektiği gerekçesi ile yetki itirazının reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
Taraflar arasında 4 adet kullanılmış kumaş boyama makinesinin alınmasına ilişkin anlaşmaya varıldığı ve bu anlaşma uyarınca da davacı tarafça davalı şirket hesabına 50.000,00 Euro bedelin havale edildiği tarafların kabulündedir.
Davacı şirket ile davalı şirket arasında ayrıca başka bir marka makinenin üçüncü kişilere satışı konusunda davacının aracılık etmesine ilişkin anlaşma yapıldığı beyan edilmiştir.
Davacı tarafça makinenin satışına ilişkin aracılık ediminin yerine getirilmesine rağmen davalı tarafından üçüncü kişiye yapılan satışa ilişkin komisyon bedelinin kendisine ödenmediği iddiasında bulunulmuştur.
Davacı tarafça her ne kadar bu sebebe bağlı olarak davacı ile davalı arasında yapılan sözleşme uyarınca 4 adet makinenin satışına ilişkin işlemin feshedildiği belirtilmiş ise de, davacı tarafça herhangi bir gerekçe gösterilmeksizin henüz teslim alınmayan malın satın alınmasından vazgeçilmek sureti ile sözleşmeden dönme iradesinin gösterileceği ve bu irade beyanı nedeniyle ödediği bedelin iadesini isteyebileceği Mahkememizce kabul edilmiştir.
Davacı ile davalı arasında birbirinden farklı 2 ayrı sözleşme söz konusu olup, bunlardan dava dosyamıza konu sözleşme satışa ilişkindir.
Davalı şirket tarafından davacıya 4 adet kullanılmış kumaş boyama makinesinin satışı ve bunun karşılığında da davacı şirket tarafından makine bedellerinin davalıya ödenmesi kararlaştırılmıştır.
Makineler davacıya teslim edilmeden önce davacı tarafından davalıya 50.000,00 Euro havale edilmiştir. Teslim gerçekleşmeden önce davacı tarafça sözleşmeden dönme iradesinde bulunulmuş ve bu irade davalı tarafa usulüne uygun şekilde iletilmiş durumdadır.
Davacı tarafından davalıya ödenen bedelin iadesinin gerekip gerekmediği hususu dava dosyamız yönünden tartışma konusudur. Zira davacı ile davalı arasında ayrıca komisyon sözleşmesinin varlığı ve bu sözleşme uyarınca davalının davacıya ödeme yapması gerektiği hususu tamamen tartışma dışıdır. Mahkememizce gerekçe kısmında bu hususa değinilmesinin sebebi davacı yönünden sözleşmeden cayma hususunda ileri sürülen ancak hukuki olmayan gerçekçelerden biri olmasıdır.
Davacı tarafından davalıya yapılan ödemenin niteliği dikkate alındığında bu bedelin cayma tazminatı olarak değerlendirilmesinin mümkün olmadığı açıktır. Zira taraflar arasında kararlaştırılan bedelden 50.000,00 Euro’sunun davalıya ödendiği tarafların kabulündedir.
Davacının sözleşmeyi tek taraflı olarak feshetmesi sonrası kararlaştırılan bedelden yapılan kısmi ödemenin davacıya ödenmesi gerektiği, olayın oluşu ve taraf beyanlarına göre anlaşılmıştır.
TBK Md. 177 uyarınca sözleşmenin yapıldığı esnada verilen bir miktar paranın cayma parası olarak değil sözleşmenin yapıldığına kanıt olarak verilmiş sayıldığı kabul edilmiştir. Bu durumda takibe konu bedelin cayma parası olduğu hususunun davalı tarafça ispatı gerekmektedir. Ancak buna ilişkin herhangi bir delil veya belge dosya da tespit edilememiştir. Kuralın aksine bir hususun iddia edilmesi halinde iddia eden tarafın iddiasını ispat külfeti bulunmaktadır.
Davacı tarafça yapılan ödemenin avans olduğunun kabulü gerektiği, davalı tarafın yapılan ödeme kadar haksız zenginleştiğinin kabulü gerektiği, TBK Md. 77 hükmü de dikkate alındığında davalının aldığını geri verme yükümlülüğü altında olduğu ve dosyamız yönünden de bu koşulların gerçekleştiğinin kabulü gerektiği görülmüştür.
Davacı tarafça davalıya yapılan ödemenin 24/10/2017 tarihinde olduğu, davalı aleyhine başlatılan takibin ise 26/01/2018 tarihinde olduğu, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre davalı tarafın sebepsiz yere zenginleştiği iddiasına dayalı olarak davalıya yapılan başvurunun süresinde olduğu, bu hali ile sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak isteminin incelenebilir ve dinlenebilir nitelikte olduğu anlaşılmıştır.
Gerek TBK Md. 177, gerek TBK Md. 77 hükümleri birlikte değerlendirildiğinde davacı tarafça davalıya yapılan ödemenin sözleşmenin feshi nedeniyle davalıdan iadesi isteminin kabulü gerektiği, zira dosya kapsamına göre kanuni koşulların oluştuğu, ödenen bedelin iade edilmemesini gerektirir herhangi bir hukuki sebep veya delilin dosyada tespit edilemediği, davacı ile davalı arasında var olduğu beyan edilen ve üçüncü kişi ile yapılan satışa konu makine yönünden taraflar arasında ki uyuşmazlığın dava dosyamızda ki uyuşmazlık ile doğrudan hiçbir bağlantısının olmadığı, buna göre davalının itirazında haksız olduğu anlaşılmıştır.
Ayrıca davalı şirketin İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …/… Esas sayılı dava dosyası ile konkordato başvurusunda bulunduğu, …/… Karar sayılı kararı ile konkordatonun kabulüne karar verildiği, konkordato komiseri tarafından düzenlenen alacak listesinde davacı şirketin … Sırada alacaklı olarak gösterildiği, alacak bedeli olarak 219.523,05 TL bedelin kayıtlı olduğu, bu bedelin listenin hazırlandığı tarih itibariyle 50.000,00 Euro karşılığı bedel olduğu yönünde Mahkememizde kanaat oluştuğu, davacı tarafça her ne kadar davalı ile aralarında başkaca hukuki ilişki de olduğu beyan edilmiş ise de, buna ilişkin herhangi bir delilin yargılama aşamasında dosyada tespit edilemediği, dava açıldıktan sonra konkordato başvurusunda bulunulduğu dikkate alındığında Mahkememizce alacak hususunun değerlendirilmesi ve buna göre de karar verilmesi gerektiği, icra takip dosyası yönünden davalının konkortado istemine konu davada gösterilen alacak bedelinin aynı zamanda dava dosyamızda iddia edilen alacak hususunu da doğruladığı, bu haliyle cayma bedeli olarak kabul edilemeyecek bedelin sebepsiz zenginleşme hükümlerine bağlı olarak davalıdan tahsiline ilişkin başlatılan takipte davalının bu bedel yönünden itirazında haksız olduğu, her ne kadar faiz isteminde bulunulmuş ise de davalının takipten önce temerrüde düşürülmesine ilişkin herhangi bir işlemin tespit edilmediği, bu nedenle takibe kadar talep edilen faiz isteminin reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
Taraflar arasında ki sözleşmenin niteliği ve alacağın likit olduğu hususu dikkate alınarak icra inkar tazminatı isteminin de kabulüne karar verilmesi gerektiği anlaşılmış, aşağıda ki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
Davanın KISMEN KABULÜNE,
Torbalı İcra Müdürlüğü’nün …/… Esas sayılı takip dosyasında davalının itirazının kısmen iptaline,
Takibin 50.000,00 EURO asıl alacak üzerinden devamına,
Fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
İcra inkar tazminatı isteminin KABULÜNE,
Hükmolunan alacak üzerinden hesaplanan %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Kabul edilen bedel üzerinden hesaplanan 15.916,23 TL harçtan, peşin alınan 3.983,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 11.932,83 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden vekilin harcadığı emek ve mesaiye karşılık yürürlükte bulunan AAÜT ne göre 24.760,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden red edilen kısım yönünden vekilin harcadığı emek ve mesaiye karşılık yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre 254,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Davacı tarafından yapılan 4.024,50 TL başvuru harcı, 254,75 TL tebligat ve yazışma gideri olmak üzere toplam 4.279,25 TL yargılama giderinin takdiren kabul red oranı dikkate alındığında oranlama yapılmasına yer olmaksızın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Karar kesinleştiğinde artan gider avansının taraflara ödenmesine,
Dair karar, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvuru yolu açık olmak üzere davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 31/03/2022

Yazman …
e-imza

Yargıç
e-imza