Emsal Mahkeme Kararı İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/649 E. 2021/385 K. 20.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/649 Esas
KARAR NO : 2021/385

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 28/11/2019
KARAR TARİHİ : 20/05/2021

Mahkememizde görülen Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından İzmir Tüketici Mahkemesine verilen 28/11/2019 tarihli dava dilekçesi ile davacı şirketin … şasi numaralı 2015 model … marka aracın maliki olduğunu, aracın tüm bakımlarının eksiksiz ve zamanında … İzmir şubesinde gerçekleştirildiğini, araçta, satın alınmasından itibaren bugüne kadar çeşitli tarihlerde sorunlar baş gösterdiğini ve yetkili servis tarafından bu sorunların giderilmeye çalışıldığını ancak halen aynı sorunların devam ettiğini, yine aynı hata nedeniyle aracın arızalanması üzerine … İzmir Şubesi yetkili servisine teslim edildiğini, yaptıkları harici araştırmalara göre davalı şirketin … markalı aracının belirli üretim yıllarına ait motor aksamlarında kronik problemlerin olduğunun tespit edildiğini, tüketicilerin davalı şirket aleyhine bu araçlar nedeniyle benzer mahiyette açılan davalardaki emsal kararları dilekçe ekinde sunduklarını, davalı şirkete dava konusu araçta da gizli ayıbın bulunduğu ve bu nedenle aracın kullanılamadığı, aracın onarımının kabul edilmediğinin ve tüketicinin korunması hakkında kanunun 11/1-ç bendi uyarınca, dava konusu edilen aracın ayıpsız misli ile değiştirmesini talep ettiklerini ihtarname ile bildirdiklerini, bugüne kadar davalı şirket tarafından taleplerine bir yanıt verilmediğini, bu nedenlerle dava konusu davacı şirkete ait gizli ayıplı aracın tüketicinin korunması hakkında kanun madde 11/1-ç bendi uyarınca ayıpsız bir misli ile değiştirmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
Dava dilekçesinin İzmir … Tüketici Mahkemesinin … esas numarasına kaydedildiği, mahkemece … karar sayılı kararı ile davanın mahkemenin görevsizliği ve Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesi ile dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verildiği, kararın 02/11/2020 tarihinde kesinleştiği ve yasal süresi içerisinde başvuru sonrası dosyanın 12/11/2020 tarihinde mahkememizin 2020/649 esas sayılı dosyasına tevzi edildiği anlaşılmıştır.
Davacı vekili tarafından 30/11/2020 tarihinde mahkememize verilen dilekçe ile, dava dosyanın mahkememize tevzi edilmesi sonrası mahkememizce tensiben davacı vekiline 6325 Sayılı HUAK madde 18/a uyarınca, arabuluculuk son tutanak aslının sunulması konusunda süre verilmiştir.
Davacı vekilinin 30/11/2020 tarihli dilekçesi ile, ilk olarak davacı tarafça arabuluculuk sisteminin zorunlu olmadığı Tüketici Mahkemesinde davanın açıldığı ve görevsizlik kararı ile mahkememize geldiği, bu nedenle arabuluculuk son tutanağının bulunmadığının beyan edildiği, mahkemenin aksi kanaatte olması halinde başvuru için süre istendiği anlaşılmıştır.
Dava dilekçesinin davalı şirkete tebliğ edildiği görülmüş, davalı vekili tarafından dosyaya sunulan 23/12/2020 tarihli yanıt dilekçesi ile, zorunlu arabuluculuk başvurusu yapılmaksızın huzurdaki davanın ikame edilmesi nedeniyle dava şartı yokluğundan davanın reddinin istendiği, dava konusu uyuşmazlığın ticari nitelikte olduğundan dava ikame edilmeden önce arabuluculuk sürecinin tamamlanması gerektiğini, ayrıca yetkili mahkemenin Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, davalı şirketin aracın satıcısı olmadığından pasif husumet ehliyetinin olmadığını, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini beyan ettiği, ayrıca araçtaki arızaların bir kısmının garanti kapsamında bir kısımın ise ücreti mukabilinde giderildiğini, aracın sorumsuz çalışır vaziyette davacıya teslim edildiğini, seçimlik hakkını bir kez kullanan ve tüketen davacının başka seçimlik hakka tahvil ederek ayıpsız misli ile değiştirmesini isteyemeyeceğini, usulüne uygun bir ayıp ihbarı olmadığını, ayrıca kabul anlamına gelememek kaydı ile varlığı iddia edilen ayıbın aracın satış bedeline nispeten son derece düşük olduğundan davacının aracın misli ile değiştirilmesi talebinin açıkça hukuka aykırı olduğunu, araç hakkında İTÜ Otomotiv kürsüsü öğretim üyeleri arasından oluşturulacak bir bilirkişi heyetinden rapor alınmasının talep edildiğini, sonuç itibariyle davanın reddine karar verilmesinin istendiği görülmüştür.
Davacı tarafça dava dosyasının mahkememiz esasına kaydedilmesinden sonra 13/01/2021 tarihinde İzmir Aracılık Bürosuna başvuruda bulunulduğu ve 04/03/2021 tarihinde aracılık sürecinin sona erdiği, dava şartı arabuluculuk son tutanağının dosyaya sunulduğu görülmüştür.
Hukuk uyuşmazlıklarında arabuluculuk 6325 sayılı Kanuna eklenen 18/A hükmü uyarınca, dava şartı arabuluculuk hükümleri düzenlenmiştir.
TTK md 5/A hükmüne 06/12/2018 tarihli 7155 Sayılı Kanunun 20. maddesi ile eklenen hükme göre, TTK 4. Maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması şartı getirilmiştir.
HMK md 114 ile dava şartları belirtilmiş ayrıca 114/2 uyarınca da diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümlerin saklı olduğu belirtilmiştir. TTK md 5/A hükmünün bu hüküm uyarınca dikkate alınması gerektiği anlaşılmıştır.
HMK md 115 uyarınca dava şartlarının mevcut olup olmadığının mahkemece davanın her aşamasında kendiliğinden araştırılması yükümlülüğünün olduğu ve tarafların da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilecekleri düzenlenmiş ayrıca mahkemenin dava şartı noksanlığını tespit etmesi halinde davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği hüküm altına alınmıştır.
Davanın açıldığı tarih olan 18/11/2019 tarihi itibariyle her ne kadar dava şartı olarak arabuluculuğun düzenlenmediği tespit edilmiş ise de, İzmir … Tüketici Mahkemesince verilen kararın kesinleşme tarihinin 02/11/2020 olduğu ve bu tarih itibariyle 6325 Sayılı HUAK md 18/A hükmünün yürürlüğe girdiği ve davanın niteliği itibariyle ticari dava olması nedeniyle dava dosyasının mahkememize tevzi edilmesinden önce arabuluculuk sürecinin başlatılması gerektiği anlaşılmıştır. Arabuluculuk sürecinin başlatılması ile dava zamanaşımının durduğu dikkate alındığında bu konuda gerekli bekleme süresinin dava hakkı yönünden herhangi hak kaybına neden olmayacağı, kanunen hükme bağlanmıştır.
Somut olayımızda ise davacı tarafça dava dosyasının mahkememize tevzi edilmesinden önce dava şartı arabuluculuk sürecinin tamamlanmadığı, bu konuda başvuruda bulunulmadığı, açıklanan gerekçelerle davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiği görülmüş aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
Davanın HUAK mad.18/A-2 hükmü dikkate alınarak dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
Peşin alınan harcın red harcına mahsubu ile 3.048,81 TL harcın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden vekilin harcadığı emek ve mesaiye karşılık karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT mad. 7/2 hükmü uyarınca 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Yargılama giderlerinin davacının üstünde bırakılmasına,
Karar kesinleştiğinde artan gider avansının taraflara ödenmesine,
Dair karar, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvuru yolu açık olmak üzere davacı vekili davalı vekilinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı.20/05/2021

Yazman …
e-imza

Yargıç …
e-imza