Emsal Mahkeme Kararı İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/643 E. 2022/139 K. 15.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/200 Esas
KARAR NO : 2022/181

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/03/2020
KARAR TARİHİ : 22/02/2022

Mahkememizde görülmekte bulunan İtirazın İptali ( Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan ) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
İDDİA: Davacı vekili mahkememize verdiği 16/03/2020 tevzi tarihli dava dilekçesinde özetle; Davacı şirketin, takibe konu 10 adet faturaya dayalı alacağının tahsili için davalı hakkında İzmir … İcra Müd’ nün…. E. Sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının borcun tamamına ve takibe itiraz ettiği belirtmiş, davalının itirazın iptali ile takibin devamına, % 40′ dan az olmamak üzere icra inkar tazminatının hüküm altına alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı tarafa usulüne uygun tebliğe rağmen davalı tarafça süresi içinde cevap dilekçesi sunulmamıştır.
DELİLLER : Davacı vekili dava dilekçesinde; İzmir….. İcra Müdürlüğü’ nün ……E Sayılı İcra Dosyası, Takibe Konu Faturalar ve Tahsilat Makbuzları, Davacı ve Davalı yan Ticari Defterleri, Bilirkişi İncelemesi, Tanık, Keşif, Yemin, İkamesi Mümkün Her Türlü Yasal Delil’ e dayanmıştır.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Delillerin toplanmasından sonra mahkememizin 29/09/2020 tarihli oturumunda bilirkişi incelemesine karar verilmiş, bilirkişi ibraz ettiği 15/01/2021 havale tarihli raporunda dosya kapsamı hakkında beyanda bulunduktan sonra sonuç olarak, Davacının 2018 yılına ait ticari defterlerin TTK hükümlerine uygun tutuldukları, delil kabiliyetlerinin mahkemenin takdirinde olduğu, davacı tarafından düzenlenen faturaların davalı yana teslim edildiğinin mahkeme tarafından kabulü halinde; Davacının yasal defter kayıtlarına göre 26.09.2018 icra takip tarihinde davacı yana 45.406,50-TL borçlu olduğu, davacının İzmir …… İcra Müdürlüğü’ nün ……. E. sayılı dosyasında davalı yana 45.406,50-TL Asıl Alacak ve 970,75-TL işlemiş faiz olmak üzere 46.377,25-TL üzerinden icra takibi başlatıldığının görülmüş olduğunu, davacının dava dilekçesinde (bilirkişi raporundan sonra ıslah edilmek üzere) fazlaya ilişkin hak ve taleplerinin saklı kalmak kaydıyla şimdilik davaya esas 6.000,00-TL alacağının üzerinden talepte bulunduğunun görüldüğünü, mahkemece davacının alacaklı olduğu kararına varılır ise, TCMB verilerinden 26.09.2018 takip tarihi itibariyle davacının belirlenen asıl alacağına takip tarihinden itibaren T.C. Merkez Bankasının kısa vadeli kredilere uyguladığı % 19,50 oranında faiz yürütülebileceği, faizin infaz aşamasında hesaplanması gerektiği, davacının icra inkar tazminatı talebinin takdirinin ise mahkemeye ait olduğu sonuç ve kanaatine ulaşıldığı bildirmiştir.
Davalı vekili 15/02/2021 tarihli rapora beyan ve davaya cevap dilekçesinde itirazlarını bildirmiş olup sonuç olarak; tebligatın usulsüz olduğunu, davacının vermediği hizmet karşılığı fatura düzenlediğini, faturalarda teslim alan kısımlarının mevcut olmadığını belirtmiştir.
Davacı vekili 04/02/2021 tarihli rapora beyan dilekçesinde; rapordaki aleyhe hususları kabul etmediğini, alacak miktarı açısından rapora bir diyecekleri bulunmadığını bildirmiştir.
Davalı vekilinin, pandemi sebebiyle işyerinin kapalı olduğunu belirtmiş ise de; pandemi sebebiyle yapılan yasakların davaların açılmasını engellemediği, açılan davaların tensiplerinin yapılması ve davetiyelerin tebliğini engellemediği, işyerlerinin sadece ticari faaliyetlerinin durdurulduğu, tebligat alınmayacağına dair yasak konulmadığından davalı vekilinin usulsüz tebliğe ilişkin açıklamaları yerinde görülmedi.
Mahkememizin 16/02/2021 tarihli oturumunda talimat bilirkişi incelemesine karar verilmiş, bilirkişi talimat mahkemesine ibraz ettiği 11/05/2021 havale tarihli raporunda dosya kapsamı hakkında beyanda bulunduktan sonra sonuç olarak, davacı taraf defterlerinin kanun, tebliğ ve nizam bakımından uygun tutulduğu bu nedenle ilgili taraf için lehe delil olabileceğinin mahkemenin takdirine bırakıldığını, davalı taraf defterlerinin incelenmesi için kendisine yetki verilmesine rağmen davalı tarafça inceleme yetkisinin kullandırılmadığını, bu nedenle davalı taraf lehine delil teşkil edebilecek defterlerin incelenememesi, kanunlar ve nizam bakımından açılış-kapanış onaylarının uygun olup olmadığının görülmediğini, davacının iddiası, davalının itirazına göre davacının alacaklı olup olmadığının, alacaklı ise takip tarihi itibariyle alacak miktarının, takipten sonra ödeme var ise mahsubu ile dava tarihi itibariyle alacak miktarının, davalının temerrüdünün oluşup oluşmadığı tespiti yapılamadığını, son kararın mahkemeye ait olduğunu belirtmiştir.
Davacı vekili 04/06/2021 tarihli rapora beyan dilekçesinde itirazlarını bildirmiş olup sonuç olarak; davalının tüm çabalara rağmen defter ibraz etmediğini, HMK’ nin 222. Maddesi gereğince davalı yanın defterlerinin kendisi lehine delil oluşturamayacağını, 31/12/2020 tarihli bilirkişi raporu ile davacının davalıdan alacaklı olduğunun açıkça tespit edildiğini, bu nedenle davanın sübuta erdiğini belirtmiş, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili 03/06/2021 tarihli rapora beyan dilekçesinde itirazlarını bildirmiş olup sonuç olarak; Nisan ayında pandemi nedeniyle sokağa çıkma yasağı uygulaması başlatıldığını, bilirkişiye yasak kalktıktan sonra defterlerin kendisine teslim edileceğinin telefonla ve ekte sunulan mesaj ile bildirildiğini, bilirkişinin yasakların bitmesini beklemeden raporunu ibraz ettiğini, dosyanın mevcut hali ile uyuşmazlığın çözümlenmesinin mümkün olmadığını, bu sebeple davalı yanın defterlerinin …….adresinde getirtildiğini, bu adreste veya kaleme teslim edilmek suretiyle bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizin 22/06/2021 tarihli celsesinde, davacı vekili söz alarak; davalı vekilinin dilekçesini kabul etmediklerini, zira defterlerin sunulamadığı tarihte muhasebecilerin muaf olduğunu, bu bakımdan defterlerin sunulmaması için geçerli bir sebebin olmadığını, mahkemece ek rapor alınmasına karar vermeyecekse dava değerinin arttırılması için süre talep etiğini beyan etmiştir.
Anılan celsenin 2 nolu bendi gereğince; Bilirkişinin inceleme tarihi itibariyle defterlerin ibrazına yasak halin mevcut olup olmadığının araştırılmasına karar verilmiş, mahkememizin 14/10/2021 tarihli celsesinde; ” Önceki oturumun 2 nolu ara kararı gereğince yapılan incelemede; covid sebebiyle tam kapanma halinin mevcut olduğu, davalı tarafın defterlerinin ibrazının mümkün olmadığı anlaşıldığı ” belirlenmiş, 14/10/2021 tarihli celsede davalı defterlerinin incelenmesi bilirkişi incelemesine karar verilmiş, bilirkişi mahkememize ibraz ettiği 04/01/2022 havale tarihli raporunda dosya kapsamı hakkında beyanda bulunduktan sonra sonuç olarak, Raporda noter tasdik şerhleri yer alan davalıya ait 2018 yılı yasal defterleri incelendiği, davalının yasal defterlerinde davacının faturalarının kayıtlı olmadığı, taraflar arasında cari hesap çalışması yapıldığına ilişkin bir kaydın davalı defterlerinde yer almadığının tespit edildiği ancak dava dosyasına ibraz edilen davalıya ait 2018 yılı Haziran, Temnmuz ve Ağustos aylarına ilişkin Form BA incelendiğinde; davalı firma tarafından Gelir İdaresi Başkanlığı Çeşme Vergi Dairesi Müdürlüğü’ ne beyan edilen Haziran/2018 ayına ilişkin 4 adet davacı faturası ile 13.000,00-TL alış bildirildiği, Temmuz/2018 ayına ilişkin 3 adet davacı faturası ile 6.250,10-TL alış bildirildiği ( Toplam 19.250,00-TL ) Ağustas/2018 ayına ilişkin bildirilen davacı faturası bulunmadığı, davalı tarafından Form BA ile Gelir İdaresi Başkanlığı Çeşme Vergi Dairesi Müdürlüğü’ ne bildirilen 7 adet davacı faturasının davalı kayıtlarına işlenmediği gibi, ihtilafa konu edilen 2016/Ağustas ayına ait toplam 45.810,00-TL bedelli 3 adet davacı faturasının da davalı kayıtlarında işli olmadığının tespit edildiği, takdir mahkemeye ait olduğu bildirilmiştir.
Tarafların rapora karşı beyan sunmadıkları görülmüştür.
Toplanan deliller, bütün dosya kapsamı ve alınan bilirkişi raporuna göre; Davacı şirketin, takibe konu 10 adet faturaya dayalı alacağının tahsili için davalı hakkında İzmir ……İcra Müd’ nün …… E. Sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığı, davalının takibe itiraz ettiği, itiraz üzerine takibin durduğu, itirazın iptali ile takibin devamına, % 40′ dan az olmamak üzere icra inkar tazminatının hüküm altına alınmasına yönelik talepte bulunulduğu, davacı defterlerinin incelenmesine göre, davacının 45.406,50-TL alacaklı olduğunun tespit edildiği, takipte ve davacı defterlerinde belirlenen faturaların davalı defter ve kayıtlarında mevcut olmadığı ancak davalının BA kayıtlarına göre 7 adet faturanın davalı tarafından işleme konulduğu, 7 adet fatura karşılığının KDV dahil 22.715,00-TL olduğu, davacının açmış olduğu davada 6.000,00-TL talep etmiş olduğundan HMK’ nin 26. Maddesi gereğince talep ile bağlı kalınarak dava konusu alacağın davalıdan tahsilinin gerektiği anlaşıldığından;
Davanın kabulü ile, davalının İzmir ……. İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile, takibin 6.000,00-TL asıl alacak üzerinden ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık % 19,50 oranında temerrüt faizi uygulanmak suretiyle devamına,
Hüküm altına alınan itirazlı alacak likit olması nedeniyle icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçeye göre;
1-Davanın kabulü ile, davalının İzmir …. İcra Müdürlüğünün …… Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile, takibin 6.000,00-TL asıl alacak üzerinden ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık % 19,50 oranında temerrüt faizi uygulanmak suretiyle devamına,
Hüküm altına alınan itirazlı alacak üzerinden taktir olunan % 20 (1.200,00-TL) icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması lazım gelen 409,86-TL harçtan peşin alınan 54,40-TL’ nin mahsubu ile bakiye 355,46-TL’ nin davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre kabul edilen kısım üzerinden hesaplanan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan ilk masraf 116,60-TL, bilirkişi ücreti 1.450,00-TL, davetiye ve müzekkere gideri 133,00-TL olmak üzere toplamı 1.699,60-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Dava şartı arabuluculuk ücreti olan ve 6325 sy Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-13 maddesi uyarınca tarafların anlaşamamaları nedeniyle Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00-TL’ nin davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
6-HMK’ nin 333. maddesi gereğince davacı tarafça peşin yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/02/2022

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza