Emsal Mahkeme Kararı İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/64 E. 2022/1084 K. 22.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/64
KARAR NO : 2022/1084

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 20/09/2019
KARAR TARİHİ : 22/11/2022
KARARIN YAZILMA
TARİHİ :15/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili, dava dilekçesi ve duruşmalarda özetle; 30/04/2017 tarihinde saat 14:00 sıralarında İzmir ili, Buca ilçesinde meydana gelen trafik kazasında davalı sürücü … idaresindeki … plakalı araç ile … Bulvarını takiben … istikametine seyir halinde iken … Sokak kavşağına geldiğinde yolu kontrol etmeden U dönüşü yapmak istediğini ve o sırada sol şeritte seyir halindeki davacı … idaresindeki … plakalı motorsiklete çarptığını, bu çarpmanın etkisiyle davacının motorsikletten düştüğünü ve ağır şekilde yaralandığını, kaza tarihinde davalı sürücünün idaresindeki … plakalı Mercedes marka aracın … adına kayıtlı olup, … poliçe numarası ile davalı … Sigorta Aş. kapsamında sigortalı olduğunu, olay yerinde Trafik Denetleme Şube Memurlarının düzenlemiş olduğu kaza tutanağında, davalının 2918 Sayılı KTK.nun 47/1c maddesini ihlal ettiğinden asli kusurlu olduğunu, davacının ise bu kazada kusurunun bulunmadığını belirtildiğini, işbu kaza nedeniyle davacının bedensel fiziksel bütünlüğünün bozulduğunu, doku ve his kaybı yaşadığını ve eğitiminden geri kaldığını belirterek trafik kazasında bedensel zarar nedeniyle, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere, tedavi giderleri, kazanç kaybı, çalışma gücü kaybı ve ağır yaralanma nedeni ile ekonomik geleceğin sarsılmasından kaynaklanan tüm zararlara karşılık şimdilik 10.000 TL maddi, 50.000 TL manevi tazminatın olay tarihinden işletilecek faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili tarafından14.10.2019,06.07.2020 tarihli dilekçelerde ve Mahkememizin 3.celsesinde dava dilekçesinde talep edilen maddi tazminatın 3.000,00TL’lik kısmının daimi iş gücü kaybı, 7.000,00 TL’lik kısmının ise geçici iş göremezlik istemine ilişkin olduğu belirtilmiştir.
CEVAP : Davalı … Sigorta AŞ vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı davasını ikame etmeden önce zorunlu dava şartı olan arabuluculuk kurumuna başvurmadığını, bu sebeple öncelikle davanın usulden reddini talep ettiklerini, kazaya karışan … plaka sayılı aracın, müvekkil şirketçe sigortalı olduğu iddiasıyla, müvekkili şirkete husumet yöneltilmiş ise de; müvekkili şirketin kayıtlarında yapılan araştırmada iddia edilen poliçe bilgilerine ulaşılamadığını, kazaya karışan aracın kazanın meydana geldiği tarihte müvekkili şirket sigortalısı olmadığını, … Sigortanın sigortalısı olduğunu, bu sebeple öncelikle davanın husumetten reddine karar verilmesi gerektiğini, Zorunlu Mali Mesuliyet Sorumluluk Sigortası Genel Şartları, Poliçe Özel Şartları ile Karayolları Trafik Kanunu hükümleri itibariyle, poliçe teminatına dahil olmadığını, Müvekkili şirketin ZMM sigortacısı olduğunu iddia ederek manevi tazminat talep eden davacının davasının bu yönüyle de haksız olduğunu, sigortalılarının olduğu iddia edilen aracın kusurunun bulunması halinde dahi poliçe teminatı kapsamında bir sorumluluk doğması için, davacının maluliyet durumu ve sürekli sakatlık oranının Adli Tıp Kurumu veya Tam Teşekküllü Devlet Hastanesi tarafından verilecek bir heyet raporu ile tespit edilmesi gerektiğini, yine SGK tarafından davacıya yapılmış veya yapılmakta olan ödemelerin tenzili gerektiğinden, bilirkişi incelemesi öncesinde SGK’dan davacıya herhangi bir ödeme yapılıp yapılmadığı hususunun sorulması gerektiğini belirterek, davanın dava şartı yokluğundan reddini, davanın görevsizlik nedeni ile reddini, davanın husumet yokluğundan reddini, mahkemeniz aksi kanaatte ise, davacının taleplerinin teminat dışı olması ile davanın reddine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
Davalılar … ve … vekili cevap dilekçesi ve duruşmalarda özetle ; müvekkili …’ın davaya konu olay da araç maliki olması nedeniyle taraf sıfatı kazandığını, araç sürücüsü olan diğer müvekkili … aleyhine İzmir 10.Asliye Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası ile yargılandığını ve dosyanın istinaf edildiğini, kazanın oluşuma ilişkin görüntülerin bu dosya içindeki CD görüntüleri ile sabit olduğunu, CD görüntülerinden de anlaşılacağı üzere, davacının motorun arkasına başka bir şahsı da aldığını ve müvekkilin yaptığı manevrayı göre göre üstüne geldiğini ve hızını azaltmadığını, ceza davalarına ait kararların hukuk davalarını bağlamadığı Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarından bilindiğini, müvekkili …’un yargılandığı 10.Asliye Ceza Mahkemesindeki dosyada belirlenen kusura ilişkin raporu kabul etmediklerini, yeniden bilirkişi incelemesi yapılması gerektiğini, araç sahibi müvekkili … hakkında; her ne kadar motorlu araç işletenlerin sorumluluğu “tehlike sorumluluğu” olarak anılmakta ve bu tür sorumluluklar “kusursuz sorumluluk” olarak nitelenmekte ise de, tazminat hesaplarında söz konusu değer ölçüsünün “kusur oranı” olduğunu, araç sürücüsü Müvekkil …’un kusur oranını kabul etmeyerek, kusur oranına ilişkin yeni bilirkişi incelemesi talep ettiğimiz olaya ilişkin tazminat hesaplarında …’ın bu tazminat taleplerinden muaf tutulmasını, trafik kazasına ilişkin hayati tehlikeyle hastaneye kaldırıldığı durumu gerçeği yansıtmamakta,olay sonrasına ait dosyaya koymuş olduğumuz sosyal paylaşım sitelerindeki ( instagram ) görüntülerden de anlaşılacağı üzere davacı da kalıcı hasardan bahsetmek mümkün değildir. Adli Tıp Kurumundan rapor alınarak yeniden değerlendirilme yapılması gerekmektedir. 2-Davacının tedavi masraflarına ilişkin iddialarını hiçbir şekilde kabul etmiyoruz. Zaten olay tarihinde 16 yasında olan davacının SGK kapsamında tüm tedavi masraflarının ( 18 yaş altı ) devletçe karşılandığı bilinmektedir. Davacı tarafın SGK güvencesine rağmen sıra beklememek vb. Gibi kendi tercihi ile maddi zararın artması yönünde eylemleri müvekkilin hukuki sorumluluğunu doğurmayacaktır. SGK’ya müzekkere yazılarak davacının tedavi masraflarının aydınlatılması gerekmektedir. 1-Davacı tarafça yapılan şikayet sonucunda kovuşturmanın gerçekleştirildiği İzmir 10.Asliye Ceza Mahkemesinin … E. Sayılı dosyasının celbi halinde davacı tarafın tüm duruşmalara katıldığı sabittir. Bu hususta aynı şekilde davacının ”evden çıkamaz hale ” geldiği iddiasını çürütmektedir .2-Kaza sonucu davacı tarafın ailesinin bakımına muhtaç kaldığı , hayatını idame ettiremeyecek duruma geldiği , adeta eve mahkum hale geldiği yönündeki beyanları kabul etmemekteyiz. Ekte sunduğumuz instagram fotoğraflarında davacının kaza tarihinden çok sonra bile hala motorsiklet kullanabildiği ve sosyal hayatına aynı şekilde devam ettiği sabittir. İşbu 4 adet fotoğraf kaza tarihinden bir yıl kadar sonrasına ait olup davacının kendi iddialarının aksini ispatlamaktadır. 3-Davacının eğitiminden geri kalıp kalmadığı hususunda eğitimini görmekte olduğu okul müdürlüğünden gerekli bilgilerin istenmesi mümkündür. Kaldı ki tarafımızca davacının eğitim durumu ve başarı seviyesi bilinmemekte olup kaza ile illiyet bağı olup olmadığı muğlaktır. Davacının daha önce sınıf tekrarı yapıp yapmadığı, devamsızlık durumu gibi gerekli bilgilerin celbi gerekmektedir. 4-Kazadan kaynaklı yaşanıldığı iddia edilen mağduriyetlerin çelişki içermesi ve tarafımızca aksinin yukarıda açıklanması nedenleriyle, davacının müvekkilden talep etmiş olduğu 50.000 TL lik manevi tazminat rakamı tartışmadan uzak bir şekilde fahiştir. Manevi tazminatın cezalandırıcılık unsuru içtihatlarımızda kabul edilmemiştir. Olayın üzerinden geçen 2 yıllık süre de göz önünde bulundurulduğunda; zenginleştirme amacı taşıyan manevi tazminat isteminin reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek açılan maddi ve manevi tazminat davasının reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yüklenmesini talep etmiştir.
GÖREVSİZLİK KARARI:Davacı tarafça davanın Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açıldığı, İzmir 20.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 20/09/2019 tarihli … Esas … Karar sayılı kararı ile davalılar arasında ZMMS sigortacısının da bulunduğunu, zorunlu sorumluluk sigortasının TTK’nın 1483 vd. maddelerinde düzenlendiğinden görevli mahkemenin asliye ticaret Mahkemesi olduğu belirtilerek görevsizlik kararı verilmiş ve dosya Mahkememize tevzi edilmekle yukarıdaki esasa kaydı yapılmıştır.
DELİLLER :Davacı iddiasını ispata yönelik olarak; İzmir 10.Asliye Ceza Mahkemesi … Esas sayılı dosyası, kaza tutanakları ve trafik kayıtları, hastane kayıtları ve sağlık kurul raporları, tanık , bilirkişi incelemesi delillerine dayandığı görülmüştür.
Davalı … Sigorta A.Ş vekili savunmasını ve iddialarını ispat yönünde; bilirkişi incelemesi deliline dayandığı görülmüştür.
Davalılar … ve … vekili savunmasını ve iddialarını ispat yönünde; kaza tutanakları, hastane kayıtları, bilirkisi incelemesi, instagram fotoğrafları, okul kayıtları, İzmir 10.Asliye Ceza Mahkemesinin 2017/ … Esas sayılı dosyası ve içeriğinde bulunan CD görüntüsü delillerine dayandığı görülmüştür.
İzmir 10.Asliye Ceza Mahkemesi … Esas sayılı dosyası incelendiğinde ; katılanların … ve … olduğu, sanığın … olduğu, 30/04/2017 suç tarihli, taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olma suçundan kamu davası açıldığı, yapılan yargılama neticesinde 26/03/2019 tarih … Esas… Karar sayılı kararı ile sanığın taksirle yaralamaya neden olmak suçundan 5.000 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, sanık … tarafından kararın istinaf edilmesi üzerine İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14.Ceza Dairesinin … Esas … Karar sayılı kararı ile hükmün bozulmasına karar verildiği, dosyanın … Esasına kaydının yapılarak, Mahkemece yapılan yargılama neticesinde 26/01/2021 tarih .. Esas … Karar sayılı kararı ile sanığın asli kusurlu olarak katılan …’nün yaralanmasına neden olduğundan taksirle yaralama suçundan 5.000 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, sanığın bu kararı da istinaf etmesi üzerine İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14.Ceza Dairesinin …9 Esas … Karar sayılı kararı ile istinaf başvurusunun düzeltilerek esastan reddine kesin olarak karar verildiği ve hükmün 02/06/2021 tarihinde kesinleştiği görülmüştür.
Davalı … Sigorta A.Ş’den … plakalı aracın kaza tarihini kapsayan ZMMS poliçesi ile davacının müracaatı üzerine oluşturulan hasar dosyasının istendiği, davalı sigorta tarafından verilen müzekkere cevabında kaza tarihini kapsayan poliçenin kendileri tarafından düzenlenmemesi nedeniyle açılmış hasar dosyası bulunmadığı bildirilmiştir.
Davacı tarafça Asliye hukuk Mahkemesi tarafından görevsizlik kararı verilmesinden sonra arabuluculuğa başvuru yapıldığı ve tarafların anlaşamaması nedeniyle düzenlenen son tutanağı dosyaya ibraz ettiği görülmüştür.
Davacının kaza nedeniyle malul hale gelip gelmediği, gelmiş ise davacıda oluşan daimi iş gücü kayıp oranı ve geçici iş göremezlik süresini gösterir rapor düzenlenmesi hususunda dosya Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığı’na gönderilmiş, alınan 13/08/2020 tarihli raporda; davacı …’nün 30/04/2017 tarihli trafik kazasına bağlı yaralanmaları nedeniyle Engellilik Ölçütü Sınıflandırması ve Engellilere verilecek Sağlık Kurulu Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre davacıda sakatlık oranının % 0 olarak bulunduğu, tıbbi iyileşme süresinin 62 gün olduğu belirtilmiştir.
Taraf vekillerinin Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinden alınan maluliyet raporuna itiraz etmeleri üzerine taraf vekillerinin rapora itirazlarının değerlendirilerek, davacının kaza nedeniyle malul hale gelip gelmediği gelmiş ise davacıda oluşan daimi iş gücü kayıp oranı ile geçici işgöremezlik süresini gösterir rapor alınması için dosya Adli Tıp Kurumu 2.İhtisas Kuruluna gönderilmiş, alınan 30/10/2020 tarihli maluliyet raporunda ; davacı …’nün 30/04/2017 tarihli trafik kazasına bağlı yaralanmaları nedeniyle Engellilik Ölçütü Sınıflandırması ve Engellilere verilecek Sağlık Kurulu Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre oluşan sakatlık oranının % 0 olarak bulunduğu, tıbbi iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 3 aya kadar uzayabileceği belirtilmiştir.
Anayasa Mahkemesi’nin 2019/40 esas, 2020/40 karar, 17/07/2020 tarihli iptal kararının, 9 Ekim 2020 günü 31269 sayılı RG’de yayınlandığı, bu karar ile 14/04/2016 tarihli, 6704 sayılı 3. Maddesiyle değiştirilen 90. Maddesinin 1. cümlesinde yer alan “… ve bu kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresinin, ikinci cümlesinde yer alan “… ve genel şartlarda…” ibaresinin İPTALİNE karar verilmiş olup, iptal kararının RG’de yayınlanmış olması ve gerekçesi göz önünde bulundurulduğunda zarar hesaplamasının genel şartlara göre yapılamayacağı, dosyada alınan maluliyet raporu genel şartlara göre alındığı anlaşılmakla, davacının 03.04.2017 tarihinde geçirmiş olduğu kaza nedeniyle meydana gelen yaralanmasından kaynaklanan; geçici ve sürekli iş göremezliğinin bulunup bulunmadığının, geçici iş göremezlik süresinin ne olduğu,tespit edilmesi halinde geçici iş göremezlik/sürekli iş göremezlik ile gerçekleşen kaza arasında illiyet bağının bulunup bulunmadığı, çalışma gücü kaybı var ise, sürekli iş göremezlik oranının haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan maluliyet tespit işlemleri yönetmeliği hükümlerine göre tespiti amacıyla dosya yeniden Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığı’na gönderilmiş, alınan 04/03/2021 tarihli maluliyet raporunda; davacı …’nün 30/04/2017 tarihli trafik kazasına bağlı yaralanmaları nedeniyle Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre oluşan sakatlık oranının % 0 olarak bulunduğu, tıbbi iyileşme süresinin 62 gün olduğu belirtilmiştir.
Davacı tanıkları dinlenilmiştir.
Davacı tanığı … beyanında; “ben davacının babasıyım, kazayı görmedim. Kazadan sonra oğlumun kaldırıldığı hastaneye gittiğimde onu gördüm, kaza sebebiyle oğlum yaklaşık 1 ay kadar hastanede tedavi gördü, taburcu olduktan sonra da Seyfi Demirsoy ve Suat Seren hastanelerinde yaklaşık 1 ay daha tedavisi devam etti. Oğlum bu kaza sebebiyle psikolojik yönden olumsuz derecede etkilendi, kendisi son derece agresif oldu, okulunu bıraktı, kazadan önce oto elektrikçide çırak olarak sigortasız ve asgari ücretle çalışırdı bunun dışında ek bir iş yapmazdı. Tedavi süreci boyunca davacı çalışamadı. Benim olayla ilgili bilgim ve görgüm bundan ibarettir.” şeklinde beyanda bulunduğu görülmüştür.
Davacı tanığı … beyanında ; “Olay günü ben arkadaşım olan davacı ile birlikte davacının kullandığı motosikletle seyir halinde iken, bir anda sağdan sola doğru u dönüşü yapıp durmak isteyen bir araç önümüzde durdu. Bu araç o esnada sinyal vermedi ve aniden durup bu dönüşü yapmak isteyince davacı fren yaptı ancak mesafe yakın olduğu için motosiklet kaydı ve önümüzdeki aracın sol arka kapısına çarptı, çarpmadan sonra ben hemen düştüğüm yerden kalktım ancak davacı kalkamadı, o gün ikimizde de kask yoktu ve o anki hızımız 40-50 km civarındaydı. Davacının kaza sonrasında kulağından ve ağzından kan geldiğini gördüm nefes almakta zorlanıyordu kendisinin hastaneye sevkini sağladık daha sonra davacının çalıştığı sanayideki elektrikçi dükkanından kaza sebebiyle yaralanmasından kaynaklanan durum sebebiyle ayrıldığını öğrendim. Davacı kazadan önce sanayideki elektrikçide çırak olarak çalışıyordu asgari ücret alıyordu ancak sigortasız çalıştığını biliyorum, bunun dışında davacının ek geliri olduğuna dair bir bilgim yoktur. Kazadan sonra davacı işten ayrıldığı için kendisiyle irtibat kuramadım benim bilgi ve görgüm bundan ibarettir ” şeklinde beyanda bulunduğu görülmüştür.
Davacı tanığı … beyanında; ” davacıyı tanırım, olay günü davacının motosiklet kullanırken kaza yaptığını öğrenmem üzerine kaza yerine gittiğimde davacının ve yanındaki arkadaşı Emrecan Savaş’ın yerde olduklarını, davacının kulağından ve burnundan kan geldiğini gördüm hemen ambulansı aradık ve davacının hastaneye sevkini sağladık, davacı yaklaşık 1 hafta kadar yoğun bakımda tedavi gördü, kendisinin daha sonraki süreçte psikolojisinin bozulduğunu öğrendim, telefonla görüştüğümde kendisi bu durumu bana anlattı. Davacı kazadan sonra çalışamadığı için oto sanayideki elektrikçideki işinden ayrılmak zorunda kaldı. Davacı bu iş yerinde asgari ücret karşılığında sigortasız çırak olarak çalışıyordu. Davacının bu iş dışında ek iş yapmazdı. Benim olayla ilgili bilgi ve görgüm bundan ibarettir ” şeklinde beyanda bulunduğu görülmüştür.
Tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda, kazanın oluşumunda tarafların yüzdelik kusur oranlarının tespiti için dosyanın İstanbul ATK Trafik İhtisas Dairesine gönderildiği, alınan 09/02/2022 tarihli kusur raporunda ; davalı sürücü …’un %75 oranında kusurlu olduğu, davacı sürücü …’nün %25 oranında kusurlu olduğu rapor edilmiştir.
Tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda, davacının maddi tazminat talebi yönünden hesaplama yapılması için dosyanın aktüer bilirkişi … ‘a tevdii edilmiş, bilirkişi tarafından 01/09/2022 tarihli düzenlenen raporda ; davacı için %75 haklılık oranı üzerinden; iyileşme süresi 62 gün kabul edildiğinde 2.176,20 TL , iyileşme süresi 3 ay kabul edildiğinde 3.159,00 TL geçici iş göremezlik tazminatı hesaplandığı, davacının maluliyeti bulunmadığından sürekli iş göremezlik tazminatı hesaplanamadığı, dosya kapsamına göre davalıların sahip ve sürücüsü oldukları … plakalı aracın kaza tarihini kapsayan ZMMS poliçesinin … Sigorta AŞ değil , … Sigorta tarafından düzenlenmiş olduğu rapor edilmiştir.
Davalı … ve … vekili bilirkişi raporuna itiraz ederek ek rapor alınmasını talep etmiş ise de düzenlenen bilirkişi raporu içeriğine göre ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde ek rapor alınması talebinin reddine karar verildiği görülmüştür.
Mahkememizin 2.celsesinde davacı vekilinin davalı … Sigorta A.Ş aleyhine açtığı davadan görevsizlik kararından sonra müracaat edilen arabuluculuk aşamasında feragat edildiğini , feragat beyanını aynen tekrar ettiklerini belirtmiştir.
DEĞERLENDİRME :Dava; trafik kazasından kaynaklanan sürekli iş göremezlik ve geçici iş göremezlik maddi tazminat istemi ile manevi tazminat istemine ilişkindir.
Yapılan yargılama, toplanan kanıtlar ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde,
30/04/2017 günü saat 14:40 sıralarında davacı … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı motosiklet ile Üçkuyular yönünden … istikametine … Bulvarını takiben sol şerit üzerinde seyir halinde iken olay mahalli …. sokak kavşağına geldiğinde aracının ön kısımlarıyla; ön ilerisinde kendisiyle aynı istikamette sağ şeritte duraklayıp akabinde harekete geçerek seyir istikametinin soluna dönüş manevrası yapan davalı sürücü … sevk ve idaresindeki davalı …’a ait … plaka sayılı otomobilin sol yan kısımlarına çarpması neticesi dava konusu trafik kazasının meydana geldiği, İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen 09.02.2022 tarihli rapora göre davalı sürücü …’un sevk ve idaresindeki otomobil ile gündüz vakti meskun mahalde seyri sırasında yola gereken dikkat ve özeni göstermesi, olay mahalli kavşağa gelip seyir yönünün soluna dönüş manevrasına başlamadan önce yeterli mesafeden sol şeritte konumunu alması, sol şeride geçmeden önce ise katılacağı şeritte gerisinde seyir halinde olan araçların hızlarına ve mesafelerine dair gerekli ve yeterli kontrolleri yapması, düz seyirle kavşağa yaklaşmakta olan araçlara ilk geçiş hakkını vererek dönüşünü kontrollü bir şekilde tamamlaması gerekirken bahsedilen bu hususlara riayet etmediği, olay mahallinde yolun sağında duraklaması akabinde kontrolsüzce yaptığı sola dönüş manevrasıyla davacı sürücü idaresindeki motosikletin seyir şeridini kapattığı ve kazaya sebebiyet verdiği anlaşılmakla, meydana gelen olayda %75 oranında asli kusurlu olduğu, davacı sürücü … ise sevk ve idaresindeki motosiklet ile gündüz vakti meskun mahalde seyri sırasında yola gereken dikkat ve özeni göstermesi, olay mahalli kavşak yaklaşımında hızını asgari düzeye düşürmesi, ön ilerisinde yolun sağından harekete geçerek yaptığı sola dönüş manevrasıyla seyir şeridine giren davalı sürücü idaresindeki otomobile karşı zamanında etkin fren ve direksiyon tedbirine başvurması gerekirken bahsedilen bu hususlara riayet etmediği, mahal şartlarının üzerinde bir hızla seyrettiği sırada sola dönüş manevrasıyla seyir şeridine giren davalı sürücü idaresindeki otomobile çarptığı anlaşılmakla, meydana gelen olayda %25 oranında tali kusurlu olduğu belirtilmiştir.
Yargıtay 17.HD’nin 01.03.2021 tarih 20/7120 Esas ve 21/2627 Karar sayılı emsal kararına göre kaza tarihi itibariyle yürürlükte olan yönetmeliğin “Engellilik Ölçütü Sınıflandırması ve Engellilere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik” olduğu anlaşıldığından bu yönetmelik kapsamında düzenlenen İstanbul ATK 2.İhtisas Kurulunun 30/10/2020 tarihli maluliyet raporunun hükme esas alındığı, söz konusu rapora göre davacının trafik kazası nedeniyle maluliyetinin oluşmadığı ve iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 3 ay olduğu anlaşılmıştır.
… plakalı aracın kaza tarihinde davalı … adına kayıtlı olduğu, karayolları motorlu araçlar zorunlu mali sorumluluk sigortasının ise davalı … A.Ş tarafından değil dava dışı … Sigorta tarafından yapıldığı anlaşılmıştır. Davacı tarafça kaza tespit tutanağında … plakalı aracın ZMMS poliçesinin davalı … A.Ş tarafından düzenlendiğinin belirtilmesi üzerine davalı sigorta şirketi aleyhine dava açıldığı, davacı tarafça arabuluculuk görüşmeleri esnasında sigorta şirketinin dava dışı … Sigorta olduğunun anlaşılması üzerine davalı sigorta şirketi aleyhine açılan maddi ve manevi tazminat davasından feragat edildiği, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 309 ve devamı maddeleri gereğince feragat, davayı sonlandıran işlemlerden olup, hüküm kesinleşene kadar her zaman yapılabileceğinden davacı vekilinin davalı … Sigorta A.Ş aleyhine açtığı maddi ve manevi tazminat davasından kayıtsız ve şartsız olarak feragat etmiş olması ve vekaletnamesinde feragat konusunda özel yetkisinin bulunması nedeniyle davalı … A.Ş aleyhine açılan maddi ve manevi tazminat davasının feragat nedeniyle reddine karar verilmiş, trafik kazası neticesinde trafik polisi tarafından düzenlenen Trafik Kazası Tespit Tutanağının aksi ispat edilinceye kadar geçerli resmi belge niteliğinde olduğu, kaza tespit tutanağında karşı araç ZMMS’nin davalı … Sigorta A.Ş olarak yazılması nedeniyle davacı tarafça davalı sigorta aleyhine dava açıldığı ve durumun arabuluculuk görüşmeleri esnasında anlaşılması üzerine davacı tarafça davalı sigorta aleyhine açılan davadan feragat edildiği anlaşıldığından davanın reddi nedeniyle davacı aleyhine vekalet ücretine hükmedilmemiştir.
Dosyada mevcut denetime ve hüküm kurmaya elverişli aktüerya bilirkişi … tarafından düzenlenen rapora göre, davacının meydana gelen kaza nedeniyle maluliyeti oluşmadığından sürekli iş göremezlik tazminatının hesaplanmadığı, davacının iyileşme süresinin 3 ay olduğu kabul edilmesi halinde geçiçi iş göremezlik zararının 4.212,00 TL olduğu, davacının meydana gelen kazada %25 kusurlu olduğundan %25 kusur indirimi yapıldığında
3.159,00 TL geçici iş göremezlik zararı olduğunun hesaplandığı; meydana gelen kaza nedeniyle davalı sürücü …’un TBK 49.maddesi uyarınca haksız fiil hükümlerine göre, davalı işleten …’ın ise 2918 sayılı yasanın 85.maddesi uyarınca davacının uğradığı 3.159,00 TL geçici iş göremezlik tazminatından sorumlu oldukları, davalı sürücü ve davalı işletenin kaza tarihi olan 30.04.2017 tarihinden itibaren temerrüde düştüğü anlaşılmakla 3.159,00 TL geçici iş göremezlik tazminatının davalılar … ve …’dan kaza tarihi olan 30.04.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; meydana gelen kazada davacının maluliyetinin oluşmadığından davacının sürekli iş göremezlik maddi tazminat isteminin reddine karar verilmiştir.
TBK’nın 56/2 maddesindeki “Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir. ” şeklindeki yasal düzenleme gereğince davacının manevi tazminat talep etme hakkı mevcuttur. Manevi tazminat, 22.06.1966 tarih ve 7/7.sayılı İçtihatları Birleştirme Kararı’nda da etraflıca açıklandığı üzere, ne bir ceza ne de gerçek anlamda bir tazminattır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Zarara uğrayanın manevi ızdırabını bir nebze dindiren, ruhsal tahribatını onaran bir araçtır.Takdir edilecek manevi tazminet miktarı bir yandan manevi acıları gidermeli, kamuoyu ve sosyal vicdanda kabul görmeli, diğer yandan ise zarar gören açısından zenginleşme aracı olmamalıdır. Kusur oranı, her ne kadar matematiksel anlamda bir indirim yapılmasını gerektirmezse de manevi tazminatın miktarını tayinde önem arz eder.
Davaya konu kaza nedeniyle davacının bedensel bütünlüğünün bozulduğu,3 ay iyileşme süreci geçirdiği, meydana gelen kaza nedeniyle davacının vücudunun çeşitli bölgelerinde skar(yara izi) oluştuğu dikkate alınarak çektiği elem ve ızdırap, davaya konu trafik kazasında davalı sürücü …’un % 75 oranında kusurlu olması ve tarafların ekonomik ve sosyal durumları nazara alınarak davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne 25.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 30.04.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı sürücü … ve davalı işleten …’dan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi HMK 294/4 mad. gereğince bir ay içinde açıklandığı üzere;
1-Davacının davalı … Sigorta A.Ş aleyhine açtığı maddi tazminat davasının feragat nedeniyle REDDİNE,
2-Davacının davalı … Sigorta A.Ş aleyhine açtığı manevi tazminat davasının feragat nedeniyle REDDİNE,
3-Davacının geçici iş göremezlik tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile,
3.159,00 TL geçici iş göremezlik tazminatının davalılar … ve …’dan kaza tarihi olan 30.04.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
4-Davacının davalılar … ve … aleyhine açtığı sürekli iş göremezlik tazminat davasının REDDİNE,
5-Davacının manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile,
25.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve …’dan kaza tarihi olan 30.04.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
6-Alınması gereken 1.923,54-TL karar ve ilam harcından davacı tarafça peşin yatırılan 204,93 TL’nin mahsubu ile bakiye 1.718,61‬-TL harcın davalılar … ve …’dan alınarak hazineye gelir kaydına,
7-Dava kısmen kabul edildiğinden davacı tarafın yaptığı 6,40 TL vekalet suret harcı, 2.731,00-TL tebligat, posta gideri ve bilirkişi ücreti ve davacı vekili tarafından sunulan 440,00 TL maluliyet rapor ücreti olmak üzere toplam 3.177,4‬0 TL yargılama giderinden davanın kabul oranı nazara alınarak 1.586,47 TL yargılama gideri ile davacı tarafın karşıladığı 44,40 TL başvurma harcı, 204,93 TL peşin harç olmak üzere toplam 1.835,80‬ TL’nin davalılar … ve …’dan alınarak davacı tarafa verilmesine, davacı tarafın fazladan yaptığı yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
8-Dava kısmen kabul edildiğinden; Dava şartı arabuluculuk ücreti olan ve 6325 sy Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13 maddesi uyarınca tarafların anlaşamamaları nedeniyle Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL’nin 659,07 TL ‘si davalılar … ve …’dan, kalan 660,93‬ TL’nin davacı tarafından alınarak HAZİNE’ye gelir kaydına,
9-Maddi tazminat yönünden hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir ve hesaplanmış olan 3.159,00 TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’dan alınarak davacıya verilmesine,
10)Maddi tazminat yönünden hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir ve hesaplanmış olan 3.159,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılar … ve …’a verilmesine,
11) Aksi ispat edilinceye kadar geçerli resmi belge niteliğinde olan Trafik Kazası Tespit Tutanağına göre davalı … Sigorta A.Ş aleyhine dava açan davacının davalı … Sigorta A.Ş aleyhine açtığı davadan feragat etmesi nedeniyle davalı … Sigorta A.Ş lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
12-Manevi tazminat davası yönünden hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir ve hesaplanmış olan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’dan alınarak davacıya verilmesine,
b)Manevi tazminat davası yönünden hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir ve hesaplanmış olan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılar … ve …’a verilmesine,
13-HMK.nun 333.maddesi uyarınca taraflarca yatırılan gider avansının sarf edilmeyen kısmının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
14-Karar kesinleştiğinde İzmir 10.Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas ve … Karar sayılı dosya aslının iadesine,
Dair davacı vekilinin ve davalılar … ve … vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı.22/11/2022

Katip

Hakim

BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR.
“5070 Sayılı Yasanın 5.ve 22. Maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.