Emsal Mahkeme Kararı İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/608 E. 2021/340 K. 17.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/608 Esas
KARAR NO : 2021/340

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 23/10/2020
KARAR TARİHİ : 15/04/2021

Mahkememizde görülen İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı tarafından verilen 21/10/2020 tarihli dava dilekçesi ile, davalılardan … ile 1999 yılında evlendiklerini, müşterek 2 çocuklarının olduğunu, şiddetli geçimsizlik nedeniyle 16/02/2015 tarihinde boşandıklarını, mahkemenin davacı lehine maddi ve manevi ayrıca katkı payı alacağına karar verdiğini, mahkemenin karar verdiği alacaklarını tahsil amacıyla takip dosyaları açtığını, ancak davalılardan …’ın bir süre sonra … isimli kişiyle evlendiğini, …’ın yeni eşi olan … isimli şahsın yanında çalışan …’e 143.000,00 TL lik senet vererek davacının alacağının tahsilini engellemeye çalıştığını, davalı …’in Mernis adresinin Adana olmasına rağmen İzmir …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasından senedin icra takibine konduğunu ve aile konutu olarak oturdukları davalı … adına kayıtlı daire üzerine haciz koydurduğunu, davalı …’in diğer davalı …’a borç para verebilecek mali güncünün olmadığını, davalı …’ın davalı …’den borç para almasını gerektirir bir durumunun olmadığını, gerçekte böyle bir paraya ihtiyacı yok iken bu senedin düzenlendiğini, buna göre davalı … tarafından başlatılan İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takibin iptalini, dava sonuna kadar ivedilikle ve öncelikle mağduriyetinin önlenmesi için icra takibinin durdurulmasını, adli yardım talebinin kabulünü, Ankara … Tapu Müdürlüğünde kayıtlı … Ada … parselde bulunan gayrimenkul üzerine keza dava sonuna kadar tedbir konulmasını, masrafların müştereken ve müteselsilen davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava dilekçesi davalılara tebliğ edilmiş, davalı … 17/11/2020 tarihli yanıt dilekçesi ile davacı tarafından, davalı hakkında davacı tarafından açılan davanın haksız hukuka aykırı ve kötü niyetli olduğunu, davacının ekonomik durumunun iyi olduğun ve adli yardım talebinin reddinin gerektiğini, görevli Mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, diğer davalı …’e olan borcunun gerçek olduğunu ve muvazaa olmadığını, davalıdan alınan paranın davacı tarafından istenen ziynet bedeline ve paralara ilişkin olduğunu, davacının talep ettiği bu bedellerin davalıdan alınarak karşılandığını ve davalıdan bu nedenle borç aldığını beyan ettiği, davanın reddine karar verilmesini istediği görülmüştür.
Davalı …’ın cevap dilekçesi davacıya tebliğ edilmiş, davacı vekili tarafından verilen 11/02/2021 tarihli cevaba cevap dilekçesi ile, davalı …’ın yanıt dilekçesinde beyan ettiklerinin tamamının mahkemeyi yanıltma niteliğinde olduğunu, davalı …’ın Emniyette görevli baş polis memuru olduğunu ve yurt dışına görevli olarak gittiğini ve ona göre harcırahı aldığını, yurt dışındaki görevli olduğu dönemlerde çift maaş aldığını, davacıdan mal kaçırmaya çalıştığını, hukuki mesnetten yoksun, davayı uzatmaya ve sulandırmaya yönelik cevaplarını kabul etmediklerini davanın kabulüne ile dava miktarının %20 sinden az olmamak üzere davalının tarafımıza icra inkar tazminatı ödemesine, icra inkar tazminatının ve masraflarla vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili tarafından verilen cevaba cevap dilekçesi, davalı …’e tebliğ edilmiş, davalı vekili tarafından verilen 06/01/2020 tarihli cevaba cevap dilekçesi ile, davacı yanca verilen cevaba cevap dilekçesinin dosyaya kabulüne muvafakat etmediklerini, iddia ve savunmanın genişletilmesi yasağı kapsamında itiraz ettiklerini, davacının alacağının engellemesi için muvazaalı takip yapıldığı yönündeki iddiasının dayanaksız ve hayali olduğunu, takibin yapldığı tarihte davacının bir alacağının olmadığını, davalı …’in alacağının gerçek bir alacak olduğunu, bu hususun tanık beyanları ile de sabit olduğunu, tüm icra takip ve haciz işlemlerinin eksiksiz ve usulüne uygun yapılmasının da muvazaa olmadığının kanıtı olduğunu, borçlunun taşınmazında dosyamızdan önce …bank İpoteği olması nedeniyle davalı tarafça henüz satış işlemleri başlatılmadığını, davacının ise bu beyanının gerçek dışı olduğunu, haczi kendisinin koyduğunu ve muvazalı işlem nedeniyle satışı durdurduğunu iddia ettiğini, akla, mantığa ve hukuka uygun olmayan bu iddaya anlam veremediklerini, davalı … ‘in Bölge Müdür Yardımcısı statüsünde çalıştığını, gelirinin oldukça yüksek olduğunu, hiçbir zaman da asgari ücretle çalışmadığını, dava değeri eksik gösterilmiş olduğundan harcın 152.380,00 TL üzerinden hesaplanarak davacı yana tamamlattırılmasını, davanın görevsiz mahkemede açılmış olması da dikkate alınarak usulden reddini, dava haksız ve dayanaksız olarak ikame edildiğinden esastan reddini, davanın haksız ve dayanaksız olmasının yanı sıra davacının alacağının tahsil etmesine yönelik kötüniyetli bir dava olması nedeniyle %20 den aşağı olmamak kaydıyla davacı yan aleyhine davalı … yerine kötüniyet tazminatına hükmedilmesini, icra takibinin durdurulmasına yönelik tedbir talebinin reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ettikleri görülmüştür.
Davacı ile davalı … arasında Mahkememizde açılan davadan önce yapılan yargılamalara ilişkin dosyaların Uyap üzerinden suretleri istenerek dosyamız içine alınmıştır. İzmir …. İcra Dairesinin … esas sayılı dava dosyası, Ankara … Aile Mahkemesinin … esas sayılı dava dosyası, Ankara … Aile Mahkemesinin … esas sayılı dava dosyası, Ankara …. İcra Dairesinin … esas sayılı icra dosyaları uyap üzerinden celp edilerek dosyamız içerisine alınmıştır.
Davacı vekili tarafından Mahkememize verilen 12//01/2021 tarihli dilekçe ile davanın ıslah edildiği, ıslah dilekçesinde tasarrufun iptalini istedikleri işlemin muvazaalı olarak … tarafından …’e verilmiş olan kambiyo senedine istinaden takibin iptali davası olduğunu, davacının alacağının tahsilini engellemek için takibin kötü niyetli olarak başlatıldığını ve harcın buna göre yatırıldığını, İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasındaki takip konusu miktarı %20’si oranında icra inkar tazminatının davalılardan tahsilinin istendiğini, dosyaya giren ve girecek paraların davacı tarafa ödenmesinin istendiği anlaşılmıştır. Islah dilekçesinin davalılara tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
Dava, verilen ıslah dilekçesi ile davalılar arasında hali hazırda devam eden icra takip dosyası nedeni ile tasarrufun iptali davası olarak davacı tarafça beyan edilmiş, yapılan incelemede talebin davalı taraflar arasında devam eden icra takibinin iptalinin istendiği, davalı … adına kayıtlı taşınmaz üzerindeki hacizlerin ve maaş ve emekli ikramiyesi üzerindeki hacizlerin kaldırılmasının istendiği anlaşılmıştır.
Davanın tasarrufun iptali davası olarak ıslah edildiği görülmekle, uyuşmazlığın bu davaya ilişkin hükümler uyarınca çözümünün gerektiği anlaşılmıştır. Davacı taraf davalıların kendi aralarında kambiyo senedi düzenlemiş olmaları ve davalılardan biri aleyhine başlatılan icra takibinin davacıyı zarara uğratmak kastı ile yapıldığı iddiasında bulunmuştur. Davalılar tarafından ise takibe konu borcun gerçek borç olduğu iddiasında bulunulmuştur.
İİK mad. 277 ve devamı hükümleri uyarınca tasarrufun iptali davasının koşullarının açıklandığı, buna göre; Davacının, davalıların dava konusu icra takip dosyasında muvazaalı olarak işlem yaptıkları iddiasında bulunmak sureti ile tasarrufun iptali isteminde bulunduğu, davacı tarafından iddia edilen hususların bu hükümler çerçevesinde ispatlanması gerektiği görülmüştür.
Tasarrufun iptali davalarında, taraflar arasındaki hukuki ilişkinin niteliğine bakılmaksızın davanın genel görevli Mahkeme Asliye Hukuk Mahkemeleridir. İİK mad. 281 uyarınca basit yargılama usulü uygulanır. Bu husus düzenlemeler ve yerleşik Yargıtay Kararları ile belirlenmiştir. Davalılar arasında mevcut kambiyo senedine dayalı alacak borç ilişkisinin olması tasarrufun iptali davasını görülmesini gerektirir bir husus oluşturmadığından iddia edilen hususlara ilişkin de istisnai bir hüküm bulunmadığından söz konusu uyuşmazlığın görevli Mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemelerinde giderilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
HMK mad. 114/1-c hükmü ile görev hususu dava şartı olarak belirlenmiştir, Mahkemenin görevli olup olmadığı yargılamanın her aşamasında taraflarca ileri sürülebileceği gibi Mahkemece resen ele alınması gereken bir husustur, dava dosyamız yönünden davacı tarafından dava konusu icra takibine ilişkin olarak takibe dayalı tasarrufun iptali isteminde bulunulduğu görülmüş, hukuki değerlendirmenin davacı tarafın talebi doğrultusunda yapılması gerektiği anlaşılmış, bu durumda tasarrufun iptali davası koşullarının incelenmesi konusunda görevli Mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu belirlenmiş ve buna göre Mahkememizce davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmış aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
Davanın Mahkememizin görevsizliği nedeni ile HMK mad. 114/1 – c hükmü uyarınca usulden REDDİNE,
Görevli Mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna,
Karar kesinleştiğinde ve yasal süresi içinde başvuru olduğu takdirde dosyanın görevli İzmir Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
Harç ve yargılama giderlerinin HMK md.331 uyarınca görevli/yetkili mahkeme tarafından ele alınmasına,
HMK 20. Md. Uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra başvuru olmadığı takdirde dosyanın mahkememizce ele alınarak davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği hususunun dikkate alınmasına,
Dair karar, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvuru yolu açık olmak üzere davacı vekili, davalılar vekillerinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 15/04/2021

Yazman … Yargıç …
e-imza e-imza