Emsal Mahkeme Kararı İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/607 E. 2022/438 K. 21.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/607
KARAR NO : 2022/438

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 17/09/2019
KARAR TARİHİ : 21/04/2022

Mahkememizde görülen İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından İzmir Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne hitaben verilen 17/09/2019 tarihli dilekçe ile, davacının … San. Ve Tur. A.Ş.’ne ait … Cad. … No:10 … … adresinde bulunan işletmeye ortak olmaya karar verdiğini, davalının bu şirkette 05/01/2017 tarihine kadar pay sahibi olduğunu, davacının zaman içinde yaptığı görüşmeler ile oluşan güven nedeniyle taraflar arasında herhangi bir hisse devir sözleşmesi olmadan davalıya 22/12/2016 tarihinde … üzerinden “… Devir Hakkı Peşinatı” adı altında 80.000,00 TL gönderdiğini, 05/01/2017 tarihinde davalının hisse devir sözleşmesi imzalayarak şirket ile ilişiğini kestiğini, davalının peşinatını aldığı payları başka kişilere devrettiğini, davalıya ödeme yapılmasından birkaç gün sonra 01/01/2017 tarihinde dava dışı şirket ile dava dışı … … Vakfı arasında kira sözleşmesinin imzalandığını, davacının yaptığı bu ödemeyi şirketin sahibi olduğu İskele Restoranta ortak olacağına ilişkin inancı ile yaptığını, davalı tarafından hesabına gönderilen bu bedel karşılığı herhangi bir pay devri yapmadığını, davacının bir şirket ortağının sahip olması gereken maddi hakları elde edemediğini, davalı aleyhine …/… Esas sayılı dosyası ile bu bedelin iadesi için icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durdurulmasına karar verildiğini, davacının şirkete ve restorana ortak olacağı bahanesi ile kandırıldığını, ödediği bedelin karşılığının verilmediğini, davalının itirazının iptaline ve %20 kötü niyet tazminatı ile en az %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
Dava dilekçesinin İzmir 17. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin …/… Esas numarasını aldığı ve dava dilekçesinin davalıya tebliğ edildiği, davalı vekilinin 22/10/2019 tarihli yanıt dilekçesi ile yanıt verdiği görülmüş, dilekçe içeriğine göre ; davalı ile davacının hiçbir ticari veya para ile ilgili ilişkisinin söz konusu olmadığını, davalının hissesini devrettiği kişiler ile ilgili olarak söz konusu ödemenin yapıldığını, davacının ödemeyi yaparken kendisine hisse devri ile ilgili bir talebinin veya sözlü bir anlaşmanın söz konusu olmadığını, aksine davacı tarafından havalenin yapıldığını, daha sonrasında hisse devrinin yapıldığını, davacının muhatabının hisse devri yapılan kişiler olabileceğini, davalının davacı ile herhangi bir görüşmesi veya anlaşmasının olmadığını, telefon ile konuşmadıklarını ve tanışmadıklarını, dava dilekçesinde buna ilişkin beyanların gerçeğe aykırı ve haksız kazanç amaçlı olduğunu, davalının sahibi bulunduğu hisseyi devrettiğini, bunun karşılığında hisseleri devralan kişiler ile aralarında ne tür bir anlaşmanın söz konusu olduğu davalıyı ilgilendirmeyen davacı tarafından havalenin yapıldığını, davacının kendisine hisse devri için bu havaleyi yapmış olduğuna ilişkin ispat yükünün davacıda olduğunu, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesinin istediği anlaşılmıştır.
İzmir 17. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin …/… Esas 2020/9 Karar sayılı kararı ile davanın Mahkemenin görevsizliği nedeni ile usulden reddine karar verildiği görülmüş, karar gerekçesinde “takibe konu alacağın davalıya ödenmesinin sebebinin, davalının ortağı olduğu … San. Turz. A.Ş.’nin hisselerinin satın alınması istemine ilişkin olduğu, davalının sahibi olduğu hisseleri kendi iddiasına göre davacının talimatı ile üçüncü bir kişiye devrettiği, davacı tarafından gönderilen 80.000,00 TL’nin hisse karşılığı ödendiğini beyan ettiği, şirket hisse devrinden kaynaklanan davaların TTK’da düzenlenen şirketlere ilişkin düzenlemelerden kaynaklanan mutlak ticari dava olduğu ve görevli Mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemeleri” olduğu hususunun belirtildiği anlaşılmıştır.
Mahkemece verilen kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine İzmir BAM 11. Hukuk Dairesi’nin …/… Esas …/… Karar sayılı kararı ile “Sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayanılarak açılan davalarda, mahkemelerin görevi, iddia edilen hukuki ilişkinin niteliğine göre belirlenmelidir. Taraflar arasında , anonim şirket hisse devri sözleşmesi düzenlenip düzenlenmediği, davalıya gönderilen paranın 3.kişilere yapılan hisse satışı veya davacıya taahhüt edilen hisse devri nedeniyle yapılıp yapılmadığı uyuşmazlık konuları olup, anonim şirket hisse devri 6102 sayılı TTK’nın 2.kitabında yer alan şirketler hukukundan kaynaklandığından dava mutlak ticari davalardan olmakla, uyuşmazlığı çözmekle ticaret mahkemeleri görevlidir. İlk derece mahkemesince davaya bakmakla görevli mahkemenin ticaret mahkemesi olduğu gerekçesiyle, görev dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun bulunmakla, taraf vekillerinin istinaf itirazları yerinde görülmemiştir. İstinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların, açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.” şeklinde gösterilen gerekçe ile istinaf isteminin reddine karar verildiği ve dosyanın Mahkememize tevzi edildiği ve 2020/607 Esas sırasına kaydının yapıldığı görülmüştür.
İzmir 15. İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı takip dosyası celp edilerek dosyamız içine alınmış, yapılan incelemesinde alacaklının dosyamız davacısı kişi olduğu, borçlunun dosyamız davalısı olan kişi olduğu, 01/10/2018 faiz başlangıç tarihli 80.000,00 TL tutarında bedelin talep edildiği, Kartal … Noterliği’nin 01/10/2018 tarih
… yevmiye no’lu ihtarnamesine dayanıldığı, 81.321,64 TL alacağın talep edildiği, takibin genel haciz yolu ile başlatıldığı, davalı tarafından süresinde verilen dilekçe ile borca, faize ve takibe itiraz edildiği, icra müdürlüğü tarafından takibin 27/02/2019 tarihinde durdurulmasına karar verildiği görülmüştür. İcra takibinin 07/02/2018 tarihinde başlatıldığı anlaşılmıştır.
Dava, dava dışı … San. Ve Turz. A.Ş. ortaklığının karşılığında davalıya yapılan ödemeye rağmen şirket ortaklığının davacıya devredilmediği, bu nedenle de davalının sebepsiz zenginleştiği iddiası ile davalı aleyhine başlatılan icra takibine itirazın iptali davasıdır.
Davacı tarafından davalıya … A.Ş. Nezdinde davalının … A.Ş. nezdinde ki hesabına EFT yolu ile 22/12/2016 tarihinde 80.000,00 TL havale edildiği, her iki tarafın da kabulündedir. Davalı tarafça her ne kadar yapılan bu ödemenin dava dışı şirket hissesinin yine dava dışı üçüncü kişilere devrine ilişkin olduğu beyan edilmiş ise de, bu beyanı doğrular nitelikte davacının da kabulünü ve yükümlülüğünü gösterir herhangi bir kaydın sunulmadığı anlaşılmıştır.
Dava dışı … San. ve Turz. A.Ş.’ne ait şirket kayıtları üzerinde yapılan incelemeye göre, dava dışı şirketin yönetim kurulu üyelerinin …, … olduğu ve aynı kişilerin 21/02/2018 tarihinden itibaren şirket yetkilisi oldukları, buna ilişkin ticaret sicil gazetesinin dosyada mevcut olduğu anlaşılmıştır.
Davacı tarafça dava dışı şirket ile dava dışı vakıf arasında imzalandığı beyan edilen kira sözleşmesinin dava dilekçesine ekli olarak sunulduğu, sözleşmede ki tarafların herhangi bir şekilde davacı ile doğrudan bağlantısının bulunmadığı anlaşılmıştır.
Yine dava dilekçesine ekli olarak şirket devrine ilişkin kararı içerir dava dışı satıcılar ve alıcıların imzaları olan belgenin dava dilekçesine ekli olarak dosyaya sunulduğu anlaşılmıştır.
Hali hazırda davalı tarafça davacı tarafından davalı hesabına gönderilen 80.000,00 TL bedelin üçüncü kişilere yapılacak hisse devrine ilişkin olduğu yönünde ki iddiasının ispatlar nitelikte herhangi bir delil veya belgenin dosya içinde olmadığı anlaşılmıştır.
TBK Md. 77 hükmüne göre, “haklı bir sebep olmaksızın bir başkasının malvarlığından veya emeğinden zenginleşen, bu zenginleşmeyi geri vermekle yükümlüdür. Bu yükümlülük özellikle zenginleşmenin geçerli olmayan veya gerçekleşmemiş yada sona ermiş bir sonuca dayanması durumunda doğmuş olur.” düzenlemesi yer almaktadır.
Davalının madde hükmüne göre haklı bir sebebin varlığına ilişkin iddiasını ispatlayamadığı dikkate alındığında bu bedelin davalı tarafından geri istenebilmesi hakkının doğduğunun kabulü gerektiği anlaşılmıştır.
TBK Md. 82 uyarınca sebepsiz zenginleşmeden doğan istem hakkının geri isteme hakkı olduğunu öğrendiği tarihten itibaren hak sahibinin 2 yıl ve her halukarda 10 yıl içinde isteyebileceği belirtilmiş olup, zamanaşımı süresi içinde davalıdan geri ödeme talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır. Kaldı ki davalı tarafça da zamanaşımı itirazında bulunulduğunu gösterir herhangi bir kaydın dosyada tespit edilemediği anlaşılmıştır.
Davacının talep ettiği bedel yönünden taraflar arasında ki ilişki ve yapılan işlemler dikkate alındığında davacının dava dışı şirket hisselerinin kendisine devredileceği inancı ile hareket ederek söz konusu havaleyi gerçekleştirdiğinin kabulü halinde dahi davalı tarafın bu hususu kabul ettiğini gösterir herhangi bir delilin dosyada tespit edilemediği dikkate alındığında herhangi bir sebep ve gereklilik olmaksızın bu bedelin davalı hesabına gönderildiğinin kabulü gerektiği, bu durumda davalının sebepsiz zenginleştiğinin kabulü ile bu bedelin davacıya iadesinin gerektiği anlaşılmış, davacı tarafından bu hususta başlatılan takibe itirazın haksız olduğunun kabulü gerektiği görülmüştür.
Davacı tarafça davalıya hitaben keşide edilen ihtarnamenin varlığı da dikkate alındığında davacı tarafından faizin de davalıdan talep edilebileceği, yapılan faiz hesabının temerrüt tarihi dikkate alındığında kabulü gerektiği ve bu bedel yönünden de davalının itirazında haksız olduğu, sonuç itibariyle alacağın niteliği de dikkate alındığında likit olduğunun kabulü ile icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği anlaşılmış, davanın kabulüne ilişkin aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
Davanın KABULÜNE,
İzmir 15. İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı takip dosyasında davalının itirazının iptaline,
Takibin 80.000,00 TL asıl alacak 1.321,64 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 81.321,64 TL alacak üzerinden kaldığı yerden devamına,
İcra inkar tazimatı isteminin kabulüne,
Hükmolunan alacak üzerinden hesaplanan %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Kabul edilen bedel üzerinden hesaplanan 5.555,08 TL harçtan, peşin alınan 959,59 TL harcın mahsubu ile bakiye 4.595,49 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden vekilin harcadığı emek ve mesaiye karşılık yürürlükte bulunan AAÜT ne göre 11.371,81 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Davacı tarafından yapılan 1.010,39 TL başvuru harcı, 239,25 TL tebligat ve yazışma gideri olmak üzere toplam 1.249,64 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Karar kesinleştiğinde artan gider avansının taraflara ödenmesine,
Dair karar, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvuru yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 21/04/2022

Yazman …
E -imza

Yargıç …
E -imza