Emsal Mahkeme Kararı İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/560 E. 2021/606 K. 14.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/560
KARAR NO : 2021/606

DAVA : Tazminat (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/10/2020
KARAR TARİHİ : 14/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili, dava dilekçesi ve duruşmalarda özetle; müvekkilinin … firmasıyla yaptığı alışveriş nedeniyle aylık 4026,77 TL’lik bonolar imzaladığını, akabinde bu bonoların … firması tarafından tahsil amacıyla … Bankası A.Ş. ‘ye bırakıldığını, söz konusu ilişki nedeniyle müvekkili tarafından keşide edilen bonoların ilk altı tanesi müvekkil tarafından nakden ödendiğini, Eylül 2018 tarihi itibari ile müvekkili tarafından aynı bankanın aynı şubesine hesap açılarak söz konusu bonoların ödenmesi için 21/09/2018 tarihinde otomatik ödeme talimatı verildiğini, Eylül ayı ve takip eden üç ay ödemelerin sorunsuz gerçekleştiğini, ancak 2019 yılının Ocak, Şubat, Mart tarihlerindeki ödemelerde davalı banka kaynaklı sorunlar ortaya çıktığını, ödeme günlerinde bono karşılığı olan tutarın müvekkili hesabından tahsil edildiğini, ödemelerin bonoların bedeliyle birebir uyuştuğunu, bunun üzerine bankaya bu haksız yere çekilen protestolara karşılık ihtarname çekildiğini, ihtarname ile davalı bankaya; Türkiye Bankalar Birliği Risk Merkezi’ne yapılan son üç aya ilişkin hatalı bildirimlerin derhal düzeltilmesi gerektiği, düzeltmenin yapılmaması halinde bütün sonuçlarıyla birlikte dava yoluyla bunun talep edileceği ve sahip olduğumuz tüm yasal hakların kullanılacağının bildirildiğini, bankanın ödeme talimatının senetlere ilişkin değil de faturalara ilişkin olduğu şeklinde cevabi ihtarname gönderdiğini ancak ödemelerin düzene girmediğini, davalı bankanın çelişkili davrandığını ve haksız olduğunu, bankanın kendi kusurundan dolayı müvekkilini sorumlu tuttuğunu, bu kusuru bildirmelerine rağmen durumu düzeltmediklerini, tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde davalı banka tarafından çekilen protestoların haksız olduğunu, müvekkilinin maruz kaldığı bu haksız durumdan dolayı çevresine karşı mahcup duruma düştüğünü, ticari itibarının zedelendiğini, ticaret yapamaz hale geldiğini, bu nedenle 15.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, ihtiyati tedbir maksadıyla, Türkiye Bankalar Birliği Risk Kurulu’na müzekkere yazılarak söz konusu ihtilaflı durumun bildirilmesi ve üyelerine sunmuş olduğu risk raporlarından müvekkilinin isminin kaldırılması ve bunun ilan edilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini dava ve talep ettiği görülmüştür.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesi ve duruşmalarda özetle; davacının, dava dilekçesinde belirtmiş olduğu senetlerin alacaklısının … Aş adlı firma olduğunu, bankanın Uluslararası Bankacılık Şubesi müşterisi olduğunu, bu müşteri tarafından şubeye tahsil için verilen senetlerin borçlusunun, işbu davanın davacısı konumunda olduğunu, tahsile verilen senetler nedeniyle şube tarafından 17.07.2018 tarihli davetname ile davacıya ihbar yapıldığını, davacının … numaralı hesabının bulunduğu yer müvekkili bankanın …/… şubesi olduğunu, yani senetlerin tahsile verildiği şube ile davacının hesabının bulunduğu şubelerin farklı olduğunu, taraflar arasında imzalanan 12.06.2018 tarihli sözleşmeye istinaden … numaralı hesap açıldığını, davacının dava dilekçesinde belirttiği ‘Senetler İçin Otomatik Ödeme Talimatı Verildiği’ ibaresinin gerçeği yansıtmadığını, müvekkilinin kayıtlarında verilen bu ödeme talimatının fatura ödeme talimatı olduğunu, ilgili hesaptan çıkan ödemelerin açıklamasının fatura tutarı olarak göründüğünü, davacının talebi doğrultusunda, bankacılık operasyonel işlemleri gereği, yapılan ödemelerin alıcı şubedeki hesaplarda da fatura ödemesi olarak gözüktüğünü, bu nedenle yapılan bu işlemler nedeniyle müvekkili bankaya kusur atfetmenin mümkün olmadığını, dava konusu senet alacaklısının hesabında, bu senetlerin ödendiğine ilişkin herhangi bir kayıt olmaması nedeniyle de, senet alacaklısı banka müşterisinin talebi doğrultusunda ödememe protestosu çekilmesinde yasalara aykırı bir yön bulunmadığını, davacının tazminat talep etmesine dayanak somut bir zararı bulunmadığını, dava dilekçesinde davacının zararlarından bahsedildiği ancak buna ilişkin hiçbir delil sunulmadığını, manevi tazminatın unsurlarının oluşmadığını, yine davacının ticari itibarının sarsılmasından bahsedildiğini, ancak davacının öncelikle tacir olduğunu ve fiilen ticaret ile iştigal ettiğini ispatlaması gerektiğini, dava konusu edilen işlem ile varsa zarar gören ticari itibarının sarsıldığı olgusu arasında illiyet bağının olması gerektiğini, müvekkili banka nezdinde açılan hesabın bireysel müşteri hesabı olduğunu, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin de bireysel olduğunu, davaya konu edilen senetlerin dayanak sebebinin de bireysel/tüketici işleminden kaynaklandığını, ticari bir iş olmayan olay nedeniyle davacının ticari itibarının sarsılmasının söz konusu olamayacağını, bu nedenlerle açılan davanın reddine karar verilerek yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
DELİLLER :Davacı iddiasını ispata yönelik olarak; TBB Risk Kurulu’nun hazırlamış olduğu ve ödememe protestolarına ilişkin kişilerin risk durumlarını bildirir raporlar, İzmir … Noterliği’nin 13.03.2019 tarihli ve … Yevmiye No’lu ödememe protestosu, … … Noterliği’nin 28.03.2019 tarihli ve … Yevmiye No’lu ihtarnamesi, İzmir … Noterliği’nin 08.04.2019 tarihli ve … Yevmiye No’lu cevap ihtarnamesi, isimlerini daha sonra bildirecekleri müvekkilinin kredi talebinde bulunduğuna ve bu taleplerinin reddedildiğine dair evraklar, 04/09/2020 tarihli arabuluculuk anlaşamama tutanağı (e-imzalı), müvekkilinin ticaret ile uğraştığına dair evraklar, tanıklar, yemin, bilirkişi ve ikamesi mümkün her türlü yasal delile dayandığı görülmüştür.
Davalı vekili savunmasını ispat yönünde; müvekkili banka ile davacı arasında imzalanan 12.06.2018 tarihli Bireysel Müşteri Sözleşmesi, müvekkili banka nezdinde açılmış olan … numaralı hesap hareketleri, davacının hesabından yapılan 11.03.2019 tarihli işleme ilişkin dekont sureti, müvekkil banka tarafından davacı yana çekilen 13.03.2019 tarihli Ödememe Protestosu müvekkili banka tarafından çekilen 08.04.2019 tarihli ihtarname, emsal Yargıtay Kararları, müvekkili banka kayıtları üzerine yerinde bilirkişi incelemesi ve her türlü yasal delile dayandığı görülmüştür.
Davacının tacir olup olmadığı hususunda … Vergi Dairesine yazılan müzekkereye verilen cevapta, davacı …’ın 01.12.2016 tarihinden itibaren şehirler arası tarifeli kara yolu yolcu taşımacılığı (şehirlerarası otobüs ve tramvay, şehirler arası personel ve okul servisleri vb.dahil, şehir içi ve şehirler arası havaalanı servisleri ile şehir içi havaalanı otobüsleri hariç) şehir içi banliyo ve kırsal alanlarda kara yolu ile personel, öğrenci vb. grup taşımacılığı (şehir içi personel ve okul servisleri vb faaliyetine başladığı, ticari kazanç yönünden ikinci sınıf tüccar olarak mükellefiyet kaydının bulunduğu ve 2016-2017-2018-2019 yıllarına ait gelir vergisi beyannamelerinin gönderildiği, davalının gayrisafi hasılatının Vergi Usul Kanunun 177.maddesi ve TTK hükümlerine esnaf sınırını aştığı ve tacir sıfatını haiz olduğu görülmüştür.
Tarafların dosyaya celbini talep ettiği belge ve kayıtların dosyaya teminine müteakiben tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda davacının keşidecisi olduğu bonolorın davacı hesabında para bulunmasına ve otomotik ödeme talimatı bulunmasına rağmen davalı banka tarafından haksız ve yasaya aykırı olarak ödememe protestosu çekilip çekilmediği, bu nedenle davacının ticari itibarının zedelenip zedelenmediği, zedelenmiş ise davacının ticari itibarının ve sicilinin düzeltilmesi gerekip gerekmediği hususunda dava dosyası kapsamına uygun ve denetime elverişli rapor alınması hususunda dosyanın konusunda uzman bankası …’e tevdii edilmiş, bilirkişi tarafından 23/06/2021 tarihli düzenlenen raporda; davacı … ile davalı … Bankası A.Ş …/…-İzmir Şubesi arasında 12.06.2018 tarihli Bireysel Müşteri Sözleşmesi akdedilerek … no.lu Mevduat Hesabı açıldığı, davacının 21.09.2018 tarihli … Bankası … Şubesine hitaben verdiği otomatik talimatta:”… sözleşme numaralı … kredi ödemesinin … no.lu hesabımdan otomatik ödenmesini rica ederim.” dediği, davacının davalı bankaya 21.09.2018 tarihinde verdiği otomatik ödeme talimatının … A.Ş kredi ödemelerinin hesabından karşılanmasına yönelik olduğunun değerlendirildiği, davalı banka, davacının verdiği talimat doğrultusunda her ay düzenli olarak belirtilen tutarı … A.Ş’ye gönderdiği, senet alacaklısı … Firması tarafından 11.01.2019, 11.02.2019 ve 11.03.2019 vadeli senetlerin tahsili için bankaya verildiği ve senetlerin davacının hesabının bulunduğu …/…-İzmir şubesine değil, davalı bankanın …/İzmir Şubesine gönderildiği ve senetlerin vadesinde iş bu şubeye ödeme yapılmaması ve davacının verdiği talimatın “Düzenli Senet Ödeme talimatı” olarak verilmemesi ve davacının verdiği otomatik talimat doğrultusunda davalı bankaca … Firması hesabına belirtilen tutarın gönderilmesine karşın, senet alacaklısı … Firması tarafından tahsile verilen iş bu senetlerin muamelesiz iadesini bankadan talep etmemesi nedeniyle protesto olmalarına sebebiyet verdiği, davalı bankanın, davaya konu işlemlerden dolayı davacıya yönelik haksız bir işleminin bulunmadığı , davacının protesto olan senetlerle ilgili olarak risk bildirim cetvelinde alacaklının istemiyle … döneminde protesto kaldırılarının yapıldığı şeklinde rapor edilmiştir.
DEĞERLENDİRME :Dava; bankacılık işleminden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
Yapılan yargılama, toplanan kanıtlar ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde,
Tacir olan davacı ile davalı … Bankası A.Ş …/…-İzmir Şubesi arasında 12.06.2018 tarihli bireysel müşteri sözleşmesi yapılarak … no.lu mevduat hesabının açıldığı, davacının 21.09.2018 tarihinde davalı bankanın … Şubesine … sözleşme numaralı … kredi ödemesinin … no.lu hesabından ödenmesi için otomatik ödeme talimatı verildiği, otomatik ödeme talimatı kapsamında bono alacaklısı dava dışı … Firması tarafından 11.01.2019, 11.02.2019 ve 11.03.2019 vadeli bonoların davalı bankanın …/İzmir Şubesine tahsil için gönderildiği, davacı hesabından sözkonusu bonoların otomatik ödeme talimatına istinaden 14.01.2019, 11.02.2019 ve 11.03.2019 tarihlerinde ödendiği, ancak davalı banka tarafından bono alacaklısı dava dışı … Firması tarafından tahsile verilen iş bu bonoların muamelesiz iadesinin talep edilmediğinden bahisle davacı hakkında ödememe protestosu düzenlettirildiği ve Türkiye Bankalar Birliği Risk Merkezi’ne bildirildiği anlaşılmıştır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2017/43 Esas ve 2021/240 Karar sayılı kararında da vurgulandığı üzere, protestonun, kanunda öngörülen usule uygun düzenlenmemesi veya içerdiği bilgilerin yanlış olması hâlinde, borçlu ya da senetle ilgisi olmayan kişilerin, kanuna aykırı düzenlenen bu protestodan dolayı zarar görmesi mümkündür. Zira düzenlenen protesto, ayrıca Türkiye Bankalar Birliği Risk Merkezi’ne bildirilerek alenileştirilmekte, bu nedenle senedin ödenmesinden sorumlu olanın ticari itibarı zedelenmektedir. Böylece protesto muhatabının ticari çevresinden gördüğü itibar azalmakta, bankalar ile üçüncü kişiler nezdindeki kredisi tükenmektedir (Bozgeyik, Hayri: Poliçede Müracaat Hakkı, Ankara, 2003, s. 144). O hâlde kanuna aykırı düzenlenen veya yanlış bilgiler içeren ve bu suretle borçlu veya senetle ilgisi bulunmayan kişilerin zarara uğramasına yol açan protestolar “haksız protesto” olarak nitelendirilmelidir (Gürbüz, s. 183). Haksız protesto, aynı zamanda bir haksız fiil hâli olması sebebiyle, protesto muhatabının uğradığı zararın genel hükümlere göre tazmin ettirilmesi mümkündür.
Somut olayda davalı bankanın 14.01.2019, 11.02.2019 ve 11.03.2019 tarihlerinde davacı hesabından bono bedelleri ödenmesine rağmen bono alacaklısı dava dışı … Firması tarafından tahsile verilen iş bu bonoların muamelesiz iadesinin talep edilmediğinden bahisle davacı hakkında ödememe protestosunu çektirmesi “haksız protesto” niteliğindedir. Zira protesto sonrasında davacının Türkiye Bankalar Birliği Risk Merkezi’ne bildirildiği davalı bankanın da kabulündedir. Söz konusu “haksız protesto”; davalı bankanın beyanı üzerine yetkili noter tarafından düzenlenmiştir. protestonun “haksız protesto” niteliğinde olması nedeniyle zarara uğradığını iddia eden davacının davalı bankadan genel hükümler kapsamında tazminat talep etmesinin önünde de bir engel bulunmadığı, böylece davalının haksız protesto düzenlemek suretiyle kusurlu hareket ettiğinden aksi yöndeki bilirkişi raporuna itibar edilmemiş, haksız protesto nedeniyle davacının Türkiye Bankalar Birliği Risk Merkezi’ne bildirilmesi davacının ticari itibarını zedelendiği, ticari çevresinden gördüğü itibarın azaldığı,bankalar ile üçüncü kişiler nezdindeki kredisi tükendiğinden dolayı davacının manevi tazminat talep edebileceği anlaşılmakla haksız fiile orantılı olarak takdir edilen 5.000,00-TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş, dava konusu protesto edilen üç adet bononun risk bildiriminin … döneminde davalı bankaca alacaklı talebinin istemiyle kaldırıldığı bu nedenle davacının haksız protesto sebebiyle zedelenen ticari itibarının ve sicilinin düzeltilmesi talebinin konusuz kaldığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek aşağıda yazılı hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi HMK 294/4 mad. gereğince bir ay içinde açıklandığı üzere;
1-Davacının manevi tazminat davasının kısmen kabulüne,
5.000,00-TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Davacının haksız protesto sebebiyle zedelenen ticari itibarının ve sicilinin düzeltilmesi talebinin konusuz kaldığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
3-Alınması gereken 341,55-TL karar ve ilam harcından davacı tarafça peşin yatırılan 256,17 TL’nin mahsubu ile bakiye 85,38‬-TL ‘nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça yapılan 54,40 TL başvuru harcı, 256,17 TL peşin harç, 7,80 TL vekalet harcı, 695,00-TL tebligat, posta gideri ve bilirkişi ücreti, davacı, dava şartı arabuluculuk görüşmelerinde kendisini vekille temsil ettirdiğinden, arabuluculuk son tutanağının düzenlendiği tarih itibariyle yürürlükte olan AAÜT’ne göre tayin olunan 900,00-TL maktu vekalet ücreti olmak üzere toplam 1.913,37-TL’nin kabul-red oranına göre 637,72-TL ‘nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Dava şartı arabuluculuk ücreti olan ve 6325 sy Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13 maddesi uyarınca tarafların anlaşamamaları nedeniyle Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL’nin davanın kabul ve ret oranına göre 439,96 TL’lik kısmının davalıdan, bakiye 880,04 TL’lik kısmının davacıdan alınarak HAZİNE’ye gelir kaydına,
7-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap edilen 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap edilen 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9- HMK’nın 333.maddesi uyarınca taraflarca peşin yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde yatıran taraflara iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 14/09/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır