Emsal Mahkeme Kararı İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/545 E. 2021/542 K. 30.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/545
KARAR NO : 2021/542

DAVA : Deniz Ticaret (Deniz Taşımacılığı Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 29/09/2020
KARAR TARİHİ : 30/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı …-… vekili 29.09.2020 harç tarihli dava dilekçesiyle; davalı …. ile dava dışı … isimli şirket arasında 31.01.2019 tarihinde balık yağı yüklü …, …, …, …, …, … ve … numaralı konteynırların Letonya’nın Riga kentinden … IMO numaralı … Bayraklı … isimli gemiye yüklendiğini, geminin …’tan sonra tahliye limanı olan İzmir … Limanına yanaştığını ve 21.03.2019 tarihinde konteynerlerin indirildiğini, taşımanın … numaralı konşimento, ile gerçekleştiğini, davalının gönderilen sıfatına sahip olup, konteynerlerin gümrükleme işlemlerini tamamlamak için Aliağa Gümrük Müdürlüğünden 26.04.2019 ve 31.05.2019 tarihlerinde iki kez süre uzatım talebinde bulunduklarını, davalı şirkete 03.07.2019 tarihinde birer aylık ek iki süre verildiğini, ancak davalının gümrükten çekilme işlemlerini yapmadığını, ambalajın bütünlüğünün bozularak 11.05.2019 tarihinde konteynerlerin sızıntı havuzuna alındığını, dava konusu olan 7 adet konteyneri teslim almadığını, 09.08.2019 tarihinde gümrüğe terk edildiği ve tasfiye işlemine tabi tutulduğunu, Aliağa Gümrük Müdürlüğü tarafından 16.10.2019 tarihinde … sayılı imha kararına göre balık yağının bozulması ve kokuşması sebebiyle yem olarak piyasaya arzının da imkânının olmadığı belirlendiği, müvekkili şirketin tasfiye ve imha masrafların katlandığı, 05.10.2019 tarihi itibariyle Aliağa Gümrük Müdürlüğünün bilgisiyle yükün imha edildiğini ve masrafların müvekkili tarafından ödendiği, davalı şirketin yükümlülüğünü yerine getirmemesi üzerine Beyoğlu …. Noterliğinden 02.01.2020 tarihinde … Numaralı ihtarname ile imha ve gümrük masraflarının toplamı olan 29.055,75 TL ve konteynerlerin teslim alınmaması sebebiyle oluşan 120.015,00 USD demuraj, 1.715,42 USD ve 177,00 TL yerel masrafların davalıdan talep edildiği, davalının ödeme yapmadığını, davalıya 4 adet fatura kesildiğini, davalının Mersin … Noterliğinden 22.05.2020 tarihinde … yevmiye numaralı ihtarname ile faturaları iade ettiğini, müvekkilinin tekrar Beyoğlu … Noterliğinden 05.06.2020 tarihinde ihtarname keşide ederek ödenmesini talep ettiğini ve arabuluculuk sürecine başladığını, 18.06.2020 tarihinde arabuluculuk görüşmelerinin son bulduğunu, sözleşmenin ifa edileceği yerin yükün boşaltma limanı İzmir … Limanı olduğundan davayı İzmir’de açtıklarını, TTK m. 1203 gereğince gönderilen tarafın yükün teslimini istiyorsa ardiye, imha, tazminat niteliğinde demurajı ödemekle yükümlü olduğunu, gönderilen eşyayı almaya hazır olduğunu bildirmesine rağmen yükü teslim almadığını, 4458 Gümrük Kanunu m. 46’ya göre deniz yoluyla gelen eşya için özet beyan verildiği tarihten itibaren 45 gün içinde gümrük işlemlerinin tamamlanması gerektiğini, Aliağa Gümrük Müdürlüğünden süre uzatım talep edilmesi nedeniyle 17.03.2020 tarihinde süre uzatım yapıldığını, gönderilen taşımaya konu emtiayı teslimini istemesi durumunda navlun ve teferruattan sorumlu olacağını, alacaklı / gönderilen malı tesellümünden imtina etmesi nedeniyle TBK m. 106’a göre alacağın temerrüdünden sorumlu olacağını, davalının iki kez ek sürede bulunması nedeniyle malı teslim almak istediğini beyan ettiğini belirterek dava dışı … ile davalı şirket arasındaki balık yağına ilişkin her türlü belgenin istenmesi, yine Aliağa Gümrük Müdürlüğünden gümrük faaliyetlerine ilişkin tüm bilgi ve belgelerin istenmesini ve ayrıca konteyner demurajı ve yerel masraf dahil olmak üzere 121.730,42 USD alacağın 3095 sayılı Kanun m. 4/a’daki faiz oranı uygulanarak, yine imha, gümrük ve yerel masraflar toplamı 29.232,75 TL’nin avans faiziyle davalıdan tahsili ile müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekilinin 11.11.2020 tarihli cevap dilekçesi ile; davanın yetkili mahkemede açılmadığını, Mersin ATM’de açılması gerektiğini, ayrıca konşimento da Almanya Hamburg Mahkemelerinin yetkili olduğunun kararlaştırıldığını, uygulanacak hukukun Alman Hukuku ve Almanya Hamburg Mahkemelerinin yetkili olduğunun belirlendiği, davacı tarafın müvekkilinin gönderen olduğunu belirttiği yükün müvekkili tarafından teslim alınmadığından bahisle TTK m. 1203 gereğince müvekkilinin sorumlu olduğunu iddia ettiğini, müvekkilinin malın taşıtanı / göndereni veya başka bir sıfatla yasal mercie konşimento aslını sunarak ordino talebinde bulunmadığını, malın alıcısı olmadığını, sorumluluğunun malın göndericisi taşıtan olan …’ne ait olduğunu, ayrıca malın Türkiye girişinin Tarım İl Müdürlüğünde uygun görülmeyerek reddedildiğini, müvekkilinin sadece konşimento fotokopisine dayanarak süre uzatım talebinde bulunmasını TTK m. 1203 anlamında taşıma ve tasfiyeden doğan masrafları ödeme altına sokmayacağını, 6762 sayılı TTK m. 1069/1 gereğince dava konusu alacaktan sorumlu olabilmesi için malı teslim alması gerektiğini, müvekkilinin malı ordinoyu teslim almadığını, Yargıtay’ın kararlarının da bu yönde olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davacı vekilinin 29.09.2020 tarihli dilekçesiyle; toplam alacağının 29.232,75 TL + 121.730,42 USD (946.613,00 TL) = 975.845,75 TL olduğunu beyan etmiştir.
Davacı vekilinin 08.12.2020 tarihli replik dilekçesiyle; davalının cevap dilekçesini kabul etmediklerini, davalının Letonya’daki satıcı ile arasındaki alım – satım ilişkisini sakladığını, çelişkili beyanda bulunduğunu, kendilerinin herhangi bir taşıma senedine sahip olmadığını beyan ettiği, daha sonra konşimentoya dayanarak yetki ve uygulanacak hukuk itirazında bulunduklarını, bu halde konşimentoya sahip olduklarını kabul ve ikrar ettiklerini, konşimento hamili gibi cevap verdiğini, davalının sunduğu delillerin kendilerine bildirilmediğini, TTK m. 1237 hükmüne dayanarak konşimentonun arka yüzündeki MÖHUK m. 47 hükmüne ilişkin Almanya Hamburg Mahkemelerinin yetkili olduğuna ilişkin itirazının kabul edilemeyeceğini, zira akdin ifa yerinin HMK m. 10 gereğince İzmir olduğunu, davalının yetki itirazında bulunmasının haksız olduğunu, zira müvekkilinin Almanya / Hamburg’da faaliyet gösteren bir şirket olması nedeniyle davayı zaten orada açabileceğini, buna rağmen sözleşmenin ifa edildiği yer olan ve maddi gerçekliğe daha kolay ulaşılabilecek İzmir’de açtığını, davalının savunmasının daha rahat yapılabileceğini, Yargıtay uygulamasının da bu yönde olduğunu, TMK m. 2’ye aykırı davrandığını, davalının ileri sürdüğü uygulanacak hukuka ilişkin itirazının da geçersiz olduğunu, MÖHÜK m. 29’a göre eşya taşımasına ilişkin sözleşmelerde uygulanacak hukukun daha sıkı ilişki olan hukukun uygulanmasının kabul edildiğini, konteynerler üzerinde Gümrük Mevzuatının uygulandığını, davalı şirketin gümrük işlemlerini tamamlayabilmesi için gümrük firmasına vekâletname verdiğini, TTK m. 1203 gereğince navlun ve teferruattan sorumlu olduğunu, emtiayı teslim alma yönünde bir irade ortaya koyduğunu, beyannamenin veya benzeri belgelerin gümrüğe verilmesinin eşyanın teslimini talep anlamına geldiğini, davalının emtianın bozuk olduğu iddiasının da kabul edilemeyeceğini, emtianın bozulmasının sebebinin gümrükte beklemesi ve teslim alınmamasından kaynaklandığını, nitekim İzmir İl Tarım Müdürlüğü tarafından 11.10.2019 tarihli raporda balık yağı cinsi ürünlerin bekletmeden dolayı bozulduğunun belirlendiğini, bunun da davalının kusurundan kaynaklandığını, davalının ayrıca bu tür ürünlerde zararın giderilmesi için gerekli önlemleri almakla yükümlü olduğunu, emtianın ülkeye girişinin izin verilmemesine ilişkin savunmaya itibar edilemeyeceğini, davalının demurajdan sorumlu tutulması için teslim / ve/veya / fiili teslim şartının aranmadığını belirterek davanın kabulünü talep etmiştir.
Davalı vekilinin 15.12.2020 tarihli düplik dilekçesiyle; konşimentoda yetkiye ilişkin itirazlarını tekrar ettiklerini, TTK m. 1203 anlamında müvekkilinin malı teslim almadığını, malın alıcısı olmadığını, tasfiye ve taşımadan doğan masrafların müvekkiline yüklenemeyeceğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Dava; davacı taşıyanın davalı gönderilene karşı konteyner demurajı ve yerel masraflara ilişkin olarak doğduğunu belirttiği alacakların İzmir Aliağa … Limanında yapılan yerel masraflar (nezaret, survey, tahliye, güvenlik vs masrafları) tazminine ilişkin alacak davasıdır.
Tarafların delilleri toplanmış ve değerlendirilmiştir.
… numaralı konşimento, …, …, …, …, …, … ve … numaralı konteyner liman kayıtları, davalı tarafın Aliağa Gümrük Müdürlüğüne verdiği süre uzatım dilekçeleri, … sayılı imha kararı, ihtarnameler, giderlere ilişkin tutanaklar ve faturalar incelenmiş, bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Davalı tarafın yetki itirazı incelendiğinde; davalının … düzenlediği … numaralı konşimentoda yer alığı belirtilen 25. maddedeki yetki itirazında bulunarak davanın Almanya Hamburg Mahkemelerinde görülmesi ve yetkili Alman Hukukunu uygulanması konusunda itirazda bulunmuş ise de, cevap dilekçesinde müvekkilinin malın taşıtanı – göndereni – taşıyanı ile arasında bir sözleşmenin olmadığını belirtmiş ve fakat konşimentoya dayanarak yetki itirazında bulunmuştur. Bu halde davalının konşimentoda gönderilen olarak yer aldığı ve taşıma akdinin ifa edildiği yerin Riga – Aliağa arasında deniz yoluyla yapıldığı ve Aliağa Limanından teslimin gerçekleştiği, HMK m. 10 gereğince akdin ifa yerinin İzmir olduğu, davalının yetki itirazını ileri sürmekte TMK m. 2’ye aykırı davrandığı, zira savunma hakkının yabancı bir ülkede Yabancı Hukukun kullanılarak yapılması yerine Türkiye’de Türk Mahkemelerinde yapılmasının davalının lehine olacağı ve davalının yetki itirazında ikametgâh mahkemesinde değil Alman Mahkemelerini yetkili ve görevli olduğunu ileri sürmesinin TMK m. 2’ye (doğruluk ve güven konularına) aykırı olduğundan yetki itirazının reddine karar vermek gerekmiştir.
Mahkememizce tarafların beyan ve itirazları dikkate alınarak bilirkişi incelemesi yapılmış ve Bilirkişiler …, … ve …’dan 20.05.2021 tarihli rapor alınmıştır. Bu raporda; … tarafından düzenlenen konşimentoda gönderenin … Letonya ve gönderilenin ise … olduğu, 7 adet 20’lik flex tank içinde 147.350 kg balık yağının İzmir Aliağa Limanına taşındığını, emtianın Gümrük Kanunu m. 47’de yer alan 45 günlük süre içerisinde gümrük işlemlerini tamamlaması gerektiği halde gümrük işlemini takip eden firma yetkilisi … tarafından Gümrük İdaresine davalı firmanın mali zorlukları nedeniyle ambar süresinin 1 ay uzatılmasını talep ettiği, 06.06.2019 tarihine kadar ek süre tanındığı, davalı yanın 31.05.2019 tarihli dilekçesiyle ikinci kez ek süre istediği, davalının yüke dair bir ordino olmadığını beyan ederek yükün kendilerine ait olmadığını iddiası etmesinin ek süre talepleri doğrultusunda doğru olmadığını, davalı tarafa tanınan ikinci ek süreyle gümrükleme işlemlerinin bitirilememesi üzerine Gümrük Kanunu m. 177 gereğince eşyanın tasfiyeye tabi tutulduğunu, 11 sefer halinde yükün imha edildiğini, konteynerlerin iade edilinceye kadar davalının yedinde sayıldığı, davacının bildirdiği demuraj tarifesine göre ve Deniz Ticaret Odasından gönderilen tarifeye göre yapılan hesaplamada demurajın 114.555,00 USD olarak hesaplandığı, Deniz Ticaret Odasından verilen tarifenin kıstasları içerisinde kaldığı, ayrıca Gümrük İdaresine ödenen 4.320,00 TL imha için yıllık gider, yine 2.466,00 TL gümrük nezaret gideri, 21.251,27 TL tehlikesiz atık bertaraf gideri ve 944,00 TL imha nakliye gideri 28.985,07 TL ile ordino ücretine ait 177,00 TL’lik fatura, konteyner tahliye nezaret bedeli 630,42 USD ve 7 adet konteynerin gemiden tahliye bedeli 1.085,00 TL olmak üzere toplam 1.715,42 USD konteyner tahliye ve nazeret ücretiyle. 177,00 TL ordino ücreti, 28.985,00 TL atık imha giderinin yapıldığını, uygulamada demurajın süresterya olarak ifade edildiği, fazladan bekleme olarak yer aldığı, navlun sözleşmesinin boşaltma aşamasında dahil gönderilen hazırlık ihbarında TTK m. 1168 uyarınca boşaltmanın belli bir günde başlayacağının kararlaştırıldığı, boşaltmanın süreninin usulüne uygun olarak başladığı, gönderilen sıfatına haiz davalıya ihbarın yapıldığı, boşaltma süresinin sonundan itibaren demurajın başladığını, boşaltma süresinin taraflar arasında 7 gün olarak free (ücretsiz) süre olarak tespit edildiği, TTK m. 1182/1-1 cümle gereğince fazladan beklenilen süresterya süresi için süresterya parasının hak edilebileceği, bu sürenin 1171/2f ve 3f gereğince 10 gün olup, ihtarsız başladığı, taşıyan sıfatına haiz davacının süresterya parasına hak kazandığını (TTK m. 1171/1f), süresterya parası alacaklısının taşıyan olduğunu, borçlusunun ise TTK m. 1171/4f uyarınca taşıtan olarak yer aldığını, ancak gönderilenin malı teslim alması ya da eşyanın teslimini istediğinde bütün alacakları gönderilenin ödemekle yükümlü olduğunu, gönderilenin kendi hesabına gümrük resmi ödemiş, başka giderler yapmış ise TTK m. 1203 gereğince eşyayı teslim alma iradesini ortaya koyduğunu, somut olayda da davalının iki defa gümrük idaresine başvurarak iradesini ortaya koyduğunu, süresterya borçlusu haline geldiğini, demuraj bedelinin tarifeye uygun olarak tespit edildiği, 114.555,00 TL süresterya parası ve 28.985,07 TL gümrük masrafı, 1.715,42 USD konteyner tahliye ve nezaret ücreti, 177,00 TL ordino ücreti talep etme hakkına sahip olduğunu belirtmiştir.
Bu rapora karşı davacı vekilinin 09.06.2021 tarihli beyan dilekçesiyle; davalının TTK m. 1203 gereğince malı almak için talepte bulunduğunu, gönderilenin 3. Kişi olarak malı teslim alma iradesini ortaya koyarak masraflardan sorumlu olacağını, navlun, demuraj, gümrük giderlerinden sorumlu olduğunu, davalının müvekkiliyle bağlantı kurmadığı iddiasının doğru olmadığını, gümrük müdürlüğüne giderek süre uzatım talep ettiğini, bilirkişi raporunun bu durumu tespit etiğini belirterek 114.555,00 USD’nin 1.715,42 USD’nin 3095 sayılı Kanun m. 4/a’daki faiziyle 28.985,00 TL ve 177,00 TL’nin ise temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Bu rapora karşı davalı vekilinin 02.06.2021 tarihli beyan dilekçesiyle; bilirkişi raporunu kabul etmediklerini, müvekkilinin herhangi bir deniz taşıma senedine sahip olmadığını, gümrükte mal alıcısı olmadığını, malın girişinin Tarım İl Müdürlüğünce uygun görülmeyerek ret edildiğini, tasfiyeden kaynaklanan masrafların TTK m. 1203 gereğince müvekkiline yüklenemeyeceğini, TTK m. 1069/1 gereğince müvekkilinin bu alacaktan sorumlu tutulabilmesi için ordinoyu alması gerektiğini, oysa almadığını, bu nedenle müvekkilinin sorumlu olamayacağını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı tarafın cevap dilekçesinde alım-satım sözleşmesine taraf olmadığını belirtmiş ise de, söz konusu malların almak için Gümrük Müdürlüğüne başvurduğu ve süre istediğini, ancak bu durumun taşıma ilişkisine dâhil olma anlamına gelmediğini beyan etmiştir. Davalı vekilinin cevap dilekçesinde belirttiği üzere taşıma akdinde teslime konu olan malın konşimento yetkili hamili tarafından teslim alınmaması halinde gönderilenin üçüncü kişi olarak taşıma sözleşmesine dâhil olması ve navlun ve diğer alacaklardan sorumlu olması düşünülemez (eTTK m. 1069). Ancak 6102 TTK m. 1203’de ise yapılan değişiklikle gönderilenin navlun sözleşmesi veya konşimento yada diğer bir deniz taşıma senedi uyarınca eşyanın teslimini istediğinde, bu istemin dayandığı sözleşmenin veya konşimentonun yahut diğer bir deniz taşıma senedinin hükümlerine göre ödemeye yetkili kılındığı bütün alacakları ödemekle kendi hesabına gümrük resmi ödenmiş ve başka gideler yapılmış ise bunları da ödemekle … yükümlü olur hükmü gereğince davalının gümrük firması vasıtasıyla Gümrük İdaresine başvuru yaparak süre uzatma talebinde bulunmuş olması alma iradesini ortaya koymakla TTK m. 1203 gereğince (e TTK m. 1069’dan farklı olarak) gönderilen sıfatıyla taşıma akdine katılmasına ve davacının yaptığı giderlere katlanması sonucunu doğuracaktır. Kaldı ki davalının cevap dilekçesinde belirttiği üzere malların Türkiye’ye girmesine engel olacak şekilde bozulması nedeniyle Tarım İl Müdürlüğünce reddedilmesinin sebebi bu ürünün zamanında Türkiye’ye girişinin sağlanmış olmasıdır. Bunun dışında gönderilenin malı teslim almak için gerekli yasal işlemlere başvurup Gümrük Müdürlüğüne başvurmasına rağmen bu malların Türkiye’ye girişi yasak veya izin verilmeyen mallardan olması halinde dahi davacı taşıyanın kendisinden kaynaklanmayan sebeplerden, davalının faaliyet alanından kaynaklı sebeplerden dolayı mallar teslim alınamaması halinde davalının sorumluluğu doğacaktır.
Sonuç olarak davalı kendi faaliyetlerinden kaynaklanan sebeplerle (malların Türkiye’ye girişinin yasak olması sebebiyle) malları teslim almaması sebebi davalının kendisinden kaynaklanan (faaliyet alanından kaynaklanan) fiiller olmakla davacının talep ettiği demuraj bedeli, yerel giderler, gümrük giderleri, tahliye, nezaret, survey ücreti gibi giderleri ödemekle yükümlüdür.
HÜKÜM: Yukarda Açıklanan Sebeplerle;
Davacı …-…’in davasının KISMEN KABULÜ ile;
Davacı …-…’in davalı ….’ne açtığı karşı davada taleple bağlı kalınarak 114.555-USD konteyner demuraj ücreti ile bilirkişi raporuyla tespit edilen 1.715,42-USD konteyner tahliye ve nezaret ücreti olmak üzere toplam 116.270,42-USD’nin dava tarihinden işleyecek 3095 sayılı Yasanın 4/a maddesi gereğince devlet bankalarınca ABD doları cinsi üzerinden açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı uygulanarak fiili ödeme günündeki döviz satış kuru üzerinden “-TL” karşılığının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davacının yaptığı 28.985-TL atık imha gideri ve 177-TL ordino ücreti olmak üzere toplam 29.162-TL’nin ise dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 63.559,10 TL harçtan dava açılışında alınan 16.665,01 TL peşin harcın mahsubu ile eksik alınan 46.894,09 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Dava şartı arabuluculuk ücreti olan ve 6325 sy Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13 maddesi uyarınca tarafların anlaşamamaları nedeniyle Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL’nin davada haksız çıkan davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
Davacı tarafından yargılama gideri olarak yapılan başvuru harcı 54,40 TL ve peşin harç 16.665,01 TL ile yazışma ve tebligat gideri 159,50 TL ve bilirkişi ücreti 1.200,00 TL olmak üzere toplam 18.048,91 TL’nin davanın kabul-red oranına göre 18.015,71 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan miktarın davacı üzerinde bırakılmasına,
Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden AAÜT’nin 13/1. maddesine göre belirlenen 63.572,55 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile vekili yararına davacıya verilmesine,
Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden red edilen miktar üzerinden AAÜT’nin 13/1. maddesine göre belirlenen 6.701,33 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile vekili yararına davalıya verilmesine,
HMK m. 333 gereği gider avansından artanın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı ve gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 30/06/2021

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır