Emsal Mahkeme Kararı İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/496 E. 2022/468 K. 28.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/496
KARAR NO : 2022/468

DAVA : Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin)
DAVA TARİHİ : 11/09/2020
KARAR TARİHİ : 28/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili, dava dilekçesi ve duruşmalarda özetle; müvekkili şirketin, 13/11/2008 tarihinde ticaret sicile tescil edilerek T.T.K. hükümlerine göre kurulan … … Ltd. Şti.’ nin kuruluşundan itibaren ortağı olduğunu, şirket ana sözleşmesinin 8. maddesinde şirketin kuruluşundan itibaren ilk 10 yıl için ortaklardan …’nın şirket müdürü olarak atandığını, … tarafından neredeyse 2016 yılından bu yana mali ve idari konularda şirket ortağı müvekkiline teamüller ve mevzuat uyarınca gerektiği şekilde bilgi verilmediğini, şirket finansal tablolarının, yıllık faaliyet raporunun ve gerekli olduğu takdirde topluluk finansal tablolarının ve yıllık faaliyet raporunun düzenlenmesi müdürlerin devredilemez ve vazgeçilemez görev ve yetkilerinden olduğunu, şirket müdürü …’nın 2015 yılından bu yana bilanço düzenlenmesine ilişkin bir bildirimde bulunmadığını, müvekkile bu konuda bilgi verilmediğini, bilanço ve diğer finansal tablolara sair kaynaklardan bilgi verilmediği gibi vergi otoritesi ve haricen elde edilen bilgiler çerçevesinde şüpheli hareket ve harcamaların bulunduğu, olağan dışı gider ve zararların kayıtlara işlendiği ortaklara borç şeklinde ödemelerin yapıldığının tespit edildiğini, ortaklara verilen borçlardan müvekkilinin hiçbir surette haberi bulunmadığını, şirket yöneticilerinin ortağı oldukları diğer şirketler, … Pazarlama Soğutma Ltd. Stı ve … Restoran Gıda Sanayi Ltd. Şirketi transfer fiyatlandırma kapsamında gösterildiğini, şirketi tam temsil yetkisine sahip şirket müdürünün diğer şirket ortaklarının bilgisi dışında yaptığı harcamalar, kendi ortağı olan şirketlere yapılan fakat diğer şirket ortaklarına hesap verilemeyen fiyatlandırmalar, ortağın şirket müdürü olmasını kendi çıkarları doğrultusunda kullandığına işaret ettiğini, ortaklar tarafından kurulan … Soğuk Hava Kasaları ve Soğutucu Mamülleri Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinin artık bu alanda faaliyet göstermediğini ve müvekkili şirketin bunu çözmek istese de müdür ile iletişim kuramaması sebebiyle duruma bir çözüm getiremediğini, davalının tedarik ettiği makineler sebebiyle yaklaşık olarak 90.000,00 Euro, … … şirketine ve 30.000,00 Euro, …’ye borcu bulunduğunu, şirketin faaliyette olduğunu, borçlarını ödemediğini, fiilen ticari faaliyeti bulunmayan davalı şirketin kamu borçlarının da bulunduğunu, şirketin kötü yönetildiğinin açık olduğunu, TTK md.638/2’de göre her şirket ortağının haklı sebeplerin varlığı halinde şirketten çıkma hakkına haiz olduğunun düzenlendiğini, şirketin kötü yönetilmesi, müvekkilinin ortağın şirket yönetimiyle iletişim kuramaması, ortaklıktan çıkmak için haklı sebep oluşturduğunu, açıklanan nedenlerle kusuru tespit edilecek şirket müdürleri hakkında tazminat, şirketin borca batık olmaması halinde ödenmeyen kar payı ve ayrılma akçesi talep hakları saklı kalmak üzere; müvekkilinin TTK md. 638/2 gereği haklı sebeple davalı şirketten çıkmasına izin verilmesine, yargılama gideri ile avukatlık ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini dava ve talep ettiği görülmüştür.
CEVAP : Davalı şirkete dava dilekçesi, ekleri ve duruşma günü usulüne uygun olarak tebliğ edildiği halde yasal süresi içerisinde davaya cevap vermediği görülmüştür.
DELİLLER :Davacı iddiasını ispata yönelik olarak; arabuluculuk son tutanağı, Şirket ana sözleşmesi, davalı şirkete ait ticari defter ve kayıtlar, davalıdan bilgi talep edilmesine yönelik yazışmalar, Ticaret Sicil kayıtları, davalı şirketin ortaklarının başka şirket ortakları içerisinde bulunup ticari faaliyette bulunduğunu gösterir kayıtlar ve her türlü yasal delile dayandığı görülmüştür.
Davalı şirketin vergi borcu bulunup bulunmadığının vergi dairesi ve İzmir Sosyal Güvenlik Kurumundan sorulduğu, Şirinyer Vergi Dairesi Müdürlüğü’nden gelen yazı cevabında;… … vergi kimlik numaralı … Soğuk Hava Kasaları ve Soğ.Mam.San.Tic.Ltd.Şti.nin 23.12.2020 tarihi itibariyle toplam 185.385,30 TL vadesi geçmiş, 8.355,27 TL vadesi gelmemiş vergi borcu olduğunun bildirildiği, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı Buca Sosyal Güvenlik Merkezi’nden gelen yazı cevabında ise davalı şirketin işyeri dosyasında muaccel hale gelmiş 203.608,68 TL prim borcunun bulunduğunun tespit edildiğinin bildirildiği görülmüştür.
Davacının dosyaya celbini talep ettiği belge ve kayıtların dosyaya teminine müteakiben davacının iddiaları doğrultusunda, ticari defter ve kayıtları ile dava dosyası üzerinde inceleme yapılarak, davacı ortağın davalı limited şirketten çıkma talebine dayanak nedenlerin haklı sebep teşkil edip etmediği hususunda dava dosyası kapsamına uygun ve denetime elverişli rapor alınması hususunda dosyanın konusunda uzman bilirkişi …’a tevdii edilmiş, bilirkişi tarafından 18/06/2021 tarihli düzenlenen raporda ; Dava dosyasındaki belgelerle, Mahkemenin vermiş olduğu görev ve yetki çerçevesinde yapılan inceleme ve tespitlere göre ; davacının, davalı şirketin 6.000 pay karşılığı 150.000,00 TL sermaye payına sahip ortağı olduğu, huzurdaki dava ile davacı ortağın TTK.m.638/2 m. hükmü uyarınca şirketten çıkma ve ayrılma akçesi talep ettiği, Mahkemece kamu kurumlarından celbedilen yazı cevaplarının tetkikinde, davalı şirketin Vergi Dairesi ile SGK Başkanlığı’na borcunun bulunduğu, haklı sebebin varlığı halinde ortaklıktan çıkma kararı verilebilmesi için somut olayın koşulları gereği başka bir çözüm yolu bulunmaması gerekeceği, haklı sebeple çıkma kararı verilmesi son çare niteliğinde olduğundan, davacının şirketin kuruluş tarihinden itibaren ortak olması nedeniyle TTK madde 614’te yer alan hakları kullanma imkânına sahipken yalnızca ortaklıktan çıkma talebinde bulunmasının yerinde olup olmadığı hususunda takdirin Mahkeme’ye ait olduğu, davalı şirkete ait ticari defterlerin Mahkeme’ye sunulmadığı gibi defterlerin bulunduğu adres de dosyaya yazı ile bildirilmemiş olması nedenleriyle, şirketin herhangi bir kötü yönetiminin olup olmadığı ve davacının hak ettiği bir ayrılma akçesinin olup olmadığı hususlarının hesaplanamamış olup, davacının taleplerine yönelik nihai kararın Mahkemeye ait olduğu rapor edilmiştir.
Davacı vekilinin bilirkişi raporuna itiraz sebepleri değerlendirilerek ek rapor düzenlenmesi için dosyanın bilirkişi …’a yeniden tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından düzenlenen 27/12/2021 tarihli ek raporda ; Davacı vekilinin dilekçesinde 5.maddesinde belirtmiş olduğu; 2017 yılına ait bilanço tablosunda Ortaklardan Alacaklar hesabında 447.150,18 TL var olduğu belirtilmiştir. Ancak 2017 yılına ait mizan dokümanları ve ticari defter kayıtlarının incelenememesi nedeniyle bu tutarın hangi ortaklara ait olduğunun, hatta davalı şirketin ortaklardan olan alacakları içinde davacı ortaktan alacağı bulunup bulunmadığının tespit edilmesi dahi mümkün olamamıştır. Yine aynı şekilde 2017 yılı bilanço tablosunda pasif hesaplar içerisinde bu defa III/C/1 Ortaklara Borçlar hesabında 145.374,07 TL hesap bakiyesi bulunmakta olup, davalı şirketin ortaklara olan borçları içinde şirketin ayrıca davacı ortağa olan borcunun bulunup bulunmadığının da tespit edilmesi mümkün bulunmamaktadır. Mahkemenin vermiş olduğu görev gereği davalı şirketin ticari defter ve kayıtları incelemeye sunulmadığı nedeniyle, dosya geneli üzerinden inceleme ve tespitler kök raporda değerlendirilmiştir. Davacı vekilinin dilekçesinde belirttiği diğer hususlarda kök raporda değişiklik veya ilave edilmesini gerektirecek herhangi bir tespit bulunmadığı kanaatine varılmış olmakla birlikte, nihai kararın Mahkeme’ye ait olduğu rapor edilmiştir.
DEĞERLENDİRME :Yapılan yargılama, toplanan kanıtlar ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde,
Dava; Limited Şirket ortaklığından haklı nedenle çıkma davasıdır.
6102 sy TTK’nun 638/2. fıkrasında “Her ortak, haklı sebeplerin varlığında şirketten çıkmasına karar verilmesi için dava açabilir. Mahkeme istem üzerine, dava süresince, davacının ortaklıktan doğan hak ve borçlarından bazılarının veya tümünün dondurulmasına veya davacı ortağın durumunun teminat altına alınması amacıyla diğer önlemlere karar verebilir.” düzenlemesine yer verilmiştir. Haklı sebep kavramı kanunda açıklanmamış, nelerin haklı sebep sayılacağı sayma yöntemi ile belirlenmemiştir. Öğreti ve mahkeme kararlarında haklı sebep, ortaklık sıfatının kazanılması anında geçerli olan kişisel ve maddi şartların ortadan kalkmış olması ve bunun sonucu olarak, ortağın şirkette kalmaya devam etmesinin kendisinden beklenemeyecek hale gelmiş bulunmasını ifade eder. Haklı sebepler ya objektif olarak ortaklar arası ilişkilerde ya da subjektif olarak ortakların şahıslarında meydana gelebilir.
Somut olayda, davalı şirketin üç ortaklı limited şirket olduğu, ortaklarının davacı şirket, … ve … olduğu, davacının 13.11.2008 yılında 6.000 pay karşılığı 150.000,00 TL sermaye payına sahip ortak olduğu, davalı şirketin ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılmasına karar verilmiş ise de; davalı şirketin ticari defter ve kayıtlarını sunmadığı, bilirkişi tarafından düzenlenen denetime ve hüküm kurmaya elverişli raporlara göre, davalı şirketin Vergi Dairesi ile SGK Başkanlığı’na borcunun bulunduğu, 2016 yılından itibaren sürekli zarar eden şirketin borca batık olmadığı, davalı şirkete ait ticari defterler Mahkeme’ye sunulmadığından şirketin herhangi bir kötü yönetiminin olup olmadığının tespit edilemediği, davacının şirketin kuruluş tarihinden itibaren ortak olması nedeniyle TTK madde 614’te yer alan hakları kullanma imkânına sahipken yalnızca ortaklıktan çıkma talebinde bulunmasının yerinde olup olmadığının takdirinin Mahkeme’ye ait olduğunun belirtildiği görülmüştür.
Davacının çıkma talebi TTK.’nın 638/2.maddesine dayalı olup, davacının çıkma için haklı sebeplerin mevcut olduğunu kanıtlamakla yükümlü olduğu, davalı şirketin birikmiş vergi dairesi ve SGK’ya borçlarının bulunduğu, 2016 yılından itibaren sürekli zarar eden davalı şirketin borca batık olmadığı, davalı şirket ortağı aynı zamanda şirket müdürü tarafından davalı şirketin kötü yönetilip yönetilmediğinin dosya kapsamı ve bilirkişi raporuyla tespit edildiği, haklı sebebin varlığı halinde ortaklıktan çıkma kararı verilebilmesi için somut olayın koşulları gereği başka bir çözüm yolu bulunmaması gerektiği, zira haklı sebeple çıkma kararı verilmesinin son çare niteliğinde olduğu, davacının şirketin kurulduğu tarihten itibaren ortak olması nedeniyle TTK madde 614’te yer alan bilgi alma ve inceleme haklarını kullanma imkânına sahip olduğu gibi, iptal davası, sorumluluk davası veya müdürlerin yönetim yetkisinin kaldırılması veya azli gibi başkaca hukuki yollarla da davacı ortağın haklarını korumasının mümkün olduğu, tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde davacının davalı şirketten çıkması için haklı sebeplerin bulunduğunu ispatlayamadığı anlaşıldığından davacının davasının reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi HMK 294/4 mad. gereğince bir ay içinde açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70-TL karar ve ilam harcından davacı tarafça peşin yatırılan 54,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 26,30-TL ‘nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Dava şartı arabuluculuk ücreti olan ve 6325 sy Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13 maddesi uyarınca tarafların anlaşamamaları nedeniyle Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL’nin davada haksız çıkan davalıdan alınarak HAZİNE’ye gelir kaydına,
5-HMK.nun 333.maddesi uyarınca taraflarca yatırılan gider avansının sarf edilmeyen kısmının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı.28/04/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır

BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR.
“5070 Sayılı Yasanın 5.ve 22. Maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.