Emsal Mahkeme Kararı İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/469 E. 2022/83 K. 01.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/469
KARAR NO : 2022/83

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 02/09/2020
KARAR TARİHİ : 01/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından Mahkememize verilen 02/09/2020 tarihli dilekçe ile, davacı şirket ile davalı arasında …’nin içerisinde yapılacak olan tasarım ve sonrası elektrik, sıhhi tesisat, asma kat, mobilya, bar (montaj sıhhi tesisat armatürleri, asma klozetler, lavobalar, bataryalar, ara musluklar vb) işler için 15/08/2019 tarihli tadilat sözleşmesi imzalandığını, taraflar arasında akdedilen sözleşme bedelinin 102.000,00 TL+KDV olduğunu, taraflar arasında işin başında avans olarak 25.000,00 TL, işin yarısında 25.000,00 TL, işin bitiminde 25.000,00 TL, işin bitiminde ise 27.000,00 TL ödeneceği şeklinde anlaşıldığını, bu zamana kadar yapılan masraflara ilişkin toplam 68.950,00 TL’nin davacının banka hesabına yatırıldığını ancak sözleşme kapsamında yapılan harcamalar ve talepler doğrultusunda yapılan ekstra harcamalara ilişkin herhangi bir ödeme yapılmadığını, davalı tarafın işin geç teslim edildiği iddiası ile akdi feshettiğini, işin bitirilme süresinin, iş veren tarafından yapımcıya yer teslimi yapılmasından 1 gün sonra başlamak üzere 20 iş günü olduğunu, ancak davalının söz konusu taşınmazla ilgili halletmeleri gereken prosedür işlerinin olduğunu söylediğini, sözleşme konusu yerin ruhsat işlemleri beklediğini, yer teslimi yapılmadığından iş sahibinin kusurunun bulunduğunu, davalının işin yapımı esnasında tadilat taleplerinde bulunulduğunu, davalının talepleri üzerine projenin de değiştirildiğini, tadilat sözleşmesinden kaynaklanan edimin iş sahibinin kusuruyla gecikmesinde, ayrıca proje değişikliğine gidilmesinde illiyet bağı söz konusu olduğunu, açıklanan nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile davacının 15/08/2019 tarihli sözleşmeye istinaden yaptığı masraflara ilişkin bakiye alacağı ile taşınmaz üzerinde yapılan ekstra işler tespit edilerek şimdilik 8.000,00 TL tazminatın sözleşmenin feshedildiği 25/10/2019 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
Dava dilekçesi davalıya tebliğ edilmiş, davalı vekili tarafından verilen dilekçe ile davalı …’in işletme sahibi ya da yönetici olmadığını, dava konusu sözleşmeyi işletme sahibi … adına Borçlar Kanunu kapsamında vekaleten imzaladığını, davalının taraf sıfatının olmadığını, bu nedenle taraf sıfatı yokluğundan reddinin gerektiğini, davacıya ücretlerinin zamanında ve eksiz ödendiğini ancak sözleşmeye ve projeye uygun eser meydana getirilmediğini, elektrik ve sıhhi tesisatta sürekli ve hala devam eden arızalar çıktığını, mobilyaların getirilmediğini, bütün işin ortada bırakılarak üstlenici firmanın işi yarım bıraktığını, davalının daha sonra çıkan bir arıza sonucu sıcak su hattının çekilmediğini de öğrendiğini, davalının davacı tarafı defalarca kez arayarak işin bitirilmesi talebinde bulunulduğunu ancak davacının bu çağrılara yanıt vermediğini, davacının mesaj ile kalan parayı talep ettiğini, davacının işi yarım bıraktığını, yaptığı tesisat ve malzemenin ortalama kalitenin çok altında olduğunu ve işin 05/09/2019 tarihinde teslim edilmesi gerekirken teslim tutanağı dahi imzalamaya gelinmediği için zarar ettiğini bildirdiğini, davanın görevsiz Mahkemede açıldığını, davalının tacir olmadığını, görevli Mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu, davalının davacıdan bir proje değişikliği talep etmediğini, davacı tarafın sözleşmenin feshedildiğini ileri sürdüğünü ancak böyle bir durumun söz konusu olmadığını, davalının davacı tarafın işi bitirmesini beklediğini, davacı tarafın yapmadığı işin karlılığını talep ettiğini, davalının almadığı hizmet ve işin karşılığını ödemek zorunda olmadığını, açıklanan nedenlerle davanın ilk olarak görevsiz mahkemede açılması nedeniyle reddine, davanın taraf sıfatı yokluğu nedeniyle reddine, sözleşme hükümlerini yok sayarak üzerine düşen ifa borcunu yerine getirmeyen karşı tarafın davasının ödemezlik def’i kapsamında reddine karar verilmesinin istendiği görülmüştür.
TTK mad. 4 ile ticari davaların tanımı yapılmış her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davalarında görevli Mahkemenin Ticaret Mahkemeleri olduğu, tarafların tacir olup olmadığına bakılmaksızın hangi uyuşmazlıkların ticari dava olduğu hususu ayrıntılı olarak açıklanmıştır. Dava konusu uyuşmazlığın ise her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili olmadığı, bu açıklamaya göre eser sözleşmesine ilişkin uyuşmazlıkların doğrudan doğruya ticari dava niteliğinde kabul edilmediği madde metninden açıkça anlaşılmaktadır.
Bu durumda davalının tacir olup olmadığının tespiti yönünden Mahkememizce araştırma yapılmış gerek davalının bulunduğu yer Ticaret ve Sanayi Odası, gerek Esnaf Odası ve Vergi Dairesi nezdinde yapılan yazışmalarda davalı …’in Bornova Vergi Dairesi nezdinde hukuk danışmanlığı ve temsil faaliyetleri nedeniyle mükellef olduğu, 2019 yılı itibariyle vergi kaydının olmadığı anlaşılmıştır.
Ayrıca davalının adına sözleşme imzaladığı belirtilen ancak bu konuda temsil yetkisini gösterir belge sunulmayan dava dışı kişinin uyuşmazlık dönemi yönünden tacir olmadığı belirlenmiştir.
TTK md 12 hükmüne göre, tacirin tanımlandığı ve bir ticari işletmeyi kısmen dahi olsa kendi adına işletenin tacir olarak kabul edildiği belirlenmiştir.
TTK md 5 uyarınca, Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu hususların açıklandığı ve buna göre Asliye Ticaret Mahkemesi ve Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu bu durumda göreve ilişkin hükümlerin uygulanacağı belirtilmiştir. HMK md 2 de Asliye Hukuk Mahkemelerinin genel görevli mahkeme olduğu, hüküm altına alınmıştır.
Somut olayımızda ise, davalı …’in tacir olmadığı ve ticari herhangi bir faaliyette bulunmadığı, taraflar arasında varlığı kabul edilen uyuşmazlığa konu iş içeriğine göre TBK hükümlerine tabi olduğu, taraflar arasındaki sözleşmenin eser sözleşmesi olduğu yapılan yazışmalar ve dosyada yapılan inceleme ile tespit edilmiştir.
Buna göre, taraflar arasında eser sözleşmesine dayalı ilişkinin olduğu, uyuşmazlığın genel hükümler uygulanmak suretiyle çözümü gerektiği zira davalının tacir olmadığı, bu haliyle genel görevli mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesinin söz konusu uyuşmazlıkta görevli olduğu, HMK md 114/1-c hükmüne göre, görev hususunun dava şartları içinde sayıldığı, görevin, yargılamanın her aşamasında gerek taraflarca ileri sürülebileceği gibi gerekse mahkemece resen dikkate alınması gerektiği, bu haliyle mahkememizin görevli olmadığı, davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmış aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
Davanın mahkememizin görevsizliği nedeni ile usulden REDDİNE,
Görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna,
Karar kesinleştiğinde ve yasal süresi içinde başvuru olduğu taktirde, dosyanın görevli İzmir Asliye Mahkemesine gönderilmesine,
Harç ve yargılama giderlerinin HMK md.331 uyarınca görevli/yetkili mahkeme tarafından ele alınmasına,
HMK 20. Md. Uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra başvuru olmadığı takdirde dosyanın mahkememizce ele alınarak davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği hususunun dikkate alınmasına,
Dair karar, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvuru yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 01/02/2022

Yazman …
e-imzalıdır

Yargıç …
e-imzalıdır