Emsal Mahkeme Kararı İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/457 E. 2021/413 K. 26.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/457
KARAR NO : 2021/413

DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 27/08/2020
KARAR TARİHİ : 26/05/2021

Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı … vekilinin tedbir talepli 27.08.2020 harç tarihli dava dilekçesiyle; müvekkilinin davalı … nin ortaklarından biri olduğunu, 2016-2017-2018 yıllarına ait Genel Kurul Toplantı tutanağında belirlendiği üzere 05.10.2019 tarihinde şirket nevi değişikliğine gidildiğini, toplantı tutanağının 6. maddesinde tür değiştirme, plan ve yeni ürün sözleşmesinin oy birliğiyle kabul edildiğine dair ifadenin yer aldığını, müvekkilinin imzasının bulunmadığını, diğer ortakların genel kurul toplantısında alınan kararlar noterden tasdik ettirerek işleme konulmasını sağladığını ve Ticaret Sicil Müdürlüğünde tescil ve ilan ettirdiklerini, müvekkilinin bu kararı ilandan çok sonra öğrendiğini, İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğüne dilekçe ile başvurarak işlemin hukuka aykırı olduğunu bildirdiğini, mutlak butlanla malul olan kararların baştan beri hükümsüz olan emredici kurallara kamu düzenine aykırı olan kararlar olduğunu, bu kararların resen gözetilmesi gerektiğini, iptal davasında öngörülen 3 aylık sürenin bu tip davalarda aranmadığını, İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğünde yapılan tescilin iptaliyle şirketin eski haline getirilmesinin gerektiğini, İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğünün bu görevi yerine getirmediğini, Kemalpaşa … Noterliğinin gerçeğe aykırı beyanların yer aldığı genel kurul tutanağını onayladığını, müvekkilinin mağdur edildiğini belirterek tedbir talebinin kabulü ile 05.10.2019 tarihli genel kurul kararının iptali, şirket nevi değişikliğinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … ye tebligat yapılmış ancak davaya cevap vermemiştir.
Dava; davalı şirkete ait 05.10.2019 tarihli olağan genel kurul toplantısında alınan kararların usulüne uygun toplantı yapılmadığı, toplantıya katılmadığı buna rağmen oy birliğiyle karar alındığına ilişkin tutanak düzenlendiği ve tutanağın mutlak butlanla batıl olduğu iddiasına dayalı olarak açılan iptal davası ve buna ilişkin tedbir talebidir.
Tarafların delilleri toplanmış ve değerlendirilmiştir.
Davalı şirkete ait sicil kayıtları, toplantı tutanakları, pay defterleri, tutanaklar, ilanlar, incelenmiş ve değerlendirilmiştir.
Davacının 05.10.2019 tarihli toplantıda hazır bulunmadığı ve buna rağmen toplandaki alınan kararların oy birliği ile alınmış gibi düzenlendiği ve bu nedenle toplantının geçersiz olduğu iddiası değerlendirildiğinde; dava konusu şirketin 05.10.2019 tarihinde alınan kararların yürütmenin durdurulmasına ilişkin tedbir talepli açılmış olan mutlak butlana dayalı davada her ne kadar TTK m. 449’a göre yönetim kurulu üyelerinin görüşü alındıktan sonra yürütmenin geri bırakılmasına karar verilmesi mümkün ise mevcut durumda genel kurul toplantı tarihi, bu kararın uygulanmış olması ve davacıların dava dilekçesi ekinde toplantı tutanağı dışında başkaca delil bildirmemiş olması, toplantı tutanağında da toplantının ortakların verdiği vekâleten/temsilen yapıldığı ve tüm ortakların gerek asaleten ve gerekse vekâleten/temsilen toplantıda bulunduğu belirtilmiş olduğundan ve davacının muhalefet oyununda toplantı tutanağında yer almış olduğundan yaklaşık ispat kurallarına göre 05.10.2019 tarihli genel kurulda alınan kararların yürütmesinin durdurulmasının şartlarının bulunmadığı gözetilerek ve ayrıca davanın sonucunda elde edilecek hukuki faydanın davanın başında elde edilmesi sonucunu doğuracağından bu yöndeki tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
Davacının davasının konusunu oluşturan 05.10.2019 tarihli toplantıda hazır bulunmadığı halde kendisi adına toplantıda vekaleti olmaksızın oy kullanıldığı iddiasının ispatlanması için davalı tarafın defter ve kayıtlarında inceleme yapılması için bilirkişi …’ün seçilerek 26.04.2021 tarihli rapor alınmıştır. Bu raporda; bilirkişi davalı ….’ne ait defter ve kayıtları incelemiş ve 05.10.2019 tarihli genel kuruldaki toplantıda alınan kararları değerlendirerek toplam 4.425.000-TL sermayesi bulunan şirketin 100 adet paydan oluştuğu, %74,10 payın …’a, %3,80 payın ise davacı …’a ait olduğu, toplam ortak sayısının 7 olduğu, davacıya genel kurul toplantı yer ve zamanın 17.09.2019 tarihinde tebliğ edildiği, ortaklardan …’ın toplantıya katılmadığı, …’un vekâleten diğer ortaklar …, …, …, … ve …’in asaleten toplantıda hazır bulundukları, nevi değişikliğinin yapıldığı gündemin 6. maddesinde olumsuz oy olmaksızın 429.313,50 oyla kabul edildiği, toplantı tutanağında sadece divan başkanının imzasının bulunduğu, ek-1 olarak sunulan tür değiştirme planından ve tür değiştirme taahhütnamesinde şirket ortakları …, …, …, … ve …’in imzaları olduğu, … ve …’ın imzalarının olmadığı, 6102 sayılı TTK m. 589 gereğince şirket sözleşmesinde esas sermayenin 3/2’sini temsil eden ortakların kararlarıyla şirket nevinin değiştirilebileceği hükmünün yer aldığı, TTK m. 189’da değiştirme kararı yeter sayılarının açıklandığı ve buna göre TTK m. 189/1-c göre limited şirketlerde tür değiştirme, sermayenin en az ¾’üne sahip bulunma şartıyla ortakların 4/3’ünün kararıyla alınacağı, 4.250.000-TL’lik sermayenin 7 ortaktan oluşan şirkette 3.187.500-TL sermaye ve 6 ortağa tekabül ettiği, 05.10.2019 tarihli olağan genel kurul toplantısında 4.293.135 sermayeye sahip 6 ortağın oy birliğiyle davacı ortak …’ın kabul oyu vermediği gerekçesiyle karara itirazının olduğu, nevi değişikliği evraklarında imzasının bulunmadığı, 5 ortağın (…, …, …, … ve …’in) kararda bulunduğu, toplam 4.124.985-TL sermaye sahibi oldukları, nevi değişikliğinde imzası olmayan 131.865 … ve 168.150 sermayeye sahip …’ın toplam 300.015 iki adet ortağın ise nevi değişikliğinde imzasının bulunmadığı, TTK m. 189/1-c gereğince yeter sayısının oluştuğu, ancak karar sayısının yeterli olmadığı belirtilmiştir.
Bu rapora karşı davacı vekili 26.04.2021 tarihli beyan dilekçesiyle; bilirkişi raporunun 4. sayfasında geçen yeter sayısının oluştuğu ifadesiyle neyin kastedildiğinin belirtilmediğini, divan başkanlığının oy birliği ile karar alındığında tutanağa geçirilmesi gerektiğini, ancak oy birliğinin sağlanmadığını belirtilmiştir.
Bu rapora karşı davalı vekili 10.05.2021 tarihli beyan dilekçesiyle; davacının 3 aylık hak düşürücü süreden sonra davanın açıldığını, gerçeğe aykırı beyanda bulunduğunu, mutlak butlanla sakat bir durumun bulunmadığını, yalan beyanda bulunduklarını, şirketin halen anonim şirket olarak bilindiğini, davacının toplantıya katıldığını, temsil edildiğini, yalnızca imza eksikliği dolayısıyla toplantının yok hükmünde sayılamayacağını, butlan bahanesiyle toplantıdan bir sene sonra dava açılmasının hakkın kötüye kullanımını teşkil ettiğini, imzanın bilinçli olarak atılmadığını, nevi değişikliğine ilişkin olarak imzadan imtina ettiğini belirterek davanın dava şartı yokluğundan, toplantı veya karar nisabının tam ve doğru olmasının toplantıda iadesi dışında karar alınmamış olması oy birliği ve ibaresinin oy çokluğu olarak değiştirilmesinin Ticaret Sicil Gazetesinde düzetilebileceğinden davanın reddini talep etmiştir.
28.11.2012 tarihli Resmi Gazetenin 28481 sayısında yayınlanan “Anonim Şirketlerin Genel Kurul Toplantılarının Usul ve Esasları ile Bu Toplantılarda Bulunacak Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Temsilcileri Hakkında Yönetmelik” in 09.10.2020 tarihli Resmi Gazetenin 31269 sayısında yayınlanan “Anonim Şirketlerin Genel Kurul Toplantılarının Usul ve Esasları ile Bu Toplantılarda Bulunacak Bakanlık Temsilcileri Hakkında Yönetmelik” olarak değiştirilmesi ile birlikte yönetmeliğin 32. maddesinde yer alan “Bakanlık temsilcisi bulundurma zorunluluğu Madde 32 – (1) Aşağıda sayılan genel kurul toplantılarında ve bunların ertelenmesi halinde yapılacak ikinci toplantılarda Bakanlık temsilcisinin bulunması zorunludur: a) Kuruluş ve esas sözleşme değişikliği işlemleri Bakanlık iznine tabi olan şirketlerin bütün genel kurul toplantılarında, diğer şirketlerde ise gündeminde sermayenin arttırılması veya azaltılması, kayıtlı sermaye sistemine geçilmesi ve kayıtlı sermaye sisteminden çıkılması, kayıtlı sermaye tavanının arttırılması veya faaliyet konusunun değiştirilmesine ilişkin esas sözleşme değişikliği ile birleşme, bölünme veya tür değişikliği konuları bulunan genel kurul toplantılarında. b) Genel kurula elektronik ortamda katılım sistemini uygulayan şirketlerin genel kurul toplantılarında. c) Yurt dışında yapılacak bütün genel kurul toplantılarında. ç) Yurt dışında yapılacak imtiyazlı pay sahipleri özel kurul toplantılarında. (2) Birinci fıkrada sayılanların dışındaki genel kurul toplantılarında ve imtiyazlı pay sahipleri özel kurullarında Bakanlık temsilcisinin bulunması zorunlu değildir. Ancak genel kurulu toplantıya çağıranların talep etmeleri ve bu taleplerin görevlendirme makamınca uygun görülmesi halinde Bakanlık temsilcisi görevlendirilir.” hükmü değişikliğin 10. maddesiyle “Aynı Yönetmeliğin 32’nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “genel kurul toplantılarında” ibaresinden sonra gelmek üzere “, kuruluş ve esas sözleşme değişikliği işlemleri Bakanlık iznine tabi olan şirketler hariç olmak üzere tek pay sahipli şirketlerin genel kurul toplantılarında” ibaresi eklenmiştir.” Tek pay sahipliği genel kurul toplantılarında zorunlu hale getirilmiş olup, buna göre m. 32’de yer aldığı üzere kuruluş ve esas sözleşme değişikliği, sermayenin arttırılması / azaltılması, kayıtlı sermaye sistemine geçilmesi / çıkılması, kayıtlı sermaye tabanın arttırılması veya faaliyet konusunun değiştirilmesine ilişkin sözleşme değişikliği ile birleşme / bölünme / tür değişikliği hallerinde zorunlu olup, bunun dışında genel kurul toplantılarında bakanlık temsilcisinin bulunması zorunlu olmamaktadır, bu nedenle gerek eski gerekse 09.10.2020 tarihi itibariyle değiştirilen yönetmelik hükümlerine göre dava konusu olan somut olayda bakanlık temsilcisinin bulunması (iptali istenen maddelerin şirket yönetim kurulu üyelerinin seçimi, bilanço gelir / gider hesaplarının onaylanması, ihya, yönetim kurulu faaliyet raporlarının tartışılması, yönetim kurulu üyelerinin seçimi ve yetki süreleri ile TTK m. 395 ve 396’a göre yönetim kurulu üyelerine izin verilmesi) halleri ile sınırlı olduğundan ve eski yönetmelik zamanında yapılmış olduğundan gerekli değildir.
Hükmü bulunmakla birlikte TTK m. 617/3f gereğince “…bakanlık temsilcisine ilişkin olanlar hariç…” anonim şirket ait hükümler genel kurulda toplanmasında uygulanacaktır. Mevcut durumda bakanlık temsilcisi toplantıda bulunmamakla birlikte davacının toplantıda bulunduğu ve 11.11.2020 tarihli duruşmadaki beyanında toplantıya davacının katıldığı, ancak davacının toplantı tutanağını imzalamadığı, diğer şirket ortaklarının beyanlarında da şirketin limitetten anonim şirkete dönmesinde davacının olumlu oy kullandığı, denetçi tayininde ise talebinin kabul edilmemesi üzerine bu tutanağı imzalamadığı, davacının da bu toplantıya katıldığı ve oylamada öncelikle tür değişikliğini kabul ettiği ve fakat daha sonradan denetçi seçilmesiyle ilgili talebi kabul edilmeyince bu karara katılmadığını belirterek imzalamadığı belirlenmiştir.
Bilindiği üzere TTK m. 192’deki yer aldığı üzere TTK 134. ile 190. maddelerinin ihlali halinde birleşme / bölünme / tür değiştirme kararına olumlu oy vermemiş ve bunu tutanağa geçirmiş bulunan birleştirme / bölünmeye / tür değiştirmeye katılan şirket ortaklarının bu kararın Ticaret Sicil Gazetesinde ilanından itibaren iki ay içerisinde iptal davası açabilirler. İlanın gerekmediği hallerde süre tescil tarihinden itibaren başlar. Hükmü bulunduğu, yine 3. fıkrada ise birleşme / bölünme / tür değiştirmeye ilişkin işlemlerde bir eksiklik bulunması halinde mahkemenin taraflara süre vererek giderilmesini sağlaması gerektiği, bu eksiklik giderilemezse mahkemenin kararı iptal etmesi gerektiği belirtilmiştir. Somut olayda da davacı taraf oylama sonucundaki toplamda hata yapıldığı, kendisinin oy vermediğini belirterek iptal talebinde bulunmuş olup, bu karar mutlak butlana ve yokluğa tabi olmayıp, nisbi butlan sebebi teşkil edebilecektir. Zira davacı taraf kendi beyanından da anlaşılacağı üzere oylamaya katılmış ve nevi değişikliğini başlangıçta kabul etmiştir. Bilirkişi incelemesinde de belirlendiği üzere TTK m. 189/1-c’de yer alan toplantıya katılanlar için yeter sayının ve karar yeter sayısının davacının iştirakiyle sağlandığı belirlenmiştir. Bu halde iptal edilebilecek nitelikte iptali için yasada yer alan 05.10.2019 tarihinden itibaren Ticaret Sicilde tescil ve ilan edilen 26.02.2020 tarihli … sayılı Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edilen nevi değişikliğine ilişkin karara nisbi butlan şartlarında dava açabilmesi mümkündür. Davacının karara muhalif kaldığı belirtilmediği gibi karara olumlu oy verdiği de anlaşılmaktadır. Aksinin kabulü halinde dahi nisbi butlana tabi bu talebinin değerlendirilmesi için hak düşürücü süre içerisinde dava açması gerekmektedir. Kaldı ki bir kararın iptali için dürüstlük kuralına aykırılık olması gereklidir. Mevcut durumda şirketin nev’inin değiştirilmiş olması ve anonim şirket haline getirilmiş olması ortakların aleyhine değil lehine sonuçlar doğurmakta olup, iptal davası açmak için gerekli süreyi geçirdikten sonra bu şekilde hakkın kötüye kullanılmasını teşkil edecek taleplere bulunarak bu kararın iptalini istemiş olması nisbi butlan dava şartları gerçekleşmediğinden reddi gerekmektedir. Davacının olumlu oy vermediğini iddia etmesi ancak karara muhalif kaldığına ilişkin durumun zapta yanlış geçirildiğini ispatlaması halinde (kesinleşmiş bir mahkeme kararıyla) mümkündür.
Davacının iptal davası şartları gerçekleşmediği ve iki / üç aylık hak düşürücü süre geçirmiş olduğundan reddi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Sebeplerle;
Davacının iptal davasının davasının şartları gerçekleşmediğinden REDDİNE,
Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 59,30 TL harçtan dava açılışında alınan 54,40 TL peşin harcın mahsubu ile eksik alınan 4,90 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden red edilen miktar üzerinden AAÜT’nin 13/1. maddesine göre belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile vekili yararına davalıya verilmesine,
HMK m. 333 gereği gider avansından artanın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı ve gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 26/05/2021

Başkan …
E-İmzalıdır

Üye …
E-İmzalıdır

Üye …
E-İmzalıdır

Katip …
E-İmzalıdır