Emsal Mahkeme Kararı İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/439 E. 2022/319 K. 22.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/439
KARAR NO : 2022/319

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 20/08/2020
KARAR TARİHİ : 22/03/2022

Mahkememizde görülen İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından Mahkememize verilen 20/08/2020 tarihli dilekçe ile, davacının İzmir’in …ilçesinde “…” adı altında süs bitkileri, fidan ve tohum üretimi yaptığını ve sattığını, davacının davalı şirkete 2013 yılından beri süs bitkileri ve fidan sattığını, aralarında bu şekilde alışveriş olduğunu, davalı şirketin zaman içinde davacıya ödemeler yaptığını ancak davalı şirket tarafından davalıya sevk edilen mallar ile ilgili sevk irsaliyeleri, faturalar ve yapılan kısmi ödemelerin yapılan incelemelerinde davalı şirketin davacıya 58.195,89 TL borcunun olduğunun tespit edildiğini, konu ile ilgili davalı şirket ile yazışmalar yapıldığını ancak herhangi bir ödeme yapılmadığını, bu nedenle davalı şirket aleyhine Torbalı İcra Müdürlüğü’nün …/… Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının takibe, borca ve yetkiye itiraz ettiğini ve takibin durdurulmasına karar verildiğini, davalının Torbalı İcra Dairesi’nin yetkisine itirazını kabul etmediklerini, taraflar arasında mevcut sözleşmeden kaynaklandığını, sözleşmenin ifa edildiği yerin de …ilçe sınırlarında ki … Mahallesi olduğunu, yetkili icra dairesinin Torbalı İcra Dairesi olduğunu, açıklanan nedenlerle davacının itirazının iptaline ve takibin devamına, davalı tarafından kötü niyetli olarak takibe itiraz edilmesi nedeniyle alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatının yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
Dava dilekçesi davalıya tebliğ edilmiş, davalı vekili tarafından verilen yanıt dilekçesi ile, davacı tarafın icra takibine konu ettiği faturaların içeriğinde ki mal ve hizmetleri davalı şirkete sağlamadığını, faturaya konu hizmetin ifa edildiği iddia ediliyor ise davacının bunu ispatlaması gerektiğini, taraflar arasında ticari ilişkide borç-alacak durumunun tarafların ticari defter ve kayıtların sabit olduğunu, defterler incelendiğinde davalının davacıya herhangi bir borcunun olmadığının açığa kavuşacağını, kabul anlamına gelmemek kaydı ile alacağın likit olmadığını, bu nedenle icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceğini, açıklanan nedenlerle davanın reddine, takip değerinden %20 az olmamak kaydı ile kötüniyet tazminatına hükmedilmesinin talep edildiği görülmüştür.
Torbalı İcra Müdürlüğü’nün …/… Esas sayılı dosyası celp edilerek dosyamız içine alınmış, yapılan incelemesinde; alacaklının dosyamız davacısı olduğu, borçlunun dosyamız davalısı şirket olduğu, davacı tarafından davalı aleyhine 58.195,89 TL alacak üzerinden başlatılan icra takibine davalı tarafından süresinde yetkiye, borca, alacağa, faize, faizin KDV’sine itiraz edildiği ve takibin durdurulmasına karar verildiği görülmüştür.
Dava, taraflar arasında ticari alım-satıma dayalı ilişki olduğu, bu ticari ilişkiden kaynaklı, davacının davalıdan alacaklı olduğu iddiası ile davalı aleyhine başlatılan icra takibine itirazın iptali davasıdır.
Davalı tarafça her ne kadar icra müdürlüğünün yetkisine itiraz edilmiş ise de, taraflar arasında ki uyuşmazlığın ticari satışa dayandığı, talep edilen edimin para alacağına ilişkin olduğu, bu haliyle davacının bulunduğu adresin bağlı olduğu yer icra müdürlüğünün de yetkili olduğu dikkate alınarak, yetki itirazının reddine karar verildiği görülmüştür.
Tarafların bağlı olduğu vergi dairelerinden davacı yönünden BS formu, davalı yönünden BA formu celp edilerek dosyamız içine alınmış, taraflara ticari defter ve kayıtları dosyaya sunmaları veya bulunduğu adresi bildirmeleri için süre verildiği, verilen süre içinde davalı tarafça ticari defter ve kayıtların dosyaya sunulmadığı, yerinin de bildirilmediği, davacı vekili tarafından defter ve kayıtların yerinin bildirildiği görülmüştür.
Davacı defterleri üzerinde ve dosyaya celp edilen kayıtlar üzerinde inceleme yapılarak rapor düzenlenmesi için dosyanın Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişiye tevdi edildiği, bilirkişi tarafından düzenlenen … havale tarihli raporun dosyaya sunulduğu görülmüştür.
Raporun yapılan incelemesinde, davacının, 2013 yılından itibaren İzmir … ilçesinde “…” adıyla süs bitkileri, fide ve tohum üretimi ve satışı yapmakta olduğu, yıllar itibariyle davalıya “süs bitkileri ve fidan satışı” yaptığı, taraflar arasında cari hesap çalışması yapıldığını, cari hesap sözleşmesi akdedilmediğini, asıl alacak olarak 58.195,89 TL talep edildiğini, takip öncesine ilişkin faiz talep edilmediğini, Gelir İdaresi Başkanlığına verilen BA/BS forumları ile bildirilen belgelerin sayı ve tutar açısından, 2013 yılı hariç diğer yıllarda bildirilen belge sayısı ve tutarı bir birini teyit ettiğini, davacı kayıtlarına göre; … takip tarihi itibariyle davalıdan 57.432,50-TL alacağı mevcut olduğu yönünde kanaat bildirildiği görülmüştür.
Raporun taraflara tebliğ edildiği, davalı tarafından herhangi bir beyanda bulunulmadığı görülmüştür. Raporda gösterilen bedeller yönünden tarafların itiraz hakkının sona erdiği anlaşılmıştır.
Dosyada yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, davacı tarafça davalıya satışı gerçekleştirilen süs bitkileri ve fidanlardan oluşan malların davalıya satışına rağmen davalı tarafından ödeme yapılmadığı ve davalıdan alacaklı olduğu iddiası ile davacı tarafça davalı aleyhine icra takibinin başlatıldığı anlaşılmıştır.
Davacının gerek iş hacmi gerekse tuttuğu defterlerin niteliği dikkate alınarak tacir olduğu anlaşılmış, Mahkememizin bu konuda görevli olduğu görülmekle yargılamaya Mahkememizce devam edilmiştir.
Davacı tarafça davalıya satışı gerçekleştirildiği iddia edilen ürünlere ilişkin düzenlenen faturaların gerek davacı gerekse davalı tarafça bağlı oldukları vergi dairelerine beyan edildiği ve düzenlenen beyannamelerin birbiri ile uyumlu olduğu gerek bilirkişi raporunda gerekse Mahkememizce yapılan incelemede anlaşılmıştır. Davacı tarafça düzenlenen faturaların davalı kayıtlarında da mevcut olduğu ve faturalara itiraz edilmediği, bu haliyle fatura içeriğinin de davalı tarafa teslim edildiğinin kabulü gerektiği anlaşılmıştır.
Sonuç itibariyle davacı defterlerinde davalıdan talep edilen 57.432,50 TL alacağın tespit edildiği, bu bedele tekabül eden faturaların davalı tarafından kendi vergi dairesine beyan edildiği, bu durumda davalı defterlerinde de kayıtlı olduğunun kabulü gerektiği, bu kabulden hareketle tespit edilen alacağın davalı tarafça ödendiğini gösterir herhangi bir kaydın gerek davalı tarafından dosyaya bildirilmediği gibi davacı defterlerinde de tespit edilemediği, bu haliyle davacının davalıdan icra takibine konu edilen bedel kadar alacaklı olduğunun kabulü gerektiği, davalının tespit edilen 57.432,50 TL bedel yönünden itirazında haksız olduğu, alacağın niteliği itibariyle likit olduğunun ve icra inkar tazminatı isteminin kabulüne karar verilmesi gerektiği anlaşılmış aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
Davanın KISMEN KABULÜNE,
Torbalı İcra Müdürlüğü’nün …/… Esas sayılı takip dosyasında davalının itirazının kısmen iptaline
Takibin 57.432,50 TL asıl alacak üzerinden devamına,
Fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
İcra İnkar tazminatı isteminin kabulüne,
Hükmolunan alacak üzerinden hesaplanacak %20 oranında icra inkar tazimatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Kabul edilen bedel üzerinden hesaplanan 3.923,21 TL harçtan, peşin alınan 892,58 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.030,63 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden vekilin harcadığı emek ve mesaiye karşılık yürürlükte bulunan AAÜT ne göre 8.266,23 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Davacı tarafından yapılan 954,78 TL başvuru harcı, 550,00 TL Bilirkişi ücreti, 108,75 TL tebligat ve yazışma gideri olmak üzere toplam 1.613,53 TL yargılama giderinden kabul red oranı dikkate alınarak 1.337,10 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunun mad.18/A-13 hükmü uyarınca dava şartı arabuluculuk ücreti olan ve tarafların anlaşamamaları nedeni ile Adalet Bakanlığı Bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL’nin davada haksız çıkan davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
Davacı Arabuluculuk faaliyeti sırasında kendisini vekille temsil ettirdiğinden vekilin harcadığı emek ve mesaiye karşılık A.A.Ü.T mad. 16/2-c hükmü uyarınca 900,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Karar kesinleştiğinde artan gider avansının taraflara ödenmesine,
Dair karar, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvuru yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 22/03/2022

Yazman …
E-İMZA

Yargıç …
E-İMZA