Emsal Mahkeme Kararı İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/428 E. 2022/780 K. 20.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/428
KARAR NO : 2022/780

ASIL DAVA DOSYASINDA

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 11/03/2004
KARAR TARİHİ : 20/09/2022
__________________________________________
BİRLEŞEN İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin
…/… E. – …/… K. SAYILI DOSYASINDA

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 04/12/2009
KARAR TARİHİ : 20/09/2022

Mahkememizde görülmekte bulunan Alacak davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili 11.3.2004 havale tarihli dava dilekçesinde ve duruşmalarda özetle; müvekkilinin 27.05.2003 tarihinde davalının belirlenen adresteki şubesine giderek 18.469.649.326.-TL (18.469,00 YTL) parayı 6 aylık vade ve % 53 faiz ile mevduat yatırdığını, kendisine bir alındı makbuzu verildiğini ve bilahare hesap cüzdanı alması gerektiğinin söylendiğini, hesap cüzdanı için başvuruda bulunulduğunda kendisine verilen cüzdanın … Bank … Limited’e ait olduğunu gördüğünü, ilgililere sorarak hesap cüzdanının değiştirilmesini istediğini, ilgililerin … Bank … Ltd. Şti.ne ait cüzdanı değiştirmeye gerek olmadığını aralarında bir fark bulunmadığını, paniğe kapılmasına gerek olmadığını belirterek ikna ettiğini, müvekkilinin de bu beyanlara itibar ettiğini, vade ve süresi bitmeden önce BDDK.’ nın … tarih, … sayılı kararı ile banka faaliyetinin durdurulduğunu, kendisine her hangi bir ödeme yapılmadığını, davalının sebepsiz zenginleştiğini, davalıların haksız ve hukuka aykırı işlem ve eylemi sebebiyle davacıya zarar veren davalılardan dava konusu alacağın 27.05.2003 tarihinden itibaren % 53 faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesini talep ve dava etmiş, yapılan açık yargılamada da dava dilekçesini tekrar etmiştir.

CEVAP: :
Davalı … BANKASI T.A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; davalılardan, BDDK’nun, … tarih ve … sayılı kararı ile … … Bankasi T.A.Ş.’nin bankacılık işlemleri yapma ve mevduat kabul etme izninin 4389 sayılı Bankalar Kanunu’nun 14.maddesinin 3 numaralı fıkrası hükmü uyarınca kaldırılmasına karar verilmiş, … tarih ve … mükerrer sayılı Resmi Gazete’de yayınlanmış olunduğunu, 4389 sayılı Bankalar Kanunu’nun 1.maddesinin (1) numaralı fıkrası hükmü uyarınca … … Bankası T.A.Ş.’nin yönetim ve denetiminin Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’na intikal ettirilmiş, BDDK tarafından atanan yeni yönetimin … tarihinde görevine başlamış olduğu, ancak; müvekkili Bankanın tüzel kişiliğinin devam etmekte, bu nedenle davanın … … Bankası T.A.Ş. vekaleti ile taraflarınca takip edilmekte olduğunu, davacının, müvekkili Banka nezdinde mevcut herhangi bir hak ve alacağının bulunmamakta olduğunu, davacının hesabının, dava dilekçesinde de belirtıldıgı gibi, … Ltd. nezdinde olduğunu, bu şirket muvekkili bankadan ayrı tüzel kişiliğe sahip olduğundan davanın müvekkili Bankaya yöneltilmesinin mümkün olmadığını, bu nedenle; davanın husumet yönünden reddinin gerektiğini, davacının, müvekkili Banka nezdinde herhangi bir hak ve alacağı bulunmamakta olduğundan, davanın esas yönünden reddinin gerekmekte olduğunu, … Ltd.’nin ise, müvekkili Bankadan ayrı tüzel kişiliğe sahip ve merkezinin Lefkoşa’da olduğunu,bu şirket tarafından mevduat toplamak amacıyla …. Bankası T.A.Ş.’nin Şubelerinin kullanılmış olunduğunu, bu nedenle davacıların davalarını müvekkili Bankaya değil, sadece … Ltd.’ye yöneltmelerinin gerektiğini savunarak davanın usul ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin, …. Bankası T.A.Ş.’nin, hissedarı ya da yöneticisi olmadığını, keza … … Ltd. Şti’nin ne hissedarı ne de yöneticisi olduğunu, 4389 sayılı Bankalar Yasası ile Türk Ticaret Yasasına bağlı olarak Anonim Şirket olarak kurulan bankalar için husumetin hissedar olsa bile müvekkiline yöneltilemeyeceğini, diğer yandan, … Bank hesapları nedeniyle ayrı bir tüzel kişiliği bulunan … bank’ın muhatap alınması ve davanın ona yöneltilmesi gerektiğini, bu durumda, hiçbir şekilde müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, davanın ilk olarak bu nedenle müvekkili açısından reddinin zorunlu olduğunu, müvekkilinin davacıya böyle bir borcu olmadığından alacak iddiasına itiraz ettiğini, hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davacının 2003 yılının Mayıs ayında tüm ulusal bankalarda yıllık %30 civarında seyreden faiz oranlarına rağmen 6 aylık %53 faiz getirisinin verildiğini ve aylık olarak bu faizin %8,83 olduğunun bilinmemesinin düşünülemeyeceğinin, bu hesapla yıllık faizin %105 olduğunu yani normal faiz oranının neredeyse 4 misli faiz oranı sunulduğu bir ortamda bunun … Bankası TAŞ faiz oranı olarak kabul ettiğini zikretmesinin hayatın olağan akışına ters olduğunu, davacının hesap cüzdanını benimsediğini, benimsememiş olsaydı 8 gün içinde yazılı olarak itiraz edebileceğini ve parasını geri alabileceğini , … hesaba havale yapılan ve … hesap cüzdanında görülen para tutarının küsüratlı olmasınında ilginç olduğunu, bu tutarın 18.469.649.329 TL olmasının da davacının muhtemelen o tarihten önce de parasını … olarak değerlendirdiği ve faizli tutar üzerinden yenilemiş olduğunu savunarak müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğinden davanın müvekkili bakımından husumet yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle ; Müvekkilinin, … … Ltd. Şti’nin ne hissedarı ne de yöneticisi olduğunu, 4389 sayılı Bankalar Yasası ile Türk Ticaret Yasasına bağlı olarak Anonim Şirket olarak kurulan bankalar için husumetin hissedar olsa bile müvekkiline yöneltilemeyeceğini, diğer yandan, … Bank hesapları nedeniyle ayrı bir tüzel kişiliği bulunan … bank’ın muhatap alınması ve davanın ona yöneltilmesi gerektiğini, bu durumda, hiçbir şekilde müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, davanın ilk olarak bu nedenle müvekkili açısından reddinin zorunlu olduğunu, müvekkilinin davacıya böyle bir borcu olmadığından alacak iddiasına itiraz ettiğini, hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davacının 2003 yılının Mayıs ayında tüm ulusal bankalarda yıllık %30 civarında seyreden faiz oranlarına rağmen 6 aylık %53 faiz getirisinin verildiğini ve aylık olarak bu faizin %8,83 olduğunun bilinmemesinin düşünülemeyeceğinin, bu hesapla yıllık faizin %105 olduğunu yani normal faiz oranının neredeyse 4 misli faiz oranı sunulduğu bir ortamda bunun … Bankası TAŞ faiz oranı olarak kabul ettiğini zikretmesinin hayatın olağan akışına ters olduğunu, davacının hesap cüzdanını benimsediğini, benimsememiş olsaydı 8 gün içinde yazılı olarak itiraz edebileceğini ve parasını geri alabileceğini , … hesaba havale yapılan ve … hesap cüzdanında görülen para tutarının küsüratlı olmasının da ilginç olduğunu, bu tutarın 18.469.649.329 TL olmasının da davacının muhtemelen o tarihten önce de parasını … olarak değerlendirdiği ve faizli tutar üzerinden yenilemiş olduğunu savunarak müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğinden davanın müvekkili bakımından husumet yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …, …, … ve … vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilleri ile diğer davalılar arasında bir bağlantının, diğer bir deyiş ile ihtiyari veya mecburi dava arkadaşlığının bulunmamakta olduğunu, davacı tarafın da beyan ve kabul ettiği üzere, dava konusu mevduatların, mevduat sahiplerinin bilgisi ve talimatı dahilinde, … Bank … LTD.’nin … Bankası T.A.Ş. … Şu besi nezdindeki hesaplarina yatırılmış mevduatlar olduğunu, yurt dışında mukim ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti kanunlarına tabi olan … Bank … Ltd.’e yatırılan mevduatlardan dolayı, Türkiye’de mukim ve Türk Kanunlarına göre faaliyette bulunan …. Bankası T.A.Ş.’nin ve bu bankanın Yönetim ve Denetim Kurulu üyelerinin sorumlu olduğundan bahsedilemeyeceğini, zira her iki bankanın tabi olduğu kanunların, karar vermeye yetkili organlarının vs. birbirlerinden farklı olduğunu, …. Bankası T.A.Ş.’nin Yönetim Kurulunde görev yapmamış müvekkillerinin, … Bank … Ltd.’e yatırılan mevduatlar nedeniyle hukuken sorumluluğunun bulunmadığını, müvekkilerinden … ve …’ın …. Bankası T.A.Ş. de yönetim Kurulu Üyeliğinde bulunmuş ve …. tarihinde bu görevlerinden istifa etmiş olduklarını, diğer müvekkilleri … ve …’ın … Bankası T.A.Ş. ile hiçbir bağlantılarının olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Davaya konu yapılan ticari ilişkinin davacı ile …. Bankası T.A.Ş. arasinda kurulmuş olunduğunu, bu bakımdan davacının öncelikli olarak eğer bir alacağı var ise bunu …. Bankası T.A.Ş.’den istemesi ve davasını ona karşı açmasının gerektiğini, bununla beraber davanın TTK 336.maddesi mucibince açılmış bir dava olduğunu, TTK 336.maddede düzenlenmiş olan davaların ancak şirket idare meclisi azalarına karşı açılabileceğini, oysa müvekkilinin şirket yönetim kurulu üyesi olmadığını, müvekkilinin Bankada hizmet sözleşmesi ile çalışmakta ve genel müdür yardımcılığı görevine vekaleten bakmakta olduğunu,bu nedenle davanın sıfat eksikliği sebebi ile reddinin gerekli olduğunu, müvekkilinin, aralarında bazıları ile ast-üst, bazıları ile de iş arkadaşlığı seviyesinde ilişki bulunan kişilerle birlikte müşterek ve müteselsil sorumlu olarak aleyhine dava açılmasının mümkün olmadığını bu sebeple davanın müvekkili açısından reddine karar verilmesini talep ettiğini, müvekkilinin Bankada şube ve mudilerle ilgili hiç bir yetkisi olmadığı gibi müvekkili tarafından banka şubeleri kanalı ile mevduat ve diğer para toplama yolları ile ilgili hiçbir kişiye ya da şubeye verilmiş bir talimatın ya da emrinin söz konusu olmadığını, müvekkilinin Genel Müdür Yardımcılığı görevini vekaleten yürüttüğü için Bankanın karar alma mekanizmasında bulunmamakta, icrai kararların alındığı toplantılara da katılmamakta olduğunu, müvekkîlinin görevde olduğu dönem içinde davacının iddia ettiği zararının oluşmasını sağlayacak hukuka aykırı bir eyleminin olmadığını, davacı tarafın doğup doğmadığı belli bile olmayan bir alacağa karşılık faiz talep etmesine bir anlam verebilmenin mümkün olmadığını, bu sebeple faiz talebinin ve talep ettiği faiz oranının reddedilmesi gerektiğini savunarak davanın reddine, karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Diğer davalılarla müvekkili arasında mecburi veya ihtiyari dava arkadaşlığını gerektirecek irtibatın bulunmamakta olduğunu, müvekkilinin … Bankası … Şubesinin bir çalışanı olmadığını, dolâyısıyla davacıyı kandırmasının mümkün olmadığını, davacının iddia ettiği gibi bir talimat vermediğini, kaldı ki; iki banka arasında faiz farklı olup … Bankasının faiz (vergi) avantajı olması dolasıyla kişilerin iki banka arasındaki farkı çok iyi bildiklerini, bu itibarla davacının kandırıldığı iddiasının gerçeklerle bağdaşmadığını, hesabın … … bankasının hesabı olup bu hesaptan dolayı müvekkilinin sorumlu tutulamayacağını, … Bank … Şirketine yatırılan mevduatın, … Bankası açısından yabancı bir bankanın hesabına yatırılan mevduat durumunda olduğunu, T…. Bankası T.A.Ş.’nin Yönetim kurulunda görev yapmış bulunan nüvekkilinin, … Bank … Ltd.’e yatırılan mevduatlar nedeniyle hukuken sorumluluğunun bulunmamakta olduğunu, iddia edilenin aksine T…. Bankası T.A.Ş.’de hayali ve/veya mükerrer hesap bulunmadığını, bankaya yatırılan mevduatların banka kayıtları ile sabit olduğunun,kayıt ve belgelerin yetkililere zamanında devir ve teslim edildiğinin ortaya çıkmış olduğunu savunarak davanın reddine, karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin, …. Bankası T.A.Ş.’de Müfettişlik ve son beş yıldan beri de İdari işlerden sorumlu Genel Müdür Yardımcısı olarak çalışmış bulunmakta olduğunu, görev yetki ve sorumluluk alanı itibariyle hiçbir zaman … işlemleri gibi muhabir banka hizmetleri ile bankanın mali ve muhasebe ile ilgili bir alanında faaliyetinin olmadığını, görev ve yetki alanı dışında kalan dava konusu işlemlerden sadece yönetici olması nedeniyle sorumluluğunun ileri sürülmesinin uygun olmadığını, davacılara ait hesapların … Bankasında değil, … Bankası ile sadece muhabir banka ilişkisi bulunan ayrı bir tüzel kişiliğe ait yurt dışında kurulmuş ve faaliyetini sürdüren … Bank … Ltd.’e açılmış hesaplar olduğunu, bu hesapların müşterilerin (davacıların), yazılı talimatlarına ve isteklerine istinaden açılan, TMSF’nin güvencesi bulunmayan hesaplar olduğunu, şubece müşteriyi aldatma söz konusu ise sorumlusunun şube yetkililerinin olması gerektiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin, … Bankası … Ltd. ile bir ilgisinin olmadığını, para akışı, gelir, gider ve kredi ile ilgisi olmayan kendisine bağlı operasyonel ya da icracı birimi bulunmayan … Bankası T.A.Ş. Yönetim kurulu Üyesi olduğunu ve B.D.D.K.’nın, 08.02.2001 tarihli Yönetmeliği gereğince 17.05.2001 tarihli … Bankası Yönetim Kurulunun Kararıyla atanmış olduğunu, müvekkilinin, …. Bankası T.A.Ş. Ana Sözleşmesi 29.4.”…Üyeler Yönetim Kurulu toplantıları dışında görevlilerden bilgi isteyemezler ve onlara talimat veremezler…” ve diğer maddeleri ve T.T.K. ilgili maddeleri gereği davaya konu istem ve olaylardan haberdar olmasının, ilgililere talimat vermesinin ve yönlendirmesinin mümkün olmadığını, müvekkiline ilişkin davanın ve istemin haksız ve mesnetsiz olduğunu, savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin, …. Bankası T.A.Ş.’de Krediler Müdürlüğü ve Haziran 2011 tarihinden itibaren de Kredilerden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı olarak çalışmış bulunmakta olduğunu, Görev, Yetki ve Sorumluluk alanı itibariyle hiçbir zaman Mevduat işlemleri, … işlemleri gibi Müşteri hizmetleri ile bankanın Mali ve Muhasebe ile ilgili bir alanında faaliyetinin olmadığını, Görev ve Yetki alanı dışında kalan dava konusu işlemlerden sadece Yönetici olması nedeniyle sorumluluğunun ileri sürülmesinin uygun olmadığını, davacılara ait hesapların … Bankasında değil, … Bankası ile sadece muhabir banka ilişkisi bulunan, ayrı bir tüzel kişiliğe ait yurt dışında kurulmuş ve faaliyetini sürdüren … Bank … Ltd.’e açılmış hesaplar olduğunu, bu hsesapların müşterilerin (Davacıların) yazılı talimatlarına ve isteklerine istinaden açılan, TMSF’nin güvencesinde bulunmayan, hesaplar olduğunu, dolaysıyla davacıların taleplerini …. Bankası yöneticilerinden değil, bilerek ve isteyerek hesap açtıkları … Bank … Ltd. Yöneticilerinden talep ve dava etmesi gerektiğini, savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin, … … Bankası T.A.Ş.’nin son iki yılında Yönetim Kurulu Üyesi olarak çalışmış olup, … Bank … ile hiçbir bağlantığının bulunmamakta olduğunu, Yargıtayın yerleşmiş içtihatlarında da … mudilerinin yatırmış oldukları paraları öncelikle … Şirketi’nden talep etmeleri gerektiğinin belirtilmekte olunduğunu (Eki Yargıtay 11 Hukuk Dairesi 2002/11135 E.-2003/2518 K.sayılı İlamı), davacının uğradığı zarardan dolayı müvekkilinin hiçbir sorumluluğunun ve kusurunun bulunmadığını, bu nedenle davanın husumet yönünden reddini talep ettiklerini, dosyaya ibraz edilmiş olan hesap cüzdanının davaya konu paranın … Bank … Limited’e yatırıldığını göstermekte olduğunu, bu hususun sabit olup, aksi yöndeki iddiaların geçersiz olduğunu, … … Bankası T.A.Ş. aracılığı ile … Bank …’da hesap açılması işlemlerinin hukuka aykırı hiçbir yönünün bulunmamakta olduğunu, normal bankacılık işlemieri olup, Yönetim Kurulunun karariını veya onayını gerektiren işlemler olmadığını, bu konuda müvekkilinin herhangi bir kusurundan veya sorumluluğundan bahsedilemeyeceğini savunarak davanın reddine, karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Diğer davalılarla müvekkili arasında mecburi veya ihtiyari dava arkadaşlığını gerektirecek irtibatın bulunmamakta olduğunu, müvekkilinin … Bankası … Şubesinin bir çalışanı olmadığını, dolaysıyla davacıyı kandırmasının mümkün olmadığını, davacının iddia ettiği gibi bir talimat vermediğini, kaldı ki iki banka arasında faiz farklı olup, … Bankasının faiz (vergi) olmasından dolaysıyla kişilerin, iki banka arasındaki farkı çok iyi bildiklerini, bu itibarla davacının kandırıldığı iddiasının gerçeklerle bağdaşmadığını, hesabını … … Bankasının hesabı olup, bu hesaptan dolayı müvekkilinin sorumlu tutulamayacağını, … Bank … Şirketine yatırılan mevduatın, … Bankası açısından yabancı bir bankanın hesabına yatırılan mevduat durumunda olduğunu, T…. Bankası T.A.Ş.’nin Yönetim Kurulunda görev yapmış bulunan müvekkilinin, … Bank … Ltd.’e yatırılan mevduatlar nedeniyle hukuken sorumluluğunun bulunmamakta olduğunu, iddia edilenin aksine …. Bankası T.A.Ş.’de hayali ve/veya mükerrer hesap bulunmadığını,bankaya yatırılan mevduatların banka kayıtları ile sabit olduğunun, kayıt ve belgelerin yetkililere zamanında devir ve teslim edildiğinin ortaya çıkmış olduğunu, savunarak davanın reddine, karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …’e dava dilekçesi ve ekleri tebliğ edildiği halde davaya cevap vermediği görülmüştür.
DELİLLER :
Davacı tarafça açılan davanın ilk olarak İzmir 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin …/… Esasına kaydedildiği, Mahkeme tarafından … tarihindeki müflis davalı … … Bankası AŞ hakkındaki tasfiye işlemlerinin devam ettiği, henüz ikinci alacaklılar toplantısının yapılamadığı ve hakkındaki davada İİK 194 maddesine göre 2.alacaklılar toplantısından 10 gün sonra devam edilmek üzere ertelendiğinden davalı banka hakkındaki davanın tefriki ile ayrı bir esasa kaydedilmesine karar verildiği, tefrik edilen dosyanın İzmir 2.ATM ‘nin …/… Esasına kaydedildiği görülmüştür.
İzmir 2 Asliye Ticaret Mahkemesinin …/… Esas sayılı dosyasında yapılan yargılama neticesinde; 04/10/2007 tarih …/… Karar sayılı karar ile dava konusu alacağın yargılamanın devamı sırasında müflis davalı banka iflas masasına kaydedildiği bu suretle davanın konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği, verilen bu kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 19 HD’nin …/… Esas …/…. Karar sayılı kararı ile bozulması üzerine dosyanın …/… Esasa kaydedildiği, Mahkemece yapılan yargılama neticesinde 04/02/2010 tarihli …/… Karar sayılı karar ile bu dosyanın mahkememizin …/… Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verildiği görülmüştür.
İzmir 2 Asliye Ticaret Mahkemesinin …/… Esas sayılı dosyasında diğer davalılar hakkında yapılan yargılama neticesinde; 13/04/2006 tarih …/… Karar sayılı karar ile davalı … hakkındaki davanın HUMUK 409 gereğince açılmamış sayılmasına, diğer davalılar hakkındaki davaların ise husumetten reddine karar verildiği, verilen bu kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 11 HD’nin …/… Esas …/… Karar sayılı ilamı ile bozulduğu, bozma üzerine dosyanın İzmir 2.ATM ‘nin …/… Esasına kaydedildiği anlaşılmıştır.
İzmir 2 Asliye Ticaret Mahkemesinin …/… Esas sayılı dosyasının İzmir 8 Asliye Ticaret Mahkemesinin …/… Esası üzerinden yargılamasının devam ettiği ve yapılan yargılama neticesinde; 06/03/2013 tarihli…/… Karar sayılı karar ile, asıl dosya yönünden … … …, … ve … hakkında açılan davanın husumet yokluğundan reddine, … hakkında açılan davanın feragat sebebiyle reddine, diğer davalılar …, …, …, …, …, …, …, … , …, … hakkında açılan davanın subut bulmadığından reddine, birleşen dosyadaki müflis … … Bankası iflas idaresine açılan davanın husumet yönünden reddine karar verildiği, verilen bu kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 11.HD ‘nin …/… Esas …/… Karar sayılı kararı ile bozulduğu, bozma sonrası dosyanın İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin …/… Esasına kaydedildiği görülmüştür.
İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin …/… Esas sayılı dosyasında yapılan yargılama neticesinde ; 12/01/2016 tarihinde …/… Karar sayılı karar ile asıl dosya yönünden … … …, … ve … hakkında açılan davanın husumet yokluğundan reddine, … hakkında açılan davanın feragat sebebiyle reddine, diğer davalılar …, …, …, …, …, …, …, … , …, … hakkında açılan davanın subut bulmadığından reddine, birleşen dosyadaki müflis … … Bankası iflas idaresine açılan davanın husumet yönünden reddine karar verildiği, verilen bu kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 11.HD. ‘nin 11/10/2017 tarih …/… Esas …/… Karar sayılı kararı ile verilen kararın onandığı, asıl ve birleşen davada davacı vekilinin karar düzeltme talebinde bulunması üzerine Yargıtay 11 HD. ‘nin 23/10/2019 tarih …/… Esas …/… Karar sayılı kararı ile asıl ve birleşen davada davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulüne karar verilerek, dairenin 11/10/2017 tarih …/… Esas …/…. Karar sayılı onama ilamının kaldırılarak 1 ve 2 nolu bentlerde açıklanan nedenlerle Mahkemece verilen kararın asıl ve birleşen davada davacı yararına bozulmasına karar verildiği, bozma sonrası dosyasının Mahkememizin 2020/428 Esasına kaydedildiği görülmüştür.
Dava devam ederken davalı … Bankası A.Ş hakkında İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin …/… E. Sayılı dosyasında, 08/06/2005 tarihi itibariyle iflas kararı verildiği, iflas kararının 20/04/2006 tarihinde kesinleştiği, bankalar yasası gereğince, TMSF Tasfiye Daire Başkanlığının …/… sayılı dosyası üzerinden iflas tasfiye işlemlerinin yürütüldüğü anlaşılmıştır.
Mahkememizce Müflis … Bankası’ndan bankanın kuruluşundan itibaren banka yönetim kurulu üyesi olarak kimlerin görev yaptığı hususu BDDK’dan sorulmuş, BDDK tarafından 23/03/2010 tarihli yazı ile cevap verildiği görülmüştür.
Müflis … … Bankası iflas idaresi tarafından 20.04.2010 tarihli ile davacı-birleşen dosya davacısının banka hesap hareketleri gönderilmiştir.
Müflis … … Bankası TAŞ iflas idaresi tarafından “Müflis …. Bankası TAŞ alacaklılar ikinci sıra cetveline yönelik olarak davacı … ‘ın alacak kaydı talebinin 25/08/2011 tarih ve … sayılı iflas idaresi kararı ile talep edilen alacak banka nezdinde bulunmadığından reddedilmiştir. ” şeklinde cevap verilerek söz konusu iflas idaresi kararının bir örneği dosyamıza gönderilmiştir.
Toplanan delillere göre 20.02.2012 tarihli duruşmada dosya bankacı bilirkişi …, hukukçu bilirkişi …’a tevdi edildiği, bilirkişiler tarafından düzenlenen 23.03.2012 tarihli raporda özetle; dava, davacı … tarafından davalı …. BANKASI T.A.Ş. Yönetim Kurulu Üyeleri’ne karşı açılmış bir sorumluluk davası olup, anonim şirket alacaklılarının yönetim kurulu üyelerinin şirket alacaklılarının yönetim kurulu üyelerinin kusurlu davrânışları nedeniyle uğradıkları doğrudan zararların tazmini talebini içermektedir (TTK 336/5), ancak; davacı ile davalı …. BANKASI T.A.Ş. arasında bir sözleşme ve alacak-borç ilişkisinin bulunmadığı, davacı ile dava dışı … Bank … Ltd. arasında hesap açma sözleşmesinin bulunduğu, bu ilişkide davalı …. BANKASI T.A.Ş.’nin havale aracısı sıfatıyla hareket ettiği anlaşılmaktadır. Bu davada, davacının alacaklı sıfatı olmadığı için davalı …. BANKASI T.A.Ş. yönetim kurulu üyelerinin alacaklıları zarara uğratma nedeniyle sorumlu tutulmaları mümkün değildir. Ayrıca dosya kapsamındaki belgelerden, davacının, alacaklısı sıfatını taşıdığı … Bank …. Ltd.’nin, Yönetim Kurulu üyeleri’nin kimlefden oluştuğu tespit edilememektedir. Davalıların … Bank … Ltd.’de Yönetim Kurulu Üyesi olduklarına ilişkin herhangi bir bilgi veya belge bulunmadığı için, Takdiri Sayın Mahkemeniz’e ait olmak üzere, davalı banka ve diğer davalıların husumet ehliyeti bulunmadığı sonucuna varılabilir. Davacının …. BANKASI T.A.Ş. Aracılığıyla … Bank … Ltd. nezdinde kurulan sözleşme ilişkisinin kuruluş aşamasında, …. BANKASI T.A.Ş. çalışanları tarafından kandırıldığı, yanlış bilgilendirildiği ve davalı …. BANKASI T.A.Ş.nin bu kötü niyetli davranışları ve güven sorumluluğu nedeniyle sorumlu tutulması iddiası bakımından yapılan incelemede, davacının hesap hareketlerine ilişkin incelenen belgeler ve tekrarlanan, uzun sürece yayılan hesap ilişkisi ortaya konmuştur. Bu işlemde, davacının kandırılıp ve yanlış bilgilendirildiği iddiasının takdiri ve haksız fiil nedeniyle davalıların sorumlu tutulup tutulamayacağı konusundaki nihai kararın Mahkemeye ait olduğu rapor edilmiştir.
Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda Mahkememizce davalılar … ve müflis banka yöneticileri hakkında açılan kamu davaları araştırılmıştır.
İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nin …/… Esas sayılı dosyası incelendiğinde; katılanların Tasarruf mevduatı sigorta fonu, müflis … … bankası İflas idaresi olduğu, sanıklar arasında …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, … ve …’ın da aralarında bulunduğu sanıklar hakkında açılan hileli iflas suçu olduğu, mahkeme tarafından sanıklar … ve … hakkındaki davanın tefrik edildiği, sanıklar …, …, …, …, … hakkında hileli iflas suçundan mahkumiyet kararı verildiği, sanıklar …, …, … hakkında ise beraat kararı verildiği, verilen kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 15 Ceza Dairesinin 12/09/2013 tarih, …/… Esas …./… Karar sayılı karar ile sanıklar …, …, …, …, … hakkında verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz isteğinin yasal süre içerisinde yapıldığından bahisle reddine karar verildiği, diğer sanıklar hakkında verilen hükümlerin ise zaman aşımı dolduğundan kamu davasının düşürülmesine karar verildiği görülmüştür.
İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesinin …/… Esas ve …/… Karar sayılı dosyasından gıyabi tutuklu sanıklar …, …, …, … hakkında tefrik edilen dosyanın …/… Esasına kaydedildiği, mahkemece yapılan yargılama neticesinde 15/11/2013 tarihli karar ile sanıklar …, …, …, …, …, … ve … hakkındaki kamu davalarının dava zaman aşımı sebebiyle CMK 223/8 maddesi uyarınca düşürülmesine karar verildiği, verilen bu kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 23. Ceza Dairesinin …/… Esas …/… Karar sayılı kararı ile onandığı ve hükmün 11/05/2016 tarihi itibariyle tüm sanıklar yönünden kesinleştiği görülmüştür.
İstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nin …/… Esas sayılı dosyası incelendiğinde; aralarında sanıklardan …, …, … hakkında tefrik kararı verildiği, sanık … (….) …, …, …, …, …, hakkında 32.522 mağdura, 78 müştekiye karşı bankacılık faaliyetlerinden dolayı bankayı vasıta kılarak nitelikli dolandırıcılık, 10.153 … mağduruna devlete ödeme yaptırarak bankacılık faaliyetlerinden dolayı bankayı vasıta kılarak hileli yöntemlerle devlete karşı nitelikli dolandırıcılık suçlarından açılan kamu davasının zaman aşımı nedeniyle ortadan kaldırılmasına, sanıklar … (..) …, … hakkında suç işlemek amacıyla örgüt oluşturmak ve bu örgüte üye olmak suçlarından açılan kamu davasının zaman aşımı nedeniyle ortadan kaldırılmasına, sanık … (….) … hakkında yönetim ve denetimlerinde bulunan banka parasını zimmete geçirmek ve bu eylemlere iştirak suçlarından açılan kamu davasında mahkumiyete yeterli her türlü kuşkudan uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğinden beraatine, sanık … (…) … ve … hakkında yönetim ve denetimlerinde bulunan banka parasını zimmete geçirmek ve bu eylemlere iştirak suçlarından açılan kamu davasında atılı suçu işlediğine dair kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğinden beraatine, … hakkında suç işlemek amacıyla örgüt oluşturmak ve örgüte üye olmak, 32.522 mağdura 78 müştekiye karşı bankacılık faaliyetlerinden dolayı bankayı vasıta kılarak nitelikli dolandırıcılık ve 10.153 … mağduruna devlete ödeme yaptırarak bankacılık faaliyetlerinden dolayı bankayı vasıta kılarak hileli yöntemlerle devlete karşı nitelikli dolandırıcılık suçlarından açılan kamu davasının zaman aşımı nedeniyle ortadan kaldırılmasına, yine … hakkında yönetim ve denetimlerinde bulunan banka parasını zimmete geçirmek suçundan açılan kamu davasını üzerine atılı suçu işlediğine dair kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğinden beraatine, sanık … hakkında nitelikli zimmet suçundan mahkumiyetine karar verildiği, verilen bu kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 7.Ceza Dairesinin 28/01/2015 tarih, …/… Esas …/… Karar sayılı kararı ile hükmün düzeltilerek onanmasına karar verildiği, İstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nin …/… Esas sayılı dosyasında mevduat sahiplerinin iradeleri dışında bu hesapların adeta hesap sahibinin rızası varmışcasına … kıyı bankasına havale işleminin müflis banka tarafından kağıt üzerinde yapıldığı, oysa hiçbir zaman bu paraların offshore bankasına gönderilmediğinin maddi vakıa olarak belirlendiği anlaşılmaktadır.
İstanbul 8 Ağır Ceza Mahkemesinin …/… Esas …/… Karar sayılı dosyasındaki sanıklar …, … hakkındaki tefrik edilen dosyanın İstanbul 8 Ağır Ceza Mahkemesinin …/… Esasına kaydedildiği ve bu dosyanın daha sonra mahkemenin …/… Esası ile birleştirildiği ve mahkemenin …/… Esas sayılı dosyası üzerinden yargılamanın devam ettiği anlaşılmıştır.DEĞERLENDİRME: Yapılan yargılama, toplanan kanıtlar ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;
Dava, banka hesabındaki paranın tahsili istemine ilişkindir.
Davacının 27.05.2003 tarihinde davalı … … Bankası T.A.Ş …/ İzmir şubesine 18.469.649.326.-TL (18.469,00 TL) parasını 6 aylık vade ve % 53 faiz ile mevduat olarak yatırdığı, BDDK.’nın … tarih, … sayılı kararı ile davalı … … Bankası T.A.Ş faaliyetinin durdurulduğu,
Davacı taraf davalı bankada birikimini vadeli olarak değerlendirmek istediği halde hesabının … olarak açıldığını, değiştirilmesini istemesine rağmen banka görevlilerince ikna edildiğini, bankaya el konulması nedeniyle ödeme yapılmadığını ileri sürerek 18.469.649.326TL (18.469,00 TL)’nin davalılardan tahsili istemiyle 11/03/2004 tarihinde iş bu davayı açtığı anlaşılmıştır.
Davalı … … Bankası T.A.Ş ‘nin TMSF’na devri öncesinde davalı …’ın yönetim kurulu başkanı, davalı …’ın yönetim kurulu başkan vekili, davalı …’ın yönetim kurulu üyesi, davalı …’ın yönetim kurulu üyesi, davalı …’in yönetim kurulu üyesi, davalı …’un yönetim kurulu üyesi, davalı …’in yönetim kurulu üyesi-genel müdür, davalı …’ün genel müdür yardımcısı, davalı …’ın genel müdür yardımcısı, davalı …’nın genel müdür yardımcısı vekili ve davalı …’ın ise genel müdür yardımcısı olarak görev yaptıkları; davalı …, davalı … …, davalı … ve …’ın ise banka yönetiminde yer almadıkları anlaşılmıştır.
Davacı vekili 25/01/2007 tarihli dilekçesi ile davalı … hakkındaki davasından feragat ettiğini beyan etmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama neticesinde 12.01.2016 tarih …/… Esas ve …/… Karar sayılı karar ile davalılar …, … …, …, … hakkında açılan davanın adı geçen davalıların banka yönetiminde yer almadıklarından bu davalılar yönünden açılan davanın husumet yokluğundan reddine, davalı … hakkında açılan davanın ise feragat nedeniyle reddine karar verildiği, verilen bu kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 11. HD’nin11.10.2017 tarih …/… Esas ve …/… Karar sayılı kararı ile onandığı ve Yargıtay 11. HD’nin 23.10.2019 tarih …/… Esas ve …/… Karar sayılı kararı ile karar düzeltme isteğinin reddine karar verildiği, böylece davalılar …, … …, …, … ve … hakkında yönünden Mahkememizin …/… Esas ve …/… Karar sayılı karar ile verilen hüküm kesinleştiğinden adı geçen davalılar hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiştir.
İstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nin …/… Esas sayılı dosyasında aralarında davalı … ve davalı müflis bankanın yöneticilerinin de olduğu bir kısım davalı (sanık) hakkında, … Bank … Limited’e aktarılmayan paralarla ilgili olarak dolandırıcılık yaptıkları iddiasıyla ceza davası açıldığı, … hakkındaki ceza davasının sanığın yakalanamadığı ve savunmasının alınamadığı gerekçesiyle ana dava dosyasından tefrik edildiği, ancak ana dava dosyasında bankanın diğer yöneticileri hakkında bir kısım suçlar yönünden zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırma ve bir kısım suçlar yönünden ise mahkumiyet kararı verildiği, kararın kesinleştiği, kesinleşen ceza davasında mevduat sahiplerinin iradeleri dışında bu hesapların adeta hesap sahibinin rızası varmışcasına … kıyı bankasına havale işleminin müflis banka tarafından kağıt üzerinde yapıldığı, oysa hiçbir zaman bu paraların offshore bankasına gönderilmediğinin maddi vakıa olarak belirlendiği anlaşılmaktadır.
Davacının sunmuş olduğu hesap cüzdanı, müflis Banka iflas idaresinin dosyaya gönderdiği hesap hareketleri, evvelce alınmış bilirkişi raporu, BDDK kayıtları, Devlet Denetleme Kurulu raporu, ceza dava dosyası içeriği bilgi ve belgeler ile ve sair evrak gözetildiğinde davalı … ile davalı Müflis . … Bankası A.Ş’nin diğer yöneticileri hakkında açılan kamu davasında her ne kadar … yönünden henüz bir karar verilmemiş ve bu davalı yönünden tefrik edilen ceza davasının Yargıtay 11. HD’nin …/… Esas ve …/… Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere sonucunun beklenmesinden bir yarar elde edilemeyeceği anlaşılmakta ise de, ceza mahkemesinde bir kısım yöneticiler hakkında verilen zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırma ve mahkumiyet kararları ve bu kararlara ilişkin dosya malzemesi ile saptanan maddi olgular nazara alındığında davalı …’ın yönetim kurulu başkanı, davalı …’ın yönetim kurulu başkan vekili, davalı …’ın yönetim kurulu üyesi, davalı …’ın yönetim kurulu üyesi, davalı …’un yönetim kurulu üyesi, davalı …’in yönetim kurulu üyesi-genel müdür, davalı …’ın genel müdür yardımcısı, davalı …’nın genel müdür yardımcısı vekili ve davalı …’ın ise genel müdür yardımcısı olarak kesinleşen ceza davasında tespit edilen maddi vakıa olan mevduat sahiplerinin iradeleri dışında … kıyı bankasına havale işleminin kağıt üzerinde yapılması ve hiçbir zaman bu paraların offshore bankasına gönderilmemesi eylemlerinin 818 sayılı BK’nın 41.maddesine göre haksız fiil niteliğinde olduğundan adı geçen banka yöneticilerinin haksız fiil hükümlerine göre sorumlu oldukları, ayrıca 6762 sayılı TTK’nın 321/son maddesine göre davalı banka yöneticilerinin haksız fiillerinden dolayı davalı müflis bankanın da sorumlu olduğu, davacının 27.05.2003 tarihinde davalı bankaya yatırdığı 18.469,00 TL’nin tahsilini talep etmekte haklı olduğu anlaşıldığından davacı tarafından bankaya yatırılan 18.469,00 TL’nin haksız fiil tarihi olan 27.05.2003 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılar …, …, …, …, …, …, …, … ve …’dan tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Davalı … Bankası A.Ş hakkında İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin …/… E. Sayılı dosyasında, 08/06/2005 tarihi itibariyle iflas kararı verildiği, iflas kararının 20/04/2006 tarihinde kesinleştiği, bankalar yasası gereğince, TMSF Tasfiye Daire Başkanlığının …/… sayılı dosyası üzerinden iflas tasfiye işlemlerinin yürütüldüğü anlaşıldığından, davacı tarafından bankaya yatırılan 18.469.649.326.-TL (18.469,00 TL) asıl alacak ile bankada mevduatın açıldığı 27.05.03 tarihinden iflas tarihi olan 08.06.2005 tarihine kadar Mahkememizce hesaplanan 17.080,54 TL faiz (27.05.2003 ve 14.06.2003 arasındaki 18 gün için yıllık %64 faiz uygulanarak %3,1561643835616, 14.06.2003 ve 08.10.2003 arasındaki 116 gün için yıllık %57 faiz uygulanarak %18,115068493151, 08.10.2003 ve 15.06.2004 arasındaki 251 gün için yıllık %48 faiz uygulanarak %33,008219178082, 15.06.2004 ve 13.01.2005 arasındaki 212 gün için yıllık %42 faiz uygulanarak %24,394520547945, 13.01.2005 ve 25.05.2005 arasındaki 132 gün için yıllık %35 faiz uygulanarak %12,657534246575, 25.05.2005 ve 08.06.2005 arasındaki 14 gün için yıllık %30 faiz uygulanarak %1,1506849315069 olmak üzere toplam %92,482191780822 faiz uygulanmıştır.) olmak üzere toplam 35.549,54 TL’nin davalı müflis … … Bankası T.A.Ş nin İflas masasına kayıt ve kabulüne karar verilmiştir.
Davacı vekilinin davalı … hakkında açılan davadan feragat ettiği, davacı vekilinin vekaletnamesinde feragat konusunda özel yetkisinin bulunması nedeniyle davalı … hakkında açılan davanın feragat nedeniyle reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi HMK 294/4 mad. gereğince bir ay içinde açıklandığı üzere;
A-Asıl Dava Dosyasında;
1-Davalılar …, … …, …, … ve … hakkında Mahkememizin …/… Esas ve …/…. Karar sayılı karar ile verilen hüküm kesinleştiğinden adı geçen davalılar hakkında HÜKÜM KURULMASINA YER OLMADIĞINA,
2- Davalı … hakkında açılan davanın feragat sebebiyle reddine,
3-Davalılar …, …, …, …, …, …, …, … ve … hakkında açılan DAVANIN KABULÜNE,
18.469,00 TL’nin 27.05.2003 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılar …, …, …, …, …, …, …, … ve …’dan tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
B-Birleşen dava dosyası yönünden;
1- Müflis . … Bankası T.A.Ş. yönünden davanın KABULÜ ile,
18.469,00 TL asıl alacak ve iflas tarihine kadar işlemiş olan 17.080,54 TL faiz olmak üzere toplam 35.549,54 TL’nin iflas masasına kayıt ve kabulüne,
C-Alınması gereken 1.261,61-TL karar ve ilam harcından davacı tarafça peşin yatırılan 249,50 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.012,11‬ TL’nin davalı müflis … … Bankası T.A.Ş iflas idaresi harçtan muaf olduğundan davalılar …, …, …, …, …, …, …, … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye irad kaydına,
D-Hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir ve hesaplanmış olan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalılar …, …, …, …, …, …, …, … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak alınarak davacıya verilmesine,
E-Davacı tarafça yapılan 10,10-TL başvuru harcı,249,50-TL peşin harç, 1,80TL vekalet harcı, 143,3‬0- TL temyiz harcı ve 238,1‬0-TL temyiz ve karar düzeltme harcı, 59,50-TL (başlangıçta alınan) tebligat ve posta masrafı, yargılama sırasında alınan 2.252,90 TL tebligat, posta gideri ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.955,2‬0-TL’nin davalılar …, …, …, …, …, …, …, …, …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
F-HMK.nun 333.maddesi uyarınca taraflarca yatırılan gider avansının sarf edilmeyen kısmının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair davacı vekili, davalı … Bankası İflas İdaresi vekili ile davalılar … …, …, … … …, … vekilinin yüzlerine karşı, diğer tarafların yokluklarında tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içerisinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 20/09/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır

BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR.
“5070 Sayılı Yasanın 5.ve 22. Maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.