Emsal Mahkeme Kararı İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/208 E. 2021/624 K. 08.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/208 Esas
KARAR NO : 2021/624

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 31/05/2017
KARAR TARİHİ : 14/09/2021

Mahkememizde görülen İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından mahkememize verilen 31/05/2017 tarihli dilekçe ile, davacı şirketin davalıya alüminyum profil malzemesi tedarik ederek kendisine teslim ettiğini, teslim edilen tüm malzemelere karşılık düzenlenen 5 adet faturanın davalıya teslim edildiğini, fatura bedellerinin toplam 36.863,00 TL olduğunu söz konusu fatura bedellerinin ödenmemesi üzerine davalı aleyhine başlatılan icra takibine davalının haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğini davalının İzmir … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında itirazının iptaline, takibin devamına %20 icra inkar tazminatı ödenmesine karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
Dava dilekçesi mahkememizin … esas numarasına kaydedilmiş ve mahkememizce yapılan yargılama sonucunda, … esas, … karar numaralı kararı ile davanın reddine karar verildiği görülmüştür.
Mahkememizce verilen kararın davacı vekili tarafından verilen 05/09/2019 tarihli istinaf dilekçesi ile istinaf edildiği, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi …. Hukuk Dairesinin 25/12/2019 tarih, … esas, … karar sayılı kararı ile kaldırılmasına karar verildiği görülmüştür. Bölge Adliye Mahkemesi …. Hukuk Dairesi tarafından verilen kararda “Dava tarihi itibariyle Asliye Hukuk Mahkemeleri ile Ticaret Mahkemeleri arasında görev ilişkisi bulunduğundan, dava şartı olan görevin resen nazara alınması gerektiğinden, işletme defteri tutan davalı gerçek kişinin ticari işletme sahibi olduğuna dair hiçbir defter tutmadan mahkeme kendisini görevli kabul ederek, esas hakkında karar vermiş olduğundan, görevle ilgili kararda hiçbir delil toplanmadığından, bu kararı denetleme imkanı bulunmamış olup, bu eksikliğin giderilmesi için dosyanın mahkemesine iadesine, bu sebeple ve esasa ilişkin istinaf nedenleri incelenmeksizin istinafın kabulüne, kararın kaldırılmasına, görev yönünden kanaatin denetlenebilmesi için mahkemece hiçbir delil toplanmamış olduğundan…” gerekçesine dayanıldığı anlaşılmıştır.
Dava dosyasının mahkememiz kararının kaldırılmasından sonra mahkememizin 2020/208 esas numarasını aldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce davalı …’ın tacir olup olmadığı yönünde gerekli araştırmanın yapılması hususunda Manisa Ticaret Odası, Manisa Vergi Dairesi, Manisa Esnaf ve Sanatkarlar Odası ile yazışma yapılmış, davalının 24/07/2019 tarihinde terk mükellef statüsüne geçtiği, davalının bilanço usulüne göre defter tuttuğu, Ticaret Sicil Müdürlüğü nezdinde uyuşmazlığın olduğu tarih itibariyle kayıtlı olduğu, 10/03/2017 tarihinde Ticaret Sicil Müdürlüğünden terkin edildiği anlaşılmıştır.
Buna göre davalının uyuşmazlık döneminde bilanço usulü ile defter tuttuğu ve Ticaret Odasına kayıtlı olduğu dikkate alındığında, tacir olarak kabul edilmesi gerektiği, uyuşmazlığın ticari dava olarak nitelendirilmesi ve mahkememizin uyuşmazlık yönünden görevli olduğunun kabulü gerektiği anlaşılmıştır.
Dosyada yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, davacı ile davalı arasında tedarik edildiği beyan edilen malzemeler için düzenlendiği belirtilen 5 adet fatura bedelinin davalı tarafından ödenmediği iddiasıyla davalı aleyhine başlatılan icra takibine itiraz edilmesi üzerine itirazın iptali istemi ile iş bu davanın açılmıştır.
Davacı tarafça her iki tarafa ait ticari defter ve kayıtlara dayanılmıştır. Davalı tarafa ait ticari defter ve kayıtlarda yapılan bilirkişi incelemesine göre davacının davalıdan 15.033,20 TL alacaklı olduğunun tespit edildiği, davacı defterlerinde yapılan incelemede ise, 2012-2013-2014-2015 yıllarında icra takibine konu edilen 5 adet fatura toplamı olarak gösterilen bedele ilişkin hesabın nakit olarak ödeme kaydı ile kapatıldığı görülmüştür.
Davacı defterlerinde açıkça nakit olarak ödeme kaydının düşülmüş olması dikkate alındığında bu hususun davacının kendi beyanı ile kayda geçtiği ve davacıyı bu şekilde bağlayacağının kabulü gerekmiştir. Zira tacir olan davacının kayıtların tutulması ve kendi aleyhine sonuç doğuracak işlemler konusunda basiretli tacir gibi hareket etmesi gerektiği anlaşılmıştır. Davalının defterlerinde her ne kadar davacının alacaklı olduğu husus gösterilmekte ise de, öncelikle davacı tarafça dayanılan her iki kaydın birbirini doğrulaması gerektiği, davacı defterlerinde nakit ödeme yolu ile borcun kapatıldığı hususuna bu durumda itibar edilmesi gerektiği anlaşılmış, davanın reddine ilişkin aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçeye göre;
DAVANIN REDDİNE,
Peşin alınan harcın red harcına mahsubu ile bakiye 199,60 TL harcın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden vekilin harcadığı emek ve mesaiye karşılık yürürlükte bulunan AAÜT ne göre 5.529,45 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerine bırakılmasına,
Karar kesinleştiğinde artan gider avansının taraflara ödenmesine,
Dair karar, kararın tebliğinden itibaren haftalık süre içinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvuru yolu açık olmak üzere tarafların yokluğunda açıkça okundu. 14/09/2021

Yazman …
e-imzalıdır

Yargıç …
e-imzalıdır