Emsal Mahkeme Kararı İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/205 E. 2022/414 K. 19.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/205
KARAR NO : 2022/414

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Ödünç Verme Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/03/2020
KARAR TARİHİ : 19/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Ödünç Verme Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili, dava dilekçesi ve duruşmalarda özetle; davalı şirket hakkında İzmir 27.İcra Müdürlüğünün …/… esas sayılı dosyası ile 18/10/2010 düzenleme, 18/04/2011 vade tarihli 89.350,00 TL bedelli senet ve 20/04/2011 tarihli 73,14 TL bedelli protesto giderine istinaden 7 Örnek icra takibi yapıldığını, borçlu vekilinin 21/01/2019 havale tarihli dilekçesi ile takibe, borca, faize ve diğer ferilerine yapılan itiraz üzerine İzmir 27.İcra Müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verildiği, müvekkilinin dava konusu senet ile davalı tarafa 89.350,00 TL borç para verdiğini, davalının bu parayı aldığını kabul ettiğini ve senedi imzaladığını, ancak bu zamana kadar herhangi bir ödemede bulunmadığını, takibe konu senedin kambiyo vasfını kaybettiğini, kayıtsız şartsız borç taahhüdünü içermekle senet olarak hukuki değerini koruduğunu, 10 yıllık genel zaman aşımı süresinin de henüz dolmadığını, müvekkilinin maddi açıdan zarara uğradığını, ,İzmir Arabuluculuk Bürosuna başvurduklarını ancak görüşmelerin olumsuz sonuçlandığını, davalının mal kaçırma çabası içinde olması ve verilecek hükmün semeresiz kalmaması yönünden dava konusu alacaklarını karşılar miktar üzerinden borçlunun taşınır ve taşınmaz malları ile üçüncü kişiler nezdindeki hak ve alacaklarının takdiren teminatsız olarak aksi takdirde teminatlı olarak ihtiyaten haczine karar verilmesini, açılan davanın kabulü ile İzmir 27.İcra Müdürlüğünün …/… esas sayılı takip dosyası ile davalı aleyhine yapılan icra takibinde, davalı tarafından haksız ve yersiz olarak yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, alacağın likit olması yargılamayı gerektirmemesi karşısında, davalının yapmış olduğu itirazın haksız ve kötü niyetli olması sebebiyle takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan alınarak, müvekkiline verilmesine, yargılama giderleri, arabuluculuk ücreti ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesi ve duruşmalarda özetle; davacı tarafça zamanaşımına uğramış olan 18.10.2010 keşide tarihli, 18.04.2011 vadeli, kambiyo senedinin takibe konulduğunu, takibe yapılan itiraz sonucu takibin durduğunu, itirazın iptali davasına dayanak yapılan senedin zaman aşımına uğradığı için açılan davanın zamanaşımı sebebi ile reddedilmesi gerektiğini, müvekkilinin, davacıya borcu bulunmadığını, davacı tarafın dava dilekçesinde belirttiği gibi bir para alışverişi hiçbir şekilde olmadığını, davacının … işletmesinin sahibi olduğunu, … işletmesinin de gerçekte … adına kayıtlı olduğunu, davalı müvekkili tarafından keşide edilen senette … -… adına keşide edildiğini, tarafların bu işletmede resmi olmasa bile adi ortak olduklarını, … firmasının …’ın soyadının … ve davacı …’ın soyadının … kısmının bir araya gelmesi ile … firması olarak davacı adına açıldığını, bu senedin de piyasadan mal alınması için verildiğini, davacıdan herhangi bir para alınmasının söz konusu olmadığını, davacının ticari defterleri incelendiğinde …’a senet bedeli olan 89.350,00-TL’lik bir satışının olmadığı ve bu sebeple de bir alacağı olmadığının ortaya çıkacağını, senedin piyasadan davacı üzerinden mal alınması için verilmiş olan bir hatır senedi olduğunu, bu gizli adi ortaklık sebebi ile ortaklığa sermaye olması için müvekkili tarafından her ay 10,000- TL davacıya para ödendiğini, ayrıca aralarındaki hesaba karşılık davalının oğlu … adına kayıtlı olan İzmir ili, Konak ilçesi, … mah., … ada, … parsel zemin … parseldeki gayrimenkul önce yanlarında çalışan …’e satılmış sonrada …’ın talimatı üzerine …’in daireyi davacıya bedelsiz olarak devrettiğini, davacının bu satış sebebi ile …’e daha doğrusu evin gerçek sahibi ve o tarihte o adreste ikamet eden davalıya hiçbir ödemede bulunmadığını, …’in bu satış işlemini davalının talimatı üzerine yaptığını, bu sebeplerle de müvekkilinin davacıya hiçbir borcu bulunmadığını, müvekkili ile davacının ortak ihalelere girdiklerini, hatta davacı ve davalı tarafın tutuklu oldukları dönemden önce ortak olarak girdikleri Çiğli’de bulunan … şirketinin hurda malzeme ihalesinde bulunan soğutma sistemlerinin davacının babası tarafından ortaklık adına teslim alındığı ve satıldığını, bu satış işleminden dolayı da müvekkiline bir ödemede bulunulmadığını, tarafların ortaklıklarının ise tahliye olduktan bir yıl sonrasında bittiğini, davalı tarafça tapuda devredilen gayrimenkulün değerinin kat kat fazla olduğunu, davacı tarafın zaman aşımına uğradığını bildiği ve davalıdan bedelsiz olarak ev bile aldığı halde haksız yere icra takibi başlattığını, açıklanan nedenlerle öncelikle zamanaşımı nedeni ile reddine, aksi halde davanın esastan reddedilmesini, davacı tarafın takip konusu alacağın %20 oranında kötü niyet tazminatı ödemesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafından ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :Davacı iddiasını ispata yönelik olarak;18.10.2010 düzenleme , 18.04.2011 vade tarihli 89.350,00.-TL bedelli senet, Bornova … Noterliği’nin 20.04.2011 Tarih ve … yevmiye sayılı ve 73,14 bedelli ödememe protestosu, İzmir 27.İcra Müdürlüğü’nün …/… Esas sayılı dosyası bilirkişi incelemesi, tanık beyanları, isticvap ve yemin delillerine dayandığı görülmüştür.
Davalı vekili savunmasını ve iddialarını ispat yönünde; İzmir 27.İcra …/… esas sayılı dosyası, tapu kaydı tanık, keşif ve bilirkişi incelemesi, davacı …’ın ticari defterler ve kayıtları, davacı …’ın vergi dairesi kayıtları ve yemin delillerine dayandığı görülmüştür.
Davacı vekili dava dilekçesi ile davalının taşınır ve taşınmaz malları ile üçüncü kişiler nezdindeki hak ve alacaklarının takdiren teminatsız olarak aksi takdirde teminatlı olarak ihtiyaten haczine karar verilmesini talep ettiği, Mahkememizin 20/03/2020 tarihli ara kararı ile ihtiyati haciz talebinin reddine karar verildiği görülmüştür.
İzmir 27. İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı dosyası incelendiğinde ; alacaklı … tarafından borçlu … aleyhine 18.04.2011 ödeme tarihli 89.350,00 TL bedelli bonoya dayalı olarak 89.350,00 TL asıl alacak, 73,14 TL protesto gideri, 61.297,69 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 150.720,83 TL alacağın tahsili için ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin borçluya 15/01/2019 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 17.01.2019 tarihli dilekçe ile alacaklıya hiçbir şekilde ana para , faiz ve feri bir borcu bulunmadığını , bu nedenle borca, faize ve tüm ferilerine itiraz ettiği, itiraz üzerine icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verildiği görülmüştür.
Davacı ve davalının tacir kaydı araştırmasının yapıldığı, İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğünce verilen cevabi yazıda; … Madenler Toptan Alım Satım – …’ın 31/10/2012 tarihinde ticareti terk ettiği, şirketin temsilcisinin … olduğu, münferiden temsil ve ilzama yetkili olduğu, hissedarının da … olduğu; … Ticaret – …’ın halen faaliyette olduğu, şirketin temsilcisinin … olduğu, münferiden temsil ve ilzama yetkili olduğu, hissedarının da … olduğunun bildirildiği görülmüştür.
Ege Vergi Dairesi Müdürlüğü’nce verilen cevabi yazıda; …’a 19.01.2010 tarihinde gerçek usul mükellefiyet kaydı açıldığı ve birinci sınıf tüccar olduğu, mükellefiyet kaydının ödevlinin verdiği işi terk dilekçesine istinaden 31.10.2011 tarihi itibariyle kapatıldığının bildirildiği ve …’ın 2010 ve 2011 yıllarına ait gelir vergisi beyannamelerinin yazıları ekinde gönderildiği görülmüştür.
İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Odası’nın 20.03.2020 tarihli yazısında …’ın 14.03.2011 tarihinde hurdacılık mesleğinden dolayı esnaflık kaydının bulunduğunun bildirildiği görülmüştür.
Konak Tapu Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak tapu kaydının istenildiği, 30.11.2020 tarihli cevabi yazısında; Konak ilçesi, … Mah. … ada, … parsel zemin … numaralı gayrimenkulün aktif-pasif takyidatlı tapu kaydının gönderildiği ve söz konusu dairenin … tarafından 15.12.2009 tarihinde …’e satıldığı, 13.07.2010 tarihinde de … tarafından …’a ve son olarak da … tarafından da 16/04/2014 tarihinde …’a satışının yapıldığı, söz konusu gayri menkul sahiplerinin …Bankası ve …’a olan borçlardan dolayı ipotek konulduğu, ancak ipoteklerinin de kaldırıldığı görülmüştür.
Davacı ve davalı tanıkları dinlenmiştir.
Davacı tanığı İsmail … beyanında ; “Ben davacının babasıyım. Davalı eski arkadaşım olur. Davalının, davacıya borcu vardı. Davalı, davacıya senet vermiştir. Senedin ne amaçla verildiğini tam olarak bilmiyorum, ancak senet hatır senedi değildi. Zannedersem davalı davacıdan mal adığı için ödemeyi dava konusu bu çek ile yaptı. Ancak sonradan davacı ve davalı cezaevine girdiler. Bir süre sonra davacı cezaevinden çıktıktan sonra işlerini takip etmeye başladı ve ödenmeyen bu senet sebebiyle icra takibi başlattı. Davalı sürekli senedi ödeyeceğim diyerek davacıyı oyaladı. Davacı da cezaevine girdiği için işin üzerine gidemedi. Davalı halen ödeme yapmadı. Davacı ile davalı arasında herhangi bir ortaklık bulunmamaktadır. Sadece davalı hurdacılık yaptığı için davacı ile birbirlerine zaman zaman iş yollarlar. ” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davalı tanığı … beyanında ; “ben davalı …’ın yanında geri dönüşüm işinde çalışırım. Davalı aynı zamanda benim eniştem olur. 9-10 yaşından bu yana eniştemin iş yerine gider gelirim. Davacı ile davalı arasında “…” adı altında ortaklıklarını biliyorum. Ortak oldukları dönemde İzmir … hurda üzerine geri dönüşüm işi yaptıklarını biliyorum. Bu ortaklığın başlangıç tarihini bilemiyorum, ancak davacı ve davalı 2010-2011 yıllarında cezaevine girene kadar bu ortaklığı sürdürdüler. Cezaevinden çıktıktan sonra ortaklığını sona erdirdiklerini biliyorum. Davalı tarafından, davacıya 89.350,00 TL’lik senedin verilip verilmediğini, senedin ne için, hangi ilişkiye dayalı olarak verildiğini bilmiyorum. Ancak davalının davacıya borcu sebebiyle Güzelyalı’daki bir evini davacıya verdiğini biliyorum. ” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davalı tanığı … beyanında ; “ben davalıya ait iş yerinde 30 yıl çalıştım. Davalı ve davacı 1986 yılından bu yana hurdacılık yapmaktadırlar. Davalının borcu için davacıya İzmir Hatay’da bulunan bir evini verdiğini biliyorum. Bunun hangi borca ilişkin olduğunu bilmiyorum. Davacı ve davalının ortak dükkan açtıklarını biliyorum. Bu dükkanın adı “…” isimli dükkandır. Dükkan İzmir … açılmıştı ve bu dükkanda hurdacılık yaparlardı. Dükkanın ne zaman açıldığını bilmiyorum, ancak tarafların her ikisi de hapse girene kadar, hatırladığım kadarıyla 2011 yılının başına kadar bu ortak dükkanı birlikte işlettiler. Sonrasında cezaevine girdikten sonra ortak iş yapmayı da bıraktılar. Ben davalının, davacıdan borç para aldığını ve aldığı borç parayı faiziyle birlikte davacıya ödediğini biliyorum. Ancak dava konusu edilen 89.350,00 TL’lik senedin verilip verilmediği ve senedin verilme sebebine dair herhangi bir bilgim yoktur. Bu senedin ödenip ödenmediğini de bilmiyorum.” şeklinde beyanda bulunduğu görülmüştür.
Davalı tanığı … beyanında; “Tarafları tanırım, davacı ve davalı taraf beraber ortak iş yaptılar ve davacı … üzerine şirket kurdular. 2007-2010 yılları arasında ortak iş yaptıklarını tahmin ediyorum. Yaptıkları iş hurda işi idi. Daha sonra tarafların her ikiside cezaevine girdiler, 13-14 ay kadar hapis yattıktan sonra tahliye olduklarında aralarındaki ticari ilişkinin bozulduğunu gördüm. Taraflar arasında davaya konu edilen 18/10/2010 düzenleme tarihli 89.350,00 TL bedelli senedin düzenlenip düzenlenmediğini, bu senedin hangi amaçla düzenlendiğine dair hiçbir bilgim bulunmamaktadır. Davalı …’ın kendisine ait bir evi vardı, bu evi … zannedersem bazı borçlarından dolayı haciz gelmemesi için bana devretti. Tapu bana geçtikten sonra davalı … , davacı …’a borcu olduğunu ve bu borç için tapusu bana devredilen evi …’a devretmem gerektiğini söyleyince ben de tapuda bu evi …’a devrettim. …’a olan borcun hangi borç olduğunu, dava konusu senede ilişkin borç olup olmadığını bilmiyorum, bu devir sonrasında davalının davacıya olan borcunun tamamının ödenmiş olup olmadığını bilmiyorum. Benim bilgim ve görgüm bundan ibarettir ” şeklinde beyanda bulunduğu görülmüştür.
Davalı tanığı … Beyanında: ” Ben davalının oğluyum. Davalı davacıdan faiz ile para aldı, bu paranın tam miktarını bilmiyorum ancak paranın faizi 10.000,00 TL idi. Davalı davacıdan faiz ile para alması sebebiyle borçlu olduğu davacı tarafça söylenince, davalı davacıya bir adet senedi teminat olarak verdi. Daha sonra davacı ile davalı ortak iş yaptılar. İş yerinin adı da …’ın soyadındaki … ile , davalının soyadındaki …’ın birleşiminden … ortaklığını kurdular, bu ortaklık ile hurdacılık yapmaya başladılar hatta ben de onlarla birlikte çalıştım. Daha sonra davacı, davalı ve ben cezaevine girdik, cezaevinden çıktıktan sonra işler bozuk olduğu için davacı taraf teminat senedi olarak verilen senedin ödenmesini istedi. Bunun üzerine kendi oturduğumuz ev olan ancak … ‘in üzerine bazı işlerimiz sebebiyle devrettiğimiz evimizi bu senetteki borcu karşılaması için davacıya devrettik, evin hangi bedelle davacıya devredildiğini hatırlayamıyorum ancak evin devri senetteki borcu fazlasıyla karşıladı hatta bizim 60.000,00 TL para üstü almamız gerekirken bu parayı da almadık bu şekilde davalı taraf, davacıya olan senetten kaynaklanan borcunu ödemiş oldu benim bilgim ve görgüm bundan ibarettir dedi. Tanıklık ücreti istemiyorum ” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Tarafların dosyaya celbini talep ettiği belge ve kayıtların dosyaya teminine müteakiben tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda, taraflar arasında ticari ilişki olup olmadığı, bu kapsamda tarafların edimlerini yerine getirip getirmediği, davalının davacıya borçlu olup olmadığı, varsa miktarının tespiti hususunda, dava dosyası kapsamına uygun ve denetime elverişli rapor alınması hususunda dosyanın konusunda uzman SMMM bilirkişisi …’na tevdii edilmiş, bilirkişi tarafından 20/08/2021 tarihli düzenlenen raporda ;
1- … Madenler Toptan Alım Satım – … işletmesinin, hissedarının, temsilcisinin ve münferiden temsil ve ilzama yetkilisinin … olduğu, 31/10/2012 tarihinde ticareti terk ettiği;
… Ticaret – …’nın halen faaliyette olduğu, şirketin temsilcisinin münferiden temsil ve ilzama yetkilisinin ve hissedarının … olduğu,
2- Ege Vergi Dairesi Müdürlüğü’nde …’a 19.01.2010 tarihinde gerçek usul mükellefiyet kaydı açıldığı ve birinci sınıf tüccar olduğu, mükellefiyet kaydının31.10.2011 tarihi itibariyle kapatıldığı;
…’nın Bornova vergi Dairesi’nin gerçek kişi mükellefi olduğu; İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Odası’nın 20.03.2020 tarihli yazısı ve Esnaf ve Sanatkar Sicil Müdürlüğü’nün 14.03.2011 tarihli yazılarına göre de hurdacılık mesleğinden dolayı esnaflık kaydının bulunduğu,
3- …’a ait 2010 yılı yevmiye defteri ile 2011 yılı defteri kebirinin tarafımıza ibraz edilmediği ve yevmiye ve envanter defterlerinin noter kapanış tasdiklerinin yaptırılmadığı,
4- … Madenler Toptan Alım Satım – … işletmesinin tarafımıza sunulan 2010 ve 2011 yılına ait mevcut defterlerine göre davacı … ile davalı … arasında ticari bir ilişkinin bulunmadığı,
5- Taraflar arasında ticari bir ilişkinin bulunmaması ve davacıya verilen 89.350,00 TL.’lık senedin davacının ticari defterlerinde kaydının bulunmaması ve bu bağlamda söz konusu senedin ticari ilişki kapsamında ve hangi amaçla verildiğinin tespit edilememesi nedenleri ile tarafların ticari ilişki kapsamında edimlerini yerine getirip getirmedikleri hususunun söz konusu olamayacağı,
6- 2010 ve 2011 yıllarında faaliyetini sürdüren …’a ait işletmenin tarafımıza sunulan mevcut defterlerinin incelenmesi sonucu davacının davalıdan bir alacağının tespit edilemediği,
Davacı tarafından davalıya verildiği iddia edilen 89.350,00 TL.’lık borçla ilgili olarak davacının ticari defterlerinde bir kayıt bulunmadığı, ancak, Keşidecisi … tarafından lehtar …-…’a 18/10/2010 tarihinde düzenlenmiş ve ödeme tarihi 18/04/2011 olan 89.350,00 TL. tutarında bir senet verildiği, bu senedin de …’ın ticari defterlerinde kaydının bulunmadığı, söz konusu senedin … Madenler Toptan Alım Satım – … işletmesinin … Metal sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’ne olan borcunu ödemek için kullanıldığı,
7- Davalının davacıya ödeme yaptığına ilişkin iddialarının dosyada dayanaklarının bulunmadığı, … tarafından 15.12.2009 tarihinde …’e, satıldığı, 13.07.2010 tarihinde de … tarafından …’a ve son olarak da … tarafından da 16/04/2014 tarihinde …’a satışı yapılan Konak ilçesi, … Mah. … ada, … parsel zemin … numaralı gayrimenkulün hangi koşullarda …’a satışının yapıldığının belli olmadığı rapor edilmiştir.
Davalıya dava konusu senedin hatır senedi olduğu ve senet bedelinin davacıya ödendiğinin ispatı amacıyla davacıya yemin teklif etme hakkının bulunduğunun hatırlatılmasına, davalı tarafça davacıya yemin teklifinde bulunulacak ise yemin metnini hazırlaması için süre verildiği, davacıya “Dava konusu 18/10/2010 düzenleme tarihli 89.350,00 TL bedelli senedi davalı … ile soyadlarımızın kısaltması olarak kurduğumuz … isimli adi ortaklığın hurdacılık sektöründe piyasadan mal alınması amacıyla hatır senedi olarak davalı …’dan almadığıma, sözkonusu senedin bedelinin davalı …’ın oğlu … adına olan ve daha sonra …’e devredilen İzmir ili, Konak ilçesi, … mah., … ada, … parsel zemin … nolu dairenin tarafıma devredilerek ödenmediğine ve senet bedelinin ödenmediğine” dair konularında yemin etmek üzere yemin davetiyesi çıkarılmıştır.
Davacı … 19/04/2022 tarihli duruşmada “Dava konusu 18/10/2010 düzenleme tarihli 89.350,00 TL bedelli senedi davalı … ile soyadlarımızın kısaltması olarak kurduğumuz … isimli adi ortaklığın hurdacılık sektöründe piyasadan mal alınması amacıyla hatır senedi olarak davalı …’dan almadığıma, sözkonusu senedin bedelinin davalı …’ın oğlu … adına olan ve daha sonra …’e devredilen İzmir ili, Konak ilçesi, … mah., … ada, … parsel zemin … nolu dairenin tarafıma devredilerek ödenmediğine ve senet bedelinin ödenmediğine ” yemin ederim şeklinde yemin ettiği, davacıdan yemininde ısrar edip etmediğinin sorulduğu, davacı ” Israr ediyorum ” şeklinde beyanda bulunduğu görülmüştür.
DEĞERLENDİRME :Dava; zamanaşımına uğrayan bonodaki alacağın tahsili istemiyle başlatılan ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır. Dava 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açılmıştır.
Yargıtay 19.HD’nin 2016/2110 esas, 2016/10872 karar sayılı ve 16.06.2016 tarihli emsal kararında da belirtildiği üzere görevli mahkeme 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK)’nun 4. maddesi uyarınca asliye ticaret mahkemesidir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2018/(19)11-537 Esas ve 2021/1665 Karar sayılı emsal kararında da belirtildiği üzere, bonoya ilişkin zamanaşımı süresinin geçmesi ile birlikte bonoya dayalı talep hakkı kendiliğinden sona ermediği, bu itibarla hamil bonoya ilişkin zamanaşımı süresinin geçmesi hâlinde dahi bonoya  dayanarak borçluya karşı takip yapabilir veya genel mahkemelerde alacak davası açabilir. Ancak borçlunun zamanaşımı def’înde bulunması hâlinde, alacaklı kambiyo hukukundan kaynaklanan haklarını yitirecektir. Zamanaşımına uğrayan bir bono kambiyo senedi vasfını kaybettiği için kambiyo hukukunun tanıdığı özel imkânlardan yararlanamayacak ve hatta adi senede dahi dönüşemeyecektir. Bu itibarla zamanaşımına  uğrayan  bono  adi senede dönüşmeyeceği için, alacağın ispatı açısından … başına yeterli olmayacak, bununla birlikte sadece 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 202. maddesi kapsamında bir (yazılı) delil başlangıcı olarak kullanılabilecektir. Bu nedenle zamanaşımı nedeniyle kambiyo vasfını kaybeden  bonoya dayanma imkânı olmayan hamil, temel ilişkiye dayanarak açılan davalarda,  zamanaşımına  uğrayan  bonodan  delil başlangıcı olarak yararlanabilir ve senetle ispatı gereken bir hukukî işlem hakkında iddiasını tanık dinleterek veya başka delillerle ispat etme imkânına sahip olur.
Tüm bu açıklamalar ışığında somut olaya gelince; İzmir 27. İcra Müdürlüğünün …/… E. sayılı takip dosyasında; davacı tarafından davalı aleyhine 18.10.2010 keşide tarihli, 18.04.2011 vade tarihli 89.350,00 TL bedelli bonoya dayalı olarak 27.11.2018 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığı ödeme emri borçluya 15.11.2019 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu vekilince 17.01.2019 tarihinde takibe itiraz edildiği ve takibin durduğu anlaşılmıştır.
Eldeki davada zamanaşımına uğramış bonoya (senete) dayalı olarak girişilen icra takibine yönelik itirazın iptali istenilmiş olup bonoların zamanaşımına uğradığı, Hukuk Genel Kurulu’nun 04.04.2007 gün ve 2007/18-153 E-2007/183 sayılı kararında da benimsendiği gibi zamaşımına uğrayan ve imzası inkar edilmeyen bononun temel borç ilişkisi bakımından yazılı delil başlangıcı niteliğinde olduğu, TTK. hükümleri anlamında bono vasfında olmadığı anlaşılmaktadır.
Davacı vekili, icra takibine dayanak senedin davalıya verilen borç karşılığında müvekkiline verildiğini, ancak bedelinin ödenmediğini iddia etmiş, davalı vekili cevabında davalının davacıdan borç para almadığını, senedin … isimli adi ortaklığın hurdacılık sektöründe piyasadan mal alması amacıyla hatır senedi olarak verildiğini, sözkonusu senedin bedelinin İzmir ili, Konak ilçesi, … mah., … ada, … parsel zemin … nolu dairenin devredilerek ödendiği yönünde savunmada bulunmuş, buna göre imzası inkar edilmeyen senedin hatır senedi olduğunu kabul eden davalının ödeme iddiasında bulunduğundan ispat yükünü üzerine aldığı, tapudaki devir tarihinin 13.07.2010 olduğu, buna göre devrin dava ve takibe konu senedin düzenleme ve ödeme tarihinden önce olduğundan davalının senet bedelinin tapuda ev devredilmek suretiyle ödendiği iddiasını ispatlayamadığı, davalının cevap dilekçesinde yemin deliline dayandığından davacıya yemin teklif etme hakkının hatırlatıldığı, davalının davacıya yemin teklif etttiği, davacının Mahkememiz huzurunda yemini eda ettiği, böylece davalının ödeme iddiasını ispatlayamadığı, her ne kadar davalı alacağın zamanaşımına uğradığını savunmuş ise de, dava konusu alacağın ödünç sözleşmesinden kaynaklandığı, senedin düzenlendiği tarihin 18.10.2010 olduğu, ödeme tarihinin 18.04.2011 olduğu, icra takip tarihinin 27.11.2018 tarihi olduğundan 10 yıllık zamanaşımı süresi içinde takip başlatıldığından davalının zamanaşımı savunması yerinde görülmemiş, böylece davacının davalıdan senet bedeli olan 89.350,00 TL alacaklı olduğu, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulu’nun 2019/1 E. – 2019/8 K. ve 25.12.2019 tarihli kararında da belirtildiği üzere “Zamanaşımına uğramış bir bono kambiyo senedi vasfını kaybettiği için vade tarihi sadece temel ilişkinin muacceliyet tarihi olarak dikkate alınabilecek,borçlu temerrüde düşürülmeden faiz talep edilebilmesi de mümkün olmayacaktır.”şeklinde olup davacı tarafından davalının temerrüde düşürülmesi için TBK’nın 117/1 maddesi gereğince ihtar çekilmediğinden davacı lehine vade tarihinden itibaren temerrüt faizi talep edemeyeceği, yine davacının takipte talep ettiği protesto masrafını da talep edemeyeceğinden takipte talep edilen işlemiş faiz ve protesto gideri yönünden davacı istemi yerinde görülmemiş ve davanın kısmen kabulüne karar verilmiş aşağıda yazılı hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi HMK 294/4 mad. gereğince bir ay içinde açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜNE,
Davalının İzmir 27.İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı takip dosyasına vaki itirazının kısmen iptali ile, 89.350,00 TL asıl alacağın takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesi için takibin devamına,
2-Hüküm altına alınan alacak üzerinden hesaplanan %20 oranındaki icra inkar tazminatı olan 17.870,00 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3- Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
4-Alınması gereken 6.103,49-TL karar ve ilam harcından davacı tarafça peşin yatırılan 1.820,34-TL’nin mahsubu ile bakiye 4.283,15-TL ‘nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
5-Dava kısmen kabul edildiğinden davacı tarafın yaptığı 7,80-TL vekalet suret harcı, 842,50-TL tebligat, posta gideri ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 850,3‬0- TL yargılama giderinden davanın kabul oranı nazara alınarak 504,05-TL yargılama gideri ile davacı tarafın karşıladığı 54,40- TL başvurma harcı, 1.820,34-TL peşin harç olmak üzere toplam 2.378,79-‬TL’nin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine, davacı tarafın fazladan yaptığı yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Dava kısmen kabul edildiğinden davalı tarafın yaptığı 42,00 TL yargılama giderinden davanın red oranına göre 17,10-TL ‘sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, davalı tarafın fazladan yaptığı yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
7-Dava şartı arabuluculuk ücreti olan ve 6325 sy Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13 maddesi uyarınca tarafların anlaşamamaları nedeniyle Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL’nin davanın kabul oranı dikkate alınarak 782,49 TL’nin davalıdan, 537,51 TL’sinin davacıdan alınarak HAZİNE’ye gelir kaydına,
8-Hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir ve hesaplanmış olan 12.415,50-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir ve hesaplanmış olan 8.778,21-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10-HMK.nun 333.maddesi uyarınca taraflarca yatırılan gider avansının sarf edilmeyen kısmının karar kesinleştiğinde yatıran taraflara iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı 19/04/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır

BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR.
“5070 Sayılı Yasanın 5.ve 22. Maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.