Emsal Mahkeme Kararı İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/189 E. 2022/227 K. 01.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/189
KARAR NO : 2022/227

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 11/03/2020
KARAR TARİHİ : 01/03/2022

Mahkememizde görülen İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin Mahkememize sunduğu 11/03/2020 tarihli dava dilekçesi ile; davacı ile davalı arasında ticari ilişkinin mevcut olduğu, davalı taraf ile mal alışverişi yapıldığını, takip tarihi itibariyle davalının davacı şirkete cari hesap ekstresinde görüldüğü üzere 5.510,16 TL asıl alacak borcunun bulunduğunu, davacı tarafından davalı tarafa kesilen faturaların tamamının teslim edildiğini ve fatura içeriğine itiraz edilmediğini, davalı ile yapılan görüşmelerden sonuç alınamaması üzerine cari hesaba dayanılarak İzmir 14. İcra Müdürlüğü’nün …/… Esas sayılı dosyası ile icra işlemine girişildiğini, davalı tarafından itiraz edilmesi üzerine takibin durdurulduğunu, arabuluculuk dava şartının yerine getirildiği, yapılan görüşmelerde sonuca ulaşılamadığını, davalının haksız itirazının iptaline, takibin devamına, haksız ve kötü niyetli itiraz nedeni ile alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
Dava dilekçesinin davalıya tebliğ edildiği, davalı tarafça herhangi bir beyanda bulunulmadığı, ancak ön inceleme duruşmasına katıldığı, davanın reddini istediği, davacı şirketin ortaklarından …’ın aracını kullandığını, trafik cezalarının ödenmesi için söz verdiği halde ödemediğini, daha sonrasında ise iş yeri kurulduğunda alacaklarını istediğinde kendisine mal verebileceklerini ve bu şekilde hesaplaşabileceklerini beyan ettiği, kendisine çeşitli mallar verildiğini, fatura bedellerinin ödenmediği gerekçesi ile de icra takibinin başlatıldığını, davacı şirket ortağı … ile aralarında ki alacak borç ilişkisi nedeniyle alacaklı olduğunu beyan ettiği ve davanın reddine karar verilmesini istediği anlaşılmıştır.
Dava konusu İzmir 14. İcra Müdürlüğü’nün …/… Esas sayılı takip dosyası celp edilerek dosyamız içine alınmış, yapılan incelemesinde ; alacaklının dosyamız davacısı şirket olduğu, borçlunun dosyamız davalısı … olduğu, 5.510,16 TL asıl alacak üzerinden genel haciz yolu ile icra takibinin başlatıldığı, davalı tarafından süresinde verilen dilekçe ile borca ve tüm ferilerine itiraz edildiği ve takibin durdurulmasına karar verildiği görülmüştür.
Dava, taraflar arasında cari hesap ilişkisi bulunduğu ve bu ilişki nedeniyle davacının davalıdan alacaklı olduğu iddiası ile davalı aleyhine başlatılan icra takibine itirazın iptali davasıdır.
Davacı vekiline, icra takibine itiraz edildiğine ilişkin herhangi bir tebliğin yapılmadığı, itiraz tarihi ile davanın açıldığı tarih dikkate alındığında davanın süresinde olduğunun kabulü gerektiği anlaşılmıştır.
Davalının tacir olup olmadığının tespiti yönünden ilgili birimlere müzekkereler yazıldığı ve gerçek usulde ticari kazanç olarak faaliyette bulunduğu, işletme hesabına göre defter tuttuğu belirtilmiş olmakla, tacir olduğunun kabulü gerekmiştir.
Davacı vekiline ve davalıya duruşmada verilen kesin süre içinde ticari defter ve kayıtları dosyaya sunmaları istendiği, davacıya ait ticari defter ve kayıtların bulunduğu adresin davacı tarafça bildirildiği, ancak davalı tarafından herhangi bir beyanda bulunulmadığı ve defterlerin dosyaya sunulmadığı anlaşılmıştır.
Dosyanın icra takibine konu edilen alacağın doğup doğmadığı, doğmuş ise miktarı ve ferilerinin tespiti ve hesaplanması için SMMM bilirkişiye tevdi edildiği, bilirkişi tarafından düzenlenen 15/10/2021 tarihli raporun dosyaya sunulduğu ve taraflara tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
Dosyada yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, davacı ile davalı arasında mal alım satımına ilişkin ticari ilişki olduğu ve bu ilişkiden kaynaklı cari hesap ekstresinde gösterilen kadar davalıdan alacaklı olduğu iddiası ile davacı tarafça davalı aleyhine başlatılan icra takibine itiraz edilmesi üzerine itirazın iptali istemi ile iş bu davanın açıldığı görülmüştür.
Davalı tarafından her ne kadar davacı şirket ortağı ile aralarında bir kısım alacak borç ilişkisi olduğu ve buna göre şirket ortağından olan alacağı nedeni ile kendisine mal verildiği beyan edilmiş ise de, davacı şirket ortağı ile davalı arasında ki ilişkinin, bu ilişki nedeni ile alacağın oluştuğunun ve bu alacağın ödenmesi maksadı ile davacı şirket tarafından mal verildiğine ilişkin iddianın ispatına dönük olarak davalı tarafça dosyaya sunulmuş herhangi bir delilin tespit edilememiştir.
Davacı defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda düzenlenen bilirkişi raporuna göre; davacı defterlerinin usulüne uygun şekilde tutulduğu, 2019 yılında davalı adına 2 adet toplam 5.510,14 TL tutarında fatura düzenlendiği, faturaların davacıya ait defterlerde kayıtlı olduğu, bu faturalara istinaden davalı tarafından yapılan herhangi bir ödemenin davacı defterlerinde görülmediği, ancak fatura içeriğinin ve faturaların davalı tarafça teslim alınıp alınmadığı hususunda tespit yapılmasının mümkün olmadığı yönünde kanaat bildirildiği, bilirkişi tarafından düzenlenen raporun dosyada ki verilere uygun ve hükme esas alınabilir nitelikte olduğu anlaşılmıştır.
Dava konusu bedele ilişkin düzenlenen 2 adet fatura içeriğine davalı tarafça icra duruşmada herhangi bir şekilde itiraz edilmediği görülmüş, davacı şirketten bir kısım mal aldığı hususunun davalı tarafından kabul edildiği anlaşılmış, bu malların davacı şirket ortağından alacağı olduğu iddiasına dayalı olarak teslim alındığı yönünde beyanda bulunduğu bu haliyle faturalara konu malların davalı tarafından teslim alındığının ve bedelinin davacı şirkete ödenmediğinin kabulü gerektiği anlaşılmıştır. Zira davalı tarafça davalı şirket kayıtlarında görülen fatura bedellerine karşılık alacağa mahsuben olduğunu gösterir ve davacı tarafın da kabulünü içerir bir kayıt veya belgenin dosyaya sunulmadığı, bu haliyle davalının mevcut icra takibine itirazının iptaline karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır. Alacağın niteliği itibariyle likit olduğu görülmekle icra inkar tazminatı isteminin kabulüne karar verilmesi gerektiği anlaşılmış, davanın kabulüne ilişkin aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
Davanın KABULÜNE,
İzmir 14. İcra Müdürlüğü’nün …/… Esas sayılı takip dosyasında davalının itirazının iptaline,
Takibin 5.510,16 TL asıl alacak üzerinden devamına,
İcar inkar tazminatı isteminin kabulüne,
Hükmolunan alacak üzerinden hesaplanacak %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Kabul edilen bedel üzerinden hesaplanan 376,38 TL harçtan, peşin alınan 66,55 TL harcın mahsubu ile bakiye 309,83 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden vekilin harcadığı emek ve mesaiye karşılık yürürlükte bulunan AAÜT ne göre 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Davacı tarafından yapılan 128,75 TL başvuru harcı, 550,00 TL Bilirkişi ücreti, 167,00 TL tebligat ve yazışma gideri olmak üzere toplam 845,75 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunun mad.18/A-13 hükmü uyarınca dava şartı arabuluculuk ücreti olan ve tarafların anlaşamamaları nedeni ile Adalet Bakanlığı Bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL’nin davada haksız çıkan davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
Davacı Arabuluculuk faaliyeti sırasında kendisini vekille temsil ettirdiğinden vekilin harcadığı emek ve mesaiye karşılık A.A.Ü.T mad. 16/2-c hükmü uyarınca 900,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Karar kesinleştiğinde artan gider avansının taraflara ödenmesine,
Dair karar, kesin yasa yolu kapalı olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı.01/03/2022

Yazman …
e-imza

Yargıç …
e-imza