Emsal Mahkeme Kararı İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/185 E. 2021/494 K. 17.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/185
KARAR NO : 2021/494

DAVA : İtirazın İptali (Sigorta Sözleşmesine Dayalı)
DAVA TARİHİ : 10/03/2020
KARAR TARİHİ : 17/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı … A.Ş. vekili 10.03.2020 harç tarihli dava dilekçesiyle; müvekkilinin … nolu emtia nakliyat sigorta poliçesi ile sigortalısı … Gıda A.Ş. ait olan 12 konteynır yükü (nohut emtiası) … Gemisine yüklenerek Tekirdağ … Limanına daha sonra da … Gemisine aktarılarak … Limanına taşındığını, 25.05.2019 tarihinde sigortalının deposuna sevk edilen konteynırlardan … ve … numaralı iki adet konteynırdan 52.850 KG emtiada hasar oluştuğunun tespit edildiğini, konteynırların kapak lastiklerinin yetersizliği ve kapıların deformasyonu sebebiyle kapaklardan giren yağmur sularını zarara sebebiyet verdiğinin ekspertiz raporuyla belirlendiğini, bu emtianın insan gıdası olarak kullanılamayacağının tespit edilmesi üzerine hayvan yemi olarak kullanılabileceğinin belirlendiği ve 3.699,50 USD sovtaj bedelinin hesaplandığı, abonman poliçesinde ki %1 muafiyet düşüleceği belirlendiğinden 18.497,50 USD hasar bedelinden %1 muafiyet 1.078,88 USD muafiyet bedeli mahsup edilmesiyle, 13.719,12 USD nin sigortalıya 19.07.2019 tarihinde ödendiği ve ibraname alındığı, müvekkilinin TTK m.1472 e göre sigortalının haklarına halef olduğunu, TTK m. 1472 uyarınca talep ve dava haklarının doğduğunu, davalı tarafın ödeme yapmadığını, İzmir …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasıyla takibe geçtiğini, davalının takibe itiraz ederek takibi durdurduğunu belirterek itirazın iptali, takibin devamı % 20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalılar … … SA’ya İzafeten … Acenteliği A.Ş. ve … vekili 29.06.2020 tarihli cevap dilekçesiyle; Davaya konu taşımadan hasar gördüğü belirtilen emtianın taşındığı, konşimentonun 10. maddesinde yetkili mahkemenin Londra Mahkemeleri ve uygulanacak hukukun İngiliz Hukuku olarak belirlendiğini, MÖHUK m. 47 de de tarafların yetki sözleşmesiyle yetkili mahkemeyi belirleyebileceğini, ayrıca pasif husumet yönünden de davacı dava dilekçesinde … Acenteliği A.Ş e karşı açılan davanın husumet yönünden reddinin gerektiğini, TTK m. 105 gereğince husumetin acenteye karşı yönetilmesi gerektiğini, davanın bu nedenle husumet yönünden reddinin gerektiğini, davanın esası yönünden ise; dava konusu hasarla ilgili olarak bir ihbar yapılmadığını ve TTK m. 1185 e uygun tespit bulunmadığını, her iki tarafın iştiraki ile bir tespit yapılmasının gerektiğini, tek taraflı tespitin yeterli olmadığını, iddia edilen hasarın deniz taşıması sırasında ya da kara taşıması sırasında meydana geldiğinin ispatlanamadığını, malların … Limanından … Limanına taşındığını, bu taşımanın yapılmasında hasarın hangi aşamada meydana geldiğinin belirlenemediğini, taşımanın FCL / FCL Full Container Load olarak yapıldığını, Shıpper’s Load, Stow, Count ibaresiyle malların taşındığını, konteynırın davacının sigortalısına sağlam olarak teslim edildiğini, yükleten tarafından dondurulmuş ve mühürlenmiş konteynırdan taşıyanın sorumlu olmadığını, yine konteynırın hasarlandığına ilişkin herhangi bir tutanak bulunmadığını belirterek davanın reddi ve %20 kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava; sigorta sözleşmesine dayalı taşıma şirketine karşı sigorta konusu malın hasara uğramasına istinaden açılan rücuen tazminat davasıdır.
Tarafların delilleri toplanmış ve değerlendirilmiştir.
İzmir …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası, Poliçe, ihtarname, faturalar, konşimento, ekspertiz raporları, fotoğraflar incelenmiştir.
İzmir …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası incelendiğinde; takip alacaklısı … Sigorta A.Ş.’nin 20.11.2019 tarihli ilamsız icra takibi ile … Acenteliği A.Ş, … … SA izafeten … Acenteliği A.Ş ve … Nakliyat LTD ŞTİ aleyhine 78.218,19 TL asıl alacak, işlemiş faiz ile birlikte 83.292,73 TL üzerinden takibe geçtiği, ödeme emrini borçlulardan … Acenteliği A.Ş ye 22.11.2019 tarihinde … … SA izafeten … Acenteliği A.Ş ödeme emrinin 27.11.2019 tarihinde tebliğ edildiği, borçluların 26.11.2019 tarihinde borca ve tüm ferilerine itiraz ederek takibi 28.11.2019 tarihinde durdurduğu belirlenmiştir.
Dosyaya ibraz edilen konşimento da yer alan yetki ilk itirazı incelendiğinde; bu halde yetkili mahkemenin m.10/3’e göre … numaralı konşimento da yer alan ve milletlerarası yetki kaydını içeren konşimento kuralının genel işlem şartı niteliğinde bulunduğu açıktır. Buradaki genel işlem şartı, ticari nitelikte olsa da, 6098 s. Türk Borçlar Kanunu m. 20-25’te yer alan denetime tabidir. Söz konusu denetim gerek tüketici gerekse de ticari nitelikteki genel işlem şartlarına uygulanmaktadır. Ayrıca söz konusu hükümler, tarafların iradelerinden bağımsız olarak emredici nitelikte kurallar barındırmakta ve bu sebeple kamu düzenine ilişkindir. Dolayısıyla Türk Borçlar Kanunu’nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun m. 2 uyarınca, hukuki işlemin tarihine bakılmadan, TBK m. 20-25’de yer alan kurallar geçmişe yönelik olarak da uygulanabilecektir. Öte yandan somut olayda yabancılık unsurunun bulunması da, kamu düzeni ile ilgili bulunan söz konusu hükümlerin uygulanmasını engellememektedir. Çünkü bu konuda “Türk Hukukunu Doğrudan Uygulanan Kuralları” başlıklı MÖHUK m. 6 uygulama alanı bulur: “Yetkili yabancı hukukun uygulandığı durumlarda, düzenleme amacı ve uygulama alanı bakımından Türk hukukunun doğrudan uygulanan kurallarının kapsamına giren hallerde o kural uygulanır”. Öğretiye göre, iç hukukta sözleşmeler için getirilmiş olan ve kamu yararı açısından önemli olan hükümler (örn. kira hukukuna ilişkin emredici hükümler, hâkimin fahiş cezai şartı indirmesi gibi), Türkiye’de yabancı bir hukuka tabi olan sözleşmelere de doğrudan uygulanır (Bkz. Aysel Çelikel / Bahadır Erdem: Milletlerarası Özel Hukuk, 11. Bası, 2012, s. 155). Genel işlem şartlarına ilişkin hükümlerin bu kapsamda değerlendirileceği açıktır. Dolayısıyla yabancılık unsurlu olaylarda dahi, mahkemenin TBK’ da yer alan genel işlem şartlarına ilişkin denetim kurallarını uygulaması gerekmektedir.
Olayda konşimentoda yer alan yetki kaydının müzakere edildiği kabul edilse dahi, TBK m. 25’e göre söz konusu genel işlem şartı içerik denetimine tabidir. Bu maddeye göre, “Genel işlem koşullarına, dürüstlük kuralına aykırı olarak, karşı tarafın aleyhine veya onun durumunu ağırlaştıracak nitelikte hükümler konulamaz”. Somut olaydaki yetki kaydının geçerli olduğu kabul edildiğinde, söz konusu konşimento tahtında ortaya çıkan her türlü uyuşmazlıkta davacının yükle ilgilinin Londra mahkemelerine başvurması gerekecektir. Bu halde TBK m. 25 çerçevesinde söz konusu yetki kaydının geçersiz sayılmasına sebep olmaktadır. Dürüstlük kuralına göre, söz konusu yetki şartının geçerli olması Türkiye’de bulunan ihracatçı firmalar açısından açık bir dengesizlik yaratmaktadır.
Türk içtihat hukukunda TBK m. 25’te yer alan içerik denetimi konşimentolarda yer alan uluslararası yetki ve tahkim kayıtları için uygulanmıştır. Bu hususta verilen yerel mahkeme kararlarının Yargıtay 11’inci Hukuk Dairesi tarafından da onaylandığı görülmektedir. (Örneğin: İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesinin 1-) … Esas … 28-) … Esas, İzmir …. Asliye Ticaret Mahkemesinin – … Esas, 19-) …Esas) Dolayısıyla, Yargıtay İhtisas Dairesi tarafından da, konşimentolardaki yetki tahkim kayıtları açısından TBK m. 25’te yer alan içerik denetimi hâli hazırda kabul gören ve uygulanan bir yoldur. Söz konusu uygulama da, temelde, somut olaydaki yükle ilgilinin hak arama özgürlüğü üzerinde yetki ve tahkim kaydının ekonomik bir sınırlama yapıp yapmadığı ölçütüne dayanmaktadır. Bu tür bir etkinin olmadığı durumlarda yetki ve tahkim kaydı geçerli görülürken, hak arama özgürlüğünün fiilen sınırlanmış olacağı durumlarda genel işlem koşulu niteliğindeki bu kayıtlar bağlayıcı nitelikte sayılmamaktadır.
Ayrıca, Konişmentoda yer alan yetki kaydı incelendiğinde “Tüccarın açtığı herhangi bir davanın ve aşağıda belirtilen koşullar saklı kalmak kaydıyla taşıyıcının açtığı herhangi bir davanın Londro Yüksek Mahkemesi’nin inhisari yetkisinde olduğu ve ingiliz kanunlarına tabi olduğu kabul edilmiştir Amerika Birleşik Devletlerine veya Amerika Birleşik Devletlerinden yapılacak taşımalara ilişkin dava, münhasıran NewYork Güney Bölgesinden sorumlu Birleşik Devletler Bölge Mahkemesinde açılacak ve ABD kanunları münhasıran geçerli olacaktır. Tüccar herhangi bir diğer mahkemede dava açmamayı ve başka bir mahkemede açılan davanın sona erdirilmesinde oluşacak taşıyıcının makul yasal giderlerini ve masraflarını karşılamayı kabul eder. Tüccar yukarıda belirtilen esasa ilişkin tüccar aleyhine verilmiş herhangi bir karara itiraz hakkından feragat eder.
Navlun veya tüccarın taşıyıcıya ödemesi gereken herhangi bir diğer tutarla ilgili herhangi bir anlaşmazlık durumunda, taşıyıcı seçim hakkı kendisinde olmak üzere belirtilen ülkelerde ya da yükleme limanı, boşaltma limanı, teslim yerinin bulunduğu ülkede veya tüccarın ticari faaliyetinin bulunduğu herhangi bir yerde tüccar aleyhine dava açabilir. Bu kaydın her iki taraf için belirli bir mahkemeyi yetkili kılmadığı, taraflardan birinin menfaatlerinin üstün tutulduğu ve karşılıklı dengenin bulunmadığı bir mahkeme seçimi yapıldığı görülmektedir. Uluslararası Usul Hukuku açısından bu tür yetki kayıtları “Asimetrik Yetki Kaydı” olarak anılmaktadır. Bu tür kayıtların mahkemenin belirli olmaması sebebiyle geçerli olarak kabul edilmemektedir. Ayrıca bu durum, genel işlem şartı denetimi dışında ortaya çıkmaktadır. Mahkemeye sunulan asimetrik yetki kaydının geçersizliği için genel işlem şartı denetimine başvurmaya dahi gerek yoktur.
Sonuç olarak; MÖHUK m. 6 gereğince uygulama alanı bulan genel işlem koşullarına ait hükümler gereğince somut olayda yetki itirazına dayanak yapılan konşimento kaydının geçerli olmadığından bu yöndeki yetki ilk itirazının reddine karar verilmiştir.
Bununla birlikte biraz önce açıklandığı üzere … acenteliği AŞ somut olayda konşimentoda yer aldığı üzere acente olması nedeniyle açılacak davada husumetin … Shipping … SA’ya karşı izafeten yükleme acentesi olan … … ve boşaltma acentesinin ise … Acenteliği A.Ş/Mersine karşı dava açması gereklidir. Davaya konu konşimentolar üzerinde yapılan incelemede taşıyanın … Shipping … SA olduğu bu konşimento incelendiğinde yükleme acentesinin … … ve boşaltma acentesinin ise … Acenteliği A.Ş/… olarak yer aldığı, davacının davalı olarak asıl taşıyan … Shipping … SA’ya karşı husumet göstermesi ve ona izafeten TTK m.105/2’ye göre … Acenteliği AŞ nin veya … … ye karşı dava açması gerektiği belirlenmiştir. … Acenteliği AŞ nin ise bu şirket adına boşaltma acentesi sıfatıyla hareket ettiği belirtildiğinden, davacının bu acenteye karşı doğrudan dava açmasının usul hükümlerine aykırı olduğu tespit edildiğinden, davacının bu davalı yönünden davasının pasif husumet/sıfat yokluğu nedeni ile reddine karar vermek gerekmiştir.
Pasif husumet ehliyetinin bu dava ve takipte bulunmadığı, bu durumun HMK m. 119 ve 124’e göre düzeltilmesinin de mümkün olmadığı belirlenmiştir.
Ayrıca 17.06.2019 tarihli 3.080,40 USD bedelli … nolu faturada … Acenteliği AŞ nin … … SA nın adına acente sıfatıyla tanzim edildiği belirtilmiştir.
Davacının bu davalı yönünden açmış olduğu dava pasif husumet yokluğu nedeniyle reddedilmiş olup, diğer davalı … … SHİPPİNG … SA’YA izafeten … Acenteliği A.Ş yönünden ise davaya devam edilmiştir.
Davacının zararının bulunup bulunmadığı, varsa zararın kaynağı ve taşıyanın bu zarardan sorumlu olup olmadığı konularında Gıda Mühendisi …, Kaptan … ve Teknik Bilirkişi … vasıtasıyla rapor alınmıştır. 09.03.2021 tarihli bu raporda; davacı …A.Ş.’ye sigortalı dava dışı … A.Ş.’ne ait olan 12 konteyner nohut emtiasının Rusya … Limanından Tekirdağ … oradan da … Limanına taşındığını, … ve … numaralı iki adet konteynerde emtiada hasar oluştuğunun belirlendiği, hasarın konteyner kapak lastiklerinin yetersizliği ve deformasyonundan kaynaklandığı, alıcı firma tesisinde ürünlerin tahliye edilmesiyle ıslak olduğunun fark edildiği, konteyner içerisine kapaklardan ışık sızdığı, standartlara göre konteyner içerisine suyun girmemesi gerektiği, zirai yönden yapılan incelemede de, yükte bakteri ve küf mantarları oluştuğu, pasif husumet yönünden … Acenteliği A.Ş.’ne açılan davanın pasif sıfat yokluğu nedeniyle reddinin gerektiğini, yetkili mahkemenin doğrudan belirlenmediği ve bu nedenle yetki itirazının yerinde olmadığı, ihbar süresinin TTK m. 1185 hükmüne uygun olarak usulüne uygun yerine getirildiği, yine konşimento üzerinde yer alan FCL / FCL ve Shıpper’s Load, Stow, Count ibaresinin taşıyanın sorumluluğunu kaldırmadığını, konşimentonun temiz konşimento olduğunu, sorumluluk sınırlarının ise TTK m. 1186’ya göre “kg” bazında yapılan hesaplamalarda 828.688-TL’nin olması nedeniyle dava değeri olan 78.218,19-TL’den yüksek olduğundan davalının sorumluluğunun sınırlanmasına ilişkin hükümlerin uygulanmasına yer olmadığı belirtilmiştir.
Bu rapora karşı davacı vekili 17.03.2021 tarihli beyan dilekçesiyle; davanın kabulünü talep etmiştir.
Bu rapora karşı davalı vekili 29.03.2021 tarihli beyan dilekçesiyle; yetki konusundaki bilirkişi tespitlerine katılmadıklarını, yetkinin mahkemece değerlendirilmesi gerektiğini, sözleşmenin 10.3 maddesine göre yetkili mahkemenin Londra Mahkemeleri olduğunu, TTK m. 1185’e göre usulüne uygun bir hasar ihbarının yapılmadığını, ihtarnamenin tarihi 24.05.2019 olduğunu, bu nedenle süresinde yapılmış bir ihtar olmadığını, hasarın kaynağının belirlenemediğini, 20.05.2019 tarihine kadar konteynerin limanda bir ay beklediğini belirterek bilirkişilerden ek rapor alınmasını talep etmiştir.
Tarafların beyan ve itirazları doğrultusuna bilirkişilerden alınan 17.05.2021 tarihli ek raporda; davalı vekilinin kök rapora itirazları değerlendirildiğinde konteyner muhteviyatı malların nasıl ve ne şekilde hasarlandığının net şekilde anlaşılamadığını, ihbar yükümlülüğünün yerine getirilemediğini, bu nedenle davacı sigortalısının lehine karine oluşmadığı iddiası değerlendirildiğinde dava konusu dosyada bulunan fotoğraf ve ekspertiz raporlarından davalının, davacının sigortalısının TTK m. 1185’e göre ihbar yükümlülüğüne uymadığı kabul edilse dahi davalı taşıyan lehine aynı madde içerisinde ihdas olunan karinenin teknik tespitler üzerine çürütüldüğü, ayrıca mübrez konteyner izleme belgesi uyarınca konteynerin … Limanından 20.05.2019’da çıkış yaptığı ve 22.05.2019’da ıslandığı tutulan tutanak ile belirlendiği, 21.05.2019 tarihinde dava dışı sigortalı tarafından davalıya yönelik bir ihtarname gönderildiği, buna göre davacının ihbar külfetini yerine getirdiği, ayrıca konşimento da yer alan kayıtların davalının sorumluluğunu ortadan kaldırdığı ileri sürülse dahi illiyet bağının tesis edildiği, zirai ve gıda yönünden yapılan incelemede de meydana gelen hasarın 3.699,50 USD sovtaj bedeli bulunduğu, ayrıca abonman poliçesinde %1 bedel düşüleceği belirlenmiş olup, 18.497,50 USD’den %1 bedel 1.078,88 USD’nin mahsubuyla 17.418,62 USD alacağının tespit edildiği, 3.699,50 USD sovtaj sonrası toplam tazminat tutarının 13.719,12 USD olduğu, toplam tazminat tutarının “TL” karşılığının 73.449,2 TL olduğunun belirlendiği, bu miktarın TTK m. 1186’da yer alan sınırlı sorumluluk miktarı altında kaldığını belirtmişlerdir.
Toplanan tüm deliller ve yapılan incelemelere göre;
Dava konusu sigortalı … Gıda A.Ş.’nin Rusya’dan 12 konteyner nohut emtiası ithal ettiği ve gemiye yüklenen emtianın önce Tekirdağ’a … Limanına daha sonra ise başka bir gemiyle … Limanına taşındığı, davacı sigortacıya sigortalı olan malın … ve … numaralı iki adet konteynerde 52.850 kg emtiada ıslanma, küflenme ve topaklanma meydana gelmesi nedeniyle hasar gördüğü, konteyner kapaklarının tam olarak kapanmaması, kapak lastiklerinin yetersizliği nedeniyle hasarın oluştuğu, konteynerin davalı tarafın temin edilmesiyle teknik standartları taşımadığı ve içerisine su girerek bozulmaya sebebiyet verdiği, nohut üzerinde yapılan incelemede de asıl ve ek raporlar gözetildiğinde ekspertiz raporunda belirlenen 52.850 kg emtianın insan sağlığı için kullanılması mümkün olmadığından 3.699,50 USD sovtaj tutarının usulüne uygun olduğu ve bu miktarın zarardan mahsup edilmesi gerektiği, davacı tarafın talebiyle bağlı kalındığında 18.497,50 USD zarar miktarından davacı sigortacının talebi gereğince 1.078,88 USD muafiyet düşülmesi nedeniyle talep edebileceği zararın 17.418,62 USD olduğu, bu miktardan sovtaj miktarı olan 3.699,50 USD’nin mahsup edilmesiyle de kalan zararın 13.719,12 USD zararının oluştuğu belirlenmiştir.
Davacı sigortacının bu zarar miktarı üzerinden sigortalıya 19.07.2019’da ödemesiyle bu tarih üzerinden rücu hakkını kazandığı ve taşıyanlara rücu etme şartlarının oluştuğu belirlenmiştir. Yine davalının ihbar süresine uyulmadığı itirazı TTK m. 1185/1f uyarınca incelendiğinde 231.05.2019 tarihinde sigortalı tarafından taşıyana ihtarname bildirilmekle ihbar külfetinin yerine getirildiği ve konşimento da FCL / FCL ile Shıpper’s Load, Stow, Count ibarelerinin sorumluluğu kaldırmadığı, zira konteynerdeki eksikliğin ve bu nedenle ürünlerin ıslanmasından dolayı taşıyanın sorumluluğunun bulunduğu belirlenmiştir.
Olaya konu olan yük zararı taşımada kullanılan konteynerin denize elverişsizliğinden kaynaklanmaktadır. Şayet konteyner taşıyan tarafından tedarik edilmiş ise bu taşıma kabı aynı zamanda geminin alonju sayılır. Konteynerdeki elverişsizlik bu halde geminin denize elverişsiz olmasına neden olacaktır. Dolayısıyla taşıyan ortaya çıkan zarardan TTK m. 1141 (taşıyanın geminin elverişsizliğinden doğan sorumluluğu) uyarınca sorumlu olacaktır. Buna göre taşımaya konu … ve … numaralı konteyner taşıyan … Shipping … SA’nın sorumluluğunda taşındığı, konteyneri temin eden … Shipping … SA’nın temin ettiği ve gemiye yüklenen konteynerdeki delikten su girmesi sonucu yükteki hasarın oluştuğu belirlenmiş olduğundan geminin alonju niteliğindeki konteynerdeki bu delik nedeniyle 6102 sayılı TTK m.1141’e göre taşıyıcı sorumlu olacaktır. Konteynerdeki elverişsizlik bu halde geminin denize elverişsiz olmasına neden olacaktır. Dolayısıyla taşıyan ortaya çıkan zarardan (6102 sayılı TTK m. 1141) (taşıyanın geminin elverişsizliğinden doğan sorumluluğu) uyarınca sorumlu olacaktır.
Olaya konu olan yük zararının taşıyan açısından sorumluluğunun belirlenmesinde bugüne kadar uygulanan sorumluluk kuralları dikkate alındığında gerek eski Alman Hukukunda ve mahkememiz uygulamasında; taşımada kullanılan konteynerin denize elverişsizliğinden kaynaklandığı kabul edilerek şayet konteyner taşıyan tarafından tedarik edilmiş ise bu taşıma kabı aynı zamanda geminin alonju sayılmıştır. Konteynerdeki elverişsizlik bu halde geminin denize elverişsiz olmasına neden olduğu kabul edilerek taşıyanın ortaya çıkan zarardan TTK m. 1141 (taşıyanın geminin elverişsizliğinden doğan sorumluluğu) uyarınca sorumlu olduğu ve sorumluluğunun sınırsız olduğu kabul edilmiştir. Ancak bu sorumluluğunun değişen doktrin ve Uluslararası sözleşmede ki sorumluluk sınırlamaları ve uygulaması (Rotterdam Kuralları m. 14’e göre bu davranışlar artık konteynerin yüke elverişli hâle getirilmesi borcu kapsamında değerlendirilmektedir) göz önüne alındığında konteynırın taşıyan tarafından tedarik edilmesi halinde (ki somut olayda ki taşıma bu şekilde gerçekleşmiş olup, davalı vekilinin ön inceleme duruşmasında ki beyanında yer aldığı üzere) taşıyanın sorumluluğu taşıyanın navlun sözleşmesinin ifasına yardımcı olmak amacıyla konteyner tedarik etmeyi taahhüt etmesi navlun sözleşmesinden doğan yan edim yükümlülüğü kabul edilmektedir. Bu halde taşıyan konteynır tedarik ederek tek bir sözleşme niteliği taşıyan ve karma sözleşme olmayan navlun sözleşmesinde taşıma ediminin yanında yan edim olarak sağlam, taşımaya ve yüke elverişli bir konteynır tedarik etmeyi yükümlenmektedir. Bu edim yan edim yükümlülüğü olmakla edimin yerine getirilmemesi halinde sorumluluğu doğmakta olup bu sorumluluk navlun sözleşmesinden ortaya çıkmakta ve sözleşmenin ihlalinden doğan (taşıyan yüke elverişli konteyner tedarik etme borcunun ihlâlinden (kötü ifa) ötürü yükle ilgililere karşı sorumlu olacaktır). TBK m. 112 ve devamına göre borcun ifa edilmemesinden dolayı sorumluluğu bulunacaktır. Taşıyanın hâkimiyet alanında bulunduğu dönemde konteynerin elverişsizliği sebebiyle ortaya çıkan eşya zararları (zıya ve hasar) için ise yüke özen borcunun ihlâlinden doğan sorumluluk kuralları (TTK m. 1178 vd.) uygulanacaktır. Yükümlülüğün ihlâl edilmesi halinde taşıyanın hâkimiyet alanı içerisinde eşya zıya veya hasara uğrarsa, yüke özen borcunun ihlâlinden doğan sorumluluk hükümleri uygulanmalıdır ([e]TTK m. 1061 vd., TTK m. 1178 vd). Konteynırda ki zıya veya hasarın taşıyanın hâkimiyet alanı dışında gerçekleşmesi hâlinde ise, navlun sözleşmesinin ihlâlinden ötürü taşıyan sorumluluk sınırlamasına tâbi olmadan ortaya çıkan bütün zararlardan sorumlu olması söz konusu olacaktır (BK m. 112 vd.).
Taşımayı FCL kaydıyla yapmakla konteynerin su geçirmezliği için gerekli denetimlerin taşıyan tarafından zorunlu denetim yükümlülüğünü yerine getirmediği gibi bundan kurtuluş için gerekli ispat vasıtalarını da ortaya koymamıştır. Konteynerdeki conta zayıflama derhal anlaşılabilecek ve gözle görülebilecek nitelikte olmadığı da belirlenmiştir. 6102 sayılı TTK m.1141’e göre gerek taşıyanın geminin başlangıçtaki elverişsizliğinden sorumluluğu sınırsız olduğundan ya da konteynırın taşıyan tarafından temin edilmesiyle hâkimiyet alanı içinde veya dışında olmakla birlikte meydana gelen zarardan sorumludur. Meydana gelen zarar taşıma sırasında oluşmuş olup bu zarardan dolayı taşıyanın sorumluluğu gerek TTK m. 1186’da ki yer alan sınırlamalar ve gerekse BK m.112 gereğince TTK da ki sınırlamalara tabi olmasa da bu sınırlar içeresinde kaldığından TTK m. 1186’ya göre bilirkişi raporunda da taşıyanın sorumluluk miktarı karar tarihi itibari ile meydana gelen zararın TTK m. 1186’ya göre hüküm tarihine en yakın tarihteki değeri “koli” başına (666,67 SDR x 2 konteyner (koli) x 1.43994 USD=) 1.919,93 USD x 8.5371 TL = 16.390,63 TL olduğu ve yine “kilogram” başına (2 SDR x 52.850 kg x 1. 43994 USD=) 152.201,66 USD x 8.5371 TL = 1.299.360,77 TL olduğu ve meydana gelen zarar miktarının (78.218,19 TL’nin) ekspertiz ve bilirkişi raporunda belirlendiği üzere bu sınırların altında kaldığından bu zarara hükmedilmesi gerektiği belirlenmiştir.
Takip tarihi itibariyle 13.719,12 USD’nin karşılığının 5.7066 TL olup, 13.719,12 USD karşılığı 78.289,53 TL belirlendiği ve davacının takipte 78.218,19 TL talep ettiğinden bu taleple bağlı kalındığı, yine işleyen faiz alacağının da 5.149,71 TL olup, talep miktarının 5.074,54 TL olması nedeniyle bu miktarla bağlı kalınmıştır.
Buna göre davalılardan … Acenteliği A.Ş.’ye karşı olan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, diğer davalı … … SA’ya İzafeten … Acenteliği A.Ş. aleyhine açılan davanın ise kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Buna göre davacı sigortacının dava dışı sigortalının yerine halef olduğu ve alacağı ibraname ile temlik aldığından, taşıyanı sorumluluktan kurtulacak herhangi bir kurtuluş beyyinesi getirilmediğinden zarardan sorumlu olduğu kabul edilmiştir.
Meydana gelen zararın bilirkişi raporunda belirlendiği üzere talep edilen miktar kadar takibin devamına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Sebeplerle;
Davacının davasının KISMEN KABULÜ ile,
A-)Davacı … şirketinin davalı … … SA’ya İzafeten … Acenteliği A.Ş. aleyhine İzmir …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile yaptığı takibe itirazın iptali ile takibin taleple bağlı kalınarak 78.218,19 TL asıl alacak ve 5.074,54 TL faiz olmak üzere toplam 83.292,73 TL üzerinden takibin devamına,
Takip konusu asıl alacak miktarı olan 78.219,19 TL’ye takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına,
Alacak likit olup itiraz haksız olmakla 83.292,73 TL’nin %20 icra inkar tazminatı olan 16.658,55 TL’nin davalı borçlu … … SA’ya İzafeten … Acenteliği A.Ş.’den tahsili ile davacıya ödenmesine,
Ödemelerin icra müdürlüğünce nazara alınmasına,
B-)Davacı davasını asıl taşıyan dışında … Acenteliği A.Ş.’yi göstererek takip yapması ve dava açması nedeniyle TTK m. 105/2’ye aykırı olarak doğrudan acenteye karşı ve onu hasım göstererek doğrudan takip yaparak dava açamayacağından; davacının davasının bu davalı yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine,
Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli5.689,73 TL harçtan dava açılışında alınan 1.005,98 TL peşin harç ve icra dosyasına yatan 416,46 TL peşin harcın mahsubu ile eksik alınan 4.267,29 TL harcın davalı … … SA’ya İzafeten …nden tahsili ile hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından yargılama gideri olarak yapılan başvuru harcı 54,40 TL ve peşin harç 1.005,98 TL ile yazışma ve tebligat gideri 125,00 TL ve bilirkişi ücreti 1.800,00 TL olmak üzere toplam 2.985,88 TL’nin davanın davalı … … SA’ya İzafeten …nden alınarak davacıya verilmesine,
Dava şartı arabuluculuk ücreti olan ve 6325 sy Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13 maddesi uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.360,00 TL’nin, davanın kabul ve ret oranına göre 1.320,00 TL’lik kısmının … … SA’ya İzafeten …nden, bakiye 40,00 TL’lik kısmının davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden AAÜT’nin 13/1. maddesine göre belirlenen 11.628,05 TL vekalet ücretinin davalı … … SA’ya İzafeten …nden tahsili ile vekili yararına davacıya verilmesine,
Davalı …A.Ş. kendisini vekille temsil ettirdiğinden red edilen miktar üzerinden AAÜT’nin 7/2. maddesine göre belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile vekili yararına davalı …Ş.’ye verilmesine,
HMK m. 333 gereği gider avansından artanın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı ve gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.17.06.2021

Katip …
E-İmzalıdır

Hakim …
E-İmzalıdır