Emsal Mahkeme Kararı İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/171 E. 2021/518 K. 23.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/171
KARAR NO : 2021/518

DAVA : İade-i Muhakeme
DAVA TARİHİ : 17.02.2021
KARAR TARİHİ : 23.06.2021

Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Yeniden yargılama talep eden davacı … İşletmeciliği Ltd. Şti.’ni temsilen (hâkim ortak olduğunu beyan eden) … 17.02.2020 tarihli harçsız dava dilekçesiyle; İzmir …. ATM nin … Esas … Karar sayılı dosyada verilen kararın kesinleştiğini ancak hukuka aykırı olduğunu, şirketin hâkim ortağı olduğunu, davalı … İnşaat Ltd. Şti.’nin iddialarının doğru olmadığını, 13.01.2015 tarihinde %1 payını …a devrettiğini, şirketin İzmir CBS nin … Esas sayılı dosyasında kendisine iftira edildiğini, sahte belge düzenlemediğini, belgenin sahte olarak Av. … tarafından düzenlendiğini, CBS nin soruşturmada bu durumu gözden kaçırdığını, genel kurul kararının yok hükmünde sayılmasının şirketi riske soktuğunu, resmi belgede sahtecilik suçunun oluşup oluşmadığının esas mahkemesince değerlendirilmesi ve bu kararında bozulması gerektiğini, 20.04.2015 tarihli Adli Tıp Raporunun alındığını ve beraat ettiğini, davalı … İnşaat Ltd. Şti. üzerinde kayıtlı bir mal varlığının bulunmadığını, Ayvalık CBS’nın … Soruşturma Dosyasında takipsizlik kararı verildiğini belirterek mahkemenin kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Yine davacının yargılamanın iadesini istediği İzmir …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas … Karar sayılı dosyasında davalı … İnşaat Ltd. Şti.’ne dava konusu yaptığı genel kurul kararının iptali davasında yargılamanın yenilenmesini talep ettiği, Harçlar Kanunu m. 10 gereğince yargılamanın iadesini isteyen davacının 492 sayılı Harçlar Kanunu m. 28 ve 30 gereğince noksan harcı tamamlaması için 1 haftalık kesin süre verilmiş aksi halde HMK m.150 gereğince davanın işlemden kaldırılacağının ihtar edilmiş ve süresi içerisinde 16.12.2020 tarihinde harç yatırılarak bu eksiklik giderilmiştir.
Dava; yargılamanın iadesine ilişkindir.
Tarafların delilleri toplanmış ve değerlendirilmiştir.
İzmir …. ATM nin … Esas … Karar sayılı dosyası incelendiğinde; Davacı … İnşaat Ltd. Şti. vekilinin 15.07.2015 harç tarihli dava dilekçesi ile müvekkili şirketin davalı … Ltd. Şti.’nin ortağı olduğunu, 13.01.2014 tarihli … sayılı kararla şirket ortağı olmayan …’ın ortaklar kurulu kararıyla 10 pay sahibi olarak ortaklığa alındığını, bu kararda imzası bulunan müvekkili şirketi temsil eden Dr. …’in şirketi temsil etme yetkisinin ve imza yetkisinin bulunmadığını, şirketi temsili yetkiliymiş gibi imza atarak bu kararın alınmasını sağladığını, 30.11.2010 tarihli ortaklar kurulu kararıyla … Ltd. Şti.’nin temsil yetkilisinin … olarak 15 yıl süreyle seçildiğini, münferit temsil yetkisi ve imza yetkisinin verildiğini, 15.01.2015 tarihli alınan genel kurula ilişkin olarak İzmir …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … E sayılı dosyasında iptal davası açıldığını, davanın reddedildiğini, dosyanın halen Yargıtay incelemesinde olduğunu, ayrıca İzmir Cumhuriyet Başsavcılığına … Soruşturma numarasıyla suç duyurusunda bulunduklarını, davalı şirket ortaklarının şirketteki taşınmazları satmak istediğini, müvekkilinin 13.01.2014 tarihli ortaklar kurulu toplantısından haberi olmadığını belirterek bu toplantıda alınan 1,2,3 nolu kararların iptalini, davalı şirkete ait taşınmazlar üzerine ihtiyati tedbir konulmasını ve bu kararın yürütmesinin durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Müdürlüğünün davanın reddini talep etmiş, diğer davalı … İşletmeciliği Ltd. Şti.’nin vekilinin 22.10.2015 tarihli cevap dilekçesinde; davalı … İşletmeciliği Ltd. Şti. adına vekâletname sunan Av. …’ın şirketi temsil ve yetkili olmadığını, 05.06.2015 tarihli vekâletnamesinden sonra 24.07.2015 tarihinde azil edildiğini, şirkete çıkarılan tebligatın mahkeme kaleminde elden 09.09.2015 tarihinde bu vekilin almasının usulsüz olduğundan dava dilekçesinin kendilerine tebliğinin gerektiğini, ayrıca vekâletnameleri dosyaya ibraz ettiklerini belirtmiş cevap süresinin uzatılmasını talep etmiştir.
Davalı … İşletmeciliği Ltd. Şti. adına vekaletname sunan Av. …’ın 29.12.2015 tarihli beyan dilekçesinde; davacının iddialarının aksine, davacı şirketin müvekkili nezdinde ki temsilcisinin Dr. …’in olduğunu, …’nun davacı şirketin temsilcisi olduğuna dair müvekkili şirkete herhangi bir yazılı/ sözlü bildirimde bulunulmadığını, diğer davalının da bunu kabul ettiğini, müvekkili şirketin … İşletmeciliği Turizm Ltd. Şti. adıyla … (%51 hisse) ve … (%49 hisse) tarafından 1991 yılında kurulduğunu, …’nın hisselerini … …’ya devrettiğini, 1997 yılında …’ın %49 hissesini de …’a devrettiğini, ortaklar kurulu karar defterinde bu durumun yazıldığını, …’ın Almanya’daki tüm mal varlığına borcu nedeniyle haciz geldiğini, bu haczin davalı … Ltd. Şti.’nde davacının bulunan hissesine de işleyeceği düşüncesiyle …’ın …’ın oğlu …’a geçici olarak devrettiğini, …’ın da …’a vekaletname verdiğini, bu hisselerin … tarafından daha sonradan mahsuplaşma yapılacağından devredildiğini, …’ da alacaklı olan … ve … … ‘da bulunan %49 hissede pay sahibi olduklarının …’nun Türkiye’de … İnşaat Ltd. Şti.’ni kurduğunu bu şirketin imza yetkilisinin Dr. … olduğunu 2009 yılında …’ın mal varlığının tasfiyesinden sonra … Ltd. Şti.. nin … Ltd. Şti.nde bulunan %49 hissesini 300.000,00 EURO ya satmak istediğini …’ın satın alması için teklifte bulunulduğunu, taraflar arasında 28.10.2001 tarihli ( … ve … Ltd. Şti arasında) hisse devrinde diğer tarafın muvafakatı olmadan yapılamayacağına dair devir yasağı sözleşmesinin bulunduğunu, …’nun …’ın beklemeden %49 hisseyi temsil eden … Ltd. Şti.. ni … ve … Mühendislik Ltd. Şti.’ne devrettiğini, müvekkili şirketin bu devire itiraz ettiğini ancak devir için gerekli bedel ödenmediğinden devrin geçerli olmadığını … Ltd. Şti yetkilisi tarafından beyan edildiğini, bu nedenle bu tarihe kadar bu şirket yetkilisi Dr. … … Ltd. Şti.ni temsil ettiğini 13.01.2014 tarihli ortaklar kurulu kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, müvekkilinin hiç kimsenin imzasını taklit etmediğini, davacı şirketi temsil ettiğini beyan eden …’nun bu şirketi temsil etmediğini, kaldı ki …’nun bu hisseyi devraldığını müvekkil şirkete bildirmediğini, belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Bu beyan dilekçesine karşı davacı vekili 12.01.2016 tarihli beyan dilekçesinde; davalı şirketin yetkili temsilcisi bulunmadığından şirketi temsilen bir vekil atanamayacağını, Av. …’ın vekilliğini kabul etmediklerini, müvekkili şirketin yetkilisinin … olduğunu, … Ltd. Şti.ni …’nun temsil ettiğini, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının … numaralı dosyasında şüpheli … hakkında imza sahteciliğinden soruşturma yapıldığını belirterek dava dilekçesini tekrar etmiştir.
Davalı … İşletmeciliğinin 02.03.2016 tarihli beyan dilekçesinde; davacı şirketin şirket müdürü olarak …’nu atadığını müvekkil şirkete bildirmediğini, Ticaret Sicil kayıtlarında bu durumun yer almadığını, … Ltd. Şti.’nin temsilcisinin Ticaret sicil kayıtlarında da temsilci değişikliği yapıldığına ilişkin herhangi bir bildirimin sicile yapılmadığının tespit edildiğini, müvekkili şirket yetkilisinin attığı sahte imzalar nedeniyle ortaklar genel kurulunun yok hükmünde olduğuna ilişkin bir karar verilebilmesi için kesinleşmiş bir mahkeme kararı olması gerektiğini, henüz bu konuda bir karar verilmediğini, belirterek davanın reddini talep etmiştir. Davanın konusunun davalı şirketin 13.01.2014 tarihli alınan 1-2-3 numaralı Ortaklar Kurulu kararının yok olduğunun tespitine ilişkin olduğu belirlenmiştir.
Taraflara ait ticaret sicil kayıtları, İzmir …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyası, İzmir …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyası, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının … soruşturma numaralı dosyası incelenmiştir.
İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının … soruşturma numaralı dosyası incelendiğinde; şikâyetçi … İnşaat Ltd. Şti.nin şüpheli … ve … hakkında 15.01.2014 tarihli ortaklar genel kurul toplantısında şirket yetkilisi olan … ve Dr. …’in görev süreleri dolmuş olduğundan 15.01.2014 tarihli ortaklar kurulu kararında …’ın tek imza yetkilisi olarak şirket müdürlüğüne atanmasının mümkün olmadığını, 30.11.2010 tarihinde …’nun müvekkili … Ltd. Şti.’nin 15 yıl süre ile münferit imza yetkilisi müdür seçildiğini, ortaklığı temsil yetkisi olmayan Dr. …’in temsil ettiğini, bu kişinin de Türkiye’ye gelmediğinden imzanın sahte olması ihtimalinin bulunduğunu, tüm ortakların Dr. …’in … Ltd. Şti.’nin temsilcisi olmadığını bildiğini belirterek, ortaklar genel kurulu kararının sahte bir resmi evrak olduğunu belirterek suç duyurusunda bulunmuş, Cumhuriyet Savcılığınca yapılan soruşturmada …’ın imza incelemesi ve imza örneklerini sunduğu, …’ın 18.09.2015 tarihli beyanında …’ın kendisine 10 pay karşılığı 1,00.-TL’ye tekabül eden ortaklık payı verdiğini, evrakları imzalarken bakmadığını, 15.01.2014 tarihli müdür seçimi hakkındaki kararın altındaki imzanın kendisine ait olmadığını beyan ettiği, şikâyetçi … Ltd. Şti. Temsilcisi …’nun 16.01.2015 tarihli beyanında 15.01.2014 tarihli ortaklar kurulu kararında imzası bulunan Dr. …’in bu imzayı atmadığını, bu imzayı … Ltd. Şti.’nin temsilcisi olarak kendisinin atması gerektiğini, şüpheli …’ın 09.07.2015 tarihli beyanında Dr. …’in söz konusu kararda imzasının olduğunu, Dr. …’in aralarında hisselerin devir yasağı sözleşmesi bulunmasına rağmen hisselerini …’na devrettiğini, 01.10.2015 tarihinde İzmir Cumhuriyet Savcılığı’nın 15.01.2014 tarihli belgedeki imzaları araştırmasında imzaların … ve … eli ürünü olmadığı, … adına atılan imzanın …’a ait olduğunun bildirildiği, Cumhuriyet Savcılığı’nın 10.12.2015 tarihli karar ile …’ın …’a yönelik tehdit, hakaret fillerinden dolayı evrakının tefrik edilerek … numarasına kayıtlanmasına karar verildiği, 18.02.2016 tarihinde Adli Tıp Kurumundan alınan raporda 13.01.2014 tarihli … sayılı ortaklar kurulu kararında alınan imzaların … ve … eli ürünü olduğu, Dr. …’e ait olduğu belirtilen imzanın bu kişinin eli ürünü olmadığı, bu imzaların kime ait olduğunun tespit edilemediği, 15.01.2014 tarihli … nolu karar sayılı karardaki … imzasının bu kişiye ait olduğu, … ve Dr. … imzalarının bu kişilere ait olmadığı, 03.03.2014 tarihli … sayılı karardaki … adı altındaki imzanın …’a ait olduğu, … adı altındaki imzanın …’a ait olmadığı, bu imzanın kime ait olduğunun tespit edilemediği 01.04.2015 tarihli … karar numaralı imzaların … adı altında …’a ait olduğu, 20.04.2015 tarihli … karar sayılı karardaki imzaların … eli ürünü olduğu, …’ın imzasının …’a ait olmayıp … tarafından atıldığı, yine 11.05.2015 tarihli … karar sayılı karardaki … altındaki imzanın …’a ait olduğu, …’a ait olduğu belirtilen imzanın …’a ait olmadığı, bu imzaların kime ait olduğunun belirlenemediği belirtilmiştir.
İzmir …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas – … Karar sayılı dosyası incelendiğinde; davacı … İnşaat Ltd. Şti.’nin, davalı … İşletmeciliği Ltd. Şti. ve … aleyhine açtığı genel kurul kararının iptali davasında 15.01.2014 tarihli … karar sayılı kararıyla davalı … İşletmeciliği Ltd. Şti.’nin ortaklar kurulu toplantısında müvekkili şirketin imza yetkilisi olan … olmaksızın, şirketin imza yetkisi olmayan Dr. …’in ortaklar kurulu toplantısına katılması nedeniyle bu toplantıda alınan kararların yok hükmünde olduğu, 1 ve 2 numaralı kararların iptalini talep ettiği, mahkemece yapılan yargılamada 27.05.2014 tarihli ek kararla davacının tedbir talebi gözetilerek davalı şirketin 15.01.2014 tarihli … sayılı kararın yürütmesinin durdurulmasına karar verildiği, mahkemece 28.11.2014 tarihinde 15.01.2014 tarihli ortaklar kurulunda alınan 1 nolu kararda …’ın 10 yıl süreyle şirket müdürü olarak seçilmesine ve 2 nolu kararla imza yetkisinin münferiden olmasına ilişkin karar ile birlikte 6103 sayılı Kanun m.20/1 f. gereğince davalı şirketin sermayesinin 14.02.2014 tarihine kadar yasal sınır olan 10.000,00 TL’ye yükseltmesi gerektiği halde yükseltmediği ve bu nedenle münfesih sayıldığı gerekçesiyle 15.01.2014 tarihinde alınan kararların iptaline ilişkin talebin dava şartı yokluğu nedeniyle (hukuki yarar yokluğu) reddine karar verildiği ve bu kararın temyiz edilmesiyle dosyanın Yargıtay incelemesine gönderildiği, bu karardan sonra 11.05.2015 tarihinde davalı … İşletmeciliği Ltd. Şti. yetkilisi …’ın talebi üzerine şirketin sermayesinin 10.000,00 TL ye çıkartılması için mahkemece genel kurul toplantısı yapılması amacıyla mahkemenin vermiş olduğu 27.05.2014 tarihli ihtiyati tedbir kararının sadece sermaye artırımıyla sınırlı olmak üzere kaldırıldığı ve bu kararın temyiz edilerek Yargıtay’a gönderildiği, halen yargılamanın devam ettiği, halen dosyanın Yargıtay’da olduğu, ancak mahkemece 19.06.2015 tarihinde verilen ek kararla davacının tedbirlerin kaldırılmasına ilişkin talebinin değerlendirilerek tüm taleplerin reddine karar verildiği ve bu ek kararın da davacı tarafça 15.07.2015 tarihinde temyiz edildiği belirlenmiştir.
İzmir …. Asliye Ticaret Mahkemesi nin … dosyası incelendiğinde; davacı … ve …’ın 18.05.2015 harç tarihli dava dilekçesiyle davalı … Ltd. Şti. ve … aleyhine açtıkları davada şirketin müdürünün bulunmadığı, 04.04.2014 tarihli kararla şirket sermaye artırımı yapmadığından münfesih olduğunu, şirketin sermaye artırımının yapılması için ihya davası açtıklarını ancak bu davanın gereğinin kalmadığını, münfesih olan şirketin 11.05.2015 tarihli genel kurul toplantısının yapıldığını, … Ltd. Şti.nin toplantıda kendisinin temsil ettirmediğini, şirketin İzmir …. Asliye Ticaret Mahkemesi nin … E sayılı dosyasında verilen tedbir kararı gereğince müdürsüz kaldığını, 11.05.2015 tarihli … sayılı kararın müdür seçimi ve adres değişikliğine ilişkin kısımlarının … Müdürlüğünce sicile tescil edilmediğini, şirket ortağı … Ltd. Şti.’nin şirkete zarar verdiğini, … Ltd. Şti.’nin ortağı olan … Mühendislik Ltd. Şti.’nin borçları yüzünden … Ltd. Şti.’nin hisselerine haciz konduğunu, belirterek TTK m. 617/3 f. ve TTK m. 410/1-2 ile bu ortağın ortaklıktan çıkarılmasını, şirket müdürünün seçimi, adres değişikliği yapılması ve … Ltd. Şti.’nin ortaklığından çıkarılmasına ilişkin gündemiyle olağanüstü genel kurulu toplantısı yapılmasına izin verilmesini dava dilekçesinde talep ettiği, Davacı vekilinin 09.07.2015 tarihli dilekçesiyle … Ltd. Şti.’nin ortaklıktan çıkarılmasına ilişkin talebinden feragat ettiği, davacı … vekilinin müvekkili Av. …’ın 08.07.2015 tarihinde vekillikten istifa ettiği, Yapılan yargılamada; davalı …’nün cevap dilekçesiyle aleyhine açılan davanın reddini istediğini, davalı … İnşaat Ltd. Şti.vekilinin 10.07.2015 tarihli cevap dilekçesiyle müvekkilin … İnşaat Ltd. Şti.’nin ortağı olduğunu, müvekkilinin temsil edilmediği … Ltd. Şti. 15.01.2014 tarihli ortaklar kurulu toplantısında müvekkili şirket adına imza yetkisi bulunmayan Dr. …’in toplantıya katıldığını, 15.01.2014 tarihli ortaklar kurulu kararıyla davalı şirketin çift imza yetkisinin münferiden … olarak atandığını, …’ın imza atmadığını, İzmir …. Asliye Ticaret Mahkemesi … E sayılı dosyasında alınan bu kararın tedbiren yürütmesinin durdurulduğunu, ancak bu mahkemece tedbir kararının kısmen kaldırılması ile …’a yetki verildiğini, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı … soruşturma numaralı dosyasıyla suç duyurusunda bulunduklarını, belirterek davanın reddine karar verilmesini talep ettiği, yapılan yargılamayla TTK m.617 atfıyla TTK m.410 hükmüne istinaden genel kurul toplantısına çağrı izni verilmesi talebinin şartlarının oluşmadığı, …’ın davayı takip etmediğinden onun açmış olduğu davanın açılmamış sayılmasıyla, diğer davalı …’ın açtığı davanın ise reddine karar verildiği belirlenmiştir.
Dosyadaki tüm belge ve kayıtlar incelenmekle;
Davacı tarafın dilekçesinde belirttiği, Dr. …’in şirket temsilcisi olduğuna ilişkin … İnşaat Ltd. Şti.’ davalı … Ltd. Şti.’ne 2001 yılında yetkili temsilci olarak bildirdiği, bu durumun 12.10.2001 tarihli Ticaret Sicil Gazetesinde tescil ve ilan edildiği, … Ltd. Şti.’nin de bu konuda ortaklar kurulu kararında 28.09.2001 tarihli 5 numaralı kararın alındığı, daha sonra … Ltd. Şti.’nin yetkili temsilcisinin 30.11.2010 tarihinde değiştirilmesine ilişkin 15 yıl süreyle yetkili temsilci olarak …’nun atanmasına ilişkin kararın … Ltd. Şti.’ne ve …’ne bildirilmediği belirlenmiştir. Ancak 13.01.2014 tarihli ortaklar kurulu toplantısında toplantıda … inşaat Ltd. Şti ni temsil ettiği belirtilen Dr. …’in İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının … hazırlık sayılı dosyasında Fizik İhtisas Dairesi Başkanlığından alınan … numaralı raporda inceleme konusu yapılan karar defterinin 13.01.2014 tarihli ve … karar sayılı kararında imzası bulunan imzalardan … ve …’ın imzalarının kendi elleri ürünü olduğu, ancak Dr. …’e ait olduğu belirtilen imzanın bu kişiye ait olmadığının tespit edildiği, bu imzanın kime ait olduğunun belirlenemediği bildirilmiştir.
Gerek cevap dilekçelerinde ve gerekse İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının … hazırlık sayılı dosyasında … bu imzanın Dr. … tarafından karar defterinin Türkiye’den Almanya’ya götürerek imza attırdığı iddiasında bulunmuş ise de; bu imzanın bu kişinin eli ürünü olmadığının tespit edildiği sonuç olarak söz konusu ortaklar kurulu kararındaki imzanın sahte olduğu belirlenmiştir. Her ne kadar davalı … İşletmeciliği Ltd. Şti.’nin Dr. …’in davacı … Ltd. Şti.’nin yetkili temsilcisi olmadığı, yetkisinin geri alındığı bildirilmediğinden BK m. 42 ve BK m.46’ya göre temsil edilen şirketin makul süre içerisinde yetkisiz temsilcinin yapmış olduğu işleme itiraz etmediği gibi TBK. m.550 e göre ticari temsilcinin temsil yetkisinin sona erdiğinin, tescil ve ilan edilmediği sürece bu yetkinin iyi niyetli üçüncü kişiler için geçerliliğini koruyacağı, belirlenmiş olmakla birlikte 13.01.2014 tarihli … sayılı ortaklar genel kurulunda alınan kararın geçerli olabilmesi için imza eden ortakların imzalarının sahte olmaması gerektiği, mevcut durum itibarı ile yapılan incelemede bu imzanın … Ltd. Şti.’nin temsil ettiği iddia olunan Dr. …’e de ait olmadığı belirlenmiş olduğundan Türk hukukuna göre ortaklar kurulunun kararlarının iptaline ilişkin TTK m. 622 atfıyla A.Ş’lere ait hükümler uygulanacağından TTK m. 445 ve devamına göre kararın iptal edilip edilmeyeceğinin değerlendirilmesi gerekmektedir. Ancak bilindiği üzere ortaklar kurulunun da pay sahibi olan bir ortağın imzasının sahte olması halinde bu kararın keenlemyekün olması yani yoklukla malul olması söz konusu olduğundan mevcut halde de genel kurulun kararının yoklukla malul olduğunun tespit edilmiştir. Buna göre; Davacının davasının kısmen kabulüyle 1-Davalı … İşletmeciliği Ltd. Şti.’nin 13.01.2014 tarihli ortaklar kurulunun kararının tümünün yok hükmünde olduğunun tespitine, 2-Davalı … Müdürlüğüne karşı açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir. Bu karar tarafların temyiz etmemesi üzerine 25.12.2016 tarihinde kesinleşmiştir.
Davacının … İşletmeciliği Ltd. Şti. adına dava açabilmesi için HMK m. 52 e göre yetkili organları tarafından temsil edilmesi gerekmektedir. Bu konuda HMK m. 50 ve devamında yer alan hükümlere göre tüzel kişilerin organlarının dava ve cevap dilekçeleriyle mahkemeye sunmak zorunda oldukları bu işlemi yapmadıkları takdirde davanın açılamayacağı ve yargılamayla ilgili hiçbir işlemin yapılamayacağı (HMK m. 54/1 cümle) belirtilmiş olup, davacıya tensiben bu yetki verilmiştir. Ancak davacı taraf süresi içerisinde belge ibraz etmediğinden davanın açılmamış sayılmasına karar vermek gerekmiştir. (HMK m. 54/3)
Yine yargılamanın iadesi sebebiyle dava açan davacının talebinin HMK m. 377/1-ç bendi gereğince HMK 375/1 fıkrasının d, e, f ve g bentlerindeki hallerde ceza mahkûmiyetine ilişkin hükmün kesinleştiği veya ceza kovuşturmasına başlanamadığı yahut soruşturmanın sonuçsuz kaldığı veya hükme esas alınan belgenin mahkeme veya resmi makam huzurunda sahte olduğunu ikrar (HMK m.188) edildiği tarihten itibaren 3 aylık süre içerisinde istenmesi gerekmektedir.
HMK m. 379/1 gereğince; taraflar davacının yargılamanın iadesi talebinin şartları yönünden incelenmesi için ön inceleme duruşmasına davet edilmiş;
– Talebin kanuni süre içerisinde yapılıp-yapılmadığı,
– Hükmün kesin olup-olmadığı,
– İleri sürülen yargılamanın iadesi sebebinin kanunda yazılı sebeplerden biri
olup olmadığı konusunda inceleme yapılmıştır.
Bu şartların bulunması, yargılamanın iadesi davası için bir dava şartı niteliği taşıdığından; bu hususlar incelenmiştir.
Davacının talebini kanuna uygun süre içerisinde yapmadığı, hükümden sonra verilen bir mahkeme kararının bulunmadığı ve davacının iddia ettiği üzere lehine verilmiş bir takipsizlik kararının bulunduğunu bildirmekle birlikte söz konusu kararda yer alan İzmir CBS’nin … soruşturma dosyasında şüpheli …’ın imzasının bulunmadığı, … sayılı kararda …’a ait olduğu belirtilen imzanın kime ait olduğunun belirlenemediğini, bu nedenle takipsizlik kararı verildiği (16.06.2016) ve bu kararla birlikte … hakkında İzmir … Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında ve bu mahkemeden dosyanın devriyle İzmir … Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas – … Karar sayılı dosyasında verilen kararın İzmir BAM … CD’nin … Esas – … Karar sayılı 24.10.2019 tarihli kararla sanık …’ın fiilinin işlendiğinin sabit olduğu, sahte imzanın atıldığı, ancak eylemin faydasız sahtecilik olarak nitelendirilerek Asliye Ceza Mahkemesi kararının kaldırıldığı ve böylece sanığın beraatına karar verildiği belirlenmiştir.
Davacının yargılamanın yenilenmesi sebebini teşkil edecek HMK m. 375 vd.’de yer alan bir sebebi bulunmadığı gibi diğer sebeplerinde (HMK m. 375/1-ç ve d’de olan sebeplerin) bulunmadığı, yeni bir belgenin ele geçirilmediği ve aynı zamanda HMK m. 377’de yer aldığı üzere bu konuda verilmiş olan ceza mahkûmiyetine ilişkin hükmün kesinleştiği ve yahut soruşturmanın sonuçsuz kaldığı hallerde yargılamanın iadesi süresinin 3 ay içerisinde ve her halde hükmün kesinleşmesinden itibaren istenmesi gereklidir. Mevcut durumda yargılamanın iadesi sebepleri bulunmadığı da belirlenmiştir. Bu nedenle gerek dava şartı olan davacının aktif taraf sıfatının bulunmadığı ve gerekse yargılamanın iadesi şartlarının oluşmadığı tespit edildiğinden davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Sebeplerle;
Davacının dava açması için gerekli aktif taraf sıfatının/husumet ehliyetinin tamamlanmadığı davada tüzel kişinin yetkili organı olarak temsil yetkisinin usulüne uygun olarak yerine getirilmediği ve yargılamanın iadesi şartlarının oluşmadığı tespit edilmekle davanın reddine,
Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 59,30 TL harçtan dava açılışında alınan 54,40 TL peşin harcın mahsubu ile eksik alınan 4,90 TL harcın iade-i muhakeme talep eden davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
İade-i muhakeme talep eden davacıdan tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
İade-i muhakeme davasında davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden red edilen miktar üzerinden AAÜT’nin 13/1. maddesine göre belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile vekili yararına davalıya verilmesine,
HMK m. 333 gereği gider avansından artanın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı ve gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 23.06.2021

Başkan …
e -imzalıdır

Üye …
e -imzalıdır

Üye …
e -imzalıdır

Katip …
e -imzalıdır