Emsal Mahkeme Kararı İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/17 E. 2022/50 K. 03.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/17 Esas
KARAR NO : 2022/50

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 08/01/2020
KARAR TARİHİ : 03/02/2022

Mahkememizde görülen Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından İzmir Nöbetçi Tüketici Mahkemesi’ne verilen 11/02/2019 tarihli dilekçe ile, 25/08/2018 tarihinde davacıya ait … plakalı aracın sürücülüğünü yapan dava dışı ……’ın direksiyon hakimiyetini kaybettiğini ve aracın yolun sağında bulunan su kanalına devrildiğini, kaza sonrası alınan ekspertiz raporuna göre davacıya ait araçta 22.617,83 TL hasar bedeli, 11.700,00 TL işçilik bedeli olmak üzere toplam 34.317,83 TL hasar bedeli olduğunun tespit edildiğini, davalı sigorta şirketine yapılan başvuru neticesinde ….. no’lu hasar dosyası açıldığını ve davalı sigorta şirketinin 18/10/2018 tarihin verilen yanıt ile meydana gelen kazanın genel şartlar hükümleri uyarınca teminat kapsamı dışında kaldığı gerekçesi ile hasar dosyası kapsamında ödeme yapmadığını, davalı sigorta şirketinin hasar talebinin reddinin temelinin istiap haddine dayandığını, ancak kazanının istiap haddinden kaynaklı olmadığını, araçta bulunan yolcu sayısı ile meydana gelen kaza arasında illiyet bağı olmadığını, kaza sonrası Gürün Cumhuriyet Başsavcılığı’nın ….. Soruşturma sayılı dosyası ile soruşturma başlatıldığını, açıklanan nedenlerle davalın kabulü ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 100,00 TL hasar bedeli, 100,00 işçilik bedeli olmak üzere 200,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinde itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
Dava dosyasının İzmir 8. Tüketici Mahkemesi’nin …Esas sırasına kaydının yapıldığı görülmüştür.
Dava dilekçesi davalı sigorta şirketine tebliğ edilmiş, davalı sigorta şirketi vekili tarafından İzmir 8. Tüketici Mahkemesi’ne verilen yanıt dilekçesi ile, davada harca esas değerin 200,00 TL olarak gösterildiğini, Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunu Md. 68 uyarınca dava değeri 8.480,00 TL’nin üzerinde kalan uyuşmazlıklarda Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğunu, öncelikle miktar itibariyle davanın dava şartı yokluğundan reddinin gerektiğini, yine davanın belirsiz alacak davası şeklinde açılmış olması nedeni ile reddinin gerektiğini, davacı tarafından davalı sigorta şirketine başvuru yapıldığını bunun üzerine açılan hasar dosyası kapsamında toplanılan delil ve belgeler ile kazada istiap haddinin aşıldığının belirlendiğini, bu nedenle de olumsuz görüş ve kanaatle dosyanın kapatılarak reddedildiğini, talebin kasko poliçesi teminat kapsamı dışında kalması nedeniyle esas yönünden de reddinin gerektiğini, kaza anında araçta sürücü dahil 12 kişinin yolculuk ettiğini, sigortalı aracın kazaya sebep olan direksiyon hakimiyeti kaybı, aracın yol tutuş kabiliyetindeki zayıflamadan kaynaklı olduğunu, yol tutuşuna etki eden değişkenin de aracın ağırlık merkezi ve ağırlık dağılımı olacağını, davacının talebinin davalı sigorta şirketinin temerrüdünden söz etmenin mümkün olmadığını, açıklanan nedenlerle davanın reddinin istendiği görülmüştür.
İzmir 8. Tüketici Mahkemesi tarafından davalı şirket nezdinde … plakalı araç için düzenlenen …no’lu Kasko sigorta poliçesi ile araç için düzenlenen hasar dosyası, davacıya ait aracın tramer kayıtları ve Gürün C. Başsavcılığı’nın ….. Soruşturma sayılı dosyası celp edilerek dosya içine konulduğu görülmüştür.
İzmir 8. Tüketici Mahkemesi tarafından dosyanın trafik bilirkişisi ile sigortacı bilirkişiye tevdine karar verilmiş, bilirkişiler tarafından düzenlenen 19/07/2019 havale tarihli raporun dosyaya sunulduğu görülmüştür. Raporun yapılan incelemesinde ; davacıya ait … plakalı araç sürücüsü……….’ın %100 oranında asli ve tam kusurlu olduğu, kazanın meydana gelmesinde istiap haddinin aşılmasının tek etken olmadığı, araçta meydana gelen hasarın 40.400,00 TL olduğu yönünde kanaat bildirildiği görülmüştür.
Raporun taraflara tebliğ edildiği, davacı vekili tarafından rapora karşı itiraz edildiği bu kez Mahkeme tarafından dosyanın ek rapor düzenlenmesi için kök rapor düzenleyen bilirkişilere tevdine karar verildiği, bilirkişiler tarafından düzenlenen 30/09/2019 havale tarihli ek raporun dosyaya sunulduğu görülmüştür. Ek raporda kök rapora bağlı kalındığının bildirildiği görülmüştür.
İzmir 8. Tüketici Mahkemesi’nin 10/12/2019 tarih … Karar sayılı kararı ile, dava konusu poliçenin ticari kasko poliçesi olduğu, taraflar arasındaki ilişkinin tüketici işlemi olmadığı, her ikisinin de tüketici olmadığı gerekçesi ile görevsizlik kararı verildiği, kararın 07/01/2020 tarihinde kesinleştiği, dosyanın Mahkememizin …. Esas sırasına kaydının yapıldığı görülmüştür.
Dava dilekçesinin İzmir Tüketici Mahkemesi’ne verildiği tarih itibariyle Asliye Ticaret Mahkemeleri yönünden zorunlu arabuluculuk dava şartı düzenlemesinin yürürlükte olmadığı dikkate alınarak Mahkememizce ayrıca bu şartın varlığına ilişkin araştırma yapılmasını gerektirir bir husus gerekmemiştir.

Kaza tarihi itibariyle … plakalı araca ilişkin trafik kayıtları celp edilerek dosyamız içine alınmıştır.
Dava, davacıya ait aracın ticari kasko sigorta poliçesini düzenleyen davalı şirketten 25/08/2018 tarihinde meydana gelen kaza nedeniyle oluşan hasar bedelinin tahsili istemine ilişkin tazminat davasıdır.
Kazanın oluş şekli, aracın cinsi ve modeli ile istiap haddinin aşılması hali ile kazanın meydana gelip gelmediği, araçta bulunan kişilerin sayısı ve ağırlıkları da dikkate alınmak sureti ile ayrıntılı inceleme yapılması ve araçta meydana gelen hasarın kaza ile uyumlu olup olmadığı, kazada oluşan hasarı tam ve şüpheye mahal bırakmayacak şekilde, dosyada ki mevcut raporlar da incelenmek sureti ile rapor düzenlenmesi için İstanbul Teknik Üniversitesi’nden seçilecek 3 kişilik bilirkişi heyetine tevdi edilmesi için dosya İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi’ne yönerge yolu ile gönderilmiş, dosyanın İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Talimat sırasına kaydının yapıldığı görülmüştür.
Bilirkişi heyeti tarafından 31/08/2021 havale tarihli raporun dosyaya talimat dosyasına sunulduğu, talimat dosyamızın Mahkememize iade edildiği görülmüştür.
Raporun yapılan incelemesinde, davaya konu taşıtta bir kısmı çocuk olmak üzere toplam 12 kişinin seyahat ettiği, dosya muhteviyatında muayene formlarında ağırlıklarına yer verilmediğini, yetişkin/çocuk oranı yaş ağırlık tablosuna istinaden kaza tarihinde 2 adet 7 yaşında, 1 adet 6 yaşında, ortalama 22 kg olmak üzere 1 adet 12 yaşında çocuk ile ortalama 37 kg yolcu bulunduğu, 8 yetişkinin ortalama 80 kg oldukları kabulü ile toplam değerin 743 kg olacağı, kazanın meydana gelmesinde … plakalı hususi kamyonet sürücüsünün %100 oranında kusurlu olduğu, kazada ortaya çıkan yaralanma artışında yolcu kapasitesinin üzerine çıkılması ile taşıt sürücüsü yanında yolcu ve çocukların ebeveynlerinin kusurlu oldukları, aracın hasarının kaza ile uyumlu olduğu, onarım bedelinin KDV dahil 40.495,03 TL şeklide olduğu, taşıt yük kapasitesinin üzerine çıkıldığı iddiasının ispata muhtaç olduğu yönünde kanaat bildirildiği görülmüştür.
Davanın niteliği itibariyle davacı ile davalı şirket arasında mevcut sigorta poliçesine dayalı ilişki nedeni ile davacıya ait araçta oluştuğu tespit edilen hasar bedelinin kasko sigorta poliçesinde gösterilen teminat kapsamında olmadığı, davacının istiap haddini aşması nedeni ile kazanın meydana geldiği hususunun davalı sigorta şirketi tarafından ispatlanması gerektiği görülmekle, dava dosyasında Mahkememizce bu yönde inceleme yapılmıştır.
Dosyada yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, 25/08/2018 tarihinde davacıya ait aracın tek taraflı olarak meydana gelen trafik kazasında hasar gördüğü ve bu hasarın tazmini istemi ile kasko sigorta poliçesini düzenleyen davacı şirkete başvuruda bulunulduğu, davacı şirket tarafından araçta istiap haddinin aşılması nedeni ile meydana gelen hasarın teminat dışı kaldığı beyan edilerek hasar ödemesi isteminin reddedildiği görülmüştür.
Bilirkişiler tarafından yapılan incelemeye göre, her ne kadar araç içinde 6 koltuk var ve araç 6 kişilik ise de, araçta 12 kişinin seyahat ettiği tespit edilmiş olmakla birlikte dosya içeriğindeki muayene formlarında araçta yolculuk yapan kişilerin bir kısmının çocuk olduğu ve ağırlıklarına göre yetişkin çocuk oranı yapıldığında dava konusu aracın toplam yük kapasitesinin üzerine çıkıldığını gösterir hususun tespit edilemediği, zira aracın 950 kg yük kapasitesi olduğu, sürücü dahil 6 kişilik insan oturma kapasitesinin bulunduğu belirtilmiştir. Ancak araçta 2 adet 7 yaşında, 1 adet 6 yaşında, ortalama 22 kg olmak üzere ve 1 adet 12 yaşında çocuğun olduğu ve bu çocuğun ortalama 37 kg olduğu, 8 yetişkinin ortalama 80 kg olduklarının kabulü halinde toplam 743 kg civarında ağırlık olacağı anlaşılmıştır.
Yolculardan bir kısmının arkada yattıkları ifade edilmiş olmakla birlikte taşıt hacmi göz önüne alındığında muhtemel yapılabilecek yüke kalan kısım da dikkate alındığında aracın 950 kg olan yük kapasitesinin üzerine çıkılmadığı anlaşılmıştır.
Davalı şirketin aracın yük kapasitesinin üzerine çıkıldığı iddiasının ispatlandığını gösterir başkaca bir delilin de dosyada bulunmadığı görülmüştür. Buna göre, araç içindekilerin yaralanmalarındaki artışın yolcu kapasitesinin üzerine çıkılması nedeni ile araç maliki davacı ile araç sürücüsü dava dışı kişi, yolcu ve çocuklar içinde ebeveynlerinin eşit düzeyde kusurlu olduklarının kabulü gerekmiştir. Ancak bu hususun bedensel zarar yönünden sonuç doğurabileceği, araç hasarı yönünden ise aracın teknik durumunun değerlendirilmesi sureti ile kusur durumunun belirlenebileceği, bu durumda da aracın istiap haddinin aşıldığını gösterir bir durum tespit edilemediğinden araçta oluşan hasarın tazmini konusunda davalı şirketin sorumlu olduğunun kabulü gerektiği, tespit edilen hasar bedelinin teminat kapsamı içinde kaldığı, teminatın limitinin aşılmadığı anlaşılmıştır. Davacı tarafından davalı sigorta şirketine başvuru tarihinden itibaren davalı şirketin ödeme yapması için öngörülen sürenin yapılan hesaplamasına göre 30/10/2018 tarihi itibariyle yükümlülüğünün doğduğunun kabulü gerektiği anlaşılmıştır. Gerek istiap haddinin değerlendirilmesi gerek araçta oluşan hasarın belirlenmesi konusunda dosyada düzenlenen bilirkişi raporlarının dosyadaki verilere uygun ve hükme esas alınabilir nitelikte olduğu, bu hali ile raporlara itibar edilebileceği görülmüştür. Sonuç itibari ile, davanın kabulüne, 40.400,00 TL hasar bedelinin 30/10/2018 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi gerektiği anlaşılmış, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
Davanın KABULÜNE,
40.400,00 TL hasar bedelinin 30/10/2018 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Kabul edilen bedel üzerinden hesaplanan 2.759,72 TL harçtan, peşin alınan 731,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.028,32 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden vekilin harcadığı emek ve mesaiye karşılık yürürlükte bulunan AAÜT ne göre 6.052,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Davacı tarafından yapılan 95,20 TL başvuru harcı, 687,00 TL tamamlama harcı, 3.000,00 TL Bilirkişi ücreti, 226,70 TL tebligat ve yazışma gideri olmak üzere toplam 4.008,90 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Karar kesinleştiğinde artan gider avansının taraflara ödenmesine,
Dair karar, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvuru yolu açık olmak üzere davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 03/02/2022

Yazman …
e-imza

Yargıç…
e-imza